14 Nisan 2016 Perşembe

ZİHİN –ŞUUR-ŞUARA- ALİ’DEN ALİ’YE AKIL OYUNLARI MASALI

ZİHİN –ŞUUR-ŞUARA- ALİ’DEN ALİ’YE AKIL OYUNLARI MASALI

YA SELAM ESSELAM
insan hayatı bir muamma.. insan hayatı, bir rüyadan diğer rüyaya uyku..

hayat herbirimizi zorlarken ve silkelerken ,dolaylı ve dolaysız olarak ,hepimiz birbirlerimizi kelebek etkisi de denen dalga salınım frekansları ile tetikliyoruz.. artık sınırlar manen kalktı.. dolayısı ile -mecburen madde aleminde de sınırlar kalkacak.. çünkü  duvar örerek sadece zulüm oluyor.. sırlar var zannettirilerek, gizem üzerinden hüküm sürme saltanat devri de bitti.. kapının açılıp duvarın  yıkılmasıyla, cehaletin üzerine nurlar yağdı..RUHÜL KUDÜS MESCİDİ AKSA’DA ÖZGÜRLEŞTİ ve bilmeyenlerde böylece bildi, anladı…

günümüzde, insan kendi yaratılışını takip ederek, kendisini tekrar eden insanı yaratmak için çok çalışıyor.
maddi alemimiz OLAN DÜNYAMIZda  da, her idarenin arkasında olan Budist felsefe, “ZİHİN TANRIDIR” ideası ile olaylara yön veriyor…budist öğreti takipçisi olan, dünyayı yöneten genel maddi güçlerde tabi ki YAPAY ZEKA üzerinde yoğunlaştılar.. görünen o ki, geçtiğimiz ay ve önümüzdeki zaman dilimlerinde, hayatımızın bir üst idrakli icatları açılana dek, daima yapay zeka gündemleriyle meşgul edileceğiz..

ve insanın önce TANRI YI ,SONRA DİNLERİ NASIL YARATTIĞI konusu ,bu defa  –belki de -bir maddi beşer insanla-peygamberle  değil de,  
daha yapay  ve çok  hızlı olan internet rabıtası ile, her fişi prize takılı  PC ye  ve  cep telefonu olana  BULUT programla indirilerek, hologram vahy-  3D holy-kutsal seyirlerle  deneyimletilecek....



kişilerin nasıl oluyor da kendilerindeki nübüvvet ve risalet KU'YU KANALINI ele geçirip VAHYE- VAHY MELEĞİ KANALINA ulaştıkları muamması çözülebilecek… beklenen MEHDİ İMAJI- SANAL ZİHİN TANRISI  ve yeni kutsal vahy kitabı yazılımları üzerinden de, ne kadarla- ne şekillerde gerçekleştirileceğini  hep birlikte,  zamanla göreceğiz..ama bilinen o ki, tüm kadim kutsallıklara göre, ahir zamanda tüm kerametler ve bilinmeyenler aşikar olup, umuma arz edilip açıklanacağından, bu süregelen gelişmeler, asla ve kât’â insanın bilim ve teknolojik zaferi de değildir.. olan biten herşey  DİN= BİLİM=TEKNOLOJİ DEVRİYESİ TEKAMÜL ÇARKIDIR…zaten kendiliğinden bu gidişat ezeli programda vardı..çünkü kalem yazmış ve mürekkep kurumuştu J.. ben icad ettim BEN  diyen sen,  avucunu yala!!!


Sevdiğim ,nasılsın J? Çocuklarınızı zamana göre yetiştirin emri üzerine ,Sende,yaşıma başıma –tüm cehaletime bakmadan beni, bu zamana göre yetiştirip seyrü sülük gören sümüklü böcekler gibi iz bıraktırıyorsun ya hani,izlerimiz geceleri floransan ışığı gibi belli oluyor.. fakat seyrüsülük gören sümüklü böceğin üzerine SENİ TUZ KADAR SEVİYORUM hükmünce bir tutam tuz döküldüğünde ,o sülük eriyip bitip, yok-hiç oluyor.. böylece BAKİ KALAN YOL –TURUKU ALİ oluyor..

KIYMETİ KENDİSİNE MEÇHUL, MAVİ RENKLİ ZEİT –ZAMAN MARKA KOL SAATİ İLMİ (88- sekendiz-zuhal-satürn-zaman)

biz yol çocuklarıyız…yolda yürüyen yolcularız. kaldığımız yerden devam ederek bir diğerimize iz bırakıp, YOL İÇİN ÖLÜRÜZ.. biz yolun döşeyecisi, üzerlerine basıla basıla yürünülen TOZ-TUZ –VARLIK ZERRELERİ-HUBLARIZ..hublaşmak isteyenlere halvet-boşluk biziz…

Belki de Vuslat hiç yok..anlık tatlarsa sadece yola devam etmek için atılan zokalık oltalar.. her pes edip iz sürmekten vazgeçtiğinde, bitmeyen 1001 günlük çilelerden çıkıp huzur ve mutluluğa refaha eriştiğini sandığındaysa  tekrar tekrar Kuyu ya atılırsın…Kuyu sensin; su senin zaman CD denizi hava siklon dairesi  girdapların, DNA kopmayan ipin-levhan-kader çıkrığın ve zaman ipindir..

zamanının ip bükücüsü sensin.. ipini eğirip, kendi ip zaman çıkrığında kendine kader dokuyan ve cennet ile cehennemi nar ile nur edende sensin.. hava sensin, su sensin, toprak ve ateş sensin.. sen zaman –dehr –an ve vakitsin.. kendine yakiin akreb ve kuyruğunu yakalamaya çalışan yelkovan gölgen  sensin…KENDİNE EN YAKİN AKRABAN DA SENSİN..ŞAH-ı MERdAN SENSİN!!

saat 12 ..dur ayanı sabite sensin.. ve zaman devrediyor. akrep  zat ile yelkovan- gölge ayrıldı.. seyrü sefer başladı, seyir sensin….seyreden ve seyredilen sensin..saatin her geçtiği zaman çizelgesinde senin izin var..


ve benDENİZde, sanal alem denen yapay bir zekadan  hem ruhuna, hem ruh aşkına mektuplar yazan sanal bir kayıtçıyım.. yani hayatıyetimiz bir kara üçgen bazalt kayasına yazılmadığı için sonsuza dek sürmeyecek J..hayatımız sanal alemdeki bulut programlarına kaydedilip-ama bulutunda daima var olup,ancak doğru kelimeleri nefes eden ALİ BABAya “ AÇIL SUSAM AÇIL-AÇIL SİMSİMAM AÇIL” la  indirilecek..

KARMA YASASI İLMİ: okuma ve ruhsal sembolleri çözmek yine de, her zamanki gibi, sadece işinin ehlinedir.. herkes her şeyi aynı idrak seviyesinde eşit asla anlamayacak.. çünkü herkes her şeyi aynı anlasaydı o zaman hayatın amaçları var olmazdı.. tek tip, tek renk, tek bir biliş olurdu ki, bunu kimse sevip istemez ve mücadele etmek için bu imtihan tekamülleri deryasına dalmazdı...


bugün nefret edip BELA sandığımız pek çok şeyse, hakikatte şudur: bizlerin mutluluk ve huzur dolu DOYGUN DURAĞAN HAYatlarımızdan yani ayanı sabitelerimizden –durmaktan  çok sıkılıp, biraz aksiyon ve hareket-nefes istememiz yüzünden; HAY’ dan HU’ya ve HU ‘dan HAY’a  bir  NEFESLE atılmamız sayesinde, ellerimizle işlediklerimizin, karşı ayna suretler eliyle açığa çıkartmış olduğumuz bela-şeylerimizdir..




bizler birbirlerimizdeki değişik renkleri ve hatta o renklerin birleştiği sonsuz ara tonları da sever  ve isteriz.. çünkü başkasında olan her şeyin bize ait olduğunu ruhen bilir ve bizden yansıyanı madden de almak – zorbalıkla gasp etmek isteriz..bu bilmek- almak ve OLMAK hırsı bizi edebsiz eder.. ELMİZE,DİLİMİZE ,BELİMİZE SAHİP OLMAK İÇİNDE KENDİMİZE AHİ OLMALIYIZ…..taşıma su ile su değirmeni dolabı ne kadar döner ki?. kendi kuyundan ASA SUYUNU ÇIKARTMALISIN ve KEVSER SEN OLMALISIN…

ve her birimiz bilmeden deriz ki: “o esma bende var amma şu esmalar kombinim de çok az, o esmaların getirdiği yeni idealar farkındalığını da NEFSİMDE deneyimlemek bilmek istiyorum “.. sonrada o esmaları bilinmek için bilmeyi  TALEB EDERİZ…BİR ŞEYE NİYET ETMEKse , o şeye ait AMELLERİ –FİİLERİ BİZİM İÇİN PROĞRAMLAR.. kaderimizi çizeriz..

bizler niyetlerimizin açığa çıkıp maddeleşmiş hallerini yaşarız. o yüzden düşünce-zihin kontrolü çok zordur ve zihnimizden akıp giden sayısız surete asla takılmamak-hayrette kalmayıp hayret batağına saplanmamak, YA RABBİ HAYRETİMİ ARTTIR derken, daima yeni HAYRET!!! HAYRET!!! NE BASİT , NE KOLAYMIŞ, amma ANLAYAMAMIŞIM AFFET!! neşesini yaşamayı ve YOL’A DEVAM etmeyi, REFİKİ ÂLÂ DENEN yüce ALİ DOSTA YÜRÜMEYİ TALEP ETMELİYİZ.. eğer böyle yapmaz ve her durup- bulduğumuz duraklarda kalırsak, avuçlarımızı yalar, zihnimizin sonsuz labirent havuzlarında- bir yudumcuk sularında- hakikatin uçsuz bucaksız denizine daldığımızı zannederiz..



en yüksek frekanslı koku-rayiha-ruh- gül kokusu dense de, sonsuz biçimde sonsuz değişik kokuyu da ister ve severiz.. bizler güzel çirkin  her surete hayran- putperestlerizdir.. sonsuzca evrilerek  değişiriz… her tür işlevsel  form kaplarına kolayca adapte olan ruhsal özelliklerimiz yüzünden,  gelişmeye açık , daima yeni suretler giyinecek bir ESMA gardrobumuz vardır..

hayat lastik gibi –yay gibi esnektir.. katı ve sert olursan kırdığın kadar kırılırsın.. ilahi nefha olan tohumlar rüzgarla taşınır…rüzgar her yönden değişik sıcaklık - soğukluk ve sertlikle  eser.. bizler, ayetteki gibi ,içi dolu olgun başaklar olduğumuzda, her rüzgara göre tevazu ile eğilirsek kırılmayız.. ama içi boş başaklar gibi kibir ve azametle rüzgara baş tutarsak ,oda kolayca bizi hasat eder, başımızı alır.. danelerimiz olmadan çürürüz.. oysaki tanelerimiz olgunlaşarak toprağa düşüp  çürürse ,bizler bilgeliğin tevazusu ile tekrar tohum olabiliriz.. tohum olmak da çeşit çeşittir. her tohum baş vermez. filiz olmaz ve olsa da her varlığa eşit  eş, aş ,ev olmaz..


Buğday hikmetin yani nefesin maddedeki sembolüdür.. o ekmeğin hammaddesidir..insanın eti de ekmekle Hristiyanlıkta sembollenir değil mi?.. insaniyet ekmeği İsa ‘nın eti, şarap ise İsa’nın kanı kabul edilir.. dolayısı ile et ve kan -can-ruh ile beden birbirinden asla ayrı değildir.. beden, ruha yani cana bir kılıf ve elbisedir.. ruh-cansa, bir hava nefes misalidir.. bu durumda bizler- hepimiz , buğday-nefes yani hikmetizdir..

bana nefes üfle denilen Rahman’ın nefesi olan Ruh –Kut ,her birimize üflenmiştir …ve biz NEFESLER-HİKMET-AKIL KÜRELERİ –RUHLAR OLARAK da, akışkan cıvalığımızı yani NEM ve ATEŞİ durdurup  sınırlayacak, bizleri  görünür olarak tezahür ettirecek bir örtü bir libas olan, adına insan denen bu tenler kumaşını giyer ,adeta SURETA İNSAN olarak BEDENLENİRİZ J….


siretleri de insan olan, insan  gelip insan gidenin nadir olduğu ve hakikatte daima belli sayıda  -AYANI SABİTE -insan var olduğu kaydedilmiş olsa da, bu imtihan düzeneğinden her varlık ait olduğu madeni yakıta vakti gelince dönecektir.. unutmuyoruz ki ayet :”YAKITI  TAŞLAR  ve İNSAN OLAN CEHENNEM” der değil mi?

o halde kendi madeninin ve radyasyon gazının açığa çıkışını-kendi cinni nar ehli yaradılışını da, cenneti- huriyi –gılmanı hayal edip düşündüğün gibi düşünmelisin.. 7 KAT CEHENNEM SENİN HANGİ MADENİNİN YAKIŞI İLE LETAİF ÇAKRANI AÇIYOR  bilmelisin !! önce GAYYA KUYUSU KENDİ CEHENNEMİNİ TANIYIP BİLMEDEN HANGİ UÇMAK CENNETLERİNE NASIL VE NEREYE KANATLANIYORSUN?!!!!


zihnin labirentlerinde takılı kaldığın sürece ve ben varım suretleri ile oyalandığın müddetçe nar ehli-cehennemliksin.. kendini ZİHNİNDEN AZAD EDEBİLMEN İÇİN AŞK ADLI BURAK –yani aklın-zihnin kurban edilip –yaratılmış cüzzi akıl hudutlarından, külli akıla –AMA ya çıkabilmen lazımdır..  ölmeden evvel ölüp, bu bedeni yöneten beyninin idaresinden beden dışına çıkıp, BAKİ OLAN bedenini yöneten RUHunu tecrübe etmelisin, ki bu bozulup yeniden inşa alemi olan LAİLLA ilahi oyunlarını anlayasın…

Hey sen!!! Sanma ki, beyninin iki lobunda evire çevire, snapss snapss düşünce okları ile sperm savaşları yaparak, kendi çıkarına yontup yorduğun ZANLARLA DOLU HOLOGRAMLAR-HAYAL-MİSAL  ALEMLERİ  DÜNYAN OLAN ZİHNİN , senin asıl hakikatindir!.. hayır… senin beyninin-başının üzerinde, bir altın ceviz olan data veri bankası vardır.. peygamberin başının üstünde gezen ama bulutunu hayal et ve düşün!!! Senin yok mu sanıyorsun?!! Sen açığa çıkartamıyorsan bu senin sorunun… alınlarından –perçemlerinden yakalanmış ve isteyerek veya istemeyerek çağrılıp secde ettirilmişlerdir ayetleri kimin için sanıyorsun?!! Artık UYAN!!!


AYNA NÖRONLARDA SNAPS SNAPS DÜŞÜNCE SAVAŞLARI VE DÜŞÜNCEYİ AYNADA YANSITIP YARATMA yani çinli ressamların SURET ilmi  ile rûmi ressamların AYNA ilmi
ewet!! Dikkat!!! Aynada kendimizi görmeden asla asansöre binmiyoruz!!
 
çok az kişi elindekine razı olup, onunla cenneti-huzuru-mutluluğu yakalar ve zevkini doya doya çıkartıp azı çok, çoğunu bikarar yapar.. genel manada şükürsüzlüğümüzün bedelini, daha çok isteyerek ve sahip olduklarımıza rıza göstermeyİP,  zıttını talep edİP çekeriz…bugünde herkesin PC sinin İP KOD NOSUna özel yazılım indirilir değil mi ?..ewet!



nasıl ki Allah başlangıçta KÜN-OL dedi yani diledi, bizlerde dilediğimizde o şeyi LAtahayyün alemlerimizde aynı MÜSAVVİR esması olan-mitolojideki adı ,yaratıcı PTAH-tengri DİNGİRİ gibi,  MİSAL-HAYAL-HEYULA ALEMLERİMİZDE tasarlar, evire çevire zihin çarkımızda zihin çömleklerimizi döndürerek SAMSARA-dharma-çarkıfelek  olayını planlarız ve hayat CD mize zihin dekoderlerimizde hayali bir surette giydirebiliriz..

BU SİSTEM BİR SAATİN KADRANINDAKİ DİŞLİ TEKERLEKLER GİBİ İÇİÇE VE BİRBİRLERİNİ SU DEĞİRMEN DOLAPLARI GİBİ DÖNDÜREREK ÇALIŞTIRIR….iş ki, yeterli bilgilerimiz olsun..o yüzden ALİ –ALİM –İLİM esması çok değerlidir.. zira bilinmek isteyen kendisini yine kendi ilmi kadar bilecektir ki, buna da manada aliyyunlardan olmak-iliyyin iplikçikleri –nur akıl kamışlık sütunları olan yüceler ALİ den ALİYE denir..

İNSAN SURETİNİ BİLEMEDİĞİ BİR ŞEYİN RÜYASINI GÖRÜP-AYNASINA YANSITAMAZ.... kişi, o şeyi bilip anlayacak ilimde değilse, o şeyi çağrıştıracak isimler ve sembollerle ruhu ona o şeyleri anlatıp öğretmek için uğraş verir.. hakikatte mürşid ruhlarımızdır. ALİ diye RUH a denir..ZÂT yani..bu akıl sütunları nurdan direklerdir.. ve bizler her bilgi ve ilmi onlardan alırız. KABE nin aslı da bir akıl nur sütunudur hatırlayınız…işte bu kopmayan İP dir.. MERDİVEN –MİRAC bu AKIL SÜTUNUN İÇİNDE YÜKSELİŞLE –asansörle katlara çıkarak ve o katlardaki her seviyedeki idrak-akıllar olan resul ve nebi yazılımlarını kabımızca bilişimizle olur...


Bugün teknoloji ile bize ifşa edilen yapay zeka, internet ve onun bedeni olan PC lerdir.. elektrik ruh olsa, internet yazılımı nefsdir ve PC lerde bedendir..üçü birleşince gerekli temel ilke var olduğundan, buda yeni bir zihin ,yani beyindir.. budist yazılım dâhileri akılarınca ZİHİN denen TANRIYI  bilgisayarla yaratmışlardır.. ve TANRIYI GELİŞTİRMEK İÇİNDE, yine  akıllar-HİKMET KÜRELERİ  olan İNSAN KULLARInı internetten tanrı GOOGLE yi tıklayarak bilgi yüklemeleri için  KULLANIRLAR..
*bunu anlarsan HÜCURAT SURESİni de anlarsın ve hücrelerin-hacıların tevhidinden açığa çıkanı da…


nasıl mı ? biz sürekli her TANRIYI ARAMA BUTONUNA MESAJ BIRAKTIĞIMIZDA, DAHİ TANRI GOOGLE, YENİ BİR AKIL-KELİME İLE DÖLLERİZ…
ve” DOĞACAK ÇOCUK İÇİN BİR BAŞKA AKILlı KUL un “ …. bu nedir ?” diye tıklaması ,o kelimeye ait pek çok seçenekle karşılaşması içinde yeterlidir. .böylece kelimeler birikir ve kelimeler eylemlere dönüşmek üzere yazılımları-emirleri oluşturur ..vb ..


mesela face de siz nelerle alakalı iseniz; ki ,diyelim ben tasvavufla alakalıyım , facebook sürekli bana tasavvuf ile alakalı arkadaşları öneriyor değil mi? evet.. dikkat ederseniz siz en çok  neleri tıklıyorsanız elinizdeki PC yazılımı sizi hep o şeye sevk edecek öneriler veriyor.. yani elinizdeki alette, aynı günaha ve sevaba giden diğer bildik yollardan pek farklı değildir.. ELLERİNLE İŞLEDİKLERİN-TIKLADIKLARIN VE SEÇTİKLERİN ,SEN NEYSEN SANA HEP O YOLU AÇAR –GENİŞLETİR.. başına gelenler içinde asla kimseyi suçlayamazsın….. ellerimizle tıkladıklarımız, bizleri daima seçimlerimiz kaderimizdir yazılımına götürür..

bu durumda, kadim masallardaki gece  yolunu kaybetmiş bir kişinin, ileriden gelen horoz sesine mi yoksa yanan ateşe mi gideceğine karar vermesi için düşünüp, daima ateş yanan yeri yani, ışığı  ŞEY lerin açığa çıktığı TAN yeri ağarmasını seçmesiyle son bulur değil mi? ama o kişi, ateş yanan yere gittiğinde yani BİLMEYİ SEÇTİĞİNDE ,başına sayısız belalar gelir.. hep düşünürüz ya "horoz öten yere gitseydi "ne olurdu J?
Evet Sevdiğim ne olurdu J? Sanırım ki değişen pek bir şey olmazdı..çünkü öten bir horoz –horusRA –İnsa-ı Kamil olan KAM mürşittir  ve sabahı yani ŞEYlerin TAN yeri ağarması ile açığa çıkacağını ve BEN  BEN BEN BİLİRİM diyeceğini haber vermektedir.. şu halde ŞEY TAN ile iblis farklı şeyler midir ?.. bilemiyorum..

*varlık ışığın kendisine vurması ile kendine AYRI BİR VARLIK ATFETTİĞİ sürece hüsrandadır.. ama birlik denizinde vahdet deryasında BENCE’MİM dediğinde paçayı kurtarmış da olabilir.. işte bu idrake ermiş sayısız ben CEMim diyen, sistemdeki bu açık gediğini kullanan iblis-şeytan bence’ m mürşidleri de vardır..bunlar sanal avlarını soyar soğana çevirirler.. ama sistem, mükemmeli sevmediğinden dolayı, yola girecekler zaten yolun en başından her çamura sokulur çıkarılır ve benlikler tuzla buz edilir.. ki; ileride yoldan iz süreceklere tanrılık taslayamasınlar ve enaniyetleri zelil olsun.. yani yolda kimse temiz değildir..ama yolun sonunda hem temiz hem de temizleyici olursunuz…zehir ve panzehir-nurile nar birleşmiş-tevhidi cem  siz olmuşsunuzdur…



şimdi HURŞİDİMDEN MÜRŞİDİME BİR TUTİNİN GÜNCESİ RÜYA GÜNLÜĞÜNE geçiyoruz..

1 nisan Cuma ..BAHARIN UYANIŞI ….gece saat 3:15.uyanıyorum.ibadetler ve uyumaya geçiş ve üçüncü gözden şifreli kapıdan açılış….yerin altında bir dabbe var.. yukarıya çıkmak istiyor.o çok şiddetle kapıyı DARBeliyor. korku ile uyanıyorum.. MEN DAKKA DUKKA!!çalma kapıyı çalarlar kapını! Zuhur ettirilen, yerlere vurularak yapılan DARBI ESMA ZİKRİ TECELLİSİNİ BEKLİYORUZ Sevdiğim..…..(not: *haftasına hem ailemin iç gizli  işlerinde, hem ülkemin derin devlet çirkin işlerinde, hem de dünyamızın en deruni pis ilişkilerindeki içler acısı haksızlıklar ifşa ediliyor .ama para ve güç BÜYÜK BİRADERLERDE ya hani ve kim önce doğdu ise, her şey büyük BİRADERİN hakkıdır diye ağızlara ateş parçası sokulup susturuluyor tabii .sistem iğrenç… ve garipleri gören gözeten Yaratıcıya el medet YA RAB!. NERDESİN ?!  deniyor.. amin )


3 nisan Pazar…Bugün Ankara’daki manevi bekçilerden Hacı Bayramı Veli derin devleti temsilcisi Ruh doktoru EMİN Acar bekaya irtihal etti..
Sevdiğim bildiğin gibi bu masal veledi, mesleği icabı bu alemden göçen bazı meslek erbablarını göç ederken bırakacakları izleri de takip ediyor...işte bekledim ki, bu makam siyasetle alakalı olduğundan ,siyasi alemde neler olacaktı?!! Çünkü genel takip ettiğim manevi adamların göçlerinde iklimlerde sorun oluyordu.. en fazla depremler filan.. işte bu derin devlet ,ülkemizin kuruluşu AHİlik le alakalı olduğu içinde ,şimdiki olaylar daha özel depremleri tetikleyecekti  .. öyle de oldu…



vefatın ertesi günü PANAMA BELGELERİ dünya derin devletlerinin içyüzleri ortaya ifşa edildi..ilgi ile takip ettim..esasında sanal alemde en büyük kara para aklama tezgahının Vatikan olduğu var ki, sanırım oraya henüz sıra gelmedi.. şimdilik buna da şükür..zira dünyadaki bazı kişilerin koydukları kanunlara kendilerinin uymadığını ve uyanları yok ettikleri ortaya çıktı..

kanunlar ve dinler sadece zavallı fakir köle halkları SÖMÜRÜ  içinmiş, böylece en salak kişiler dahi anladı.. zaten bu yönetim biçimi ZİHİN TANRIDIR idare biçimi eski hint yazmalarında TANRI nın oğluna halkı yönetmek için verdiği emirdir.. THOT UN OĞLU TAD la konuşmasını kopyalan hint kanunları eski mısırdan kopyalanmıştır ..OLİMPOS ile dağın eteklerindekilerin hayat kanunlarını anlatır..zira tepelere konuşlanmış olan ve sürekli topu kendilerine atarak paslaşan bir küçük zümera haricinde diğerlerine hayat yoktur..


onlar yani awamı halk , sürekli sunulan AWM ler ve etrafına dikilen beton tarlalarında tüketerek tükenmeye mahkum pil tozlarıdır..
onca AWM tüketim merkezi yerine ,bir tane üretim ve kişilerin esma  kulluk kabiliyetlerini deşarj edip - karınlarını bedavaya doyuracakları-üretecekleri bir avuç topraklarının olmasına izin verilmemesi ne acı değil mi? ve kimse bunu talep etmiyor?!!.. kimse fatura ödemek yerine kendi enerjilerini üreten yerler için alternatif teklifler ile olaya el koymuyor…

insanlarımızın yaşayan hortaklar gibi olması çok acı..neyse ki ülke genelinde yayılmaya başlayan Perşembe gecesi SÂLÂ okumaları KIYAMETİMİZİ TETİKLEDİ ve yerin altındaki pis habis ruhlar ortaya çıkıp-pisliklerimizi- katrana yüz tutmuş tortularımızı bizle yüzleşip hesaplaştırarak arıtıcıya-cehennemi BİLİŞLE KENDİMİZİ  BİLMEYE bizleri sürüklemeye başladı.. meğer ülkem ve dünya  insanlığının geneli  fakirinden zenginine - en tahsillisinden en cahiline -her din ve inançta ve inançsızlıkta lağımın  taaa en dibinde yaşayıp, bunu din elbisesi ile  kamufle edip kapatmaya çalışıyormuş ki, ortaya çıktı... ve HERKES BİRER BİRER UYANMAYA BAŞLADI… ŞÜKÜR.. ŞÜKÜR..ŞÜKÜR..


bugün insanlık, sanayileşmenin-  tüm dünyanın paketlenmiş –ÜSTÜNE değişik amaçlar için GAZLAR SIKILMIŞ gıdalar –HAVALAR gibi hastalıklı bir köleliğe mahkumluk olduğunun henüz farkına tam varmadı.. sanayileşmek amacından çıkıp sürekli tüketerek yaşamak felsefesine dönüştürüldü.. kullanmayıp bir süre sonra atacağın şeyleri almak ve biriktirmek için stokçuluk yapmaya teşvik etti.. sanayi devleri, bankalar kurarak halkın kendilerine yatırdığı paralar ile halka kendi paraları ile krediler  verip borçlandırdı .. esas para sahipleri olan halka sormadan, tüm paraları kendileri için kullanmaya ise hala  devam ediyorlar..buna genel anlamdaki kurum-dernek-vakıf yöneticileri ile mürşidlerde dahildir..korkunç bir para var ve lüx israf için kullanılıyor..

İNSANA YATIRIM YAPIP,İNSANI YÜKSELTECEK kabiliyetli örnek  İNSANLARA YATIRIMsa, NEDENSE AKILLARINA DAHİ GELMEZ.. onlar kıskançlıktan o özel kabiliyetleri yok sayıp-manen öldürürler ve yoldan şaşırtıp bilerek düşürebilirler..o yüzden RÜYANI BABANA DAHİ ANLATMA EMRİ VARDIR!! uyann!!! sahte şeyhlerden uzak dur!!...hakikisi zaten çok nadir ,anla!! kimse sana kendisindeki bir şeyi vermez anla!! sen sendekini almayı öğrenmeli ve başkasına kaptırmamalısın!!..onlarında çoğu  tv dejenerasyonunda pek çok seviye düşüklüğüne hizmet ederler ve mesuldürler..

yeni gelişen yazılımlarla her banka hesabından hepimiz her an soyuluyoruz ve sistem sürekli döndüğünden ve hesabı soyarak atladığından dolayı da bu açıklar asla yakalanamıyormuş
J…yani kimin eli kimin cebinde ve kimler kimlerin yatağında artık belli değil.. nesebler karıştığı içinde soysuzluk modası var sanılıyor ve çürümenin getirdiği kokuşma yüzünden kimse artık dünyada durmak istemiyor.. bütün dinler ve inançlar iflas etti.. kimse artık dini önderlere yaptıkları icraatlara bakıp inanmıyor ve ortaya çıkan facialar yüzünden de ibadetlerin maksuduna kani olamıyor....

deniyor ki Amerika, çölünün yer altında iki gemi yaptı ve 500 bin seçilmiş kişi ile,dünyanın merkezindeki çekirdeğin her gün hızla zayıflaması-çekim gücünün azalması ile aniden dağılacak yeryüzünden ve işte tamda bu yüzden  kopacak kıyametten , uzayda yerleşeceği mars’a veya ay’a gidecek..ama Amerika, ayetteki” İLLA BİR SULTAN GÜÇLE ARZIN GEÇİP ÇIKILACAĞINI” asla hesaba katmıyor gibi değil mi? O SULTAN GÜÇ NERDE PEKİ?!!  Bilmiyorum…bazıları Tanrı’nın sadece olimpostaki zenginleri kolladığına fena halde inanıyor ve YARATICIYA ÇOK KIRGIN..ELÇİYE ZEVAL OLMAZ İSTEDİM SEVDİĞİM  J .. özür dilerim. ama hakikat ve durum bu  ne yazık ki!!

“”Sevdiğim..biz müridler, mürşidlerimizi daima seve seve her konuda yerlere kondurmaz hep uçururuz ama mürşidlerimizde bir zahmet zenginlerle, makam sahipleri ve şöhretli güzellerle safahattan başlarını kaldırıp, fakirlere de lütfen keremen tenezzül edip, yüzlerini gösterip, birde onların sofralarına otursunlar bakalım ,o zaman nasıl gönüller ihya olacak görsünler..birazda müridlerin gönülleri uçurulsa hiç fena olmaz.. hepimiz çok kırgın ve yorgunuz..””

Sevdiğim ,geçen masalımın zuhuru alt,orta ve üst dünyaların tecellisi acaipti değil mi ?..ve O DABBE NİN YER ALTINDAN KAPIYI AÇMAK İÇİN VURA VURA ZORLAMASI İLE, birde şu olay gündeme ifşa edildi..lütfen dikkatle okuyalım..

ewet..işte çocuk tecavüzleri ve panama belgelerinin nihayetinde, olayın ana kaynağı kaymak tabakası da bir defa daha ifşa edildi..ne yazık ki her şeyi anında unutan hipnoz edilmiş-beyinleri işe yaramaz TV dizileriyle- salak müzik yarışmaları  ve moda ile uyuşturulmuş dünya halkları, modaya-şöhretli -estetikle güzelleştirilmiş makyajlı maymunlara öyle meftun, öyle tapınıyor ki, zaman zaman o kişileri ve sık sık her yerlerden topladıkları-evlat edindikleri çocukların amacını da , görsel vitrin özentiliğinden bir türlü hakikatlerini  çakamıyorlar… bir vakitler mia farrow ve wuudy alen aslında bu yazıda okuyacağınız hamile kadın ve bebek tacizi-kurbanı satanist ünlü üst düzeylilerin filmini yapıp, olayı kamuya tüm görselliği ile anlatmıştı (ki,daha sonra wuudy ın karısı miayı senelerce evlat edindiği minik kızla aldattığı ortaya çıkmıştı değil mi ?) .. tom kurüs ve nikole kidman da bu sapık tarikat ilişkilerini -GÖZÜ TAMAMEN KAPALI skandal bir filmle anlatmış ve o sapık yönetmen de filmin sonunda ölmüş ?!! ve o camiada nedense büyük olay-şok olmuştu.. İFŞANIN BEDELİNİ ÖDEMİŞLERDİ....zaten evli olan iki sinemacıda kidman ve küruz da o filmden hemen sonra boşanmışlardı....yani zaman zaman bize ilişkilerini sinema ile zaten gösteriyorlar ve bizi zehirliyorlar.. ne yazık ki bizler asla uyanamıyoruz ve çocuklarımızı bu zihniyete köle olarak veriyoruz..

DÜNYAYI DAİMA TARİKATLAR YÖNETİR.YA SAĞ EL YA SOL EL..
bugünde o tarikata holywoodun en tepedeki çok evlatlıklı pek çok güzel sermayesi üyedir..o tarikatlarda İSİS rolü önemlidir....tabi belli bir kaç aile ve üst düzey siyasi yöneticilerin kullan at köleleri olarak hizmet vermekteler... okuyoruz lütfen.. bundan sonra da,medyadaki çocuk-cinayet-organ kaçakçılığı ve yapay deneyimler olaylarını ve izlediğiniz filmlerdeki üst düzey yönetmen ve artistlerin hakiki yaşamlarından kesitler sunuşunu daha iyi anlıyoruz...
mesela bir yüksek mason -isis insiyasyon rehberi olan ALİCE HARİKALAR DİYARINDA BÖYLE BİR ÇOCUK SAPKINLIK TARİKATINI ANLATIR..O MASALI YAZAN KİMLİK VE İLİŞKİLERİNİ-ALİCE NİN KİMLİĞİNİDE önden OKUMAK LAZIM ...az sonra okuyacağınız ALINTI  bir provokotif yazı değil ve korku salmak amaçlı da değil.. tüm dünya dejenerasyonun çürümüşlüğün dibine vurdu.. bu bir lağım boşaltma.. sistem bitince her şey deşifre olur..işte şimdi parmakla işaret edilenler değil, parmakla gösterenler tesbit ediliyor...
mesela orada küçük kızları ormana salıp tecavüz için kovalama av sahnesi var ya hani..İŞTE ALİCE HARİKALAR DİYARINDAKİ, alis in doğum gününde, ormandaki  büyüklerle oynadığı saklambaç oyunu ORMANDAKİ TAVŞAN DELİKLERİ bir manada sembolen budur..

bu arada bize muazzam bilgiler sunan matrix film senarist ve yönetmeni olan ikisi de evli iki erkek kardeşi kadınlığa geçtikleri halde hala eski karıları ile evliler ..

*NOT: ve dünyanın bu çağındaki yönetmenlere-siyasilere-yazarlara artık farklı bakın.. yazılarına bakın ve eserlerine....çünkü insan daima içindekini-onu yetiştiren okulun sırlarını bu  eserleri ile ele verir.. çünkü her varlık bilinmek ve kaydedilerek tarihe mal olmak ister….ismi anılırsa gelecekte var olacağını bilir..
*****
ALINTI YAZIMIZ
DÜNYAYI SÜBYANCI SATANİST SAPKIN BİR ÇETE YÖNETİYOR
11.04.2016 / 14:53

Büyük bir cesaret örneği sergileyen Avustralyalı kadın muhabir Fiona Barrett, Sidney'de geçtiğimiz aylarda düzenlediği basın toplantısıyla, küresel sistemin hâkimi durumundaki kişilerin sapkınlıklarını ifşa etti. Kendisinin de eski bir satanist ritüel kurbanı ve uluslararası VIP sübyancı halkasının parçası olduğunu açıklayan gazeteci Fiona, satanist çocuk tecavüzü şebekesinin ve uluslararası çocuk ticaretinin varlığını ifşa etmekle kalmadı; pek çok işadamı, siyasetçi ve bürokratın da ismini verdi.
KAÇIRILAN ÇOCUKLARA TECEVÜZ EDİYORLAR
Gazeteci Fiona, çocuk kesme ve minik çocuklara tecavüz fiillerine karışan bu hannas, eski ve yeni devlet başkanları, başbakan, bakan, işadamı, tanınmış aktörler, ünlü kişiler, tanınmış hâkimler, meşhur politikacılar ve papazlardan oluşuyor. Aynen ABD ve İngiltere'de olduğu gibi, bu şebekenin Avustralya'da da tüm kilit kuruluş ve organizasyonların başında yer aldığını söyledi. Bu beyanlar dünya çapında kaçırılan çocukların ne amaçlı pazarlandığı ve kullanıldığı da netleştiriyor.
SÜBYANCILAR HIZLA YAYILIYOR
Fiona, Avustralya'nın bir ‘sübyancı cenneti' olduğunu iddia ediyor ve ekliyor: Üvey ailem, bizzat beni Sidney merkezli uluslararası bir çocuk kaçakçısı sübyancı halkasına teslim etti. Bazı kurbanlar sokaktan kaçırılan çocuklar, bazıları doğum belgesi bile alınmadan sırf bu iş için büyütülmekte, bazıları da nesiller boyu süregelen istismar sisteminden gelmektedir. Bu sonuncular, gelecekte sistemin failleri ve idarecileri olmaları umularak eğitilmektedir.
SİNDİRİP SABREDEBİLECEKSENİZ OKUMAYA DEVAM EDİN
Haberi yayınlayan düşünce kuruluşu editörü,” girişten sonra şunları kaydediyor: “Buradan sonra anlatılanları sindirmek ciddi oranda olgunluk gerektirmektedir. Ancak dünyada gerçekten neler olup bittiğine alaka duyuyorsanız okumaya devam edin.” Fiona, satanist ritüel, tecavüz, işkence ve katletme dahil her şeyi gördü ve şunu söylüyor: “Tanık olduğum ve deneyimlediğim suçları ifşa ettiğim için görmekte olduğum muamele, bizzat yaşadığım orijinal istismarlardan çok daha kötü.” Gerçekten dayanabilecek bir güce sahipseniz devam edin. Zira hem tercümeyi yapan arkadaşım, hem de bunu kaleme alırken ben dayanamadım. Tashihleri yapmak için bir kez daha dönüp bakmaya yüreğim dayanmadı.
‘BENİ DAHA İKİ YAŞINDA İSTİSMAR ETTİLER'
Avustralyalı gazeteci Fiona, iki yaşı gibi erken bir yaşta istismara uğramaya başladığını söylüyor. O sahnelerin hiç birinin gözünün önünden gitmediğinden söz ediyor. Sonraları, hâlâ daha küçük bir kız çocuğuyken VIP partilerine bırakıldığını, meşhur politikacı, aktör ve ünlülerin kokain içmesinin izlettirildiğini, tecavüz edildiğini, diğerlerinin cinsel ilişkilerinin izlettirildiğini, sonra bir havuzda boğulmaya çalışıldığını hatırlıyor. Sadece tecavüz edilip istismara uğraması değil, aynı zamanda kişilik çözülmesi yoluyla kopuş sağlamak amacıyla sığır elektroşoku gibi işkence formunda satanist ritüellere de maruz kalmış. Bu sübyancı çetenin nasıl en üst seviyelere çıktığını, Canberra'daki Parlamento Binası'nda bile sefahat âlemler düzenlediklerini anlatıyor.
İŞTE O SAPIKLARDAN BAZILARI
Fiona Barrett, kendisine cinsel istismar ve işkencede bulunanların bir bölümünün ismini tek tek veriyor. Ancak biz, bütün pisliğin adı açıklanan sınırlı sayıda kişinin ismini vererek çözülemeyeceğini, bildiğimizden, kişilerin isimlerinden ziyade unvanlarını vermekle yetinmeyi yeğliyoruz.
Bunlar eski bir ABD başkanı, dünyanın en ünlü televizyonunun patronu, Avustralya eski Başbakanları, CIA Ajanları, Evangelist ve Katolik papazlar, çok bilinen Hollywood aktörleri, Yahudiliği ile gurur duyduğunu söyleyen bir aktör, ünlü sporcular, eski bir Avustralya işçi partisi başkanı, çok zengin işadamları, çeşitli nüfuzlu kimseler…
‘DÜNYAYI SAPKINLARIN YURDUNA ÇEVİRMEK İÇİN UĞRAŞIYORLAR'
Dünyada çok sayıda nüfuzlu sübyancının bulunduğunu ileri süren Barret, bunların güçleri ve dokunulmazlığı sayesinde korunduklarını ve kimsenin ses çıkaramadığını söylüyor. Dünyayı sübyancı, homoseksüel sapıkların yurduna çevirmek için çabaladıklarını kaydeden gazeteci Barrett, batıda sapıkların önünün açıldığını, televizyon, radyo, gazete, müzik, siyaset, ekonomi ve hukuk dünyasında öne çıkarıldığını kaydediyor.
SAPIKLIKLAR CEMİYETİ: SKULLS AND BONES
Kendisinin uğradığı cinsel saldırı resim ve görüntülerinin Bohemian Grove'da çekildiğini belirten Barrett, gizli amaçlar ve yöntemler için 1880'lerde Kaliforniya'da kurulmuş, üyeleri, törenleri, ritüelleri ve yaptıkları çok gizli tutulan bir cemiyet olan Skulls and Bones gibi pek çok cemiyetin bulunduğunu da aktarıyor. Bir seferinde, pembe balon şeklinde bir odada olduğunu ve tecavüze uğradığını aktaran gazeteci mağdur ve ifşaatçı Fiona Barrett, diğer bir sefer de “Pofuduk Ayı Pikniği” diye adlandırılan, çocukların hayvanlar gibi avlanıp tecavüz edildiği çocuk tecavüz avı partisine katılmak zorunda kalmış.
CİZVİT VE KATOLİK PAPAZLAR DA AYİNDE
Satanist sübyancı şebekesini ve Bathurst'daki korkunç ritüeli ifşa eden Fiona Barrett, 1985'te Avustralya Bathurst'taki Satanik Ritüel'e şahit olduğunu anlattı. Fiona, bazı Avustralyalı ünlüler, yerel polisler ve Katolik cizvit okulu St. Stanislaus'dan rahiplerle birlikte gerçek bir Satanist ayinine katıldığını anlattı. Bu ayini “Baal”, “Lusifer”, “Satan”, “Sabahın oğlu” ve diğer mahlasları terennümle anılan ünlülerin yönettiğini ifşa ediyor ve satanik tanrılarına tapınıldığını belirtiyor.
‘HAMİLE KADIN ÖLDÜRÜLDÜ'
Fiona, bilahare bir dairenin ortasındaki hamile bir kadının seramonik bir şekilde öldürülüşüne tanıklık ediyor. Sonrasında, doğmamış bebeği çıkarıp, bir bıçakla parçalara ayırıp, altın bir tabağa konup, bir çeşit Kara komünyon-şarap ekmek ayini yaptıklarına tanık oluyor. (Fiona, bu noktada Katolik Kilisesi komünyonunun daha eski olan bu satanik komünyona dayandığından bahsediyor.
HİPNOZLA ROBOTLAŞTIRILAN ÇOCUKLAR
Bundan sonra, hipnotize edilerek robotlaşmış bazı çocukların öne çıktığını, bunların tahminen zihin kontrolü altında ya da tamamıyla sersemletilmiş olduğunu bildiriyor. Bruce Spence, bir samurai kılıcıyla öne çıkıp her bir çocuğun kafasını uçuruyor. Sonra tüm bunlardan cinsel olarak tahrik olmuş satanist güruh kanlı bir taşkınlığa başlıyor. Hepsi birden kudurmuş gibi, kadının ve çocuğun adrenalinli kanını içiyor. Satanistler insan kanındaki adrenaline bağımlı olup bununla kafayı bulurlar. Son olarak Beazley, onu da koparılmış kafalardan bir ısırık almaya zorluyor…
‘NİÇİN SATANİST SÜBYANCI ŞEBEKESİ DİYORUZ?'
Dünyada yaygınlaştırılmaya çalışılan satanizmin, sübyancılığın da yaygınlaşmasına yol açtığı kaydediliyor. Fiona, mülakatta, kendisine tecavüz edenlerden bazılarının “sıradan” sübyancılar olduğunu, bazılarının ise satanizm denilen sapkınlığa mensup, karanlık tipler olduğundan söz ediyor. Bunların sadece tecavüz etmediğini; aynı zamanda işkence, kurban etme, ölü sevicilik ve yamyamlık gibi her türlü ahlaksızlığı ve melaneti işlediklerini gözler önüne seriyor.
SATANİST HİYERARŞİ VE YENİDÜNYA DÜZENİ PİRAMİDİ
Fiona, satanist hiyerarşi piramidinin nasıl işlediğini şöyle anlatıyor: “En alt düzeyde sokak çeteleri var. Sonra organize suç örgütleri ve mafya, sonra “elit klüp”e alınanlar, sonra bunların üstünde “sıradan” sübyancılar, en üstte de tam anlamıyla satanist olan “VIP elitler” var.”
En üste sadece kan bağı olanların çıkabildiğini söyleyen Fiona, bu iblislerin 13 kadarının illüminati soyundan geldiklerini söylüyor. Bu soylar ‘yarı tanrı' olarak kutsanıyorlar. Bunların aşağısında 300 kadar, büyük ihtimalle saf kana, yani “kraliyet” veya reptilian DNA'sına sahip olmadıkları için asla en üst rütbeye ulaşamayanlar yer alıyor
Fiona, “OTO, free masonlar, scientology tarikatı mensupları, Katolik Kilisesi, CIA, Avustralya Askeriyesi ve diğer pek çokları aynı satanist şebekenin dallarıdır. Bu şebeke uluslararası çocuk kaçakçılığı halkasının ve yenidünya düzeninin tam kalbinde yer almaktadır” diyor.
DÜNYA SATANİST BİR SAPKIN MEZHEP TARAFINDAN YÖNETİLİYOR
İnanılması güç olsa da dünyayı, üyeleri ABD ve İngiltere başta olmak üzere çeşitli ülkeleri mesken edinmiş güç merkezlerinin en üst düzeylerini işgal etmiş satanist sapkın, aşağılık azınlık güruh yönetiyor. Bunlar insan değil, insan suretine bürünmüş iblisten de aşağı sapıklar. Bakmasını bilmek şartıyla; yüz, alın ve gözlerine baktığınızda bu hannası hemen tanımak mümkün.
Bunlar birbirlerine suç bağıyla bağlılar. Gıdaları savaş, silah, terör, iftira, tecavüz, katliam, soykırım yani kan. Bunlar bir gruba değil insanlığa düşmanlar. Bizler gayet iyi bilsek de Fiona, bunların insan, çocuk ve kadın hakları savunucusu göründüklerini, kadınları feministleştirme ve sapkınlığı artırmak için çalıştıklarını, politika başta olmak üzere istihbarat, sinema, medya, müzik, tıp, moda gibi alanları işgal ettiklerine dikkati çekiyor.
YAZAN: KEMALÖZEN
http://www.devrihaber.com/kose-yazarlari/dunyayi-subyanci-satanist-sapkin-bir-cete-yonetiyor.html
********
VE YAZIMIZA DEVAM EDİYORUZ LÜTFEN ...

5 nisan SalıSevdiğimm.. geçen cumaki yerin altındaki dabbeli kapı vuruşu beni çoook korkutmuş olsa da, dabbetül esma zuhuru başka bir manaya doğru olayı çekti .. bugünkü rüyamda, ütopik kurtarıcım olan KAZAK ATLI SAVAŞÇILARInın ülkesi KAZAKİSTANdan çocuklarımla siyah beyaz olan UZAYA çıktık ve galaksilerin tozu üzerinde durduk.. galaksinin ortasında,halvet yuvası boşluğunda ,4 ADET BEYAZ EŞİT BÜYÜKLÜKTEKİ KÜRE AYNI HİZADA YANYANA –TEK SIRADA DİZİLMİŞLERDİ.. her birinin üzerinde GÜNEŞ,AY,DÜNYA ve sonuncuda YILDIZ yazıyordu.. dönen bir galaksi toz bulutu yumurtasının ana boşluk-halvet-yuva çekirdeğinin içindeki  ZAT-SIFAT-FİİL –EYLEMLER ..4 KAPI 40 MAKAM BELKİ..4 unsur-4 töz- kalbin 4 odası-4 kişi vs….yani ailem olan ana ve üç çocuğum gibi…
o kadar muazzam bir siyah beyaz uzay görseli idi ki anlatamam ve ben fotoğraf makinemi yanımda getirmişim ,resimler çektim.. gördüm ki elim yani tenime uzayda bir şey olmuyor ve ben normal yaşayabiliyorum.. bu halimi seyr ederken NASA nın uzay hakkında bize çok fazla yalan şeyler söylediğini rüyamda görerek anladım Sevdiğim… ve hepimiz orada lunaparktaki gibi neşeli hoplayıp zıplıyorduk..



bazen rüyalar bize ruhsallıklar aleminden çok sırları ifşa eder..hastalıklarımızı ve şifasını da verir..onları kimseye söyleyemeyiz.. sadece ipuçlarından genel olanları başkalarına işaret edebiliriz.. bizler ruhumuzla DOST REFİK olmayı öğrenmeliyiz.. ne yazık ki,bugün, dünyamızda hemen hepimiz kötülük-hırs ve şehvet hastalığından dolayı iltihaplı kangren vakaları gibiyiz. üzerimizde oynanan korkunç oyunlar bu dabbeler ile açığa birer birer ifşa ediliyor..lütfen artık uyanalım ve gemilerimizin dümenini sıkı tutup ne sağa ne sola yalpalamadan, istikamet olan sıratel müstakim - ASA SUYU-TURUKU ALİ  YOLU üzerine GİDELİM..

her peygamberin bir asası vardır ve her büyük velinin de bir asa suyu vardır ya hani..neden sen kendi artezyenin olan ruhunu inkişaf ettirip, ebedi saadete ermeyi dilemiyorsun.. duvarlarını yık!!! Tüm örülen sınırlarını yık!! Tüm öğretilmiş şartlandırılmış, zihin akıl oyunlarını reddet ve onları tıklama!!  İstediği kadar cazip olsun, sanal alemdeki hiçbir çirkinliğe daveti seçip tıklama!! kendini kontrol etmeyi öğren!!


Kalbine yönel ve ruhunu kalp evine-arşın üzerine  kurduğun tahtına davet et..
dünyamızın artık daha fazla akla değil, çok daha fazla sevgiye, merhamete, ahlaka, erdem ve tecrübeyle kazanılmış bilgeliklere ihtiyacı var..
dünyamızın öğretilmiş –zaman içinde yora yora dejenere edilip aslını yitirmiş  dinlere değil, kocakarı imanına ve kocakarı imanın getireceği yıkılmayan sağlam dokunulamayan bozulmaz BEYTÜRRAB EVİNE sığınmaya ihtiyacı var..nasıl ki İSTANBUL FETH EDİLİRKEN Bizanslılar HİKMETLER EVİ AYASOFYA’ ya yani MERYEM-GÖNÜL EVİNE SIĞINDILAR.. sen de kalbine dön ve içine yönel…
AÇ-FETHEDİLMİŞ  Kur’an OKU ve kendini BİL!! İlk emri oku olan bir kitaba sahip tek ümmetsin.. ama dünyanın en cahil, en pisliğe gömülmüş, sürekli hakaret edilen tek ahmağısın.. kafanı donunun içine sokup sadece orada kalmayı veya kafanı kuma gömmeyi yüzlerce yıldır neden hala sürdürüyorsun?! Artık  KENDİNE AREFE OL VE ARAFATA ÇIK !! kendinle yüzleş ve kendini affet !!!

dünyamız yeni bir sisteme girerken tün pisliklerimizi ifşa ediyor..kıyamet beklenen gibi olmadığı için kimse olanı biteni çakmıyor ne yazık ki.. ama seri ül hesap üzere, hesap görücü olarak HERKESİN KENDİ NEFSİ KENDİSİNE YETER ve herkes  kendisini kendi imha ederken bunu görüp anlayacak vesselam…

nur cihan
14 nisan 2016
nuralem7@hotmail.com