20 Temmuz 2016 Çarşamba

aylardan TEMMUZ-TAMMUZ-MARDUK-NİBURİ yani MEHDİYET AYINDAYIZ* Sâhib-i Keyvân- Sahipkıran

*Sâhib-i Keyvân veya Sahipkıran aynı manâdadır. İki yıldızın aynı dereceye, yani aynı hizaya gelmesine denir. Güneşle Zühre yıldızı bir dereceye gelir ve tam o anda bir padişah tahta çıkarsa bu padişaha “sahibkıran” denir. Bu hükümdarlar sağ yanına iki, sol yanına da iki kılıç takardı. Daha sonraları fetihlere, zaferlere erişen padişahlar hakkında da “sahipkıran” ünvanı kullanılırdı.(*alıntıdır)
***
İskender-i ZÜLKARNEYN (doğuya-batına ve batıya-zahiri ilimlere hem madden hem manen sahip olan=iki zamanı da aynı anda yaşayan demek) = amonRA
(İSKENDER'İN DOĞUM HARİTASI : babası Feylikos, yıldız ilimcilerine İskender’in yıldıznamesini çıkarttırdı.. Onlar gördüler ki: bu oğlan çocuğunun yıldızı aslan burcundaydı ve zafer sahibi bir çocuktu.. yıldızı güneşti ve güneş hamel(kuzu) burcundaydı..şerefe ermiş bir durumdaydı ve Utarit cevza (ikiz kardeşler) burcundaydı ve ay(kamer) ve zühre(Venüs-çobanyıldızı) ÖKÜZ (sevr) deydi..müşteri ki gezen yıldızların en büyüğü idi.. oda (kavs-yay)burcundaydı.. halkası bulunan zuhal yıldızı ise çevresinde mizanda (terazi)burcundaydı.. ve merih (bu savaş ilahı yıldız)başak (sümbüle) bir günde yer(makam) tutmuştu.. yıldıza bakanlar çocuğun talihinde bu halleri görünce:”ey şah “dediler..”bu erkek çocuk sahip kırandır(dünyaya gelen mutlu, saadetli) çocuktur.. mutluluk sahibidir.. adı dört cihanı tutacaktır.. fakat az yaşayacaktır... TARİHİ TABERİDEN ALINTIDIR.)
evet aylardan TEMMUZ-TAMMUZ-MARDUK-NİBURİ yani MEHDİYET AYINDAYIZ ve ülkemize darbemizi yapan kişinin de doğal olarak 4 tammuz- MARDUK ayında MEHDİYETİ TC MAHKEMELERİNDE onanmış..aslında dünden beri bu yazıyı yazma tefekkürüne gelmiştim..fakat şimdi alıntılarımı tam birleştirmişken ,başka sayfalarda bu yazdığım mehdicik haberimizi okudum ve doğru iz üstünde olduğumu bir dahi çaktım  ve olaya el koymaya karar verdim..gelecek tepkiler için lütfen kendi aklı külünüz olan makamı cebrail e- marduk - MEHDİYETİNİZE DANIŞINIZ 
evet peygamberimiz geldikten sonra bir mehdi beklemek büyük hata ve israiliyat yalanıdır..şam da ak minareye inecek mehdiyi beyaz at ve kılıçla bekleyen mehdicilereyse artık kimse inanamaz...
zaten ülkemizin çıkarttığı bir kaç büyük ahir zaman mehdi ve resulüde ,nedense islam ülkesi şam yerine ,amerika ya nuzül etmeyi uygun bulmuşlar ve aynı anda amerika da şuanda bir kaç türk mehdiyi resul-marduk umuz halen konuşlanmış ve mevcuttur..işte amerika ya nur yağdı diye o yüzden dilimizde bir deyim de vardır 

mehdilerimiz ve resullerimiz bizleri oradan uydu ile idare ve sevk ediyorlar.melekleri olan ihvanı safa haşhaşi-i dervişanları ise dilencilik ve islam adına türk halkından zorla kurban -burs vs adı altında para toplamakla saltanatı ihya olmuşlar dır....bu yardım ve teknik desteklerde de zamanımızın cebraili olan uydu-i internet (as ) ile de, şan ile şöhret basamaklarında hızla miraç edip ,bizleri de nurları ile feyzü darb darbe etmişler dir...ve maksat hasıl olmuş,halkımız beklenen mehdinin çıkarttığı DABBE DARBESİ İLE ANİDEN BİR GECE DE YİNE KAYBETTİĞİ KİMLİĞİNİ BULUP -GEÇMİŞİNDEKİ ANLAMINI HATIRLAYIP-EMANETİNİ TESLİM ALMIŞTIR Bİ İZNİLLAH  ve amiiin
böylece beklenen MARDUK-NİBURU -MEHD-İ nüzul etmiş ve kıyametimiz bir dabbe de kopmuş ve MİLLETÇE KIYAM EDİP ÖLÜP ÖLÜP DİRİLMİŞİZDİR ELHAMDÜLİLLAH ve amiin 
artık her badem gözlü türkün kör gözü açılmış,üstündeki miskinlik ölü toprağı dökülmüş ve FATİH İN KABRİNE GÜNEŞİN NURU VURMUŞTUR..İSTANBUL BİR DAHİ FETHOLMUŞ,MEKKE-KUDÜS-AYASOYA ÜÇLEMESİ CEMİ CUMA CAMİ-İ TEVHİD OLMUŞ, MAKSAT MURADİ YAR I BULMUŞTUR 
çok şükür hamdederiz ki İBRAHİM MİLLETİ OLAN HANİF TÜRKLER ,ALLAH'IN ASKERLERİ OLARAK HER DEM VAZİFELERİ İÇİN UYANMIŞ, bugünki gibi uyanamadıklarında da zorla sanal mehdilerle uyandırılmışlardır..
"esasında mehdi diye beklenen MARDUK EFENDİ ,SAHİP KIRAN olan iskenderi zülkarneyn makamındaki dünya lideridir.."
satürn'ün 62 uydusu vardır,dünyanınsa bir tane
horsura olan dünya nın babası güneş,annesi aydır
işte bu yüzden kıymeti eşsizdir
dünyamız çok uzun yy lerce yıldır hala bu sahip kıran lideri beklemektedir.sanırım son sahip kıran YAVUZ  SULTAN SELİM HAN idi ve saltanatı ancak 8 sene sürdü..8 iyi bir rakamdır ha 
 SEXENDİZ =SATÜRN baba SEXENSEXİZ İse ZAMANDIR..dönüşüm sembol ve şifre..

oradan buradan faceden her cümle alıntıyı topladım ve bu yazıyı ezcümle dertop edip kopyalıyorum..
kuran-ı kerim de EMANETİ EHLİNE VERİNİZ ayeti vardır..ülkemizde maalesef adı müslüman, kendileri uzun zamandır münafık olan bizler ,EMANETİ ASLA EHLİNE- hemde ayetteki gibi EHLİ KAFİR DAHİ OLSA -işleri-emanetleri ehline VERMEK ZORUNDA OLDUĞUMUZ HALDE,emaneti o yetki ve makamları hak edene değil,kendi yakınımıza,metreslerimize,emredebileceklerimize ve cemaat-i tarikat yandaş kardaşlarımıza verdik ve ülkemizi bu hale düşürdük..

*şunu untmayınız ki,hz peygamber ,mekke den medine ye hicret ederken, en güvendiği müslüman sahabenin ardına takılıp dediğini yapıp yola çıkmadı..
putperest bir iz sürücüye -işinde en ehil olduğu için ,en çok parayı vererek tutup,kendi canını ehline emanet edip,öyle mekke den çıktı..biz kim oluyoruz ki kendimizi peygamberden daha peygamber ve islam sanıyoruz..sen işinin ehlimisin söyle ?!!!
kendi yatağını da kendisi için can verecek en ehil olan hz ali ye mekke de emanet etti değil mi?!! anla!!!
ülkemizde ne yazıkki din mezhep ayrımı ve bölücülük aldı başını gidiyor..oysaki her insanı ayırt etmeden bir allah yaratmıştır..
seni müslüman,onu hindu,bunu sabi,bunu kafir,şunu hristiyan ve yahudi yaratmış,sana ne ? zorla milleti tek dine sokmakta nerden çıktı ki bu olaylar başına geldi?
sen önce adam olmaya -emanet teslim edilecek insan olmaya bak..

unutmaki hz peygamberin lakabı MUHAMMEDÜL EMİN di..O,Mekke de putperestler dahil her dinden ve dinsiz kişinin 7 emin eşya emanetçisi idi..sen müslümansın ve çevrende müslüman,söyle sana kim neyini emanet edebiliyor,söyle?!!!
millet-i ibrahim olan hanif türklerin, allahın dinini korumak izni ve yetkisi vardır..mana alemlerinde bu bilinir..kuran da RUM SURESİNDE DE İŞARET VARDIR.zaten bu yazı RUM SURESİ İÇİN KALEME ALINMIŞTIR..
Mekke FETHinde peygamber hz Ali'yi kabe anahtarını ,emanetçi aileden alsın diye yollar ve hz Ali, TÜRK KABİLESİ SOYUNDAN OLAN o zattan elini bükerek anahtarı alıp gelir ve peygambere verir..o daha yolda iken EMANETİ EHLİNE VERİNİZ ayeti gelir ve anahtar tekrar o aileye yollanır..
**
peygamberin fetihle müjdelediği diyarı rum ,o devirde tüm genel türklere verilen addır..bizanslılarda hristiyan türkler dolayısı ile rumi-romalılardır..
kızıl elma hedef olan ideadır..ve kızıl elmanın yarısı doğu roma ,diğer yarısı batı romadır 
yani istenen şey tek ve tam,ISIRILMAMIŞ ELMADIR..
ELMANIN HAKİKATİ de budur 
****
ve emri alan her iman eden sahabe , romaya bir şekilde gelmişsede, ARABİ HOCA FARKLI GELMİŞTİR..
O,Kabe de bir olay yaşamış ve BİR RUM KIZINDAN HIRKA GİYMİŞ ve O RUM KIZINA PEK ÇOK ŞİİRLER YAZIP fütühat-ı mekkiyeyi kaleme alıp , önce KUDÜSE sonra da dooğru AYASOPHİALI RUM KIZI olan diyarı ruma -malatya ya gelip bir rum türk hanımla izdivaç edip,onun türk oğlu Sadrettini yerine yetiştrmiştir.. . VE ONUNLA BİRLİKTE ANADOLU RUMUNA GELEN DİĞER ERENLERLE ,BUGÜNKİ AHİ MEŞREP TÜRK DEVLETİNİ MAYALAMIŞTIR......vs vs vs
**
ve işte ...Osmanlı nın da , bu soydan geldiği ve KILIÇ İMAL EDEN KABİLEYE ait olduğu kabul edilir..
kayı boyu tamgasında ortada IYI işareti yani Y vardır..bugün gen biliminde Y kromozonun ortasında BENİ OKU ve bir alt noktacığında da beni kopyala ve transfer et çoğalt dediği varsayılmış..genciler Y i sürekli çoğalan virüs ve hastalık gibi şimdilik görüyorlarmış 
evettttt..
şimdi ne oldu .UR kentinde doğan türk İbrahim atamızdan MEKKE ye giden bir soy ve geri dönüp TURUKU ALİYE-İ osmanoğulları idaresindeki aileyi kurmaya geldik ve zamanda atlıyoruz 

ve TURUKU ALİYE, HİLAFET i MANAYI askıya çekerek, padişahtan aldı ve BÜYÜK TÜRK MİLLET MECLİSİNE = TÜM TÜRK HALKINA BU EMANETİ DEVRETTİ..dolayısı ile şuan her türk bir hilafet emanetçisi olarak sorumlu askerdir  anlamını bil ha !!!
amma bu halk ne etti??..türk olmayı red edenleri meclise soktu ve bu vatan hainlerini-islam düşmanlarını mahrem olan meclise soktu yani emanete ihanet etti..
işleri ehillere vermeyerek soruları çalarak ,imtihan geçirdiklerine diplomaları ve makamları verdi..hak edene,üstün kabiliyetteki  dahileri ise ,sadece kendilerinden değil diye öteledi-Allah'ın esma kabiliyetini  öldürdü ve EMANETİ EHLİNE VERMEYEREK ALLAH A İHANET ETTİ -YANİ ALLAH'IN O İŞ İÇİN YARATTIĞI MERCİYİ ÖLDÜRDÜ=ADALETİ ÖLDÜRDÜ.......türkün giysisi olmayan ne kadar acaip çirkin şey varsa islama mal edip ,zorla millete giydirmeye kalktı ve bununla şekilcilik bozgunculuk yaptı ve islamı iğfal etti..

evlerde ve okullarda allahın emaneti SABİ ÇOCUKLARA-KADINLARA TECAVÜZLER VE ŞİDDETİN AHÜ FERYADI SEMALARI YIRTTI..HAKSIZ KAZANÇ VE HAK EDENLERİ AYAK ALTI ETME OYUNLARI bizleri bugüne getirdi...AÇ GÖZLÜLÜKTE TAMAHTA dünyada artık kimse bize yetişemez oldu....
4 korucu ruh -kerrubin burak sfenksler ilmi:
bu ihanet -bu emanete sahip çıkmama yüzünden de 4 evtad da, manada ülkemize el koydu..yani esasında bu ülke ve dünya üzerinde mazlumlara bilhassa islama yapılan zulümle tüm dünyaya el kondu ve başarısız insanlık bu devre-i imtihanı geçemeyip devre girdi..

şuan olan şey EMANETİN EHLİNE VERİLMESİ ile yeryüzünde EL ADL ESMASI OLAN ADALET ile yönetim devrededir..buna mana sıkıyönetimi de diyebiliriz..
veya belki 600 senedir beklenen SAHİBİ KEVKEBAN-ZÜLKARNEYN BİR LİDER GELİŞİ
MİZAN BİZİM VİCDANIMIZDIR.. bundan kelli kişileri ötelemeden ,dini ırkı ,menşe-i ne diye bakmadan, yaptığı işte ehil mi diye bakmalıyız..ve "YANINIZDA ÇALIŞTIRDIKLARINIZIN TERİ ÜZERİNDE SOĞUMADAN HAKKINI TAM VERİNİZ" EMRİNİ YERİNE GETİRECEĞİZ..
diimiiii ???!!! hadi şimdi ben müslümanım de de görelim ne kadar gerçek müslümansın!!!

unutmayınızki bu darbeyi yapmış gözüken zevat ,hizmet adı altında hizmet eden öğretmenelerine senelerce tam maaaş vermedi..hep hizmet ve yardım diye zorla kendiliklerinden maaşlarını kesti..ve bazen aylarca ,belki sene maaşı doğru düzgün paralarını vermedi....ama soruları çalarak verdi...o başka .çünkü onlar emanetler ehline geçmesin ve ülke çöksün diye kurulan bir kumpastı..ülke cahil kalsın ve mandalık sürsün...


BOĞA-BAKARA-SIĞIRA TAPIYORUZ YA HALA !!! ondan bu seçimlerimiz ondan ...
insanlık bakara-sığır çağını hiç geçemedi hiiç...
bugün fetöcü diye komşu vs avına çıkan ey salaklar!!..araştırsalar hepimizi bir tarikata veya bir gizli başka derneğe kayıtlı çıkacağız bunu unutmayınız.. tüm meclis ve asker ve üst sosyete de her aile birey bunu asla unutmayınız..tüm dünya liderleri dahi ve medyacılar vs ......zaten,defosuz-yamuğu olmayan tertemiz dünyalı olamaz..
ona buna vur vur inlesin,ipleri sallandırın diyeceğinize ,ALLAHTAN RAHMET VE MERHAMET DİLEYELİM Kİ,BİR SONRAKİ SAFHADA NAMLULAR VE KALEMLER BİZE DÖNMESİN..
EVET YAZI ÇOK UZADI..sizlerinde tefekkür edip birleştirebilmesi içi aşağıda bayağı uzun alıntılar var..
bu yazıyı ben nur cihan yazmış bulundum 

******
VE ALINTILAR DERLEMESİ
"Her daim;Arayan (İbrahim),
bulan (Musa),
bulunan,(İsa)
olunan ise (ahmedi muhtardır) "
alıntıdır
***
URUMÇİN-DİYARI URUM-RUM-ROMA- TÜRK -RUMİ=EJDERİ 
"Emine Vatansever hanımdan öntürkçe de TÜRK KELİMESİ ALINTILARI :URARTU...Urartunun önceki okunuşu USUB URUŞ TURUQ ; UÇ devletini yöneten kişinin sıfatı,yani yazıya vurulmuşun yöneticisi...
Bu "OY URUM ATIN " "erken bizans "yazısı yani yine bizim Oy ; düşünce,sistem-devlet . (Bugün kü anlamı oy vermek )
URUM ; KENT. UR ; (en eski anlamı taşa işlemek taşa vurmak ) sonraki anlamları mesela URUQUN; mezar. mesela ES URUS ölü külünün konduğu kap ,sümerlilerde UR,URUQ ; kent..AŞUR ; Aş vurulan yer yani ziraata elverili yer. Sonra ASUR olmuş.
USUB URUŞ TURUQ, =URU U TURU(sonraki okunuşu)=askere alma,kayıt etme yetkileri verilmiş kişi demektir. Bu cümle sonraları Asurlular tarafından URUATRİ diye söylenmeye başlanmış ve URARTİ adı doğmuş."
***
bir alıntı daha
***
HZ. MUHAMMET TÜRK'TÜR!
Atatürk, Türk Tarih Kurumu’nun 1932 yılındaki kurultayında heyet üyelerine “İyice araştırırsanız Peygamberimizin Türk olduğunu ispat edebilirsiniz.” diyordu.
Araştırmacı yazar Muharrem Kılıç, Atatürk’ün bu sözünün izine düşmüş ve Toplumsal Çözüm Yayınları arasından çıkan “Gizlenen Türk Tarihi/Hazreti Muhammed” adlı kitabında konuyu etraflıca incelemiştir.
Sözde dindarlık adına Türk düşmanlığı yapan yobazların bunları iyice öğrenmesinde yarar vardır.
HZ. MUHAMMET’İN SOYU
Hz. Muhammet Mekke’nin Haşimioğulları sülalesinden gelmektedir. Haşimiler İslamiyetten önce Kabe’nin muhafızlığını yapan sülaledir. Hz. Muhammet’in dedesi Abdülmuttalip’in babası Haşim bin Abdimenaf da bir Kabe muhafızıdır.
SÜMER TÜRK’Ü HZ. İBRAHİM
Tarih öncesi çağlardan beri kutsal sayılan Kabe bir Sümer din adamı olan Hz. İbrahim tarafından onarılmış hatta bazı kaynaklara göre inşa edilmiştir. Hz. İbrahim sonrası Kabe’yi koruma görevi de hep İbrahim soylu sülalelere verilmiştir.

KABE MUHAFIZLIĞI ÇEKİŞMESİ

Cahiliye döneminin Arap dünyasında Kabe, hem dini hem de ticari açıdan fevkalade önem taşıyordu. Mekke’nin iki büyük sülalesi de bu fevkalade önem arz eden yapıya muhafız olmak ve onun nimetlerinden nasiplenmek için kıyasıya mücadele ediyordu. Haşimiler ve Umeyye oğulları yani Emeviler... Ancak iki grup arasında önemli bir fark vardı. Haşimiler Kabe’nin ilahi yönüyle ilgiliyken Emeviler Kabe’nin getirilerinden faydalanmanın peşindeydi. Emevilerin Kabe’nin muhafızlığına talip olması üzerine bir hakem heyeti tayin edilerek Haşim bin Abdimenaf ile Emevilerin reisi Ümeyye bin Abdişems arasında bir “şeref müsabakası” tertip edilir. Seçilen hakem heyeti bu müsabakada Haşim’i üstün ilan ederek Umeyye bin Abdişems’in tazminat ödeyip Mekke’den uzaklaştırılmasına karar verir. Umeyye bin Abdişems de bunun üzerine Mekke’yi terk eder ve daha sonraki yıllarda Emevi hanedanının temellerinin atılacağı Şam’a yerleşir.
Bir hakem olayıyla başlayan Haşimi-Emevi yani Türk-Arap düşmanlığı yaklaşık 150 yıl sonra bir başka hakem olayıyla iyice alevlenecektir. Hakem kararıyla şeref müsabakasını kaybeden Umeyye bin Abdişems’in intikamını, Haşimioğlu Hz. Ali’den halifeliği hakem kararıyla ele geçiren Muaviye alacaktır. Hz. Muhammet’in torunu Hüseyin’in Kerbela olayından önce Türk yurtlarına gitme isteği de Yezit tarafından reddedilmiştir. Bugünkü Suud sülalesi de Muaviye soyundan gelmektedir.

ARAP-I MÜSTAĞRİBE

Arap kaynaklarında Hz. Muhammet ve ailesine “Arap-ı Müstağribe” yani sonradan Araplaşmış denilmektedir. Yine Hz. Muhammet bir başka hadisinde “Arap benden ama ben Arap’tan değilim.” demektedir.
Başka bir nakilde de şu anlatılmaktadır: “Bir gün Peygamberimiz ashabıyla otururken bilinmeyen bir dille “Ne güzel üzüm.” dedi. Sahabe anlamayarak “Ya Muhammed, Arapça konuş.” dediler. Yüce Peygamber “Durun yakınmayın, ben köküm olan Hz. İbrahim’in diliyle konuşuyorum.” diye yanıt verdi.
KAŞGARLI MAHMUT
Kaşgarlı Mahmut, Divanu Lügattit Türk adlı eserinde Hz. Muhammet'in şu hadisini aktarmaktadır:
"Ey Araplar! Türk Dili'ni öğreniniz çünkü Türklerin Araplar üzerinde çok uzun sürecek bir hakimiyetleri vardır."

HZ. MUHAMMET’İN AMCASI EBU TALİP’İN KASİDESİ

Kureyş ileri gelenleri Ebu Talip’in yanına gelmişler ve ona ya yeğenini susturup davasından vazgeçirmesini ya da Türk yurtlarına çekip gitmelerini tavsiye etmişlerdi. Hz. Muhammet’in amcası Ebu Talip, bu tehdit dolu talebe 94 beyitten oluşan “Kaside-i Lamiyye” ile cevap verdi. İşte o şiirden bazı bölümler:
“Düşman bizim gücümüze boyun eğip kahroluyor
Halbuki onlar bizim Türk ve Aftalitler kapılarına sığınmamızı isterler
Allah’ın evine ant olsun ki sizler yalan söylüyorsunuz
İşleri karmakarış etmeden ne Mekke’yi terk edeceğiz
Ne de buralardan Türk yurtlarına gideceğiz.”
Ebu Talip’in bu şiirinde Türk sözcüğünün yanında “Aftalitler” yani “Akhunlar” boyundan söz etmesi oldukça önemlidir. Araplar Hz. Muhammet’in yalnızca milliyetini değil soyunu sopunu da çok iyi bilmektedir.

HZ. MUHAMMET’İ MEDİNE’YE DAVET EDEN TÜRKLER
Hz. Muhammet’i Medine’ye davet eden Evs ve Hazreç kabileleri de Sümer asıllı idiler. Sümerler’in dağılışı sırasında Yemen’e göçmüşlerdi. Medine’ye gelişleri daha sonraydı. Akabe biatında “Muhammed bizdendir.” demişlerdi ve Hz. Muhammet’ten “Kanınız kanımdır.” yanıtını almışlardı.

HAŞİMİLERİN YARDIMCISI SUREYCİLER

Haşimilerin bu muhafızlık görevinde en önemli yardımcıları, yine kendileri gibi Hz. İbrahim’in soyundan gelen bir başka kabile olan Sureyc oğulları idi. Savaş sanatlarında, demircilikte ve özellikle de kılıç yapımında usta olan bu insanlar, Emeviler’in en fazla çekindiği, diş geçiremediği gruptu. Sureyciler, Hz. İbrahim’in yine Türk olan Kantura adlı karısından türemişlerdir. Hz. Muhammet’in de Kantura oğulları ile ilgili şöyle bir hadisi de mevcuttur: “Kantura oğullarına ilişmeyiniz. Mürüvvet, nimet ve saltanat onların olacaktır.”

OSMAN BİN TALHA’NIN KILICINDAKİ TÜRK DAMGASI
11 Ocak 630’da Hz. Muhammet Mekke’yi fethetmiş, sıra Kabe’nin putlardan temizlenmesine gelmiştir. Müslümanlar ve sahabe Kabe’nin önünde bu tarihi ana şahit olmak üzere toplanmışlardır. Ancak Kabe’nin kapısı kilitlidir ve anahtarı Osman bin Talha’dadır. Kabe muhafızlığı yapan Osman bin Talha da Süreyc kabilesindendir. Osman bin Talha’nın kılıcı bugün Topkapı Müzesi’nde Kutsal Emanetler Dairesi’nde Hz. Osman’ın kılıcı olarak sergilenmektedir. Kılıcın üzerindeki Türk damgası ise gayet açık biçimde görülebilmektedir. Kılıç, Kabe muhafızı Osman bin Talha’dan halife Osman’a geçip Emevileri takiben Abbasi iktidarında Hoca Ahmet Yesevî’ye emanet edilmiştir. Daha sonra da Şeyh Edebali’ye gelmiş ve Osman Gazi’ye teslim edilmiştir.

MEVALİ-HÜR MÜSLÜMAN AYRIMI

Emeviler, Arap Müslümanları “hür” Arap olmayan Müslümanları ise “mevali” yani kast sisteminde köleden de aşağı olan parya olarak nitelendirmiştir. Emeviler, kendi kontrollerindeki İslam devletinde mevali olarak niteledikleri Arap olmayan Müslümanların görev almalarını engellemiş ve hatta imamlık dahi yapmalarına yasak getirmişlerdir.

ARAP EMEVİLERİN KATLETTİĞİ TÜRK SAHABELER

Hz. Muhammet’in dört gözde sahabesi Hz. Ali, Selman, Mikdat ve Ebu Zer’dir. Bunların hiçbiri Arap değildir ve hepsi Emevilerce katledilmiştir.
ANITKABİR’DE AĞLAYAN ÜRDÜN KRALI
Türk soyundan geldiğinin bilincinde olan Haşimoğulları sülalesinden Ürdün Kralı II. Abdullah, Anıtkabir ziyareti sırasında gözyaşlarını tutamayarak ağlamıştı.
İzlemek için tıklayınız: http://www.youtube.com/watch?v=9MkMaxqMjsk
Y-DNA ÜZERİNDEN GEN ANALİZİ
Peygamber soyuna dayanan yazılı soyağacı bulunan Haşimoğulları sülalesinden Ürdün kraliyet ailesinden adı saklı tutulan fakat II. Abdullah olduğunu tahmin ettiğimiz kişinin DNA'ları incelenerek test sonucu J1c3d haplogrubu (L147.1 pozitif) olarak belirlenmiştir. J1 haplogrubu Sümer Türklerine ait bir genetik özelliktir.

HZ. MUHAMMET’İN CENAZE TÖRENİNE 17 KİŞİ KATILDI
Hz. Muhammet öldüğünde cenazesi gömülmeden üç gün bekletilmiş ve cenaze henüz ortadayken Halifelik çekişmesi başlamıştır. Arap Emevilerin desteklediği Ebubekir’in halife seçilmesiyle yalnızca 17 kişinin katılımıyla cenaze namazı kılınan Hz. Muhammet, öldüğü odaya ölümünden üç gün sonraki geceyarısında gömülmüştür.

KURAN-I KERİM’DE HALİFELİK KURUMU YOKTUR
Halifelik devlet başkanlığıdır ve Kuran’da dini anlamda böyle bir kurum yoktur. Osmanlı’nın askeri açıdan en güçlü olduğu dönemlerde bile yeryüzünde bütün Müslümanların lideri olduğunu iddia eden birden çok Halife olmuştur.

HALİFELİK EMEVİLERDE

Umeyye oğullarının akrabası Ebubekir’den sonra devlet başkanlığı (Halifelik) yine Arap Emevilerden Ömer ve Osman bin Affan’a geçmiştir. Hz. Muhammet gibi Türk soylu Haşimoğullarından Ali’nin Halifeliğe gelmesi Arapları hiç mutlu etmemiş ve neticede Muaviye ile egemenlik yeniden Türk olan Haşimi oğullarından Arap olan Umeyye oğullarına (Emevilere) geçmiştir.

MESELE SÜNNİ-ALEVİ MESELESİ DEĞİL TÜRK-ARAP ÇEKİŞMESİDİR

Gerek Hz. Muhammet gerekse Hz. Ali döneminde Sünnilik-Alevilik gibi kavramlar yoktur. Müslümanlık bölünmemiştir. Tarihsel olaylar ve özellikle de Yavuz Sultan Selim’in Arap Emevi zihniyetiyle tavır alması bugünkü Sünni-Alevi ayrışmasını doğurmuştur. İşin kökündeki asıl mesele ise Türk-Arap çekişmesidir.

ARAPLARIN TÜRK DÜŞMANLIĞININ TARİHİ KÖKLERİ

Yukarıda anlattığımız üzere Haşimi-Emevi çekişmesi Arapların Türk düşmanlığının kökünü oluştururken bir başka neden ise Cengiz Han ve Hülagü Han dönemlerinde Türklerin Araplardan aldığı intikamdır. Arapların Orta Asya istilası Türklerin kendi aralarındaki egemenlik çekişmesi dönemine denk gelmiş ve Araplar tarafından Orta Asya’da büyük bir Türk katliamı yapılmıştır. Daha sonra Göktürk soyundan gelen Cengiz Han’ın Moğolları da egemenliği altına alarak kurduğu Cengiz İmparatorluğu döneminde ve onun devamı olan Hülagü Han’ın liderliğinde Araplara iki kez büyük saldırı düzenlenmiş ve çeşitli kaynaklara göre 1-1,5 milyon Arap kılıçtan geçirilmiştir.
ATATÜRK’ÜN DİYANET İŞLERİ BAŞKANLIĞI’NI KURMASININ EN ÖNEMLİ NEDENİ
Bu tarihsel süreç içinde Alevi-Hanefi olarak mezhepleşen Müslüman Türklerin İslam algılarının tek potada birleştirilmesini sağlamak Atatürk’ün Diyanet İşleri Başkanlığı’nı kurmasındaki en önemli amacı olmuştur.
***
ATASEN
Ata Eğitim ve Bilim Çalışanları Sendikası
****
şimdi de başka bir alıntımız var
**

ABDÜLHAMİD HAN'IN BÜYÜK SIRRI
TURUKU ALİYE 
Türk Devlet Geleneğindeki Sembol: İç İçe Geçmiş Üç Ay Yıldız (Hilâl)
Sultan'a bir zarf verilir. Zarfı açan Sultan, içindeki kâğıdı çıkarır. Kâğıdın üzerine çizilmiş; iç içe geçmiş üç hilâlî görür ama bu şekle bir anlam veremez. Bu iç içe geçmiş üç hilâlîn, ne manaya geldiğini düşünür, ancak bir neticeye varamaz. İlk önce aklına, Teşkilât-ı Mahsusa veya İttihat ve Terakki Cemiyeti gelir. Bu şeklin, onlarla bağlantılı olup olmadığını düşünür. Sultan'ın bu konular üzerinde fikir yürüttüğünü, biz Derviş'ten öğreniyoruz:
Derviş, olayı bize şöyle nakleder: "Sultan beni çağırdı. Huzura vardığımda, Sultan'ı biraz düşünceli gördüm. Usulünce selâmımı verdim. Hareketlerinden aceleci bir tavrı olduğu hemen anlaşılıyordu. Hızlı bir şekilde selâmımı alıp, 'gel derviş' dedi. Elindeki kâğıdı göstererek; 'bu ne ola ki, bir anlam veremedim?' Dedi. Zarftan çıkan kağıtta, sadece bir sembol vardı. Sultan bana; ' bu yeni bir mesaj mı, yoksa tehdit mi, bir fikrin var mı?' Diye sordu.
Biraz tereddüt ve endişe ile Sultan'ın elindeki kağıda baktım. Gördüğüm sembol beni çok rahatlattı. Çünkü gördüğüm bu sembol, Türk Devlet geleneğinin bir nişanesiydi. Benim bildiğim; Bu sembolün kökeni, Hoca Ahmed Yesevi Sultan'a kadar gidiyordu. Muhakkak öncesi de vardı. Bu sembol, Türk Devleti'nin dünya hakimiyetini simgeliyordu. Türk Devleti'ni, dünya hakimi yapmak için; bu uğurda kendini adayanlara verilen ve manası anlatılan bir semboldü bu.
Sultan'a durumu izah ettim. Sultan beni dikkatlice dinledi. Sonra şöyle dedi: 'Neden ben bunu şimdiye kadar bilmiyordum? Bunu eğer daha evvel bana söyleseydiniz, Osmanlı Devlet Arması yerine bu sembolü kullanırdık' deyince, Sultan'a şöyle cevap verdim:
'
Sultanım, bu sembol; bir Türk Devleti'nin arması olamaz! Sadece bir Türk Devleti'ni temsil edemez! Çünkü bu sembol, bütün Türk Devletleri'nin, ortak kuruluş ve beka felsefesinin sembolüdür. Dünya Türk hakimiyetini sembolize eder. Yani bir devlete mal edilemez.Büyük Bir Seçici Kurul'un yüzyıllar boyu süregelen bir geleneğinin izlerini taşır. Ahmed Yesevi ile yeniden bir anlam kazanan bu sembol, Gizli Kurul'un sembolüdür.'
Bunun üzerine Sultan, 'iyi ama neden bana daha önce söylemediniz?' Diye sorar.
Derviş ise; 'Efendim, demek ki nasip ve zaman bugüneymiş. Bu sırrı sizin bilmeniz bugün istenmiş. Bu sırrı sizin dedelerinizin çoğu öğrenemeden bu dünyadan göçtü gitti.' Sultan tekrar şaşkınlıkla ve birazda kızarak sordu;
'Ne yani, dedelerim de bilmiyorlar mıydı? Koskoca İmparatorluğun Padişahları da bunu bilmiyorlar mıydı? Kim bu teşkilat?'
Derviş, büyük bir saygıyla cevap verir: 'Sultanım, bu teşkilat; Türk tarihi var olduğundan beri var. Benim bildiğim, en son Hoca Ahmet Yesevi'nin duasıyla, Anadolu'yu yeniden Türk hakimiyetine almak için, bu teşkilat faaliyete geçerek tekrar can buldu. Bunlar, herhangi bir Türk Devleti, yeryüzünde hakim konuma gelene kadar faaliyet gösterirler. Örneğin, Fatih devrinde, Kanuni devrinde bu yapı uyumaya geçmiştir. Çünkü istenilen hedefe ulaşılmıştır. Ne zaman ki Türk Devletleri zaafa uğrar, endişe hasıl olur, beka sorunu yaşar, bu yapı o zaman tekrar uykudan uyanır, faaliyete geçer. Dünyanın her yanına anında kök salar...'
Sultan, Dervişe dönerek, 'bu sembolün bana gönderilmesi, yeni bir devletin alameti mi?' Diye sorar. Derviş bunu üzerine; 'İnşallah Efendim' der ve Sultan'a, sembol ve bu yapıyla ile ilgili derünî bilgiler verir. Padişah gönderilen sembolden ve Derviş ile olan konuşmalarından şu sonucu çıkarmıştır; 'öyleyse bugün uyuyan bu yapı uyanmış ve harekete geçmiştir.' Sultan derin düşüncelere dalar ve aklına kendine daha önce söylenen şu kelimeler gelir: 'Seni tahta padişah olarak oturtmuyoruz. Seni buraya yeni kurulacak Cihan Devleti'nin temellerini atman, Osmanlı'nın yıkılışını uzatman ve dünyayı oyalaman için Hakan olarak oturtuyoruz…'
Padişah Derviş'e şunları söyler; 'bizler de zannederdik ki; bu saltanat, bu taht, bize babalarımızdan, atalarımızdan emanettir..Oysa ki, şimdi anlıyoruz ki, bu taht atalarımızdan emanet edilmemiş. Demek ki gerçekten bizi tahta oturtanlar varmış…'"
(Konun ayrıntısı başka bir yazı dizimizde anlatılacaktır.)
Yıllar sonra, Abdülhamid Han'ın büyük katkıları ile teşkilatın önü açılmış, bir çok büyük tarihi olaydan sonra, Gazi Paşa önderliğinde T.C Devleti Meclisi'ni kurmuş, Cumhuriyet'in ilanı vukuu bulmuş, ilk Meclis toplanmış, bir sene boyunca Meclis'in tüm faaliyetleri zapta geçirilmiş ve arşivi yapılmıştır.
Oktay Keleş yazısından alıntıdır

19 Temmuz 2016 Salı

masal çocuklarına bildirge

masal çocuklarına bildirge
SEVGİLİ MASALIN ÇOCUKLARI MERHABA...bu tefekkür hayatınızın tefekkürü olsun inşallah..sizler bilmesenizde bir şekilde ben gibi masalın çocuğu oldunuz..yani çok fazla canlı olduğu için tesirine avlandığınız kelimelerin..yani SELSEBİLİN-YOLUN-TURUKU ALİYE DEVLETİMİZİN..bunu bende anlayamadığım için tam 9 senedir yaza çize hep aynı şeyi yaza yaza bu güne geldik..

az gittik uz gitttik dere tepe düz gittik ve ardımıza dönüp bir baktık ki meğer hep O yerimizde dönüyormuşuz ve dönerkende herkes birbirimizin aynasından diğer damla denizleri seyr ediyor ve yansıyıp yansıtıyormuşuz....

ülkemiz son 100 yy dır hemen her zaman askeri dikta ve darbe -baskı ile yaşadı.zaten daha evvelsi ise 700 senelik bir cihan imparatorluğu ile en zirveye vurup ,bunun bedeli olarak da hızla çökerek küçülmüştük..daha sonra her ne kadar inkar edilsede -yeni bir devlet değil,yeni türkiye cumhuriyet devleti olarak diğeri üzerine devam etmiştir...mecliste yeni gibi lanse edilsede, ilk meclis meşrutiyette kurulmuştur..padişahlık saltanatı bitse de, yine tek adam diktası -alışık olduğumuz usül olduğu için halkta tepki görmedi..çünkü o zaman böyle internet-medya hızı vs yoktur..zaten o zaman ülkede nüfus yok denecek kadar az ve kadın -yaşlı çocuktu.halk sefaletten kim lider görecek halde de değildi...bir kaç kişi lüx ve aşırı modern olarak ülkemizi kurdu şükür..ama fotograf kameraları o esnada hiç halka çevrilmediğinden halkın fakirliği hiç görülemedi ne yazık ....

malum zaten binlerce senelik olağanüstü bir tarih kaydı olan biz türkler ,bir anda dünyanın en cahil-toplu iğne bile üretemeyenleri olduk..yüzlerce sene okuyup yazıp-akıl almaz eserler yapan o şah adamlar aniden, kargacık burgacık kara yazıları hiç çözemediği için hiç okuyup yazmamış en cahil insanlar gürühu olarak tanıtıldığından dolayıda cümleten hepimiz tarihin en vasat hayvan insanlar olarak kendimizi kendimize buldurulduk..
zamanla askeri yönetimler padişahlığa alıştılar..çünkü yy lerce yıl süren padişah yeniçeri=ordu kapışmasını bu defa yeniçeri-ordu kazanmıştı..ve demokrasi denen halk haktır a ise asla sıra gelmiyordu..
ordu halka demokrasi hakkını vermemek için yapmadığı oyunu bırakmadı..ve terör örgütü haşhaşiler bu amaçla tarihten minik minik hortalatılmaya başladı..değişik amaçlar için değişik küçük gizli yeraltı derin devletleri saatin dişlileri gibi her iş için -nerde gerekli ise orada karışıklık-iş bitince de barış yapabiliyordu.zaten savaştan çıkmış çoğu kadın ve çocuk ve yaşlı kişiler olan o zamanki halkta bu sorun olmuyordu..

fakat yeni nesillerle yeni göçler geldikçe ve yeni kavimler yeni kimliklerle geldiler..kaoslarda daha derinleşti..ve o minik örgütler güçlenip-kendi mafya iç derun devletlerini ve para ile ,kim isterse ona çalışma haşhaşi kiralık katil asker metodunu yeniden keşfettiler..bu askerlerin dini olmaz..her dinden her
paraya o giysiyi giyerler...

KUAVİYE MİLLİYEDE ESASINDA O ZAMANIN HIRSIZ değişik değişik ÇETELERİNİN-ANİDEN-VATAN İÇİN BİRLEŞMESİ İLE KURULMUŞTU DEĞİL Mİ ? yani aynı bugün ki biz...
HER KAOS YENİ ZENGİNLERİ YENİ YAĞMALARI -SAVAŞ YAĞMACILARINIDA BİRLİKTE GETİRDİ..ÜLKEMİZDEKİ ESKİ YERLİ-YENİ AZINLIK VE ŞİMDİKİ GÖÇE ZORLANAN VATANDAŞ DEĞİŞ TOKUŞLARINDAKİ yapılan YAĞMALARI HATIRLAYINIZ..

BUGÜNDE ÜLKE İÇ SAVAŞA SÜRÜKLENMEKTEDİR..çıkartılacak olan 3. dünya savaşı ve yeni roma hayalleri için ülkemiz ve mezopotamya boşaltılmak istenmektedir..bunun için her grup ,her saatin gizli dişlisi ama hepsi tek elden yönetilen sayısız İP ÇOK SIKI ÇALIŞMAKTADIR...
ve tabii kutuplar kayması ile olan iklim savaşları ve kuzeyin hızla su altında kalması ve dolayısı ile vadedilmiş ana helal toprak mezopotamya onlara hak ve helaldi...
bugünlerde etrafınızda yabancı uyruklukları sıkı takip edin..şehirlerden ayrılanları takip edin..ilişkilerinide..

ve tabi ki münafık olan kendimizi en başta takip edeceğiz..ÜLKEMİZE NE YAPMAK İSTİYORUZ-ÜLKEMİZİ NEDEN BÖLMEK VE KAOSA SÜRÜKLEMEK İSTİYORUZ-NEDEN KARDEŞ KANI DÖKMEK İSTEDİĞİMİZİ de DÜŞÜNECEĞİZ..başkalarını suçlamayı bırakacağız..
kimseyi suçlayıp yargılayamayız..bu ülke ÖZAL AMCA devrine dek hep asker emri altındaydı..darbeleri yapan bir iki adamı seçtiğimizi sanmamızı sağlayan, ama halk uyanırken yine darbe yapan ve işkence -idamlarla halkı KORKUTUP sindiren ve yy geriye götürende aynı kişilerdi.

.HALK şimdiki gibi BÖYLE KONUŞACAK-ASKERE DEVLET REİSİNe AİLESİNE SABAHTAN AKŞAMA İNTERNETTEN KÜFREDECEK.
NAH!! .GÖRÜRDÜNÜZ O ZAMAN GÜNÜNÜZÜ..SIKIYSA YAPARDINIZ...bu halk hayatında bugün ki zenginlik ve bolluğuda hiç görmedi mesela....ferdi olarak akıl almaz yeni zengin buldukçuklarız ve o yüzden de çok nankördük...
ne çabuk unuttu herkes herşeyi ve geldiği bu refah şımarıklığı da,onları bu kahrolasıca nankörlüğün dibine soktu ve bu çorabı herkes kendi başına kendisi ördü..

harf devrimi mükemmeldi ama keşke eski bilgilerde kalsa idi..bugün bu derece cahil olamazdık..ülkemizde sürekli okul müfredatları ile oynandı..köy ensitüleri şimdi osmanlıdan nefret edenlerce övüle övüle bitirilemiyor dimi..oysaki onlar osmanlının sıradan halka eğitim müfredatıydı..o beğenip yere göğe koyamadıkları zarif adamlarda hep osmanlıdan kalma yetişme idi...ve şimdi onlardan elde hiç kalmadı.tam kazma gibi kaskatı ve merhametsiz biz yeni türedigiller kalakaldık....

yine askerin ve manda ülkemizi yöneten diğer ingiliz-abd nin kendi yetiştirdiği sahte şeyhler ve sahte mürşidler -öğretmenler-yazar çizer takımı vs her yere konuşlandırıldı.böylece halk tam uyanırken müfredatların kontrolu kolay oluyor ve içiçe labirentler daha da zorlaşıyordu..çok basit bir okulda,
tek öğretmenle öğrenilen herşey daha bir tuhaf yeni sınav dilleri terminolojisine boğulup,eski anne baba müfradatı ve çocuk arasındaki irtibat kopartılıyordu
.
...sürekli ders kitapları ve öğretim taktikleri değiştirildi..herşey anlaşılamasın diye tuhaf ilaç prospektüsü diline çevrildi.. öğretmenlerin ne anlattığını ve çocukları ne diyor velileri yani ben yaşındaki yaşlı ana babalar anlayamadı 
mesela 18 sene okul hayatında ingilizce dersi görüp öğretilemeyen tek millet biziz..oysa osmanlıda 72 millet aynı yerde yaşadığından her en cahil kişiler dahi bir kaç lisan bilirdi ve komşusuyla onun dininde -onun geleneğiyle iletişebilir.....


ve devlet okulları mükemmel öğretim verirken eskiden, aniden yetersiz dendi ve çığ gibi dershaneler açıldı..haydaaa..o dersaneye gitmeyen kimselerin çocukları imtihandan kolay kolay geçemez oldular.ilk defa abla abi ders evleri de bunla açıldı..şimdi hem devlet okulu,hem dersane,hemde abla abi evine gidiliyordu..olsun çocuklar imtihandan geçsin de,sarık taksın afganistan a gidip cihat yapmak istesin ..

ve ablalarla abiler birbirlerini sevmeden,sadece hocaefendiye hizmet adına evlenip ,gidip başka üklelerde yeni okullar-dersaneler-abla abi hiyerarşisi evleri açsınlar sistemi aldı başını yürüdü..

devlet bu olağanüstü organizmayı tam destekledi..her töreni tv de ve medyada herkesce övülür oldu..halk varını yoğunu,sadaka zekat-kurban ve günlük sadaka,peygambere kurban ,herkese kurban,efendiye amerikada malikane,yeni okullar ve ulaşım iletişim -uydu vs için dilencilikle ve aşırı zorba din adına baskı ile herkesten para alınıyordu..su gibi para akıyordu su..çünkü bu millet okul için-çocuk için esasında varını yoğunu hep vermiştir..
dinsizler dahi zapt edemedikleri azgın çocuklarını bu okullara verirdi ,hemde namazlı abdesti zorla olan yatılı abili ablalı evlere..yani herkes bir yerde mecbur ve memnundu
iş bu hale geldi..son 30 senedir o okul ve dersaneler ve abla ile abilerin elinden geçmeyen pek tahsillli kişi nerdeyse yok gibi..
ee şimdi bunca yetişmiş adam anında azlediliyor ve fetocu işbirlikçi oluyor.aaa .adama sormazlar mı "a devlet..sen bu işin içinde değil miydin?.."

bu örgüt gibi diğer örgüt yapılaşmalarını takip edip bildin mi?bunca yetişmiş adamın yerine kimleri koyacaksın..peki binlerce yetişmiş adamına neden devlet olarak vakti ile sahip çıkıp,DEVLET OKULLARI VARKEN DERSANEMİ OLUR-ABLA ABİ EVİMİ OLUR DEMEDİN.?
NEDEN ,İŞİD İ BESLEYEN ,BUNA BENZER PEK ÇOK YAPI VAR... ÜLKEMİZDE HIZLA AMERİKA KİRALIK KATİL MANKURTLARI OLARAK YETİŞİRKEN - ONLARA HALA NEDEN GÖZ YUMUYORSUN?ey halk ,peki sen ne halt yemeye evinde yanında PKK=ASALA=İŞİD= KASOCU=TERÖRCÜ=YAĞMA BEKLEYEN SAVAŞ ÇIĞIRTKANLARINI BESLİYORSUN  VEYA SEN NEDEN O HALDESİN,SÖYLE ?!!!

pkk eski asaladır.....internet devir teslim ad değişim belgesi var...bunu bile bile, BU İDAREYE DE , apo yu devlet parası ile beslettirilmeye zorla devam ettirildi....geçmişin artıklarının yok edilmesine asla izin verilmedi ve zorla beslendirildiler..yani bir el vardı ülkemizin üstünde hala..şimdi olduğu gibi...
ey liderimiz,neden terör örgütünü kendine inat getirtip- karşı cephe yaptığın fetö nün ,bir emri ile tüm güruhuna hdp ye oy verdirtip,o kahpeleri meclisimize sokup, bu olaylara gelinmesine sebep oldun ?

o oylar hainlik için,sadece fetö tatmin olsun diye hdp ye verilmiş güya aşırı dindar kesimi oyuydu..peki bunun neresi müslümanlık? ..demez mi ,zavallı kullanılmış halk? deriz.....
PEKİ EY SALAK HALK,SİZ HANİ MÜSLÜMANDINIZ,sahte efendiler size ülkeni yak dese , sen  neden ülkeyi hemen yakıyorsun.utanmadınız mı bu ülkeye ihanet etmeye ?
sevgili masal veletleri..ülkemiz büyük bir oyun içinde.ülkemde vatan hainleri ve casuslar cirit atıyor..sizler de öylemisiniz bilemiyorum.ama siz bilirsiniz..
3. dünya savaşı hayalleri gelirken ve kaos haberleri -fitne tacirleri bize düşen EL EMİN KALP SAHİBİ OLMAKTIR..
lütfen bu ülkede bugün söz sahibi kötü ailelerin bazıları gibi,böyle savaş kaos zamanları yağmalarına girmeyin ve bir geceden katil ve zengin olarak -hırsızlıkla çıkmayın..elinizi ne olursa olsun kirletmeyin..kendinize nasıl davranılsın isterseniz başkasına da öyle davranın..
her yerden yağma ve ortaya salınacak fitne ile çıkacak iç savaş sonrası ülkemize yığılacak yabancı askerlerin haberi geliyor..
lütfen kendimize gelelim.türkün türkten başka dostu yoktur.olmaz da..bu millet Allah ın dini için seçtiği askerdir..ister kabul edin ister etmeyin türkün vazifesi budur...bilen zaten bilir..
lütfen gittiğiniz mana ve madde okulları -kurumları artık didik didik edin..işe yaramayan herkesi mimleyin ve hayatınızdan en yakınız olsa dahi çıkartın.yardım derneklerini de sakın unutmayın!!!..ve asla çocuklarınızı kendinizden başkasına kolay kolay emanet etmeyin!!!
biz gerçek askerlere mehmetçik deriz ve kutsal sayarız..çünkü türkler askeri bir devlet ve asker milletir
evvela VATAN OLAN CAN..SONRA YAR OLAN CANAN
nur cihan

6 Temmuz 2016 Çarşamba

HALVET’E GİRSİN HALVETE MASALI :)

HALVET’E GİRSİN HALVETE MASALI J .. (50. Yani O. Daire içindeki  nokta ömrüme yemin olsun )

sahibim efendime


NECM suresi 37 :ve çok vefalı olan İBRAHİM’in sayfaları

NAHL suresi 120 :Muhakkak ki İbrahim; başlı başına bir ümmetti. Allah'a itaat ederdi ve bir Hanif idi. Hiç bir zaman müşriklerden olmamıştır…

Milleti İbrahim misalidir Türk Milleti.. bir uyanıp doğrultsa Ejderi Asayı Turuk u A’'li gibidir Türk Milleti….
Selam Selam Sana Sevdiğim…nasılsın? Bu masalın çok özel ve her şeyin özeti olmasını diliyorum.. 7x7 =49 tam yaşımdayım, hayatımda büyük bir devriyeyi tamamladığıma nedense inanıyorum...50.tura devrederken ne yazacağımı halen çözemediğimden, öylesine yazmaya başladım.. bu masal sadece benim değil , aynı zamanda senelerdir bu masalı okuyan pek çok masal çocuğunun da …onlar sezgiyle bu masalı takip etse de, ben harflerimin canlı olduğunu, onların da aynı benim gibi avlananlar olduğunu biliyorum..biz çok şükretmesi gerekenlerdeniz ya birde.. masalın efendisi ve bu çocuğun sahibi –yazılımların  programcısı da hepimizi selamlar .illa huuuu


Evet..son masalımın akabinde başlayıp, bugüne dek uykuya geçişlerimde anlık şunları yaşadım ki, masalımı o semboller üzerine kurgulayacağım..iz sürmek için elimizde  hayal alemleri tasarımı olan bir işaret -ayet-secdegah taşı  hikayesi olmalı diye de, evvela onları kaydediyorum..

yine geçmiş zaman CD dairesi hayallerimin üzerinden,periyodik takvimde aynı mana ve sembollerle geçtik Sevdiğim..yani yine yaz geldi ve benim KAR TANELERİM ZUHUR ETMEYE BAŞLADI..

4.6 2014 hayali.SENİN İÇİN GELDİM  diyene uzandı. hıııım bu dokunuş,ne muazzamdı, gerçek ve unutulmazdı.."kahve içer misiniz? diye sordu.."iÇERİM" dedi.ve kahve yapmaya gitti. karşısına yeni çıkan acaipler dediler ki” sen yağmur yağdırdığın gibi istersen bak!! aynı bunun gibi KAR DA YAĞDIRABİLİRSİN ,ne zaman istersen (*yada taşı enstantenelerinden bir izdüşüm alıntısı)

Sevdiğim..  2 sene sonra yine aynı devre de ki bu gece, iki gözüm arası kar tanesi geometrisi (gul-vefk-mühür ) gibiydi.hani, en son masal hayalim de bembeyaz kar dağında, kar depreminde ölmüş ve bir mağarada gözümü açmıştım ya…işte o hayal devam ediyor.. böylece, kar suyundan soyut suya ve yaratımın suda başlayıp,suda bittiği ilimlerini tahsil ediyorum tabii..

muazzam bir su yolu olan SELSEBİL’E ÖVGÜ İLMİ: eskiden, su yolu (çintemani deseni =hilal ) ,ses –yayın-dalga-frekans dalgaları da yılan sembolüyle yazılıp çizilmiştir..

İnsanın; babasının ERLİK denizinde-bir yılana benzeyen sperm- su damlacığı iken, anne rahimindeki o dürri yekta ümmi yumurta -tek e gidişi..zanlarımızı temsil eden kamçı kuyruklu yılancık olan biz sprema insanların, başımızı vererek o yumurtaya girişimiz… ve eski benlerden azade, yeni bir  beden elbisesi için, anne rahmi  olan KU YU da 40 hafta erbain-çile çekişimiz… ANNE-RAHİYM –KU’YU MAĞARASINDANdan da bu dünya şartlarına uygun  yaşayabilecek bir insan elbisesi ile arza arzı endam edişimiz.. bizler ,bir atımlık TARIK –DARBELİ VURUŞLU SUYUN ne inanılmaz macerasıyız değil mi?



HELM-MÜHÜR..mısırdaki djjed -osirisin belkemiği
bizdeki turuku aliye direğidir..8 akıl direkli bir vefk
DESEN-motif-ANKEBUT -örümceğin EVİ İLMİ  
 Sevdiğim, uyandığımda kar taneleri desenlerine baktım..anladım ki esasında herkesin ayanı sabite noktası dahi farklıydı.. eskilerin VEFK –GÛL –MÜHÜR dediği bu kişiye has yetki makam mühür şifreleri ,yine sadece o kişiye ait tüm veri kayıtlarıydı. yani her kar tanesi gibi,her su damlasının da kendi geometrik ÇARK-I FELEK –GALAKSİ YILDIZ SİSTEMİ –HAVA SİKLON DAİRESİ VARDI..iş ki, kişi kendi goblen dokuması-akaşik kayıtları olan Levh-i Mahfuz deseni olan Noktay-I ÂMÂ ya girebilsin.. belki de ana kütüphaneye girmek gözbebeğinin içine girmek misalidir bilemiyorum…fakat şu da bir gerçek ki, tarihteki en eski minik CD vefk-gûl daire mühürleri halen tüm müzelerde vardır.. bizde sümere ait  minicik daire discler,  İstanbul arkeolojide görülebilir.. kim bilir ,vaktiyle çok fazla şey biliyorlardı ve sanki o bilgi, onların sonu oldu !!

 
ilk gece, iki gözüm arası o geçiş kapısın şifresi yine hareketlendi Sevdiğim ve o III =  vs şekiller değişti…harfler oluşmaya başladı.. sonraki gece, bu defa, o harfler arapça oldu.. harfler sabitleşip durmadığından harfleri çözemediğim halde şok oldum.. neden mi? çünkü, okuduğum Sümer tabletleri ve hiyeroglif sembol harflerimden dolayı, geldiğim mana, evvelde arapça diye bir şeyin olmadığıydı. zaten benim için de anlam olarak,ne varsa her şey –harfler dahi saf Türkçeydi..
J ..yani iki gözümün arasındaki o şifreler  nasıl olurda arap alfabesi  harfi olurdu ki,bu çok enteresandı.. sanırım burada, dinden imandan çıkmış olan benim, gaybe iman genim devreye sokuldu .. Sen beni koruyorsun ya hani, Sevdiğim.. işte ben onu anlıyorum.. yoksa kafirlerin en önde gideni benim biliyorsun..


ve bir sabah yatağımda, Senin beni sırtımdan sımsıkı sarmış yatarken ki halimizi buluyorum.. sesini uyanık duyuyorum.. kulağıma alimliği-arifi billahı anlatıyorsun.. “ama bu rüya! ya, bu ses!. nasıl bu kadar canlı” derken, bedenime olan şeyler beni ürkütüyor ve tam o anda Haybabam bize bakıp,Sana kızarak söyleniyor..benim için diyor ki,”neden o sürekli HİNT paylaşımları yapıyor”.. Sen bana sımsıkı sarıldığın için, beni destekleyip koruduğunu anlıyorum( sık sık-ikinizin arasında telef edildiğimi düşünüyorum J)……gözlerimi açınca dedim ki,”ama ben Hint değil, Mısır paylaşımı yapıyorum” ve sonra aniden Hatice validemizin neden eski evliliklerinden olan kızlarına hep HİND adını verdiğini öğrenmem gerektiğini ve ilim  Çin’de de olsa gidip alınız emrine muhatap edildiğimi anlıyorum.. bilemiyorum

ve sonraki günlerde bu defa Senin sohbetini dinlemek için Seni beklediğimi ama, Seni beklemek yerine gidip Senin yatağında uyuduğumu-bu arada Senin sohbetini yapıp gittiğini Senin kızın bana anlatırken, bu olan işe inanamıyorum.. galiba hayal alemlerimle burası arada kaçak devre yapıyor değil mi J?  Eğer birbilerimizin su yolu yatağından geçtiysek, belki de artık su yolu yataklarımızı birleştirmeye de yaklaşmışızdır ha, ne dersin J?


6 haziran Pazartesi ..bir adam,yemyeşil yapraklı bir ağacın yanında duruyor ve adamla ağaç aydınlanıyor..yeşil yaprak zumlanıyor .. rüyamda  o ağacın kenevir olduğunu öğreniyorum.. gülümsüyorum..geçen masalımdaki o mutlu ağaç evine bu tezahürle cevap verdiğini düşünüyorum..

tabii ki uyanınca, kenevir diye hayalimde öğrendiğim şeyi, hz aklı maaş google efendimde fellik fellik aradım.. hayret ettim ki, ben gerçekten de kenevir ağacını görmüşüm.. tabii ki, ilk aklıma gelen ve daima Sende hissettiğim o maddeleri kullanıp kullanmadığındı..(?)

HAŞHAŞİLER  (MANKURTLAR )  İLMİ 

ve yapılan araştırmalardan okuyarak şunları öğrendim.. biz Türkler’e  ekimini- üretimi- kullanmayı yasaklayan pek çok ülke, bu keneviri kendisi yetiştiriyor.. kenevir erkeği ve dişisi gözle görülüp-ayırt edilen tek bitki imiş.. erkeği, ip-halat-bağımlılık yapan ve ağrılara iyi gelip,iyi hissettiren kanvas-kot kumaşı yapımında kullanılıyormuş.. dişisinden ise esrar adlı uyuşturucu ve ağrı kesicisi ilaçlar yapılıyormuş..

bazı kuzey Avrupa okullarında dikkati dağınık çocuklara doktorca veriliyormuş.. çünkü dozunda olduğunda zihni berraklaştırdığı –hızlı öğrenmeyi - yeni tasarım hayallerle sürekli bir şey icadını-üretimi açtığı için de, bu maksatla bilinçli kullanılıyormuş.. AİDS -KANSER başta olmak üzere pek çok hastalığı tedavi ettiği ve ülkemizde hepimizin belası olan eklem iltihabı-romatizmaya şifa olup, korkunç ağrılara gerçekten son verdiği ispat edilmiş ....


kuzey Avrupa da kenevirin kullanımı yasak değil ve suç oranı o ülkelerde  çok düşük.. çünkü halkı esasında bilinçli bir şekilde uyuşturucu=içki  ve sex serbestisiyle nefislerine bağımlı hale getirip, pek çok memuriyet görevi –iş ve zaman kaybından  tasarrufda sağlıyorlar.. zaten bir kişi bu maddeye bağımlıysa, her şekilde bulacak ve her suçu işleyecektir(*mesela Afganistan da ki uyuşturucu kalitesi ile elde edilen nakit gelirin yüksek neması dünyanın hiçbir yerinde olmadığı için,büyük ülkeler buranın hasatından hiç vazgeçemiyor ve bölgeyi sürekli işgal altında-kaosta tutmak zorunda kalıyormuş)..

nasıl ki kanun koyucu ülkeler, hem terörü yasaklar ,hem de örtülü ödenekten ortak tek bir devletin idaresindeki o eski kiralık katiller olan  askerleri tutarlar ya hani ..ve tüüm ayrı isimdeki terör örgütleri aslında tek bir elden –tek bir devletçe-değişik amaçlar için  yönetilir…nasıl ki islamı anlatan ülkelerde dahi fuhuş yasak dense de, devlet genel evleri açar ve vergi alıp, çalışanlarını memur eder.. nasıl ki faiz yasak dense de devlet bankaları kurar ve herkesi faizle borçlandırıp fatura kölesi yapar..nasıl ki şans oyunları-kumar yasak dense de ,kendi eliyle şans oyunlarını kurar ve havadan para kazanır.. nasıl ki cinsel kimliği XY dışında yasak dese de, hane içlerinden ,okul ve iş yeri kurumlarına, yetimhanelerden hapishaneye cinsel suistimallere göz yumup cezalandırmaz ve tedbirini almaz ..sonrada iş işten geçince ,eşcinsellere haklarını vermez!!! işte yalan kanunlar ,yalan düzen, ahlaksızlık, adaletsizlik ve kan ağlayan paramparça çok yüzlü dünyamız..işte biz ..

acı gerçek notu:bu  kenevir rüyası haftasında ülkemizde,  güneydoğuda, devletin tarım desteği ile ekilen ve elde edilen esrarı  pkk için satılan pek çok kenevir tarlası da imha edilip yakıldı..ki,bu da bir tarihte izdüşüm kaydıdır..



ülkemizde dini kurumlar başta olmak üzere, tüm öğretim-eğitim kurumlarında had safhada sapıklık ifşa edilmiştir.kurumu korumak adına, o kurumlardaki pislikler örtülüp yenisine çanak tutuluyor.. mesela çok medeni ve suç oranı çok düşük kuzey Avrupa da bu olaylar hemen hiç yok sanıyoruz..neden yok!! çünkü orada kanunen bu şeyler suç değil.. uyuşturucu-serbest sex normal..iç uyuşturucunu, yap serbest sexini, çırılçıplak soyun gez ve  sonrada yapayanlız git kendi evinde sız veya tuvaletlerde  komaya gir öl…



hangisi doğru bilemiyorum..ama her halûkarda insanlar tüm tarih boyunca bu maddeyi kullanmışlar..yasaklar ise hep delinmeyi bekleyen-iştah kabartan teşvike döndürülmüş.. “günah-yasak- haram-o ağaca yaklaşma kavramı,insanoğlunun başına geçirilmiş al takke ver külah ilizyonuna benziyor.. sonuçta allem edip kallem edip, hemen hepimiz tüüm günah ve haramlardan yapabildiğimiz ölçüde bir defalık geçiyoruz veya imtihan düzeneği ile zorla geçirtilip-kendimizi tanrı sanma hastalığımızı defolattırıyoruz.



bizim ülkemizde de metafizik alemciler, Bektaşiliğe sızan persli acem hurufçuların Balım Sultan devrinde tekkelere girişi ile önce içkiye, daha sonra genel manada uyuşturucuya müptela edilmiş.. bugünde pek çok sahte şeyh bu yola  başvurup, ayinlerinde daha yüksek halisünasyon ve diğer çirkin amaçları için uyuşturucu kullanagelmişler..  tabii ki, bunun getirdiği ahlaki erozyonla da; hazine-i genci ,buluğa ermemiş secde taşı bir mahlukta seyrederken hızla oğlancılığa kayıp,sapıklaşmışlar.. yani o eski şiirlerdeki zülüfler-teller –benler-gamzelerin çoğu, bir kıza-bir kadına yazılmamış ha, bunu da iyi bilin !!!

o pis sapık sahte mürşidler,bugün olduğu gibi,o devirde de hem kendileri yoldan düşüp, hem de etraflarındaki herkesi gümletmişlerdir.. meşrutiyete yakın yeniçerilik kapatılacağı devirlerde, bu sapıklıklar o derece artmış ki, insanlar küçük erkek çocuklarını civelek- peçe ile gezdirir olmuşlar..çünkü baldırı çıplak azgın leventler-yeniçeriler-mahalle kabadayıları, annelerin yanındaki küçük oğlanlara dahi musalat olup,gündüz gözüyle bile küçük erkek çocuklarını kaçırır olmuşlar.. mesela bir defasında  padişahın emri ile Eminönü’ ndeki sapkın bir tekke yakılmış.. ve sabah içinde, alt alta üstüste sapık fahiş erkek ve fahişe kadınların cesetleri ile karşılaşıp, yine padişahın emri ile üzerlerine cami yapılmıştır..



ve malum hepimizin bildiği tekkelerdeki mana içleri boşalınca, genelin-kurunun içinde yaşlarda yanıp, bu okullar kapatılıp, askıya çekilip, başka türde irşad devri başlamış..eğer Osmanlı devrindeki umumi  halkın dahi, manevi ilimlerde-tasavvufi idrakle düşünmekte ve edebi dilde bunu kullanarak en son zirveye nasıl vurduğunu,  yani, mana ilmi bilgisiyle bile nasıl sapıklaştığını anlamak isterseniz ,lütfen  o devirdeki hamamoğlanlarının yazdığı bahnameleri de okuyunuz. ..okuyunca anlıyorsunuz ki, bu sapıkların hepsi bu tekkelere kayıtlı olup, metafizik ilimlerden tulum çıkartarak geçmişler, o bilgilerini bugün ki kafası donunun içindeki azgın sapkın sahte şeyhler ve devrimizin yeni rasputinleri gibi sapıklıklarına kılıf etmişlerdir..

ve dünyanın hemen her yerinde tüm şamanlar –şifacılar ve metafizik işlerle uğraşanlar az veya çok bu halisünasyon maddelerine  bulaşmışlar..bugünde ülkemizde bir maya şamanı hanım, sosyeteden parayı bastıranı Meksika’ya halüjen mantarla insiyasyon deneyimine –oradaki efendisine turla götürüyor..ülkemize gelen dünyaca ünlü şamanlar da workshoplarla parayı verene bunu deneyimletebiliyor..

Sevdiğim,bizim masal çocuklarının içinde hayli kafir-pağan-büyücü-dinsiz vs bu tür şeyleri deneyimlemiş  entelektüel-sanatçı-yazar-çizer beyin işçisi özel dostlarımız var.. onlarda bu masalla kendilerindeki bilgileri  birleştirip, Senin islami kimliğini red edip,ammadoğru yol rehberliğini kabulle SENİN , EL EMİN BELDE oluşuna inandıklarından, bizle  yola devam ediyor ve bana çok özel şeyler anlatıp öğretiyorlar..mesela hakiki bir şaman asla esrar ve diğer uyuşturucuları ayininde kullanmazmış..hele içki asla..çünkü eğer kullanırsa zihin ve bilgi berrak olmayıp bulanık olurmuş. olan biteni hatırlayamaz ,kendi otokontrolünü kaybedip-negatif varlıkların sex ve diğer işler için oyuncağı –maskarası olurmuş..





işte Sevdiğim bizim yörelerimizde de eskiden kendir denen bu kenevir bitkisini ip-halat -urgan yapmak için  ekmişler.. bununla birlikte keten bitkisi de ekip ,liflerinden keten kumaşı dokuyup,tohumlarından da aydınlanmak ve aç kalındığında yemek  için keten-beziryağını çıkartmışlar.. o devirde dünyadaki en mükemmel halatlar bizim ülkemizden çıkarmış. daha sonra Amerika bu tohumları bizden alıp, kendi ülkesine ekmiş, ülkemizde ise kendir ekimini ve halat-ip ticaretini yasaklatmış J..bugünde ülkemde sadece onların  verdiği çekirdeği çalınmış yapay tohumlarla tarım yapılabiliyor.. kendi yeraltı ve yerüstü hiçbir zenginliğimizi çıkartmamıza –kendi kabiliyetlerimizi kullanarak kendimizi döndürmemize izin verilmiyor…sanırım ülkem  bir Amerikan manda sömürgesi değil mi? ülkemdeki eğitim sistemini mahvedip-bizi öğrenemeyen ve öğrendiğini kendisine kullanamayanlar haline getirdiler.. ülkemdeki tüm değerli beyinleri kendilerine transfer kopy ettiler ve ediyorlar.. çocuklarımız onların veri-icad bankası gibi çalışıyor. Sahip,Efendi onlar oldukları için, tüm icatlara kendi isimlerini ve markalarını basıyorlar..sonrada biz sürekli diyoruz ki:” doğuda beyin yok, her medeniyet - ilim batıda var”.. halbuki batı parmağını sadece tıklamak için oynatıyor..



tüm üretimler ve kullanılan beyinler yine seyrü sülük görmüş genetik DNA MERDİVENİNE sahip-DAHA EVVEL ŞİFRELERİNİ KIRMIŞ olan doğu alimlerince keşfedilip yapılıyor.. ama ne yazık ki biz kendimizi aşağılamaktan –batı hayranlığıyla kör ve sağır olmuş zavallılığımızla, kendimizi-aslımızı –neslimizi ve tüm dökümanlarımızı inkar ediyor,onlara yalakalıkla dilencilik ediyoruz.. çocuklarımızı da onlara seve seve veriyoruz ki ,onları devşirsinler.. çünkü vakti ile yabancılarda Osmanlıya seve seve çocuklarını devşirip - önemli mevkilere getirsinler diye veriyordu..bir zamanlar biz bizansla renosans bilgi-sanat çağını yapmıştık.. şimdi de onlar Hind-i Çinli budistler ve Müslüman insan kabiliyet göçmenleri ile bilim ve teknoloji-gen renonsansı rezonansını  yapıyorlar.. bu etme bulma dünyasıdır- unutmayınız.. dedesi erik yemiş, torunun dişi kamaşmış kanunu halen üzerimizde hüküm sürüyor..


bir devran var ve bazen sağa ve bazen de sola dönüyor..rüzgar ne zaman ne taraftan esecek hiç belli olmuyor..o yüzden de ellerimizle işlediğimiz her şeyin ,vakti gelince önümüze ardımıza çıkıp, bize aşılmaz setler öreceğini idrak edip-ona göre işler işlemeliyiz..



ülkemdeki ve diğer islam coğrafyasındaki hemen pek çok cemaati- tarikatı- aşireti de, bu dünyanın en büyük tarikat ülkesi olan şuan ki masonik  Amerikan manda yönetiyor.. bizim dinimizi bizden ala biliyorlar.. onların tarikatları bizimle aynı okulun sol eli  ahileri olduğu içinde, belki de birkaç yy dır işler sol elden yönetiliyor.. bilemiyorum..


KENEVİR ile KETEN neden birlikte düşünülmeli ilmi J
ve Sevdiğim eski mısırda isis’in başında, taç olarak 7 yapraklı bir kenevir yaprağı resmi var..hz İdris Nebimiz pek çok şeyi bulan ilk kişi malum..ilk gömleği  kesip biçip diken giyen ve insanlara gömlek-GÖNÜL  giymeyi öğreten kişi.yani ESMA HULLE DRESE-ELBİSE DERSLİK –GÖNÜL OKULLARINI İLK AÇAN ve kişilere kendi kabiliyetine göre GÖYNEK-GÖMLEK-GÖNÜL giydiren…

ve eski mısırda yüksek zümera kimlikler saf keten giyermiş.. tanrısal ayinlerde ise Pliselenmiş  keten giysiler..mesela eski sümerde yani ilk Kızılderililerde de, bugüne geldiği gibi eteklerinde püskül saçak olurmuş. tevratta da emredilen giysilerin önlük veya eteğinde saçak emri vardır.. başlıklarda kuş tüyleri olması gibi.. hemen tüm şaman giysileri-masonik ahi önlüğüde  de püsküllü - saçaklıdır..sanırım kamışlık tarlasındaki kamışların ilahi nefha ile rüzgarla salnırken ki SSSSSSS sesi HUUUUU sesine karışmasını betimliyor ki, bilemiyorum..


hiyeroglifte ,isis’in düğümü  sembol resmi olan aynı bugünki DNA ya benzeyen sarmal halat ip, H harfi demektir.. tasavvufta biz ona HABLİ METİN derken,Hintliler AKAŞA kayıtları, Kuran LEVHİ MAHFUZ-ALLAH’IN KOPMAYAN İPİ,ezoterikçiler de GOBLEN-KUMAŞ –DOKUMA derler..

ilahi anne esması olan İsis, bir büyücüdür ve düğümlere üfürendir..o sihirle imajlar yaratabilir ve parçalanmış Osiris beden esmalarını; kanatlarının salınımı (saçak-püskül-lifler-kamışlar ) ve nefesi ile (HUUUU) birleştirip yapıştırabilir..ama isis tüm bunları yapmadan evvel dağılmış ölünün bedeninin parça –esmalarını birleştirip, onları yapıştırıp ,kolları bacakları sarıp TEK-ELİF – TEKBİR bedende  tevhid ettikten sonra bu bedeni BEYAZ KETEN BEZİ İLE MUMYA OLARAK SARAR ..yani ona, evvela  bir KETEN GÖMLEK GİYDİRİR..

ve Pirimiz Mevlana’ya ATTAR’ın verdiği ve elinden bırakmadığı,ŞEM’S in havuza attırdığı kitabın adı da ESRARNAME imiş..henüz bu kitabı okumadım…gizli esRArengiz şeylere ESRARLI-MUAMMA-GİZ dendiğini böylece idrak ettim..bu durumda gen ilmi de bir ESRARNAMEDİR J




7.haziran Perşembe.. üçgen bir dağ ve üzerinde İskender’in resmi var Sevdiğim..hani 21. yaşımda; ağacın köklerinden yüklü uyanma hayali yaş hediyem olan , antik kenarları beyaz gümüş- içi altın , güneşin  aya tutulduğu, üzerinde  İskender portresi olan altın sikkem vardı ya …işte o iskenderim  bunca sene sonra piramit dağında fresk olmuştu..

8 haziran Çarşamba.. hayalimde  yine Mısır da piramitlerin önündeki dev sfenksleyim..sfenks’in sanırım 3 veya 4 kafası var.. aynı kanope vazolarındaki 4 yönün koruyucu kerubin sureti misali.. uçak kokpiti gibi olan bu şoför mahallinde 4 şoför var.. bu suretlerden en baştakinin başı kapkara yanmış ,yoktu. sfenksin arkasında ise arapça rakamlı  (belki arapça 8  ^) ve sahibinin adı(belki   Ahmed)  yazılı bir plaka vardı.. bu sfenks arabasının şöför mahalline, yanık baş kıtmiri anübis-hızır yerine geçmeliymişim... 

Sevdiğim..eski mısırda Akenaton’un mezar kilidi İsis düğümü üzerinde yeraltına geçişi bekleyen ANUbis-yani sabahın  MAVİ ŞAFAK IŞIĞI ,kara kıtmiri post efendim tasviri var.. malum aylardan temmuza giriyoruz ve hekate köpek sıcakları denen SİRUS-ŞİRA yıldızı hükmünü icra edecek gibi.. yani bilemiyorum..
Daha sonraki geceler gözlerimi uykuya kapattığımda şu şeyler akıp geçti..sık sık değişik ateş parçaları... bir defa muhteşem bembeyaz inciler aynı yıldız yağmuru gibi evvela sol gözümün, sonra sağ gözlerimin içinden yağarak girdiler.. bir defa muazzam bir göktaşı uzaydan geldi ve o içeriye sessizce girdi.. o şifre ve şekiller mavi renk oldu ve çok güzeldi.. sonraki gece dağıldı..

( ÖZEL YORUM
J: piramitin önünde yatan sfenks bir aslan bedenine sahiptir..osirisin kızı KEDİ- ASLAN BASTED in öldürücü-savaşçıl gözlerindeki RA IŞIĞI-NURu temsil eder...o babasının savaş ve kudretini BAST eden KABZ ilim yükleyici İRŞAD NUR  ışığıdır…
tüm kadim öğretilerde insiyasyonun sonunda ALTIN POST U ALMAK en büyük emeldir..
eskiden mısır en büyük insiye rahiplerine ŞEM-KEM denirdi.çünkü, mısır’ın gerçek adı KEM dir..yani kara toprak adamın yaratıldığı ülke J….ŞEMler bedenlerine kaplan postu takarlardı.ki daha sonra uygur budistleri bu geleneği hint-çin vs yerlere taşımışlardır..


türklerde ŞEM -KEM -ŞAMAN olmuştur..kem aynı zamanda kötülük de yapabilir...ŞEM-KEM-KAM lar zamanla islam ile tanışınca bu defa bu kendisini bilmek ilmi olan kadim ders GÜNEŞ -RA ÖĞRETİSİ ,KAMİL-KAM-İL e dönüşmüştür.. o yüzden şuanda islam tasavvuf rehberleri ,her bir kendini bilme okuluna cami -tevhid edicidir .amma tek sorun bu türün çok nadir ve az yetişebilmesindedir. .insan-ı kamil in burcu olan soyut ASLAN BURCU GÜNEŞ i SİMGELER...

HORUSUN BİR GÖZÜ GÜNEŞ diğeri AY dır...horus ise dünya makamındaki lider insan modelidir. mesela ben İskender-i  Zülkarneyn’inde aslan-güneş burcu ile ilişik olduğuna artık inanıyorum..
Ve aslanın dişisine de aslan denir..
hz ALİ bizim için ALLAH’ın ASLANIDIR..mesela hz ALİ savaşlarda aynı kedi basted ve aslan sekmeth in BAKIŞI ANLAMINDA -NAZARI  İLE DE ÖLDÜRÜCÜDÜR…NAZAR -BAKIŞLA İRŞAD EN ÜSTÜN İNSİYASYONDUR..AN da OLUR..
güneş, bizim dünya sistemimizin rabbi has esması olarak,daima  RA -GÜNEŞ RAB kabul edilmiştir..hayat onun ışıkları ile dirilir ve ölür ve tüm işler güneşin ışık vakitlerine göre yapılır..hemen tüm dinler güneş inancı gibi lanse edilip kabul edilirken, hakikat öyle değildir..
çünkü insiye olacak salik ,güneş bir rehbere biat ettiğinde ,artık kendi astrolojik burcu düşer ve tüm dervişler misali ,EFENDİsinin ASLAN BURCUNDA OLUR.. ve insiyasyonda başarılı olan nadir ötesi adaylardan biri olup, hayalinde de, sembolen GÜNEŞ EFENDİSİNİ YENDİĞİNİ görürsen ancak İCAZET ALIP MÜRŞİD olabilirsin....yani GÜNEŞ REHBERİ ŞEM-KAMİL OLABİLİR...
tıpkı tarihte yazdığı gibi ;hz YAKUP UN MİKAİL MELEKLE YAPTIĞI DÖVÜŞÜ tanrı ile dövüştü diye anlatanlar, mesela, seyrü sülük  icazet törenini anlatmış olurlar J)


 ve sonraki
15 haziran Çarşamba ..gece  03.…bu defa o geçitkapısı yine harflerle açıldı ve direk arapça ALLAH yazdı..ooo..inanamıyorum..kendimi kandırıyorum-zihin oyunlarımdan –misal alemi heyula- suret geçişlerinden kurtulamıyorum diye kendimi yine kandırıp-takılmamaya çalışarak uyudum Sevdiğim…ama tabii ki delicesine aşık ve mutluyum.. SEN BENİM HAS KULUMSUN ve SENİ ÇOK SEVİYORUM ÇOCUK mesajlarımı hatırlıyor ve Sana, aklımı yitirdiğim zannı ile: “ben deliriyor muyum ,böyle şeyler nasıl olabilir, kendimi mi kandırıyorum? “ deyişim gözlerimin önüne geliyor..


ne güzel Zamanlardı değil mi? ben o zamanları yitireli çok oldu.. tüm masumiyetimi ve safiyetimi yitirdim.. tüm inançları-ritüelleri-öğretileri geride bıraktım.. sadık olmak; “ey iman edenler iman ediniz” ayeti ile de, ahde vefalı- halim bir efendinin zimmetinde olup, elimden geldiğince sabit kadem-sadık –ahde vefalı olmak için çabalıyorum ..kalbi selim miyim bilemiyorum..


Sevdiğim; dünya ilizyonum, dev mıknatısa tutulup,  darmadağın -zerrelere- külle çözdürülüp , onları da birbirlerine uzak savurduğunuz an, esasında bir daha asla birleşmeyecek şekilde ayrıldı, biliyorsun.. üstelik bir defa mıknatısa yakalanmadı bu çocuk.. bir defa yerle  bir edilmedi, bir defa öldürülmedi….artık tüm kanatlarım kırık .. tüm değerlerim –sahip olmak duygum,  dünyevi heyecanlarımın şevki bitik….her şeye çok fazla yabancı ve uzakım. giderek dünyaya ve dünyalılara daha soğuk-kar delen buzu gibi firijit oluyorum
J


ve gelip sınırda kalakaldığım yerde- senelerdir
1001 oyunla açılmayan iki göz aremde, bu defa arapça ALLAH yazıyordu.. sınıra geldim, anladım..illa bir sultan güçle çıkılır yerdeyim, biliyorum.. geri döneceğimi, çürüyüp yeniden tohumumdan =torah-tevrat şeriatı olacağımı ve filizimden incil müjdesi hakikate ereceğimi ve yine meyveye durup, Senin  beni en şehvetli hazla yerkende, birlikte marifeti bulacağımızı öğrendim..


tüm bu tahsiller ve seyrü sülük zaman CD DAİRESİ periyodik ölüm dirim cetvelimden anladığımsa, bu devriyelerin hiç bitmeyeceğiydi
.. insan denen 5 kollu yıldız’a önden bakıldığında, bu 5 kollu-5 duyulu  bedenin ortasında 6. His olan kalbi-gönül gözü olan bir gök yıldızdır…zaman denen İP çıkrığı ,Rahmanın nefesi HU ile döndükçe dönecek ve her dönüş turunda geçmiş bilançosunu,kendi turnikesinden, yine kendi  yeni biletine yükleyerek, tur-i sinasına –semahına-gönül kabesini tavafına devam edecekti ki, devran durmasın, kervandaki kristaller ahenkle birbilerine vurarak avaze-i bu alemde ahenkle çıııın çııııın çııınlasın J 


Eğer varsa bende o kalbi selim

Arş-ı alana körkütük de gelirim.. / hz Neyzen Tevfik
**
ve tabii facebook günün hatırasını yad ettiğinden  ,pc yi açınca şu mana beni hayrete düşürüyor Sevdiğim..
insan bu kadar mı cd dairesi zamanında aynı manalarda tur atar,bazen ruhsal bilincimizin bizden habersiz çok işler karıştırdığına inanıyorum..

ve iki sene evvel 15 haziran 2014 saat 03.. ALLAH(HU) LAFZININ MİRACI VE KELİMENİN DEHŞETLİ TESİRİ ile uyandım.. ve gördüğüm dersten şunu anladım ; Allah’ın elbisesini giymek demek; aynı senelerce evli kalan çiftlerin birbirleriyle özdeş olup, birbirlerinin halinin ve tipinin elbisesini giymesi misali aynileşmesi demekmiş.

Sevdiğim malum Allah’tan başkasına secde emredilse, karının kocasına secdesi emredilirmiş ya hani.. işte kadını kocasına secde ettiğinde, biliyorum ki kocası da ona secdedeydi J ..

GÜNEŞ AY'NA GÖRÜNEN DÜNYA İLMİ :)
ve 15 haziran Çarşamba
bugün çok enteresan bişi oldu..yolda yürüyordum..boynuz =HİLAL içinde AY AYNASI başlığı olan =ankh anahtarının aynısı yerdeydi..güldüm yürümeye devam ettim.çünkü o bir metal içeçek kapağı idi..sonra bu işaret dedim ve geri dönüp onu peçeteye sarıp yerden çantama koydum.. fotosunu çektim ki ispatı belgeli olsun..şimdi,kendini bir enerji içeceği olarak hayal et,seni açacak olan ne olurdu ? tribişon mu ?
Sevdiğim, bugün süprizlerim hiç bitmiyor bak!! kimselere bahsedemediğim bir anlık izdüşüm ANTEN =YAYIM-YAYIN anlamım için ilk defa inanılmaz bir belgeyi facebookta buldum..daha doğrusu onu iki gün evvel okumuş ve hayret etmiştim ki, işte şimdi onu da masalıma kaydetmeye karar verdim..





“Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama...
Kafirler birinci kat... semayı keşfettikleri zaman orada Vahy'in indiği yeri ve ayet-i kerimelerde haber verilen bazı emareleri görürler. Dünyaya gelip gördükleri o hakikatleri bütün insanlara haber verdiklerinde herkes "La ilahe illallah" diyerek imana gelir. Lakin hiç birinin imanı kabul olmaz. Çünkü imanın şartı gayba iman etmektir.
(gayb gözle görülemeyen akılla anlaşılamayan duyu organları ile hissedilemeyen şeylerdir.)
Bu dünyaya en uzak yıldız ne kadar mesafede ise oradan birinci kat semaya da o kadar mesafe vardır. Fenciler henüz birinci kat semayı keşfedemediler. Ne zaman bu Türkiye'nin büyüklüğü kadar ayna yaparlarsa belki o zaman birinci kat semayı öğrenebilirler. Batıl bir görüş olan "sonsuz uzay boşluğu" iddialarının ne kadar yanlış olduğunu gözleri ile görürler.
****
" A.B.D. Ay’a gitmeye hazırlanıyor. Fakat bu masraflara yazık… Bu gayret Mars için olsa çok isabetli olurdu… Çünkü Ay’da hayat yok. Ay kupkuru. Fakat Mars’ta hayat var!… Orada insanlar var…Su var…Orada Hz.Kur’an aynen var!?… Hz.Muhammed (a.s.) oradakilerin de peygamberi… Yani; orada Ümmet-i Muhammed var… Hatta orada varisi Resullerin evlatları var… Ve yine orada İslamiyet’e sarılma bizden çok fazla. Orada Kur’an ahkamı hakim… Ve nihayet o insanlar Hz. Kur’an’a sarıldıklarından dolayı teknolojik olarak bizden çok öndeler!…
Size bir haber daha vereyim; Bu iki insanlık buluşmadan Kıyamet kopmayacak… Fakat; Dünya insanları Marslılarla buluştuklarında Hz. Kur’an’ın orada da aynen var olduğunu görünce İslam’ı inkar mümkün olmayacak… Fakat bu iman (İman-ı yeis) ve (Suri İman) olacak… Yani; vakit çok geç olmuş olacak. ......"Süleyman Hilmi Tunahan (K.S)”
****


zaman –dehir-saat-horUSkop denilen göz-optik ilmi
:)Sevdiğim..o iki göz arası ŞİFRE –MÜHÜR şekline çok benzerlerinin tarihi kayıtlarına efendi Google sayesinde ulaştım.. Norveç-  wiking ülkesi ,bu sembolleri yani kar tanesi resmini HELM-DÜMEN-İDARE -KONTROL TAKIMI-YÖNETİM-MİĞFER anlamı ile sahiplenip ülke arması olarak kullanıyormuş…  halbuki dünyada ,Bulgaristan’da bulunan en eski KAYI tamgasınında aynı böyle gemi dümeni kar tanesi gibi olduğunu anda anlamam çok kolay oldu..  ayrıca Hind-i Çin’deki uygur Budist öğretilerindeki ana sembol olan SAMSARA –TEKERLEK in bu olduğunu çözdüm....en eski tengri olan ,tengri dingiri-tekerlek tanrı olan ptah’tı..yaratım-sanat ve EL BEDİ esması..yaşam çiçeği dediklerinin de aslı bu idi.. ve hz Zülkarneynin vizyonunda ve eski hint vedalarındaki kayıtlı olan o ateş tekerlek-i ,yanan ateş arabası tekerleri de buydu J..


ve yeni okumaya başladığım,üstelik zerre anlayamadığım GENOM –bir türün 23 bölümlük otobiyografisi / Mat Rıdley adlı kitabımı okurken, IYI  harfinin, Y ortasında BENİ OKU emri olduğunu öğrenirken ki inanılmaz şaşkınlığımla-bir sonraki noktada beni transfer kopya et kelimesinin oluşuna  gülümseyişim..


Allahım, aklıma mukayyet ol..kendimi bir yazılım şifre sisteminin içine girmiş gibi hissediyorum Sevdiğim..o zaman tüm cehaletimle içine düçar edildiğim bu ilimden çok korkuyor ve kendimi çok ayıplıyor-tüüüm ahi melemetiliğimde kendime her rezilliği etiketleyip, kendimi herkesin gözü önünde rezil etmek-yaralamak istiyorum.. tiraji komik halime gülerken, çığlık atıp ağlamak ve cinnet geçirmek istiyorum..biz neyiz böyle ?..bize neler yapılıyor..? nedeeeeen ? bu benim meşrebim biliyorsun..kontrol edemiyorum..kim böyle bir ilmi ve bilgiyi hak edebilir ki kim? Ve neden ben dememek için bir nedenim olamayacağını öğreniyorum..kimse bu ilme asla layık değil, hem de asla olamaz ..bu çok tehlikeli bir şey.. delice.. insan yazgıyı yönetip değiştirebilir mi bilemiyorum…sistemin dışına çıkılabilir mi bilmiyorum.. zaten kader sırrı dahi çok az peygambere verilmiş.. bilmiyorum..ama ilk defa bu derece anladım ki Sevdiğim, bilmek ve öğrenmek çok ağır derin acılar verse de-sistemin çarkında olan biten hiçbir şeyin boşuna olmadığını ve derin bir ANAYASA=SÜNNETULLAH  var olduğunu, cennet ile cehennemin ve seri ül hisabın her an her yerde, zamandan ve mekandan münezzeh tıkır tıkır işlediğini anlıyorsun..

ve artık biliyorsun ki, bugünde nasa veya diğer herkesin ilimde geldiği yer ancak geçmiştekilerin başka yorumlarla gelebildiği yer kadardı ..ve sınırı geçmek yasaktı.. devre giriliyordu..zira zirveyi gören kişi, orada durmanın yasak olması yüzünden, çıktığından çok daha hızla aşağıya inmek zorundaydı..hele ki ,kendileri de bugün ki geçmiş pağanların-cadıların-büyücülerin-tapınak rahiplerinin  ENKİ ‘nin dölleri olan, aynı gen-kromozon-dna yı taşıyan bilim çocukları, yine olimposa çıkamayacaklar ve yukarıdan atılan alevli taşlarla aşağıya bir kez daha düşürüleceklerdi ..


SEVDA-SÜVEYDA-SİYAH-KARA LEKE-KARA MADDE bilimsel açıklaması.. GENOM :).genosis-gizem bilinmeyen-cin-can-cenin-cennet de demek.....

KEHF SURESİ ayet 109 :De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için denizler mürekkep olsa ayrıca deniz üstüne deniz katsak yine de Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi".

LOKMAN SURESİ ayet 27:Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz (daha) eklenseydi, Allah'ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah, kudret ve hikmet sahibidir.

GENOM kitabından  bazı notlar:
İnsan bedeninde yaklaşık yüz trilyon (milyon kere milyon) HÜCRE vardır.Bunların büyük kısmı, milimetrenin onda birinden küçüktür..Her hücrenin içinde ÇEKİRDEK denilen SİYAH BİR LEKE VARDIR..

Çekirdeğin içinde insan genomunun İKİ SETti bulunur (YUMURTA ve SPERM HÜCRELERİnde bir set var, KIRMIZI KAN HÜCREleri ise ÇEKİRDEKSİZDİR..;
Genom setlerinin biri anneden ,diğeri babadan gelir..İlke olarak her genom seti aynı 60.000 ila

80.000 GENİ aynı 23 kromozom üzerinde taşır.Pratikte ,her genin anne ve baba versiyonlarının arasındaki fark,genellikle zor ayırt edilir ve küçüktür; örneğin göz renginin kahverengi ve mavi olmasını sağlayan fark gibi..Çocuğumuze TEK BİR GENOM SETİ AKTARIRIZ..Bu set ,anneden ve babadan gelen kromozonların birbirleri arasında ufak parçalar değiştirmesinden ibaret olan REKOMBİNASYON işlemiyle oluşturulur..
GENOM UN BİR KİTAP OLDUĞUNU HAYAL EDİN :)
KROMOZOM denilen 23 BÖLÜMÜ vardır.

Her bölümde GEN denilen 1000lerce hikaye bulunur
Her hikaye EKSON denilen paragraflardan oluşur ve bunlar,İNTRON denilen reklamlarla yer yer kesilir..
Her paragrafta KODON denilen KELİMLERDEN OLUŞUR.
Her kelime BAZ denilen HARFLERLE YAZILMIŞTIR
İçinde bir milyar kelimenin bulunduğu genom kitabı ,boyut olarak elimizdeki kitaptan 5.000 kat ,İncil'dense 800 kat uzundur..Kitabı,SANİYEDE BİR KELİME HIZLA günde SEXİZ SAAT okusam,bitirmem 100 yıl sürerdi..bir milimetreye bir harf düşecek şekilde yazıya döksem,oluşacak metin Tuna Nehri kadar uzun olurdu ..Bu DEV-ASA BELGE ,SINIRSIZ BİR KİTAP, AŞIRI UZUN BİR TARİFTİR; ancak TOPLU İĞNE UCUNDAN KÜÇÜK, MİNİK BİR HÜCRENİN İÇİNE SIĞMIŞTIR...

Genomun bir kitap olduğu düşüncesi kesinlikle mecazi bir anlatım değil,gerçeğin ta kendisidir...Kitap,sayısal bir bilgi parçasıdır,doğrusal ,tek boyutlu ve tek yönlü işaretlerden oluşan küçük bir alfabeyi ,devasa bir anlam sözlüğüne çevirir..Genom da böyledir..Tek farkı,ingilizce kitapların hep SOLDAN SAĞA ,bazı bölgeler SOLDAN SAĞA ,bazı bölgeler SAĞDAN SOLA OKUNUR fakat aynı anda İKİ YÖNE OKUNMAZ :)



"DNA,SONSUZ UZUNLUKTA OLABİLECEK,ÇİFT SARMAL YAPISINDA,ZARİF,KENDİ İÇİNDE BÜKÜLEBİLEN MERDİVEN BOYUNCA BİR ŞİFRE BARINDIRIYORDU.BU ŞİFRE, HARFLERİN BİRBİRLERİ ARASINDAKİ ÇEKİME DAYANARAK KENDİNİ KOPYALIYORDU VE O ZAMANA KADAR BLİNMİYORDU ve o zamana kadar bilinmeyen bir biçimde DNAile protein arasında bir bağ kurarak proteinler için ÜRETİM TARİFLERİ OLUŞTURUYORDU...DNA nın şaşkınlık uyandıran yapısı,her şeyin nasıl da basit ve bir o kadar da güzel görünmesini sağladı...Richard Dawkins'in söylediği gibi "Moleküler biyolojide Watson-Crik sonrası dönemde biyolojinin sayısal bir hale gelmiş olması gerçek bir devrimdir...
GEN ŞİFRELERİ ESRARENGİZ BİÇİMDE BİLGİSAYARINKİ GİBİDİR " J ..Genom -bir türün 23 bölümlük otobiyografiisi/ Mat Rıdleyy 'kitabından alıntıdır..
********

Bildiği gibi FELSEFE nin   KURULUŞU , hikmet =KÜRELER -akıllar-namoslar- kanunlar ilminin anlaşılabilmesi ,AKIL KÜRELERİNİN sıralaması ile ,akılların doğumunun: NUN= KALEM-LEVHA ,aklı kül-nefsi kül=ruh –nefis=rahman –rahim=Güneş-Ay ve diğer gezegenler olan astrolojik akıl küreleri anlamları   örneğiyle tanımlanınca ancak  dünyamızda idrak edilip,anlaşılabilmiştir.. KÜRELERİN KANUNLARI VARDIR..KÜRELER ya SAĞA veya SOLA DÖNERLER (sadece Venüs=Cuma=suretlerin alındığı kürsi aynası, saatin tersine yani kalbe doğru dönermiş-kabe tavafı misali )...işte kişilerde ya sağ beyincidirler veya sol beyinci..bu iki beyini-dualitesini tek’e- KALBİNE BAĞLAYANIMIZ İSE NADİR ÖTESİDİR..

o halde şimdi HÛ nefesin işletim sistemleri olan KUTUP DAİRELERİ -küreler ilmi olan DEVLETLER HUKUKUNA bir göz atalım mı lütfen :) ?

şimdi ben siyaseti takip edip- sevmeyip -oy da vermediğimden, sıradan bir avam olarak basitçe anladığımı özet geçeceğim. inanıyorum ki siz derinleşecek ve farklı farklı üstün algıları açacaksınız.zaten maksat ta budur..
şimdi havada yani gökyüzündeki hava siklon dairelerini kainatın vücudu ve işletim sistemleri olarak düşünün ve tüm gökyüzünün böyle çarkıfelek misali galaksi adacıkları olan hava siklon daireleri ile kaplı olduğunu hayal edin lütfen ?..evet!! başlıyoruz..havadaki her hava siklon dairesi bulutun sağa veya sola kendi çevresinde de döndüğünü hayal edin lütfen.. yani biri celal biri cemale dönüyor veya biri zahiri ilimlere, biri batıni ilimlere dönüyor olsunlar..ama ikiside dönüyor-nefesleniyor yani doğal olarak hay'lar ve yaratım yapıp, fiiler -hareketler halindeler....





ve siz de bu siklon hava dairelerinden=KUTUP SİSTEMLERİNDEN birine girdiğinizi hayal edin şimdi lütfen..işte hepimiz kendi meşrebimize-kendi esma programımıza en uygun yuva dairesine girdik değil mi ?! Evet...çok güzel.burada anlamamız gereken ,Yaratıcımızın bizi meşrep meşrep,kavim kavim yarattığı ve bizlere ferdi ve umumi tecelli ettiğidir..her birimiz ait olduğumuz dairede kalırsak, kendi dünyevi cennetlerimizi inşa etmiş olur,daha yaşarken, ahenkle salınan daire cennetine gireriz....ama başka başka dairelere-evlere musallat olur, onlara verilenleri de ister -tamah edersek eğer, sistem-düzen bozulur, kaos olur. o zaman dairelerimiz birbirleri ile kavga etmeye başlar, bizler helak oluruz.. oysaki ,hemen, iki deniz olan tatlı ve tuzlu suyun asla birbirlerine karışmadığı ayeti hatırlarsak ve ne yaparsak yapalım, başka dairelere fıtrat-yaratılış programımız gereği asla giremeyeceğimizi idrak ederiz.. olduğumuz dairelerimizdeki güzelliklerini çıkartıp zevk etmeye de başlarız değil mi? Evet!! sanırım dünya ve kainat nizamnamesi olan = ahenkle açılan daireler şifresini de böylece çözmüş ve huzuru ilahi için yapmamız gerekeni anlamışızdır... ayet :SENİN DİNİN SANA BENİM DİNİM BANA !!

dünyada olan biten ben senden üstün ırkım-seni ben yöneteceğim ilmi farkındalığı 
ENE-BEN -MENİ BEDEN MEN - EGO= NEFS 
şeytanın en büyük günahı KİBRİ imiş ve şeytan en çok BEN BİLİRİM  ile kibirlenen alimleri severmiş..tasavvufta diğer hiç kimsede olmayan en büyük günaha UCUB denir..ki UCUB sıradan insanda değil ,sadece ALİMLERDE OLURMUŞ.. insanların hepsi Adem atamızdan üremiştir.. Adem ise topraktan yaratılmıştır..





ve ten renklerimizden her birimizin ait olduğu hammadde denen zerre-hub bir minik renkli KUM TANESİDİR (hani şu cern de parçalamaya çalıştıkları şey-TANRI =HAK esması olan zerre ) .. bir gün tekamülde metafizik alemden üst seviyeye gelirsen ,Arabi hoca derki -AHKAF-KUM TEPELERİNE gelirsin..ıpıssız ve yapayanlız bir başına ,kendi kumunu da oraya bırakırsın..

*mümin sayısı her dem çok az..ne demiş peygamber.MÜMİN MÜMİNİN AYNASIDIR.. saf ayna çok az...bugün genlerin birbirlerini kopyaladıkları ve aynaladıkları ve aşırı tekrar eden yani takılmış gen –dna harflerinin kalıtımsal hastalıklara yol açtığı da keşifle bilim insanlarınca okunmuş.. ve böylece bize ESMA VERİLMESİ-YENİ ESMA YÜKLENMESİ ile AŞILANAN GENLERİN—DNA ların da bu sayede tekamülle hep-hiç bitmeyecek YOL ARKADAŞI REHBERİMİZ =REFİKİ ÂLÂ =yüce dost= sevgiliyle birliğe gidildiğini de ispat etmiş olunuyor..bu manada bakınca da tüüm son teknoloji ilimler dahi sadece ve sadece bir YARATICININ VARLIĞINI İSPATTAN BAŞKA İŞE YARAMIYOR. İiyyin ve Siccin adlı İP’ler HEP O’NUN ELİNDE J

وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ

Ve lekad âteynâke seb’an minel mesânî vel kur’ânel azîm(azîme).
Ve andolsun ki; sana mesânî(ikinci)den 7’yi (7’liyi, 7’li olarak) ve Kur’ân-ul Azîm’i verdik.


mesela ben 07.07.1967 de bu alemdeki madde hayatıma doğmuşum.
yani doğum günümdeyiz..seyrü sülük sistemine göre her birimizin kabiliyeti olan ana esma kutup noktamız vardır.. ki ,bunu galaksimizin güneşi olarak düşünelim lütfen..ve O, NOKTA-İ AMA ‘nın etrafında daire olup,sürekli devran edip- tur atan diğer uydu yan esma kabiliyet karakterlerimizi de hayal ediniz… o ana kabiliyet ortaya çıkıp-KUL luk edilebilsin diye dönen ayna nöronlarınızı-hücrelerinizi ,düşünün ..ve seyrü sülük öğretileri 7 li sistemle  7x7 =49 la tekamüller olarak kaydedilmiştir..dolayısı ile bendeniz şuan capcanlı bir yaşayan denek olarak ,yıllardır size kaydettiğim –izin verilmiş bu  irşad mektuplarında- tam 7 defa etrafımdaki uydu -peyk esmalarım tümden değişti fakat ana esmam- sabitem hep aynı kaldı...yani her insanın  bugünki ilimlede ispat edildiği gibi, her 7 yılda bir ,tüm hücreleri baştan aşağı yenilenerek ,yeni kader programı yazılımımız indirgenir..YARIN 7 KANDİLİ DE UYANMIŞ,7 ANA ESMASI DA ÇİFTLEŞİP DÖL TUTMUŞ -7 KANDİLLİ BİR SÜREYYA yıldızı olup olamayacağımı , NASIL BİR YAZILIMLA UYANACAĞIMI BİLEMEDİĞİM İÇİN bunu yazamamanın aczi içindeyim J..ne diyeyim..yeni programım inene dek ayan-ı sabitemde CAMİ-CUMA-CEM’deyim J


..üzüm üzüme baka kararır demiş atalarımız..çocuklarımıza "kötü arkadaşlar edinmemelerini tembihleriz ".kendimizde edinebildiğimiz en düzgün dostlarla görüşmeye çalışırız ..çünkü herkesin ait olduğu bir taraf ve saf vardır...saflarınızı sıkı tutun ayeti yok mu ? biz hep layloylom eğlenirsek ve sadece işe yaramaz kötü örnekleri kopy pasted yaparsak ,kısa süre bizden sadece onlar yansımaya başlar..


ANKH-KUT -FATİHA SAHİBİ OLMAK İLMİ(*insan =bir su damlası olan ben-ene-ego )

30 haziran
..malum KADİR gecesi KUR AN ın İNMEYE BAŞLADIĞI GECE...eğer sizde kendi kitabınızı indirmek istiyorsanız ruhunuzla bağ kurun ve kendinizi okumaya NİYET ED-İP ,başlat tuşuna basın..

NUN  harfinin ebcedi 50
yani arapça yazılışı ile
O. dir..İsis ve SiriUS unda rakamı 50 DİR..
bugün pc yazılımda IOOOOOIIIOIOIOOOOIIOO yazılımı kullanılıyor muş..yani tasavvufta RAHMAN ve RAHİM ..yani genetikte XY ..yani mitolojide GÜNEŞ ve AY  AYN’ASI..yani spritüalizmde RUH NEFS..

KAYI MÜHRÜ 
acaba eski mısır ve sümerliler OOOOO yazılımını biliyorlar mıydı ve bugün bu bilgiler işgal ile içleri boşaltılmış Bağdat-Mısır müzelerinden  ABD Nasa ya mı taşındı? ve OIOIIIOOOO yazılım nedir?. OOOOOOOO yazılım nedir?..  :)OOOOOO oooooooo ……… yazılımı nedir?

şunu unutmaki bu dünya hayatında olduğun sürece 10101010 00 1 yazılıma mahkumsun..ya 10 önde veya 01 gerideSİN..ya - SİN  veya +.. ortası ancak sırat el müstakim olan denge yolcularına zehri ve panzehirini boşalttığın kaseden içtiğinde olur..BİR VARSIN BİR YOKSUN..LA İLLAsın..hem var hem yoksun..sen zıtlıkların karşılaşıp infilak ettiği anda yaratılan ve anda kıyameti kopan o cern -tanrı parçacığısın.bu öyle hızlı oluyor ve aynı anda herkese oluyor ki,kimse kendisine olan biteni elektroşoktan algılayamıyor .o yüzden, beden eşeğini sağlam kazığa  (ata direğine )bağla  ve fişini de doğru hatta prize sok vesselam :)


Hallac-ı Mansur'un çizdiği nokta ilmi
5 temmuz sabahı…bir kütüphanedeyim..karanlık ama çok özel bir kütüphane.. RA’ nın Gözü bana bakıyor..onun gözünde kırmızı bir nokta var..kırmızı lazer ışık o..( *bugün Medine’de Mescidi Nebevide bombalar patlatıldı )
ALLAH:”HİDAYET EDİCİ BENİM,PEYGAMBERLERİM SADECE TEBLİĞ EDİCİDİR” diyor.. dolayısı ile bizim peygamberimizin de tabi olduğu HANİF DİN olan  İbrahim Atamızın ve milleti 1001 düvelinde Rabbi -rızık verip bu düzende yaratıcısı Allah dır..Allahın bizden dileği sadıkların sadakatlerini tutmalarıdır. .yoksa herkes sadık değildir ve söz de vermiş değildir..o halde ister 101001010 dünya madde aleminde kesrette, ademle havva dualitesinde yaşa,ister halvete girip OO da yaşa ve içine girip … noktaya nail ol..o noktaya girdiğinde ne göreceksin biliyor musun? yine 1 olan elif-insan sensin ve O =halvete girdiğin O ‘nun tanrı parçacığı ,O 1 yazılımlı ,1 elif miktarı suret de sendin …..

nur cihan
6 TAMMUZ 2016
nuralem7@hotmail.com

masalımızın AHİ meşrebi MELAMİSİ olan HAYBABAM 'ın bu madde alemine bedenle vedası olan 8 temmuz anısına
BA KA RA
İŞ +EMEK+EKMEK= ÖZGÜRLÜK =FETA