21 Mayıs 2017 Pazar

RUHUM KUDÜS, ER RAHMAN MASALI…

RUHUM KUDÜS, ER RAHMAN MASALI…
Selam Selam Sevdiğim ve Merhaba…
bugün sana miraç kandilinde ziyaret ettiğim Kudüs hakkında yazacağım..umuyorum ki, aradığın senibende bulursun J..nasıl başlayacağımı bilemiyorum.çünkü var olan herşeyimi kaybettiğime inanıyorum..uzun aylardır sadece farzlarlayım…tesbihatımı da bıraktım..tüm öğretilere ve tüm insanlara güvenimi yitirdim… nafile olmayınca, o rüyaları da göremiyorum…amma ,zihnimiz nasıl çalışıyor ve  biz nasıl rüya görüyoruz çalışmam için olağanüstü bir dönemdeyim.. herşey bendeki inanca ve sevgiye bağlıymış, anlıyorum.. inancımı ve bağlarımı yitirip, yolları tek tek koparttıkça ,artık o hayallerle de irtibatım kalmıyormuş..

Sevdiğim, nasılım biliyor musun?.. hani eskiden sık sık kaybolup düştüğüm o kapkara boşluk vardı ya!!.. yine oradayım.. bu defa hiç acı çekmiyorum ve
“kayboldum, neden suretler yok!” diye ne ağlıyor, ne ortalığı ayağa kaldırıyor, nede Sen danışman efendime geliyorum.. göremiyorum göremiyorum diye  ne Senin canını sıkıyor ,ne diğer gönlünü eğlediğin tazecik güzellerden vaktini alıyorum J… ben artık yaşlanmış,elini eteğini çekmiş bir acuze makamı olarak, toprağa sağlam basarak- gözümü göğe dikiyorum …eskisi gibi Rahman’ın -ıslak nemli bir bulut gibi beni sarmasını özlemle bekliyorum.. o ilk kendimi kaybettiğim kara noktanın içinden kendimi bulup-oradan dışarıya çıkarabilecek miyim,bilemiyorum..bakalım mı?



Sevdiğim.. evvela bir iki hayal sembolümü başa yazacağım ki, serüvenimi Sen kolayca çöz ve mecazlarla yorulma..hani benim uçan ejderha rüyam vardı ya;  geceleri yuvadan çıkıp, şehri havada turlayıp, sahte efendileri –genç nefs severleri gözleyen..hah! bu defa, farklı ejderhalar  gördüm bak ,dinle!! (* ejder-ahi-bulut -yılan-ihvan hep aynı manadır...uzakdoğudaki ejderha ,islamla RUMİ-TÜRK geçme-bulut  desenine anında evrildirilmiştir..EN YÜKSEK İRŞAD EJDER BİLGELİĞİDİR..tüm yapı mimari ve süslemelerinde en görkemli tek tezyinatta rumilerdir .işte türklerinde, rumi desenleri gibi her şeyi birbirlerine bağlayıp -geçiren RUMİ -TÜRK RESSAMLIK ÖZELLİKLERİ BUNDANDIR..o yüzden Arabi hoca ,Kabe'deki rum kızından aldığı emirle Anadolu'ya gelip, bir rumi müslüman türk kadınıyla evlenip,onun oğlu Sadrettini halefi olarak yetiştirmiş ve bu ülkeyi mayalamıştır.. O RUM KIZI İSTANBUL yani hikmetler evi AYASOPHİA adlı MERYEM MAKAMIDIR..ve Ayasophia da hz Meryem ve çocuk İsa'ya hem KUDÜS ,hemde İSTANBUL sunulur ) 

3 nisan Çarşamba .. bir hayal hatırlamıyorum ama gülerek bana öğretileni öğreniyorum.. atamız İbrahim Nebi’de daima Allahümme salli ala seyyidina Muhammed “dermiş.. anlıyorum ki, oraya gidince hep salavat çekeceğim…


8 nisan Cumartesi…
yakaza.. geceyarısı bir mağaradayım .mağara dar ve arkamda beni sokmak üzere olan  bir şey –yılan var ve korkmuyorum.. o yılanı  elimle yakalıyorum..o beyaz yavru bir ejderha .çok güzel..başından aşağıya beyaz kıkırdakları olan –beyaz tüylü yılan ejderha.. iki parmağım arasında tuttuğum  yüzünü, yüzüme tutup  ,onun boğazını sıkıp öldürüyorum.. ve şimdi de , benim o meşhur açılmayan mührüm ışık ve hareketler halinde gözüktü Sevdiğim.. mührün üzerinde arapça harfler hareket ediyordu ve harflerin içinde de hareketli bir şehir vardı.. o şehir belki Medine ,belki Kudüs veya dönüşerek ikisi de oluyordu.. sanki hurma ağaçları sallanıyorken ,ben bu mührü açılan şehre girdim…ve anladım ki,Kudüs için izin çıktı ..teşekkür ediyorum..

17 Nisan 2017 Pazartesi ..rüyamda, geceleyin  Arda adlı birinin evine giderken harebe gördüm… orada değişik hayvanlar vardı.ve yemyeşil muhteşem bir  TAVUS KUŞU- Zümrüdü Anka uçarak ,O UPUZUN GÖRKEMLİ YEMYEŞİL KUYRUĞUYLA sağ omuzuma sürtünerek geçti..omuzuma değişinde bıraktığı o his muhteşemdi.. ve az ileride yerdeki, sümüklü böcek ve kelebeği işaret etti.. onlara baktım… seyrü sülükünde iz bırakan o sümüklü böcekten kelebek çıkmış gibiydi :-)

Evet ..şimdi seyahate çıkabiliriz Sevdiğim
..biliyorsun ki, kimseden hiçbir şey için izin istememesi ve ezelden her şeye izinli olduğu söylenmiş bir gariban –tenha masal çocuğu olarak, son derece ıssız ve yapayanlız bir yolculuğum var… ne kimseye yaklaşabilir, nede bir başkasını kendime yaklaştırabilirim.. bazen çok canım yanıyor ama kimseye söylemiyorum.. sohbet dostum olması gereken bile, beni ıssız bıraktı malum.. emanetlik böyledir.. lütfen canını yakmaya çalıştığımı sanma!! Sadece kendi kendime dertleşiyorum… halimden memnunum.. zaten fitne fesat ,riyakar dalkavuklarla dolu o kuru kalabalık hayatlara asla  tahammül edemem..  benim için en doğru olan bu ..


ve böyle bir seyahate ,bu masal çocuğu gibi biri, muhakkak sahibinden destur alarak ve ruhen onunla çıkması lazımdı biliyorum… ama kimseye söylemedim..yazıyla ise Sana haber verdim J.. belki de izin verilmez diye korktum..çünkü kaç defa Kudüs’e gitmek için teşebbüs ettiysem, hep hüsran oldu-gidemedim.. bu defa kararlıyım..yıllar evvel tanıştığım Suriyeli hacamatçı , ilk karşılaşmamızda; oraya gitmememi, eğer gidersem sağ dönemeyeceğimi anlatmıştı.. İsrail’in hainliğini vs..ama  o gece rüyamda bana bir sayfa uzatıldı.. üzerinde El Halil başta olmak üzere, 4 müslüman HE HARFLE BAŞLAYAN şehirde ,münafıkların içten İsrail’ e ajanlık ettiği yazılıydı.. zaten hiçbir ülke, şehir , aile ve kişinin kendi evi asla dışarıdan yıkılıp işgal edilemez değil mi? ülkelerin, şehirlerin, evlerin içindeki hainler evi satar ve aileyi ateşe verir….işte ülkemizin hali ve aynısı Filistin…Yahudalar bir avuç dünyada…Müslümanlar ise ……..

neyse… ve evet… belki her şey bitecek ve dendiği gibi tanınıp öldürüleceksem , meşrebime uygun 4 yol ağzında yapayanlız öleyim istedim.. bilemiyorum.. sadece seyredeceğim..hiç  bir şey yapmayacağım.. ve bir tek şey ummayacağım diye de, niyet ettim.


19 nisan yola çıkıyoruz.. üstümde Tayland’dan aldığım Budist rahip giysisinden  diktirdiğim portakal rengi tennurem var.. normalde İsrail ,Kudüs için 3-4 gün vize  veriyormuş..ama senede 10 gün bayram ve kandil günlerinden dolayı da, bu bizim gezimiz gibi  4 gece  5 günmüş...bende 50 yaşımdayım ya.. O. şehre girdi J
Türk Havaalanından itibaren ,İsrail’e girmek bir zulüm.. o kadar çok arama –bekletme vs var ki.. ama neyse ki yol kısa..2 saatte Hayfa-Tel Aviv deyiz..saat farkı yok.. havalanında Japon turistler var ..kıyafetimi görünce hepsi beni sevgiyle gülerek –beğeniyle çok zarif edeple selamlıyor… demek onlar için bu renk bişey ifade ediyor..genel manada tüm havaalanı ehli şeriat Yahudi, Hristiyan ve bizim Türk dini Fatih Çarşamba –ortodox islam meşrebi kişilerle dolu.. anlıyorum ki dinlerin ortak en katı şeriatı  karaçarşaf-peçe- kara cübbe ve şalvar ve giysilerin dizaynı yahudalardan geçmiş… en katı şeriatta herkes komple Yahudi…dolayısı ile ortalık siyah ve gri giysiden geçilmiyor.. en temiz ve düzenli giyinenler tabi ki ehli şeriat Hristiyan hacıları…. Siyah, gri ve beyazlar ….


ben portakal gibiyim, mutlu –huzurluyum.. neden bilmem buraya hiç budist gelmiyor. demek bu saha Budizm ve Hindular için bir şey ifade etmiyor..ilginç tabii..halbuki ben,önce Mekke-Medine ve yıllar sonra Tayland ve akabinde Kudüs üçlemesini boşuna yapmadığıma inanıyorum.. hz İbrahimle ,Budizm ve Brahman arasında hissettiğim bağ için şuan burada elçilik yapacağıma inanıyor, hala anlayamadığım işimi yapıyorum..



evet..1001 güçlüklü beklemeden sonra, tüm grubumuzla açık havada ANTİK KENAN yani işgal altındaki FİLİSTİN TOPRAKLARINDAYIZ.. önce HAYFA. ..Hayfa bir Osmanlı şehri..burası ANTAKYA nın karşı sahili.. Kudüs’ün yarısının Antakya ‘da olduğunu, bir evvelki ay Antakya gezimde; oranın diğer yarısının da Kudüs olduğunu burada, taa kalbimde  hissettim...
ve aslında siyasi plan olarak bunlara bütün olarak bakılsa da ,umumdan bunun  gizlendiğini anladım.. Eski Antakya mahallelerinde bir yerli bizi gezdirirken ,oradaki çok eski tüm evlerin kadim İsrailoğullarına ait olduğunu ,hepsinin aşırı zengin olup -başka yerlerde oturduklarını ama, bu evleri ne para verilirse verilsin asla kimseye satmadıklarını söylemişti ki ,aniden hatırladım Sevdiğim...çok fazla değişik etnik kadim inanç ve kabilesel içiçe evlilik ırkı olduğunu orada da ,burada da bildim.. işte bu kendi içlerinde sadece evlenme yüzünden de, en katı sabi din takipçisi yahudalarda fazla beden bozukluğu var..
denizin iki kıyısındaki bu iki bölgede de ,kendi  halklarının içinde çok fazla etnik din haini  ve münafık var.. ve onlar, kuyruğunu ısıran yılanlar olduklarından ,verecekleri zarar daima kendilerine olacaktır.. tüm tarih boyunca içlerinden çıkmış her nebiyi işkence ile öldürmüş  bu halklar ,işte bu yüzden hiçbir zaman huzur yüzü göremeyecekler... kaçakçılıkla, uyuşturucu ile dostlarına zulüm için  ajan muhbirliğiyle   ve  yeraltı hazinelerini yabancılara satmakla çok kolay yoldan fazlasıyle zengin olsalar bile ,hiçbir  zaman EL EMİN BELDE  onları bulamayacak vesselam…..ki ,içlerindeki kalbi selim –iyiler-korunmuş olanlar daima müstesna…

ve Hayfa ne güzel şirin bir sahil Osmanlı şehri..sıcacık,küçük bir sahil kasabası..şuan burası İzRAel’in herşey serbest tatil bölgesi.. yani ortadoğunun Tayland’ı..kendisi bir şey üretemeyen Filistinli erkeklerin dahi sex işçisi olarak çalışmak zorunda olduğu kadim lutilik merkezi..
BABİL  YENİDEN ZİONLULARCA İNŞA EDİLİRKEN.....
şimdi otobüsteyiz.. ve bir saat boyunca yolda şunları gözlüyoruz.
.denizin suyunu arıtıp çölü yemyeşil cennete çeviren bir yahuda zekası.. yok böyle güzel yeşillik..diyorlar ki ,yahudalar ceza günleri gelip te ; tüm varlık “arkamda Yahudi var “diye haber verdiği o zulüm-ceza vaktinde ,sadece GARGAD  ağacının ardına saklanabileceklermiş… o yüzden her Yahudi bahçesine ve çevreye ,o vakit geldiğinde arkasına saklanabilmek için  bu ağacı dikermiş.. yol boyunca seyrettiğim her manzara, taaa kalbimde antik Babil ve Mezopotamyadaki yeşil taraça  bahçelerinin aynıydı.. o kadar  güzeldi ki.. çünkü makine yapımı bir şey yoktu.. taraçalarda hep yerli  el yapımı taş duvarlar ve minik minik yemyeşil bahçeler vardı.. her yeri ekmişler.. her yer yemyeşil ve olağanüstü güzel.. taraça taş duvarların üzerinde at ile saban süren yaşlı bir adam ve çocuk bile var… tarih burada hala dipdiri… ve yol ilerliyor.. bir vakitler Mısır’ın köleleri olanlar ,şuan burada Müslümanları aynı kölelikle- zulümle kullanıyorlar …

KUDÜS BİZİMDİR

DUVARLARIN OLMADIĞI BİR DÖNEMDE
GÖKYÜZÜNDEN BAKIYORDU
YERYÜZÜNDE BİR YER VAR DI ,KALE GİBİYDİ O YER
FATİH’İN SURLARI GİBİYDİ
ETRAFI DUVARLARLA ÇEVRİLMİŞTİ HANİ
DUVARLAR MUHAMMED YAZIYORDU, A-RAB-ÇA
VE YAZIYORDU GÖKTE
VE SÖYLENİYORDU BİR GÜZEL SESLE, ŞU MÜJDE
KUDÜS BİZİMDİR
SAVAŞAN RESULULLAH
TOZ TOPRAK İÇİNDEYDİ SAHABE
OMUZ OMUZAYDILAR
VE BİR MİLİM BOŞLUK YOKTU ARALARINDA
ONLAR BEYAZDILAR…SARIKLARI BEYAZDI
ÜZERLERİ TOZA BULANMIŞTI

DAİMA SAF VE ARINMIŞ OLANDILAR
SAVAŞA GELMEK İSTEYENE
HAYIR!! DEDİ RESULULLAH 
SEN KAL!! SAVAŞA GELEMEZSİN,YEMEK YAPACAKSIN

İSTİYORMUŞ ŞİMDİ O KAZANCI
O DUVARLARIN ÖRDÜĞÜ
MUHAMMED KAZANINDA
FİLİSTİNLİ ANNELERİN GÖZYAŞLARINDA

İSRAİL’İN NEFRETİ-KİNİ PİŞSİN
YAKITI, FİLİSTİNLİ ÇOCUKLARIN ELLERİNDEKİ
TEK SİLAH, O SAPAN TAŞLARI OLSUN 
FİLİSTİN İN SOKAKLARINA DÖKÜLEN BU AŞ

İSRAİL İN PİŞMİŞ AŞI OLSUN
VE KAZANCI ,O KAZANI TERTEMİZ YIKASIN
AMİN AMİN AMİN
BU GÜN O DUVARLAR GERÇEKTEN VAR
BU GÜN O DUVARLARIN İÇİNDE KATLİAM VAR
VE KALBİMDE İZİ KALAN O YAZI İLE 
VE O SESLE DİYORUM Kİ
KUDÜS HEP BİZİMDİ VE BİZİM OLACAK
Allahümme salli ve sellim ve barik ala seyyidina muhammedin innurizzatiyyi ves sirris sari fi sairil esmai ves sıfat.(* 2009 )

ahhh.İzraEL’in utanç duvarları başladı..
her yere metrelerce yüksek duvarlar örmüşler.. duvarların arkasını asla göremiyorsunuz….müslümanları açık hava hapishanesine diri diri gömmüşler.. bu yahudaların ne kadar korkak ve sinsi olduklarını gösteriyor..ama şimdi kendi ülkem dahil hemen pek çok ülke, rol model olarak kendisine HİTLER İZRAEL’ini örnek alıyor ve komşularına aynı duvarları örüyor.. demek modernizm- teknoloji, bilim ve çağdaşlığın sonu yine kölelik ve soykırım savaşları..ne acı.. insanlık için en utanç verici bir hüsranlı son.. yazık ki, herkes kendi duvarını örüp, kendisini içine hapsediyor....kale şehir devri hiç bitmiyor…


Bu KENAN –FİLİSTİN  aynı Mekke ,aynı Tayland misali benim vatanım..hiç bir yabancılık  hissetmiyorum.. buralıyım anlıyorum..her şeyi içimde seyredip dinlemek için, dışımdaki  herkesle bağımı kopartıyorum.. her zaman herkese soğuk ve yabani olmayı sevdim.. benim de duvarlarım var ve şimdiye dek kimse o duvarları geçemedi..bir tek sahibimin tüm duvarlarımı yıktığı  o depremim hariç…ve bu meşrebi karakterimde  elimde değil..
çünkü şimdi FİLİSTİN –KUDÜS KİTABINA GİRDİM ve pür dikkat  CANLI KİTAP OKUYORUM….tek bir dileğim  var… Efendimi bir defa daha görecek miyim ve geldiğimden haberi var mı ?


bundan uzun uzun yıllar evvel, bir gece şöyle bir yakaza gördüm Sevdiğim..göksel kuş bakışı bir dağ tepesine bakıyoruz.. orada da duvarlar var. ama duvarlar,bizim Rumeli hisarı misali  arapça ile MUHAMMED şeklinde örülü.. sonra o duvarların içine dev harflerle şöyle yazılıyor.. KUDÜS BİZİMDİR BİZİM OLACAK.. o zaman bunu anlayamadım ama, kısa süre sonra İzrael ilk duvarlarını örmeye başladı.. şimdi bir hayalim gerçekleşiyordu ve diğer hayalimi hatırlamak için ağlama duvarında edeceğim duayı beklemem gerekecekti…




Şimdi güzel Kudüs şehrindeyiz..otelimiz Müslüman mahallesinde ve Ez Zahara kapısına yakın.. dün gece evden çıktık ve şimdi öğleden sonra ve hiç yemek yemedik..çok açım.herkes odasına çıkıyor ama ben burayı ve kendi başıma bir şeyler yapıp yapamayacağımı deneyimlemek istiyorum.. otelden yanıma birini katıp, yakındaki temiz bir restorana beni götürüp bırakıyorlar…. Ahh ama çook piss..hamburger  var.. tamam diyorum..bir masaya oturuyorum..yan masadakilerin önlerindeki acaip dev ekmek arası ve dev yufkalara sarılı yemeklere bakıyorum…ilk defa bu kadar büyük dürüm ve ekmek arası kebaplar görüyorum.. diğer masaya gelen bir adam arada yerinden kalkıyor ve her açıktaki solmuş-pörsümüş   garnitürleri parmaklayıp, dilediğinden atıştırıyor. kimse ona bişey demiyor.. ve yemeğim geldi.. hayatımda gördüğüm en dev hamburger..içindeki her  yeşillik çürümeye yüz tutmuş.. ve bir ısırıyorum..o köfte değil.et değil, iğrenç bişey..yiyemiyorum.. bırakıyorum..30 küsur lira ödüyorum..böylece islami bir mahallede ilk deneyimimi başarıyla gerçekleştiriyorum J ..bunu hiç lisan bilmeden yaptığım için kendimle gurur duyuyor ve oteli aklımda tutarak yan mahalleleri gezmeye başlıyorum..



müslüman arapların ve bizim Anadolulu Müslümanların neden bu kadar pis olduklarını tabii henüz tarihçiler ve genetikçiler çözemediler..fakat bizlerin böyle pis bir sorunumuz var.işte o yüzden kimse bizi sevmiyor.. halbuki islamın ilk emri TEMİZLİK İMANDAN GELİR değil mi?.. abdest almak da bu pis huylarımızı terbiye etmek için bir kuraldır aslında.. sokaklar o kadar pis ki..inanılmaz.. kızların örtülü olanları aynı bizim ülkemizi de virüs gibi saran bir örtünme biçimine sahipler… kafalar sımsıkı bohçalama tarzında kapalı..eski mısırlılar gibi ağır bir makyaj ve koyu ojeler ..ve sımsıkı örtülü kafadan aşağısı streç külotlu çorap giymiş lastik şişme bebek tarzında.. şimdi böyle acaip pis bişey var. .bakınca ağlayım mı -güleyim mi bilemiyorsun.. ama birazdan duvarlar ve kapılardan Kubbetüssahraya girerken anlıyorsun ki, o başı ve boynunu sımsıkı örtte, gerisini ne kadar şişirirsen şişir hiç önemli değil..önemli olan sadece kafayı öyle örtmek ve hatta kafanın içi boş olursa, daha büyük hörgüç yapman da serbest ve makbul..



bunları yazdığım için biliyorum ki, pek çok kişi benden nefret edecek.. ama ben 11 yaşımdan beri bir şekilde saçlarımı öyle yada böyle bir bezle örtüyorum.. bugün islamın sorunu örtü değil.. ne yazık ki örtü, tek sorun muş gibi yapıldığı için bugün bu rezil haldeyiz…örtü en son iştir.. peygamber bu dünyadan ayrılmadan son iki senede örtünme ayeti gelmiştir.. o da gözlerini ve kalbini örtemeyen o Yahudi-hıristiyanı şeriatı meşrepli sahabenin şikayeti yüzünden …ve hakikatte bugün islamcıların ahlak zafiyeti var..islamcıların dürüstlük zafiyeti var.islamcıların  iman zafiyeti var.islamcıların sahtekarlık ve hile ,riyakarlık zafiyeti var.. islamcılar bir şey üretecek zeka ve eli ile çalışmaktan bihaberler.. sadece arada bir Cuma çıkışı kabadayılanıp, toplu halde tekbir getirme  eylemleri var..ve adının bilimle , ahlakla, temizlikle değil de; bindiği dalı kestiği -münafıklık ettiği, mensubu olduğu islamı  terörle andırmak zafiyeti var… hakiki düşmanı ONA  elindeki silahı verince ,dönüp düşmanı olan o  silah  üreten satıcısını değil de, önündeki kendi din kardeşini öldürmek  zafiyeti var, vesselam…


Evet..ahh dün geceden  beri kahve içmedim..bir kahve dükkanı buldum..türk kahvesi dedim.. adam kalktı, çekirdekleri çekti..miss gibi koktu. sandım ki pişirecek.aaa elektrikli su damacanasından üzerine sıcak su çekti ve bana 8 tl ye sattı.. yani hep böyle… J bildiğimiz kahve yok.. var ama oda hileli.. pek çok defa karton bardağın yarısı kadar  böyle kahve içtim, hepsi 8-10 tl..ve bir minik bardak portakal suyu da 20 tl.. İzrael in parası ŞEKEL ne yazık ki bizim TL den değerli.. burası aşırı pahalı bir yermiş.. işgal yüzünden en kalitesiz ürünler, bizdekinin üç katı fahiş paraya  satılıyor…bu büyük zulüm.. yani, sadece tura bir defa para vereceksiniz.. vee çok fazla  gizli yardım edebileceğiniz fırsat karşınıza tabi ki  çıkacak.. nakitleriniz hep cebinizde olsun…
*Yahuda 7 kollu şamdanın aslı 7 başlı ejderdir. bir şamanın ruhsal ata direği ile,bir tarikat dervişinin  DALLI ARAKİYE si de ETİ GÜNEŞ KURSU boynuz arası sembolü olup, her öğretide vardır..



ve bu pisliği şikayet edince rehberimiz diyor ki, tüm idare ve belediyeler İzraEL elinde olduğundan ,Müslüman mahallelerine iyi hizmet verilmediğini  ve bu sıcak ülkede  ağzı kapalı çöp kutuları yerine -kamyon kasalarını ortak yerlere bıraktığını anlatıyorlar.belki haklılar ama ben yalnız sokakları gezdiğimde, yahuda mahallerindeki o kapalı çöp kutuları olan tertemiz mahallerden de ve tertemiz sokaklardan da çok  gördüm.. ve gözümle gördüğüm şey halkın akıl almaz pis olduğuydu.. hele yemek dükkanları.. buraya turistler geliyor..yahudalar ve hıristiyanların tertemiz ,oturmalı yemek yerleri var …fakat ne yazık ki Müslüman Flistinlilerin ,Mescidi Aksa duvarları içinde günde yüzmilyarlar kazanacakları yemek yerlerine pislikten dolayı kimse gidip bir şey yiyemiyor..
çünkü seyahat edenlerin en büyük korkusu yeme –içmekten ve tuvaletlerden hastalanıp geziyi mahvetmek korkusudur….

buraya gerçekten destek verilip  yardım edilecekse, bu işi bilen kişiler oraya gitmeli ve yeme içme –işletme işini onlara öğretip, onlarında bu büyük turizmden  pay almalarını sağlamalarıdır.. bana göre,  şuan oraya yapılacak en  büyük hizmet ibadeti budur.. işgalin ortasındaki  KUDÜS gibi bir yere ,böyle bir zamanda sadece  SEVAP TİCARETİNE GİTMEK BÜYÜK AYIPTIR ..ama ne yazık ki, gidenlerin çoğu adımlarını saymakla  ve Aksa'da kılacakları namaz başına alacakları sevap ticaretini hesaplamakla meşguller...ORAYA ANCAK HİZMETE ,ONLARIN YANINDA DURUP,GÜÇLENDİRMEK MİRACINA GİDEBİLMEK HAKKINA SAHİBİZ!!.. misafirler için temiz tuvalet ,birazcık oturup dinlenecekleri  temiz dinlenip yeme içme yerleri …en önemlisi de,kendi ürettikleri ürünleri satabilme imkanlarını kullanabilmeleridir... Böylece daha çok kişi, daha kolay para kazanır -dünyanın her yanından gelenlerle daha kolay ve hızlı iletişime geçebilir ve bu uzun yıllardır hapsedilmiş halk hızla bilinçlenebilir.. .*eski Kudüs mahallesi ki, otelimizin yeri ,Ez Zahara kapısı karşısında, insan kendi çöpünü bir şekilde toplar, dağılmayacak şekilde de o kamyon kasalarına koyabilir değil mi? çöpleri dağıtacak tek bir köpek görmedim. .kedi de nedense az..


ve gezimi tamamlayıp vaktinde otele döndüm..şimdi rehber hepimizi topladı, yürüyerek Mescidi Aksa’ya gidiyoruz.. karşıdan karşıya muhakkak yaya geçidi  çizgisinden geçiliyor.. herkes bu kurala uyuyor..çünkü çizgiden geçmeyene şoförler tükürdüğü gibi, çizgiden geçene durmayan arabanında  ehliyeti alınacak kadar ağır cezası varmış..yahudalar ehli şeriat olduğundan ,en sıkı kanunların orada uygulanması normal..herkesi mum gibi yapmaları da bundan ….ve bizim kapımız.. kapıda İzrael askerleri var..askerleri geçiyoruz… sıra sıra dükkanlar..aynı eski Osmanlı gravürlerindeki gibi..her yer taş..taşları o kadar eski ve kaygan ki, düşmemek için yere çok sıkı basıyorsunuz..güneş vurduğunda bu antik taşlar acaip parlıyor.. her zaman en çok taşları sevdim…mesela benim için artık Kudüs demek makamı taş da demek..orada her yerin kendi kutsal kayası ve taşları  var.olmayan da kendisine  bir taş yatak-lahit yapıp o sırrı çözmüş
J


rehberin elindeki Türk bayrağından dolayı bize “Erdoğan-Türkiye” diye sevinç tezahürleri yapıyorlar..onları içlerinde bulundukları durumdan sadece türklerin kurtaracağına inanıyorlarmış.. burada RTE ve Türkiye ve dizi filmci Kıvanç Tatlıtuğ hayranlığı var..İzrael askerleri bile tüm türk dizi ve artistleri biliyor..aynı İranlılar gibi - tüm ortadoğuda türk dizilerindeki - ailedeki ve arkadaşlar arasındaki serbest aşk ve o acaip şafşata sanal zenginlik göz boyaması hayranlığı var....yani bir zamanlar ABD nin bizi dallas dizisi ile  dejene ettiği gibi ,şuanda  bizde, tüm islam alemini dallasvari hayatlara –aileleri dağıtıp nesilleri kurutmaya hızla çekiyoruz…vebalimiz büyük..ama hakikatte ise, zaten tüm Mezopotamya boğazına dek ahlaken asırlardır batmış halde değil mi?.. eğer öyle olmasalardı başlarına bu olaylar gelmezdi..

kapılarda duran İzrael askeri ,her din ve milletten çok yüksek paralı  askerlermiş.. çok iyi para aldıklarından, içlerinde Müslüman kanı olan da fazla..bazıları kapı giriş çıkışlarında arapça selam veriyor..Türkiye, hoş geldin diyor..iyi örtünmemiş bana boynunu ört bile diyor
J ..bir defa yaşlı Filistinli bir teyzenin alışveriş torbalarını koşarak elinden alıp ,taşıyan İzrael  askeri de gördüm…

ve bu sokakta ilk işgal edilmiş ve Yahudi bayrağı dikilmiş evi de gördük..rehber anlatıyor…bu tarz evlerden sık sık göreceğiz..burada yaşayan yahudalılar mesela alışverişe çıkacak.evdeki düğmeye basıyor ve hemen yakındaki yahuda askeri gelip onu alışverişe götürüp,eşyalarını da taşıyıp, yine evine bırakıyor..çünkü tüm Filistinliler ve Müslümanlar teröristtir ve teröristlerden  korunmak lazımdır J.. bence İzrael konumu itibariyle zeytinyağı makamında.. hem suçlu, hem suçunu muhteşem bahanelerle  bastıran tek güçlü..
                               NE DEM BAKİ NE GAM  BAKİ 

Ve şimdi iç kapıdan geçerken 3. Asker grubundan izinle içeriye giriyoruz… demek ki sadece otelden buraya gidip gelirken, aynı yolda 6 defa kapı askerinden geçmem lazım J  ve diğer kapılardaki sokakları gezersem, bu askerlerden gün içinde onlarca defa sorgu sualden -AŞAĞILANMAK PSİKOLOJİSİYLE EZİLEREK geçeceğim.. ilginç.. böylece tanıdığım Irak işgalinden kaçan bir ailenin anlattığı;  ABD nin mahalle başlarında yaptığı sorgu suali ve işgal içinde yaşamayı da bir nebze olsun deneyimliyor, en azından az biraz görüyorum..

şimdi Mescidi Aksa duvarlarının içindeyiz.. yani tarihi Süleyman mabedi.. tüm dünyanın ve tüüm dinlerin sahip olmak istediği tek yer.. buradayım…çünkü rüyalarım  maddeleşiyor… hiçbir yapı ve arkeolojik eser için artık pek bir şey hissedemeyen ben, sadece burada olup, her şeyi seyretmekten memnunum..Aksa’nın zeytin ağaçları ile dolu bahçesi çok güzel.. burası Filistinlilerin mesire yeri..parkı..tüm çocuklar böyle muazzam bir yerde oynayarak büyüyor.. dünyanın en bahtlı çocukları onlar aslında… ve cumaları  Kubbetüs Sahra camii sadece kadınlara ait oluyor..zeytin ağaçları mutlu..her yer içiçe duvar ve duvar..ve kapılar-kapılar-kapılar…herkes bir duvar örmüş vaktiyle.. ve herkes kendi adı yaşasın diye, ufak da olsa ,buraya bir taş eser yapmış..burası öyle kıymetli yer ki, tarih boyunca  Süleyman’ın bitmeyen, yapımında cinlerin-devlerin çalıştığı o meşhur mabedinden , pagan tapınağına, sonra Yahuda ve Hristiyan ve Müslüman  mabedlerine aynı mekanda izin vermiş.. burada ruhların kilisesi var..RUHÜL KUDÜS makamı olduğundan, hz İsa ve gönül makamı Meryem burada yaşamış.. burası RAHMAN’A AİT… RAHMAN'IN KAPSAMA ALANINDAYIZ...ruhların toplanma yeri.. her din için cami bir mabed.. aslında kimsenin değil burası. olamazda.. burası herkesin olmalı ve eşit şekilde herkese açık… çünkü ruh makamındasın. Asla insanların yapmaya çalıştığı gibi, şeriat makamında değilsin..


Rehberimiz bizi altın renkli ,tüm Kudüsün merkezi BEYT AMİK TAŞIN mabedine götürüyor.. buraya biz Kubbetüssahra diyoruz… aslı Beyt Amiktaş..yahudalar bu taşın dünyanın  merkezi olduğuna ve onun  hz Yakub’un  MERDİVEN RÜYASI ÜZERİNE BİR İŞARET OLARAK mesh ettiğine inanıyor.. aynı zamanda üzerinde hz İbrahim’in oğlunu kurban etmek istediği ve tabi bizim içinde Nebimizin miraca yükseldiği taş.. aslında burası da kadim rum kubbeli –cami mabetlerden.. duvar mermerleri Ayasophia’nın aynı gibi… buranın anlamı kubbenin tam altındaki o dev kaya parçası..kayanın altında birde kutsallar kutsalı mabedi mihrab olan -namaz kılınan  küçük mağara var.. burasının da aynı böyle özel yerler gibi ,her duvar ve köşesinin özel anlam hikayesi var..bu hikayelerin çoğu halkı daha dindar ve o topraklara muhafız yapmak için olduğunu bilsen de, burada işgal altında olunca, bu hikayelerin vaktiyle en doğru şekilde bilerek kurgulandığı ,o  yüksek zekalara saygı duyuyorsun vesselam..

(*benim geçmişte burayla alakalı rüyamda ; bu beyt amiktaşın altını U şeklinde KABEnin altına dek ,yahudaların gizlice kazdığı  vardı ki, zaten o hayalimin akabinde KABE nin bitmeyen o korkunç İngiliz mimari ve soygun tadilatı başladı…
J gördüğün gibi Sevdiğim benim ruhum nedense bu şehre çok düşkün ve rüyalarımda buraya-bu dar taş sokaklara ve dönemeçlere  çook gelip gitmişim ..)



Sevdiğim.. Tayland’da;bizim mabedlerin tezyinat işçiliğinin çok daha haslarını tapınaklarda gördüm.. hatta yatan budanın tüm tapınak duvarları bir kitabın ilk sayfasının tezhibi ile boyalı idi..işte o kadar ince tezhip, tezyinat ve altına bulanmış en ince kalem işleri vardı.. belki puta –surete düşkünlüğüm; araştırmalarım sonunda sadeleşiyor ve bu tür insanı yoran süslemelere  artık dayanamıyorum.. zaten içimde var olan tabiatçılık giderek ayyuka çıkıyor…dünyada insanın yaptığı hiçbir eser, bir taşın üzerinde ki nemden çıkan yosunlar ve  yeşilliğin asaletini ve görkemini karşılayamaz…tabiat o derece muhteşem ki, insan onu sadece bozuyor… ben eğer bir mabed yapsaydım; onu gökkubbenin altında, yıldızlarla süslü olsun diye açık havada- ağaç sütunlarının içinde yapardım.. ve kimse benim mabedim için savaşıp ,asla kan dökmezdi… kimse mülkiyet için ,oraya sahip olmak için kötülük düşünemezdi..


bu BeytAmik  taşı çok önemli..taşı kafes içine almışlar, sandalyeye çıkarsam görebiliyorum… her yer altına ve tezhibe bulanmış..Allahtan vaktiyle duvarları mermer yapmışlar ,bir orası sade kalmış desem de, mermerler kendileri desenli
J…rehberimiz buranın tarihi ve miraç hadisesinde ne nerede olduyu  anlatıyor..hiç birini hatırlamıyorum ama ben alasını  zaten gelmeden ve gelince sürekli dizi halinde dinliyordum değil mi ? ..benim için önemli olan burada olmak.. ve buradayım şükür..ve şimdi oteldeyiz.. yemek.. yatsıya yine aynı yoldan Kubbetüssahra’ ya namaza gidip dönüş ve uyku..


Bugün yine aynı mekandaki KIBLE CAMİİni geziyoruz..ahhaaa
J!! Mabedin de ,pagan tapınağının da tüm izleri burada..YAHUDALAR BURASI İÇİN NE ÇILDIRIYORDUR J burayı daha çok sevdim nedense..hele ahşap uzun tavan işçiliğini..bu Kıble camii bence akıl almaz gizemli ve özel bir yer.. zaten bir tık arkası ağlama duvarı J..onların ağlama duvarı dediği yere biz Burak duvarı diyormuşuz.. yani Kudüs bizim sevincimiz ve bayramımız-güldüğümüz yerken ,yahudaların sürekli kafalarını duvara vura vura ağlayıp dövündüğü bir ibadethane… ve gece ilk defa mabedin kapılarından –batı kapısından geçip ağlama duvarına doğru yürüyoruz..

o kadar olağanüstü bir şey yaşadım ki Sevdiğim, anlatamam..gece..ortaçağ kale şehrindeyiz.. hiç gökyüzü gözükmüyor.. sadece kapkalın taş duvarlar –yüksek  taş tavan kemerler ve her yer binlerce senelik..ışıklar kapanıyor tek tek.. dükkanlar kapanmış… değişik dini giysili adamlar geçiyor.. İÇİM ÜRPERİYOR…tapınakçıları ve atlarının nallarının çıkarttığı sesleri hissediyorum…zincirler var… zincir sesleri.. sanki eskiden burada yaşadım…. İçim –göğsüm heyecanla kabarıyor… başka bir yerdeyim..

bizi buraya getiren küçük Filistinli çocuk rehberimiz, askerlerle konuşuyor ve bizi başka kapıdan geçiriyor.. zincirli kapı J.. burada üçüncü kapıdaki bariyer -cam fanus içindeki izrael askerleri bize ağlama duvarı için izin vermiyor ve bizde duvarların üzerinden onları izliyoruz.. çok heyecan verici.. yasak olunca tabii böyle oluyor J.. Onlara, kala kala bu duvarın kalması, ironi- trajik komik aslında .

yani TANRI, nedense YAHUDALARLA –topuktan yakalayıp evvel gelenin yerine, babasını kandırıp peygamberliği kapanın -TANRIYLA DÖVÜŞENİN SOYU İLE hala ve hala DEĞİŞİK ŞEKİLLERDE DİDİŞMEYİ ÇOK SEVİYOR .. bilemiyorum J..neyse ki ilk gelen, nebiliğini  kaptırsa da ,dinin askeri olacak olan  Türklerin atası olmayı bu sayede kapmıştı…  oda bize nasip işte….(* tabiii bu hikayeler hep Tevrattan.. orijinali ,en doğrusunu ne yazık ki  ALLAH’IN BİZZAT ÖĞRETTİĞİ HARİÇ kimse bilemez)



ağlama duvarındayım… iki kişi olunca alıyorlar ama ikiden çok kişi ve grup gidersen almıyorlar.. duvara  ellerimi koyup selamlıyor ve burada olduğum için şükrediyorum.hz Süleyman Nebimize,mabedi yüzünden çıkan din savaşlarını ve burada olan soykırımı-zulmü şikayet ediyorum..İbrahim Atama.. Peygamberimi davet ediyorum.o, KUDÜS BİZİMDİR BİZİM OLACAK hayalimi, artık söz verdiği gibi gerçekleştirmesini rica ediyorum.. yeryüzündeki çocuklarının tevhidi birliğini sağlamalarını aşkı niyaz edip ,üzerimdekilerin  selamlarını iletiyorum.. sonra bir sandalyeye oturup, böyle bir mabede kabul edildiğim için, mabed şükür namazımı kılıyorum J…..


Zeytin Dağındayız..hevesle hayallerimin sahibi ,o iki kat kırmızı giyineni zeytin ağacı altında otururken görecek miyim diye bekliyorum (* tüm cevaplarımı –belgeli öğrendiğim halde söyleyip yazamam Sevdiğim.. şoklardaydım)aaa..ben burayı hiç böyle mahalle arası beklemiyordum.. hz İsa ‘nın göğe yükseldiği kabul edilen yer duvarlar içinde ve küçük bir mihrab… zeytin ağacı da yok, duvarlardan da bir şey gözükmüyor.. anlamıyorum ama ağlıyorum.. çıkıyoruz .bitişiğinde hz Rabia’nın makamı var.ve zeytin ağacı..anlıyorum olanı .sadece ağlayıp, zeytin dalı kopartıyorum

….ve aşağısı-cehennem deresi =sırat köprüsünün kurulacağına inanılan saha.. .. yahuda mezarları ..hıristiyan mezarları.. karşısı Süleyman mabedi tüm duvarlarının önü ise, Müslüman mezarları ile dolu… zeytin dağının eteklerinde pek çok kilise var. eskiler daima taş mağara üstüne yapılmış.. buradaki hemen her kilise tabii ki Ayasofya tarzında.. bence, yeryüzünde ondan güzel mabed binası yok…hepsi kopyası.. en kadim olan mağara kiliseye -hz Meryem’e adanmışa  girdik.. Ukrayna kilisesi.. keşiş aynı bizim Mevlevi derviş gibi giyinik.. haydarisi bile aynı…rahibeler var.. burada ALİ yazıyor.. soruyoruz..ALİ İMRAN AİLESİ, Meryem (a.s)ailesi olduğundan, bir tek bu kilisede saygıdan dolayı  ALİ İMRAN AİLESİNE MİHRAB YAPILMIŞ.. bu kilisenin bitişiğinde ise kapısı zincirle bağlı ve kilidinde 88 yazan bir  tapınak şövalyelerine ait mason kilisesi var..
….
ayrıca, dini semboller kolleksiyonum için  7 kollu şamdan, tevhid yıldızlı yahuda kipa takkesi, hindu Budistler ve yahudalarda ve bizim Nakşilerde olan o başa takılan rabıta örtüsünden ve Hristiyan tesbihi de  aldım.. tefilin almayı çok istediysem de,  koşerli olup ,en ucuzu dahi 1.500 tl olduğundan alamadım… en yüksek mürşidlerin koşerli tefilinine sahip olmaksa  büyük prestijmiş  ve onlar yüz milyarlarmış.. bir kilisedeki keşişten zünnar almak istesem de,oda aşırı pahalıydı bu seferlik alamadım
J.. ve İzrael mahallesindeki tertemiz bir kafede ,kahve aldığım çocuğun başındaki kipa GÜL-TERK -MÜHRE çekiliyorum..başını eğerse fotoğrafını çekmek istiyorum.neşeyle kabul ediyor ve çekiyorum..
az sonra ,sokakta masada kahvemi içerken ,kandırıldığımız için ağlıyorum.bizim rufai gülümüz meğer kabala gülü , onlara da hindu -budizmden gelmişmiş.. hatta derviş çeyizi kitabındaki en eski rifai güllerindeki harf ve yazılar ibraniceymiş.... kendimi iyi hissetmiyorum..ruhbanların ; tüm dinlerin aynı ve bir olduğunu bile bile,nasıl bize acımasızca kıyıp asırlardır-binlerce yıldır  DİN ADINA-KUTSALLIKLAR ADINA  kanlarımızı birbirlerimize neden  döktürdüklerini anlayamıyorum..ama hem  burada ,hem ülkem de,hem diğer ülkelerde ruhbanların yaşadığı olağanüstü mekanlara ve imkanlara bakıyorum...ehh yanii.. saltanat ve ben yöneteceğim ve sadece benim herşeyin serbest olduğu mafya anası validelerim ve evlatlarım mevzuuu var tabii ..
ve Sevdiğim ,bizim grubumuzda benimde çok değer verdiğim bir mana rehberi ihvanıyla var..onların lobideki sohbetlerine katılmak için izin istediğimde,onun nefs terbiyecisi mafya  valide sultanı  öyle bir sesle üstüme atladı ki,geçmiş hatıralarımı ,o radyosyonlu  kapkara nefesiyle beni zehirleyeni hatırlayıp, anında kendimi onlara tamamen kapattım..yani bu kadınlar beni neden sevemiyor bilemiyorum vesselam :) 


yahudalarda, hint Yahudileri hemen belli oluyor… bunlar sabi dinindeler belli ve aile içi evlilikten çoğu eğri büğrü…diğerleri hazar denizi türk yahudileri..işte bunlar tehlikeli.. dünyayı yöneten beyin ailelerin hepsi bu yerden…bence KIRIM KEFELİ olan Rocefeller’in buraya, o meşhur CEHENNEM DERESİNE  gömüldüğünü anladım mesela.. ve  geçen okudum ki, o, çinli bir aracı aileye Ukrayna=Kırım da ki çoğu toprağı –kendi ailesine aldırtmış.. zaten bizim güneydoğuyu da belli akraba aileleriyle satın aldıkları ve çıkan tarım ürünlerinin zerresine biz Müslüman türklere koklatmadıklarını öğrendim, bilmiyorum doğrumu..?


bu ülke yani İzrael’ den alınacak ibretler herkese lazımdır..
onların bayrağı bizim Karamanoğlu ROMALI= RUMİ = TÜRKlerinin ve  Candaroğlu Kırım türklerinin  bayrağının aynısıdır.. Davut yıldızı-mührü Süleyman  dense de, aslı TEVHİD YILDIZIDIR yani bismillahiRAHMANirRAHİYM dir..  bu mühür, işte tüm kapıları açan ve OLduran-maddeleştiren tek şeydir..1 DOLARIN ÜSTÜNDEKİ de aynı SEMBOLDÜR..yahudalar şuan yeryüzünde tek tevhid olan insanlardır.. bir tane yardıma muhtaç yahuda yok-bir fakir düşkün zavallı yahuda asla yok..birbirlerine kenetliler ve bu topraklara sahip çıkıp çoğalsınlar diye yeni nesillerine tüüm imkanlarını sunuyorlar.. ya biz adı Müslüman , kendi münafık-fitnebaz ,birbirlerini gözünü oyup-ayağını kaydırmaktan başka şey yapmayan sahtekarlar  ?



hakiki tarihe bakarsak; yeryüzünde o israiloğullarından tek kişi yok. hatta hz Musa’nın “kavmimle beni ayır” diye dua ettiği ve onlara bedduası da kayıtlıdır..zaten genel manada yahudalar da Musevi adını red  edip, başka birinin Yahudanın şemsiyesi altına girip, yahudavi adını almışlardır.. hepsi defalarca asimile olup helak edildiler.. ama onlar, şuan yeryüzünde  küllerinden - dilleri İbranice  ve ırkları da-milletleri de  dahil ,defalarca ankâ olarak doğan ve sıfırdan başlayan, her yeri halen tek işgal eden EGEMEN güçlerdir ki, buda taktire şayandır… ..bu zeka tabi ki Hintli yahudalardan gelmiyor.. bu zeka Ukrayna –Kırımlı Hazar denizi sonradan yahuda olan bir TÜRK KAVMİNDEN  geliyor..onlar hakkında sabataycılıktan tutun, siyonizme-İLİMUNATİ ye  dek çok fazla şey söyleniyor..hiçbirini anlamadığım için umursamıyorum… eski mısır da isis e ,İZİZ, osiris e de OZİRİZ dendiğini ve bugünki İsrail'in yazılışının da İZRAEL olduğunu iyi tefekkür edin olur mu?ve aynı eski mısır sihircileri gibi kabala da sesli harfleri kullanmadıklarını da aklınızdan çıkartmayın...yoksa Kuran-ı kerimde ki İSRAİLOĞULLARI FARKLIDIR..izraELoğulları farklıdır.. ZİONoğulları farklıdır..

ve Sevdiğim geçen masal korktuğum için yazmadığım bir idrakim var..şimdi işaret aldığıma inandığım için yazmak zorundayım affet..face mesajdan; AHİLİK-masonluk ve TAPINAKÇILIK UZMANI OLAN gerçek bir İtalyan tarihçi- batı Romalı-Rumi-Etrüx Türkü akademisyen birisi;  benimle aynı memleketdaş ve Almanya’da şuan akademisyen olan biriyle bana , Selçukluların Kırımlı Yahudiler olup olmadığını ve Selçuk beyin 80 yaşında Müslüman olması hakkında ne düşündüğümü sordurtmuş? Ben de, Hazar Denizi ve tüm o civar türklerin aslen şaman olduğunu ve iktidarlarda her dinden gelip geçilmesinin normal olduğunu, İslam’ın ise türklere  çok yeni geldiğini ve bu geçmiş karışıklığımızın da çok normal olduğunu söyledim..ve Hazar Yahudileri kaç senelik Yahudi ki ?..  hani sonradan Yahudi olunmuyordu ? baştan olay kopuk zaten.. ki, Hintli Yahudiler zaten Hazarlıları Yahudi kabul etmiyor J!!..BU DAVA BAŞKA ŞEY ESASINDA..DÜNYAYA EGEMEN OLMA DAVASI!!Kur’an da  birkaç aile adı zikrediliyor…şuan da ,geçmişte de sadece bu aileler arasında güç savaşı var o kadar…Kur’an da ki bu aileleri iyi öğrenmek lazım …

konuşulamayan şey şudur: tüm dünyada üst yarımküreli beyaz ırklardan,sadece kafkas türkleri Müslüman olmuşlardır.. işte tüm mesele budur…
Müslüman türklere batının ve Hristiyan aleminin yaptığı zulümde bundandır.. sadece bu yüzden ,genetiklerini-türk Avrasya soylarını bile söyleyemiyorlar, çok komik değil mi?

 HABİL –KABİL, OSİRİS-SET, ENLİL –ENKİ,  İSMAİL-İSHAK KARDEŞ SAVAŞLARI …

veee...neden Kafkasya-Kırım türklerinin ilk hakkı olan şeylerin ellerinden alınıp, ikinci oğul ilan edildiği ve aniden öne çıkartılan Osmanoğullarına bir Devlet-i ALİ Osmanoğulları  kurdurulduğu meselesi  de benim için ortaya çıktı Sevdiğimm.. ..ve padişahın kadınların geneli daima neden Kafkas kırım hanlığından getirildiği ve Memlüklülerden dolayı ilk hakkı olduğu halde, neden ikinci hakka düştüğü ve neden hiçbir zaman bu Kafkas Türklerinin Anadoluya Rumilerin içine sokulmadığı…  tüm karadenizde saf kan olan bu türklerin Osmanlılarca neden hep barbar kabul edilip ,Türkçe yerine ağır ağdalı ve  yorucu bir lisanı tercih ettiği..bu safkan türklerle ,ANADOLUNUN tüm kuzeyi ve batısında BİR HİLAL ŞEKLİNDE TÜM  BALKANLARLA BİRLİKTE KONUŞLANDIRILDIĞINI-tüm balkanların aslında Kırım Hanlığının türkleri olduğunu neden hala bilmediklerinin hiç konuşulmadığı  ne tuhaf değil mi?!... Anadolu , içerisinde daima çok az Müslüman; daha fazla rum ortodox doğu romalı-süryani ermeni ve   İspanya’dan gelen hazar denizi yahudisini kolayca barındırırken, kuzeyli türklere  kapıların son ana dek açılmadığı neden konuşulmuyor???  ve anadoluda Müslüman türk kalmama haddi derecesine gelinince de, mecburen bu türk hilalin içeriye alındığını???bu gelenler bu vatan için tüm soylarını kurutana dek ölüp ,yeni türk Müslümanlar olarak ancak türklerin bu topraklarda yeşerdiğini ise  kaç kişi bilip anlıyor…  Sormuyorum.. Sende cevap verme lütfen.. ama artık kimseye inanmıyorum..kimseye..herkes sadece siyasi kendi ailesinin güç ve yetkisinin peşinde,ki,mana adamları başta olmak üzere- diğerlerini söylemeye bile gerek yok….şimdi bunları unutalım.. ama unutma ki, KIRIM=UKRAYNA’da  O TURUKU ALİ  BAYRAĞI DALGALANACAK!


ve gelelim İZRAEL İN GELECEK PLANININ ESASI- benim değinmek istediğim mesele sadece TARIM..

bu yahudalar o derece zeki ki, sadece toprağa helal toprak –vaad edilmiş toprak bahanesi ile, tüm genetik tohumlara  sahip olmayı akıl etmiş ve olmuşlardır...Irak’a ,girildiğinde mesela ilk gün milyonlarca hurma ağacı yakılmış… bu yangına en çok Kuzey Avrupa’daki kürt ermeni Yahudi –sözde alevileri ASALA=PKK lılar sevinmiş ve sokaklara çıkıp-ateşler yakıp ,zılgıtlar  çekerek Irak işgalini  ve  yangını kutlamışlar.. doğu ve güneydoğunun, hatta şuan Ermenistan’ın genelinin Yahudi kökenli ermeni kürtler olduğunu bilmeyen yokmuş..bir şey olduğunda anında ABD ve İsrail bayrağını açan da Güneydoğudaki bu kindar –kan dökücü kadim etnik ırk ve dinler değil mi?

IRAK yangına sebepse; İZRAEL’E TEK BOMBA ATMIŞ İLK MÜSLÜMAN ÜLKESİ OLMASIYMIŞ..

ABD ‘nin işgal ettikleri vatanın- vatan haini Iraklı düşman vatandaşları bu ağaçların arkasına saklandığından dolayı  da ,ABD askerleri ,ev sahipleri olan Iraklılara nişan almakta zorlanıyormuş bahanesiymiş bu milyonlarca hurma ağacı yangını?!!.. ama asıl sebep başka ki, burada anlıyorsunuz… o devrede Irak’ta tek bir Yahudi ailesi evi yokmuş.. bugünse epey İRAN ŞİİSİ - yahudası var ve yerleşsinler diye teşvik ediliyorlarmış..o devrede yani 12 sene evvel sebil olan ve kilosu hep 1 lira olan yüzlerce çeşit hurma artık  Irak'ta yok..bugünse ancak İzrael’in Ürdün’ den işgal edip 6 günde aldığı çölde, km lerce kumu yemyeşil hurma cennet bahçesine döndürmesi ile, Iraklılarda  ithal almak zorunda  bırakılmış.. aynı bizim şimdi, ramazanda kilosunu  60-70-80 tl ye alacağımız tamamı İzrael hurmaları gibi :)  ..mesela ben şimdilik  hurma almamaya karar verdim... soruşturma bile yaptım..Medine hurması satanlara bakacağım?!..



(*gerçi bir yahuda şehri olan Yesrib=dul kadının oğulları şehri zamanla MEDİNE oldu amma, içlerindeki yahudalık ne yazık ki hala devam ediyor…çünkü Suudlar ,güya!! Güya!! İzraEL atalarını protesto için, Kenan ili Filistine gitmiyor ve yardım etmiyorlarmış..ama Şİİ ve İŞİD vs  TERÖR ÖRGÜTLERİ  ile de anlaşıp, NEDENSE MÜSLÜMAN KARDEŞ!? lerinin ölümüne ses çıkartmıyorlar.. bir defa, bir avuçluk İZRAEL ATALARINA gık diyemiyorlar..bu masalı yazarken ABD başkanı SUUD KRALIYLA BULUŞTU (*başkanın kızı ve yahuda olan  damadı, hahamdan Cumartesi yola çıkmak için özel koşer bile almış J ) ..ve Suudlular ,100 milyarlarca dolarlık  silahı onlardan mecburen satın aldılar… aynı bizim gibi ve aynı diğer sömürge manda ülkeler gibi..sıkıysan o silahları alma..sıkıysa Müslüman kardeşler birbirlerinizi  öldürmeyin..sıkı mı?..

İzrael işgali altındaki bu Müslüman ülkede doğal olarak çalışan herkes ,onlardan ekmek yiyor..yani kendileri bir şey üretemiyorlar… Müslümanlar, yahudalardan sayıca çoook daha fazla…hemen her kilisede,her Yahudi dükkanda sadece ve sadece Müslüman Filsitinlilerin çalıştığını göreceksiniz..mecburlar.yoksa kötü yola düşecekler…o yüzden siz siz olun topraklarınızı sizden olmayan kimseye satmayın..Kudüs’e gidin ve ibret alın..


aslında herşeyde bir hayır var..tüm insanların İzrael’in Ürdün’den işgalle aldığı Kudüs ve çöllerini –Golan’ı- Lut gölü civarını görmeye davet ediyorum..gidin çöl nasıl yemyeşil olur, çöl nasıl hurma-cennet bahçesine çevrilir görün.. koyu yeşil gölgeleri  km lerce uzayan o kupkuru çöllere  bakın..o dayanılmaz sıcakta dünya hurma ticaretini eline almış ve tüüm Müslüman salak hacılara ve umrecilere ve ramazan orucu tutanlara, nasıl kendi kutsal KUDÜS  hurmalarını korkunç fiyatlara  ayıla bayıla satın aldırıp yedirdiklerini  kendiniz temaşa edin ,ey gafil Müslüman yöneticiler!!  bu azimli halkı görün ..


ve ellerinde dünyanın en verimli toprağı ve en eski tohumları ve  Dicle ile Fırat’ın suyu –hazineleri olan kendi ülkemize TÜRKİYEMİZE  bakın..toprağını ekemeyen, tohumunu kullanamayan,  suyundan faydalanamayan, hazinelerini başkasına gizlice vermek zorunda olan ve her yeri ajan kaynayan-  işgal edilmek için apartta beklenen canım TÜRKİYEMİZE BAKIN!! Düşman dışarıdaki bir avuç yahuda değil unutmayın.o içerdeki münafık Yahudi kanı taşıyan bizler, hala ailelerimizin içindeyiz!! ..İBRET İÇİN HEP BİRLİKTE NE YAPIP EDİN ,FİLİSTİNE AİLECEK GİDİN…

hatta fotoğrafçı turlarını özellikle davet ediyorum..gidin ve her şeyin resmini çekip yazısıyla belgeli dünyaya bu zulmü yayınlayın.. inanın ki, bu sizin en büyük miraç yolu ibadetiniz olacak. çünkü haksızlık karşısında susan dilsiz şeytanı oynamayacak, bu korkunç psikolojik zulmü-aşağılanmayı ,kendi vatanında köle olmayı  belgeleyip, onları ifşa edeceksiniz…



ertesi gün.. hz İsa’nın çarhımıyla yürüdüğü çile yolunu yürüyoruz…biz müslümanlar, Ruhullah makamı olan İsa Nebinin, çarmıha gerilip burada yürüğüne inanmadığımız için bir şey hissetmiyorum…ama  çarmıhla ve ilahilerle ve ağlayarak yürüyen Hristiyan hacıları çok seviyorum.. aşk her şeydir  ve sadakat çok iyidir  biliyorum, vesselam…onların en kutsal kiliselerine giriyoruz.. bu kilise de ,diğer tüm mabetler gibi, Kudüs’ün coğrafik yapısı yüzünden olağanüstülük atfedilmiş sayısız ilginç hikayeleri olan kaya ve mağaraları merkez almış.. hakiki mihraplar daima mağaralarda .. is ve yağ kandillerinden hepsi kapkara.. keşişlerde -rahibelerde kapkara.. aynı bizim ortodox rum  Müslümanı Karadenizli fatih Çarşambalılarla birebir eşitler.. zaten benim oda arkadaşımda doğu Karadenizli bir rum ortodox Müslümanı.. onlarda kara çarşaflı..babaları emekli imam ve tüm aile sıkı şeriatta –diyanette çalışıyorlar.. hepsi evde rumca konuşuyorlarmış, diğer geneli gibi.. diyanetin çoğu böyle bilirsin .. .çünkü Bizans rum pondusun patrik imam yetiştirme ana merkez okulları hep doğu karadenizde.. işte bizim  tarikat sevmeyen, ehli şeriat genel diyanet hizmeti seven yapılarımızla buradakilerin sıkı bağı var…mesela burada Yahuda ve Hristiyan ve bizim rum ortodox İslamcı kesimi yanyana koy …6 kara kadın ve 6 kara erkek hangi dinden, asla ayıramazsın.. sadece keşişin haçı-zünnarı  ,yahudanın sabilik modeli zülüflü saçları ve takkelerimizden ayırabilirsin .farkımız garnitürlerde yani...işin tuhafı ise şu…bizde, herkes hop oturup- hop kalkıyor bu yobaz denilen giysiler için  ya!! ve tüm dünya ile birlikte kendimizde  ne hakaretler ediyoruz ya!!..oysa bizden evvel ve hala yahudalar ve Hristiyanlarda böyle giyiniyormuş meğerse  topluca hepimizi ancak burada KUDÜS’te deneyimleyebiliyoruz tabii. islam da peçe takmak yasak ve peçe de yahudalarda ve Hristiyanlar var ve bize aynı kara çarşaf gibi onlardan geçmiş…

biz türklerin eskiden-siyasi askeri idare altındaki  diyanetimiz kurulmadan evvel, ne muhteşem etnik giysilerimiz  vardı.. kadınlarımızın giyiminden  binlerce senelik tarih okunuyordu.ne yazık ki ortodox rum Müslümanlığı diyaneti  –siyasi dini, bizleri de onlara katıp tekelleştirdi.. vah bize..vah bizim kadınımızın rengarenk etnik giysilerine….


23 nisan MİRAÇ KANDİLİ..bugün rüyamda erk hayvan kedim remçüşcüğüm var.. nereye gitsem rüyama gelen, beni merak eden tek varlık J o..kedi reçel, yukarıya asla tırmanamayacağını bildiği halde, evin parjurlu penecere kıyısında ve yukarı atlıyor ve panjurlardan  aşağıya uçuyor tabii J..uyanıyorum…nefs kedimin mesajını alıyorum ki,bu gece asla  olağanüstülük bekleme.. izinsiz gittin ,hiçbir halt yaşamayacaksın..tamam Sevdiğim,anladım ve zaten bişey ummuyorum.geçmişe sayarız J..
(**ve birde çok renkli neşeli şeylerden sonra, tutma yerleri aşk-kalp temasıyla süslü ,sayısız renkli anahtarlar gördüm...)
bu gece gökkubbe altında namaz kılmaya niyet etmiştim.. içeri girmeyecektim…ama acaip soğuk ve rüzgar vardı..dondum..miraç gecesi böyle bir yerden ,eve hediyelik su doldurdum J.onlar , Aksa 8 gen mabedinde yatsının farzını kılarlarken ,ben de onları tüm farz  namazı boyunca, mabedin dışından salavatlar getirerek tavaf ettim. cami- i,  ismi camii tavafı yaptım..

Gözyaşı menbaı belli olmayan ilahi bir beste (Evvel Zaman )
24 nisan Pazartesi ve son gün … Sevdiğim uyanırken bana BATI DUVARININ ÜSTÜNE  BAK gibi bir şey söylüyorsun ama anlayamıyorum… bugün bizi EL HALİL şehrine götürecekler… heyecanlıyım. acaba görecek miyim ?

ÂLİ İMRAN 67 : İbrahim, ne yahudi, ne de hıristiyan idi; fakat o, Allah'ı bir tanıyan dosdoğru bir HANİF müslüman idi; müşriklerden de değildi.


El Halil şehrine yaklaşırken beni saran tesiri tanıdım.o El HALİL KAPISINDA da gelip beni sürüden ayırıp kenarlarda ağlatmıştı.. bu gezide pek tur rehberi anlatımlarını dinleyemedim Sevdiğim.. sadece gözyaşı var.hiç bir şey düşünemiyorum. içimden salavat ve selamlama ..o kadar..
ben geldim efendim merhaba!! Ben geldim efendim-sahibim merhaba!!  Ben geldim efendim-sahibim merhaba!!

El Halil de sürekli savaş-çatışma olduğu fazlasıyla belli.. buradakiler tam toplama kampında .. bir sürü barikat ve askeri geçiyoruz.. adı ATABABALAR MAĞARASI olan hz İbrahim’in kendisine satın aldığı mağara-türbeye  geldik ve tonla  barikat ile askeri izinlerle bir daha geçiyoruz.. caminin yarısı ,işgalle alınıp sinagog yapılmış....arada yine bir kapı var ,o kadar…içerideyiz.. hz İbrahim, hz İshak,hz Yakup ve hanımları ayrıca hz Yusuf   burada yatıyor.. benim mıknatısım.. sadece gözyaşı ve görmeye izin yok.. sadece çooook gözyaşı..her zaman huysuz ve ayrık otu bir çocuktum biliyorsun Sevdiğim.. burada da nebilere ve hanımlara ,çocuklarının bu kan döküşüne-bu savaşlarına –bu kin  ve nefrete neden müdahale etmediklerini soruyorum…üstelik kendileri de işgal altında.. bilmiyorum… bilmiyorum…

Siyon dağı ve KRAL hz DAVUD ’tayız.. burası Siyonistler ve matrix filmcileri için en mühim yer...Tanrı’yı kıyamete zorlayıp, kaostan düzen çıkartacaklarına,dünyada sadece elit Siyonist yahudaların kalacağına inandıkları güç merkezi.. siyonistlerin şuan yaptıkları soykırımlarla, dünyanın 4 de 3  fazlalığını-onlara göre pis arap kanı taşıyan asala-pkk kürtleri de dahil herkesi ,kullanım süreleri dolunca  öldürmeye çalıştıkları bir gerçek var değil mi?


BEYTÜLLAHİM..hz Meryem’in doğum yaptığına inanılan yerdeki kilisedeyiz..en az bir saat beklersek girebileceğimiz bir sıra var o  mağaraya .. ve zaten tur izin vermiyor.. en son-içeri girimi yasak olan yerde mihrabın altındaki merdivenden insanların çıktığını görüyorum..bir şey beni çekiyor.içeri girmeme izin vermeseler de geçiyor ve merdivenden inip, o izdihamlı sırada bekleyenleri görüyorum… herkes yerdeki gümüş yıldıza eğilip öpüyor ve dualar ediyor-alnını koyuyor…. ağlıyorum ve hiç sıra beklemeden- anında yapılan bu lutfa  şükredip, bende onlarla aynını yapıp hemen  çıkıyorum.. rehberimiz Rus çarının, bu yıldızı bir ajanına çaldırarak, KIRIM RUS OSMANLI HARBİNİ ÇIKARTTIĞINI ANLATIYOR..demek ki şimdi yazılanlara göre, her şey Hazar denizi yahudaları içinmiş anlıyoruz.. anası bir yahuda olan Hitler görevlendirilip, türlü  bahanelerle SİYONİZMİ DİRİLTİP ,İZRAEL =ESKİ MISIR’IN FİRAVUN  ÖĞRETİSİ DEVAMINI TAKİP EDEN GİZLİ BİR ÖRGÜT  DİNİ ÜLKESİNİ KURUP, YAKINDA MISIR’IDA ALIP, DÜNYAYI KRAL DAVUD  MÜHRÜ İLE YÖNETMEKMİŞ…

Sevdiğim onca deneyimden ve hayallerimin maddeleşmesi AŞKIMDAN bana ne kaldı dersem eğer.. şimdi ; demlenip demlenip kendimi yine ona sunma keyfi diyebilirim.çünkü biz artık dem aldık, ve birbirimize aşina-i ruh olduk şükür..

sevgilim  BU GELEN BİR için....
KÂR ZARAR ALİYİ ALİDEN SEVDİK..
ALİNİN GÖSTERDİĞİNİ A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİMİN AKITTIRDIĞI GÖZYAŞINI A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİDEN ALİYE YOL ALIRKEN
KÂR ZARAR YİNE HEP A'LİYİ SEVDİK
ÖĞRENDİK Kİ ŞÜPHE AŞKIN ABDESTİNİ BOZARMIŞ
ABDEST TAZELEDİK YİNE DÖNDÜK ALİYİ ÂLİDEN SEVDİK


Ve tur rehberimiz bizi otele geriye bırakıp geri dönüş için olan birkaç saatimizi serbest bıraktı..doğru Mescidi Aksa’ya gidiyorum..bahçedeki bazı zeytin dallarından hatıra alıyorum.. bir tuhaflık var..tam 5.gün buradayım, ilk defa insanlar bana ilgi gösteriyor. Her yer tıklım tıkış piknik yapan insanla dolu..avlu bayram yeri gibi.o kadar çok çocuk var ki koşturan, hayret ediyorum..bugün ne olmuş? Aynı Mescidi Nebiye benziyor..umre gibi..kadınlar beni selamlayıp grup grup fotoğraf çekinmek için izin istiyorlar.gülüyorum..o kadar çok kişiyle resim çektirdim ki, hayatımda bu ilk.. aniden beni  böyle ne cazip yaptı bilemiyorum..son namazımı kılmak ve dolaşmak için camiye girmek istiyorum,sonra çok beğendiğim kıble camine bir daha gireceğim..ama avluda KUYUnun yanında bir sürü çocuk etrafımı sarıyor..bana hayran bakıp, TÜRKÇE İLE beni sevdiklerini söylüyorlar ..  KUYU üstünde oturanın etrafına  kız erkek dizilip, hep bir ağızdan koro ile SENİ SEVİYORUM-SENİ SEVİYORUM-SENİ SEVİYORUM diyorlar..hatta bana da  SENİ SEVİYORUM dedirtip  videoya çekiyorlar…çok mutlular…tek tek ve gruplar halinde pek çok kişiyle yine fotoğraf çekiliyorum .tabii  ben ağlamaktan helak oluyorum.. orada, görünmeyen Güzelim, bana güle güle diyor.. BİLİYORUMKİ BİZİ İZLEYİP GÜLÜYORLAR.. çocuk çocuklarla kalmalı diyorlar.. hiç büyüme ki, seni koruyalım  diyorlar.. anlıyorum.. bu jesti ömrüm oldukça unutmayacağım.. her zaman buraya, evime koşa koşa geleceğim …Araftaki çocukların babasını ve Arafta –Kudüs’te kalakalmış bu ruhun çocuklarının kardeşim olduğunu hep bileceğim.. biz daima duvarın üzerinde ,iki tarafa da  bakacak ve Babamızın Çadırı altında ,ebedi şahitler olarak susacağız…
Nur Cihan 
21 mayıs 2017
nuralem7@hotmail.com