14 Şubat 2020 Cuma

AŞK IN AŞKLA İMTİHANI

"Ve aşk, ateşten bir denizi mumdan bir kayıkla geçmektir"
Gülistan/ Şeyh Sadi Şirazi

AŞK MÜRŞİDİNİN AŞKLA YAKARAK SİMYA-İ KİMYAda hızla DAMITMA ERGİTMESİ TEFEKKÜRİYESİ..
aslında aşkının bittiğine inanan biri olarak yazmayacaktım ama aniden aşk yolundan gelebilecek yolculara lazım olabilir diye yola ilk yardım rızıkları bırakmak istedim ki, görevi yolda kalmışlara ilk yardımcı biri olarak ,aşk yolunun hayratı olsun.amin..
bir masal sahibi olarak ;masalda anlatmak için her şey serbesttirden yola çıkarak- masalın çocuğu rolündekine bir vakitler AŞK=KALP=RUH (*hikmet) VERİLMİŞ ...ve tüm olan bitende, bu KALP-AŞKIN TEKAMÜLÜ ÜZERİNE KURGULANMIŞ OLABİLİR, bilmiyorum. zamanla öğreneceğim..
tabii bende bu bilgileri herkes gibi yeni öğreniyorum..bilim ve teknoloji açılıyor ya ondan !!.. kendi masalıma bakacağım o yüzden..mesela bende eskiden aşık olmuşum ama aşık olduğumu kaç sene sonra anladım ?!! yani durumum o kadar uçuk kaçık ve havadaydı..ben yoktum ki, aklım olsun ve ne haldeyim bilip ,birde aşık mı şım ki anlayayım.. ancak var olanlar , aşklarında beynine dek gidebilir ..
tabii , o esnada aşıkta beyin ,ara ki bulasın..yok ki yok o beyin !!
MESELA bugünkü beyin bilimciler ,korktuğumuz şeyle tanışıp yüzleşince de ona aşık olacağımızı söylüyor ...kendi deneyimim aynı bu şekilde birebir oldu..bende zaten ondan çok korkuyordum.korkumu yenmem için yüzleşmeye zorla gönderildim ve gittim ...görünce korkum geçecekti güya.. ama ne yazık ki," onun gözlerinden bana bakan ,kendi ruhumun gözlerindeki o tehlikeli aşka avlandım" ve korkum gerçekleşti.. tüm kaçıp, red edip -yok sayan korkularıma ve başlatmamak için durdurmak adına verdiğim o büyük mücadeleme rağmen; SÖZ DİNLEYEMEYEN RUHUMUN-SÖZ DİNLEMEYEN KALBİMİN o devasa aşkı- devlerin aşkı başladı ve ben hükümsüz -zayi kaldım..

aşkın hakikisi sahtesi olmaz denir.. maddi bilimciler için aşk gerçektende beyindeki bir noktanın harekete geçişi ve kimyasal bir salgı salması ile olur..yani her şey nasıl bir titreşimse, aşkta bir titreşimdir..yani öyle ne romantizm vardır, ne de ayılıp bayılınılacak bir durum.. hazlarla alakalı-zevkler bahsi ve doyumla alakalı beynin bir işiymiş o kadar..TASAVVUFTA DA MUTMAİNNE MAKAMI bu tatmin olan nefsi yani orgazmın metafizik halinin adıdır..kalplar ancak onun adı ile tatmin olur ayetini görerek-bilerek yaşarsınız.. o makamı elde edersiniz gibi..burası cennet garanti yeridir de..sonra burada yaşarken zatı görmek makamları -burada cenneti yaşamak ergitmelerinde damıtılmaya başlatılırsınız 
bir masal kimliği olarak tabi ki masal yazabilmem için benimde başıma yazıp anlatamayacağım kadar tuhaf şeyler geldi.. diyelim ki ,ruhum geldi-aşkım yani kalbim geldi..ve pek çok mal sahibi mülk sahibi hani bunun ilk sahibi TURUKU ALİ de geldi... AKIL, DELİLİK İLE AKIL ARASInda, SIRATEL MÜSTAKİM -BİR İNCE İP KÖPRÜDE GİDİP GELDİ... güneşi batıdan doğdu.kıyameti koptu ..dolayısı ile fethedilen bir ülke nasıl ki taş taş üstünde bırakılmadan temeline dek yıkılırsa, işte bu masal çocukunun da iklimi rumisi aynı öyle kökten yıkıldı.öldü ve dirildi ve içindeki solgun sarışın o ruh gibi beyaz adam uyandı ...
tabii ki bir ülke -bir iklim-bir beden mülkü yıkılınca orası talan da edilir..evi barkı yıkılır, mallarına el konulur..ailesi dağıtılır ve köleler, cariyeler olarak alınır veya esir pazarında satılır..fethedilen diyarda kaldı ise kalanlar kölelerdir..cariyelerdir.. azad edilmek için efendinin gönlüne girmek gerekir ki bunlar azad edilmeyen gönül sahipleridir.onlara HAS KUL DENİR.. çünkü onlara GÖNÜL VERİLDİĞİ İÇİN ONLAR AYNI ZAMANDA tüm kaybettiklerine karşın GÖNÜL SAHİBİ OLMUŞLARDIR..
kalple gönül arasında bir fark var mı .? bence var..kalp bir ham saf nurdan cevher misali ruh -kut olsa... gönül onun tekamül edip olgunlaşıp göynümüş-ihtiyar haline denir..yani aşkın feleğin eleğinden geçmiş olanı GÖNÜLlü olur..İHTİYAR MECLİSİ GİBİ kendi konseyi vardır..
herkes aşkı kendince yaşamıştır..her canlı bence aşık olabilir..sevmenin aşırı şiddetli delicesine aşk denir..bir hastalık kabul edilir doğal olarak..ruhsal bir ızdırapdır..ama bu ızdırapta acaip bir zevk vardır..özlem-kavuşulamayacak olmanın bilgisinin verdiği o kutsal hasretin haset ateşi.. ah ne kadar yakıcı ve arındırıcı bilsen..nasıl yakıcı ve arındırıcı bir ateştir ateş-i aşk..işte o yüzden de en hızlı-en kestirmeden irşad edici yegane mürşid AŞK IN MÜRŞİDLİĞİ KABUL EDİLİR..
aşkın kendisi mürşiddir..diğer mürşidler bu aşkı takliden anlatarak veya sembolik göstererek müridleri erdirtmek isterler..ve bunun ne kadar tehlikeli olduğunu,kolaylıkla kendisini ve diğerinide ve etrafını da toplu sapkınlaştıracağını bilirler...çok tehlikeli ,yüksek adrenalinli ve getirisi muazzam olan o hazineleri ile ,o- korkunç büyük bir serveti ganimetide o yıkık virane kalplerden devşirebileceklerini de bildiklerinden, işte bu ganimet hazine avcısı GÖNÜL HIRSIZLARI DA BU İŞTE USTADIRLAR..
aşk ın taklidi de tehlikelidir,kendisi de tehlikelidir..çünkü çok fazla serttir..insan aşkın zamanlarda aşkı için her rezilliği göze alır-ar namus hepsi ayaklar altındadır gözü göremez ki yapamasın..ne haya vardır ne edeb ... aşıklıkta akıl gider.akıl alınır ,ki ;beyin olsun da çalışsın ve beyin tıklansın !!!
ama evet ..sizinde kolayca anlayacağınız ve sizi kontrol eden BİR EL ve bir düğme var..o düğmeyi kontrol eden bir el var bilirsiniz..en azıp kudurduğunuzda ,bir tık ve hat kesilir.. her his alınır..aa bir şey hatırlayamazsınız HAYRET !! HAYRET !! ne oluyor ya hu dersiniz.... ve bu otokontrollerle sapıklaşmanız engellenir..saptırtılmanız engellenir..kontrolü bir elde olan aşktır bu .o aşkın mürşidi kendisi aşk olan aşık aşktır ve sizi köpeklerine yedirtmez ,köpekleri sizin için çıldırsada arada size saldırsa da ,aşk mürşidi sizi asla köpeklerine yedirtmez..
ve o zaman şimdi birde düşün ki ,kendisine gerçekten aşk -kalp verilmiş birini..fethedilmiş.ailesi evi barkı yıkılmış, dağıtılmışlar ve her şeyleri ellerinden alınmış..afet bölgesi ilan edilmiş ve trafo patlamış..eeee... o kişinin en yakınındakilerin de durumu benzer olmayacak mı?tabii ki olacak ,çünkü kıyametin içinde kaldılar..o kalbin içinde kaldılar .kırılan kalbin içinde kaldılar ve hazinesi yıkık viraneye gömülenin haziresinde kaldılar..
yani bir kişiye gök taşı çarpınca ,o ve etrafı da aslında ihya olur..o aşk ,o acaip akıl almaz delilik herkesi sarar..şiddeti derecesinde yayılır ..herkes kendisinden sanır ve sahiplenmek ister..kıskançlık alır başını gider.haset alır başını gider.herkes benim o benim, benden tecelli etti zan ateşi ile yanar ... ama o kimsenin değildir.. olamaz da... o sadece işini yapar..
bir yerde İNSANLIK BİTMİŞSE ,ORAYA GÖKTEN DÜŞEN RAHMET GİBİDİR AŞK..
BİR YERDE ADAM KALMADIYSA ORAYA İNSAN NEDİR GÖSTERMEK İÇİN GELENDİR AŞK!
BİR YERDE SEVİLECEK ,MERHAMET EDECEK KİMSE YOKSA,ORAYA SEVGİYİ GETİRMEK İÇİN GELENDİR AŞK!
BİR YERDE İLİM DİYE YALAN OKUTULUYORSA ,ORAYA HAKİKATİ GÖSTERMEK İÇİN EN CAHİLLERDEN YANSITILARAK TECELLİ EDENDİR AŞK!!
TÜM EGOLARI EN HIZLI YERLE BİR ETMEK İÇİN O YERE SADECE AŞKIN GELMESİ KAFİDİR,AŞK HER ŞEYE HEM MAHFİ HEM KALBİ HEM DE ZATİ'DİR!
hasılı aşk bir döldür..kimden nasıl zuhur edeceği bilinmeyen ama gelen kişinin yüzü suyuna etrafındaki herkesin nasiplenip insan olmak tekamülüne alındığı bir İRŞAD TOHUMUDUR AŞK..
bu aşk ta insan aşık olduğunu evvela anlayamaz..çünkü ruh erguvani yerden HAYRET MAKAMINDAN yeni gelmiştir..o hayretten dolayı meczub ve şaşkındır..aşağıdaki dünyada başına gelmedik çile-bela gelmesine sessizce razı olup -zulme sabredişi ,hep gördüklerinin hayretliğinden:" BEN BUNLARA LAYIKMIYIM "EZİKLİĞİNDENDİR..aşık sadece şunu sürekli söyler:"YA RABBİ!! BEN BUNLARI HAK ETMEDİM,BEN BUNLARA LAYIK MIYIM ?!!... NEDEN BEN !!!""
o yüzden herkese AŞK OLSUN ,AŞK MÜRŞİDİMİZ OLSUN..amiiiin
nur cihan
14 şubat 2020
nur alem@hotmail.com



ve Aşk'ın mürşidi ne diyor O'nu iyi dinle!
BENİ İYİ DİNLE!!
Eğer sen bana âşıksan, ben seni perîşan ederim. Beni iyi dinle! Şu fânî dünyâda az ev yap, sonra onu yıkar, vîran ederim, beni iyi dinle!
Arılar gibi, karıncalar gibi yüzlerce ev yapsan yine seni kimsesiz, evsiz barksız bırakırım, beni iyi dinle!
Sen erkek, kadın bütün insanların sana hayran olmalarını, sana karşı duydukları sevgi ile mest olmalarını istiyorsun. Fakat ben, seni mest etmeyi, seni kendinden geçirip şaşkın hale getirmeyi istiyorum. Mâdem ki Halil’sin, ateşten hiç korkma, emin ol! için rahat olsun! Ben ateşi sana yüzlerce gül bahçesi yaparım, beni iyi dinle!
Sen, Kaf dağı olsan; seni hızlı hızlı dönen değirmen haline getirir, seni fırıl fırıl döndürürüm, beni iyi dinle!
Sen belki de hünerde zamanın Eflâtun’u, Lokman’ı olsan, seni bir bakışta hiçbir şey bilmez bir hâle getiririm, beni iyi dinle!
İsmâil gibi seni kurban etmek istemem. Boğazına bıçaklar sürmem. Ne el görünür, ne yara görünür, beni iyi dinle!
Ben devlet kuşuyum. Senin başına gölge düşürmek lütfunda bulundum. Böylece aslına döndürüp seni eşsiz, üstün bir pâdişah yapacağım, beni iyi dinle!
Kendine gel de, az oku! Lüzûmsuz kitaplarla kendini yorma! Sus, sabırlı ol! Ben seni kitap yapayım, ben seni Kur’an’ın ta kendisi yapayım.
[Dîvân-ı Kebir, Cilt 5:2204]