aklın sınırı son MELEK SEMBOLÜ MASALI..
''Tanrı merkezi her yerde olan, ama çevrel yüzeyi hiçbir yerde olmayan AKIL sahibi bir KÜREdir'' Corpus Hermeticum
Sakiye Süduru- aklı selim-RUHÜL KUDÜS olan EL EMİN -Gabriel-Cebrail’ e sevgilerimle :)
içimize adım adım yürürken,
''Tanrı merkezi her yerde olan, ama çevrel yüzeyi hiçbir yerde olmayan AKIL sahibi bir KÜREdir'' Corpus Hermeticum
Sakiye Süduru- aklı selim-RUHÜL KUDÜS olan EL EMİN -Gabriel-Cebrail’ e sevgilerimle :)
içimize adım adım yürürken,
Her adımda kalbimiz acır nedensiz
ve hatıralar bir müzik ritmiyse
dalgalanarak akar ruhumuzdan aşağıya..
kalbimiz titrer ve ürperir düşler
adım adım açılır müzik içinizde
ve her adımda bir ses patlar ruhunuzda..
adım adım kendinize yürürsünüz bu müzikle
kendinizden korkmanız boşuna,siz kendiniz olmadıkça
adım adım yürü kendi içinin sonsuz kuyusundaki o ışığa..
ve kendini keşfet, kendini dile, müziğini şarkını duy.
adım adım yüksel içinden yukarıya
ve duy meleklerin uluları olan o saf çocukların
Şarkılarını söyleyerek
aşağı dünyaya rehberleriyle nasıl indiklerini
Ve adım adım içinde
yürü.. yalnız , ıpıssız, tek başına
ve sev seveni ,sevilmeye senden ötürü layık olanı
adım adım yaklaş ona yakın ol
adım adım üstüne dolan sarmaşık ol
ve köklerinde uzan
seslerin en ulaşılmazının O AĞACIN DORUKLARINA UZANIP
BİR KUŞ KANADIYLA UÇUŞUNU SEYRET ..
ve sev seveni ,sevilmeye senden ötürü layık olanı
adım adım yaklaş ona yakın ol
adım adım üstüne dolan sarmaşık ol
ve köklerinde uzan
seslerin en ulaşılmazının O AĞACIN DORUKLARINA UZANIP
BİR KUŞ KANADIYLA UÇUŞUNU SEYRET ..
Merhaba Sevdiğim Merhaba.. nasılsın?..bugün İmanın Şartlarından ikicisi olan MELEKLERE İMAN tefekkürüyle karşındayım. evvela HARF ve KELİME üzerinden meleklerle oynaşmak, Melek kelimesine MELEKE kesbederek, her şeyin su gibi akmasını diliyorum.. amiin..
MALİK EL MÜLK-YA ZÜLCELALİ VEL İKRAM
MAL hem hayvan sahipliği, hem de MÜLK sahipliği için kullanılır.. dolayısı ile her iş ve oluşu bir kabiliyet içinde gördüğümüz gibi ,her birinin de ayrı bir mülkiyeti melekliği vardır.. yani ALLAHIN HÜVİYETİ NÜFUSU ONLARDIR..ASIL AMİL-İŞ YAPAN ONLARDIR. bizlerse onların ortaya çıkarttığı heykel –putlar-eserlerizdir.. işte mitoloji; bu meleklerin getirdiği bilgi ve astrolojik karakter suretleri-eşyalarla doludur .. antik freskler tüm hatıraları bize anlatır…
ve MÜLK ALEMİMİ MEYDANA GETİREN YAPI TAŞIM EZ CAMİ ül kabiliyeti MELEKELERİME diyorum ki: “EY MÜLKİYETİMİ ÖREN –DOKUYAN- bugünkü anlamla KUantsal NUR PARÇACIKLARIM olan ŞUAra MELEKLERİM, size soruyorum; insan denen heykel putuna hulul edilmiş ve sizler tarafından secde edilip tapılmıştır ..neden bir beden istediniz ve bize secde ettiniz? bize secde etmeyenleriniz de; bizim bir işe yaramadığımızı söyledi..peki siz, bizi neden red edip, bize neden savaş açtınız.. ?
SABİLİK“çocuk babanın sırrıdır “anlamı taa mısırdan beri devam ediyor : (*Budizm de ana babanın meydana getirdiği çocuğun adı PUTTA imiş..yani, ilk MÜLKİYET-SAHİP OLUNAN EŞYA BİR ÇOCUK ve TAPINMA ARACIDIR..ne ilginç ve doğru değil mi?!. ve karı koca boşanırken en çok, ortak yaptıkları PUTTA - ÇOCUK ÜZERİNDEN KAVGA EDERLER.. hepimiz sayısız mülki beka melekinden oluştuk.. üzerimizde belli esmalarla-astrolojik kader yazılım program hakları olan bu meleküt alemi ana babalarımızın, biz çocuklarından, kendi emek haklarının miraslarını yemeleri normaldir.. ve çocuk PUTTA nın buluğa erip, erişkin- reşit olması, hak ve mülkiyetini devralma vaktinin gelmesidir.
Bir PUTTA SABİ ÇOCUK daima anasının göğsünde, onun ilim-hayat sütünü içerek muhabbetle büyür..bu aşamada her sabi veled, ana kucağında simgelenir..mesela İsis’in kucağında onun memesini emen HORrus misali.. mesela Şiva’nın ilim hayat sütünü emen müridi buzağı Arjuna gibi..mesela Hera’nın memelerini emen Perseus gibi.. mesela Hz Meryem’in kucağındaki bebek İsa misali..
kadim zamanlarda insan aklının sınırını
SİDRE –son ağaç-TUBA sembolü ile kodlanmış.. mısır da bu ağaç insandandır ve yapraklarına dallarına kişilerin adları
yazılır ve yazan da THOT-NEBU-İDRİS-ENOK-ENKİ-HERMES dir..türk mitlerinde bu ağaç kadın kabul edilirdi..ve tepesinde HÜMA
KUŞU da denen SAKİYE SÜDURU yazıcı meleği CEBRAİL-GABRİEL ve yumurtaları ve o
yumurtalardan çıkan NABU çocukları yaşardı.
mesela Taberi tarihindeki İskenderi Zülkarneyn, aklın sınırı olan yolun bittiği sınır-sidresinde, bu ağaçta yaşayan ve konuşan karı koca kuşların ülkesine gider ve yolun bittiğini,geri dönmesi gerektiğini , 8 ay sonra öleceğini, verecekleri yumurtayla da geri dönüp, sevdikleri ile ölümü için vasiyetini hazırlaması gerektiği talimatını alır.
mesela Taberi tarihindeki İskenderi Zülkarneyn, aklın sınırı olan yolun bittiği sınır-sidresinde, bu ağaçta yaşayan ve konuşan karı koca kuşların ülkesine gider ve yolun bittiğini,geri dönmesi gerektiğini , 8 ay sonra öleceğini, verecekleri yumurtayla da geri dönüp, sevdikleri ile ölümü için vasiyetini hazırlaması gerektiği talimatını alır.
her insanın aklının
sidre –sınır potansiyeli farklıdır.. bir liderin,bir çiftçinin ve bir
felsefecinin farklıdır.vs..şu halde herkes ancak kendi akıl sınırına
gidebilir.. başarabilirse İLLA BİR SULTAN GÜÇLE yani AŞK İLE ancak
kendi akıl sidresini geçebilir ve asla
başka akılları bilemez.. ama okursa, dinlerse, görürse ve birde eğer o akılları
deneyimlemişse, onları da kolayca bilip
anlar- takip edebilir… aynı rüyayı görmek ve yol işaretlerini okuyarak
rehberlik-mürşidlik edebilmek birazda
belki böyle bir şeydir, değil mi Sevdiğim?!..
TUBA YAŞAM AĞACININ tepesinde HÜMA KUŞU olarak tasvir edilmiş SAKİYE SÜDİRİ-GABRİEL-CEBRAİL bir VAHY MELEĞİDİR..O, DAİMA SÜT TAŞIYAN İNEKLER =UPANİŞADLAR olarak tasvir edilip çizilmiş ve hikaye mitolojik mitler olarak bugüne gelmiştir.. tüm kayıtlar onu siriUS yani ŞİRA yıldızına bağlar ve o yüzden kutsal ağaçların tepesinde bir mavi kutup yıldızı vardır.. işte o yıldız metadron denen MERKABAH yani ALİ SIRRIDIR..SURETLER BAHSİDİR..
GÖKSEL İNEK ANA-ÜMMİ olan NUN-NUT MELEKTİR. NUN bir dev kozmik kazan misalidir ve kozmik deniz-kozmik çorbadır..içinde her malzeme vardır ve tüm malzemeler birleşmiş -çorba olmuş- ayrılmamış haldedirler...bu GÖK MAVİ MÜREKKEB kozmoz ve KALEM ve içinde YAZILAN KENDİSİDİR.. fakat okuyucuları sonsuzdur.. bu çocukların hepsi de bu kozmik denizden-bu kozmik çorbadan içmişlerdir.. NUN , büyük ayı kutup yıldızı misali,Aya İrini’nin kubbesinde hala durur..
GÖKBABA ise GÖKLERİN BOĞASI mavi APİS GAB’ dir..GAB zamanla GABRİEL ADINI ALMIŞTIR veya GAYA ..ilk oluşlarda HÜNSA denen ALMA yani ayrışmamış çift cinsiyet XY lik vardır.. tüm mitler- esma ve astrolojik anlatımlar ,gök inekin kocası ile aşağıya bedenlenmiş olarak inişine dayanır..esmaların gökten yere iniş miraçları, dairenin ilk kavsidir
göksel Samayolu=nil nehri=hapy maymunu = taklitçi zihinse ; sonradan olma-hadis ÇOCUK PUTTA ların bu milk alemini emerek , seviye seviye aşağıya geliş-inişleridir..
..bu çocuklar; genelde ANU-GÖK’ün yere sunduğu GÖKLERİN MAVİ BOĞASI olarak MADDELEŞMEYE kurban edilmiştir.. GÖKANA=MİLKİ BEKÂ nın REHBER-ÖĞRETİCİ ilk KURBAN çocukları Enlil=HAVA ile Enki=SU’dur. ... .yani hepimiz yıldızız ,hepimiz yıldız tozuyuz aslında doğrudur ama birde o yıldızların orijinal suretleri olan bize verdikleri HUY-KARAKTER-MEŞREB HAYVAN -NEBAT veya İNSAN SURETLERİ de var J.işte tüm mesele, sende hangi suretin baskın karakter olduğunu bulup, bilip, görüp, yaşamak ve olayı kabullenmendir..
Gökte bir öküz varmış,
adı Pervin;
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin! ~Ömer Hayyam
Bir öküz de altındaymış yerin.
Sen asıl iki öküz arasında
Tepişmesine bak şu eşeklerin! ~Ömer Hayyam
Mısır da NUT ANNE göksel inektir. BAKARA-öküz burcu maddeleşmeyi temsil eder...o devirde taşıma aracı sadece kağnı –upanişad adlı inek arabaları idi.. ve besin ağacı da SIĞIRdı .AYDINLANMA, TEREYAĞI İLE YANAN LİNGAM KANDİLLERİYLE YAPILIRDI... .ilim zaten süt ve su olarak anlatılır. .ama ilmin çeşitlenmesi, o sudan oluşan beyaz mayi SÜTTEN ÇIKAN her tür KAYMAK,YOĞURT,AYRAN,PEYNİR ÇEŞİTLERİ ile anlatılır...tıpkı Tuba ağacının dibinden akan o beyaz koyu kıvamlı mayi misali.. erillik suyu da böyle bir mürekkebe sahip değil midir?
işte antik göksel melek freskleri olan ANUNNAKİ -GÖKLERE AİT BEYAZ IŞIK-TERTEMİZ
ADAMLAR’ ın da ellerindeki BAKRAÇ -KUT -KADEH - ÇANTA dediğimiz kaplarda; hep o
GÖKSEL MİLK-SAMANYOLU SÜT YOLUNDAN ALINMIŞ yeni esma yazılım bilgileri=yepyeni
ruhlar olarak dünyaya getirilirdi..göksel inek NUN
-NUT zamanla İSİS,İŞTAR,HERA ya dönüşmüştür..Çin yaratılışında denizdeki ANNE
NÜ-VE adlı yengeç ,denizin dibinden aldığı kumla ilk insanı yaratır
gibi…. mesela HERAKLES in görevlerine yetişmesi için ,babası ZE'US ona ,göksel
inek rolündeki karısı HERA nın memelerinden ,Hera uyurken gizlice içirmiştir.. Herakles doyunca ,Hera’nın memelerinden taşan süt milkway-süt yolu -samanyolunu
yaratmıştır gibi.. ki antik yunan bunu tamamen mısırdan, göksel anne
NUN-NUT-NUR ANNE den almış ,kendi medeniyetini, diğer her medeniyet gibi Bu KENDİNİ BİLMEK DERS METODLARI ile
kurmuştur...
SABİLER EBEVEYNLERİ OLARAK MELEKLERE-YILDIZLARA TAPARDI
SABİ kelimesi, genel
manada buluğa ermemiş saf çocuk için kullanılır…eski mısırda SABİ-ÇOCUK –OĞUL; BABA nın milyon kere değişik evrelerde,
kendisini kendi sülbünden devam ettirip ,güneşin ışık vakit evreleri gibi -hayatı ; KADIN sembolü olan bir AY misali 28 evreli periyot halinde yaşamasıdır. Mesela seyrü sülük
denen şey ,başlangıçtaki tek suret ve tek ismin ,kendisini sonsuz suret ve
isimle seyr -sema tekamüller silsilesidir..tüm mitolojiler bunu anlatır ve
başka bir şey bulamazsınız....
PİRAMİTİN ÖNÜNDEKİ SFENKS UFKA BAKAR; bir gün döngü dairesi tamam olmuş, AYDINLIK YÜZ İSİS ile ONUN KARANLIK YÜZÜ NEFSTİS (LİLİT&HAWA) BİRLEŞMİŞTİR.. böylece çocuk- sabi buluğa ermiştir. . geceleri, çocuğu GÜNEŞ RA=NUR’U korumak için yutan GÖKSEL ANNE NUT =NUN=NUR=NAR ;her nari gecenin sabahında, bu defada YENİ BİR OĞUL-yeni bir GÜNEŞ RA - çocuk Horus ,çocuk Buda, çocuk İsa ve çocuk babanın sırrı olarak ala silsiletihim yine kendinden kendini doğurur ...
O BENİ YER, BEN O’NU YERİM. ”etimi ye kanımı iç!” FENALAR BEKALAR İÇİÇEDİR..
mitolojide URANÜS ü oğlu SATÜRN öldürmüş ve annesi ile evlenmiştir.. SATÜRN’ü ise oğlu JÜPİTER hapsetmiş ve anne-kızkardeşi ile evlenmiştir..hakikatte ise ANABABA lar, yeniden klonladıkları- kendi sırları olan-yeni genetik- sabi çocuklarına HULUL EDEN DNA –RUH YAZILIMLARI ile, sürekli kendilerini zamana göre güncelleyenlerdir. .O BENİ YER ,BEN ONU YERİM GERÇEĞİ budur ve RIZIK ALLAH’TAdır ve rızık hiç kesilmez ,ilahi kevser soyu da budur..
PİRAMİTİN ÖNÜNDEKİ SFENKS UFKA BAKAR; bir gün döngü dairesi tamam olmuş, AYDINLIK YÜZ İSİS ile ONUN KARANLIK YÜZÜ NEFSTİS (LİLİT&HAWA) BİRLEŞMİŞTİR.. böylece çocuk- sabi buluğa ermiştir. . geceleri, çocuğu GÜNEŞ RA=NUR’U korumak için yutan GÖKSEL ANNE NUT =NUN=NUR=NAR ;her nari gecenin sabahında, bu defada YENİ BİR OĞUL-yeni bir GÜNEŞ RA - çocuk Horus ,çocuk Buda, çocuk İsa ve çocuk babanın sırrı olarak ala silsiletihim yine kendinden kendini doğurur ...
O BENİ YER, BEN O’NU YERİM. ”etimi ye kanımı iç!” FENALAR BEKALAR İÇİÇEDİR..
mitolojide URANÜS ü oğlu SATÜRN öldürmüş ve annesi ile evlenmiştir.. SATÜRN’ü ise oğlu JÜPİTER hapsetmiş ve anne-kızkardeşi ile evlenmiştir..hakikatte ise ANABABA lar, yeniden klonladıkları- kendi sırları olan-yeni genetik- sabi çocuklarına HULUL EDEN DNA –RUH YAZILIMLARI ile, sürekli kendilerini zamana göre güncelleyenlerdir. .O BENİ YER ,BEN ONU YERİM GERÇEĞİ budur ve RIZIK ALLAH’TAdır ve rızık hiç kesilmez ,ilahi kevser soyu da budur..
Adem neden yaratıldı? Sevgisizlik ve yanlızlıktan mı, yoksa aşırı sevgi ve vermek isteğinden mi?. GÜNEŞ BABA ile AY ANNE’nin yüksek gerilimli –itme çekme ley hatlarındaki bazı tutulma ve itilimleri, biz DÜNYA ÇOCUKLARINI çok etkileyip dalgalandırıp bulandırıyor.. zamanın fenni psikoz ilimleri; şiddetli SEVİLME=var olmak-maddeliliğimizin kabulü AÇLIĞIMIZA CEVAP olarak çocukken sevilmeyişimizi ,hatta ana karnındayken istenmeyiş gerilimlerini sebep gösterir.. bu ilk nedenlerle yüzleşmemiz için, KURGU-SANAL ROLLER VERDİKLERİ AİLE DENEKLERİ İLE, aile dizimi adlı terapi uygularlar... tabi ki bu terapiler ehil ellerle yapılmıyorsa ,insan ruhunda ve zihninde asla tamir olmayacak derin kara boşluklar açar?.
insan pek çok letaif bedenin toplamıdır.. işte bu derin zihin terapilerinde o ehliyetsiz kişiler; deneklerinin o letaiflerini parçalayıp, öylece ortada kabak gibi bırakırlar.. çünkü zihin maymun taklidine sahiptir..bize bunları empoze eden psikolog veya yaşam koçunun zihni travmalarını hipnozla bize söyletmediğini nerden bileceğiz? Bilemeyiz!! Zihni hipnoza açık olan her tesire girebilir .KIYAMET-AYAĞA KALKIP UYANIŞ ÇAĞI bilgi bombardımanı ve kadim sırları bedavadan herkese hipnoz veya nefes teknikleri ile açılmasıyla, giderek deliren-parçalanmış ruhlar ve sahipsiz yani hükümsüz- imha edilecek DELİLERLE hızla dolan dünyamız, ne yazık ki kendi sonunu hazırlamaktadır...
eğer aşırı yanlızlık ve sevgisizlikten Adem yaratıldıysa ve sadece sevgi alaka için ADEM’e SECDE ET-ADEM İ
SEV-ADEM’e AŞIK OL –HİZMET KULU OL EMRİ
VERİLDİYSE, o zaman bizde deriz ki; derdi
verenin kendine dermanı yok ki ,bize nasıl derman olsun !!..
mesela Sevdiğim, hatırlar mısın !! vakti ile böyle bir travma geçirmiş bir hasta vardı.. derdini nasıl anlatacağını bilmediğinden, ilk defa tanıyıp göreceği ve konuşacağı mürşidine şu yazıyla gitti ve dedi ki ; “ben sevmeyi bilmiyorum.. kimseyi sevemiyorum. o yüzden benim bir aşk dersim var .. aşk ı sizle yaşayıp öğreneceğim, SİZ BENİM AŞK MÜRŞİDİM OLACAKSINIZ ve bunu ALLAH İSTİYOR J..
mesela Sevdiğim, hatırlar mısın !! vakti ile böyle bir travma geçirmiş bir hasta vardı.. derdini nasıl anlatacağını bilmediğinden, ilk defa tanıyıp göreceği ve konuşacağı mürşidine şu yazıyla gitti ve dedi ki ; “ben sevmeyi bilmiyorum.. kimseyi sevemiyorum. o yüzden benim bir aşk dersim var .. aşk ı sizle yaşayıp öğreneceğim, SİZ BENİM AŞK MÜRŞİDİM OLACAKSINIZ ve bunu ALLAH İSTİYOR J..
karenin
içinde-ortasında bir başımayım
yönsüzüm ve yörüngesizim..
ne kimseyi görebilir ne de duyabilirim
tüm yönler bana çıkar bense her şeyim
hareketsizim… 2008
yönsüzüm ve yörüngesizim..
ne kimseyi görebilir ne de duyabilirim
tüm yönler bana çıkar bense her şeyim
hareketsizim… 2008
gerçek ruh tabibi olan O mürşid, yazıyı okudu ve çocuğun AŞK HASTALIĞINA
DÜÇAR OLDUĞUNU ANLADI..bu normal bir aşk değildi..aşık olan bedeni değil ruhu
idi..ama dr mürşid, hastasını denemek için onu teste tabi tutacağını; çünkü bu
aşkın nefsinden mi, ruhundan mı, Allah’tan mı geldiğini ancak zamanla
anlayabileceğini söyledi.. ve hasta denek ağır imtihanlara tabi tutuldu. Hatta aşkına ulaşamamanın ızdırabı ile bir
gün; Sevdiğinin; ” SEVGİLİM,SEVGİLİM”
diye inlemesine dayanamayan ÇOCUĞUN RUHU
bedeninden, O’na yönelip ayrıldı.. ve
ruhun arkasında kalakalan çocuk beden
gördü ki, arı duru bembeyaz ruhu, aşkının acısından yerlerde sürünen iki uzun
bembeyaz kanat çıkartmış.. çocuk büyük bir acıyla ve hürmetle ağlayarak RUH
AŞKINA secde etti.. ona çok büyük saygı
duydu…ve ruhunun bedeninden dilediği zaman azad olmasına izin verdi.. “ben seni
beklerim” dedi ruhuna.”O’na git ve ,O’nu seyret” ..çünkü ruhu ancak aşkının peşinde gezerken huzurluydu ve
mutlu ……çocuk bunu görerek öğrenmişti ve aşkını o yüzden hiç sahiplenmedi…
**bazen işler işte böyle tersinden işleyebiliyor Sevdiğim.. melekler de aşık olabiliyor ve düşmüş meleklik işte böylece aşk peşinde oluyor..Sen bir meleğin nasıl kapılara çarpıp tüm kanatlarının, tüm beyaz teleklerinin paramparça olup, kapı önüne yığılışına tanık oldun mu hiç ?! ben oldum…çok acı, olgunlaştırıcı ve caydırıcıydı…ve şimdi bile ağlatıcı… ne ilginç değil mi? DÜŞMEZ KALKMAZ BİR ALLAH !!aşk ,ah minel aşk!!
EBU TURAB ALİ-TOPRAK BABASI -GAB
vatan sevgisi imandandır… HUBBÜL VATAN MİNEL İMAN demişler eskiler.insanın vatanı Adem, Adem’in vatanı topraktır… işte insan o yüzden yaratıldığı toprağa secde eder
BE ,NUN un noktası altındaki halidir ve dünya madde hayatını simgeler.o nokta ne zaman ki yukarı ait olduğu yere döner,DAİRE TAMAM OLUP, NUN olur ,kandil uyanır NUR olur..TURK olur.AYYILDIZ OLUR.. TURUKU ALİYE OLUR..
Tanrı evrenin canı, evrense tek bir beden
Melekler bu bedenin duyuları hep birden
Yerde gökte canlı cansız ne varsa birer uzuv
Budur Tanrı birliği, boştur başka her söylenen
(Ömer Hayyam)
düşünüyorum o halde var mıyım :) ? benden düşünen kim ?beni hareket ettiren ne? ruh denilen şey bu gücü nerden alıyor ve tüm sisteme kafa tutuyor ?.. DÜŞÜNME AKIL MELEKELERİ...mesela son zamanlarda ülke gündemimiz, BÜYÜK CEHALET denen DÜZ DÜNYA TARTIŞMASIyla hareketlendi... DÜZ DÜNYA DENEN ŞEY, her şeyi, bir sinema perdesi üstünde seyirdir.. var olan her şey noktadan ve noktaların birliğinden oluşur..TV-PLAZMA EKRANI MİSALİ…nokta dairevidir ..hiç bir şey mükemmel değildir.. canlı olduğu için nefes alır ve yamuktur :)...yani hepimiz defolu-yamukuz! .dairenin yere değdiği yer her ne kadar nokta olsa da, o kalemin ucu gibi ÜÇGENDİR ...
bu da benim teorim.. bence herkes kendi idealarını-hayallerini utanıp korkmadan, alay edilse bile söyleyebilmelidir..bu DÜŞÜNEN TÜRKİYE de ,ZİHİN- RUH SAATİ İŞLEMEYE BAŞLADI - TEKERLERLEKLER DÖNÜYOR demektir.. hem, biri böyle -şöyle dedi diye, o öyle olmaz..Nasa da bize çok yalan söylüyor..bir gün hepsi ifşa olacak. aklı selim iyidir.. dünyası düz olan için dünya düzdür.. dünyası küre olana dünya küredir..dünyası bir hayal bir hiç -bir rüya alemi olan içinse, dünya sadece perdeye yansıtılmış bir anlık bir rüya anıdır vesselam ...
HAMSE İ ÂLİ ABA
adlı BEŞ BÜYÜK MELEK : koKU melekesi güzel
KoKUyu alıyor, göz melekesi görüyor, KUlak melekesi işitiyor, his melekesi
hissediyor, dokunmak melekesi maddeleştirebiliyor.. ATEŞ,HAVA,TOPRAK,SU ve
İLAHİ NEFES olan RUH..
BEDEN yani eşya ATOMLARdan YAPILDIĞI İÇİN, AYNANIN SIRRI’ da, meleküt
alemindeki nari boyutlu İNSANDIR.. “sen güzel gözük, sen mutlu ol, sen
iyiyi temsil et,sen cemal ol “ diye; hakikatte sana gerçekten aşık
olanların- sana kendini feda edip- iyi rolü sana vermesi ve kötü rolü de kendilerine alışlarıdır.. o
yüzden şeytanilere de ,rollerini-vazifelerini iyi yapan kullar oldukları için
saygı duy..o belalardan gelen acıyla sen
nefsini kırdıkça; aynadan sana yansıyan, senin rengarenk neşeli RUH üçgen PRİZMAN olan NUR da, sadece senin kendi ZİHNİNDİR ..bunu
anla-bil-zevk edip keyfet-razı ol! (*tabii dayanabilirsen !!)..
KALEM adlı akıl kürelerin olan DÜŞÜNCE OKLARINın snaps- sperm savaşları ile; iki beyin lobun arasındaki nokta atışları ile kurduğun ALAKA-BAĞ ile yazdığın MEKTUP LEVHANDA ,yine senin kendi ZİHNİNDİR.. yani her şey kendinden kendinedir.. ne zamanki bu sana yetmeyecek ve AKIL SNAPS-AKIL SPERM KALEMLERİNDEN SIKILIP, bu zihin oyunlarından çıkmak isteyeceksin, işte o zaman akıl kalemini –snaps -sperm kalemlerini kırıp, tüm akılları-tüm kalemleri yaratan O ANA KALEM,NUN ‘A TESLİM OLACAKSIN ve yazgını birden ONDAN OKUYACAKSIN!!..
kendi aklının üremesini devre dışı bırakıp,
şişeleri kırıp, içindeki mayiyi döküp , AŞK aklına düçar olup akılsız
olacaksın ki, o sana kendi aklını ve kalbini giydirsin… seni kendine benzetsin…
bu defa da NUN’un altındayken BE olan senin ;BENLİK -EGO NOKTA KALEMİNİ içine
alıp, sana Tiamat canavarı misali SAL SALLİ ALA HİLAL KAYIĞI OLUP, SENİ BAŞINA
TAC EDİP, seni AY YILDIZ=NUN VEL KALEMİ müjganlı horosani yapsın…amiin
MERKABA YA MERHABA ,AŞKIM MUHAMMED MUSTAFA SURETLER KALEMİ….ve bizde bugün ki teknolojilerle artık 3 D sinema perdesinde ,yaşadığımız hayatın algısının aynını bir perde üstünde- rüyalarımızdaki gibi -oturduğumuz yerden de SEYR EDEREK anlıyoruz.. o zaman boyutlar göreceli olmuyor mu ? o zaman tüm bu boyutları benim gözüm yapıyorsa, gözümün görmek işlevini yapan şey nedir ve geometrisi nasıldır?..
RAHMAN ARŞI İSTİVA ETTİ NE DEMEK?
üç şey üçgendir..ruh,kalp ve dil..soyuttan somuta aynı geometriden -tek bir noktadan kelam tohumu çiçek misali açılır ve aleme saçılır.. RAHMAN İNSANI KENDİ SURETİNDE YARATTI..insanın içindeki RUH UYANSIN diye ilahi bilgi -FEYZİ AKDES-ilahi köz-öz ATEŞ tutuşturuldu..bu kutsal bilgi- kadim OCAK KÜLTÜDÜR..eski ilk sümerli KIZILderili türkleri ÜÇGEN PİRAMİT ŞEKLİNDE OCAK EVLERDE -ÇADIRDA YAŞARLARDI ve evin ata direği tepesi delik olurdu..çadırın ortasında ateş yanardı..işte insiye okulları olan ilk piramitlerin bir adı da ATEŞ EVİ = BİLGİ EVİ=AL EVİ dir....Prometheus-ENKİ, ilahi bilgiyi -VAHYİ çaldığında, onu yaptığı İNSAN ÇADIRI ATEŞGEDESİNDE SAKLADI..
KALEM adlı akıl kürelerin olan DÜŞÜNCE OKLARINın snaps- sperm savaşları ile; iki beyin lobun arasındaki nokta atışları ile kurduğun ALAKA-BAĞ ile yazdığın MEKTUP LEVHANDA ,yine senin kendi ZİHNİNDİR.. yani her şey kendinden kendinedir.. ne zamanki bu sana yetmeyecek ve AKIL SNAPS-AKIL SPERM KALEMLERİNDEN SIKILIP, bu zihin oyunlarından çıkmak isteyeceksin, işte o zaman akıl kalemini –snaps -sperm kalemlerini kırıp, tüm akılları-tüm kalemleri yaratan O ANA KALEM,NUN ‘A TESLİM OLACAKSIN ve yazgını birden ONDAN OKUYACAKSIN!!..
MERKABA YA MERHABA ,AŞKIM MUHAMMED MUSTAFA SURETLER KALEMİ….ve bizde bugün ki teknolojilerle artık 3 D sinema perdesinde ,yaşadığımız hayatın algısının aynını bir perde üstünde- rüyalarımızdaki gibi -oturduğumuz yerden de SEYR EDEREK anlıyoruz.. o zaman boyutlar göreceli olmuyor mu ? o zaman tüm bu boyutları benim gözüm yapıyorsa, gözümün görmek işlevini yapan şey nedir ve geometrisi nasıldır?..
RAHMAN ARŞI İSTİVA ETTİ NE DEMEK?
üç şey üçgendir..ruh,kalp ve dil..soyuttan somuta aynı geometriden -tek bir noktadan kelam tohumu çiçek misali açılır ve aleme saçılır.. RAHMAN İNSANI KENDİ SURETİNDE YARATTI..insanın içindeki RUH UYANSIN diye ilahi bilgi -FEYZİ AKDES-ilahi köz-öz ATEŞ tutuşturuldu..bu kutsal bilgi- kadim OCAK KÜLTÜDÜR..eski ilk sümerli KIZILderili türkleri ÜÇGEN PİRAMİT ŞEKLİNDE OCAK EVLERDE -ÇADIRDA YAŞARLARDI ve evin ata direği tepesi delik olurdu..çadırın ortasında ateş yanardı..işte insiye okulları olan ilk piramitlerin bir adı da ATEŞ EVİ = BİLGİ EVİ=AL EVİ dir....Prometheus-ENKİ, ilahi bilgiyi -VAHYİ çaldığında, onu yaptığı İNSAN ÇADIRI ATEŞGEDESİNDE SAKLADI..
İDRİSİ İBLİS HIZIR kara kıtmiri post sahibi ANUBİS MÜRŞİDLİK İLMİ..MANDRAKE EFENDİ..hz İDRİS YAŞARKEN yaptığı akıl almaz açlık riyazat ve ibadetlerle MELEKLEŞİP, GÖK KATINDA GÜNEŞ MELEKİ YAPISINA KAVUŞTUĞUNDAN; tüm kendini bilmek sistemlerine mitolojik yarı tanrı insan olmak-tanrılara karışmak psikozu ilk versiyon örnek modeli olmuş ve nihai hedef halinde bir saplantıya dönüşmüştür.. halbuki hz İdris ten başka hiçbir nebi bu yolu seçmemiştir.. belki de seçtirilmemiştir?!! çünkü yaşarken kulluk etmek daha önemlidir..
NEFSİNİ BİLEN RABBİNİ BİLİR....ve hermetizm de, bu merkaba-yaşam çiçeği olan ışık yıldız prizma, Hz İDRİS yani THOT-HERMES’in elindeki kalem yazdığı- levhaysa yazılandır. tekamülde bu noktaya gelen kişi NÜBÜVVET-NABU’luka BAĞLANIR ve SURET ALIR.. kalem yazdıkça, yıldız çiçeğinin yaprakları kat kat sonsuza dek açılır ve o yazdıkça SURETLER hayatı-sistem devam eder. Artık, ne dünya denizleri mürekkep olarak-ne dünya ağaçları kalem olarak ona yetişebilir.. çünkü o nurdandır…kevserdir.. YAZIYI YAZAN ANCAK KENDİSİNİ YAZAR.. o yüzden de herkese ilk emir olarak KENDİ RABBİNİN ADI İLE OKU denmiştir....
Hiram usta diye; MÜRİDi olan HAM TAŞ ları OYMA TAŞ a , sonra da CİLALLI
TAŞ devrine çeviren ve bazılarını da
duvar taşı yapmayıp, YÜZÜK KAŞI için ayırma ilmine sahip, simyacı-mihenk taşı olan MÜRŞİDE DENİR.. ÖZ
CEVHER idrakine yükselenlerde, nadir irşad edilmiş insiyeyi –mürşidi temsil
eder.. ve ancak bu yüzük kaşı; İLİYİN
–ALAYI İLİYYUNLARın semahanesi aynalığını yapabilir- suretlere perdedarlık
mesleğine –aynanın arka sırrına geçebilir..
.. aynaların da iç bükey dış bükeyleri ,hatta kırık aynalar vardır….her şeyi yapan insanın gözündeki nur dur..bu anlatım içinde ışık prizma üçgen gereklidir…aynanın sırrı-perde –göz kapaklarımız ve issin peçesi bunun içindir..
.. aynaların da iç bükey dış bükeyleri ,hatta kırık aynalar vardır….her şeyi yapan insanın gözündeki nur dur..bu anlatım içinde ışık prizma üçgen gereklidir…aynanın sırrı-perde –göz kapaklarımız ve issin peçesi bunun içindir..
mesela yakında sinemalarda hologram
olarak ,filmler meydanda ortada oynayacak ve biz sahnelerin içine
girebileceğiz.. kaç boyut olacağız veya boyutsuz?…tüm bu teknolojik ifşalara
rağmen daha çok acı çekeceğiz.. çünkü her geçen gün var olmadığımız, sadece bir
hayal olduğumuz gerçeğiyle yüzleşeceğiz.. şu halde sahip olduğunu sandığın bu
ilimleri sana kim bahşediyor, neden
kendini ifşa ediyor anlaman lazım değil mi? bu kibir, bu ego da
ne?!! Bir hiç olduğun için mi?!
AKIL –BİLGİ-İLİM –ARŞ LEVHASININ ÖNÜNDEKİ NUN VEL KALEM MELEĞİ
..
bilindiği gibi kadimden bize gelen ilimlere göre 4 ahlat denen anasırrı erbaa 4 unsurdur.. ATEŞ,HAVA,SU ,TOPRAK.. uzak doğuda bu 4 elementten birinde avatarlaşılabiliyor.. yani kimde ateş, su, toprak veya hava elementi baskınsa, kişi o elemente hükmedip ,onu kullanıp, onun avatarı olabiliyormuş....mesela hz İsa’da hava elementi olan RUHANİYET baskın kabul edilir..hz İbrahim ateş unsuru baskındır ki, ateşe hükmetip ateşte açan alev gülleri cennet bahçesine çevirmiştir..hz Nuh’da su baskındır ki, tufanı kopartmıştır gibi gibi..
bilindiği gibi kadimden bize gelen ilimlere göre 4 ahlat denen anasırrı erbaa 4 unsurdur.. ATEŞ,HAVA,SU ,TOPRAK.. uzak doğuda bu 4 elementten birinde avatarlaşılabiliyor.. yani kimde ateş, su, toprak veya hava elementi baskınsa, kişi o elemente hükmedip ,onu kullanıp, onun avatarı olabiliyormuş....mesela hz İsa’da hava elementi olan RUHANİYET baskın kabul edilir..hz İbrahim ateş unsuru baskındır ki, ateşe hükmetip ateşte açan alev gülleri cennet bahçesine çevirmiştir..hz Nuh’da su baskındır ki, tufanı kopartmıştır gibi gibi..
su unsuru baskın kişiler daha çok su kenarlarında durduğu gibi,su kuyularını bulanlarda bu kişilermiş.. insan,tabiat manzarası, ateş,su havaya bakmaktan asla vaz geçemezmiş.. neden peki?.. toplandığın-ait olduğun elementlerine duyduğun bağdan tabii..mesela insan ne kadar zengin ve kariyerli olursa olsun, daima tabiatta uğruna her haltı yediği aşırı lüxünden vazgeçer ve yanan bir ateş kenarında oturup, denize –suya ve manzaraya bakmaktan zevk alır ..pekii, insan sonradan giydiği her makam ve öğretiden soyunup-bu yükleri üstünden atıp, olduğu gibi tabii-doğal olmayı neden özler ve sık sık buna ihtiyaç duyar sizce ?
işte bu 4 ana unsura ait 4 büyük melek var kabul edilir..bunların yüzleri değişik BURÇ –KÖŞE –DİREK astrolojik yıldızlar şeklindedir.. yani eskiler bunları genelde İNSAN (Venüs) , BOĞA ,KARTAL (atmaca-akbaba-şahin-horoz vs ),ASLAN (kurt-çakal-sfenks vs) suretlerinde kaydetmişler…Ağrı’daki İshak Paşa Sarayında bu 4 suret başlı meleğin ahşap heykelleri sarayın bir duvarında KORUYUCU KERUBİN MELEKLER OLARAK ASILMIŞTIR... 4 yüzlü melek ayrı ayrı ve hepsi tek bir insanın bedeninde, 4 yöne bakan 4 yüz olarak ta pek çok kaydı var. hatta hz peygamberin miraçname minyatürlerinde bile bu 4 yüzlü melek ve diğer suretli-suretsiz melekler kayıtlı.. eski mısır da ,insan ölüsü mumyalanırken 4 ana iç organı kanope vazosuna konurdu .işte bu vazo başlıkları bu 4 organı temsil eden melek-cin sureti ve işleyişini anlatırdı..
ALİYYUN-İLİYYUN –ULULULAR MELEKÜTÜ SEMAHANESİ
SEFER YAZICI DEMEKMİŞ ..ve seyrü sefer eden ancak seferde gördüklerini yazıp kaydedendir değil mi? nereye ? tabii ki suya J.. taşa!! ateşe… havaya…şu halde 4 avatar da ancak kendi elementine yazı yazabilir.. erkek kadına yazar .. kadın o yazıyı çocuk olarak dünyaya bedenli verir..
Musa ,sudan gelen demektir..Tur dağında kendi rabbini yanan bir ağaçtan ve yerle bir olmuş bir dağdan gördü…ve GÖZDEKİ CELALİ NAZAR ŞUASI ile kaydedilmiş taş tabletlerle aşağıya indi.. bu anlatımda, 4 meleğinde onda tamam olduğunu-merkabah-metadron-kalem –nebiliğin resullüğe dönüştüğünü artık kolayca anlayabiliriz değil mi? ..evet…
…insanın tefekkürle -aklı ile son çıkacağı yer sıdre ağacının tepesindeki cebrail-sakiye süduru makamıdır.. tasavvuf, sonrasını ancak BURAK ADLI AŞK ile çıkabileceğimizi söyler..
işte
bizim nebimiz de Necm suresinde o UFUKTA HZ CEBRAİL İ GÖRMÜŞTÜR.. ama bize
ALLAH ı gördü diye anlatılır..hayır.. kimse ALLAH’ı göremez... peygamber
mürşidi terbiye edicisi CEBRAİL’i görmüştür.. yani aklı küllünü..
bu 4 meleği kendisinde cem eden ancak Markabah-MERHABA adlı suretler yazan KALEM OLABİLİR ve bu latif yıldızın içindeki tanrısal sureti görebilir (4 X 4=16 ALEM) ..NABU-NEBİLER ancak RESUL OKUYUCULARI kendilerinden ÇIKARTABİLİRLER.. işte bunlar şahit olduklarını sütunlarına kaydedebilirler..vahdeti şuhutta ve velayeti şahitlikte seyr edebilir, istediklerini yanlarında seyre götürebilirler gibi gibi.. ne kadar?!..sahası yani kendi tavaf alanı kadar J..yani ,hakikatte ne kimseye yaklaşabilir, ne dokunabilir nede yazabilirler...her şey O’ndan yine O’na yani HU ya aitir..HU nun içindeki HÜVİYETİ SÜRETLER NÜFUSU YİNE KENDİSİDİR vesselam..illa huuu ..illa huuu
ARŞ HOROZU OLAN horusRA -horoskop EVİ=ALİ =ALİLER... ALEV EVİ-ATEŞ BİLGİ EVİ -ALİ EVİ anlamı zamanla , ALEVİLİK diye anlaşılmaz bir şeye dönüşmüş.. halbuki ALİ Yİ BİLMEK ; EVİ ve EV HALKINI BİLMEK DEMEKTİR..öyle aleviyim demekle alevi olunmaz.gerçek aleviler turuku aliye ye mensub olan ,rahman çadırı ile kapsama altına alınmış, çerağı uyandırılıp kandil olmuş, uyanmış ALEV EVLERİDİR.. IŞIK EVLERİDİR..NUR EVLERİDİR.ALEVİLERDİR..diğer sahtekarlarsa sadece laf alevisidirler.......aleviler yani aliye -aleve mensuplar ;vakti,saati, günü ve yılı, gerçek uluları ,yüce insanı yani ALİ Yİ bilir bulur ,tanır yani secde ederler.. ….
ve daire nin merkezi olan bu ZATI ALİ OLAN NOKTA ,evin tüm üçgen açılarını gezer.. işte zaman-vakit ve ahsen ül takvim insan bu Eb ul Vakt ile İbn ül Vakit olan Zaman -Dehr- İnsan olunur..
**Sevdiğim hatırlıyor musun ,ben bir hayalimde ,bir ilim meclisinde insan kürsülerine liderlik eden baş kürsüler olarak iki EL KÜRSİSİ GÖRMÜŞTÜM.. selsebil çeşmesi misali,ağız lülesi ejder bulut …bu durumda sanırım, her idrak ve alem seviyesinde her şey gibi bu anlamlarda hep değişiyor ve kimseninki kimseye uymuyor değil mi ?
VECHİNİ RUHLARIN SEMAHANESİNDEKİ SEMA YA DÖN !!
bir gün tek bir zaman , an da
adem heykel putu kırılıp devrilerek, toz
olup savrulacak
nereye dönersek dönelim O NUN vechi
olacak
her şey durduğunda ve her şey bittiğinde
iki rekatlık bir sâlâtta ruhlar
semahanesinde her şey duracak
ve baki kalan yanlızca O NUN vechi
olacak
ve tabii ki gelelim sadede.. anlamları
toplarsak işin SIRRI ALİ sine gelirsek =MERKABA=METADRON=AKIL-KALEM-RUH
oluyor...
Arabi hoca kaydına göre benim NUN MELEK idrakim doğru imiş biliyor musun Sevdiğim.. yabancı bir araştırmacından kısaca şunu buldum bak alıntılıyorum ..
**Kerubin koruyucu-muhafız meleklerin yanında birde ilahi bilgiyi simgeleyen AL NUN adında çok ihtişamlı bir melek varmış. O semavi kürsünün önündeymiş.. Arşın (tahtın) altında AL KALEM adında melekler ve al-MUDABBİR adında melek vardır. Al-MUFASSIL adındaki melek İMAMU’L MUBİN'in (İlk Zeka) önünde bulunurmuş.. ve yüksek maji ,AL SİHRUL ALİ burada yatarmış..
Arabi hoca kaydına göre benim NUN MELEK idrakim doğru imiş biliyor musun Sevdiğim.. yabancı bir araştırmacından kısaca şunu buldum bak alıntılıyorum ..
**Kerubin koruyucu-muhafız meleklerin yanında birde ilahi bilgiyi simgeleyen AL NUN adında çok ihtişamlı bir melek varmış. O semavi kürsünün önündeymiş.. Arşın (tahtın) altında AL KALEM adında melekler ve al-MUDABBİR adında melek vardır. Al-MUFASSIL adındaki melek İMAMU’L MUBİN'in (İlk Zeka) önünde bulunurmuş.. ve yüksek maji ,AL SİHRUL ALİ burada yatarmış..
BAKARA
115:Doğu
da batı da yalnız Allah'ındır. O halde nereye dönerseniz orada Allah'ın yüzü
vardır. Allah Vâsi'dir, varlığı sürekli genişletip büyütür; Alîm'dir, her şeyi
en iyi biçimde bilir.
Yezidiler Tavus meleki Cebrailden ayrı İblis
olarak telaffuz edip anlatmışlar... yani itiraz makamı olan -o zamanki adıyla AZAZİL; en yüce –EN GÜZEL
YÜZE SAHİP olan EŞSİZ SEVGİLİ melek
tavusmuş...ayrıca melek tavusun diğer adı AŞKTA HARİS tir.. ve devran döner ..O’nun
da devri geçip, ADEM yaratılıp, adem gözde olunca ve Azazilin yüzü silinip, onun güzel siması ADEM e verilir.. ve GÖZDEN
DÜŞÜP, adı en aziz olan AZAZİLKEN,İBLİS ADINI ALAN DÜŞMÜŞ MELEK bu defa da simasına suretsizlik SURETİNİ ALMIŞ..denir ki, iblis’in yüzü-suratı siması yok.işte o yüzden o hep büyük acı ve utançla saklanır.. beki de peçe takar bilemiyoruz ?
acaba neden ? sen biliyor musun Sevdiğim neden ?
... en
güzel ve en sevilen tek sevgiliyken gözden ve suretten düşmek tabi ki acıların
en büyüğüdür.. genelde hemen her büyük aşık bu anlamı yaşar değil mi Sevdiğim J ?!.çünkü hep daha taze ve daha
güzeli-daha cilvelisi gelir.. ve hep aynı yemeği yemek gına verir.aşkta da işte
böyle molalar yani gınalar varmış… .fakat
her halükarda İblis ahde vefalıdır ve aşkına sadıktır.. ona biçilen kötü role
bile aşkla "evet "der....işte Mecusilik ve Yezidilikteki
FARAVAHAR MELEK -MELEKİ TAVUS böyledir..yani HALACI MANSUR un TA va SİN
kitabındaki gibi… iyi açığa çıkıp bilinsin diye kötülüğün, güzel bilinip
sevilsin diye çirkinliğin ve kusurun rollerini üstlenmiştir.. yani işin zor
kısmını O HEPİMİZ ADINA ALMIŞ-YÜKLENMİŞTİR..
AYN arapça göz demektir AYNA ise bu belgelere göre 3. göz oluyor sanırım..yani arşı rahman olan kalp gözü..Allah'ın kürsünü kurup seyr ettiği mekan ,kamil kişinin gözündeki nur -ra dır..arş meleği bir anlamda budur..
Ayetel Kürsi'nin Anlamı/ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
255- Allah'dan başka hiç bir ilah yoktur. O, daima yaşayan, daima duran,
bütün varlıkları ayakta tutandır. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku.
Göklerdeki ve yerdeki herşey O'nun dur. O'nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine! Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir.
Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar.
O'nun hükümdarlığı, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüp gözetmek,
ona bir ağırlık da vermez. O, çok yüce, çok büyüktür.
AYN arapça göz demektir AYNA ise bu belgelere göre 3. göz oluyor sanırım..yani arşı rahman olan kalp gözü..Allah'ın kürsünü kurup seyr ettiği mekan ,kamil kişinin gözündeki nur -ra dır..arş meleği bir anlamda budur..
Ayetel Kürsi'nin Anlamı/ Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
255- Allah'dan başka hiç bir ilah yoktur. O, daima yaşayan, daima duran,
bütün varlıkları ayakta tutandır. O'nu ne gaflet basar, ne de uyku.
Göklerdeki ve yerdeki herşey O'nun dur. O'nun izni olmadan huzurunda şefaat etmek kimin haddine! Onların önlerinde ve arkalarında ne varsa hepsini bilir.
Onlar ise, O'nun dilediği kadarından başka ilminden hiçbir şey kavrayamazlar.
O'nun hükümdarlığı, bütün gökleri ve yeri kucaklamıştır. Her ikisini görüp gözetmek,
ona bir ağırlık da vermez. O, çok yüce, çok büyüktür.
Pâdişâhun birligin evvel kadîm er bildi
Bunca yıl bunca zamân biz işitdük
bî-gümân
Çalap kendü sun‘ından ere Tanrılık kıldı
Eydürler bir kuşıdı hikmeti öküşidi
İki cihân ‘ârifi ol kuşdan ‘ibret aldı
Ol kuşun her bir yöni yüz bin yüz
yigirmi dörd
Evvel ol kuş uçuban rahmet göline taldı
Çün gölden girü döndi budak üzere kondı
Silkindi her bir yönden bir tamla su
döküldi
Ol suyun her birisin bir cân yaratdı
güzin
Ol cânun her birisi bunda peygamber oldı
Evvelki bünyâd oldı altı kez dünyâ toldı
Yidincisi buyıdı bu Âdem yaratıldı
Âdem toprakdanıdı ‘Azâzîl oddanıdı
Secde geldi Âdem'e eydür inün kademe
Cümle firişte indi ‘Azâzîl dura kaldı
Eydür ben oddan olam yüz bin yıl tâ‘at
kılam
Tapu buyuracagın tâ‘atın ‘arza kıldı
Ol halkun varlıgından pâdişâh
birliginden
Şol bir söz sebebinden sürildi la‘net
oldı
Her kim kendüyi gördi üstâdı İblîs oldı
Kişi ne buldıyısa miskînligile buldı
Eksikligüm Hak bilür ‘ışkı bana ol virür
Kılgıl Yûnus'a tîmâr ‘ışk beni benden
aldı
Yunus
Emre
***
KUTSAL EVLİLİK RİTÜELİ..İLAHİ GELİN RAHİM –KUTSAL
GELİN SEKİNE-İSİS-LİLA- LEYLA BİZE PEÇESİNİ AÇACAK MI?
"Bu kâinat kitabı, sevenle sevilenin birlikte yazdıkları Aşk Kitabıdır..! Bunu da ancak Aşıklar okuyabilirler..! /Muhyiddin-i Arabî"
"Bu kâinat kitabı, sevenle sevilenin birlikte yazdıkları Aşk Kitabıdır..! Bunu da ancak Aşıklar okuyabilirler..! /Muhyiddin-i Arabî"
bu 4
ana melek in haricinde, aynı yumurta manasında olan dev ayna ARŞ ‘I saran bir
de sarı yılan melek kaydı da var.. ARŞ - KALP ve KALBİ saran O DEV yılan KALEM
–CD PLAKA YAZI YAZAN İĞNE KALEM misalidir.…ayet der ki; KALPLER ANCAK ALLAH IN
ZİKRİ İLE TATMİN OLUR-SEKİNE(kabala da sekinah) BULUR.. rahman ve rahim birleştiğinde daima
bir şey yazar ve ve yazılan her zaman yeni bir çocuk, yeni bir idrak, yeni bir
esma,yeni bir iş oluş eşyası doğumudur..
ve ayet bize der ki, eşleriniz sizin
nefislerinizin huzur-sekine bulsun diye size verdiğimiz hediyelerimizdir.. dolayısı
ile erkeğin sperm kalemi ile kadının yumurtası birleştiğinde yeni bir putta –çocuğun
daha kaydı hayatı yazılır ve devreye sokulur.. ne yazdığını bilirsen ,ne okuyacağını da bilirsin… o halde kalemini
doğru kullan ve güzel şeyler yaz!!
tüm
insiyasyon irşadı bu sekineye ermek içindir..sekinah kabala da en son sefirot
yani küre imiş..bizde ise nefsi safiye oluyor..yani o latif içiçe üçgen yıldız SIRRI ALİ de denen MERHABA-MERKABAH-MALAKAH
–YAŞAM ÇİÇEĞİNİ çıkartmak ve KALEM
OLUP KENDİNDEN KENDİ LEVHANA KENDİNİ YAZMAK..risalet makamı gibide belki
düşünebiliriz..
iki sütun arasındaki üçgen kapıdan BAKLAVA dan girdik ve suretler aynasına bir suret aldık ve peçesiz İsis bize yüzünü verdi.. AYNADAN ALİYİ GÖRDÜK!! muradımıza erdik mi sizce ?!! SEVDİİĞİİMM?!! Ağlamayayım değil mi? lütfen Sende ağlama!!
iki sütun arasındaki üçgen kapıdan BAKLAVA dan girdik ve suretler aynasına bir suret aldık ve peçesiz İsis bize yüzünü verdi.. AYNADAN ALİYİ GÖRDÜK!! muradımıza erdik mi sizce ?!! SEVDİİĞİİMM?!! Ağlamayayım değil mi? lütfen Sende ağlama!!
melek
mülk-mülkiyet anlamından gelir.. varlığın olabilmesi için evvela;
LATİF ALEMDE, ATOM ALTI EŞYA TASARIM HAYALHANESİ yani ama bulutu olan la tahayyün
de TEFEKKÜRE GİRİŞİP ,misal alemindeki AKIL MELEKELERİNİ DEVREYE SOKMAK
LAZIMDIR..
halvet dairesi olan boşluktan çıkan melek kanatları olan KUŞ TÜYÜ İLMİ sembollerde ADALET-İ HİKMETTİR.. kimin avucuna gökten bir kuş tüyü düştü ,ona her şey verildi anlamı var hani?!!! işte kuş nasıl ki ruhun sembolü ise, kanat tüyü teleklerde KALEM yani ESMALAR-İLİMLER –vahy ve AKILLARDIR.. melekler kanatlı oldukları gibi her surete girebilen latif varlıklardır...
ve akıllar; aynı bir deniz dolusu minik balığın içine, dev bir köpek balığı -balina atılmışcasına mecburiyetten-CEBRAİL misali,sıkıştırılıp zorlanma CELAL ile yeni akılları üretirler ..isteseler de, istemeseler de SECDE EDİP yeni Adem eşyası için birleşip KULLUK EDERLER.. çünkü EMİR ALEMİ OLAN RUH; emr aldığı""KUN -OL "" EMRİNİ ,ALDIĞI EMİR SURETİ ÜSTÜNE ANDA YARATIR... FEYEKÜN OLUR.. melekler emir kulu kuvvetleri olup, sahiplerinden aldıkları emirleri kesinkes ,aldıkları surette şiddetli uygulayıcılardır..
halvet dairesi olan boşluktan çıkan melek kanatları olan KUŞ TÜYÜ İLMİ sembollerde ADALET-İ HİKMETTİR.. kimin avucuna gökten bir kuş tüyü düştü ,ona her şey verildi anlamı var hani?!!! işte kuş nasıl ki ruhun sembolü ise, kanat tüyü teleklerde KALEM yani ESMALAR-İLİMLER –vahy ve AKILLARDIR.. melekler kanatlı oldukları gibi her surete girebilen latif varlıklardır...
ve akıllar; aynı bir deniz dolusu minik balığın içine, dev bir köpek balığı -balina atılmışcasına mecburiyetten-CEBRAİL misali,sıkıştırılıp zorlanma CELAL ile yeni akılları üretirler ..isteseler de, istemeseler de SECDE EDİP yeni Adem eşyası için birleşip KULLUK EDERLER.. çünkü EMİR ALEMİ OLAN RUH; emr aldığı""KUN -OL "" EMRİNİ ,ALDIĞI EMİR SURETİ ÜSTÜNE ANDA YARATIR... FEYEKÜN OLUR.. melekler emir kulu kuvvetleri olup, sahiplerinden aldıkları emirleri kesinkes ,aldıkları surette şiddetli uygulayıcılardır..
MELEKLERE İMAN ,ALLAH A İMANDAN hemen sonra gelir AMENTÜ YASASINDA ..çünkü herkes meleklere cami bir yapıdır.. insanın bir mülk olup, bu derece mülkiyete-eşyaya-putlara ve kendisini meydana getiren MELEKLERE - CİNLERE sahip olmaya tapması ve bu mülkiyet için YERYÜZÜNDE KAN DÖKÜCÜ OLMASI da işte bu yüzdendir...
ve meleklere- cinlere sahip olan Süleyman
adlı sen ,RAHMAN IN SURETİ KALIBI olarak, mühür sendeyse, onları dilediğin gibi
kullanabilir, her bir esma elbisesi hullesini her hal ve durumda giyip
çıkartabilirsin .. ki, buna HALLER DENİR..HALLER- ELBİSELER GELİP GEÇİCİDİR.. hepimiz
çok yüzlü-çok vecihli-çok anlamlı ve çok suretli kat kat libaslar esmalar
giyeriz.. ÇÜNKÜ ÇOK KABİLİYETLİLER ÇOK MELEKİ YÜZLÜ- ÇOK VECHELİLERDİR..
kabiliyetine göre sayısız hayatı bir ömür süresinde zevk ederler..
hakikat çıplaktır ve elbisesizdir.. asıl çıplaklık tüm bu esma ve suretleri elbiseleri yaratan bir ilk vardır ve her şey O’ndan gelip O’na dönecektir anlamındadır...sen de, bende, herkesler de o isim ve suret elbiselerinden başka bir şey değiliz.. giyildiğin gibi-işin bitince bir daha giyilmemek üzere vaktin bitince çıkartılırsın. çünkü O, bir giydiğini bir daha giymez...bir okuduğu kitabı bir daha okumaz.. bir seyr ettiğini bir daha seyr etmez-yazmaz.. en güzellerin bile modası geçer..
CAMİ ; her insan da var olan 4 ana büyük melek ve kişideki görevleri kısaca şöyle yazılmış..
CEB RA İL..aklı selim..EL EMİN..yerle gök arasında duran ve daire olan kainatın içinden geçen GABRİEL FARAVAHAR-AHURA MAZDA -MARDUK adlı MELEK..akıl ve ilimdir..
AZ RA İL ..en güzel demek olan ölüm meleğidir..
Mİ KA İL…tabiat kanunları ve rızıktan sorumlu melektir..
İS RA FİL..tüm meleklerin hocası ve peygamberi kabul edilir..SUR BORUSU SAHİBİDİR..
KIŞ, İLKBAHAR ,YAZ ,SONBAHAR adlı tabiat ANA –dişilikte ;4 ANA MELEK ve 4 ANA YÖN ve 4 ANA RENK ve MADDENİN 4 HALİNDE -4 RENKTE ÖLMEK ERGİMESİ İLE OLUR...insan ilk nokta daireyi 4 e bölerek zaman saatine başlar… bu 4 mevsim insanın DOĞUMU, ÇOCUKLUĞU, GENÇLİĞİ VE YAŞLILIKLA ÖLÜMÜDÜR.. her şey bu zamanlar içinde ara zamanlara bölünür..
aynı bir dairenin ortadaki merkez noktasından 4 paydaya bölünmesi misali ,RUH’un 4 UNSUR eşini temsil eder.. bu 4 oda kendi içinde bir daha bölünür..ve 12 saat dilimine ,24 saat dilimine,360 derecelik,360 hücrelik açı-oda-ev dilimli Zodyak-zaman ilmine yani burçlar ilmine dek gider.. aslında bu geometriler bize ilahi NUR –MERKABA NIN NASIL GEOMETRİDEN –kar taneleri misali geometrik yazılım evleri çıkartacağını anlatmak içindir.. suyun damlalarının geometrisi vardır.. ve hiç biri aynı melekler gibi bir diğerine tam benzemez.. bizim gibi yani..
bizler
hakiki astroloji ,yıldız melek evlerini bilebilseydik, onların suretlerini ve
bu suretlerin hayvani karakterleri olarak bizde aldığı HUY-MEŞREBLERİMİZİDE
KOLAYCA BİLİRDİK.. kadimler, Allahtan ki; her birini mitlerle hikaye yapmış ve
her sütuna –duvara –eşyaya- heykel ve kabartma olarak nakşedip,
izlerini-ipuçlarını yol çocuklarına birer ayet-birer iz olarak bırakmışlardır…
Allah, Adem mülkünü, dileyerek ve istemeden aldıkları emre memur olan MELEK
yani KUVVETLERİN SECDESİ-emre itaati ile yarattı.. işte
tüm mitolojilerdeki ilahlar-ilaheler-tanrılar panteonu bu isimlere-meleklere ve
cinlere birer suret vermek ve isim meslek anlamlarına da birer hikaye
yazarak-aileler kurarak, KENDİNİ BİLİP TANIMAK DERS METODLARI OLARAK BUGÜNE GELDİ..islam putları kırdı.. zaten hz Musa,hz
İsa ve hz Muhammed devrinde artık yeni mitolojik panteonlar yazılmamıştır ki ,buna da dikkat
etmek lazım..
insanlık SABİ ÇOCUKLUKTAN –ANU-ANABABA’ya MELEKLERE TAPMAKTAN ,TEK TANRI
İNANCINA ERGİRKEN ,o sabi çocuk puttalarını
kırsalar da, bu defa putlar suret değiştirmiş ve başka isimlerin görünmez
kuvvetleri olarak hala kendilerine taptırtmaktadırlar :) ..belki de maksat
herkesin kendi putlarını inşa edip kırması ve olayı BEN YAPMADIM O YAPTI
zevkine ermesi içindir, bilemiyorum Sevdiğim, ya Sen ?!!
SENDE KENDİ ESMA MELEKELERİNE BAKARAK; isimleri yani eşya ve şeyleri anlayabilir, artık kendisine isim verilen "Adem" sen olmaya niyet edebilirsin.. esma verilmesine YÜKLEME-KABZ -PRESLEME denir..aynı pc lere bir program indirilmesi gibi düşünün..herkese değişse de, az çok aynıdır.ağır bir şeydir..kişi bir süre hastalanıp , anlaşılamayabilinir.. mürşidler zaten bunun içindir… bu esma yükleme preslenmesi bitince, bu defa BAST başlar… o manalara sende açılmaya, aniden o konudaki şeyleri bilip anlamaya başlayabilir, hiç bilmediğin şeyleri icad edip kabiliyet-yeni melekeler sahibi olabilirsin..bu vergidir. çalışırsan meleki mülkün hz İdris misali makam-kalıcı olur..tabi İdrisliği & İblislik gibi anlayıp kullanmak ta işte burada başlayabilir, dikkat etmek lazım.. hangi kutuptan yanasın?!!
mesela Mısır da BES adlı bir tanrı vardır.. BES İNSİYENİN BAŞI ÜZERİNDE DURAN çirkin bir CÜCEDİR.O DOĞUMU SİMGELER.. Zeus’un başından-aklından doğan adalet tanrıçası Athena var ya ?hah!! işte o aslında Hathor un suyunun suyudur…J.. BES (t) bize BAS (t) etmek olarak gelmiştir..İstanbul arkeolojinin ana girişinde dev heykeli olan da odur.. eskilerden evliler, hamileler ve doğum mabedleri bu BAS –BES e adanırmış.. göğsünde olan aslan heykeli, aynı zamanda onun piramitin önünde yatan 4 meleğin birleşimi olan aslan sfenksin de o olduğunu anlatır.. yani RA nın gözünden bakan CELAL VE CEMAL ESMASI olan NAZARı –NURu (evin hanımı kedi kız basted) ..
dolayısı ile iş bu ilimleri anladıysan şimdi şu seviyeyi de anla lütfen :bu esma panteonuna sahip, yerkürede bir nokta merkez işgal eden sen ,RAHMAN IN SURETİ ADEM olan sen, sana secde etmiş bu isimleri-MELEKLERİ-YILDIZLARI-GEZEGENLERİ -BURÇ EVLERİNİ tanı ve onların hakkını ver..onları doğru kullanıp kullanmadığına bak lütfen..Allah’ın sana emanet verdiği kanunlarını –yasalarını doğru mu kullanıyorsun –yoksa Allah’a Allahlık mı taslıyor ,O na zulm mü ediyorsun? Kendini tanı,kendini bil! Bundan sonra Allah’ın mülküne tecavüz edip ,onları kötüye kullanma!! Haddini-sınırını bil!!
HZ MUHAMMED ALEYHİSSELAM KIZIL YAKUT
KABUL EDİLİR..kalem de kızıl yakuttandır.. levha ise yeşil
zümrüt…mesela kabe karedir ve içinde 3
tam sütun vardır yani üçgen.. ama bir KUYU vardır ve birde kırık sütun..KUYU
içinde yeşil yazılı levha vardır... aynı Herkül heykeli altındaki zümrüt tablet
gibi.. o evin hanımın gözündeki CEMAL NUR RENGİ YEŞİL LEVHA GİBİ.. ve bizlerin
zümrüt çip levha-levhlerimiz gibi..bizim her birimizin göğsünde ,KUyumuzda bir
ZÜMRÜT YEŞİLİ RUH KUŞU-ANKA LEVHAMIZ VARDIR... maksat aynı 30 kuş-simurg gibi; KENDİMİZİN
NURDAN HEYKEL SÜTUNUNU BULUP-o heykelin kaidesindeki KENDİ KİTABEMİZİ BULUP
OKUMAKTIR …insan kendi zamanından sorumludur.
bir hatıra…10.masal bitmişti ve yazdıklarımı hem hiç hak etmediğim, hem de ne yazdığımı sezdiğim ama anlayıp anlatamadığım için çok korkup ,çok ağladığımdan “bir daha asla yazmayacağım” dediğim gece Sen geldin.. Ağzımdan çıkan her sözle imtihan oluyorum.. Susmayı da öğreneceğim demek ki..
bir hatıra…10.masal bitmişti ve yazdıklarımı hem hiç hak etmediğim, hem de ne yazdığımı sezdiğim ama anlayıp anlatamadığım için çok korkup ,çok ağladığımdan “bir daha asla yazmayacağım” dediğim gece Sen geldin.. Ağzımdan çıkan her sözle imtihan oluyorum.. Susmayı da öğreneceğim demek ki..
“Sor, dedin, sor bana”.. Sessiz ve
harfsiz kelimelerinle…
Olmayan klavyemden olmayan harflerimle
yazdım:
“ne sorayım?
“Nur’u sor” dedin
“Nur nedir..? yazdım
“Nur benim dedin(mart/2008)
Hurşidimden Mürşidime bir tutinin güncesi ..·
neden ALLAH DENİLİNCE DURMUYORDA,MUHAMMED DENİLİNCE DURUYOR anlamını bu ay yine yaşadım Sevdiğim.. beni koruyan ve tüm sanal suretleri yok eden tek şey SALAVAT..o benim tek silahım ve muhafızım oldu ..teşekkür ediyorum..
18 Eylül Pazartesi..Tarihe not düşmek..Ayasophia=kalp-gönül evi makamı- hikmetler evini aynı Kabe ve Safa Merve tepeleri şeklinde düzenlenmiş -insanların Safa Merve tepeleri arasında koşuşarak gidip geldiğini ve namaz kılınıyor gördüm. Sevdiğimde az sayıda genç modern kişiye cuma dersi hutbesi yapıyordu. Ayasophianin o hale getirilmesine çok kızıp ağladığım için ,Sen bana olanları, gerçek Kabe etrafı oranında buranın büyütüleceğini ve bu işi de Kılınç hocanın devlete yaptırttığını söylüyorsun..
ve sonra sevdiğim çok acaip bir şey gördüm...bedenimden kıllar çıkıyordu.kök salıyor misali..onları ellerimle çekip kopartmak isterken onlar ağaç köklerine dönüştü ve dal budak salmaya başladım..çok dehşetliydi..ben neden ağaç olayım ki.ölecek miyim acaba ?..
25 eylül pazartesi rüyası .. bu sabah uyanırken çok canlı bir
sesle sevgili mürşidim bana tevrat okumamı söyledi ve zor, anlamını
hatırlayamadığım başka bir kitap daha .. makamı sarı idi ve sonra ARŞ hakkında bir dua okumam gerektiğini anlattın, ne yazık ki hatırlamıyorum....
Sevdiğim ..uyandım ve söz dinleyen
bir çocuk olarak , Tevrat pdf si okumaya başladım..fakat hala yaratılıştayım..
5 ekim Perşembe .. gece saat 3 civarı: "ANNE !! "diyen bir harfsiz söz..o canlı ve gerçekti Sevdiğim.. uyanırken, geçen seferki anunnaki bakraç kovasını anladım ...mecburen NUT =NUN=NUR ANNE dediğimin, en büyük NUN MELEK olduğunu anladım..
21 ekim cumartesi.. bu gece hz google görsellerde tutankamon mezar odası bir resminde muazzam bir geçiş kapı yıldız dizilimi keşfettim Sevdiğim.. yani ben muhteşem bir astrolojiye giriyorum.. ve rüyamda mısırda bir mezarlıkta keşif yaptım..ama görmediğim iyiler kötüler beni keşfimi takip ediyor..o derece korkutuldum ki,salavat beni korudu..astrologlar bu gece göksel özel bir olay olduğunu söylüyor..bilmiyorum..Sevdiğimm...yeni sene başında mısır a gidiyorum..çok ertelendi ve hep yolarım kapandı biliyorsun..bu defa izin ver.. yollarımı aç..hem Sende benle gel ,lütfen!
gördüğün gibi söz dinliyor,ilk madde KARA dan öteye,karakollukçum yüzünden yol bulamayıp , aklın sınırından yine sana sesleniyor, yaratılmışlık hudutları dışında, bana yol açıp- izin vermeyen zihnimin ASFALT AĞLATAN RÜYAsıyla eğlenmeni diliyorum..belki Zülkarneyn misali güneşin battığı o kara balçık çamurunda petrola bulanmış karabataklar gibi olacağım için,Senin beni tertemiz yürütmeni bekliyorum ..
DOSTTAN HABİB'E & HABİBDEN DOST'A
nur cihan
25 ekim 2017
nuralem7@hotmail.com