yukarısı ve aşağısı =almaverme dengesi ayetteki o yapılan sözleşme ve karşılıklı alışveriş hızır ın deldiği gemi, hızır ın öldürdüğü çocuk hızırın ördüğü duvar hızır musa nın yoldaşı olunca .... ** insanın karmankarışık karması tekrar eden döngüler ve tekamül yasasını hala öğrenemeyen insan ve insanın işlediği insanlık suçları insan ahsen-i takvimdir aynı zamanda ve zaman dairedir ve zaman burçlar -kader tabletleri daireseldir.. insan döner dolaşır aynı kaderi ve İSİMLERİ KAPI ÜZERLERİNE VE BEDENLERİNE İŞARETLER-DAMGALAR.. KURBAN SEÇTİKLERİNİ MÜHÜRLER... VE YOL DAİREDİR SEMA EDER sema ederek boyut kapılarını oluşturur ve aynı anda dönerek kapıdan da geçerler KURB AN LAR KABUL OLUNCA BULUTLAR KARARIR VE KANA DOYUNCA YUKARISI VE YER BULUTLAR AĞIRLAŞIR GÖK AĞLAR ŞİMŞEKLER ÇAKAR
YAĞMUR YAĞAR BİZ ONA RAHMET YAĞDI deriz.. VE YER ,göğün ona ektiklerini yeni zamanın çocukları olarak yeni oyunun kukla piyonları olarak doğurur da doğurur ve gök baba, işaretlediği bu kurbanlıklarını vakti gelince yine hasat eder nur cihan 23 ekim 2023
İSRAİL adının HZ YAKUB'A ,""TANRI İLE GÜREŞİP, TANRIYI YENEN"" ANLAMINDA VERİLDİĞİNİ DUYMUŞ MUYDUNUZ ? pekki tevratta ki o hikayeyi biliyor musunuz ?..hz ishak ,aslında yakubun ,"ikizi ESAV a yanii önden doğan oğluna peygamberliği verecekken" ,yakup un annesinin yaptığı bir hile sayesinde oğlu yakub a bu emaneti devrettiğini de anlatır ve yahudiler o yüzden yakub nebiyi sevmez ve ona yalancı derler (* çünkü isak as o esnada çok yaşlı ve hasta ve kördür...ne ilginçtir ki yakub nebi TEK BİR İMAN EDİP İNANANI OLMAYAN TEK NEBİ OLARAK KABUL EDİLİR VE HAYATININ BÜYÜK KISMI OĞLU YUSUF A AĞLAYARAK ve sonunda aynı babası isak gibi gibi gözleri kör olarak VE KITLIK İÇİNDE FİLİSTİNDE GEÇER VE ne acaip bir iştir ki ,oğlu yusuf un ay ve güneş ve 11 yıldızın yani anne ve babası ve kardeşlerinin kendisine secde etme rüyası aslında AİLE DİZİMİNDE HZ YAKUB A BU HATIRAYI BELKİDE HATIRLATIR VE HZ YAKUB DA rüyanı babana bile anlatma HÜKMÜNCE ,diğer oğullarına YUSUF U SAKIN AVA GÖTÜRMEYİN ,BELKİ ONU KURT KAPAR der .... .....yani sistem yasası hiç bir kimseyi ,peygamber olsan bile yargılayıp cezalandırmadan asla affetmiyor görüyorsunuz -bunları müslümanlar asla konuşamaz çünkü aşırı cahil ve adaletsiz kalmaları yüzünden ,hakikatler üzerinde bilgisiz ve yüzleşmeye korktukları için başlarına her bela yağmur gibi akarak gelmektedir.. ) ...
ve daha sonra bu hikayede yahudilere göre yakub nebi, bu kendisinin babası tarafından hileyle peygamber seçilmesine itiraz eden; ""cebrail melekle, çadırın dışında dövüşüp onu bile yenmiş" diye de düşünür ve olayı böyle kabul ederler (* yahudiler cebrail meleki sert bulup sevmezler..onlar, mikail meleki yani mısırlı hathor altın buzağısını - inekliğinden dolayı sever ve hala ona gizlice taparlar ) . ..ve böylece yahudiler ,hep tanrı ile dövüşür ve hep tanrıyı hile ile daima yenerler kendi kitaplarında ...tanrı onları hep cezalandırır ama sonra yahudileri affedip, onları saltanata ve servetlere ve övgülere boğar da boğar..onlar tanrının tek sevgilisidir ..tevrat ,bu tanrı -israioğulları kavgaları ve anlaşmaları ve ödülleri vaatleri ile doludur... öyle saplantılı aşıktırlar bu konuda ateistlerle yarışabilirler..
not: ilk hakkı yenen oğul ESAV hz yakub tarafından TANRININ DİNİNİ KORUMAK İÇİN TÜRKİYE-ANADOLUYA GÖNDERİLİR ve esav o çorak ve ıssız yabani yerde yaşamak istemiyorum diyerek çok ağlar..esav , kardeşi yakub u öldürmek için yemin eder ve daha sonraları mecburen babasının rızası adına affeder ..NASIL!! BAKIN ,TÜRKLERİN NEDEN ALLAH'IN DİNİNİ KORUMAK İÇİN SEÇİLMİŞ ALLAH'IN ASKERİ MİLLETİ OLDUĞUNUDA SİZE TEVRATTAN AÇIKLADIM DEĞİL Mİ :=).bunu seneler evvel yine ilk anlayıp kaydedendim ama kimse takmamıştı :)yine takmaz..ve eğer bu doğru ise ,ayetle sabit ki ,ALLAH NURUNU TAMAMLAYACAKTIR VE BEKLENİLİP İNANILDIĞI GİBİ ,KURTULUŞ YİNE TÜRKİYE TÜRKLERİ ELİ İLE OLACAKTIR..
ve özel not: yakub nebi ve isav ikizdir ve önden esav gelir.. o aşırı kıllı yani tüylü olduğundan, o anlamda ona esav derler..ve yakub nebide ,ısavın topuğuna yapışarak peşinden doğduğundan, ona da ""yakup-topuk tutan"" demişler...bu arada hz musa nın da, ısav gibi aşırı sert ve yoğun kıllı-tüylü olduğu kayıtlardan biliniyor... bu doğal çok fazla ve sert kıllı yani haşin yaratılışlı tabiatla özdeşen filistin halkına bakın mesela...
madem ki ben, yeni devrimde sanat felsefesi dersine başladım ,o halde bir tefekkür sanatçısı olarak, insanların ve yeryüzünde yaşam alanlarının tekamülleri devriyesi felsefesinide yapabilmeliyim dedim ..ve işbu sanatsal insanlık göçer felsefeleri yazısını klavyeme aldım ..
yazı ağır çıkabilir ..o yüzden bazı yerlere sevimli gülen yüz eklemeye karar verdim ..benim gibi ...
bilindiği gibi ben, hayallerinden ve atalarının peşinden iz sürüp, senelerdir bu yazıları araştıra araştıra kaydeden ve yol alan biriyim... bir hayalimde ,şimdiki geniş zamanım bana ""tevrat oku"" demişti..ben, neden olduğunu anlamasam da, sanal alemden tevrat pdf sini okumaya başladım..bitirip bitirmediğimi hatırlamıyorum ama çoğunu ,sanırım KRALLAR BAHSİNE DEK okudum herhalde..ve zaten 56 yaşında biri olarak, çocukluğumdan beri bir sürü evliya menkıbesi-peygamberler tarihi -kişisel hatırat bikombinleri -ve mitoloji ve ölüler kitapları vs okuyup araştırdığımdan ,tevratı okurken aynı zamanda kendi filmlerimiz olan KADİM BİLGİLERİ ,YENİDEN TARİHİ MENKIBE KAYITLARI OLARAK seyredebiliyordum..
bu yazıyı yazmak bugün aklıma geldi..mürşidimin bana rüyamda TEVRATI OKU emri ve benim okuduklarımla şimdiki yazacağım tarihi bilgileri böyle kullanacağımı anladım..yani bu dönem için böyle..başka tekamülde daha farklı anlamaya çok açıkım ..işim bu..
işte ben kendiminde bir dönem genetik kökenimin hazar yahudisi olup olmadığımı bile araştırmış biri olarak, bu konuda geçmişi silinmiş -asimile edilmiş delice saplantılı bir travmaya da sahip olabilirim ... mesela filistin kudüs ziyaretimde ,oradakiler sık sık kapılarda bana polonyalımıyım yoksa alman mıyım diye soruyorlardı yanii orada tipik israil siyonisti tipliydim... ..
not:(** dün gece mesela google haritalardan kırım bahçesaray han cami sarayına bakıp inceledim uzun uzun ...sonra atalarımızın tam karşı sahile geliş tarihine dek gelen hain kırım hanlarını wikipediadan okudum ...bu yeri ve bahçesaray cami isimleride rüyamda öğrenmiştim ..bir gün oraya da gideceğim inşallah ve amiin)
ve halkımız genetik kindarlık ve huy-karakteristik kökenleri hakkında henüz bu bilinçte değil .. genel olarak halkımız geçirdiği soykırım ve sıfırlanmış bir hayatın kin ve öfkesini yaşıyor.. ama bunun dahi idrakine vakıf olamayacak kadar cahil bırakılmışlar maalesef..bunun sebebi ise ; abd nin elindeki eğitim öğretim sistemizdir....bizim halkımız, kandırılmış ve yalanlarla dolu bir resmi tarihe sahip..ülkemizde pek çok gerçeği konuşmak halen yasak-tabu biliyorsunuz ..bazı kişiler ve bazı konular hakkında konuşamamak kanunu var ve korunuyorlar..ve biraz konuşsan, her yandan saldırırlar ..o kadar korkuyorlar ki hakikati duymaktan, insan bu seferde onlardan korkuyor ve ""ne saklıyorlar böyle ?ki bu kadar korkuyorlar !!""diye işkilleniyorsunuz .....ve gerçekleri ülkemizde konuşursan hapsedilirsin ...millet konuşabilmek için avrupaya yerleşiyor..ülkemiz gerçek tarihi ile yüzleşecek yüzleşmesine ama bunu umursamayacak kadar dejenere edildiğimizden artık bugün , çok da ıhh ım diyeceğiz belkide....yalana bağımlıyız biz..hakikati sevmeyiz..
evet.. gelelim gündemimiz FİLİSTİN TOPRAKLARI YANİ KADİM KENAN ÜLKESİNİN İLK SAHİPLERİ KİMDİR KONUSUNA..TEVRATTA BU TOPRAKLARIN İLK VE TEK SAHİİBİ OLARAK FİLİSTİNLİLERİ yani KENAN HALKINI TANRI ANAR ..bu bölümü hatırladığım kadarı ile anlatayım siz bulun isterseniz..
hz musa ,halkını mısırdan çıkartmış, sina çöllerinde tutmaktadır ve halk bunalmış ,mısırdaki hayatlarının özlemi ile yanıp tutuşmaktadırlar ve sürekli hz musa ya nefret kusmaktadırlar.. ..ama hz musa çok serttir ve tanrısı da daha serttir..yahudilerse sürekli sözlerinden döndükleri için, tanrı sürekli onları şiddetle cezalandırmaktadır .ve hatta altın buzağı heykeli tapınımından sonra ,sanırım bir iki gün veya tek gün sabaha dek halkının yarısından fazlasını hz musa ve yakınları kılıçtan geçirmiş ve çok azını yalvarışlar neticesinde hayatta bırakmıştır ....12 kabile ,12 su arkına ayrılan 12 yahudi klanı tanrı tarafından asla birbirlerinin suyunu içmemekle de yasalandırılmışlardır..
ve yahudiler MISIRDAKİ GİBİ ;""GÖRÜNEN BİR TANRI TAPINIMINI ÇOK ÖZLEMİŞTİR,ALTIN BUZAĞILARINI ÇOK ÖZLEMİŞLERDİR VE GÖRÜNMEYEN -SOYUT -""O OLAN "BİR TANRIYA TAPINMAYI SEVEMEMİŞLER VE ADINI BİLE SÖYLENMESİNİ HALKINA YASAKLAYAN BİR TANRIDAN NEFRET ETMİŞLERDİR VE DAİMA ONUNLA KAVGA ETMEYE BAŞLAMIŞLARDIR""..işte hz musa bu inatçı ve kindar halk ile tanrısı arasında kalmış ve çok yorulmuştur..aslında bu kadar sert ve haşin ve kindar halkın, aynı tevratın tanrısının tarif ettiği kenanlı-filistililerin ta kendisi de olduğu anlaşılıyor benim açımdan... yani yazarken öyle geldi ..
işte hz musa bu kavmi tam 40 sene sina çölünde yani kudüsün yanıbaşında tutmuş ama asla o halkı vaad edilmiş topraklar şurasıdır veya burasıdır deyip bir yere götürmemiş ,hatta kendisi de bilmediğini söylemiştir..zaten ölmeden halkından usanmış ve halkına beddua etmiş ve tanrıdan onlarla kendisini ayırmasını dilemiş olduğuda kayıtlıdır..bu zor hayat türklerde TÖRE denen TORAH-ŞERİAT YASASININ TEMELLENMESİNİ DOĞURMUŞTUR..YANİ BİR HALK TANRILARI TARAFINDAN ÇÖLÜN İÇİNDE 40 SENE ÇİLEYE SOKULMUŞTUR..öyle ki bu ibadet etmeyi red eden halkın secdeye varması için, üzerlerine bir bulut gelip ,alınlarını secdeye yapıştırıp kaldırmalarına izin vermeden saatlerce öyle secde de bekletmekte ve halkı tanrıdan kin duyamaya kışkırtmaktadır..mesela bugün süryani hristiyanları secde ederken, yahudiler secde az eder ve daha çok ağlayarak sallanma ibadetini yapar ve sallanarak ağlamayı çok severler..allahda nedense yahudilerin sallanarak yana yakıla ağlaması ibadetini severek kendine seçmiştir..yahudilerin kendi tanrılarının böyle sevmesi onların sorunu ...bizim değil..
işte hz musa ya tanrı bir defasında sina çölünde iken dağın arkasındaki toprakları anlatır..ORADAKİ HALKA KENAN halkı yanii FİLİSTİNLİLER DENDİĞİNİ VE ÇOK SERT TABİATA SAHİP OLDUKLARINI VE ONLARDAN UZAK DURMALARINI SÖYLER ..ama israiloğulları işte dinler mi ?..kan çekiyor ve illa tanrı inatlaşacaklar ve tanrıyı yenecekler..tanrıyı yenmek içinde vaad edilmiş toprakların ilk adımı olarakta orayı işgal edeceklerdi..ama artık hz musa yoktu ve halkı gidip hz musanın bir yeğeni olan yahuda adında birine biat etti ve bir kaç yy sonra da artık onlar museviler değil yahudiler olarak isim aldılar yani.... yahudiler hz musa ile bağlarını tamamen koparttılar ama hz musanın tanrısı ve onlar birbirlerinin yakasını asla bırakmadılar...tanrı ile yahudilerin dövüşü ve yenişememe durumu hep devam ediyor..bu onların tanrıları ile sevişme şekli aslında..
ve bunun devamını tevrattan hatırladıklarımdan HZ DAVUD VE HZ SÜLEYMANDAN ANLADIKLARIMI YAZAYIM..HZ DAVUD BİR HİTİT VE HZ SÜLEYMAN DA BİR HİTİTLİ KADINDAN DOĞUYOR..ZATEN HZ DAVUD BİR DEMİR USTASI VE HZ SÜLEYMAN DA KUYUMCU YANİ ODA MADEN İŞİ YAPIYOR..bu iş tarihte daima SABİLERİN OLMUŞ.. SABİLER ASLINDA FİLİSTİNİN BELKİDE İLK HALKIDIR ..ben """sabiliği, adem peygamberden hz ibrahime dek olan zaman için alıyorum """ve sabileri araştırırken, onları yalan tarihte yahudi olarak kaydedildiğini ve yahudilerin zulmü ve işkencesi yüzünden FİLİSTİN ADLI TOPRAKLARINDAN KOĞULARAK SÜRÜLDÜKLERİNİ VE MEZOPOTAMYA SURİYE-IRAK-TÜRKİYEYE GELDİKLERİNİ VEYA BAŞA SARDIKLARINI ÖĞRENDİM...yahudilik sabilik akabinde ortaya çıktığından ,aynı budizm-hinduizm,manizm vs diğer kadim dinler gibi sabilik kökenlidirler ..
ve tevratta yahudilere FİLİSTİNLİ KADINLARLA EVLENME YASAĞI GETİRİR TANRILARI o kadınları terbiyesiz ve kaba bulur ve urfa harran şuayb şehrinden gidip safkan yahudi kadını almalarını emreder..bugünde bizim güneydoğumuzda bildiğimiz gibi, genel olarak yahudi-hristiyan ve değişik etnik dinlere sahip yerel ahali ile birlikte çok az da islam halkları birlikte ama gizli yaşamaya devam ederler ve genelide seçimlerden de bildiğiniz gibi "" abd ile israilin gelip ülkelerini yeniden almasını hevesle beklerler ve dua eder ve onlarla işbirliği içinde yaşarlar""...
başkaa...tevrattan hatırladıklarım.. tapınak ve tabut yani sandık hakkında.. tabii ki ben bu sembolleri maddeden çok mana olarak KENDİ BEDENİ TAPINAK VE İÇİNDE MİHRAB OLAN SANDUKAYA DÖNMÜŞ İNSAN-I KAMİL OLARAK ELE ALABİLİRİM..bir yahudi idrakinde değilim... çünkü geçmişte yahudiliklerimizden sonra hristiyan olmuşuz ve sonra da islamla tekamülün zirvesine. vurmuşuz ..neden hala yahudi bilincinde takılı kalayım ki..
haa..birde ,benimde rehberi hamim olan HANİF hz ibrahim var... hz ibrahim , göçer ve büyük hayvan sürüleri sahibi imiş..ve hanımı sare valide vefat edince ki, o esnada filistin topraklarında konaklamışlardı ..ve hz ibrahim filistini çok seviyor , halkı ile iyi geçinebilmek içinde kızlarını gelin olarak çocuklarına alıyor (* mecburen alıyor ..çünkü filistinli kadınlar çok serbest ve özgürler ve israilli erkeklerin aklını başından alıyorlar .tecavüz ve kaçırmalar oluyor..mecburen evlenmek zorunda kalıyorlar genelde )..ve hz ibrahim ,ölen karısı sare için oradaki bir mağarayı kabir olarak filistinli kenan kabilesinden parası ile istiyor ...ve denir ki ,tarihteki en eski kayıtlı satış ve mührü bu peygamberler türbesi olarak kullanılan mağara içindir..filistinliler hz ibrahimin bilgeliğinden ve cömertliklerinden ve asaletinden ve akrabalığından çok faydalanıp çok sevdiklerinden, ona toprağı hediye vermek istiyorlar ama hz ibrahim az da olsa parasını ödüyor ve mağarayı alıyor..ve kabre yakın yaşamak için filistinli halktan sürüleri ve kendisi içinde toprak istiyor ve alıyor ama filistinliler ibrahimin çocuklarına toprak asla vermiyorlar ve çocukları sürülerle uzaklara yayılmak zorunda kalıyorlar...ayrıca da sık sık ibrahimin çocukları ile filistinliler arasında hem toprak sınırını ihlalden, hemde kadın kız davasından savaşlar -çatışmalar çıkıyor ve bunlarda tevratta okuduklarımdan ....
o devirde hz ibrahime toprağını satmayan halkın geneli, bugün yine torağını satmaz (* bugün yahudilerin o evleri nasıl hile ve zorba bir şiddetle satın aldıklarını zaten biliyoruz )ve filistinliler bilinçli şekilde bugünkü gibi toprakları için daima ölmeyi seçer... ve seçiyor..
VE ANLAYACAĞINIZ GİBİ TAAA HZ İBRAHİM DEVRİNDE DAHİ O TOPRAKLARDA SADECE FİLİSTİNLİLER YAŞIYOR ..VE HZ İBRAHİM DE ORAYA GÖÇLE GELİP ,İLK ONLARDAN AİLESİ İÇİN BİR MAĞARA MEZARLIK SATIN ALIYOR .. VE BU TEVRATTA KAYITLI.. ..hz ibrahim de vefat edince, bu yere gömülüyor ve diğer çocuk ve torun peygamberlerde burada yaşamaya devam ediyor(*türbe nerede ise ikemetgah oraya konur biz türklerin kadim toprak işgal yöntemidir biliyorsunuz değil mi ve hala bu yöntemimizi tika allah razı olsun tüm dünyaad ülkemiz adına sürüdürüyor ... ) .. şimdi bu türbe şehrine ""EL HALİL"" deniyor ve hala filistinlilerin elinde ama yahudiler bir defa oraya işgal ve katliam yaparak yarısını kendilerine aldılar ve askeri ordu ve tel örgülerle çevrili ..EL HALİL şehri kamp- hapis hayatı ile de filistinlileri hala inim inim inlemektedirler..
filistin halkı da aynen aynı genlere sahip oldukları bizim ermeni yahudi kürt halklarımız gibi; "kendilerini derin devletlerin örtülü ödenekli -değişik isimli -halkın kurtuluşu örgütleri va denen terörist ellerinde "yüzlerce senelerdir cehaletin ve fakirliğin karanlığını yaşarken ,bir yandan da giderek atıllaştırılıyorlar..gelen yardım vs paraları da bu örgütlerin ele başlarının ailelerinin yurt dışındaki korunmuş safalı lüx hayatlarına gidiyor...
yanii kısaca bu iki halk hem kardeştir, hemde eş ve ölesiye birbirlerinden nefret edip ayrılamamaları da habil kabil davasındandır..filistin topraklarındaki orjinal sami-kenan yahudi halkı gariban ve bizim fatih çarşamba halkı şeriatı ile eşdeştir.. zaten istanbul çarşambaya gidin ,kırmızı rum okulu ve patrikhane ve yahudi balatı gezin ;""aha !!dersiniz, burası türkiyedeki KUDÜS aynı"" ....ve filistinli kenanlarsa, bizim kendilerine ermeni-yahudi -kürdi diyen halkımızla huy ve kindarlıkta ve kendilerini abd-israil e kullandırtıp ilkel kalmada eşdir..zaten genetik yapılarına bakın ermenistan azerisi-rum-gürcü vs o ırksal kişilerin kemik yapıları kıl tüy aynı halktır.... orada egemen olan ve bu savaşı bu hale getiren israil siyonizmi denen kimliklerse rusyanın BU İSRAİL DEVLETİNİN KURULUŞU İÇİN MAŞASI OLAN HİTLER İN kullanılarak ortaya çıkartılan ,""hazar denizi türk yahudileri siyasetidir"""..ve bu adamların dini dinsizliktir..masondurlar ve masonların peygamberi ve tanrısı da HİRAM ABİF USTADIR VE KENDİSİDE BİR FİLİSTİNLİDİR..TANRILARI EL DİR..
ve hakiki yahudiler babil -kalde imp olan nebulkadnezar tarafından yok edilmiş ,kalanlar anadoluya ve iran ve hindistana götürülüp bizim gibi asimile edilmişlerdir ..sonra yine bir hazekiEL adlı peygamberin rüya tabiri devriyesi ile yusuf nebi yerine bu defa yeni bir aynı soydan nebi hezekiEL ve danyal nebi sayesinde özgürlüklerini ele alıp ,"""urartu-hittililerle-babil imp yönetimi ile tekrar gelip ""yeniden tapınakı yapmaya başlamışlardır ...yani bir rüya nelere kadir görün ve anlayın ....velhasılı kelam , hz süleymanın dahi bitiremediği tapınakı ,ne babilliler yeniden bitirebilecektir ki ,onların tapınağı bitmeden budefa da dünyanın yeni güç erki olan romalı titus yerle bir edip yıkmıştır.. bugün abd siyonizmi altın şamdanı kudüs e dikselerde, şimdikilerde asla o tapınakın bir tuğlasını dahi öremiyeceklerdir ...o devir kapanmıştır..tapınak filan yok ,dağılın yanii...
o yüzden tarih bilmek şarttır..KİMİN ELİ KİMİN CEBİNDE BİLECEKSİN..dinliyi dinsizi bileceksin..seni dinle kandırır ve tanrı ile uyuturlar.. ama onların ne dini senin dinindendir ,ne de tanrıları senin tanrındandır..
senin;""* ülke liderleri yetiştirip satın alan ve ülke orduları kurup yetiştiren ve derin devlet ve örtülü ödeneklerle terör örgütleri kurup halka nifak sokabildiğin ve halkın dinindenmiş gibi gözüken ve halkları sürekli iç savaş içinde yaşatabileceğin ve insanları-makamları-rütbeleri-yasaları yapıp satın alabildiğin aile şirket kurumların-ülkelerin -okulların ve kariyer veren ve makam sağlayan şirket-i para dinin var mı ? """..yok!!..yani METAVERSE -MAL-BOĞA-ÖKÜZ-İNEK bugün hala onlar ...
o halde sen ve ben, kendi bildiğimiz allahımıza ve peygamberimize ve kitabımıza iman ederek, helal ve haramı yapabildiğimiz kadar gözetip, aklımızı kullanarak sıradan ve basit yaşamaya devam etmeliyiz..FİLLER TEPİŞİR,ÇİMENLER EZİLİR YASASI...
KANDIRILMAMAMIZ İÇİN, TARİHİMİZİ VE TARİH TEKERRÜRDEN İBARETTİRİ VE BU SENE DEVRİ DAİM DÖNGÜSÜNÜN NERESİNDEYİZ TARİHİ HESAPLARI VE TARİH KAYITLARINI ÇOK İYİ BİLMELİYİZ ..ahsen ül takvim insan anlamına ergimeliyiz ki, zaman biz olalım.."zaman sana uymuyorsa, sen zamana uy "demiş hz ali değil mi?..ya eb ul vakt olacaksın ya da ibn ülvakt yanii..
hamiş:: SEVDİĞİME.. rüyamda" tevrat oku " demiştin ve bende okumuştum..neden okuduğumu ve ne işe yaradığını şimdi bu yazıyı kaydettikten sonra anladım..hem kendi adıma ,hemde genel cahil bırakılmış müslümanlar adına bu bilgileri tevrattan öğrendiğimiz için teşekkür ederim.. düşmanını düşmanın silahı olan palavlaları ile vurman için İKRA-OKU !! ne okuyayım..İKRA KİTABEKE -KENDİ KİTABINI OKU ..ben müslümanım ,kuranı OKURUM ... ama hristiyanı öğrenmek için incilleri OKURUM ....yahudiler için tevratı OKURUM ....hindu için avestaları OKURUM .... budistler için sutraları OKURUM.. ve KENDİ KİTAPLARI İLE ONLARI YENMELİYİM ..ne der hz kur an ,SENİN DİNİN SANA ,ONLARIN DİNİ ONLARA ..yaşasın kur an laikliği...
hala seviyor ....ve hala aynı ...
nur cihan
nuralem7@hotmail.com
https://www.facebook.com/nur.cihan.963
1 mayıs tefekkür sanatı işçi bayramımı kutlamak için kendimi SİMYA İLE TERFİ ETTİRMEYE KARAR VERDİM..yung un kırmızı kitabı beynimi ve bedenimi haşat edip çok yorduğundan ,üzerimden tank geçmiş gibiydi ve hiç bir şey düşünemeden 4 gün geçirdim şükür..korkunçtu...ama eskiden her zaman reddettiğim sahaya yeniden gelip topladığımdan bu defa bilinçli bir yüzleşme yapmak istiyorum..
bugün 2 genç misafirim ve 2 de bebeleri vardı ..biri ,bir astrologun kendisine türkçeye çevirmesi için verdiği osmanlıca bir astroloji kitabı üzerinde çalışıyormuş ki ,bana pdf sini gösterdi..aa bildiğimiz meşhur resimler ..olağanüstü resimler ve her şeyin neden ve ne zaman neyle birleşince olduğunu anlatan hakiki bir simya astroloji kitabı.. meğer, zaten bizde 100 sene evveline dek herkese açık ve varmış ....UNUTTURULMUŞUZ ..ve hala tüm bu bilgileri onların o kitaptan çevirilerileri ile YABANCILARDAN ALIYORMUŞUZ ..
.pekiii böyle muhteşem bir eser bunca sene neden türkçeye çevrilmemiş, ne tuhaf değil mi?..ve çeviriyi veren kişi, çeviren işini daha iyi yapsın diye, ona astroloji eğitimide veriyormuş...yani yanında emek işçisi olarak çalıştırdığı elemanına hem yevmiyesini veriyor, hemde onu simya ederek tekamülünde çok yükseklere çıkabilmesi için değiştirip dönüştürüyordu ...ne mutlu ona..bence gerçek simyacı bir patron ve kamil kişi o..işinin ehli..
ve bugün o kişiden ilk defa öğrendiğim bir bilgiyi kaydetmek istiyorum..mesela bir rüya gördünüz ve rüyayı hatırlayamıyorsunuz...O AN IN ASTROLOJİ HARİTASINI ÇIKARIR VE BAKARSANIZ RÜYANIZI ÖĞRENEBİLİR MİŞSİNİZ..bana bu ilginç geldi..çünkü tarot kartları ,çindeki kehanet çubukları vs vs ..
sevilen herhangi bir kitaptan tefeül için bir sayfa açmak vs vs ..hatta yine bugün öğrendim ki eskiden onun ailesi toplandığında, aile geleneği olarak MUHAMMEDİYE KİTABINDAN EVDEKİ HERKESE SIRA İLE TEFEÜL AÇILIR VE OKUNURMUŞ..mesela biz bunu genelde mesneviden yaparız..iranlılarsa hafız divanından yaparlar ve herkes aradığı cevabı o metinden alır değil mi?
veya o gün karşımıza çıkan kişilerin ve mekanların ve tabela İsimleri ve numaralar veya bir haberden akan sözler bize bir işaret ve cevap olabilir .. ve bizden istenense, İLAHİ SİSTEMİ OKUMAK VE ARİF OLAN ANLAR SEVİYESİNE YÜKSELMEKTİR..SİSTEMİN CEOSU OLMAK YANİİ..
işte bende son zamanlarda her din ve öğretilerde böyle AN'I OKUMAK İÇİN KULLANILAN HERHANGİ BİR ŞEY VE ANLAMDAN ŞU İDRAKE ERDİM.....
TEVHİD..
yani her şey bir nokta ise ve her şey o noktanın dairesel açılmış ise ve her şey merkezden çıkıp yine merkeze evriliyorsa ve zaman daireselse; o zaman ANLADIM Kİ,DİNLİ DİNSİZ HER AMA HERŞEYE ARİF OLURSAM, İSTENEN MANAYI ELDE EDEBİLİR VE OKUYABİLİR VE HATTA TÜM DÜNYA ""NEDEN HER ŞEYDE HEP AYNI ANLAMA EVRİLİP- başka başka isimlerle hep aynı şeyi anlayıp anlatmaya mahkum oluyor"" gibi bir çözümsüzlüğü çözebilirdim ..
yanii küreviler, konumuz simya..tabii bu ilk kısa videomuz..bu tefekkürü yapmak istediğim esas videoyu izlerken yarım bırakmıştım bir kaç gün evvel .onu bulup izledikten sonra daha derin kimyasal analiz yapmak isterim..eminim pek çok kişi sayfamı terk edip, bana şam şeytanı muamelesi yapacaktır ama ben asla yolumdan dönmem ..anladığım ve sonraki aşamada belki sizlerinde çok azınızın anlayacağınız zülkarneyn liderin, BİZİM İÇİMİZDE VE BİZİMLE BİRLİKTE nasıl tekamül eder simyasına ergiyeceğim nasipse..
aşağıdaki videoyu şimdi izledim ve anlatıcının da yung un kırmızı kitabından sonra simyaya evrildiğini anlatmasını eş zamanlılık buldum..demek yung anlatmak istediğini anlatmış aslında..ve anlatıcı kadim simya metini olan "sağlam kafa sağlam vücutta olur " diyen atatürkünde bu ilimle olan bağını işaret etmiş..
atatürk ve onun devrinde tüm avrupada korkunç bir simya okültizm modası vardı bilirsiniz.. ve anadolu ve istanbulun işgali sırasında da, tüm okültislerin buluşma ve kurumlaşma yeride istanbuldu...atatürk o ezoterik kitapları getirtir ve çevirtir ve okurdu ve mu kıtası sevdası da zaten avrupalı okültis mucular sayesinde böyle başladı .. türklerin kadim şamanik araştırmalarınıda o yaptırttı .. kuranı türkçe meale çevirtti..yani tüm gizli hazineler aynı bugünkü gibi ,o devirde bir kat daha açılıp, halka hepsi verilmişti..her devre sonu ve başı gibi..atatürkün şansı islam tasavvufu ve erenlerinde onunla birlikte ülkenin bekası için ortak işbirliği içinde olup ve tüm bilgi ve yetkilerini ona vermeleri ve TEVHİD ETMELERİ İDİ..MADDE VE MANA BİRLEŞMİŞTİ..ÜLKE VE DİN İÇİN..
ve atatürkte bir GEOMETRİ kitabı alıp çevirmiştir..çünkü hermetik bir kendini bilme okul tapınak kapısı üzerinde BU KAPIDAN GEOMETRİ BİLMEYEN GİREMEZ yazıyormuş.. ve adınıda ölmeden KAMAL ATATÜRK OLARAK değiştirmiştir..yanii bir liderin kendisini ergitme ve tekamül serüvenini ve mührünü tarihe kendisinin vuruşunu yakın tarihte deneyimleyen ülkemiz ,bir yy sonra aynı kimyayı saadeti yeniden ONUN KENDİ ZIT KUTBUYLA YENİDEN deneyimlerken, bunun ne kadar farkındayız bakacağız (* laf aramızda ben gördüğüm hayalden beri başından beri bunu anlamış ve takipte olan ve bilinçli kaydeden biriyim biliyorsunuz )..kimyayı saadet için önce içinde olduğumuz çağ gibi maddede KOKUŞMA-ÇÜRÜME -KİN-NEFRET VS NE KADAR İĞRENÇ BOZULMA ve ÇÖZÜLME VARSA DENEYİMLENİR ve sonra ölmeden evvel ölmek yolculuğunda yanarak ,eğer başarılırsa KÜLLERİNDEN YENİ BİR ANKA KUŞU OLARAK YÜKSELİNİR VE KANAT ÇIRPILIRMIŞ..
KİMYA ,KEM-KHEM ilk madde olan KARANLIK MADDE ANLAMINDA OLUP, -kem gözlere şiş tekerlemesi ile karanlık büyü de demektir.. ve kimya-KEM-KHEM ,KARA TOPRAK ÜLKESİ ANTİK MISIR IN ilk ADIDIR... her simyacı bir şekilde hazinesini aramak ve bulmak için hermes in ülkesine ve piramitlere GEOMETRİ TAHSİLİNE GİDER ve onun öğretisine GİRER..işte bizde, kendimizdeki KAM AL alşimimiz olan KIRMIZI KAMi Yİ ARAYACAĞIZ..bizimanadolu mani aleviliğimizde bu AL KARISI İLE EVLENMEK de demektir..yani simyacı erkekler bir şekilde LİLİTH -leyla da denen AL KARISI İLE EVLENİRLER..ve albastı gibi yemiş vermeye başlarlar ...
kam kadim türklerde mürşidin adıdır..bizde sonra islamla bu KAM lar İL eki alarak TANRISAL olmuş kişilerdir..japonya da ise KAMİ ölenlerin üzerinde çalışarak onların ruhlarını kendine bağlayarak kullanılan TANRILAŞTIRILMIŞ ve adları KAMİ olmuş varlıklardır..mesela KAMİkaze gibi..bizdeki evliyalara rabıta hattı çekip; dua-kurban vs adakla kendimize bağlayıp çalıştırmaya çalıştığımız ama ne haltlar yediğimizi işimize gelmediğinden anlamıyor numarasına yatmamız gibi yanii..bilerek ve güvenle işimizi doğru anlayıp yapmamız idraki için ve amiin
not: ben eskiden simya masalları yapmıştım aslında ÖMER ŞİFAİDEN..O ZAMAN ANLADIĞIMI VE YAZDIĞIMI BUGÜN SİMYA ANLATICILARI YENİ ANLATIYOR..doğru iz üzerinde olduğumu anladığımdan, yine herhalde ömer şifai ve cabir ve aslında bulabilirsem CAFERİ SADIK HZ ne bağlantı kurmak isterim..çünkü ben her zaman İLKELCİ BİR İLKEDEN YANAYIM..tavşanın suyunun suyunu değil, tavşanı isterim..hatta tavşan bile umurumda olmaz..sadece TAVŞANA KAÇ,TAZIYA TUT DİYENİ İSTER VE ONU KABUL EDİP-ONA ÇALIŞIRIM.... zaten bu sende türkiş takvimine göre tavşan senesindeymişiz ..tavşan gibi üreyeceğiz nasipse..
ve SİMYA hakkında aradığım videoyuda buldum...şimdi izlemem bitti ve unutmadan anladıklarımı not düşüyorum..ANTİK KEM (MISIR) ülkesinin büyü-heka ile yönetildiği kayıtlıdır tarihte ...bu ilim BABİL KUYUSUNDAKİ HARUT VE MARUT ADLI İKİ MELEKTEN ÖĞRENİLİP, halk tarafından SADECE KÖTÜLÜK İÇİN KULLANILIYORDU ki , ayetlerlede sabittir...işte hz idris o devirde ,KÖTÜ BÜYÜYE KARŞI İYİ BÜYÜ İLE GELMİŞTİ.. içinde olduğu zamanın ve genel toplumun ilmi ve kendine verilen o konudaki mucizeleri ile peygamberlik yapıyordu diğer nebiler gibi.. ve o ,kurduğu KENDİNİ BİLMEK OKUL VE METODLARI İLE KİŞİSEL ERGİTİLME SİMYASI yani ölmeden evvel ölmeyi insanlara tahsil ettiriyordu ki, halen görevini diri olarak sürdürmektedir ..
ve peygamberimiz SÖZ SİHİRDİR demiştir ve peygamberimizin içinde olduğu kavimde çok güzel ve etkili konuşma sanatı büyüleri ile meşhurdur... ve peygamberimizde onlara KUR AN IN KELİMELERİ İLE yaniii, az kelime ile çok şey anlatma mucizesi ile GELMİŞTİR.. her devrin sihir tekniki farklıdır..bugünkü sihir-düğümlere üfürme teknikimiz bilim ve teknoloji haberleşme sanal ve hologramlık ağıdır ..demek ki bu devrin ilmi sihride buna göre açılacaktır...böylece çekim itim kutupluluk yasası ile işi bağlayacağız..
orta avrupalı simyacılar DEMİRİ ALTINA ÇEVİRMEK İÇİN ÇALIŞARAK, BUGÜNKÜ BİLİM VE TEKNOLOJİ VE OKULLARI OLAN AKADEMİAYI KURMUŞLARDIR..YANİ ,cabirin dediği gibi, "ALLAHIN SEVDİĞİ VE KORUMAYA ALDIKLARI HER ŞEYİ KARIŞITIP BOZARAK ", işe başlamışlardır.. bu kadim simyacılar bugün hala aynı prensiple ; önce her gıdayı bozarak,ayrıştırıyor ve içindekileri çözerek ayrı ayrı paketleyip ,hileli ve DOĞASI BOZULUP DEĞİŞTİRİLMİŞ gıda olarak bize satıyorlar.. ve akabinde de tüm dünyalıları hasta edip,bilinçli şekilde sanayi sistemine köle edebilmek için varlıklara zarar veriyorlar.. sonrada "size TAM TAHIL-TAM BESİN-SAF VE EN ORGANİKİNDEN BİRLEŞTİRDİĞİMİZ bir kürle-yeni geliştirdiğimiz ve zenginleştirdiğimiz ürünlerimizle şifa vereceğiz diyorlar değil mi?..evett.. onlar sürekli altın yumurtlayan bir sağmal inek kültü yaratıyorlar ki, bu biziz.... bugün hepimiz bu simyanın köleleri olarak, üzerimizde daha iyi deney yapsınlar ve bizi daha iyi sömürebilsinler diye onlara gönüllü çalışmaktayız..çocuklarımızda bu simyacılardan biri olabilsin diye tüm hırslarımızla onları bu yarışa büyük bir hevesle hazırlıyoruz ....
demir dağ eritilir..nabulkadnezarın rüyasındaki demir ayakları da yıkılır ..yani KUTBİYET denen manyetizma mıknatıslılık için demir olmazsa olmaz bir elementtir..kanımızdaki canımızdır..demir düşer hayattan kopar bizde düşeriz..demir dağ-demir iskelettir..
başlarda doğudaki simya, batılı aç gözlü insanların anladığı gibi bir anlam taşımıyordu..amaç insanın kendisini tanıması ve kendini çözerek vücudunu parçalaması ve sonra kendini damıtarak buhurlaştırması ve rayiha-koku elde ettikten sonra yeniden irşad-insiyasyonunu bu defa tersine -çıktığı soyut alemden yeniden yağmur olup inerek kendisini yeniden kendi beden toprağından yeşerterek yeni bir BEN BENİM ANLAYIŞI İLE YARATARAK DOĞURMASI İDİ ki ,o devirde bu taşın adı FELSEFE TAŞI değildir.. adı BEN BEN TAŞIDIR..tüm piramitlerin ve dikilitaşların tepesinde bu minik üçgen ben ben taşlarından olup,GÜNEŞ IŞIĞI ALTINDA ALTIN GİBİ PARILDARDI..
yanii BEN den BİZİ çıkartıp tanıyor ve sonra yine BEN e dönebiliyorlardı..
ve birde batılı simyacıların aradıkları KIRMIZI TOPRAK var..hz peygamberimiz ve ordusu bir defa kerbela yakınından geçerken ;o tarafa hüzünle bakar ve durmaz ..ve yanındakilere oradan çuvallarla KERBELANIN O BÖLGESİNDEKİ KIRMIZI TOPRAK ALMALARINI EMREDER ..ve sonra vefat etiğinde ,o kırmızı toprağının kabrinin üzerine dökülmesini vasiyet eder ki, bugün hala o kırmızı toprak orada duruyormuş diye anlatılır..
simya da DEMİR e baktım hz google de..DEMİR,KIRMIZI GEZEGEN MARS IN ELEMENTİ İMİŞ.. ayrıca demir kanla alakalıdır ve kan kırmızıdır..kadim münzeviler, dağların -kayaların içine MEDİTASYONA girip , nefeslerini sanki ölmüşcesine yavaşlatabilir ve bu alemde iken diğer alemi deneyimleyebilirlerdi..kanın akışkanlığını kaybetmesi ve damarlarda demir tozununda kırmızı çözelti halinde gözükmesi ve kan akmadığı içinde KIRMIZI TOPRAK ELDE EDİLMESİ OLABİLİR DİYE BEN ŞİMDİ DÜŞÜNÜYORUM ..yani ben böyle anladım..(* nerden anladım ?..anladım... çünkü ,evvel zamanın bileğinde ellerine giden damarlarının içindeki kanın toz halinde durup, akmayan kanının neden akmadığını hep merak edip, elimle onları damarlarından itip çeker ve seyreder, onun hala nasıl yaşadığına bakardım ) ...
ve kadim doğu masallarında da simyacılar ,insanları ve hayvanları birbirlerine dönüştüren sihirbazların kaydı fazlası ile vardır..ve o masallarda TOPRAKTAN ALTIN ELDE EDEREK, ACAİP ZENGİNLİKLER YAŞAYANLARIN HEPSİ,İŞ BİTİP SİHİRLERİ BOZULDUĞUNDA ,ALTINLARININ DIŞKIYA DÖNÜŞTÜKLERİNİ GÖRÜRLERDİ..yaniii doğunun simya algısı ile batılıların simya algısı arasındaki farkı anlamamız lazım..biri maddeye tapıyor..diğeri maddeyi gübre böceği dışkısı gibi görüp ,MADDİYAT ALEMİ GÜBRE ALEMİDİR deyip, sistemini bunun üzerine kuruyor...bu algıyı anlamamız lazım..
çünkü genlerimizde ne varsa , hatırladıkça bize o açılır..ve bu 1001 gece masalları, halife harun reşit abbasi halifesi devrinde kaydedilmiştir.. ki ,cabir bin hayyanda bu halife için çalışmış..yani o masallarda fazlası ile metafizik simya -ergitilme insiyasyon terkip ve çalışması vardır.. o masalların önemi , İSLAMIN BİLİM VE FELSEFEDE ALTIN ÇAĞININ GETİRDİĞİ AŞIRI REFAH VE LÜXÜN SALATANATININ BİZE KADAR GELEN MUAZZAM MİRASI KAYDI OLMASINDANDIR....yani akıllı biri ,bu bilgilerle o masalları okusa pek çok şeyi çözebilir.. aynı batılılar gibi..ama doğulular kendi masallarına artık çok uzak ve çok yabancılar maalesef..batılılar doğunun masalları ile hep alay ettiler güya, ama hepsini alıp her türlü kullandılar ve filmler kitaplar yapıp yine döndürüp bize bizi sattılar değil mi? eweett..neden ?..çünkü onlarda mana yok.manayı besini senden almak zorunda..o yüzden de onlar kıymet biliyor ...bizde hazine içinde olduğumuzdan anlayamıyor ve kıymet bilemiyoruz..
ve batının matematiğe adını CEBİR OLARAK VERDİĞİ DOĞULU CABİR BİN HAYYAN TÜM batı aleminin ihyasına sebeb olmuş biridir..ve ilk laboratuvar ortamında insan yaratılabileceğini kaydettiği söyleyen kişi olarak kaydedilmiş..ama ben mısır dendara tapınağı altında ki hiyeroglif resimlerinde BUGÜN ELEKTRİKLİ AMPUL İCADI denen şeyin ,orası aynı zamanda bir doğumhane ve hastane ve rasathane olarak hizmet veren bir tapınak olması hasebi ile, cabire atfedilen işin aslında çok daha eski olduğuna inanıyorum..
insanın simyası her an hayatımızda gerçekleşiyor ama biz bu simyalarımızı takip edip, olaya dışarıdan bakmayı beceremediğimiz için, tekamüllerimizi de kaçırıyoruz..bu simya videolarında benim anladığım MADDEYİ OLUŞTURAN 4 ANA UNSURU YANİ 4 ANA TABİATIMIZIN GEZEGENLERİNİ ve " ateş-hava-su topraklarımızı "yanii ,"maden-bitki-hayvan-insanın" veya ""sıcaklık, soğukluk, kuruluk ve nemliliğin""bir insanda DENGEDE ve ""birTEK""liği anında ancak kişisel felsefe taşı yaniii BEN BEN TAŞLARIMIZI yanii KALEM uçlarımıza sahip olacağımızı da çıkartabiliriz..bu 4 ezvacı mutlakımızı aynı anda tevhid edip -aynı anda mutlu edip sağaltmak ancak tek bir şeyle olabilir herhalde..TEVHİD YILDIZI OLAN -AŞK ÇİÇEĞİNN MÜHRÜNÜ VURARAK yanii VUSLATLA..ve dedikleri gibi ,en basit sıradan-herkesin bilip yapageldiği ama ne yapıp ettiğinin idrakine varamadığı bir şeyle değil mi?...demek ki bu şey mutsuzlukta ve acıda değil, aksine yüksek bir hazda ortaya çıkıyor..
müslümanların mısırı fethi ile ,oradaki antik hiyeroglifleri okumaları ve tüm dünyanın KİMYASINI VE SİMYASINI BİR ANDA DEĞİŞTİRİP ÇAĞLAR ATLATMALARININ ÜZERİNDEN, İSLAMIN ALTIN ÇAĞINI BAŞLATIP YAŞAMIŞLARDIR.. ve tüm batılıların doğuya gelip, müslümanlardan bu ilimleri tahsil etmeleri üzerinden 1000 küsur sene geçmiş..ve şimdi sıra batı aleminde..doğudan aldıklarını parçalayıp ,bozup, bölerek bize geri vermek şöyle dursun, hepimizide parçalayıp, bölüp bozup kokuşturdular..yani simya için son aşamayıda geçirdik şükür..şimdi KÜLLERİMİZDEN DOĞMA ve bize ait olanı hatırlayıp, yeniden kullanma zamanındayız inşallah ve amiin..
mesela ülkemizde bugünlerde muhammed YAKUT ,kod adı AHMED turgut diye biri her gün youtube de derin devletimizin dişlilerinden bir dişli tekeri olarak ifşalarda bulunuyor yine yeniden mahpeykerin devamı olarak şükür..bu derin çürümüşlük ve kokuşmuşluk ve kangrenleşmiş kalpazanlık ve birbirlerimizi soyarak kurumları işgal etmek hastalıklarımızla yeniden yüzleşiyoruz..BUNLAR GİTSE BAŞKASI GELSE Kİ,ZATEN geleceklerinde TEK DERTLERİ kurumları işgal ile YİNE AYNILARINI FAZLASI İLE YAPMAK OLDUĞUNDAN her devir gibi burada takılı kalacağız.. belki türklerin doğasına memur olmak ve bir kurumda çalışmak mesleği hiç uygun bir meslek değil..tüm tarihte de böyle olmuş zaten..durunca biz çürüyoruz ve kokuyoruz..ve birbirlerimizide kangrenleştirip kokutup çürütüyoruz...eski osmanlıya gelen batılı hatıra kayıtçılarının hemen hepsinde, türk kurumlarındaki o zamanki memurlarında ,aynı dün ve bugün olduğu gibi nasıl herkesi soyduğu ve hediye diye zorla gasbla her gördükleri malı üstlerine geçirdikleri ve rüşvetsiz asla iş yapmadıkları da yazılıdır..
mesela osmanlıda, aynı bugün bizim batıya ;okuyup yetişsinler, sonrada gelip bizim başımıza casus yönetici- arsız hırsızlarımız kesilsinler diye yolladığımız çocuklarımızın devrinin tam tersi vardı.....o zaman biz güçlü idik ve dışardaki ülkelerin en seçme çocuklarını sadece biz alır ve enderuni devletimizin okullarında en deruni kabiliyetlerine göre bunlar yetiştirilir ve kullanılırdı... ama hep gözetilir ve ardılları sessizce yetiştirilirdi..bunlarda sistem hiç şaşmazdı... belli bir yüksek statüye gelene dek, tüm kabiliyetleri ile muazzam beceriler ve imarlar yaparlar-kahramanlıklar gösterirlerdi..ve padişah onları ödüllendirdikçe de şımarıp azarlar ve kibirlenir ve BEN OLDUM... BEN BEN TAŞI benim ben DER VE PADİŞAHLIKA KALKAR, GİZLİ İŞLER ÇEVİRİRLERDİ..ve bir gün padişah onları gelenek icabı başka bir şehre göreve yollardı... ve ardındanda bostancı başısını yollardı..bostancı başı ,o vezirlerin -o paşaların-o kurumları sömürenlerin kellerini orada sorgusuz alır ve kelleyi çuvala koyar, padişaha götürürdü..gelenek üzere kafa verenlerin üzerlerindeki tüm servet bostancı başının olurken, adamın devlet sayesinde elde ettiği tüm servet ve imarları da yeniden devletin hazinesine artmış şekilde otomatikman geri dönerdi.. yani turuku aliye dahil ,tüm devletler ve derin devletleri elemanları bilselerde bilmeselerde sistem böyle çalışır..
iş bu bilgileri değerlendirip; HATIR GÖNÜL -NAZ NİYAZ-bazı peygamberlerin eşleri ve çocukları hakkında inen ayetleri de akılda tutarak HAMİLİ KART YAKINİMDİR DEMEDEN İŞ BİTİRİLECEK ZAMANA GİRDİK... bu ana ergitmedeki başrolun sahibi ERK KİŞİsi madem ki yeryüzünde yaratıcının gölgesidir... ve halkta onun gölgesidir ...ve dolayısı ile iki gölgeden biridir....o zaman O ERK KİŞİ, 3. GÖLGE OLAN ZÜLARNEYNLİK KILICINI ÇEKMELİ ...ve HAK İLE BATILI AYIRT EDECEK ADALET KILICINI, BU ZAMANIN YALAMA YAPAN TÜM ZARARLI DİŞLİLERİNE VURMALIDIR.. ...ve onları zamandan çıkartmalı ...ve yeni sürümle aşılanmış yeşil fidan çok sağlıklı yepyeni dişlileri ALTIN TEKERLEKLER OLARAK, ZAMANIN ARABA-İ ÇARKI FELEĞİNE TAKMALIDIR..
halkla birlikte liderlerde tekamül eder..yukarıda ne varsa aşağıda o var.. aşağıda ne varsa yukarıda da o var..pisi temizden ayırmadan ortalığı göremezsin ..yaşı kurudan ayırmadan genç ve yaşlının nerde olması gerektiğini anlayamazsın..yaratılmış her şey sürelidir..ve süresiz olan sadece allahtır.. EMANETİ EHLİNE VERİNİZ..ve hakkı gözetiniz..
nur cihan
3 MAYIS 2023
Hızlı yükselenlere imreniliyor. Oysa en hızlı yükselenler toz, duman, saman ve tüydür./Hz Ali
SİMya...KİMya.. ŞİFA..
EWWEET kendimizi SİMYA-İ KİMYA EDEREK KENDİ FELSEFE TAŞIMIZI BULMAK ve kendi seviyemde idrak içün simya tefekkürü yapmaya çalışacağım..ama yine uyarmam gerek ki, ben herkese yazmıyorum..aynı rüyayı görmediğimiz halde ,okuduklarından görüp,hepsini geçtiğini zan edip ,birde beni yazdıklarım üzerinden kendilerine ilim vermek zorunda zan edenlere ise hiç yazmıyorum..yanii hayatında ilk bu tefekkürler sayesinde bu bilgileri okuyup, kendini sahibüzzaman zan edip ,benide ona bu bilgileri vermek için çalışan eşeği zan edenlere hele hiç yazmıyorum..oh ne kolay..nerde beleş ,oraya yerleş.. birde hakaret et , sana ait olan hazinelerini sana neden vermediğimi sorgula ve baskı yap... böyle bir .. olur mu ?...kaç defa söyledim ben mürşid değilim..hakiki mürşidi bulsam bende ona beni simya etsin diye giderim.. ve mürşidler kimseye kendilerinden hazırlop zırnık koklatmazlar .önce sende ne varsa hepsini senden kendilerine alırlar..senin bana verecek neyin var mesela?....bu tefekkürlerimden ezberlediklerin mi ?
ilmü ledün istiyorsan git allahtan iste..saf bir kul ol ki,o sana aksın..başka bir insandan ilmü ledün öğrenilemez..hala anlamıyorsan ben ne yapayım..bir insandan öğrendiğine zaten ilmü ledün denemez...ortalık malı denir....otur sende youtubede araştıranları ben gibi izle ve sayfanda paylaşıp,üzerinde benim gibi her telden araştır ve yorum yap yapabiliyorsan..bu sır ilmü ledün filan değil..binlerce sene adamlar hayatlarını vererek bunları kaydetmişler..sende layloylom yaşacağına, başkasının malına BİRİZ BERABERİZ KOLLEKTİF BİLİNCİZ VS AYAĞINA ORTAK OLMA!! sende senin idrak seviyedenden başla ...sonra senin kabiliyetine göre bir yol bul...sonunda nasılsa aynı yere herkes gibi gelirsin..ama aynı şeyi birebir asla anlayamayızı da unutma..
ve sende o mana olsa idi,ben dahil herkes senin peşine düşer,senden medet umar ve senden- hazinenden isterdik..ama gördüğün gibi sen bu tefekkürleri su yerine rakı ile alınan uyuşturucu gibi içerek ,onlarla sarhoş oluyorsun ve sana fazla geldiği içinde saçmalıyorsun..çünkü sana xlllll beden büyük geliyor..kabını kontrol et..kabını doldurmadan kabını doldurup taşanlar ve kaplarını kıran ve kapsız olanlara saldırma..git kendine başka şımarık çocuk bakıcısı bul ve tüm zamanını senin bencil egoist şımarıklıklarını çekmesi için parası neyse onu verip hakkını ödeyerek başkasının hayatını gasb et..
not: ülkemizdeki genel insan kalitesi ne yazık ki çok düşük..insanlarımız kafaları ya donun içinde şehvetperestlik içinde veya bedenperestlikle şehvetine köle halde yaşıyor ve tabii bunları beslemek içinde akıl almaz bir açgözlülük ihtirası ile maddiyatperestlikte boğuluyor olduğundan, bu yaptığım tefekkürler asla bu kişilerin ilgilenebileceği şeylerde değildir..bu tefekkürler ,kendi içinde maddiyat -şehvet ve beden putlarını aşmış ,kendi cennetini kuran çok nadir mutlu azınlıkların gizli bahçesidir..
eweett.bu lüzumlu açıklamadan sonra en tehlikeli sanat simya sembollerine geçebiliriz..ben bazı yazıları fotoladım ve kesip biçip bazı kartlar hazırladım yine..çünkü görselsiz olmuyor anlamam için görmem de lazım..ve harflerden evvel geometri olduğundan ve o devrin kendini bilmek okul kapısı üzeride GEOMETRİ BİLMEYEN GİREMEZ yazdığından, bizde şimdi o kapının eşiğinde tabelanın altındayız ve o geometrilere bakacağız ve onlarla tanışacağız..karşılıklı birbirlerimizi seversek, onlarla kutsal evlilikler yapıp birleşip ,MÜHÜRLERİMİZİ VURACAĞIZ ,sonra damıtılıp buhurlaşacağız..yani kendimizi bilmek için bu defa da MADENLER -TAŞLAR-CEVHERLER-KEMİKLERİMİZ ÜZERİNDE ÖLMEDEN EVVEL ÖLME DENEYİMİni yeni zamana göre bir defa daha YAPIP, BİR MAKAM KAİDESİ OLARAK ,KENDİMİZE BİR FELSEFE TAŞI CEVHER NURU ÇIKARTACAĞIZ..
başka yazmak istemiyorum..siz yazın
******
"Tek ihtiyacın olan sessiz bir zihin. Aklın sustuktan sonra her şey doğru bir şekilde olacak. " ~Nisargadatta
eweet..tabii ki ne matematikten,ne simyadan,ne kimyadan veya nede herhangi bir ilimden anlamadığımı bilerek ,kendi hayallerimden iz sürerek bu tefekkürleri yaptığımı her zaman kaydettiğimden , hayallerimle belgelediklerimde kimseyi değil,sadece beni bağlar..ve bazı kişilerede ikaz için "aynı rüyayı gördüğüm insan sayısının çok nadir olduğunu "en baştan öğrendiğimide söylemeliyim.... yanii sorumluluk almıyorum....bu benim hayalim.senin değil..senin anlayacağın başka bir şey olabilir.. o yüzden asla bu şeylerle ,"haa tamam, kesin bu "diyerek kendi yolunu kesip ,kapatıp, mühürleme ..aldanma ve aldatma..
şimdii..dün geceki simya resimlerimden sonra aniden anladım ki, bir zamanlar hayalimde gördüğüm "gökyüzünde tüm yıldızların birleşerek yazdığı devasa KELİME-İ TEVHİD tabelası ,bazı kişilerce SİDRETÜL MÜNTEHA -SON SINIR -ARŞIN ALTINDAKİ KAPI LEVHASI KABUL EDİLİYORMUŞ..ve aniden ,bu kelime-i tevhidin GEOMETRİSEL YAZISININDA kutsal 7 li geometrik kristal taşla da ,bir zamanlar ifade edildiğini anladım..BELKİ O YILDIZLARIN KRİSTAL ŞEKLİ ÖYLEDİR bilmiyorum..fakat senelerdir yazdığım sabilik yıldız inancının belgesini bilmeden de bulmuş olabilirim herhalde diyede şu açıklamayı ekleyeyim :
.....
ve sabilik dininde HAFTANIN 7 GÜNÜ İÇİN ,aracı olarak 7 gök cisminin MELEĞİNİN GEOMETRİK ŞEKLİNDE BİRER MABED YAPILIRDI..sırası ile o günün geometrisindeki mabede girilir ve onun esması mührü ile ona ibadet ederlermiş diyede senelerdir öğrendiğimi yazıp şimdi yeniden tekrar etmekteyim..biliyorsunuz ben göbeklitepe ve karahantepeleride bu anlamla anlayabiliyorum..
ve bu öğreti daha sonra SABİLİK DİNİN BİR KOLU OLAN BUDİZM VE HİNDUİZMLE YAHUDİ KABALASI ve bizdeki letaifler ilmine girmiş ve çakraların 7 geometrik şekli doğmuştur..
doğrumu değil mi bilmiyorum...ama mesela ben her şeyi takıp bozup istediği gibi birleştirip toplayan ve dağıtan bir esma tecellisine sahip edildiğimden ,uğraşırsam bunu anlar ve anlatabilirimide anladım..bir işe yarar mı onu da bilemem..fakat harikulade bir şey keşfettimden eminim ve kalbim rahat...iyi bir esin olarak kullanılacağından ve geliştirilerek her yandan anlatılabilir hale geleceğinden de eminim..önemli olan maddeye dökülmesi için hayali kağıda ve gözlere aktarmak..gerisi zaten gelir..GÖZ GÖRDÜĞÜNÜ ÇİZER VE MADDELEŞTİREBİLİR..
kendimin tek dersi kelime-i tevhid olup, anlamının HAK İLE BATILI AYIRT ETMEK OLDUĞUNU öğrenmiş biri olarak tabii ki benim bakış açım, BİR TEVHİD KILICI tecellisidir..ki ,içinden geçtiğimiz süreçte bu kılıçın hepimizin tepesinde sallandığı zamandır..
VE BU KILIÇ ÇOK KIYMETLİDİR..herkes sadece onu elde etmek ister ve bunun içinde O KILIÇIN KENDİSİ TARAFINDAN İKİYE BİÇİLEREK ÖLÜR..bu kılıc ağzı açık bir simya döküm ocağı misalidir ve BU KILICIN İÇİNDE ATEŞ YANAR .. ve onun şekli ZÜLFİKAR DENEN ÇİFT BIÇAKLIDIR..aynı kelime-i tevhidin ilk cümlesinin yukarıda, ikinci cümlesinin altta göklere yazılı tabelası gibidir...
yani eskiden okuduğum türklerde taşlar -demirciler ve simya gibi kitapları şimdiki aklımla yeniden okumam gerekiyor..
sizde anladığını yazıp destek olursanız sevinirim..
nur cihan nuralem7@hotmail .com
tefekkürler için facebook sayfam
eweeet SİMya tefekkürlerime devam ediyorum...dediğim gibi sadece kendi anlayabildiğim simyayı anlatmak istiyorum..yoksa herkesin anladığı değişik madenlerden ALTIN ELDE ETME TEKNİKLERİ benim anlayacağım bir şey de değil..
mesela, her ev kadını benim için OCAKLI BİR SİMYACIDIR..simyada nasıl ki madenleri saflaştırıp ,en sade en basit, en yalın ,ham olan saf cevhere ulaşılmaya çalışılıyorsa, bende sıradan ve çok basit bir ev tipi insan olduğumdan, kendimi has bir simyacı kabul ediyorum..sende edebilirsin..hangi meslekte iyiysen ,sen de o konunun simyacısısın ve anlatmak istediğimde zaten budur..
mesela insanlar hayat boyu bazı şeyleri elde etmek ve bazı çevrelere girmek için ne entrikalara maruz kalıp ,iş çevirmek zorunda kalırlar değil mi?ve çok da kirlenirler..ilk saf hallerini dahi unutur ,hatta günümüzde moda olduğu gibi simalarını dahi değiştirmek zorunda kalırlar ..fakat ,gün gelir devran döner ve eğer uzun yaşarsa veya İNSANLARIN DOYUM -İKRAH NOKTASINA ERİŞİLDİĞİNDE, BU DEFA DA HERŞEY TERSİNE DÖNMEYE VE KİŞİLER SADELEŞİP,ARINARAK, O KİRLİ ÇEVRE VE İŞLERDEN UZAKLAŞIP, DAĞ BAYIR-TABİAT İÇİNDE KENDİ ISSIZLIĞINA ÇEKİLMEYE BAŞLAR... VE KENDİSİNE YENİDEN normalde yüzüne dahi bakmayacağı saf kalmış ve kendisini bu kirli sistemden korumayı başarmış insanlardan en azında bir tane dost bulmaya çalışır..ve sade hayatın en büyük özelliklerinden biriside, kişilerin içlerinde kalan kabiliyetlerini-hobylerini-esma kulluklarının farkına varıp çıkartmak için, zamanlarını sadece bunlara vakfetmeleridir..MUTLULUK VE HUZUR VE CENNET BURADADIR ÇÜNKÜ..ve ergitilme-simyada budur..yaratılış kulluk anlamını-huzurunu-şifanı bulmak..
mesela kendine ait bir evde , huzur ve güven içinde bir çay demlemek ve içmek ,bir kahve yapmak, bir yemek yapmak veya evini düzenlemek ,bir dostu ağırlamak ,ihtiyaç sahiplerine yardım etmek ,kimsenin maddi durumu iyi olmadığı için değer vermediği insanlara değer vermek ve onları desteklemek ve değersiz kabul edilen gündelik şeylerle vakit geçirmek çok sıradan ve basit kabul edilip kale alınmayan şeyler olsa da ,tüm araştırmalara göre belirli şeyleri yaşamış ve bitirmiş insanlar için EN OLAĞANÜSTÜ BASİT HAYATTAKİ MUCİZEVİ ŞİFALARDIR..bu kişiler için; hayatın tekerlekinden her haltı deneyimleyip geçerek, zirveleri görüp yeniden ülkemize dönenlerin çok moda olan youtuberde halka inerek bilge insan yeni rol modelleri ile alattıkları hayat hikayelerinede bakabilirsiniz.. oysa onlar bu ülkede yaşamayı sevmemiş seçmemiş ve halkını bir vakitler beğenmemişti..ama yurt dışında yaşlı ve yanlız ölmek çok acıtır insanı...ve onlarda şimdi anavatanlarına ölmeye geri gelmiler ve geleceklerdir.. ve ölene dek yapabildikleri kadar kendilerini damıtıp, ilk saf hallerine dönmeye çalışıyor olduklarını ve artık iyi bir simyacı olmayı başardıklarını anlarsınız..tabii elde ettikleri servetler ve imkanlar ve çevrelere etkilerini genelde halkın kalbini kazanmak ve öldükten sonra hayırla anılmak ,kalan zamanlarında da halkın kalbine girip sevilip sayılmak için harcamaya başlar ve çalışırlar..bu hakiki simyadır..KENDİNDEN ANIT ESER BIRAKMAYA ÇALIŞMAK..
yaniii ülkemizde zaten insa kalitesi çok düşük ve aileler gelişmemiş karakterler olduklarından çocuk yetiştirmeyi beceremeyen ve sorumluluk alamayan ergitip olgunlaştıramayan genel azgın bir şımarık ve her şeyin suçunu birileri üzerine atan kişilerden mürekkebtir..bunların yurt dışına gitmeleri herkese nimettir..orada hanyayı konyayı ve eşekler gibi nasıl çalışılarak kendini ispat edeceğini ve ırkıçılıkları ve paranın gücünü görür..ve kanunların -sert kanunların nasıl o insanları avrupalı-amerikalı yaptıklarını anlar..sonra ergiyip -biriktirdiği tüm hazineleri ile BU ÜLKEYİ HAK EDİP ,ÖLMEDEN EVVEL İNSAN GİBİ YAŞLILIK GEÇİRMEK ÜZERE YAKINLARININ VE SEVMENİN SEVİLMENİN KOLLARINA BU ÜLKEYE GERİ DÖNERLER..artık onlar kaliteli numune şahsiyetlerdir..her yerde kıymetli cevherdirler..
kadim devirlerde insanlar kabileler-klanlar-geniş aileler halinde yaşarlarken, bir ateşin başında-bir ocağın başında toplanırlardı..ve her sabah herkes varsa enteresan gördüğü rüyayı anlatırdı..ailenin-kabilenin bilge şifacısıda bu rüyayı yorardı....ilk dönem, ben inanıyor ve artık eminimki, rüyalar ERGİTMELER-İNSİYASYONLAR-İRŞAD EDİLMELER İÇİN KULLANILMAZDI..kişilerin ata ruhlarından haber getirme-av zamanı-mevsimler ve hastalıkların tesbiti için bir analiz olarak kullanılırdı..
ve allahta evreni 6 günde simya ederek yaratmıştır hatırlayalım..ilk kadim esmalar YAŞ VE KURULUK VE NEM VE RUTUBET-HARARETTİR...onbinler sene evvel bu kadar hassas simyayı nasıl biliyorlardı deme..yaratan onlar..sense o devrin yapay zekası ve biyoloik yapma mesnu robot insansısın ..sende kaç defa simya edildin hatırlamıyorsun bile değil mi?..
İNSAN KAİNATIN AYNASI VE PROTOTİPİ OLDUĞUNDAN ,kişilerin bugün irşad sisteminde esma almak için gördükleri rüyalar ,o devirde HER GEZEGEN BİR İNSAN ORGANININ İŞLEVİNİ ANLATTIĞINDAN ,GÖRÜLEN RÜYALARDA BU ORGANDAN GELEN HABERLER KABUL EDİLİRDİ.. ve sade -doğal hayatın içinde ,bugünkü elektrik sanayisi kirliliği ve internet ağı etkileri olmadığından gökyüzüde berrak ve apaçıktı...insanlar doğal beslenebiliyordu çünkü henüz simyacılar 20.yy a gelmemişler ve sanayileşmek-tüketerek ve zorla tükettirmek içinde doğada olan her şeyi OYUP BOZACAK VE ONUN İÇİNDEKİ HER ŞEYİ AYIRIP AYRI AYRI SATACAK VE HASTALIKLARI ÜRETECEK VE SONRADA ONLARA ŞİFA VERMEK İÇİNDE İLAÇLAR VE MESLEKLER AKADEMİASI cinni camiası HENÜZ KURULMAMIŞTI..eski şifacılar asla bugünkü şifacıların zihnine ve ahlaksızlık anlayışına sahip değillerdir..onlara pagan denebilir.. ama doğaya taptıkları içinde asla tabiata zarar veremezlerdi..
biz şimdi çürümüşlük ve kokuşmuşluk ve aç gözlülük ve en iğrenç şehvetlerin dibe vurduğu BÜYÜK DEVRİYE VAKTİNDEYİZ..pek çok insan, içine girmek için büyük tavizler verdiği o iğrenç ortamlardan iğrenerek oralardan uzaklaşıp, kendi kişisel cennetlerini kurmaya ve kendi seçkin ailesini bulmaya başladı..sadeleşiliyor..yanii onlar simyacılığa başladılar..kendi curuflarını ,kendi cehennem ateşlerinde pişmanlıkla ve vicdan mahkemelerinde her tür yangınla eriterek yapıyorlar..yani yüzleşmelerini-ölmeden evvel ölme ve sorgu sual ve hal ile batılı ayırma kimyasını kendinde çalışıyorlar..bunlar içimizde kurtuluşa erenlerdir ..başarıyorlarda.. inşallah bizde başaranlardan oluruz...
başka bir simya örneği vereyim..mesela pazardan torbalar dolusu sebze meyve aldık..ve onları öyle bıraktık..bir kaç güne çürümeye başlar ve kokar ve sineklenir ve etrafı leş eder ve sonra onları atarız değil mi?..oysaki o ürünleri yıkar temizler ve birbirilerine uygun mizacda olanları tasnif eder,değişik doğrama ve ezme ve yoğurma işlemlerinden sonra,farklı pişirme teknikleri ile onları pişirebiliriz..bir şeyin pişip tam olduğunun anlaşılması ,ONUN KENDİNİ TANITAN RAYİHASI yani RUHU yani KOKUSUNUN ÇIKMASI VE BİZİM O KOKUYU TANIYARAK ve hatta o koku ile değişik hatıralarımızı hatırlayarak ,artık onun olduğunu anlayıp ateşini kapatır ve artık onu o zevkli tadı ve kokusu çıkana dek yakıp pişirdiğimiz cehenneminden alırız ..ve sonra servis ederiz....
ÖNCE BURNUMUZ KOKU GIDASINI ALIR..GÖZLERİMİZ GÖRÜR VE GÖZ GIDASINI ALIR...DOKUNURUZ VE EL GIDASINI ALIR ÇÜNKÜ TEKVİN-YARATMAK ESMASI İKİ ELİMİZDEDİR.. ve gerçektende elle yemek yemek metal kaşık ve çatalla yemekten çok daha farklı özel -anlaşılamayan bir hazza ve zevke ve lezzete sahiptir..
ve servis edilen şeyleri yeriz.. pek çok değişik esma terkibinin maddeleşmiş hali simyasını bu defa yediğimiz anda ,o şeyler bu defa bizim vücutlarımızda reaksiyonlara başlarlar..bazı gıdalar bize yarar ve eneri ve şifa verirken ,bazıları bizi hasta eder ve zehirlerler..burada zehir ve panzehiri dengeleyen TEVHİD ADLI NÖTR DURUMDA OLMAK LAZIM..bunun içinde aldığımız maden ve mineral vs simyasal maddelerin bizim mizaçlarımıza ve yaşadığımız coğrafyaların kültürüne de uyması lazım..çünkü bizim asırlardır genetiklerimiz hep aynı şeyleri yemişken, son 30 senedir filan tüm dünyadan gelen giden -bize uyan uymayan ne varsa her paraya bir şekilde alabiliyoruz..oysa eski insanlar sadece kendi hayvanlarının ve sadece kendi bahçelerinde kendi elleri ile ürettiklerinden yerlerdi..yani gıdaları ile aralarında tohumdan meyveye dek aile bağı -aşk-muhabbet ve İHTİYAÇTAN DOLAYI MERHAMET VARDI....bugün yediklerimizle bu bağ yok maalesef..
simya hakkında birde şöyle düşünüyorum..mesela birine kızdım ve hiddetten morardım, bir şeyden zehirkendim ve yeşillendim,bir şeyden korktum ve betim benzim attı ağardım,bir şeyden utandım ve kızardım, bir şeyden üzüldüm ve ayva hibi sarardım , işlediğim kötülükler ve yaptığım kötülükler hileler ve negatif kıskançlık düşüncelerim yüzünden artık ruhumun ışığını kaybettim ve rengimde simamda karardı -nursuz kaldım, veyahutta yaklaşmakta olan ölüm bana bakıyor- GÖZLERİMDEN BAKAN RUHUM UN FERİ FENERİ SÖNMÜŞ veya AŞIK OLDUM -gözlerim ışıl ışıl ,cildim pespembe ,yüzüm hep gülüyor vs vs..yanii bunlarda simyanın daniskasıdır..her an hem biz hemde etrafımızdaki her varlık bu DUYGUSAL SİMYALARI YAŞIYORUZ..
mesela ülkemiz seçim arefesinde değil mi? ..ülkemiz tam bir simya kazanında fokur fokur kaynıyor..ŞU GÜNLERDE SEÇİME DEK BU KAYNAYAN KAZANDA ÇIKAN FOKURDAMA SESLERİNİ DUYUYORUZ ZATEN DEĞİL Mİ? ..ONLAR KAYNAMAYA VE İÇLERİNDE SAKLADIKLARINI DÖKÜP ANLATMAYA-İFŞA ETMEYE DEVAM ETSİNLER..arınmak kolay değil... yanii,o kazanın içinde olanlar en korkunç şekilde birbirlerini suçlayarak aynı kazanda birbirleri ile bir ve beraber pişiyorlar..ama kazana girmeyip, kazanın başında duranlarda ,KAZANDA PİŞİRDİKLERİ AŞURE MALZEMELERİNİNKAFALARINA KEPÇE İLE VURARAK ,onları içeriye sokuyorlar..ve KAYNARKEN DIŞARI FIRLAMALARINI ve sadece İÇERİDE kalıp, BİRBİRLERİYE HEMHAL OLUP ,BİRBİRLERİNİN KASOUNDAN AŞURE ADLI TATLIYI simya-i kimya etmelerini seyrediyor..birde bu aşure pişince ,servis edildiğinde etrafta büyük bir aç gözlülük ve yiyicilikle onların pişmelerini bekleyenler var..bu sabırsız yiyici olanlar mesela nefsi emmareninde dibi..daha kazana simyaya girme aşamasına bile gelememiş seviyedeler....ewweett..
(* not: küçük ayasofya cami kubbesinde büyük bir kazan resmi vardır..büyük ayı ve küçük ayı kutup yıldızları bu kazanla ilişik demek ki)
eşyaları değiştirip dönüştürmekte simyadır..her şey işi bittiğinde bu dünyaya ait olduğundan, yine bu dünyada kalır ve yeniden dönüşüme girer..bu reankarne olarak adlandırılıyor..yani hepimizin bedeni topraktan gelir ve ölünce yine toprağa gübre olarak çözünür..o yüzden simyacılar için AZOT ÖNEMLİ DEMEK Kİ..iyi bir gübre ,İYİ BİR AZOT DEMEKTİR..işte doğu masallarındaki simyacıların elde ettikleri altınlar, işi bitince daima dışkı- gübreye dönüşür..ama batılı simyacılar bu elde ettikleri altının kalıcı olacağını zan etmişler ve yanılmışlardır..
her şey emanettir ve emanetler ehine verilmelidir..emanetle işi bitenden ,o emanetler vakti gelice alınır.. aynı canlarımız gibi..
sonuç; İNSAN DENEN SİMYA POTASI KENDİSİNİ DAMITAN BİR OCAKDIR..buna kundalini-ateş yılanı demişler..buna nefs ateşi demişler...insanın cehennem ateşi kök çakrasında ocak başındadır ve buranın yangını ASA KUYU SUYUNUN DAMITILMASI VE İNSANIN 7 GEZEGENSEL ORGAN MABEDLERİ CEHENNEMLERİNDE PİŞEREK ,ruh adlı rayiha kokusunun beden kafesinden sızarak, süptil halde çıkmasıdır..bunda bizde MÜMİNLER TURUNÇ GİBİ KOKARLAR denmiştir..ve birbirlerinide kokularından tanırlarmış da denir..yani simya da pişmiş ve damıtılmışlarla ,pişip damıtılıp ergitilmemişler arasında İŞLENMEMİŞ CÜRUFLU MADENLE ,İŞENİP KESİLMİŞ MÜCEVHER TAŞI GİBİ DAĞLAR ARASI FARK VAR DENİR..düşün bir dağı komple dağ ve değerli maden dolu olsun..ama o dağdan ham ve en saf sadece bir damardan alınabilen ve içi çatlamamış cevher ancak bir iki çıkabilir gibi...ve bu cevherlerin en değerlilerinden biri ya taça takılır veya boyna veya parmağa mühür yüzük olurken ,diğerleri asla bu anlamlı değerde olamaz..ama her şeyin satıcısı ve alıcısı bizizdir ve her duruma ortama göre ne lazımsa onu alır ve kullanabiliriz..
bunuda simyacılar yapar herhalde..
nur cihan
*** 5 MAYIS 2023
cuma vakti -venüs aynasından gelen hediyem: YARIN ,RAHMANIN NEFESİ OLAN RÜZGAR HANGİ YÖNDEN ESEREK ,BİZLERİ YENİ BİR RUHLA RUHLANDIRIP KODLAYARAK OYUNU SÜRDÜRECEK BİLEBİLİR MİSİN ? HER AN SİMYACININ NEFESİNDESİN..KİM NEFİSLERDE OLANI BİLİR KİM ?
bir alıntı kopyalıyorum ama alıntının kopyalandığı yeri henüz öğrenemedim fakat konuyu tesbit edecek belge ve devamından iz sürebileceğim için alıyorum :
.....................“Ve ben Süleyman onları görünce onlara soru sordum ve dedim ki: “Siz kimsiniz?” Ama onlar, bir ağızdan, bir ağızdan şöyle dediler: " Biz, karanlığın kozmik hükümdarının otuz [altı] elementindeniz ." ... "Ve başka bir iblise önüme gelmesini emrettim. Ve önüme otuz altı ruh geldi , kafaları köpekler gibi şekilsizdi, ama kendi içlerinde insan suretindeydiler; eşek suratlı, öküz suratlı ve kuş suratlı . Ve ben Süleyman onları işitip görünce merak ettim ve onlara sordum ve dedim ki: "Siz kimsiniz?" Ama aynı ağızdan, " Biz otuz altı elementiz, bu karanlığın dünya hükümdarlarıyız" dediler.. Ama ey Kral Süleyman, bize haksızlık etmeyeceksin, bizi hapsedemeyeceksin, bize buyruk vermeyeceksin; ama Rab Tanrı sana havadaki, yerdeki ve yer altındaki her ruh üzerinde yetki verdiğine göre, koçtan ve boğadan, hem ikizden hem de yengeçten gelen diğer ruhlar gibi kendimizi senin huzuruna çıkarıyoruz. , aslan ve bakire, pul ve akrep, okçu, keçi boynuzlu, su dökücü ve balık .””— Süleyman’ın Ahit 1:72-73
7 MAYIS 2023
DİN GÜZEL AHLAKTIR..BENİ RABBİM TERBİYE ETTİ..BEN GÜZEL AHLAKI TAMAMLAMAK İÇİN GELDİM demiş hz muhammed as
simya tefekkürlerimde bugün ;DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE SİMYANIN farkındalıkları..
bugün 6 mayıs hıdrellez di..ve dünde ay tutulması olmuştu..dünya hakimi makamındaki sömürgecilik ve terörizm üretimi ile ülkeleri işgal ederek yönetim yeri olan ingilterenin, yeni ölmek üzere olan kralı ,ölmeden son bir taç giyme töreni ritüel ayini yaptı ve resmen kral oldu..çok bekledi ve sabretti ve nihayet simya ergitilmelerinin en sonu olan KRAL I VE KRALİÇESİ OLDU..derviş çeyizide denen ama babil simya ergitime yeraltı insiyasyonundaki İANNANIN ÖLÜLER YOLCULUĞUNDA KAYDEDİLEN pelerini, tacı, asası,küresi ,kılıcı ,kemeri, parası ve davulunun sembolü mührü ile o şeylerin güçlerindeki sahipliğini teslim aldı..yani bir insanın erişebileceği her şeye bugün tam yetki ile sahip oldu..fakat artık ,ingiliz İMP ÜLKESİNDE NEREDE İSE GERÇEK İNGİLİZ YAŞAMIYORMUŞ..HEPSİ BAŞKA ÜLKELERE GÖÇ EDEN YENİ BİR TÜR MÜLTECİ GÖÇMENLERMİŞ..yani hakiki ingilizler çoooktann başka başka ülkelere ve bizim türkiyemizde yaşamak için göçmüşlermiş..demek ki,ülkeler arası vatandaş değiş tokuşu ve genetik transfer simyasıda bu dönem her dönemden fazla olmuş..biz çok şanslıyız çünkü ülkemize avrupa,afrika ve orta doğudan gelenlerin hemen hepsi çok lisan biliyor..bir tek bizim üzerimizde amerikaya vakti ile satılmışlığın verdiği ,eğitim öğretim müfredatlarımızda her sene oynanması ve ÖĞRETMEME ÜZERİNE KURULU SİSTEMİMİZ SAYESİNDE LİSAN ÖĞRENMEYEN HERHALDE TEK MİLLET OLARAK ,bizim onlara gönderdiklerimiz hep yeterlilik lisan ve okul belgeleri için orada ayak işleri ile başlıyorlar ki,parası olmayanlarda bizim ülkede her zaman öyle ilerlemişlerdir değil mi?..ülkemiz zaten bu bedavaya çalışan köle göçmenler yüzünden bu kadar tembel ve haksızlıklar hırsızlıklarla yaşamaya alışmış embesilliler memleketine döndürülmüştür..
ülkemizde sadece suriyeli mülteciler gözümüze sokuluyor ama rus,ukraynalı,tüm balkanlardan gelenler ve kafkasyalardan gelenler ve afrikalılar ve türki cumhuriyetliler ve avrupalıları sayarsak anlıyoruz ki, ülkemiz osmanlı imp devrindeki 72 milletin yeniden cem olduğu yermiş ve hala içimizde hakiki türkler nadir ..demek ki bu değişmez yasamız..dolayısı ile her imp azınlıklarlardan oluşuca ,yönetimler ve hukuksal işlemlerde o kişilerin inançlarına ve geleneklerine göre yönetilir ve onlarda meclise girerler...aynı 100 sene evvel osmanlı imp olduğu gibi...bugün avrupada türklerin çoğalarak her yere istila ederek girdikleri ve makamları yetkileri işgalle ele geçirdikleri gibi..yarın amerika da gireceğimiz gibi..buda bir simya dır..iskoçya gibi bir yerde bir hintli ailenin başkan olması nasıl anormalse, afrikada bir iskoçyalının kabile reisi olmasıda anormaldir ama içinde yaşadığımız süreçte her anormal şeyin ergitilme simyasını gayet doğal şekilde olduğunu ve kabullenildiğini de yaşayacağız..
(* not:kaldıki ülkemizin güneydoğusu antepte mesela halk genel olarak kendisini suriyeli der ve ayn tap diyerek antep kelimesini düzeltir...ve hemen çoğu arapça konuşur ve gerçekte budur..antakya gidin ve burası kudüsün diğer yarısı dersiniz ve halkının çoğu arapça bilir konuşur..düğün eğlence şarkı dili arapçadır..sokaklarda şarkılar arapçadır..adıyaman keza..urfa keza..adana,van,diyarbakır,bingöl ve kürtçe ve diğer etnik diller ile sayısız etnik yerel dinler...
yanii sen, kıtalar arası köprü olan bir ülkede yaşıyorsun..her etnik din ve dilden içten içe kaynayan bir coğrafyadasın... o yüzden sende genetiğine bir baksan iyi olur..sürekli göçler ve sürekli kültürler arası evlilikler yapılır ve yapılmaktadır ve yapılacaktır.. kimse saf değildir..saf olan kirlenmek ve kirlilerde yemizlenmek ister ..insan doğası sürekli değişip dönüşmek içinde hareket eder ve hareket etmeyende ölür..)
dün netfilixde TERZİ ADLI BİR TÜRK DİZİSİ İZLEDİM..ve diziyi izlerken ülkemizde çok moda olan müge anlının programında halkımızın en rezili rüsva halde yaşaya gariban insanlarının yaşadıkları parasızanormal ilişkiler ve korkunç işkenceler ağını hatırladım...ülkemizin en meşhur ve zenginlerinin gittiği ve aynı şekilde zenginleşmiş ve meşhur olmuş psikiyatr ve psikologlarının kayıtlarından yapılan müge anlı tarzı diziler akımınıda bu sayede tanıdık... ve hiç bir farkları olmadığını anladık...yani bu pis işlerin cahillikle ve çok tahsille alakası yok...fıtratla alakası var öğrendik..
ülkemizin paraanormal zengini ailelerinin içlerinde yaşadıkları korkunç ilişkiler ve işkenceler ağının ,müge anlının vakalarından hiç bir farkı yok aslında..belki çok daha iğrenç ilişkiler ve işkenceleri bu herkesin hayranlıkla izlediği ve örnek alıp özendiği çok tahsilli-çok lisan bilen ve ülke ülke gezerek yaşayan bu insanlar, kendi içlerinde genel anlamda o hastalıklı ilişkiler ağıyla yaşıyorlar ki yaşıyorlar..
demek ki hesapsız çok para nasıl haramsız olamazsa ve o paraların harcandığı yerlere baktığımızda, nasıl kazanıldığını anlayacağımız bir helal haram şablonumuzda varsa ;HARAM VE HELALİN KİŞİLERİN KİMYASINI NASIL BOZARAK DEĞİŞTİRDİĞİNİ de BİRLİKTE TAKİP EDELİM VE ANLAYA BİLELİM İSTEDİM..
imkansızlıklar içinde ve cehaletin koyu karanlığındaki kişilerin davranışları ile aşırı refah ve rahatın ve içki ile alınan uyuşturucularla o kişilerin vücud organlarının ve davranışlarının kimyalarını bozulması ,onları tüm değerlerden azat ediyor ve topluca yapageldikleri BİRBİRLERİNİ KİRLETME VE DEFOLAMA İŞLEMİ SONRASINDA ARTIK ÖLENE DEK SÜREN BİR SUÇ KARDEŞLİĞİ TARİKATININDA ÜYESİ OLUYORLAR..yanii bu kadimden beri böyle ve ileride de böyle olacak..her yeni KURBAN , bu kuruma girmek isteyeni bekleyende bu defolama ve kirlenme olacak ve sonra kim kiminle bellli değil ve topluca malı ve birbirlerini götürme kaynama kazanına uyuşturucular ve içkilerle acıtmadan relax olarak olaya topluca girilecek..
ki,bu kadim pagan ayinin adı TANRININ İRADESİNİ SERBEST BIRAKMA olarakta bazı dinlerde tanrıya iftira atarak hala senenin bir günü zion matrix gecesi mum söndüsü olarak yapılagidermiş..
günümüzde seçim arafesindeyiz..ve TERZİ DİZİSİ BANA SİYASİLERİ VE KURUMLARI İŞGAL EDEREK SOYAN AİLELERİN TOPLU OLARAK NASIL BİRBİRLERİNİ VE HER ÖNÜNE GELENİ ... MALI HAMUDU İLE GÖTÜRDÜKLERİ ŞABLON KALIBINI ANLAMAMI SAĞLADI..birine tıklasan ,diğerinden ses geliyor,onu tıklasan çorap söküğü gibi ardılı şirket ve kurum ve aileler ve çocukları ve elemanları ve mafya ve derin devlet ve kurumlar peşpeşe dökülüyorlar..
ünlülerin ve ünlü olmak zorunda olduğuna inananların geçmeleri gereken yataklar ve bedeller herkesçe biliniyor ve ödeniyor-artık gayet doğal ve normalde karşılanıp-hatta destekleniyor .. daha sonra her birinin bir fiyatı ve ücreti oluyor ve herkes hakkını alıyor ve bir diğer suç ortağına casusluk veri işlemciliği yapıyor..ilişkilerin dengesini ise uyuşturucu ve aşırı lüxle gözbağı ve tabiiki bu kişileri her şekilde koruma ve gözetme ile sorunları halledebiliyor..birde bu toplu uyuşturucu-içki-sex ayinleri işkenceleri sonrasında yüzü orası burası dağılan yırtılanları da, aynı eskiden olduğu gibi tamire yine yurt dışına tatile ve yeni cicişlerle doldurulan gardroplarını düzmeye gönderiyorlar..o yüzdende bu türler daima çok uluslu yaşamak zorundalar..
ama yapacak bir şey yok..insanların geneli kimyaları bozulduğundan NORMAL OLAN KİŞİ VE OLAYLARI DEĞİLDE,ANORMAL KİŞİLERİ VE ONLARIN GİZEMLİ-tehlikeli-korkunç ve iğrenç ötesi İLİŞKİLER AĞINI SEVİP SEÇİYOR HER NE HİKMETSE..demek ki bu insanlar aslında çok masum ve tertemizler ve dünyada yaşayabilmeleri içinde defolanıp kirletilmeleri gerekli...BİZ BUNA KAOS DİYORUZ..BİZ BUNA CEHENNEM DİYORUZ..BİZ BUNA ESFELE SAFİLİN -HAYVANDAN AŞAĞI HAYATLARI OLAN ,AŞAĞILARIN AŞAĞISINA İNDİRİLMİŞ İNSANATLAR DA DİYORUZ Kİ, biz demiyoruz ...allah ayette kendisi diyor..
demek ki neymiş:bazı kişiler CENNETTEN YENİ KOVULUP CEHENNEMİN DİBİNE İNERKEN ,bazılarıda onlar indikçe yükselerek daha üst seviyelere çıkıp,bu yeni inenleri görüp KENDİLERİNİ KINAYARAK-KENDİLERİNİN AYIPLARININ FARKINA VARARAK ,LEVVAME -KENDİNİ KINAYAN NEFS mertebesine simya oluyorlarmış..ve sürekli yeni ateşperestler kuyunun dibine düştükçe de, üsttekileri biraz daha yukarıya yükseltiyor ve bu defa da MÜLHİME -İLHAM ALAN NEFS hizasına dek yükseltiyormuş.. bu ilham alan nefs de,kişiler geçmişlerine aşağıdakilere yukarıdan bakarken vakıf olup,anlıyor ve bu kuyudan kurtulabilmek için çareler üretmeye başlıyorlar vs vs ..
işte biz şu anda ülkece bu ilham alan nefs mertebesindeyiz..hem siyasiler ,hem derin devlete çalışan kendilerine yamuk yapılan kişilerin birbirleri hakkındaki ifşaaları ve HEPSİNİN NASIL İÇİÇE AKRABA VE YAKIN DOST VE İŞ VE CİNSEL İLİŞKLER AĞI İLE SIMSIKI -KÖRDÜĞÜM GİBİ BAĞLI OLDUKLARINI VE NEDEN SADECE ÖMÜRLERCE HEP AYNI AİLELER VE YAKINLARI ARASINDA BU TOPLARIN-bu şişelerin çevrilerek DÖNDÜRÜLDÜĞÜNÜ DE ANLIYORUZ..biri ölünce yeni bireyi sahaya sürüyorlar..devşirmede olur farketmek..önemli olan kendi içlerinde defolayıp -kendilerine suç kardeşliği yemini etmiş hakiki akrabalarını bulmuş olmaları..
(* not:yaniii ortaya yeni çıkmış bir kuruşu olmayan kişilerin ,kısa süre zarfında sayısız estetik ve cinsiyet değişimi ile akıl almaz lüx hayatları ve tuhaf ilişkilerle ünlü zenginlerle olan arkadaşlığına özenmek iğrençliktir..minicik yaşta ,hiç bir iş yapmadan ekranda bir iki gözükmesi ve sanal alemde ürün satıyor vitrini ekranı arkasında durması sakın seni kandırmasın ... onların ne zenginliklerine ,nede sahte güzelliklerine imren ... onlar gibi olmak isteme..onların yaşadıkları iğrençlikleri saklamak için, sürekli yeni bir yüz maskesi yaptırtmaya ihtiyaçları olduğunu sakın unutma..İÇKİ-UYUŞTURUCU VE DİĞER İŞKENCELERLE ANCAK DAHA FAZLA HAZ ALABİLEN BAZI İNSANLARIN ,zerre çekinmeden senide bir anda harcayabileceklerini sakın unutma
(-* çünkü bu insanlar maddenin satın alabileceği her şeyi alınca ,daha doyumsuz ve saldırgan oluyorlar-dolayısı ile de daha ağır uyuşturucu ve içkiler ve işkenceler hayat biçimleri oluyor ) ..kendini kimseye satma ..birgün hepsinden iğreneceksin.. ve yine eski sen olmak isteyeceksin ama o seni bulamayacaksın )
ne yazık ki ülkemizde hep bu tarz insanlar sevilip izleniyor ve özeniliyor..akıl almayacak müsriflikleri ve acaip hayatlarına ise ,bu değirmenin suyu nerde geliyor? demek işimize gelmediği içinde hiç umurumuzda da olmuyor.....bildiğimizi ,bilmemeyi seçiyoruz..
ülkemizin mutmainne olmuş-tatmin olmuş nefse ulaşması şimdilik namümkün gözüküyor..
ama BEN RÜZGARLARA İNANAN BİRİ OLARAK ,BİR ANDA VAKTİ GELEN YENİ BİR RÜZGARIN HANGİ YÖNDEN ESECEĞİNİ BİLMESEMDE,O YENİ ESECEK RÜZGARLA HER ALGI VE BİLİNENLERİN BİR ANDA DEĞİŞİP DÖNÜŞECEĞİNİ ARTIK BİLİYORUM..kişilere bakmıyorum..olayların gidişatı ile tetiklenecek yeni rüzgara bakıyorum.. bu çürümüşlüğümüzü ,bu kokuşmuşluklarımızı ancak kuvvetli bir rüzgar temizler ve arındırır.. her zaman nefese inanırım..kişilerin kalıp beden heykellerine değil..ruha inanırım..rüzgara...
NOT: İÇİNDE YAŞADIĞIMIZ ÇÜRÜMÜŞLÜK VE HAYSİYETSİLİKLER, BAZILARIMIZIN İÇİNDE ÖFKE VE ÜMİTSİZLİĞİ DIŞA VURUYOR VE HAKLILAR ...UMUMDAN ÜMİT YOK..AMA KİŞİLERDE ÜMİT KESİLMEZ...HANİFLİK-TEK BAŞINA MİLLET OLANLAR I ANCAK BU ŞEKİLDE ÖĞRENEBİLİRİZ....
bence artık genel olarak biz müslümanlar dememiz yanlış....çünkü müslümanlıkla alakamız olmadığında ve dinimizle nasıl alay ettiğimizde zaten hemfikiriz..islamı paravan yapmak -islamı bahane etmek çok ayıp..MESELA BU VİDEODAKİ ANLATICI LEVVAME -KINAYAN NEFSTEN ANLATIYOR..ÇARE ÜRETMEYE BAŞLARSADA, O ZAMAN İLHAM ALAN NEFSE ÇIKACAKTIR...
mutmain olmuş nefs henüz yok..yani hala bel atı seviyesineyiz..kalp makamına-merhamet-cesaret-anlayan kalp hikmetten henüz ülkemiz genelinde bir haber yok..
simyada MÜHÜRDAR OLMAKTA bir keşif yapıyoruz ve tevhidi süleyman mührünü çok boyutlu hayal ediyoruz MERKABA yapıyoruz ..METADRON MELEK OLUYORUZ ...kendimizi seçip kendimizi mühürlüyoruz..
ülkemizde pek çok süleymanvari bir anlamda, hesapsız servetler yapan kişiler var ..kendimizi kandırmayalım yalan yok, büyük servetler sahiplilerimiz inanılmaz çoklar..bu tefekkür onlar için olsun..
SİMYA tefekkürlerim için hz googlede bakarken karşıma hz süleyman hakkında bir tez çıktı..okumamı henüz bitirmedim ama bir kaç gün evvel bir pasaj alıntılamıştım, unutmadan onu kopyalayacağım..TABİATTAKİ EN DEĞERLİ TAŞLARIN EN DEĞERLİLERİNİN ORTAK BİR ADI VARMIŞ ki, O TAŞLARA SÜLEYMANİ DERLERMİŞ..
tevrattaki yahudi inancında hz süleyman bizim inancımızdaki gibi değerli bir nebi değildir..onlar onu büyük bir büyücü ve kahin simyacı kabul ederler..yüzüklerin efendisindaki e yüksek makamdaki büyücü makamı yani filmdeki saruman..
..israil ülkesinde de hz süleyman değil babası KRAL DAVUD ve SİON DAĞI DAHA KIYMETLİDİR VE bu bekledikleri kıyamet toplanma yeri olarak hala o kabrin etrafı olaya hazır bekletilmektedir..hz davud bir hititlidir..demiri simya ederek ilk o yumuşatmış ve zırh örmüştür ve değişik savaş aletleri yapmıştır..ve madenleri ergitmede usta olduğundan daha fazla, DAVUDİ SESİ İLE SÖYLEDİĞİ ŞARKILARI VE ÇALDIĞI SAZI HER TÜR YARATIĞI etkileyip -zabdu rab edip SES MIKNATISILI SİHRİ ALTINA ALABİLİRMİŞ..yanii simya sanatında eritip değiştirip dönüştürme de mahirmiş..hz süleymanda ,kral davud un ,hitili bir askerin eşi ile evlenmesi ile doğmuştur..yani annesi bir yahudi değildir..ve tabii hz süleyman yahudi inancına göre 1000 kadınlar evlenmiş..gücünü arttırmak ve savaşmadan diğer ülkelere nüfus etmek içinde yapılan bu evliliklerin ilki MISIR FİRAVUNUN KIZI İLE İMİŞ VE DAHA SONRA BAŞKA BAŞKA PAGAN İNANÇLI KADINLARLA DA EVLENİYOR..ve yahudilerin inancına görede bu kadınlar da ,SÜLEYMANIN KENDİ TANRISI İÇİN YAPTIRTTIĞI MABED TAPINAK gibi , kendi inançları içinde birer minik tapınaklar yapsın istiyorlar ve hz süleyman buna izin veriyor..sonra tüm kudüs tepeleri değişik pagan tapınakları ile doluyor ki, şimdide o yerler değişik mezhepteki kiliseler ile doludur..
ve bu büyük hatalardan sonra hz süleymanın simyasal ergitilmesi başlıyor..ve bir gün hz süleyman parmağındaki TEVHİDİ SÜLEYMAN MÜHRÜ YÜZÜĞÜNÜ KAYBEDİYOR ve hikayeye göre YÜZÜĞE BAĞLI tüm ERK-MAKAMSAL YETKİ İRADE ANLAMLI gücünüde kaybediyor..yaklaşık 3 sene kendi krallığında dilenci ve aç susuz köle olarak dolaşıyor..ve sonra hatasının bedelini ödeyip, derslerini alıp, tevbelerini edip affedilincede, yüzük geriye veriliyor ve yeniden kral süleyman oluyor..AMA TAPINAK TAM BİTMEDEN BİZE GÖRE ÖLÜYORKEN ,tevrata göre tapınak bitince ölüyor..
tabii bu hikaye bizde kuranı kerimde olmayan bir hikaye ama bizde de daima anlatılan bir masal olarak herkes bilir..işte o tez kitabından bir bölüm ..tevratta hz süleymanın ergime derecelerine göre değişik adları varmış..işte bu her şeyi kaybettiği ve miskin makamlı derviş olduğu zamanki adıda VAİZ miş ve VAİZDEN alıntım :
********
hz Süleyman ın Tahta geri dönüp dönmediği ihtilaflıdır. Ancak bazı kaynaklara göre üç yıl boyunca şehirden şehre ülkeden ülkeye dilenci olarak gezmiştir.284 Kitab-ı Mukaddes’in Vaiz
bölümündeki bazı ifadeler hayatının son zamanlarında yaşadıklarını ve pişmanlıklarını
anlatıyor:
“Ben Vaiz, Yeruşşalim’de İsrail üzerine kraldım.”
285 (Yaşadıklarının ve yaşattıklarının sağlam temelde olamayacağını her şeyin bir gün biteceğini anlatıyor) “Güneş
altında yapılan bütün işleri gördüm ve işte hepsi boş ve yeli kavramaya çalışmaktır.” 286
“Çok hikmette çok dert var ve bilgi artıran dert artırır.”287
Vaiz bölümünün sonlarına doğru hakikatleri bir bir ortaya döker. Bütün işlerin Allah’ın elinde olduğunu, ona dönüleceğini ve ölüm anı ya da kıyameti anlattıktan sonra
“Gümüş tel kopmadan ve altın tas kırılmadan ve testi çeşmede parçalanmadan ve kuyuda su dolabı kırılmadan ve toprak evvelki haline dönmeden ve ruh onu veren Allah’a dönmeden seni
yaratanı hatırla. Boşların boşu Vaiz diyor: Her şey boş”288 diyerek asıl vaziyeti belirtir.
alıntıdır
******
eweet simya tefekkürümde bugün yine mukayeseli simyalar olacak diye yazmaya başladım bakalım ne akacak..ülkemiz seçim arafesinde olduğundan ve herkes bu devre yakışır büyük değişim ve dönüşümler beklediğinden son ifşaatlarda tüm sınırları yıkıp ,herkes birbirine heryanından saldırıp ,bir türlü yerle bir edemediklerine iman ettikleri birini yıkmak için, var güçleri ile birlikte ve beraber çalışıyor çalışıyor..bu kadar nefret ve kin ve bu kadar iğrenç ifşaalar aslında genel halimizide bize haykırıyor ve yüzlerimize yüzlerimize vuruyor..ve bu anormal kin normal değil..
islamda ve tasavvufta bu özel anlamın özel anlamı var ...güzel bir şey aslında sahibi için..sahip olduğu erk ve önemi ele veriyor..
onca senedir hemen herkes bu tarz kişilik çözümü dizilerinden tut, paralı parasız KENDİNİ TANIMA DERSLERİ ERGİTMELERİNE KATILARAK ,EVRENİN YÜCE MİMARININ SİSTEMİNİ GÜYA ÖĞRENDİLER VE ÖĞRETTİLER..ama gel görki, gürünen hiç birimizin bu derslerden ve tonla zaman ve para harcanan emeklerden hiç bir halt öğrenemediğimizin ortaya çıkmasıdır..
bir defa allahın KALEM YAZDI VE MÜREKKEB KURUDU ,KAZA KADER YASALARINA İMANA VE ALLAHIN HERŞEYİ BİLİP DİLEDİĞİNİ YAPTIĞINA İMAN RAFA KALKALI ZATEN ÇOK OLDU..VE DERVİŞANLAR DAHİL genel inananlar burada sınıfta kaldı..demek ki biz iman etmiyoruz o şeylere.. olan bitenleri İKİ ELLERİMİZLE YAPTIKLARIMIZIN SONUCU DEĞİL,SADECE BİR KİŞİNİN İKİ ELİ İLE YAPTIKLARI DİYE BAKIYORMUŞUZ yani onu ilah edinmişiz ve şimdide taptığımız putu kırıyoruz o kadar ..
ezoterikçiler zaten sınıfta kaldı..kişisel gelişimciler ve akaşik kayıt okuyucuları ,zihin kontrolcülerde sınıfta kaldı..kimsenin dedikleri aslında olmadı ve olmuyor..SADECE ALLAHIN DİLEDİĞİ VE MURAT ETTİĞİ İRADE ETTİĞİ OLDU VE OLACAK OLAN OLUYOR o kadar..
mesela ülkemizdeki hemen tüm bilici bulucu ve ezoterik rehberler güneydoğu çok dilli ve çok etnik dinli yerlerden çıkmadır..ve mesela depremi hiç biri bilemedi ve kimseyi kurtarmayı bırak daha haftasına hep paralı özel sanal dersler başlattılar ki ben şahsen onları çok ayıplamıştım..
ülkemiz ve dünya 100 sene evvelki gibi, büyük bir simya değişimi geçiriyor..ama hakikatte her gün ve her zaman olanlar bugün yine tekrarlanıyor..eskiden iletişim ağı yoktu ve kimse olan biteni ne duyuyor nede biliyordu..bugünse her şey canlı yayında..sanal alemde ekranda kendini ifade etmek çok cazip ve kuyruğuna basılan, çıkıp kendi ifşaatlarını yapıyor..yanii allah onların canlarını almadan kendilerine kendilerini itirafçı yapıyor..
biz küçükken allahın her şeyi görüp kaydettiği anlatılır ve insanlar böyle korkutulurdu ama bazıları buna inanmazdı..bugün herkes herkesi taktığı kameralar ve dinleme cihazları ile kaydedip istediği gibi montajlayıp servis edebilmek teknoloi ve imkanına sahip..yaniii bir zamanlar allaha bile yakıştıramadığımız o ilimler , bugün herkesin elinde çocuk oyuncağı..normalde pek çok insanın sanal alemde profili bu yüzden kilitli değil mi?...mesela watsapta yakınlarımız bile her yazdığımızı bir gün kullanmak için arşivliyor ve dosyalıyor, kaldı ki, bu sanalda halimizi düşünün..yalan mı ?..beni bile arşivleyen pek çok düşmanım ve takipçim var şükür ..
insanlar sürüler halinde büyük şehirlere tıka basa doluştukları için sanıyoruz ki , herkes aynı model..hayır herkes aynı model değil..bu sürülere karışmayan ve bulaşmayan ve kendilerini bu güruhlardan koruyan pek çok, çok akıllı insan her zaman olduğu gibi hala var..onlar kendilerini bizden ve sistemden koruyorlar..kalıcı olacak olanda zaten onlar..sistemin tuzağına düşmeden yaşamayı başaranlar..ve sistemi akıllı şekilde kullananlar..diğerleri cüruf..
eğer tekamül yasalarını bilse ve takip etseydik zaten, kimsenin bir kahine-astroloğa vs ihtiyacı olmazdı..sadece bir TOHUMUN KARA TOPRAĞA EKİLMESİNE VE YEŞİL FİLİZ VERİP İKİYE AYRILMASINA VE SONRA yine BİR GÖVDE BEDENLİ AĞAÇ OLUP YEŞİL YAPRAK VERMESİNE VE ÇİÇEK AÇIP MEYVE VERİP,SONRA MEYVENİN ya yenerek mirac etmesi ilede yenen kişi olmasına veya yenilmeyip, yere düşüp veya dalında çürüyerek ,yine toprağa gübre oluş yasasını bilir ve hiç bir şey için acele etmez ve sırası ile ÇIKIŞ-YOLCULUK VE SERÜVENLERİ VE BİTİŞ yasasınıda zevkle seyredebilirdik...fakat biz kavga ve gürültü seviyoruz..gelişememiş insanlar-şımarık -bencil-olgunlaşamamış ve hep ham kalmış insanlar olarak, toplu halde delilik -cinnet halini yaşıyoruz..ülke tımarhaneye döndü..zaten öyle idi... şimdi aslında en neşeli güzel zamanı..herkes yediği naneleri ve işbirlikçilerini anlatıyor.. herkes birbirlerine bağlı ..maalesef..ve hemen çoğu anlı şanlı ünlümüz ve sanatçı dediklerimizde ortalık yemi...
SALINIM YASASI VAR ..HİPNOZDAYIZ..bir şey sağa ne kadar salınırsa, sola da aynı eşit oranda salınıyor ve bu süreç ikisi içinde eşit zamanda gerçekleşiyor ve bunu kimse değiştirip engelleyemez.. aklı ve bu ilmi kullanmayı akıl edenler HİPNOZDAN ÇIKMAYA ÇALIŞIR ..TABİİ BUNU BAŞARMAK İMKANSIZ OLSA DA ,en azından seyirde kalmak daha doğrudur..
harikulade bir kıyamet çağı yaşıyoruz..büyük rönesans ..büyük değişim ve dönüşümler..eski kirliler gidiyor yeni kirlitemizler geliyor .. pekii bizi neler bekliyor?
mesela yine eski lider seçilirse, bir defa önce kendi yakın etrafını imha etmesi gerekecek ve büyük temizliğe içeride beslediği gözünü ve altını oyan yakınlarından başlayacak..mecbur... çünkü tüm hainler dökülüyor sistemin bitiş gereği.. ve sonra yepyeni yeni genç nesilleri, eski kokuşmuşlarla değiştirecek ve tabii ki avrupalılaşmak içinde onlar gibi yaşamayı öğrenmemiz için çok ağır cezalı yasalar bizi bekliyor..ve avrupai bir hayat için daha pahalı bir hayatta bizi bekliyor... biz şu an dünyanın en özgür ülkelerinden biri imişiz..artık olamayacağız..çünkü dünya çinde uygulamaya başlayan VATANDAŞ PUANLI SİSTEME GEÇİYORMUŞ..insanlar pek çok hakkını kaybedecek ve bizim hilekarlıklarımızın önüne geçmek için pek çok kararı makineler verip denetleyecek .... ve şimdiki liderimiz eğer yeniden seçilirse ve ""ATTIĞIN ZAMAN SEN ATMADIN ALLAH ATTI,O SENİN OĞLUN DEĞİL,O SENİN EŞİN DEĞİL,O SENİN YAKINİN DEĞİL ayetlerinin bedellerini alırsa da ,O SİMYADA EN YÜKSEK MAKAM OLAN ZÜLKARNEYN LİDERLİK MAKAMINA ERİŞEBİLECEK..tabii duygularına yenilmez ve etrafının yalakalıklarına ve hilekarlıklarına yine kanarsa, bu tekamüle eremeyecek..
ve liderimiz seçilemezse ,diğer çoklu koalisyon vezirler birliği seçilirse ki yakiin tarihimiz bunlarla dolu nasıl seyir izleyecekler biliyoruz ..şablonumuz var şükür.. seçim ertesi tüm tabelalar çöpe atılacak-isimler değiştirilecek ve kurumları paylaşma kavgaları ve üleşmeler yapılacak..herkes söz verdiği kişilere o kurumları yine peşkeş çekmek zorunda kalacak... ve eskiler işten atılıp, yeni bekleşenler ve söz verilip vaad edilenler tek tek ve aşiret aşiret işe alınacak..sonra da TAHT KAVGALARI BAŞLAYACAK..HER BİRİ AYRI GÖRÜŞ VE İNANÇTA OLAN BU VEZİRLER DEN BİR LİDER ÇIKMASI ZOR OLDUĞUNDAN VE İŞİN BAŞINDA BİRBİRLERİNİ ERGİTMELERİDE İMKANSIZ OLACAĞINDAN ,kısa sürede görüş farkları bu çok karılı ve çok kocalı haremi dağıtacak ..çünkü biz yapı olarak ,İÇİMİZDEN KİMSENİN TEK BAŞINA SİVRİLİP YÜKSELMESİNE ASLA İZİN VERMEZ VE ONU ATIL HALE GETİRMEDEN ASLA PAÇASINI DA BIRAKMAYIZ .KARDEŞ KAVGALARI KABİL SAVAŞLARI İLE DOLUDUR TARİHİMİZ..görünen ve bilinen köy kılavuz istemez..
bir mucize olur ve tek başına seçime girenler işi götürürse, daha iyi olur inşallah..
göbekllitepe ilk açıldığında güneydoğuya gap turları başlamıştı sanırım 2010 du..bizde bir davetle ,bir otobüs dolusu insan o tura gitmiştik..ilk defa görecektik..rehberimiz dışarıdan asla açık su alıp içmememizi söylemişti..bugün lüx turizmden kaynayan o şehirlerde gelen ziyaretçiler için temiz tuvaletler henüz yapılmamıştı ve rehber anons yapıyordu..tuvalet ihtiyacınız geldiğiniz de ""ÇİÇEK TOPLAMAK İSTİYORUM ""DİYECEKSİNİZ VE BİZ AÇIK ALAN BİR YERDE DURACAĞIZ VE SİZ ETRAFA YAYILARAK İHTİYACINIZI GİDERİP GERİ GELECEKSİNİZ,ÇÜNKÜ BENZİCİLERDE TEMİZ TUVALET VE DİNLEME TESİSİ YOK "" demişti..
VAR OLAN TUVALETLERDE içine girilemez haldeydi o zamanlar ülke genelinde benzicilerde, hatırlayınız.çünkü genel insanımız umumi tuvalet nasıl kullanılır bilemezdi ve alafranga klozetlerin üstüne çıkar veya etrafına pislerdi hatırlayınız..yıllarca bu tuvalet adabı ve bu tuvaletlere nasıl edileceği anlatılıp, benzinci tuvaletleri ergitilmeye çalışılmıştı hatırlayınız..
bugün o bölgelerde göbeklitepeden daha eski yerlerde çıktı ve daha çıkacak..ve muazzam yeraltı hazineleri her yandan ""DIŞARI ÇIKIYORUM ""DİYE HABER VERİYOR ...VE SIFIRDAN YAPILAŞILDIĞI İÇİNDE , genel olarak hiç emek verip çalışmadan elde edilen korkunç servetlerin para aklamalarıda doğal olarak son sistem yapılaşmalarla oluyor..insanlarımız giderek sadece konforizmde medenileşip ,lüxün tadını alınca ,daha çok lüxe yatırım yapıyor..
biz çok şeyi çok kısa sürede deneyimleme şansı yakalamış bir millet ve coğrafyayız..bir 30 sene evvelki fakirlerle, şimdiki fakirler arasında dağlar kadar fakirlik farkı var..geçen iki genç misafirim vardı..afganistan ve afrikada görev yapmış iki genç..ve hala orada 50 cente muhtaç-içmek için temiz su bulamayan ve güvenli olmadığı için evinden dahi dışarı çıkamayan ve pislikten olan salgın hastalıklardan kırılan insan hikayelerini dinledim..o ülkelerde aslında cennet ama iç savaşlar ve ülkelerin kendi içlerinden bir lider çıkartamamaları o ülkeleri daima aç ve sefil ve sürekli sefil bir savaşta bırakıyor ..bizim hiç bir şeyden ibret alamayışımız ve yapılanları yıkmak için verdiğimiz savaş sa gerçek bir ibreti alem..biz şükretmeye dahi utanan ve arsızlanan bir milletlikten geçiyoruz.. bir tuhaflık var..hastalıklı bir arsızlığa yakalanan bir tuhaf psikolojik hastalıklarımızda fazlası ile var..
tasavvufta denir ki," ALLAH KÖTÜ BİR ŞEY YARATMAZ VE VERDİĞİNİ ASLA GERİ ALMAZ..VE HİÇ BİR ŞEY AYNEN TEKRAR ETMEZ VE HİÇ BİR ZAMANDA OLDUĞU HALDEN GERİYE GİDİLEMEZ..her zaman ileriye bir adım dahi olsa yeni bir ileriye gidilir".. değişim dönüşüm simya kişilerde ferdiyetle başlar ..nadiren umumen olur..biz umumen olan osmanlı yıkılıp tc kurulduğunda yaşamıştık ve bir yy ancak bu sene doluyor..ANTLAŞMALAR FESH OLMA-ZAMAN AŞIMINDAN SAHİBİNE TESLİM ZAMANINDA VE KRAL YENİDEN TAÇ GİYDİ !!! kadere bak!!!
o zaman ülkede yetişkin erkek sayımız yok denecek kadar azdı..kadınlar-çocuklar yaşlılar ve ülkede söz sahibi ve her kurumun başında olan azınlıklar vardı...tam devrim oldu harf -kıyafet inkilabı oldu..para ve üzerindeki resim değişti..yeni bir ülke marşı yazıldı (**ve yazan mısıra sürüldü ve aç ve hasta muhtaç geri geldiğinde ona bir yahudi sahip çıkıp evini açıp baktı..oğlu açlıktan çıplak soğuktan donmuş çöplükte bulundu-bugün islamcılar onun üzerinden tonla şan şöhret ve para kazanıyor ve misafir edildiği evde safa sürüyorlar -YANİİİ BU ÜLKEDE ÖLMEDEN DEĞERİNİN BİLİNMESİ İMKANSIZDIR )...ve o zamanlar böyle iletişim ağı ve olan bitenlerden herkesin haberi asla olamazdı çünkü yollar ve araçlarda yoktu..yanii o zaman savaşlardan bitmiş-bezmiş korkunç fakir ve aç bir ahali vardı...o devrimleri yapmak bu zamana göre kolaydı..dolayısı ile bugün öyle bir şey yapamayız...
eğer yeni gelenler böyle bir devrim yapacaklarsa ,ilk önce TL nin dolar olmasını genel olarak herkes ister herhalde.. maaşlarını dolar olarak almak ve anadilimiz ingilizce eğitimli olsunda isteriz..türk kiracı olmasın ,yabancı kiracılarımız olsun isteriz.. tatil yerlerine türkler gidemesin, sadece yabancılar gelsin hepimiz isteriz..sahip olduğumuz her şeyi bizden dolarla satın alsınlar ve bizide sınır dışı etsinler de isterük....türklerin avrupaya ve amerikaya sürülmesini ve oradakilerinde türkiyeye yeni avrupa ve yeni amerika demokratik türkiye DC sine gelsin isteriz..her erkeğe bir rus ve bir ukraynalı ve bir polonyalı kadın isteriz..her türk kadınına da bir ispanyol veya bir zenci erkek olabilir herhalde ..
yenii türkiyenin birleşik krallıkları devletlerinden amerikaya bir zamanlar satılmış olduğu dedikoduları ne kadar gerçek bilemeyiz ama müfredat sistemi yönetimi onların elinde olduğu gerçeği VAR ...ve ülkemizde kendi geçmişimizle alakalı şeyleri; henüz ergitilip büyütülmediğimizden ,biz çocuk halklara açıklanamadığı gerçeğimiz var..resmi ve okutulan tarihimizde büyük yalanlar var....koalisyon vezirler döneminde sürekli başımıza kakılıp, bize çıplak hakikatler olarak anlatılacağı devreye de giriyoruz gerçeğimizde var..adamlar ne güzel başlamış anlatıyordu ama ""seçilene dek susun"" deyip,onları susturdular...ÇÜNKÜ SAHİPLERİ AMERİKA ONLARA HAKİKATİ ANLATIYOR DA ORADAN BİLİP SÖYLÜYORLARDI..
ülkenin büyük kısmı kendi aralarında sadece dolarla alışveriş yapıyor ..halkın büyük ihtiyacı olan maaşlarınında dolar olması sanırım bu gidişle gerçekleşir..amerika ve dolar dünyada silinirken, belki bizim ülkemizde YENİDEN ÇİÇEKler dolar OLARAK AÇAR VE HEP BİRLİKTE OTOBÜSLERDEN İNİP ETRAFA YAYILAN dolar ÇİÇEKLERİ TOPLARIZ...
not: rüyada büyük gaita ve tuvalet dünya da demektir...o yüzden doğulu simyacıların altınları işleri bitince yeniden b.. olurlar..
not: bu yazı aşağıdaki fotoğraf için yazılmıştır kimseyle alakası yoktur..bugün bir mesaj geldi bu foto ile ve demiş ki: BU HAFTA BU FOTOĞRAFLA ALAKALI BİR YAZI GELİR HERHALDE..işte bu yazıyı bu fotoya ekledim ki ,dünde zaten yazmıştım..ayrıca dün ,m.e. kılıç hocayı kitap fuarında dinlemiştim..o da sohbete ingiliz kralının taç gitme törenini kızı ile izlemiş ve izlerken tüm sembolik anlamları kızına anlatarak gelmişti ve demişti ki; KRAL A GİYDİRİLEN TAÇ,PELERİN ,KUŞANILAN KILIÇ aynı bizim padişahlarımızın kılıç kuşanma törenleri gibi gelenekseldi ve zaten haçlılar bizden ahilikle birlikte bu gelenekleride alıp ,kendilerine monte ettiler ..onlar bugün hala geleneklerini koruyor ve yaşatıyorlar... bizse kaybettik..
bense dün, bu töreni babil insiyasyonu iannanın ölüler yolculuğundaki kutsal emanetleri üzerinden anlatmıştım..derviş çeyizi üzerinden de anlatılabilir..sembol diyerek geçmemeli..bunlar rüyada da ergitildikçe kişilere verilen ve sahibine imtiyaz -mühür- imzalar -yetkiler olarak açılan her zaman geçer akçelerdir..gelenek dünyada ve rüyada sürmektedir..
benden bir resme tefekkür ancak bu kadar..
yazımı okumadığım için ne yazdım henüz bilmiyorum..umarım işe yarar ..
ve bence bu resmin tek anlamı var..100 sene evvel bu zamanlar henüz biz İNGİLTERE BAŞTA OLMAK ÜZERE AVRUPA ÜLKELERİNİN İŞGALİ ALTINDAYDIK...ya bu gün ? esaret bitti mi sizce ?..hala ülkemizde bir makama getirilecekler, devletin kanunu ile hazineden ödenerek , onların ülkesi ingiltere akademialarında yetişip diploma almak ve onlara düzenli rapor vermek zorunda ..ve onların ne kadarının beyinleri ve kalpleri satın alınıp, mankurtlaşmışlar mı dırı kim kontrol edebiliyor ?..kim ?. .yoksa yeniden mi kral geliyor? .. üstelik ,ingiliz tebasının bayağı kısmı servet ve kariyerleri ile kendisine biat etmiş türkler ..paramız sterlin olacaksa bizde biat ederiz ne olacak ki?... ülke onların zaten değil mi? ..tek hedefimiz ya dolar ,ya sterlin..her yer dolar dolsun... hatta hepimizi tek tek topraklarımıza mezar kazıp gömsünler ve gözlerimizin üzerine toprak yerine dolar atarak bizi dolarla gömsünler yeter ...gözümüz doysun..gerçi yine doymayız ama en iyisi bize dolar basma makinelerinden birer adet hediye etsinler...onlar basmak için yorulmasın ,bize lazım olanı biz basalım rahat edelim..
bize türk de demesinler artık..türklükde sevilip istenmiyor..bize amerikanİAN , bize avrupaİyAN, bize urartulu ARYANLAR desinler de artık bi rahata erelim.. dinimizi her şey helaldir ve serbesttir dinimiz her yol mübahtır kanunlu tek din olan dinsiziliktir le değiştirmeyide asla unutmayalım..geriye bir bayrak kaldı..ONA KIYAMADIM....O KALSIN ...O DEĞİŞMESİN..ADI NUN O NUN..
yıllar evvel bir rüya görmüştüm..bu rüyamda yaşadığım şeyler açıklanıyordu ..BİR T ANAHTAR şeklinde ,elle kullanılan İP KUKLA ve O ANAHTAR İPLERE BAĞLI HEPSİ YANMIŞ KUKLALAR VARDI... ve sonunda BİR SAHNE PERDESİ AÇILDI... DAİRE ŞEKLİNDEKİ AHŞAP PLATFORM SAHNE DÖNDÜ.. PLATFORM üzerinde bir KOLTUKTA , YAŞLI beyaz saç ve beyaz sakallı bir KUKLACI ADAM OTURUYORDU.. ve önünde yerde duran AHŞAP BİR SANDIĞIN KAPAĞINI gülümseyerek AÇTI..elinde bizim yanmış kapkara kuklalarımız vardı....ve sandıktan yepyeni-tertemiz ve bizim birebir aynımız olan ahşap kuklalarımızı eline alıp çıkarttı ve yerlerine de bizim eskimiş ve yanmış kuklalarımızı koydu ve sandığı kapattı..yaniii sandıktan yine biz çıkmıştık ama ESKİ OYUN YENİ BİR OYUNLA YENİDEN TEZGAH AÇMIŞTI..
sanki bugünler o günler ve yarınlar da aynı dünler gibi ,hep aynı suretler arasında gelip geçiyor ve geçti ve geçecek.. ve insan hep kendisine yenilerek ,kendisini yenecek..ve insan hep ölerek yeniden doğacak..
simyada geometri tefekkürüm, nihayet beni yine eski bir hayalim ve hatırasına götürdü..ve anladım ki ,yine son sınıra gelmişim..dolayısı bundan sonrasına şimdilik geçemeyeceğimi anladım..çünkü evvel zamanımla latif olan bu hayalime-yani bu acaip sırları nasıl rüyada gördüğüme hayret ederek, birbirlerine "nasıl olur ?"diye taaccüble gülerek baktılar ve sonra evvel zamanım: SİZ ZATEN BAŞINDAN SONUNA HEPSİNİ GÖRMÜŞSÜNÜZ -BAŞKA BİR ŞEY YOK demişlerdi...
yanii kutsal geometriden çıkan yine biziz..kaostan çıkan düzende biziz, düzenden çıkan kaosta biziz..aynı bedenimizin gölgesiz, gölgemizin bedenimizsiz, aydınlık tarafımızın karanlıksız, karanlık tarafımızı aydınlıksız olamayacağı gerçeği gibi..
***
SABİTE TAŞI
karenin içinde-ortasında bir başımayım
yönsüzüm ve yörüngesizim..
ne kimseyi görebilir ne de duyabilirim
tüm yönler bana çıkar, bense her şeyim
hareketsizim…
nurcihan 2008
****
felsefe taşı veya köşe taşı veya RÜKUN TAŞI olmak tefekkürü..arabi hoca mesela kendisini kabenin 4 rükun direğinden birisi olarak anlatır :)yani arabi hoca kendi felsefe taşını bulmuş ve kaidesine sahip çıkıp kaydetmiş bir NAMAZ DİREĞİ RÜKUNDUR ..İNSANIN kendi evtad DİREK ANTENLİĞİNİ anlaması ve çıkartıp kendi yayınını yapması üzerine kadim bir geometri şiirine bakıyoruz :
""BİR ERKEK VE BİR KADIN ÇİZ
ONLARI DAİRE İÇİNE AL
ÜZERLERİNE BİR DÖRTGEN ÇİZ
O DÖRTGENİDE BİR ÜÇGEN İÇİNE AL
SONRA ETRAFINA BİR DAİRE ÇİZ
İŞTE FELSEFE TAŞI BUDUR
BU GEOMETRİK BİLGELİĞİ ANLAYACAK SEVİYEYE ERİŞMEK İÇİN ÇALIŞIP ÖĞRENMEDİĞİNİZ SÜRECE O TAŞA SAHİP OLAMAZSINIZ """demiş eski bir simyacı ..
ve simyasal geometride METADRON-MERKABA-SÜLEYMANI MÜHRÜ -TEVHİD YILDIZI BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİMİN GEOMETİK kün-ol emri hiyeroglif şekli tekamülüne bakıyoruz...ve bunu hem kendimizde hem etrafımızda anlamaya tefekkür etmeye çalışıyoruz...
DÜNYADA VE ÜLKEMİZDE CİNSİYETSİZLİK VE MARJİNALLİĞİN NORMALLEŞMESİ İÇİN ,MECLİSE TAŞIYICI ANNELİK HAMİLELİK ÜCRETLERİ KAÇA YAPILIYOR ? ...
ülkemde seçim oldu.. genel ahalinin sabahtan akşama dek beddua edip, hakaret ettiği bir ülke liderine karşın, onu devirmek ve yerine geçip, kurumların yeni işgal edici ve yeni sömürücü yeni zengin sahipleri olmak için tam 6 seçilmiş değişik karakter ve inanç modeli kişi ,ölesiye bir kin ve nefretle çekişmeli boşanma tarzında yarıştı ve yenildiler..ki; bu kişiler için seçmenleri sık sık demişlerdir ki hatırlarsak, "o kişilerde bu mana ve anlam yok biliyoruz ama elimizde sadece bunlar var ve içimizden sadece bu kalitede birilerini oyuna sürebiliyoruz ve bu piyonlarımızda hakiki lider esvabı olmadığından, onların bu eğreti emanetçilikleride işe yaramayacak biliyoruz ama bu son şansımız... ve biz o tahta parçası bile olsa, bir teneke bile olsa, onun kalitesine ve kabiliyetine artık bakmayacağız"
(* hatta daha ağır ve hakaretengiz kelimelerle onu anlatanları ve yazanları facemden biliyorum... o bir işe yaramaz ama başka çaremiz yok..onun seçilmesi için her şeyi yapmalıyız diye şiddetle yazılan şeyleri asla unutmam ve biliyorum.. çünkü bu sabah dahi gözümü açtım ki, yine bunlar karşıma çıktılar ,okumak zorunda kaldım..bu nasıl kin yaaa ?!! bu kin hangi kandan yaaa ?) ...
ve bunlar, ezoterik gizli batıni anlamda aslında diyorlar ki ;""bizim kin ve nefretimiz denen, damarlarımızda akan bir itici gücümüz var ve onunla , illa O DEVRİLMEYEN HACI YATMAZ LİDER DENEN ŞEYİ DEVİRMEK ve ona biatlı aktrokları yok etmek için bunu yapacağız... ve her ne pahasına olursa olsun onu devirmek için elimizden ne geliyorsa ki, bunlar sevmediğimiz nefret ettiğimiz dini kimlikli veya türkçü kişilerle ortaklıkta olsa, iş bitene dek AYIYA DAYI DİYECEK ve onlarla birleşip bu savaşı vereceğiz".....yalan mı ?yalan de..diyemezsin ..
pekiii bu durum ne şimdi?..neden hala bu ülke insanı, bu kişilere güvenmiyor ve neden onlardan bu denli korkuyor?..ve nefret ettikleri ülke liderine de onları korusun diye hala biat ediyor ?..ve bu ülkede konforlu hayat için hala sadece neden o tek gözü kara ve güçlü lider kabul ediliyor?.. ve BU karanlık soldan KORKU NEDEN ?..HALK NEDEN ONLARDAN BÖYLE KORKUYOR VE ONLARA GÜVENİP, KENDİNİ TESLİM EDEMİYOR ?..NE HİSSEDİYORLAR İÇSEL OLARAK MESELA ?..
işte; şimdiye dek hemen hiç bir sistem sembol okuma ceoluğumda pek yanıldığı olmayan ben kendim , yine ben kendi kendimi test ederek bu travmatik biatlı aktroyanların nasıl ve neden hala denize düşmüş haldeyken dahi ,o canavar kabul ettiğimize, can simidine misali sarılmış durumumuzu MERTEBELER-BATINİ VE ZAHİRİ SEMBOLİK VEYA AŞİKAR HER CEPHEDEN DİDİKLEMEYE TEFEKKÜRE YATIRMAYA KARAR VERDİM..
çünkü benimde 3 çocuğum var ve bu seçimde aile büyükleri ile çocukları bölündüler..aile baskısı ile çocuklar terörist partini isim kılıfı değiştirmesi ile yeşillenmiş adına oy vermesede , yeniden kominist partilere yöneldi..bu aile içinde bölünmüşlük ne yazık ki ülkemiz üzerinde sürekli oynanan iğrenç bir oyundur ve bu oyunun en büyük üstadları bazı akademia hocaları ve ömrünü ünv meydanlarında yeni yetmelere terör tahsiline adamış hergele meydancılarıdır...bu tipler kadrolu ünv öğrencileridir hiç mezun olmadan okullarda yaşlanır ve öğrenci kulüplerini yönetirler ...yeni saf ve gariban çocukları avlamakta ustadırlar.....hiç bir aile çocuklarını bunlardan koruyamaz....
terör.. işte, benim muhalefetin bile yapamayacağı "lideri doğru şekilde anlama ve anlatma tefekkürümde" ; eğer o ,"2. turda başarırsa ,TEKAMÜL YASASI GEREĞİ KENDİSİNDEN BİR ZÜLKARNEYN LİDER ÇIKARTMAK İÇİN GEÇİRECEĞİ SAFHALARINA BAKACAĞIM Kİ, GEÇEN HAFTA ZATEN YAZMIŞTIM..BU NADİR OLAN BİR ŞEY ...VE ŞU AN ÜLKEMİZ DE GERÇEKLEŞİYORDA OLABİLİR.. henüz bilemiyoruz çünkü, tam seçilmedi.. gerçekten seçilirse ,sonra yapması gereken işleri ben tekamül şablonuna göre yazacağım ve çıktıkça yani o bu merhaleleri başardıkça takip edeceğim....ZÜLKARNEYN KILICINI VE ÇİFT BOYNUZUNU NASIL KULLANACAĞINI VE KISA SÜREDE TÜM ZAMANLARI BİRLEŞTİRİP, HESABI KİTABI DÜREBİLME KABİLİYETİNİ, ölmeden evvel nasıl bitireceğini kaydetmeyi bir vazife olarak düşünüyorum..ve...diğerleri, tabiiki ilgimi çekemez ..zülkarneyn varken, kim diğerlerine bakar ki?..onlar zaten zülkarneyn çıkabilsin diye sahaya sürülen piyonlar olacak bu anlamla bakınca ..
ve ben, olaylara kişisel partisel yaniii sağ sol bakmıyorum .. umurumda değiller ..her şey yalan .. kime inananayım ki?..bir aç gözlü gider ,daha büyük aç gözlü hırsızlar gelir...hemen hepsi aynı...tepedeki temiz düzgünde olsa ,etrafı onu bozuyor maalesef...insanları defolamadan ve kirletip suç ortağı yapmadan zaten oralara getirtmezler... orası masum ve saf insanların sahası değil... o yüzden adı siyaset..ve hiyanet ....
.. olaya tekamül yasası ile yanii İÇİMİZDEN ÇIKARTTIĞIMIZ GERÇEK BİR LİDERİN TEKAMÜLÜ YASASI İLE BAKIYORUM..istedikleri kadar red için yırtınsınlar bınca kin ve nefret onda açılan dünya liderliği içindir.. dolayısı ile beni anlayamayanların bana saldırmalarını kabul etmeyeceğimden, bu tefekkürlerim için sayfamdan-takipten hemen ayrılabilirler... ve derin ve ağır yüzleşmeli tefekkürlerim için hem körü körüne çıkarları için liderci olanlar , hem de karşı tarafçılar yapacağım ağır mukayeseli yüzleşmelere dayanamayacaklarsa ,lütfen siz önden sayfama veda ediniz.... ve bu 1. tur açıklamalarımı, 2. tur açıklamalarım izleyeceğinden ,her zaman olduğu gibi asabiyet bozukluğun için sorumluluk almayacağım...ülkenin ve dünyanın her şeye bahane günah keçisi belli ,oda liderimiz malum..ve bu anlamı ona yükleyerek aslında onun ağır ve yüksek kurbanlık anlamını da kendin ifşa ediyorsun ,unutma..sende o bedeli ödemek anlamı olmadığından ,her suçu üstelenecek içimizde sadece o var..
ve mesela ; bugün, bazı güya ünlü medyatikler HALKIN NEDEN BU KADAR GERİ ZEKALI OLDUĞU VE AYNI HATAYI NEDEN tekrar tekrar YAPTIĞINA DAİR HALKA HAKARET EDEN MESAJLAR ÇEKİYORLAR..işte benim tefekkürüm de, tam bu mihval üzere olacak..halk, neden SOLA sol gösterip, hep sağdan vuruyor ve KENDİLERİ DAHİ KENDİLERİNE İNANMAYIP, KENDİLERİNDEN bu denli KORKUYOR ona bakacağız..asıl gerizekalılar kim anlamaya çalışcağız..ve asıl gerizekalı kendileri çıkmışmış..kendi milletvekilleri azalmış, içlerine aldıkları terörperest etnik azınlıklar çoğalmış..gerçi baştan TAŞIYICI KİRALIK HAMİLE ANNELİK VAZİFELERİNE İTAAT EDİP ,SÖZ VERDİKLERİ GÖREVİ VE ROLÜ BAŞARDILAR ASLINDA ve yanii bundan sonrası onlar için önemlide değil..çünkü meclise ve koltuklara çöreklendiler..iş bitti..yanii mecliste fetöcü tarz bıyık modelleri yerlerini yine yeniden araba yıkama fırçası modeli 1970 li model sol enkazı tarzına devretti.....bu durumda esmalar aynı-roller aynı -şablon kalıpları aynı ama, görüntü elbise BIYIK FARKI İLE değiştiğinden olaya bakacağız tabii..
eweet ..seçime TEKAMÜL VE TEKAMÜLDE SİMYA YASASI İLE BAKMAK TEFEKKÜRÜME YENİDEN HOŞŞGELDİNİZ.. önce kavgasız gürültüsüz, gerçekten tekamül etmiş YANİ KONFOR ALANLARIMIZ HAYLİ YÜKSELDİĞİ İÇİN, RAHATINI ASLA BOZMAYAN VE BOZDURTMAYAN HALKIMIZIN bu güzel seçimin getirdiklerini karşılayışı taktire şayandı ..ve taktirde edildi zaten...TAKİ BAZI AHLAKSIZLARIN DEPREMZEDELERE KÜFÜR VE BEDDUALARINA DEK..bakınız milletçe senelerdir aldığımız ezoterik-batıni ve zihin kodlama teknikleri artık işe yaramaya başladı..hepimiz kurgucuları ve algıyla oynayanları anlar olduk ve şimdide kendimiz kodlamacı ve oyun kuruculuğa doğru çok şükür tekamül ediyoruz..zor oldu ,güç oldu ama süper oldu maşallah.. bu ezoterikçiler asla ağır iş çalışmadıklarından ve havadan başkalarını sömürerek şöhret ve para kazandıklarından, asla rahatlarını kimseye peşkeş çekmezler..
mesela bu konforizm bir çürüme ve çöküş ve kokuşmuşluktur aynı zamanda bilmek lazım.bunu anlamak için tarihe bakman lazım..lale devri mesela..fransa ihtilali mesela..rüzgar gibi geçti filmindeki amerika iç savaşına giriş mesela.. ..yakında ülkemize paralı yabacı asker dahi alabiliriz diğer yüksek medeni çağdaş ülkeler gibi ve bizde terör üreterek, başka ülkelerin içine edip, onların kanını içerek pekala geçinebiliriz ..artık bu konuda usta olduk...amerika ve avrupa ve rusya ve çin misali..
benim ana konum İÇİMİZDEN ÇIKARTTIĞIMIZ LİDERİMİZİN YENİDEN SEÇİLMEYİ BAŞARIRSA, KENDİ TEKAMÜL YASASI GEREĞİ BİR ZÜLKARNEYN LİDERLİK ÇIKARTIP ÇIKARTAMAYACAĞI HAKKINDA İDİ..ben kendi hayallerimdeki semboller ve kendi geldiğim simya ve idrak tekamülümde BİR YOL AYRIMINDA YANİ HAK İLE BATILI KESECEK ZÜLFİKAR KILIÇ ANLAMINDA OLARAK ,kendim için anladığım ve deneyimleyerek öğrendiğim gücümü veya güçsüzlüğümün kestiği kişilerin başlarını ve olayların yollarını , bu defa ülke liderimizde ve tabii ki O ÜLKE LİDERİNİ ki, O NU KENDİLERİNİN ORTALAMASI OLARAK İÇLERİNDE ÇIKARTAN HALKIMIZIN YANİ KENDİMİZİN ZÜLKARNEYNLİKLERİNE DE BAKACAĞIM..ismime yakışır camii anlamıyla yani,inşallah..
bir defa seçimdeki genel halkın tekamülde "olayları artık anlama yükselişini" kimse inkar edemez..ülke liderimiz istese aslında 1. turda bir şekilde balkondan yeniden başkanım diye inebilirdi ve işi anlayanlar bu konuda hem fikir..ONU DURDURAN NEYDİ VE HANGİ EL ONU NEDEN- NİÇİN DURDURDU? ...ŞİMDİ BUNU ANLAMAYA ÇALIŞAN AZ SAYIDA YÜKSEK TEKAMÜLLÜ İDRAKİMİZDE VAR ŞÜKÜR..yanii hiç bir şey bizim anladığımız ve bildiğimiz ve işimize geldiği gibi de değilmişi öğreniyoruz şükür.birde olayda perde arkası var ....
ülkemiz osmanlı imp bakiyesi ve payitahtının ana merkezi olması itibari ile önemlidir ve kaldı ki, doğu roma imp payitahtıdır da ..perslerin -urartuların ve pek çok imp un ana merkezidir..bu bizi çok ırklı ve çok dilli ve çok dinli ve çok liderli ve çok merkezli ve çok kindar ve çok düşmanlı vs de her şeyin çoklusu yapıyor..kat kat antik ülke şehirleri gibi bizlerde aslında GENETİKLERİMİZDE KAT KAT HER TÜR ATALARIMIZIN BİLGİSİ İLE BURADA YAŞIYORUZ......ASYA İLE AVRUPAYI BAĞLAYAN BU KÖPRÜ ÜZERİNDE SAYISIZ İNATÇI KEÇİ IRK VE DİN YAŞIYOR ..hayatları kavga ile geçmiş ve hala geçiyor..buradaki KAOS ASLINDA SÜREKLİ CELAL VE ZUHUR YANİ YARATIMA DA YOL AÇIYOR..DOLAYISI İLE ÜLKEMİZİ BÖYLE CAZİP VE KIYMETLİ YAPAN DİNAMİKLİĞİDE BUNDAN...her an yeni bir yaratımda..
mesela ülkemizde yakın bir zamanda etraftan o zamanın suriyelileri olarak gelenlerin bir kısmı avrupa ve amerika ve başka başka ülkelere yeni suriyeliler olarak göçüyorlar ama buna mukabil ;avrupadaki durmuş ve kokuşup çürümeye başlamış atıllaşan kişilerde; hızla ülkemize göç ederek yerleşip ,yüksek alım güçlü sanal sahte paraları ile ülkemizi haraç mezat satın alabiliyorlar..ihtiyarlar rahat ve şefkatle yaşamak ve ölmek için geri dönüyorlar..aile istiyorlar..
avrupa ,nasıl arapların tapusuna geçti ise,ülkemizin tapularıda yeniden yabancıların eline geçiyor ve geçmiş atalarımızın kehaneti gerçekleşiyor..BİZ ,ŞEHİT KANI İLE BU VATANI KURTARDIK AMA TORUNLARIMIZ PARA İÇİN SATARAK BU VATANI KAYBEDİP ÜLKELERİNDE FİLİSTİNLİLER GİBİ KÖLELEŞECEKLER demişlerdi hatırlayınız....
avrupa ve amerikada çalıştığımız gibi çalışıp inansa idik ,ülkemizden kaç tane avrupa ve amerika çıkardı kim bilir.. ne yazık ki, BİZE BİR VAKİTLER YAPILAN 10 YILDA ETRAFTAN TOPLANMIŞ ve SOY KIRIMA UĞRATILIP ,ALFABELERİ ve GELENEKLERİ ve GEÇMİŞ HATIRALARI alınıp kökleri kopartılmış ve ERKEKLERİ ELLERİNDEN ALINIP,YETİM ve ÖKSÜZLER YURDUNDA YENİDEN DEVLET PROJESİ OLARAK ÜRETİMDEN ÇIKAN BİZLERDEN, ancak bu kadar tekamüllü insan idraki çıkıyor..henüz 100 yaşındayız ve aslında bu 1 veya 10 yaşındaki çocuk seviyesi demek bir ülke ve halkı için..yani hz ibrahimin aya ve güneşe bakıp bu benim tanrım değil,benim tanrım bunları yaratan deyip TEVHİDİ İDRAK ETTİĞİ O MUAZZAM YAŞTAYIZ..
ne yazık ki ,100 . sene ülkemiz yeniden osmanlı imp devrindeki kozmopolit evrensel 72 millet ve din ve dilin birleştiği rengarenk ve her telden bir ülkeye dönüştü..100 sene evvel 10 senede toplanmış 10 bin GENÇ , genetik soykırımdan geçirilip -sıfırdan,O ZAMANIN MODASI VE İÇERİĞİ OLAN HİTLER VARİ YARATILAN NESİLLERİMİZ,yine yeniden geldikleri yerlere birer ikişer kaçıyor ve topladıkları hazinelerinide götürüyorlar malum..
şu durumda biz 10 yaşında bir çocuk ergitilmesine sahibiz..yani ergeniz ülkecek..ergen olduğumuz içinde ,türklerde İSİM ALACAK ÇAĞA GELDİK..İSİM ALABİLMEMİZ İÇİNDE BİR ÖLÜLER YOLCULUĞU ERGİTİLMESİNDEN GEÇEREK ,FERDİYETLERİMİZİ ÇIKARTIP, BİR KAHRAMANLIK KABİLİYETİ ADIMIZ OLMALI.. yani, biz bu yaşta anamızın çocukluğundan azad olmak ve kendi babalığımızın hakkını kazanmak ve evlenmek içinde bir iş ve meslek sahibi olarak kendi hakkımızı kazanmak zamanındayız..
yani adem 10 ,1 ve 0 olarak ayrılmak zorunda...
eskiden ""ekmek parası- alın teri "" denen bir şey vardı ve kutsaldı.. ve bu ekmek parası ,bugün genel olarak unuttuğumuz bir emek karşılığı kazanılırdı..ama bugün çok ama çok az kişi alınteri ile emek ve iki eli ile bedenen ve zihnen çalışarak ÜRETİYOR..VE BU AZ SAYIDAKİ ÜRETENİNİN ÜZERİNDE; sayıca çok ama çok ama çoook fazla çok kişi ASALAK OLARAK YAŞIYOR VE ONLARIN ÜZERİNE BİNİYOR..bu az sayıdaki üreticinin maddeleşmiş üretimine bizlerde katkı olarak ,o ürünleri "" al- sat"" aracılık ederek, havadan birbirlerimizi söğüşleye söğüşleye, piyasayı ahlaksızlık ve soygunculukla döner sermaye haline getirmiş olarakta, gül gibi geçinip gidiyoruz.
yani zamanın modası ile PARA ,PARA İLE KAZANILIR.. GENEL ANLAMDA FAİZCİLİK ve FAİZCİLİĞİN DEĞİŞİK MODELLİ İSİMLERİ MESLEKLERİ İLE yanii HARAMZADELİKLE KONFOR ALANLARIMIZI GENİŞLETİYORUZ..doyuyor muyuz ? hayır... çünkü haram doyurmaz.....ne karnımızı ,ne gözümüzü,ne hırslarımızı haram kazançlar doyurmaz..doymadıkça daha çok hırslanırız ve saldırırız..helal olsa,o şeye yetince hemen göz de ,karında doyar ve "" elhamdülillah ,olmayanlarada ver yarabbi"" derdik ,eski ahilik usulünce değil mi?..evet..peki diyor muyuz ?hayırr...hep bana hepsi bana diyoruz maalesef..
ELİM DURDU..
devam edeceğim..önce elimizdeki malzemeye bakıyoruz..buradaki simyacı biz halkız ve kendimizi simya ederek ,içimizden bizi hak ile batıl anlamında kesecek hak bir zülkarneyn rehber çıkartıp çıkartamayacağımıza bakacağız..
not: beni okumak zorunda değilsiniz ,ben tefekkür sanatçısıyım ve soyut düşünme sanatında kendi sahamda eşsizim ..senin beni bilmene gerek yok..kıymetimden ben menkul değerler olarak mesulüm.sen kendi değerini bilmekle yükümlüsün..senden bana ve benden sana fayda yok..
22 MAYIS 2023 ewweet ..ülkemizin TC adlı yeni devridaim sisteminde 100. dalya senemize 99 .senenin son yarısına girmek üzereyiz.. her şey hızla değişip dönüşüyor.... süpriz seçimler herkesi hop oturtup hop kaldırıyor ve her şey her an değişiyor maşallah subhanallah..
bu gecenin TC SEÇİMDE SİMYA İLE ERGİTİLME TEFEKKÜRÜMDE ,ÜLKEMİZİN KAOSU OLAN HALKIMIZIN SİMYASAL ALAŞIMLARINA BAKMAK İSTİYORUM..
ülkemizde biz çok şanslıyız ve çok renkliyiz.. ülkemizde beyaz tenli renkli gözlü insanlardan ,en koyu renklerin her türü var biliyorsunuz..bunlar 4 ana unsur ATEŞ-HAVA-SU ve TOPRAK ELEMENTLERİNİN BİRBİRLERİ İLE SÜREKLİ DEVRİLEREK EVLENİP ERGENLEŞMESİ ile oluşur...ve O ESNADA bu çiftler birlikte ERGİYEREK ,diğer elemenlere akarlar ve yeniden onlarlada birleşirler ve renkleri farklılaşır ..ve zamanla ASILLARINI VE ÖZLERİNİ UNUTUP; KENDİ KİMLİKLERİNİ DAHİ KAYBEDER ve akıp giderler ve kendilerini artık ,o dönüştükleri elementler olarak zan edip kabul ederler... ve özüne yabancılaşan bu klansal halklar yani elemental varlıklarda,bu sorunlarla yaşarken, artık ülkemizde doğurdukları sağ -sol ve değişik etnik klansal -kabilesel-aşiretsel genetik kindar yapılarının yol açtığı olaylarla sürekli savaşmak zorunda kalırlar..işte şimdi o yecüc mecücleşmiş yanii elemantalleşmiş yapımızın tedavisinin bilimsel çaresine bakacağız..
biliyorsunuz devir" DİN=BİLİM=MUCİZE=TEKNOLOJİK İCAD = TEKAMÜL YASALARI İZANININ AÇILMASI ve ZİHNİN EN ZİHNİ SİNİR DERİN KIVRIMLARINA DALIP OLAYLARIN ÇÖZÜMLERİNİ ANLAMAK DEVRİ "...yani sonun SERİ ÜL HİSAB -KAPANIŞ DEVRİ OLDUĞUNDAN ,olan bitenleri anlamayan kimseler kalmayacak neşvesi içinde olacağız..
bugün devlet destekli , her diploma uzun senelerdir herkese kolayca ve hatta zorla verildiğinden ve almayanı diploması yok -almamış gerzek diye hakarete boğduklarından, ne söylersen söyle ve ne bilip anlarsan anla ,herkes diplomasına bir kefil ispatı için :BU BİLİMSEL mi? , o dediğin bilimsel delille İSPAT EDİLMİŞ Mİ DİYOR YA HANİİ?...İŞTE BİZ ÜLKEMİZDEKİ BU KAOTİK GENETİK KİNİ BİTİRMEK İÇİN, BİLİMSEL BİR TEZ ÖNERİYORUZ ŞİMDİ ..
ülkemizde her doğanın ve yaşayanın kan örneklerinden alınıp bu kişilerin "GELDİĞİ IRK ve GEN ve yapıları ALINIP, bunlar açıkça TESBİT EDİLSİN ...ve bu genetik yapıların şablon kalıpları çıkartılsın ve dönemlerinin haritalarıda yapılsın..hangi genetik kindarların hastalıkları, hangi dönemde nüksediyor bakılsın ve kindar yapılar o süreçte gemilere doldurulup okyanuslara tatile yollansın ve bu veriler kişilere E DEVLETE KAYDEDİLSİN ve çocuklara anaokuldan itibaren bu ülkenin adının ANADOLU OLMASI hasebi ile ve ayrıca da , iki kıtayı bağlayan köprü ve yarımada bir kara ülkesi olması bakımından ,binlerce senedir her ırk ve gen ve etnik din-dilin bu köprüden geçtiğini ve kimsenin burada baki kalıcı olmadığını ve olamayacağının ve bu anadolu köprüsünden geçerken birbirlerimize ayı yerine aynileşerek dayı denmesi gerektiğinin öğretilip, anlatılmalıdır..
şimdi göbeklitepe e karahantepe bu ülkede bulundu ve adamların tipleri hiç bize benzemiyor..meksika maya-şili polinezyadaki heykel gibi moğollara benziyorlar..eee? ..ve dünyanın her yanından aynı tarihli yerler hızla çıkmayada başladı..ne olacak şimdi?..
ülkemizde kürtlerin büyük kısmı bugün ülkenin batısı izmir ve akdenizde konuşlanmıştır ve batılı balkanların çoğuda taaa osmanlı kurulurken doğuya gönderilmiş alperenlerdendir.. batuyla kaynaşmış doğular izmirli -egeli-akdenizli olmuş, balkanlılarda kendilerini kürt zan eder olmuş.. mesela ben diyarbakırda böyle balkan bir aileyle tanıştım..ama biz onları kürt sanıyoruz ..oysa alperenliklerini hala orada sürdürüyorlar..kuzeydekiler içeriye, içeridekiler dışarıya taşmış..kadim anadolu yahudileri ve ermenileride bu olaylarda kendilerini gizlemek için biz kürt ve aleviyiz donuna girmişlermiş.. yanardöner bir etnik yapımız olduğu aşikar değil mi?
bunlar boş işler..mesela horosandan anadoluya gelen saf türk olan hacı bektaşi velinin çocuğu yok-olmamış..avrasyadan kırım üzerinden bulgaristana yerleşen saf türk OĞUZ KAYI BOYUNDAN BALIM SULTANI ,o zamanki derin devlet türk siyaseti alıyor ve hacı bektaşiveli dergahına konduruyor..eee persler durur mu?.. ne yapıyor hahaşiler-ismaililer... onlarda en azılı batıni hurufçularını aynı tekkeye kaçırtıyorlar..bunlar balım sultanla çok iyi dost oluyorlar..batıni hurufici ismaili haşhaşi bektaşi sofrasına ilk defa rakı içmeyi getiriyor ve sonra bektaşilik yeniden mani dini ile mecusilik ile şamanlık karışımına dönüyor..yanii bu bir tarikat...biz bunu tüm peygamberlerin ilk düzenledikleri yeni devre göre dinin sadece kendileri kadar ömrü olduğunu ve ölümleri ardından yeniden gelenlerle ve eski adetler ve dinlerin yeniden hortlaması ile karışmış yapılarla doğan meşrepler-mizaclar-etnik yapılı dinlerin mozaiklerininde kökenini veriyor..
mesela öldük..ölünce bile her an değişir dönüşürüz..toprak olana dek hemde..sonrada gaz oluruz..maddenin yapısı simya olmaya her an ve her oluşta HER AN BİR YARATIM ŞANINDA SİMYA İLE EŞLİK EDER..
dolayısı ile bir şey saf ve latif ve sekse, biz onu sevemeyiz ve bir şekilde onu bozarız..kirletiriz..çünkü insanda yaratmak istiyor ve kendi yarattığının kendisine tapıp kulluk etmesini istiyor...mesela saf ve latif şeffaf bir cam düşünelim...ve her şeyin aynı bu surette olduğunu hayal edelim..bir süre sonra herkes sıkılır ve bu en yüksek seviyedeki suret ve tekamül kişilerde hiç bir etki ve ilgi uyandırmaz değil mi?..mesela bir şeffaf cam mavi olsa,herkes o mavi tek eşsiz benzersiz diye onu ister ve ona benzemek ister,sonra başka pembe,sarı,turuncu,yeşil,mor,sarı renkler çıksa ve herkes bu defa onu ister ve sonra alacalı ebruli cam görsek onun gibi olmak isteriz vs ..yani insanda aynı tabiatın 4 mevsimi ve rüzgarların olayları her an değiştirmesi gibi HORMONAL VE SİNİRSEL BİR ALGI SİMYASI SİMİLASYONU VARDIR..durağanlık hay ve diri olan hiç bir varlık için yoktur..
ülkemizdeki seçimde bir süpriz oldu..ben bir zülkarneyn lider bekliyordum ya hani ve o olmayınca onu eski liderimiz yeniden seçilirse bu defa yapacağı köklü simyasal değişimler üzerinden anlamaya tefekkür ediyordum ya..fakat ,aniden sinan oğan diye tanınmamış biri çıktı..normalde aldığı oy % 2 bile değilken,halkın ana lidere ve muhalefet liderine verdiği AŞIRI MİLLİYETÇİ VE AŞIRI TÜRKÇÜLERİ SAHNEYE DAVET EDEREK BİR ASENA KURT GİBİ BOY GÖSTEREREK,DERİN TÜRK DEVLETİNİ SAHAYA ÇEKMESİ TAKTİRE ŞAYANDI..HERKESİN MİLLİ DUYGULARI KABARDI YENİDEN ... ve halkın iki ana parti içindeki asalacı ve islami domuzbağcı terör örgütlerine verdiği bu güzel AŞIRI TÜRKÇÜ TEPKİLERE DİKKAT ETMELİYİZ.. ÇÜNKÜ HALK KÜLYUTMAZ..siyonist kuklası islami domuzbağcı terör örgütleri ve asala pkk gibi terör örgütlerinin arkasındaki siyonist terörü bilir ve hemen anlar ve olaya aşırı türk milliyetçilerini lap diye sokar ve halkın milli duygularını kabartır.....işte bu ani gelişen tepkilerle , sinan oğanda aniden % 6 ya yakın oy aldı ve ne oldu nasıl oldu kimse anlamadan ,sanki o beklenen mehdi-seçilmiş kişi-gökten inen kurtarıcı formatında özel paketlenmiş yaldızlı sunuldu..çok enteresandı..anında şişirilip anında foosss gibi bir durum..simyada bu kaynama noktasında gaz veya köpüklerin cürufla zuhur ederek istidraç (*sahte mucize ilizyonlar ) gösterilerine sahne oluyor....
herkes gibi bende bu olağanüstü sandıktan zembille çıkan zülkarneyn adayını seyrediyorum ama olayların anı anına uymuyor ve kişi kendisine yüklenen anlama binaen ,yüzde birlik oyuna rağmen herkes gitsin ben geldim diyebiliyor..bence bu büyük mucize ve insanlarımızın içinden atak cesur ve yeni nesil girişimci lider portföyünde olan güzel bir gösteri idi..zaten yeni nesil yüksek ego ve kibirden geberiyor bu güzel bir örnekti..tevazu artık moda ve geçerli akçe değil..cesur olan kazanır..ben ben demeyi bilicen .. yüzde ikilikken ben başrolün ta kendisiyim demeyi bilicen...tebrik ederiz...hala ümidvarız..genç-yakışıklı-dinamik-kitleleri etkileyen ve sözünün eri ve allahın tekvin-yaratma esmasının tecelli ettiği kişileri tabiiki ruhsal olarakta bedenende bekliyoruz ...
ben siyasetten anlamam ama cahil olduğum için insanları takip ederken öğrendiklerimi kolayca birleştirip sanki anlıyor gibi yazabilirim maalesef ... bu çağ ve zamanda artık dünya bir köy oldu ve internet yüzünden her yer market ve sanal alışveriş ticareti ağında çalışmak yani sanal tezgahtarlık için ömür boyu okumuş ve kariyer yapmak zorunda kalmış insanla dolu.. ..üretim yok....al satta sanal alemde veya başka türde tezgahtarlık kariyerleri var..dolayısı ile böyle bir ağın içinde finlisi-çinlisi-arabı- kürdü-çerkesi-lazı,arnavudu,romalısı-yunanı-siriuslusu- marslısı ,fenikelisi vs diye ayrım olması ilkellik gibi gelmiyor mu ?
her inançta inanılan bir en yüksek kudret yok mu ? var.. nasıl ki geçen seçimi kavgasız gürültüsüz ,bazı kişilerin oyun tezgahlarına gelmeden akıllı ve seyrederek atlattık, inşallah bu seferkinide atlatacağız ..artık bunca bilgilerin herkese bedava verilmesi ve öğrenilmesi birişe yarasın yanii..yazılım-kodlamacılık-kurguculuk okuyor ve seyrediyoruz yani biraz akıllanalım inşallah..
iplerini kendi eline almayı öğrenmek için yaşadığını unutma..ALLAH SENİ ÖZGÜR YARATMIŞ VE ÖZGÜR OL..
ABDULLAH ,ALLAHIN KULU DEMEKTİR VE ALLAHIN KULU OLAN BAŞKA HİÇ BİR ŞEYİN KULU OLUP ,ALLAH A ŞİRK KOŞAMAZ..
islam dini ve islam aleminin yüzlerce senedir incindiği ve incitildiği ve kötüye kullanılıp -kötü tanıtıldığı yeter..tüm bunların sebebi kişilerin kendi inançlarını benimseyip sevmemeleri ve onu okuyup öğrenmeyi red etmelerinden yani kendi cahilliklerinden kaynaklanmaktadır..bu genetik düğümlerimizi çözmediğimiz sürece daha çoooook burada seçimlere katılır ve aynı şeyi döner döner seçer ama neden aynı şeyi tekrar tekrar seçtiğimizi anlayamayız vesselam..
not:yazdığım ,sanki anlamsız bir şey oldu ama olsun yinede yazdım ..
AHZAB 23 : ""Mü’minlerden öyle adamlar vardır ki, Allah’a verdikleri söze sâdık kaldılar. İçlerinden bir kısmı verdikleri sözü yerine getirmiştir (şehit olmuştur). Bir kısmı da (şehit olmayı) beklemektedir. Verdikleri sözü asla değiştirmemişlerdir.""
eweeet içinden geçtiğimiz seçim siyasetinde SİMYA da son bölüm diye düşündüğüm arketip olan KUYRUĞUNU ISIRAN -KUYRUĞUNU YİYEN YILAN -Ouroboros, SEMBOLÜNDEYİZ..biz TC adlı YENİ DEVRE bir türk isimli devlet olarak kuruluşumuzun 100 . senesi devrindeyiz..bu yaşadığımız olaylara tevafuk veya kader yazılımı veya seçim ?? diyebiliriz..her şey; noktadan çıkan dairelerle olduğundan -ZAMAN GİBİ TOPda YUVARLAKTIR.. ve tevhid sanatını bilen herkes negatif veya pozitif ne olursa olsun ,istediğini alır ve istediğini çıkartır ve yine çıktığı NOKTAYA GERİ TEVHİDE GÖTÜREBİLİR..
yanii, bunu idrak eden biri, olan bitene seyirci kalır ve seyrederse, işlerin yine sarpa saracağını ve o zamanda dönüp dolaşıp yine başladığı yere, BUGÜNKÜ ANLAMLA FABRİKA AYARLARINA kadersel bir şekilde geriye yani en başa YEPYENİ BİR FARKINDALIKLI BİR AKIL TEKAMÜLÜ İLE döndüğünü ve döneceğini bilir..ve aklı feraseti olanda bunu kullanır..
işte üst akıl denen yapı ,bu kadersel döngüler yasasını bilip kullanıyor..ve üst akıl denen şey ,aynı zamanda devletlerin eski devletlerinden kalan derin devletlerin derin dişili çarklı -çarıklı hümayunundan geldiğini de anlar..kadimden bu yana kurulan her eski ve yeni derin devletlerin elamantel VARLIKLAŞMIŞ KURUMSALİ MEMUR dişlileri, hala zamanı ve seyri kurguladıkları düzene yeni eklenenlerle birlikte TAM ÇARK ATTIRARAK DÖNDÜRÜYOR VE BUNA ""İNSAN -ZAMAN -MEKAN ""DENİYOR..
bundan 100 sene evvel, bu zamanlar ülkemiz yabancı ülkeler tarafından üleşilmiş ve senelerdir işgal altında yönetilmekteydi ki, bu tarihten utandığımızdan-PEK ÇOK TABU KONU GİBİ hala bizde konuşulmaz ve yok sayılır..ama yurt dışında hepsi serbesttir ve bugün internet denen jurnal yayını bir şey vardır....ÜLKEMİZİ KİMLER NASIL NEDEN KURDU VEYA KURDURDU BİLMEYİ RED EDİYORUZ MESELA ...nasıl kurtulduğumuz bir muammadır veya nasıl -neden kurtuluşumuza izin verildiği ve neden 100. sene hala bunun devri daim zamanında işgal ve ekonomik yaptırımlarla bizi, yine yeniden aynı şekilde parçalayıp ,içten ve dıştan işgal ederlerken, bu defa halkımızdan bir kurtuluş savaşı için hiç bir kuvvayi milli harekat ideası dahi çıkamıyor?.... asıl düşünmemiz gereken bence bu..BİZ ARTIK KİMİZ MESELA?..İSTENEN OLDU MU ?...NEYE DÖNÜŞTÜK ?...
biz neden bu kadar paragöz ve malgöz ve dolarperest olup, kalbimizi ve ruhlarımızı bu metaverselere kolayca kaptırıp ,sattık ?..ve yakalandığımız kötülük fesatlık ve parası olmayanlara duyduğumuz bu merhametsizlik hastalıklarımızdan kurtulmak imkanımız var mı ?...doları olmayana kiralık ev yok mu mesela ?.. illa yabancıya mı ev var ?...bu işgal dışarıdan mı yoksa bizim ihanetimizden mi ??..bilmiyorum... zamanla öğreneceğiz nasılsa?..
ben tekamüle inanan biriyim..bir şey tekamül ediyorsa yani o şey irşad edilip ergitiliyorsa, sistem asla bu tekamül yasasını bozmaz ..çünkü o şeyin tekamülü, hem o zaman için, hemde gelecekte kurulacak sisteme eklenecek yeni dişli çarkı için gereklidir..ve şimdi yeni bir geçiş zamanından aktığımızdan, yaşadığımız büyük sıkıntı ve kaotik acılar ve kötülükler ,iyilerin iyiliklerini ve güzellerin güzel işlerini bastırıp yok saydırıyor maalesef..sadece negatifleri ve kötülükleri ve sahtekarlıkları görüyoruz ..ve bunlar her yeri öyle kaplamış ki ve hepsi birbirleri ile öyle bir ağla bağlı ki, BUNLARI TEK BİR KİŞİ YAPAMAZ VE BİR KİŞİYE BU VEBAL YÜKLENEMEZ.. dolayısı ile bu çıfıt çarşısını bu hale getirenlerin, yeniden aldıklarını yerlerine koyarak -bozduklarını düzelterek ,yeniden başa sarıp fabrika ayarlarına DÖNME YASASININ İNFAZLARI vaktindeyiz..
ülkemizde bugünkü liderin okuduğuma göre 20 senelik ülke yönetiminde TEKAMÜLÜ VARMIŞ..ama YUMURTADAN CİVCİV ÇIKMA GÜN SAYISI 21 DİR..ve şifa için verilen reçete kullanımı ve kaplıca sularında şifalanma gün sayılarıda 21 dir..dolayısı ile yüzmüşüz yüzmüşüz ve tekamülün kuyruğuna aslında fark etmeden gelmişiz..herhalde ilk defa ülkemizde bu kadar uzun süre tek bir parti kaldı ve o yüzden de diğerleri gibi tabela değiştirme ve temel atma partililerinden daha fazlasını yaptılar..bir defa ilk başladıkları belediyecilikleri muazzamdı ve herkesin taktirini zaten öyle kazandılar kimse inkar edemez..ülkemiz ve halkına çağlar atlattılar ve lüxün -konforun ve bolluğun ne olduğunu deneyimlettiler bu anlamda..hatta akıl edip başka ülkelere belediyecilik hizmeti satsalardı , bugün ülkemiz çok farklı yerde olabilirdi...EĞER AKIL EDİP YAPSALARDI BUGÜN DÜNYANIN HER ÜLKESİNDE BELEDİYE HİZMET İDARESİNDE BİZİM YETİŞTİRDİĞİMİZ VE YÖNLENDİRDİĞİMİZ İDARECİLER OLACAKTI.. YANİİ DÜNYANIN BEYİN TAKIMI BİZ OLABİLİRDİK AMA KAÇIRDIK... yönetimdekiler asla taktir edilmeyip yok sayılsalarda, allah biliyor ki ve halkta tepe tepe safasını sürerek kullanıyor ki, onlar iyi ve güzel ve olağanüstü taktir edilecek işler yaptılar..ama ne yazık ki, genel olarak verdikçe şımaran ve beğenmeyen genel ahalimiz, bunları sadece dini kesimi temsil ettiklerine inandıklarından; aşağılayıp beğenmedikleri onları hep yok sayıp red edip,her buldukları o yeni muazzam imkanıda"" benim paramla değil mi-yapacak tabii "" deyip dibine dek kullanıp ,sömürdüler..işte ipler burada gerildi..
GÜÇLERİ ELE GEÇİRENLERİN İÇLERİNE SIZAN NEGATİF GÜÇLER DE BU GÜÇ VE ZENGİNLİKTEN AZDIKÇA AZDILAR VE KONTROLSÜZ BİR ,BİRBİRLERİMİZİ SOYMA HASTALIĞINA YAKALANDIK..
iki taraf arasında saplantılı partisel sağ -sol inançlarını din edinip- kabul edemeyişten kaynaklanan bir sevgisizlik -bir nefret -bir kin gelişti ki ,zaten tc ilk kurulumundan beri bu vardı ve ayyuka çıktı.....var olan fışkırdı da diyebiliriz..kurum işgali memuruslarla ,devletleşmekten özele kaymanın getirdiği konfor, kısa sürede hemen hepimizin çok kolay yaptığı ve sevdiği ve ""dünya ülkelerinde milletimizin artık sembolü haline gelmiş ,""üçkağıtçılıkla malı götürmeye"" ve hemen herkesin kısa yollardan çok kara para sahibi olmasına sebeb oldu..zaten amerika ve diğer her ülke habire para basıyordu ve herkes bu kara sanaldan kazandığı kara paralarını aklamak için ,maddi şeyler alarak o parayı eritmeye çalışıyordu.. ve ülkemizde böylece AŞIRI AÇGÖZLÜLÜKTEN KITLIK SALGIN HASTALIĞINI yaratarak içimizdeki pislikten hep birlikte BİZ BİRLİKTE DOĞURDUK ve onu hızla büyütüp, bir titan canavar ejderhaya dönüştürttük....
ÜLKEMİZ HALKI YURT DIŞINA PARA KAÇIRIYOR VE YERLEŞİYOR VE ORALARDA MAL ALIYOR ..VE ÜLKEDE MAGAZİNE BAKARSAK ki, halkın ilgi duyduğu kişiler hep böyle servet sahipleri kişiler ..ve ortalık bu kişilerde kara paralarını aklamak için kullandığı -parasını ödeyerek bir süre kiraladığı ünlülerin magazinlerinden geçilmiyor değil mi?...ünlülerimizin bazılarının gecelik olduğu gibi birde saatlik fiyatları varmış.. o hayatları nasıl sevip taktir edip-özenerek -ne takmış -kaça almış -ne yemişler vs diye onları destekliyoruz değil mi?.....ve biz sadece bu tür kişilere sevgi ve ilgi ve taktir duyabiliyoruz..sıradan kendi yağı ile kavrulan namuslu yaşayanı sevip ,taktir eden ve seçip beğenenimiz nerdeyse yok gibi değil mi? ..onlar bizim gözümüzde beceriksizler ...çünkü b... gibi para kazanmanın yollarını seçmemişler ....neden mesela ?....bunuda düşünmeliyiz?...her şey ateş pahası ve her şey anında satılıp tüketiliyor neden ?...
pazara gidin ve pazarcıların neden her hafta acımasızca zam yaptıklarını ve malları çürütüp döktüklerini ve halka ucuza yedirmediklerini kendiniz öğrenin..ben her hafta soruyor ve aynı cevabı kendim alıyor ve size yazıyorum mesela... çoğu doğulu .. olan pazarcıların merhametsizce ,NE KADAR ZAM YAPSAK ,O KADAR FAZLA hemde hiç olmadığı kadar fazla SATIYORUZ..BU MİLLETTE B..GİBİ ÇOK PARA VAR..ONLAR YALAN SÖYLÜYOR VE AĞLIYOR..HEPSİ YURT DIŞINDA TATİLDE vs vs ..istersen ne dediklerini kendin de öğrenebilirsin-zaten biliyorsun... ..ev sahipleri yasal olmamasınan rağmen, evlerini yabancılara günlük-saatlik gizlice kiraya el altından veriyor...
***yazdıklarım helal kazanan ve helal yaşayanları tenzih ederek yazılmıştır lütfen kimse üzerine alınmasın ... imkansızlık içinde olanları şimdi yazmıyorum..***
imkandan azıp kudurmuş ve piyasayı kontrolsüz bir aç gözlülükle yağmalayan biz ev sahipleri-mal sahipleri-gıda tacirleri vs vs leri yani ŞİKAYET EDEN BİZLERİN, BİZE REVA GÖRDÜKLERİMİZİ GÖRELİM İSTİYORUM..BİZ NEDEN KENDİMİZİ BU ZELİL HALE SOKTUK VE BATTIKÇA BATIYORUZ ?...ve bunun sonu seçimden sonra yine devletleşmek ve yine aşırı sert kanunların avrupadaki gibi gelmesi ve modern pasifleştirip sistemden atılacak kölelikler hayatına, bizimde aynı onlar gibi girmemiz de demek..kendimiz edip kendimiz bulacağız..kısa sürede tüketip heba ettiğimiz bu anormal özgürlük zamanları maalesef bize çok bol geldi-kaldıramadık..... herkes ,o kadar çok şeye tek başına sahip olmak hakkından çok yakında eskisi gibi yine mahrum kalacak bu aç gözlülüklerimiz yüzünden ..maddi bir şey sahibi olmak giderek zorlaşacak göreceksiniz..üretmeyen sahip olmakta zorlanacak..yeniden üretmeyi öğreneceğiz..başa sarıyoruz ..ama mutluluk cennetine gireceğiz bu anlamdan bakarsak..üretmeyen insanlar depresyona ve bunalıma girer.. ve bedenlerini simalarını değiştirerek kendilerine musallat varlık kesilirler.. para çok.. ama harcayacak yer kalmamış, kendinden başka değil mi?..simaların içleri sönmüş lastik balon dolu..
ben küçükken paranız olsa dahi olmadığı için çok şeyi alamazdınız..yine o döngü zamanlarına dünya halkları giriyor dikkat etmek lazım..o zaman şiddetli savaşlarla bu oluyordu bugünse KİTLESEL AŞIRI VARLIKTAN -MAL STOKLAYIP SONRA KARABORSA SATMAK AÇ GÖZLÜLÜKLERİMİZDEN AYNI ŞEYİ YAŞIYORUZ..
ülkemizi 100 sene evvel kuran liderimizin tam zıddı gibi gözüken bugünkü liderimiz bence aynı tekamül yasasının başı ve sonu gibidir..AYNI ESMANIN İKİ ZIT KUTBU BİRLEŞİYOR..VE BİRBİRLERİNDEKİ EKSİK KALAN TEKAMÜLÜ BİRLEŞİP TEVHİD OLARAK TAMAMLIYOR... bunu senelerdir bu şekilde anladım ve ona göre takip ettim..yılanın başı ve yılanın kuyruğu bu devrede birleşecek ve birleşmek üzere..bu kuyruğun baş olması ve başın kuyruk olması ,ayakların baş-başların ayak olması ve ordunun mari marş sözü ile ilerleyip,""KITAAA DUR ""SÖZÜ İLE DURUP-"""KITAAA GERİYE DÖN "" SÖZÜ İLE GERİYE DÖNMESİ YASASININ İŞLEYİŞİ AYNIDIR VE DEĞİŞMEZ YASADIR..bu bir döngüdür..kimse bunu değiştiremez..
bu 100 . senemizi tamamlamamız bu 21. yılda yumurtadan çıkacak civcive bağlıdır..ne çıkacak bilemiyoruz..çıkacak mı onuda bilemiyoruz..ama yolda olmak ve yolda yürümek emri ile emredildiğimizden yola bakıyoruz..
eğer seçilirse ,tekamül gereği bu liderimizden bir zülkarneyn lider tekamülü bekliyorum kendi adıma..liderimizin bu dönemde , tüm devşirmelerine gördürdüğü işler karşılığında verilen "" göz ve el haklarını kullanım süreleri dolduğundan"" ,yine turuku ali usulü çalınanların hepsi kazançları ile birlikte geri alınıp, eski usulde yeniden hazineye geri koyduracağını ve kendilerinden de EKLEYEREK hazineyi yine dolduracaklarına da inanıyorum..çünkü hakikatte herkes iyi bir isimle ölmek ve anılmak ve BABA BİR LİDER OLARAK TARİHTE YER ALMAK İSTER... VE HAKKANİYETLİ BABALAR ÇOCUKLARINA EŞİT MİRAS DAĞITIMINI YAŞARKEN ADİL ŞEKİLDE VEREN VE DAĞITANDAN ÇIKAR veya çocuklarının tekamülü için, bu üleşmeyi onlara "birbirlerini oyarak ergitsinler diye, irşadını miras bırakır" ki, akıllanmayı birlikte çözüp öğrensinler ...HABİL VE KABİL GİBİ..BİRDE ŞİT VAR TABİİ..
.... yaşadığımız iğrenç ilişkiler -para ve fuhuş ve sefahata batmış genel yapımız, bu şımarık mirasyedi -tekamül etmemiş çocukluklarımızdandır.. biz olgun bir millet değiliz..biz 100 sene evvel etrafımızdaki her ülkeden osmanlı bakiye tebaları olarak sürgün göçlerle ve asimile edilerek buraya geldik..ve her şeyimiz unutturularak yeni bir dil ve sıfır hafıza tarih hatırası ile başladık..BİRBİRLERİMİZİ KABUL EDİP SEVEMEYEŞİMİZDE BUNDANDIR.. ÇÜNKÜ 100 SENE EVVEL hemen hepimizi ait olduğumuz KÖKLERİMİZden KOPARTIKLARINDAN ve değişik yerlere konuşlandırdıklarından bir birilerimize taraf olarak düşman kesildik..AYNI KÖK AİLELERDEN GELDİĞİMİZİ HALA ANLAYAMIYORUZ VE BİLMEYİDE -ÖĞRENMEYİDE RED EDİYORUZ O KADAR GENETİK KİNDARIZ...
yani henüz tekamülde çok çocuk ve hamız..içimizde aklı başında olgun çok nadir çıkıyor ve biz de onu zaten dinlemiyoruz...elimizden gelse içimizden hiç bir kimseyi yükseltmez ve paçasından tutup alaşağı ederiz değil mi?..yapımız bu....illa yurt dışına kaçıracağız ve yabancılar onu sever ve taktir ederse yeniden büyük hayranlıkla bağrımıza ancak basacağız ..yalan mı ?.....
çünkü çok kıskanç ve haris çocuk bir milletiz..o yüzden de bu çocuksu milletin ,hep alışageldiği gibi ,her ihtiyacını düşünen ve yapan eski usül gerçek bir babaya ihtiyacı var bu ülkede..yeni babalarda maalesef bu anlam artık kalmadı-yok..herkes bedenperest ve şehvetperestlik hastalığına tutuldu...yeni tür haram para harcama yerlerimiz "neden sadece durup dururken simalarımızı ve bedenlerimizi değiştirme ameliyatlarımız oldu "hiç düşündünüz mü?...içimizi kaç paraya değiştirebiliriz peki?..ya kendimize yeni bir ruh satın alabilir miyiz ?...veya yeni bir ömür satın alabilir yaptırtabilir miyiz ?..
inanıyorum ki, BU KUYRUĞUNU ISIRAN YILAN DÖNGÜ SARMALIMIZDA, KUYRUĞUN İÇİNDEN YENİDEN YENİ BİR BAŞ ÇIKACAK VE ŞİMDİYE DEK OLAN HER ŞEYİ SİLİP ,YENİ ZAMANIN ÇOCUKLARINA GÖRE HER ŞEY YENİDEN YENİ ÇOCUKLARLA BİRLİKTE sadece onların yararına yeniden kurgulanarak onlarla YAPILACAK..
çünkü eskiler bu yeni zamana ve malzemelerini bilip kullanma teknikerliğine uyum sağlayamıyor... yeniler çok farklı...ve yenileri bizim neslimiz yetiştirdi.. bizde eskilerin şon şahitleri ve geçiş için yeni türleri doğuran ve yetiştirenleriz..demek ki bu değişimi asıl kurgulayan ve yapanlarda bizim nesillerimizmiş değil mi?..evvet..
DEĞİŞMEYEN TEK ŞEY DEĞİŞİMDİR DENİR YA HANİ...ülkemiz için değişmeyen tek şey TURUKU ALİYENİN RESMİ DEVLETİ OLUŞUDUR ASLINDA..durum kritik olduğunda ,deruni türk devleti yine her yerden bir şekilde iki ana partiyede aynı anda ayrılarak müdahale ediyor ve hala çok şükür ki sözünü geçirebiliyor..
ve OLAN ŞEY ASLINDA TURUKU ALİ NİN OLAYA DARBE YAPIP EL KOYMASIDIR eğer anlayacak irfan sahibi isen..olan biten budur..hepsi de mecburen kabul etmek zorundalar..ve ettiler..çünkü ülke bu halde iken diğerlerinin hiç birinde bu ülkeyi içine düştüğü halde yönetebilecek akıl ve imkan beceri gücü yoktur..ancak bu kaosu çıkaranlar bitirebilir..ve yeniden herkes sandığına gömülecek ..sandıktan eski ama yeni model olarak çıkacaklar..
allahtan ki hala türküz ve türk milliyetçisiyiz şükür elhamdülillah ..yani başı aynı ,sonu aynı yılan-AHİ ergitilmesi ..
not: mana sembolünde YILAN ,YOL DEMEKTİR..insan da bu sembol omurilik asa -kundalini denen şeydir..
bu kadar..yazmak istediğim şeyi yazamadığımdan o kadar eminim ki,pişmanlıkla okumadığım yazıma bakıyor ve elim durduğu içi devam edemiyorum..dün ve bugün olaylara bakınca güleceğim geliyor ve bende turuku ali adına çalıştığına inanan biri olarak bayrağımızı sayfama çekiyorum ..
pazarda havuçun kg 50 tl görünce şok oldum..yanındaki turp 15 tl idi..ondan aldım ve dedim ki,"şimdi ben turp aldım ya haftaya buda 50 tl olur mu ?"...pazarcılar da,"2 kg daha turp alırsan haftaya onuda 50 tl yaparız abla ..bunlar dolar gibiler.. al kasaya koy yani,hep kÂrdasın " dediler..piyasayı şekillendirici olmak havalı bişi kendimi hıyar gibi hissetsem de ,piyasa elimde şükür..
ve bir kaç defa şahit olduğun pazardaki esnafın etiket değişimi ve nasıl zam yaptığınıda kaydedeyim... bir genç pazarcı cep telinden haber dinliyor ve sonra çığlık atıp,diğer sebze meyve satan aşiretten akraba tezgahlarına bağırıyor..ASGARİ ÜCRETE ZAM OLDU HEMEN ETİKETLERİ DEĞİŞTİR-DEĞİŞTİR DEĞİŞTİR-ZAM GELDİ... ve hemen etiketler asgari ücretliler daha o zammı almadan zamlanıyor..bu genetik kindar insanların meslek ahlakları ve insani ahlakları devletçe kontrol edilmeli ve sorgulanıp, varsa tedavisi tedavi edilmelidir....
**
dün fransa da iklim anlaşması gereği 2.5 saatlik mesafelere bir kaç sene uçakla gidilemeyecek, trenle gidilecek yasası başladı..neden ,geviş getiren gaz salınımı için dünya işgal planı start aldı... yarın ülkemizde insanlar uyamaz ve topraklarına ülkesine inancına sahip çıkmazsa bu aç gözlülük hastalığından kurtulamazsa bizde suyumuzu dahi onlardan izinsiz kullanıp içemeyecek ve ektiğimizi onlardan habersiz yiyemeyeceğiz..KISA VADEDE ÇOK KAZANMAK HIRSI BİZİ UZUN VADEDE KÖLELİK VE VARLIK BOLLUK İÇİNDE KITLIK VE AÇLIKTAN ÖLÜMLE TEHTİD EDİYOR..kendi tarımını başkasına emanet etme ve topraklarındaki tohuma el sürdürtme..
**
eweett...içinde GÜNEŞE DOĞRU yuvarlanarak geçip gittiğimiz bu yolculuğumuzda biz gübre kolonisi bizi yuvarlayan annemiz GÜBRE BÖCEĞİ *KHEPRE ( *hpr) i tanımaya çalışıyor ve kadim arketip anlamını kendi kabımızca anlamak için bir adım atıyoruz.. ben bu sembolü eskiden antik mısırlılar neden YENGEÇ BURCUNU ,SCARABE BÖCEĞİ OLARAK ELE ALMIŞLAR DİYE çok araştırıp yazmıştım ama belge çok bulamamıştım..ve geçen gün mısırda rehber olan bir face dostumdan ilk defa gördüğüm yeni yengeç bacaklı scarebe resimleri yayınlanınca o belgemide bulduğumdan, şimdi istediğim gibi birleştirme yapmaya karar verdim...
MANA SEMBOLİZMİNDE TUVALET -KENEF VE İÇİNE YAPILAN GÜBRE MADDİYAT VE ZENGİNLİK MAL -DÜNYA MALI DEMEKTİR..anadoluda tuvalete eskiden AYAK YOLU veya KENEF denirdi..mesela bu KENEF ile gübre böceği KEFRİ yi de birleştiriyorum..hatırlayın asya simyasında madenlerden elde edilen altınlar işi bitince b.. gübreye dönüşürdü değil mi? ..insanında öldüğünde tabiatsal gübreye dönüşeceği materyalistlerin inancını şekiller değil mi?..evvet..
başlangıçta su vardır ve her şey sudan yaratılmıştır kutsal sözlerini bilmeyen yok..göksel sular ve yersel sular..eril sular MENİler ve dişil sular MEZİler..MEN KİM İM ? gibi..
antik çin mitolojisinde de suların içinden anne yengeç kolarını uzatır ve denize daldırarak aldığı kum çamurundan toparlakı elinde şekillendirip insanı yaratır ve bu yengeç annenin adı NÜ -bizde ise adı NÜVE dir..senin nüven ne deriz ya ?..maya gibi..
türklerde mayası bozuk deriz bazılarımıza ki ,islamda fıtratı bozuk denir ..yaratılışlarımızda olan gübre atık maddelerinden tabiata dönüşerek geri kazanılmış biyolojik yiyecek ve atmosferdeki kirli temiz havadan yiyen ve soluyan ebeveynlerimiz bizi birlikte oluşturduklarında ve yola koyulduklarında ve bizi güneşe doğru tutarak ve çevirerek hayat kazandırdıklarında sizce bizden ne çıkar diye acaip bir tefekküre girdim..
boğazımıza dek maddiyata boğulduğumuz bu devrede ,bu evrensel hakikati hatırlamanın yerimi bilmiyorum ama ülkece ve hatta tüm dünyanın girdiği geridönüşümden elimizde kalan şimdilik gübrelerimizle ne yapacağımızdı?..sonra açıldıkça devam ederim..
not: bu astrolojiyle alakalıdır..ve vakitlerle ..yani üzerine alıp bana saldırmadan birde bu anlamla olaya bak..
""Görüntüler âleminin gerçekliği yoktur. ""/İbn Arabi
geçen gece netfilixde AÇLIK adlı bir uzakdoğu filmi izledim..ve nedense oradaki ünlü aşçıyı bizim NUSRET E BENZETİP,FİLMİN KONUSUNUNDA NUSRETTEN ESİNLENİLDİĞİNİ DÜŞÜNDÜM.... konu nusretinde uyguladığı ve bildiği aşırı zenginlerin doymak bilmez iştihası yani ZENGİNLERİN AÇLIKLARINI DOYURACAK YEMEKLER VE ŞOW SUNUMLARI ÜZERİNE İDİ..çok enteresan ve gerçek ve doğru olduğundan çok etkileyici ve sarsıcı buldum...
filmdeki aşçının annesi, çok zengin bir evde hizmetkar ve GELECEKTEKİ BÜYÜK AÇLIK AŞÇISIDA o evde hizmetçi olan annesinin yanında küçük bir çocuk..ve zenginlerin hizmetkarlarına kendilerine servis ettirip yedikleri ama onların tadına dahi bakmalarına izin vermedikleri yiyecekleri var .mesela kıymetli havyar gibi..işte filmdeki nusretin çocukken bir kavanoz havyarın kırılırken ,annesinin telaşla temizlediği sırada ,tadını merak edip ,yere dökülmüş havyara parmağını sürer... ve o, bir minik parmak havyarı ağzına götürürken ,ev sahibi çocuğun ona "HIRSIZ SENİN ONU YEMEĞE HAKKIN YOK !" demesi,uzakdoğulu nusreti o an şekillendiriyor..ve büyüdüğünde ,ülkedeki en zengin ve meşhur kişilerin açlıklarını doyurmaya karar veriyor..ve zenginlerin açlıklarını anlamak içinde zenginlerin hayatlarını sıkı takibe alıyor..
aynı şekilde sosyetik ultra zenginlerin uyuşturucu işlerini ve fuhuş ve mafya işlerinide böyle yetişmiş en fakir ailelerden yetişerek onlara eşlik ettiğini birlikte düşünüp, tanıdıklarımızla ve kendimizle mukayese edelim lütfen ki, tefekkür işe yarasın ..BAŞ VE AYAKIN NEDEN BİRLİKTE KUYRUĞUNU ISIRAN YILAN DÖNGÜSÜ OLDUĞUNU ANLAYALIM...
zenginlerin her şeyi alma ikrah noktası yani almaya doymalarından ve dilediklerini diledikleri zaman doyma noktalarından sonra ,BU DEFA DA DAHA ÜST SEVİYEDE HAZLAR VE mal ,yada şehvet veya yemek veya cinsel sapkınlıkla alakalı YENİ AÇLIKLARI YARATACAK EXTREM SAPKINLIKLARA MEYLİ BAŞLIYORMUŞ.. istenen şey aslında doymak değil, hep aç olmak.hep arzulu ve hep talepkar olmak....burada asıl dikkat edilecek nokta ,aşırı zenginlerin başkaları ile birlikte iken asla fakirlerin yediklerinden yememeleridir...MESELA ülkemiz BODRUMunda YAZLARI BİR LAHMACUNUN bugünkü GÜNCEL FİYATININ 1 MİLYON OLMASI GİBİ..mesela ,hatırlı kişilerin hiç gelmeselerde, üzerlerinde isimleri yazılı -onlara ait masa ve koltukların hep boş olup ,parası ödenip ayrılması gibi ...ZENGİN OLMANIN AYRICAKLI VE FAKİRLERLE KESKİN AYRIMLARININ TALEPLERİ VARDIR...BU İŞİ YAPAN HİZMET EDENLER FAKİRLER VE LAHMACUNDA ZATEN GARİBAN YEMEĞİ İKEN ,BURADA HERKESİN ULAŞAMAYACAĞI BİR FARKLILIKLA ANİDEN ZENGİNLEŞİR DEĞİL Mİ?..bu tür insanlarda açlıklarına ancak böyle tatmini yakalayabiliyor o anlamda...ve bu sadece bir bakış açıcı ve diğer açlıklarınıda kendin iz sürüp anla...
ve gerçektende aşırı zenginlerin böyle bir açlık ve doyma travmaları var..islamda bu haramdan dolayı olduğu kabul ediliyor..haramzadeler asla hiç bir şeye doyamaz ve hep açlık çekerlermiş... İŞTE NUSRET BURADA DEVREYE GİRİYOR...mesela ülkenin en yüksek askerleri ve onların şehvetlerini para ve ünvan karşılığı doyuran magazinel ünlü sosyetikler eşliğindeki davetinde AÇLIK AŞÇISI CANLI KAN VE KANLI TABAK ÜZERİNDE ÇİĞ ET SUNUMU YAPARAK ASKERLERİ ve misafirleri ZEVKTEN DELİYE DÖNDÜRÜYOR..
eğer uyuşturucu ve ünlülerle sosyetiklerin gizli toplu sex ayini partisi ise o zamanda buna benzer şiddet görüntülü yemekler ve sunumları yapıyorlar..
tabii bu şiddetli açlıkları doyurma eylemi aşçıyı aşırı asabi ve merhametsiz de yapıyor..aynı hizmet ettiği aşırı sapkın ve haramzade zenginlerine benziyor..yanii bu noktada iki tarafta aynileşiyor..açlık aşçısıda ,kendisinin yemeklerini asla fakirlerin yiyemeyeceğini ve fakirlerin kendisinden yemek isterlerse zenginlerle eşit parayı ödemeleri gerektiğini söylüyor..
işte açlık filmi beni çok etkiledi..o yüzden sonra zenginlerin karnı ve gözü doyana dek, fakirler neden açlıktan (* bu açlık hayatta yaşamaya yarayan her şey demek -gıda açlığı değil -hayat enerjiside anlayın ) ve haklarını beklemekten öldüklerinin sebebini tefekkür edeceğim..
her zaman haksızlık ve adaletsizlik bu dönemleri ve sonra da zenginlerin şiddetli sonlarını getirmiştir..kendi aç gözlülüklerinin bedelini ödemeden gitmemişlerdir..
ama bir kaç saat evvel aklıma gelen HİÇLİKLE ,AÇLIĞI BAĞLAYACAĞIM GİBİ..birde tasavvuf bize ne verdi,ne öğretti ve bizden neler alıp götürdü ve bizim kaybettiğimiz rehberlerimiz ve yaşadığımız ağır imtihanlı hayatlarımızdan elimizde ne kaldı ve diğer algıdaki insanlarla aramızdaki fark varsa ne tefekkürleri yapmak istiyorum.. çünkü bugün anladım ki, onlarında bizimde elimizde kalan sadece HİÇ ....
not: bu arada az evvel, daha çekilirken iğrendiğimden asla izlemediğim ağır roman filminide bu konu için izledim..çoğu yerine bakmadım ve dinlemedim..çok tiksindirici idi.. ama o hayatlarda, bu anormal zenginlerin pis işleri için her zaman var ve olacak..her şey birbirine bağlı ve birbirlerini beslenerek besin ve habitat zincirini kuruyor..tekamülle sırası gelen tepeye sırası gelen dibe vuruyor..bizi insana saydıran şey galiba VİCDAN SAHİBİ OLANLARIMIZ...
ESKİ SİSTEMİN VEDASI VE YENİ SİSTEMİN MERHABASI ...
her şey in her günün sabahı cenneten üflenen RAHMANIN NEFESİ BİR RUH RÜZGARI İLE YENİDEN PROGLAMDIĞINA İMAN EDEN BEN ,YARIN SABAH HER ŞEYİN YENİDEN EN GÜZEL VE OLABİLECEK EN HAYIRLI BEREKETLİ VE ŞİFALI ŞEKİLDE HEPİMİZE YENİ RUH ÜFLEMESİNİ DİLİYORUM... umuyorum ki bizler, içimizden insan makamına ergiterek çıkartmayı başarttıklarımız sayesinde inşallah ,onlar sayesinde yeniden yaşamaya devam etmeyi insanca hak edelim ki, tekamül edenlerin miraslarından yeniden nemalanalım ve amiin..
(* size herkesin anlayıp kaldıramayacağı bir sır verdim bugünün şanı için, eğer anlamak işine gelirse )
hayırda şerde haktandır..allah yarattıklarının rızkına kefildir ve her yarattığını kendi rızkı ile beraber yaratır..bu devri sistemin rızkı burada bittiği için, her bitişte olan şeyleri yani kıtlık -aşırı pahalılık -ahlaksızlığın ve kötülükte dejenerasyonun dibini ve miras kavgaları cehennemi fitne fücur seri ül hisab üleşmeyi yaşadık..yarın yeni bir isim -esma programı ile yeni bir rızık dairesi evine gireceğiz..şimdiye dek BİZE LİDERLİK EDEN İMAMIZ -KUTBUMUZ OLAN ESMAYA TEŞEKKÜRLER EDERİZ , bize bizi gösterip öğrettiğin ve besleyip baktığın için.. ve yeni gelen bereketli YENİ ESMA İMAMIZ VE MAİDE SOFRASI hoşgeldin yeniden hayatımıza ..umarım esmalarımız birbirimize uyumlanabilir cinstendir ...
EY RÜZGAR TÜM PENCERELERİN AÇIK ,CEREYANDA KALIP ÜŞÜTME SAKIN,BİZE LAZIMSIN ..SERİN VE ESENLİKLE DOLU ES..
not :çok enteresan 5 sene evvel bugünümde aynı 32 rüzgar ve boşluk hiçlik kayıtlarım varmış ve rüzgar gülü hayalim.. demek zamanda bu zaman doğru zaman ayı yere gelmişim yine.. zaman daire ya ondan ..
29 MAYIS 2023 -TÜRKİYE SEÇİM GECESİ VE İSTANBULUN FETHİ GÜNÜ
"Benim sana verebileceğim çok şey yok aslında. Çay var içersen, ben var seversen, yol var gidersen.
tekamül yasası gördüğünüz istikrarla devam ediyor ... çünkü tekamül istikrardır..beklentimiz zülkarneyn lider seviyesi inşallah...
bu devrenin esmasını bir türlü anlayamıyordum ama şimdi el kavi diye anladım...
""el kaviyy... DEMİR GİBİ SAĞLAM ve güçlü KUVVET ZAMANI .. demir zamanı,zülkarneyn nebi hikayesinde vardır ve türklerin demir dağı eritmesidir.. insanın kanı demir sıvısında yüzen canı-ruhu -manyetizma kuvvetidir.. mıknatıs ve manyetizma cazibedir... itme ve çekme zülkarneyn iki kutupludur.. danyal nebinin yorduğu nebulkadnezar rüyasında kralın kafası demirdenmiş ve demir çağı zamanı bir ülkenin ve yönetiminin en kudretli sağlam ve zengin -müreffeh olduğu zamanmış.. diye dün dinlemiştim.... ve FAZLA ÇAY IN KANDAKİ DEMİRİ ALDIĞI SÖYLENİR çayı yemekle değil, ayrı içmek lazım da denirmiş"" nur cihannuralem7@hotmail .com
tefekkürler için facebook sayfam
https://www.facebook.com/nur.cihan.963