6 Temmuz 2016 Çarşamba

HALVET’E GİRSİN HALVETE MASALI :)

HALVET’E GİRSİN HALVETE MASALI J .. (50. Yani O. Daire içindeki  nokta ömrüme yemin olsun )

sahibim efendime


NECM suresi 37 :ve çok vefalı olan İBRAHİM’in sayfaları

NAHL suresi 120 :Muhakkak ki İbrahim; başlı başına bir ümmetti. Allah'a itaat ederdi ve bir Hanif idi. Hiç bir zaman müşriklerden olmamıştır…

Milleti İbrahim misalidir Türk Milleti.. bir uyanıp doğrultsa Ejderi Asayı Turuk u A’'li gibidir Türk Milleti….
Selam Selam Sana Sevdiğim…nasılsın? Bu masalın çok özel ve her şeyin özeti olmasını diliyorum.. 7x7 =49 tam yaşımdayım, hayatımda büyük bir devriyeyi tamamladığıma nedense inanıyorum...50.tura devrederken ne yazacağımı halen çözemediğimden, öylesine yazmaya başladım.. bu masal sadece benim değil , aynı zamanda senelerdir bu masalı okuyan pek çok masal çocuğunun da …onlar sezgiyle bu masalı takip etse de, ben harflerimin canlı olduğunu, onların da aynı benim gibi avlananlar olduğunu biliyorum..biz çok şükretmesi gerekenlerdeniz ya birde.. masalın efendisi ve bu çocuğun sahibi –yazılımların  programcısı da hepimizi selamlar .illa huuuu


Evet..son masalımın akabinde başlayıp, bugüne dek uykuya geçişlerimde anlık şunları yaşadım ki, masalımı o semboller üzerine kurgulayacağım..iz sürmek için elimizde  hayal alemleri tasarımı olan bir işaret -ayet-secdegah taşı  hikayesi olmalı diye de, evvela onları kaydediyorum..

yine geçmiş zaman CD dairesi hayallerimin üzerinden,periyodik takvimde aynı mana ve sembollerle geçtik Sevdiğim..yani yine yaz geldi ve benim KAR TANELERİM ZUHUR ETMEYE BAŞLADI..

4.6 2014 hayali.SENİN İÇİN GELDİM  diyene uzandı. hıııım bu dokunuş,ne muazzamdı, gerçek ve unutulmazdı.."kahve içer misiniz? diye sordu.."iÇERİM" dedi.ve kahve yapmaya gitti. karşısına yeni çıkan acaipler dediler ki” sen yağmur yağdırdığın gibi istersen bak!! aynı bunun gibi KAR DA YAĞDIRABİLİRSİN ,ne zaman istersen (*yada taşı enstantenelerinden bir izdüşüm alıntısı)

Sevdiğim..  2 sene sonra yine aynı devre de ki bu gece, iki gözüm arası kar tanesi geometrisi (gul-vefk-mühür ) gibiydi.hani, en son masal hayalim de bembeyaz kar dağında, kar depreminde ölmüş ve bir mağarada gözümü açmıştım ya…işte o hayal devam ediyor.. böylece, kar suyundan soyut suya ve yaratımın suda başlayıp,suda bittiği ilimlerini tahsil ediyorum tabii..

muazzam bir su yolu olan SELSEBİL’E ÖVGÜ İLMİ: eskiden, su yolu (çintemani deseni =hilal ) ,ses –yayın-dalga-frekans dalgaları da yılan sembolüyle yazılıp çizilmiştir..

İnsanın; babasının ERLİK denizinde-bir yılana benzeyen sperm- su damlacığı iken, anne rahimindeki o dürri yekta ümmi yumurta -tek e gidişi..zanlarımızı temsil eden kamçı kuyruklu yılancık olan biz sprema insanların, başımızı vererek o yumurtaya girişimiz… ve eski benlerden azade, yeni bir  beden elbisesi için, anne rahmi  olan KU YU da 40 hafta erbain-çile çekişimiz… ANNE-RAHİYM –KU’YU MAĞARASINDANdan da bu dünya şartlarına uygun  yaşayabilecek bir insan elbisesi ile arza arzı endam edişimiz.. bizler ,bir atımlık TARIK –DARBELİ VURUŞLU SUYUN ne inanılmaz macerasıyız değil mi?



HELM-MÜHÜR..mısırdaki djjed -osirisin belkemiği
bizdeki turuku aliye direğidir..8 akıl direkli bir vefk
DESEN-motif-ANKEBUT -örümceğin EVİ İLMİ  
 Sevdiğim, uyandığımda kar taneleri desenlerine baktım..anladım ki esasında herkesin ayanı sabite noktası dahi farklıydı.. eskilerin VEFK –GÛL –MÜHÜR dediği bu kişiye has yetki makam mühür şifreleri ,yine sadece o kişiye ait tüm veri kayıtlarıydı. yani her kar tanesi gibi,her su damlasının da kendi geometrik ÇARK-I FELEK –GALAKSİ YILDIZ SİSTEMİ –HAVA SİKLON DAİRESİ VARDI..iş ki, kişi kendi goblen dokuması-akaşik kayıtları olan Levh-i Mahfuz deseni olan Noktay-I ÂMÂ ya girebilsin.. belki de ana kütüphaneye girmek gözbebeğinin içine girmek misalidir bilemiyorum…fakat şu da bir gerçek ki, tarihteki en eski minik CD vefk-gûl daire mühürleri halen tüm müzelerde vardır.. bizde sümere ait  minicik daire discler,  İstanbul arkeolojide görülebilir.. kim bilir ,vaktiyle çok fazla şey biliyorlardı ve sanki o bilgi, onların sonu oldu !!

 
ilk gece, iki gözüm arası o geçiş kapısın şifresi yine hareketlendi Sevdiğim ve o III =  vs şekiller değişti…harfler oluşmaya başladı.. sonraki gece, bu defa, o harfler arapça oldu.. harfler sabitleşip durmadığından harfleri çözemediğim halde şok oldum.. neden mi? çünkü, okuduğum Sümer tabletleri ve hiyeroglif sembol harflerimden dolayı, geldiğim mana, evvelde arapça diye bir şeyin olmadığıydı. zaten benim için de anlam olarak,ne varsa her şey –harfler dahi saf Türkçeydi..
J ..yani iki gözümün arasındaki o şifreler  nasıl olurda arap alfabesi  harfi olurdu ki,bu çok enteresandı.. sanırım burada, dinden imandan çıkmış olan benim, gaybe iman genim devreye sokuldu .. Sen beni koruyorsun ya hani, Sevdiğim.. işte ben onu anlıyorum.. yoksa kafirlerin en önde gideni benim biliyorsun..


ve bir sabah yatağımda, Senin beni sırtımdan sımsıkı sarmış yatarken ki halimizi buluyorum.. sesini uyanık duyuyorum.. kulağıma alimliği-arifi billahı anlatıyorsun.. “ama bu rüya! ya, bu ses!. nasıl bu kadar canlı” derken, bedenime olan şeyler beni ürkütüyor ve tam o anda Haybabam bize bakıp,Sana kızarak söyleniyor..benim için diyor ki,”neden o sürekli HİNT paylaşımları yapıyor”.. Sen bana sımsıkı sarıldığın için, beni destekleyip koruduğunu anlıyorum( sık sık-ikinizin arasında telef edildiğimi düşünüyorum J)……gözlerimi açınca dedim ki,”ama ben Hint değil, Mısır paylaşımı yapıyorum” ve sonra aniden Hatice validemizin neden eski evliliklerinden olan kızlarına hep HİND adını verdiğini öğrenmem gerektiğini ve ilim  Çin’de de olsa gidip alınız emrine muhatap edildiğimi anlıyorum.. bilemiyorum

ve sonraki günlerde bu defa Senin sohbetini dinlemek için Seni beklediğimi ama, Seni beklemek yerine gidip Senin yatağında uyuduğumu-bu arada Senin sohbetini yapıp gittiğini Senin kızın bana anlatırken, bu olan işe inanamıyorum.. galiba hayal alemlerimle burası arada kaçak devre yapıyor değil mi J?  Eğer birbilerimizin su yolu yatağından geçtiysek, belki de artık su yolu yataklarımızı birleştirmeye de yaklaşmışızdır ha, ne dersin J?


6 haziran Pazartesi ..bir adam,yemyeşil yapraklı bir ağacın yanında duruyor ve adamla ağaç aydınlanıyor..yeşil yaprak zumlanıyor .. rüyamda  o ağacın kenevir olduğunu öğreniyorum.. gülümsüyorum..geçen masalımdaki o mutlu ağaç evine bu tezahürle cevap verdiğini düşünüyorum..

tabii ki uyanınca, kenevir diye hayalimde öğrendiğim şeyi, hz aklı maaş google efendimde fellik fellik aradım.. hayret ettim ki, ben gerçekten de kenevir ağacını görmüşüm.. tabii ki, ilk aklıma gelen ve daima Sende hissettiğim o maddeleri kullanıp kullanmadığındı..(?)

HAŞHAŞİLER  (MANKURTLAR )  İLMİ 

ve yapılan araştırmalardan okuyarak şunları öğrendim.. biz Türkler’e  ekimini- üretimi- kullanmayı yasaklayan pek çok ülke, bu keneviri kendisi yetiştiriyor.. kenevir erkeği ve dişisi gözle görülüp-ayırt edilen tek bitki imiş.. erkeği, ip-halat-bağımlılık yapan ve ağrılara iyi gelip,iyi hissettiren kanvas-kot kumaşı yapımında kullanılıyormuş.. dişisinden ise esrar adlı uyuşturucu ve ağrı kesicisi ilaçlar yapılıyormuş..

bazı kuzey Avrupa okullarında dikkati dağınık çocuklara doktorca veriliyormuş.. çünkü dozunda olduğunda zihni berraklaştırdığı –hızlı öğrenmeyi - yeni tasarım hayallerle sürekli bir şey icadını-üretimi açtığı için de, bu maksatla bilinçli kullanılıyormuş.. AİDS -KANSER başta olmak üzere pek çok hastalığı tedavi ettiği ve ülkemizde hepimizin belası olan eklem iltihabı-romatizmaya şifa olup, korkunç ağrılara gerçekten son verdiği ispat edilmiş ....


kuzey Avrupa da kenevirin kullanımı yasak değil ve suç oranı o ülkelerde  çok düşük.. çünkü halkı esasında bilinçli bir şekilde uyuşturucu=içki  ve sex serbestisiyle nefislerine bağımlı hale getirip, pek çok memuriyet görevi –iş ve zaman kaybından  tasarrufda sağlıyorlar.. zaten bir kişi bu maddeye bağımlıysa, her şekilde bulacak ve her suçu işleyecektir(*mesela Afganistan da ki uyuşturucu kalitesi ile elde edilen nakit gelirin yüksek neması dünyanın hiçbir yerinde olmadığı için,büyük ülkeler buranın hasatından hiç vazgeçemiyor ve bölgeyi sürekli işgal altında-kaosta tutmak zorunda kalıyormuş)..

nasıl ki kanun koyucu ülkeler, hem terörü yasaklar ,hem de örtülü ödenekten ortak tek bir devletin idaresindeki o eski kiralık katiller olan  askerleri tutarlar ya hani ..ve tüüm ayrı isimdeki terör örgütleri aslında tek bir elden –tek bir devletçe-değişik amaçlar için  yönetilir…nasıl ki islamı anlatan ülkelerde dahi fuhuş yasak dense de, devlet genel evleri açar ve vergi alıp, çalışanlarını memur eder.. nasıl ki faiz yasak dense de devlet bankaları kurar ve herkesi faizle borçlandırıp fatura kölesi yapar..nasıl ki şans oyunları-kumar yasak dense de ,kendi eliyle şans oyunlarını kurar ve havadan para kazanır.. nasıl ki cinsel kimliği XY dışında yasak dese de, hane içlerinden ,okul ve iş yeri kurumlarına, yetimhanelerden hapishaneye cinsel suistimallere göz yumup cezalandırmaz ve tedbirini almaz ..sonrada iş işten geçince ,eşcinsellere haklarını vermez!!! işte yalan kanunlar ,yalan düzen, ahlaksızlık, adaletsizlik ve kan ağlayan paramparça çok yüzlü dünyamız..işte biz ..

acı gerçek notu:bu  kenevir rüyası haftasında ülkemizde,  güneydoğuda, devletin tarım desteği ile ekilen ve elde edilen esrarı  pkk için satılan pek çok kenevir tarlası da imha edilip yakıldı..ki,bu da bir tarihte izdüşüm kaydıdır..



ülkemizde dini kurumlar başta olmak üzere, tüm öğretim-eğitim kurumlarında had safhada sapıklık ifşa edilmiştir.kurumu korumak adına, o kurumlardaki pislikler örtülüp yenisine çanak tutuluyor.. mesela çok medeni ve suç oranı çok düşük kuzey Avrupa da bu olaylar hemen hiç yok sanıyoruz..neden yok!! çünkü orada kanunen bu şeyler suç değil.. uyuşturucu-serbest sex normal..iç uyuşturucunu, yap serbest sexini, çırılçıplak soyun gez ve  sonrada yapayanlız git kendi evinde sız veya tuvaletlerde  komaya gir öl…



hangisi doğru bilemiyorum..ama her halûkarda insanlar tüm tarih boyunca bu maddeyi kullanmışlar..yasaklar ise hep delinmeyi bekleyen-iştah kabartan teşvike döndürülmüş.. “günah-yasak- haram-o ağaca yaklaşma kavramı,insanoğlunun başına geçirilmiş al takke ver külah ilizyonuna benziyor.. sonuçta allem edip kallem edip, hemen hepimiz tüüm günah ve haramlardan yapabildiğimiz ölçüde bir defalık geçiyoruz veya imtihan düzeneği ile zorla geçirtilip-kendimizi tanrı sanma hastalığımızı defolattırıyoruz.



bizim ülkemizde de metafizik alemciler, Bektaşiliğe sızan persli acem hurufçuların Balım Sultan devrinde tekkelere girişi ile önce içkiye, daha sonra genel manada uyuşturucuya müptela edilmiş.. bugünde pek çok sahte şeyh bu yola  başvurup, ayinlerinde daha yüksek halisünasyon ve diğer çirkin amaçları için uyuşturucu kullanagelmişler..  tabii ki, bunun getirdiği ahlaki erozyonla da; hazine-i genci ,buluğa ermemiş secde taşı bir mahlukta seyrederken hızla oğlancılığa kayıp,sapıklaşmışlar.. yani o eski şiirlerdeki zülüfler-teller –benler-gamzelerin çoğu, bir kıza-bir kadına yazılmamış ha, bunu da iyi bilin !!!

o pis sapık sahte mürşidler,bugün olduğu gibi,o devirde de hem kendileri yoldan düşüp, hem de etraflarındaki herkesi gümletmişlerdir.. meşrutiyete yakın yeniçerilik kapatılacağı devirlerde, bu sapıklıklar o derece artmış ki, insanlar küçük erkek çocuklarını civelek- peçe ile gezdirir olmuşlar..çünkü baldırı çıplak azgın leventler-yeniçeriler-mahalle kabadayıları, annelerin yanındaki küçük oğlanlara dahi musalat olup,gündüz gözüyle bile küçük erkek çocuklarını kaçırır olmuşlar.. mesela bir defasında  padişahın emri ile Eminönü’ ndeki sapkın bir tekke yakılmış.. ve sabah içinde, alt alta üstüste sapık fahiş erkek ve fahişe kadınların cesetleri ile karşılaşıp, yine padişahın emri ile üzerlerine cami yapılmıştır..



ve malum hepimizin bildiği tekkelerdeki mana içleri boşalınca, genelin-kurunun içinde yaşlarda yanıp, bu okullar kapatılıp, askıya çekilip, başka türde irşad devri başlamış..eğer Osmanlı devrindeki umumi  halkın dahi, manevi ilimlerde-tasavvufi idrakle düşünmekte ve edebi dilde bunu kullanarak en son zirveye nasıl vurduğunu,  yani, mana ilmi bilgisiyle bile nasıl sapıklaştığını anlamak isterseniz ,lütfen  o devirdeki hamamoğlanlarının yazdığı bahnameleri de okuyunuz. ..okuyunca anlıyorsunuz ki, bu sapıkların hepsi bu tekkelere kayıtlı olup, metafizik ilimlerden tulum çıkartarak geçmişler, o bilgilerini bugün ki kafası donunun içindeki azgın sapkın sahte şeyhler ve devrimizin yeni rasputinleri gibi sapıklıklarına kılıf etmişlerdir..

ve dünyanın hemen her yerinde tüm şamanlar –şifacılar ve metafizik işlerle uğraşanlar az veya çok bu halisünasyon maddelerine  bulaşmışlar..bugünde ülkemizde bir maya şamanı hanım, sosyeteden parayı bastıranı Meksika’ya halüjen mantarla insiyasyon deneyimine –oradaki efendisine turla götürüyor..ülkemize gelen dünyaca ünlü şamanlar da workshoplarla parayı verene bunu deneyimletebiliyor..

Sevdiğim,bizim masal çocuklarının içinde hayli kafir-pağan-büyücü-dinsiz vs bu tür şeyleri deneyimlemiş  entelektüel-sanatçı-yazar-çizer beyin işçisi özel dostlarımız var.. onlarda bu masalla kendilerindeki bilgileri  birleştirip, Senin islami kimliğini red edip,ammadoğru yol rehberliğini kabulle SENİN , EL EMİN BELDE oluşuna inandıklarından, bizle  yola devam ediyor ve bana çok özel şeyler anlatıp öğretiyorlar..mesela hakiki bir şaman asla esrar ve diğer uyuşturucuları ayininde kullanmazmış..hele içki asla..çünkü eğer kullanırsa zihin ve bilgi berrak olmayıp bulanık olurmuş. olan biteni hatırlayamaz ,kendi otokontrolünü kaybedip-negatif varlıkların sex ve diğer işler için oyuncağı –maskarası olurmuş..





işte Sevdiğim bizim yörelerimizde de eskiden kendir denen bu kenevir bitkisini ip-halat -urgan yapmak için  ekmişler.. bununla birlikte keten bitkisi de ekip ,liflerinden keten kumaşı dokuyup,tohumlarından da aydınlanmak ve aç kalındığında yemek  için keten-beziryağını çıkartmışlar.. o devirde dünyadaki en mükemmel halatlar bizim ülkemizden çıkarmış. daha sonra Amerika bu tohumları bizden alıp, kendi ülkesine ekmiş, ülkemizde ise kendir ekimini ve halat-ip ticaretini yasaklatmış J..bugünde ülkemde sadece onların  verdiği çekirdeği çalınmış yapay tohumlarla tarım yapılabiliyor.. kendi yeraltı ve yerüstü hiçbir zenginliğimizi çıkartmamıza –kendi kabiliyetlerimizi kullanarak kendimizi döndürmemize izin verilmiyor…sanırım ülkem  bir Amerikan manda sömürgesi değil mi? ülkemdeki eğitim sistemini mahvedip-bizi öğrenemeyen ve öğrendiğini kendisine kullanamayanlar haline getirdiler.. ülkemdeki tüm değerli beyinleri kendilerine transfer kopy ettiler ve ediyorlar.. çocuklarımız onların veri-icad bankası gibi çalışıyor. Sahip,Efendi onlar oldukları için, tüm icatlara kendi isimlerini ve markalarını basıyorlar..sonrada biz sürekli diyoruz ki:” doğuda beyin yok, her medeniyet - ilim batıda var”.. halbuki batı parmağını sadece tıklamak için oynatıyor..



tüm üretimler ve kullanılan beyinler yine seyrü sülük görmüş genetik DNA MERDİVENİNE sahip-DAHA EVVEL ŞİFRELERİNİ KIRMIŞ olan doğu alimlerince keşfedilip yapılıyor.. ama ne yazık ki biz kendimizi aşağılamaktan –batı hayranlığıyla kör ve sağır olmuş zavallılığımızla, kendimizi-aslımızı –neslimizi ve tüm dökümanlarımızı inkar ediyor,onlara yalakalıkla dilencilik ediyoruz.. çocuklarımızı da onlara seve seve veriyoruz ki ,onları devşirsinler.. çünkü vakti ile yabancılarda Osmanlıya seve seve çocuklarını devşirip - önemli mevkilere getirsinler diye veriyordu..bir zamanlar biz bizansla renosans bilgi-sanat çağını yapmıştık.. şimdi de onlar Hind-i Çinli budistler ve Müslüman insan kabiliyet göçmenleri ile bilim ve teknoloji-gen renonsansı rezonansını  yapıyorlar.. bu etme bulma dünyasıdır- unutmayınız.. dedesi erik yemiş, torunun dişi kamaşmış kanunu halen üzerimizde hüküm sürüyor..


bir devran var ve bazen sağa ve bazen de sola dönüyor..rüzgar ne zaman ne taraftan esecek hiç belli olmuyor..o yüzden de ellerimizle işlediğimiz her şeyin ,vakti gelince önümüze ardımıza çıkıp, bize aşılmaz setler öreceğini idrak edip-ona göre işler işlemeliyiz..



ülkemdeki ve diğer islam coğrafyasındaki hemen pek çok cemaati- tarikatı- aşireti de, bu dünyanın en büyük tarikat ülkesi olan şuan ki masonik  Amerikan manda yönetiyor.. bizim dinimizi bizden ala biliyorlar.. onların tarikatları bizimle aynı okulun sol eli  ahileri olduğu içinde, belki de birkaç yy dır işler sol elden yönetiliyor.. bilemiyorum..


KENEVİR ile KETEN neden birlikte düşünülmeli ilmi J
ve Sevdiğim eski mısırda isis’in başında, taç olarak 7 yapraklı bir kenevir yaprağı resmi var..hz İdris Nebimiz pek çok şeyi bulan ilk kişi malum..ilk gömleği  kesip biçip diken giyen ve insanlara gömlek-GÖNÜL  giymeyi öğreten kişi.yani ESMA HULLE DRESE-ELBİSE DERSLİK –GÖNÜL OKULLARINI İLK AÇAN ve kişilere kendi kabiliyetine göre GÖYNEK-GÖMLEK-GÖNÜL giydiren…

ve eski mısırda yüksek zümera kimlikler saf keten giyermiş.. tanrısal ayinlerde ise Pliselenmiş  keten giysiler..mesela eski sümerde yani ilk Kızılderililerde de, bugüne geldiği gibi eteklerinde püskül saçak olurmuş. tevratta da emredilen giysilerin önlük veya eteğinde saçak emri vardır.. başlıklarda kuş tüyleri olması gibi.. hemen tüm şaman giysileri-masonik ahi önlüğüde  de püsküllü - saçaklıdır..sanırım kamışlık tarlasındaki kamışların ilahi nefha ile rüzgarla salnırken ki SSSSSSS sesi HUUUUU sesine karışmasını betimliyor ki, bilemiyorum..


hiyeroglifte ,isis’in düğümü  sembol resmi olan aynı bugünki DNA ya benzeyen sarmal halat ip, H harfi demektir.. tasavvufta biz ona HABLİ METİN derken,Hintliler AKAŞA kayıtları, Kuran LEVHİ MAHFUZ-ALLAH’IN KOPMAYAN İPİ,ezoterikçiler de GOBLEN-KUMAŞ –DOKUMA derler..

ilahi anne esması olan İsis, bir büyücüdür ve düğümlere üfürendir..o sihirle imajlar yaratabilir ve parçalanmış Osiris beden esmalarını; kanatlarının salınımı (saçak-püskül-lifler-kamışlar ) ve nefesi ile (HUUUU) birleştirip yapıştırabilir..ama isis tüm bunları yapmadan evvel dağılmış ölünün bedeninin parça –esmalarını birleştirip, onları yapıştırıp ,kolları bacakları sarıp TEK-ELİF – TEKBİR bedende  tevhid ettikten sonra bu bedeni BEYAZ KETEN BEZİ İLE MUMYA OLARAK SARAR ..yani ona, evvela  bir KETEN GÖMLEK GİYDİRİR..

ve Pirimiz Mevlana’ya ATTAR’ın verdiği ve elinden bırakmadığı,ŞEM’S in havuza attırdığı kitabın adı da ESRARNAME imiş..henüz bu kitabı okumadım…gizli esRArengiz şeylere ESRARLI-MUAMMA-GİZ dendiğini böylece idrak ettim..bu durumda gen ilmi de bir ESRARNAMEDİR J




7.haziran Perşembe.. üçgen bir dağ ve üzerinde İskender’in resmi var Sevdiğim..hani 21. yaşımda; ağacın köklerinden yüklü uyanma hayali yaş hediyem olan , antik kenarları beyaz gümüş- içi altın , güneşin  aya tutulduğu, üzerinde  İskender portresi olan altın sikkem vardı ya …işte o iskenderim  bunca sene sonra piramit dağında fresk olmuştu..

8 haziran Çarşamba.. hayalimde  yine Mısır da piramitlerin önündeki dev sfenksleyim..sfenks’in sanırım 3 veya 4 kafası var.. aynı kanope vazolarındaki 4 yönün koruyucu kerubin sureti misali.. uçak kokpiti gibi olan bu şoför mahallinde 4 şoför var.. bu suretlerden en baştakinin başı kapkara yanmış ,yoktu. sfenksin arkasında ise arapça rakamlı  (belki arapça 8  ^) ve sahibinin adı(belki   Ahmed)  yazılı bir plaka vardı.. bu sfenks arabasının şöför mahalline, yanık baş kıtmiri anübis-hızır yerine geçmeliymişim... 

Sevdiğim..eski mısırda Akenaton’un mezar kilidi İsis düğümü üzerinde yeraltına geçişi bekleyen ANUbis-yani sabahın  MAVİ ŞAFAK IŞIĞI ,kara kıtmiri post efendim tasviri var.. malum aylardan temmuza giriyoruz ve hekate köpek sıcakları denen SİRUS-ŞİRA yıldızı hükmünü icra edecek gibi.. yani bilemiyorum..
Daha sonraki geceler gözlerimi uykuya kapattığımda şu şeyler akıp geçti..sık sık değişik ateş parçaları... bir defa muhteşem bembeyaz inciler aynı yıldız yağmuru gibi evvela sol gözümün, sonra sağ gözlerimin içinden yağarak girdiler.. bir defa muazzam bir göktaşı uzaydan geldi ve o içeriye sessizce girdi.. o şifre ve şekiller mavi renk oldu ve çok güzeldi.. sonraki gece dağıldı..

( ÖZEL YORUM
J: piramitin önünde yatan sfenks bir aslan bedenine sahiptir..osirisin kızı KEDİ- ASLAN BASTED in öldürücü-savaşçıl gözlerindeki RA IŞIĞI-NURu temsil eder...o babasının savaş ve kudretini BAST eden KABZ ilim yükleyici İRŞAD NUR  ışığıdır…
tüm kadim öğretilerde insiyasyonun sonunda ALTIN POST U ALMAK en büyük emeldir..
eskiden mısır en büyük insiye rahiplerine ŞEM-KEM denirdi.çünkü, mısır’ın gerçek adı KEM dir..yani kara toprak adamın yaratıldığı ülke J….ŞEMler bedenlerine kaplan postu takarlardı.ki daha sonra uygur budistleri bu geleneği hint-çin vs yerlere taşımışlardır..


türklerde ŞEM -KEM -ŞAMAN olmuştur..kem aynı zamanda kötülük de yapabilir...ŞEM-KEM-KAM lar zamanla islam ile tanışınca bu defa bu kendisini bilmek ilmi olan kadim ders GÜNEŞ -RA ÖĞRETİSİ ,KAMİL-KAM-İL e dönüşmüştür.. o yüzden şuanda islam tasavvuf rehberleri ,her bir kendini bilme okuluna cami -tevhid edicidir .amma tek sorun bu türün çok nadir ve az yetişebilmesindedir. .insan-ı kamil in burcu olan soyut ASLAN BURCU GÜNEŞ i SİMGELER...

HORUSUN BİR GÖZÜ GÜNEŞ diğeri AY dır...horus ise dünya makamındaki lider insan modelidir. mesela ben İskender-i  Zülkarneyn’inde aslan-güneş burcu ile ilişik olduğuna artık inanıyorum..
Ve aslanın dişisine de aslan denir..
hz ALİ bizim için ALLAH’ın ASLANIDIR..mesela hz ALİ savaşlarda aynı kedi basted ve aslan sekmeth in BAKIŞI ANLAMINDA -NAZARI  İLE DE ÖLDÜRÜCÜDÜR…NAZAR -BAKIŞLA İRŞAD EN ÜSTÜN İNSİYASYONDUR..AN da OLUR..
güneş, bizim dünya sistemimizin rabbi has esması olarak,daima  RA -GÜNEŞ RAB kabul edilmiştir..hayat onun ışıkları ile dirilir ve ölür ve tüm işler güneşin ışık vakitlerine göre yapılır..hemen tüm dinler güneş inancı gibi lanse edilip kabul edilirken, hakikat öyle değildir..
çünkü insiye olacak salik ,güneş bir rehbere biat ettiğinde ,artık kendi astrolojik burcu düşer ve tüm dervişler misali ,EFENDİsinin ASLAN BURCUNDA OLUR.. ve insiyasyonda başarılı olan nadir ötesi adaylardan biri olup, hayalinde de, sembolen GÜNEŞ EFENDİSİNİ YENDİĞİNİ görürsen ancak İCAZET ALIP MÜRŞİD olabilirsin....yani GÜNEŞ REHBERİ ŞEM-KAMİL OLABİLİR...
tıpkı tarihte yazdığı gibi ;hz YAKUP UN MİKAİL MELEKLE YAPTIĞI DÖVÜŞÜ tanrı ile dövüştü diye anlatanlar, mesela, seyrü sülük  icazet törenini anlatmış olurlar J)


 ve sonraki
15 haziran Çarşamba ..gece  03.…bu defa o geçitkapısı yine harflerle açıldı ve direk arapça ALLAH yazdı..ooo..inanamıyorum..kendimi kandırıyorum-zihin oyunlarımdan –misal alemi heyula- suret geçişlerinden kurtulamıyorum diye kendimi yine kandırıp-takılmamaya çalışarak uyudum Sevdiğim…ama tabii ki delicesine aşık ve mutluyum.. SEN BENİM HAS KULUMSUN ve SENİ ÇOK SEVİYORUM ÇOCUK mesajlarımı hatırlıyor ve Sana, aklımı yitirdiğim zannı ile: “ben deliriyor muyum ,böyle şeyler nasıl olabilir, kendimi mi kandırıyorum? “ deyişim gözlerimin önüne geliyor..


ne güzel Zamanlardı değil mi? ben o zamanları yitireli çok oldu.. tüm masumiyetimi ve safiyetimi yitirdim.. tüm inançları-ritüelleri-öğretileri geride bıraktım.. sadık olmak; “ey iman edenler iman ediniz” ayeti ile de, ahde vefalı- halim bir efendinin zimmetinde olup, elimden geldiğince sabit kadem-sadık –ahde vefalı olmak için çabalıyorum ..kalbi selim miyim bilemiyorum..


Sevdiğim; dünya ilizyonum, dev mıknatısa tutulup,  darmadağın -zerrelere- külle çözdürülüp , onları da birbirlerine uzak savurduğunuz an, esasında bir daha asla birleşmeyecek şekilde ayrıldı, biliyorsun.. üstelik bir defa mıknatısa yakalanmadı bu çocuk.. bir defa yerle  bir edilmedi, bir defa öldürülmedi….artık tüm kanatlarım kırık .. tüm değerlerim –sahip olmak duygum,  dünyevi heyecanlarımın şevki bitik….her şeye çok fazla yabancı ve uzakım. giderek dünyaya ve dünyalılara daha soğuk-kar delen buzu gibi firijit oluyorum
J


ve gelip sınırda kalakaldığım yerde- senelerdir
1001 oyunla açılmayan iki göz aremde, bu defa arapça ALLAH yazıyordu.. sınıra geldim, anladım..illa bir sultan güçle çıkılır yerdeyim, biliyorum.. geri döneceğimi, çürüyüp yeniden tohumumdan =torah-tevrat şeriatı olacağımı ve filizimden incil müjdesi hakikate ereceğimi ve yine meyveye durup, Senin  beni en şehvetli hazla yerkende, birlikte marifeti bulacağımızı öğrendim..


tüm bu tahsiller ve seyrü sülük zaman CD DAİRESİ periyodik ölüm dirim cetvelimden anladığımsa, bu devriyelerin hiç bitmeyeceğiydi
.. insan denen 5 kollu yıldız’a önden bakıldığında, bu 5 kollu-5 duyulu  bedenin ortasında 6. His olan kalbi-gönül gözü olan bir gök yıldızdır…zaman denen İP çıkrığı ,Rahmanın nefesi HU ile döndükçe dönecek ve her dönüş turunda geçmiş bilançosunu,kendi turnikesinden, yine kendi  yeni biletine yükleyerek, tur-i sinasına –semahına-gönül kabesini tavafına devam edecekti ki, devran durmasın, kervandaki kristaller ahenkle birbilerine vurarak avaze-i bu alemde ahenkle çıııın çııııın çııınlasın J 


Eğer varsa bende o kalbi selim

Arş-ı alana körkütük de gelirim.. / hz Neyzen Tevfik
**
ve tabii facebook günün hatırasını yad ettiğinden  ,pc yi açınca şu mana beni hayrete düşürüyor Sevdiğim..
insan bu kadar mı cd dairesi zamanında aynı manalarda tur atar,bazen ruhsal bilincimizin bizden habersiz çok işler karıştırdığına inanıyorum..

ve iki sene evvel 15 haziran 2014 saat 03.. ALLAH(HU) LAFZININ MİRACI VE KELİMENİN DEHŞETLİ TESİRİ ile uyandım.. ve gördüğüm dersten şunu anladım ; Allah’ın elbisesini giymek demek; aynı senelerce evli kalan çiftlerin birbirleriyle özdeş olup, birbirlerinin halinin ve tipinin elbisesini giymesi misali aynileşmesi demekmiş.

Sevdiğim malum Allah’tan başkasına secde emredilse, karının kocasına secdesi emredilirmiş ya hani.. işte kadını kocasına secde ettiğinde, biliyorum ki kocası da ona secdedeydi J ..

GÜNEŞ AY'NA GÖRÜNEN DÜNYA İLMİ :)
ve 15 haziran Çarşamba
bugün çok enteresan bişi oldu..yolda yürüyordum..boynuz =HİLAL içinde AY AYNASI başlığı olan =ankh anahtarının aynısı yerdeydi..güldüm yürümeye devam ettim.çünkü o bir metal içeçek kapağı idi..sonra bu işaret dedim ve geri dönüp onu peçeteye sarıp yerden çantama koydum.. fotosunu çektim ki ispatı belgeli olsun..şimdi,kendini bir enerji içeceği olarak hayal et,seni açacak olan ne olurdu ? tribişon mu ?
Sevdiğim, bugün süprizlerim hiç bitmiyor bak!! kimselere bahsedemediğim bir anlık izdüşüm ANTEN =YAYIM-YAYIN anlamım için ilk defa inanılmaz bir belgeyi facebookta buldum..daha doğrusu onu iki gün evvel okumuş ve hayret etmiştim ki, işte şimdi onu da masalıma kaydetmeye karar verdim..





“Birinci Kat Semâ Keşfedilecek Herkes İman Edecek Ama...
Kafirler birinci kat... semayı keşfettikleri zaman orada Vahy'in indiği yeri ve ayet-i kerimelerde haber verilen bazı emareleri görürler. Dünyaya gelip gördükleri o hakikatleri bütün insanlara haber verdiklerinde herkes "La ilahe illallah" diyerek imana gelir. Lakin hiç birinin imanı kabul olmaz. Çünkü imanın şartı gayba iman etmektir.
(gayb gözle görülemeyen akılla anlaşılamayan duyu organları ile hissedilemeyen şeylerdir.)
Bu dünyaya en uzak yıldız ne kadar mesafede ise oradan birinci kat semaya da o kadar mesafe vardır. Fenciler henüz birinci kat semayı keşfedemediler. Ne zaman bu Türkiye'nin büyüklüğü kadar ayna yaparlarsa belki o zaman birinci kat semayı öğrenebilirler. Batıl bir görüş olan "sonsuz uzay boşluğu" iddialarının ne kadar yanlış olduğunu gözleri ile görürler.
****
" A.B.D. Ay’a gitmeye hazırlanıyor. Fakat bu masraflara yazık… Bu gayret Mars için olsa çok isabetli olurdu… Çünkü Ay’da hayat yok. Ay kupkuru. Fakat Mars’ta hayat var!… Orada insanlar var…Su var…Orada Hz.Kur’an aynen var!?… Hz.Muhammed (a.s.) oradakilerin de peygamberi… Yani; orada Ümmet-i Muhammed var… Hatta orada varisi Resullerin evlatları var… Ve yine orada İslamiyet’e sarılma bizden çok fazla. Orada Kur’an ahkamı hakim… Ve nihayet o insanlar Hz. Kur’an’a sarıldıklarından dolayı teknolojik olarak bizden çok öndeler!…
Size bir haber daha vereyim; Bu iki insanlık buluşmadan Kıyamet kopmayacak… Fakat; Dünya insanları Marslılarla buluştuklarında Hz. Kur’an’ın orada da aynen var olduğunu görünce İslam’ı inkar mümkün olmayacak… Fakat bu iman (İman-ı yeis) ve (Suri İman) olacak… Yani; vakit çok geç olmuş olacak. ......"Süleyman Hilmi Tunahan (K.S)”
****


zaman –dehir-saat-horUSkop denilen göz-optik ilmi
:)Sevdiğim..o iki göz arası ŞİFRE –MÜHÜR şekline çok benzerlerinin tarihi kayıtlarına efendi Google sayesinde ulaştım.. Norveç-  wiking ülkesi ,bu sembolleri yani kar tanesi resmini HELM-DÜMEN-İDARE -KONTROL TAKIMI-YÖNETİM-MİĞFER anlamı ile sahiplenip ülke arması olarak kullanıyormuş…  halbuki dünyada ,Bulgaristan’da bulunan en eski KAYI tamgasınında aynı böyle gemi dümeni kar tanesi gibi olduğunu anda anlamam çok kolay oldu..  ayrıca Hind-i Çin’deki uygur Budist öğretilerindeki ana sembol olan SAMSARA –TEKERLEK in bu olduğunu çözdüm....en eski tengri olan ,tengri dingiri-tekerlek tanrı olan ptah’tı..yaratım-sanat ve EL BEDİ esması..yaşam çiçeği dediklerinin de aslı bu idi.. ve hz Zülkarneynin vizyonunda ve eski hint vedalarındaki kayıtlı olan o ateş tekerlek-i ,yanan ateş arabası tekerleri de buydu J..


ve yeni okumaya başladığım,üstelik zerre anlayamadığım GENOM –bir türün 23 bölümlük otobiyografisi / Mat Rıdley adlı kitabımı okurken, IYI  harfinin, Y ortasında BENİ OKU emri olduğunu öğrenirken ki inanılmaz şaşkınlığımla-bir sonraki noktada beni transfer kopya et kelimesinin oluşuna  gülümseyişim..


Allahım, aklıma mukayyet ol..kendimi bir yazılım şifre sisteminin içine girmiş gibi hissediyorum Sevdiğim..o zaman tüm cehaletimle içine düçar edildiğim bu ilimden çok korkuyor ve kendimi çok ayıplıyor-tüüüm ahi melemetiliğimde kendime her rezilliği etiketleyip, kendimi herkesin gözü önünde rezil etmek-yaralamak istiyorum.. tiraji komik halime gülerken, çığlık atıp ağlamak ve cinnet geçirmek istiyorum..biz neyiz böyle ?..bize neler yapılıyor..? nedeeeeen ? bu benim meşrebim biliyorsun..kontrol edemiyorum..kim böyle bir ilmi ve bilgiyi hak edebilir ki kim? Ve neden ben dememek için bir nedenim olamayacağını öğreniyorum..kimse bu ilme asla layık değil, hem de asla olamaz ..bu çok tehlikeli bir şey.. delice.. insan yazgıyı yönetip değiştirebilir mi bilemiyorum…sistemin dışına çıkılabilir mi bilmiyorum.. zaten kader sırrı dahi çok az peygambere verilmiş.. bilmiyorum..ama ilk defa bu derece anladım ki Sevdiğim, bilmek ve öğrenmek çok ağır derin acılar verse de-sistemin çarkında olan biten hiçbir şeyin boşuna olmadığını ve derin bir ANAYASA=SÜNNETULLAH  var olduğunu, cennet ile cehennemin ve seri ül hisabın her an her yerde, zamandan ve mekandan münezzeh tıkır tıkır işlediğini anlıyorsun..

ve artık biliyorsun ki, bugünde nasa veya diğer herkesin ilimde geldiği yer ancak geçmiştekilerin başka yorumlarla gelebildiği yer kadardı ..ve sınırı geçmek yasaktı.. devre giriliyordu..zira zirveyi gören kişi, orada durmanın yasak olması yüzünden, çıktığından çok daha hızla aşağıya inmek zorundaydı..hele ki ,kendileri de bugün ki geçmiş pağanların-cadıların-büyücülerin-tapınak rahiplerinin  ENKİ ‘nin dölleri olan, aynı gen-kromozon-dna yı taşıyan bilim çocukları, yine olimposa çıkamayacaklar ve yukarıdan atılan alevli taşlarla aşağıya bir kez daha düşürüleceklerdi ..


SEVDA-SÜVEYDA-SİYAH-KARA LEKE-KARA MADDE bilimsel açıklaması.. GENOM :).genosis-gizem bilinmeyen-cin-can-cenin-cennet de demek.....

KEHF SURESİ ayet 109 :De ki: "Rabbimin sözleri(ni yazmak) için denizler mürekkep olsa ayrıca deniz üstüne deniz katsak yine de Rabbimin sözleri bitmeden denizler tükenirdi".

LOKMAN SURESİ ayet 27:Yeryüzündeki bütün ağaçlar kalem olsaydı, denizler de mürekkep, sonra yedi deniz (daha) eklenseydi, Allah'ın sözleri yine de tükenmezdi: çünkü Allah, kudret ve hikmet sahibidir.

GENOM kitabından  bazı notlar:
İnsan bedeninde yaklaşık yüz trilyon (milyon kere milyon) HÜCRE vardır.Bunların büyük kısmı, milimetrenin onda birinden küçüktür..Her hücrenin içinde ÇEKİRDEK denilen SİYAH BİR LEKE VARDIR..

Çekirdeğin içinde insan genomunun İKİ SETti bulunur (YUMURTA ve SPERM HÜCRELERİnde bir set var, KIRMIZI KAN HÜCREleri ise ÇEKİRDEKSİZDİR..;
Genom setlerinin biri anneden ,diğeri babadan gelir..İlke olarak her genom seti aynı 60.000 ila

80.000 GENİ aynı 23 kromozom üzerinde taşır.Pratikte ,her genin anne ve baba versiyonlarının arasındaki fark,genellikle zor ayırt edilir ve küçüktür; örneğin göz renginin kahverengi ve mavi olmasını sağlayan fark gibi..Çocuğumuze TEK BİR GENOM SETİ AKTARIRIZ..Bu set ,anneden ve babadan gelen kromozonların birbirleri arasında ufak parçalar değiştirmesinden ibaret olan REKOMBİNASYON işlemiyle oluşturulur..
GENOM UN BİR KİTAP OLDUĞUNU HAYAL EDİN :)
KROMOZOM denilen 23 BÖLÜMÜ vardır.

Her bölümde GEN denilen 1000lerce hikaye bulunur
Her hikaye EKSON denilen paragraflardan oluşur ve bunlar,İNTRON denilen reklamlarla yer yer kesilir..
Her paragrafta KODON denilen KELİMLERDEN OLUŞUR.
Her kelime BAZ denilen HARFLERLE YAZILMIŞTIR
İçinde bir milyar kelimenin bulunduğu genom kitabı ,boyut olarak elimizdeki kitaptan 5.000 kat ,İncil'dense 800 kat uzundur..Kitabı,SANİYEDE BİR KELİME HIZLA günde SEXİZ SAAT okusam,bitirmem 100 yıl sürerdi..bir milimetreye bir harf düşecek şekilde yazıya döksem,oluşacak metin Tuna Nehri kadar uzun olurdu ..Bu DEV-ASA BELGE ,SINIRSIZ BİR KİTAP, AŞIRI UZUN BİR TARİFTİR; ancak TOPLU İĞNE UCUNDAN KÜÇÜK, MİNİK BİR HÜCRENİN İÇİNE SIĞMIŞTIR...

Genomun bir kitap olduğu düşüncesi kesinlikle mecazi bir anlatım değil,gerçeğin ta kendisidir...Kitap,sayısal bir bilgi parçasıdır,doğrusal ,tek boyutlu ve tek yönlü işaretlerden oluşan küçük bir alfabeyi ,devasa bir anlam sözlüğüne çevirir..Genom da böyledir..Tek farkı,ingilizce kitapların hep SOLDAN SAĞA ,bazı bölgeler SOLDAN SAĞA ,bazı bölgeler SAĞDAN SOLA OKUNUR fakat aynı anda İKİ YÖNE OKUNMAZ :)



"DNA,SONSUZ UZUNLUKTA OLABİLECEK,ÇİFT SARMAL YAPISINDA,ZARİF,KENDİ İÇİNDE BÜKÜLEBİLEN MERDİVEN BOYUNCA BİR ŞİFRE BARINDIRIYORDU.BU ŞİFRE, HARFLERİN BİRBİRLERİ ARASINDAKİ ÇEKİME DAYANARAK KENDİNİ KOPYALIYORDU VE O ZAMANA KADAR BLİNMİYORDU ve o zamana kadar bilinmeyen bir biçimde DNAile protein arasında bir bağ kurarak proteinler için ÜRETİM TARİFLERİ OLUŞTURUYORDU...DNA nın şaşkınlık uyandıran yapısı,her şeyin nasıl da basit ve bir o kadar da güzel görünmesini sağladı...Richard Dawkins'in söylediği gibi "Moleküler biyolojide Watson-Crik sonrası dönemde biyolojinin sayısal bir hale gelmiş olması gerçek bir devrimdir...
GEN ŞİFRELERİ ESRARENGİZ BİÇİMDE BİLGİSAYARINKİ GİBİDİR " J ..Genom -bir türün 23 bölümlük otobiyografiisi/ Mat Rıdleyy 'kitabından alıntıdır..
********

Bildiği gibi FELSEFE nin   KURULUŞU , hikmet =KÜRELER -akıllar-namoslar- kanunlar ilminin anlaşılabilmesi ,AKIL KÜRELERİNİN sıralaması ile ,akılların doğumunun: NUN= KALEM-LEVHA ,aklı kül-nefsi kül=ruh –nefis=rahman –rahim=Güneş-Ay ve diğer gezegenler olan astrolojik akıl küreleri anlamları   örneğiyle tanımlanınca ancak  dünyamızda idrak edilip,anlaşılabilmiştir.. KÜRELERİN KANUNLARI VARDIR..KÜRELER ya SAĞA veya SOLA DÖNERLER (sadece Venüs=Cuma=suretlerin alındığı kürsi aynası, saatin tersine yani kalbe doğru dönermiş-kabe tavafı misali )...işte kişilerde ya sağ beyincidirler veya sol beyinci..bu iki beyini-dualitesini tek’e- KALBİNE BAĞLAYANIMIZ İSE NADİR ÖTESİDİR..

o halde şimdi HÛ nefesin işletim sistemleri olan KUTUP DAİRELERİ -küreler ilmi olan DEVLETLER HUKUKUNA bir göz atalım mı lütfen :) ?

şimdi ben siyaseti takip edip- sevmeyip -oy da vermediğimden, sıradan bir avam olarak basitçe anladığımı özet geçeceğim. inanıyorum ki siz derinleşecek ve farklı farklı üstün algıları açacaksınız.zaten maksat ta budur..
şimdi havada yani gökyüzündeki hava siklon dairelerini kainatın vücudu ve işletim sistemleri olarak düşünün ve tüm gökyüzünün böyle çarkıfelek misali galaksi adacıkları olan hava siklon daireleri ile kaplı olduğunu hayal edin lütfen ?..evet!! başlıyoruz..havadaki her hava siklon dairesi bulutun sağa veya sola kendi çevresinde de döndüğünü hayal edin lütfen.. yani biri celal biri cemale dönüyor veya biri zahiri ilimlere, biri batıni ilimlere dönüyor olsunlar..ama ikiside dönüyor-nefesleniyor yani doğal olarak hay'lar ve yaratım yapıp, fiiler -hareketler halindeler....





ve siz de bu siklon hava dairelerinden=KUTUP SİSTEMLERİNDEN birine girdiğinizi hayal edin şimdi lütfen..işte hepimiz kendi meşrebimize-kendi esma programımıza en uygun yuva dairesine girdik değil mi ?! Evet...çok güzel.burada anlamamız gereken ,Yaratıcımızın bizi meşrep meşrep,kavim kavim yarattığı ve bizlere ferdi ve umumi tecelli ettiğidir..her birimiz ait olduğumuz dairede kalırsak, kendi dünyevi cennetlerimizi inşa etmiş olur,daha yaşarken, ahenkle salınan daire cennetine gireriz....ama başka başka dairelere-evlere musallat olur, onlara verilenleri de ister -tamah edersek eğer, sistem-düzen bozulur, kaos olur. o zaman dairelerimiz birbirleri ile kavga etmeye başlar, bizler helak oluruz.. oysaki ,hemen, iki deniz olan tatlı ve tuzlu suyun asla birbirlerine karışmadığı ayeti hatırlarsak ve ne yaparsak yapalım, başka dairelere fıtrat-yaratılış programımız gereği asla giremeyeceğimizi idrak ederiz.. olduğumuz dairelerimizdeki güzelliklerini çıkartıp zevk etmeye de başlarız değil mi? Evet!! sanırım dünya ve kainat nizamnamesi olan = ahenkle açılan daireler şifresini de böylece çözmüş ve huzuru ilahi için yapmamız gerekeni anlamışızdır... ayet :SENİN DİNİN SANA BENİM DİNİM BANA !!

dünyada olan biten ben senden üstün ırkım-seni ben yöneteceğim ilmi farkındalığı 
ENE-BEN -MENİ BEDEN MEN - EGO= NEFS 
şeytanın en büyük günahı KİBRİ imiş ve şeytan en çok BEN BİLİRİM  ile kibirlenen alimleri severmiş..tasavvufta diğer hiç kimsede olmayan en büyük günaha UCUB denir..ki UCUB sıradan insanda değil ,sadece ALİMLERDE OLURMUŞ.. insanların hepsi Adem atamızdan üremiştir.. Adem ise topraktan yaratılmıştır..





ve ten renklerimizden her birimizin ait olduğu hammadde denen zerre-hub bir minik renkli KUM TANESİDİR (hani şu cern de parçalamaya çalıştıkları şey-TANRI =HAK esması olan zerre ) .. bir gün tekamülde metafizik alemden üst seviyeye gelirsen ,Arabi hoca derki -AHKAF-KUM TEPELERİNE gelirsin..ıpıssız ve yapayanlız bir başına ,kendi kumunu da oraya bırakırsın..

*mümin sayısı her dem çok az..ne demiş peygamber.MÜMİN MÜMİNİN AYNASIDIR.. saf ayna çok az...bugün genlerin birbirlerini kopyaladıkları ve aynaladıkları ve aşırı tekrar eden yani takılmış gen –dna harflerinin kalıtımsal hastalıklara yol açtığı da keşifle bilim insanlarınca okunmuş.. ve böylece bize ESMA VERİLMESİ-YENİ ESMA YÜKLENMESİ ile AŞILANAN GENLERİN—DNA ların da bu sayede tekamülle hep-hiç bitmeyecek YOL ARKADAŞI REHBERİMİZ =REFİKİ ÂLÂ =yüce dost= sevgiliyle birliğe gidildiğini de ispat etmiş olunuyor..bu manada bakınca da tüüm son teknoloji ilimler dahi sadece ve sadece bir YARATICININ VARLIĞINI İSPATTAN BAŞKA İŞE YARAMIYOR. İiyyin ve Siccin adlı İP’ler HEP O’NUN ELİNDE J

وَلَقَدْ آتَيْنَاكَ سَبْعًا مِّنَ الْمَثَانِي وَالْقُرْآنَ الْعَظِيمَ

Ve lekad âteynâke seb’an minel mesânî vel kur’ânel azîm(azîme).
Ve andolsun ki; sana mesânî(ikinci)den 7’yi (7’liyi, 7’li olarak) ve Kur’ân-ul Azîm’i verdik.


mesela ben 07.07.1967 de bu alemdeki madde hayatıma doğmuşum.
yani doğum günümdeyiz..seyrü sülük sistemine göre her birimizin kabiliyeti olan ana esma kutup noktamız vardır.. ki ,bunu galaksimizin güneşi olarak düşünelim lütfen..ve O, NOKTA-İ AMA ‘nın etrafında daire olup,sürekli devran edip- tur atan diğer uydu yan esma kabiliyet karakterlerimizi de hayal ediniz… o ana kabiliyet ortaya çıkıp-KUL luk edilebilsin diye dönen ayna nöronlarınızı-hücrelerinizi ,düşünün ..ve seyrü sülük öğretileri 7 li sistemle  7x7 =49 la tekamüller olarak kaydedilmiştir..dolayısı ile bendeniz şuan capcanlı bir yaşayan denek olarak ,yıllardır size kaydettiğim –izin verilmiş bu  irşad mektuplarında- tam 7 defa etrafımdaki uydu -peyk esmalarım tümden değişti fakat ana esmam- sabitem hep aynı kaldı...yani her insanın  bugünki ilimlede ispat edildiği gibi, her 7 yılda bir ,tüm hücreleri baştan aşağı yenilenerek ,yeni kader programı yazılımımız indirgenir..YARIN 7 KANDİLİ DE UYANMIŞ,7 ANA ESMASI DA ÇİFTLEŞİP DÖL TUTMUŞ -7 KANDİLLİ BİR SÜREYYA yıldızı olup olamayacağımı , NASIL BİR YAZILIMLA UYANACAĞIMI BİLEMEDİĞİM İÇİN bunu yazamamanın aczi içindeyim J..ne diyeyim..yeni programım inene dek ayan-ı sabitemde CAMİ-CUMA-CEM’deyim J


..üzüm üzüme baka kararır demiş atalarımız..çocuklarımıza "kötü arkadaşlar edinmemelerini tembihleriz ".kendimizde edinebildiğimiz en düzgün dostlarla görüşmeye çalışırız ..çünkü herkesin ait olduğu bir taraf ve saf vardır...saflarınızı sıkı tutun ayeti yok mu ? biz hep layloylom eğlenirsek ve sadece işe yaramaz kötü örnekleri kopy pasted yaparsak ,kısa süre bizden sadece onlar yansımaya başlar..


ANKH-KUT -FATİHA SAHİBİ OLMAK İLMİ(*insan =bir su damlası olan ben-ene-ego )

30 haziran
..malum KADİR gecesi KUR AN ın İNMEYE BAŞLADIĞI GECE...eğer sizde kendi kitabınızı indirmek istiyorsanız ruhunuzla bağ kurun ve kendinizi okumaya NİYET ED-İP ,başlat tuşuna basın..

NUN  harfinin ebcedi 50
yani arapça yazılışı ile
O. dir..İsis ve SiriUS unda rakamı 50 DİR..
bugün pc yazılımda IOOOOOIIIOIOIOOOOIIOO yazılımı kullanılıyor muş..yani tasavvufta RAHMAN ve RAHİM ..yani genetikte XY ..yani mitolojide GÜNEŞ ve AY  AYN’ASI..yani spritüalizmde RUH NEFS..

KAYI MÜHRÜ 
acaba eski mısır ve sümerliler OOOOO yazılımını biliyorlar mıydı ve bugün bu bilgiler işgal ile içleri boşaltılmış Bağdat-Mısır müzelerinden  ABD Nasa ya mı taşındı? ve OIOIIIOOOO yazılım nedir?. OOOOOOOO yazılım nedir?..  :)OOOOOO oooooooo ……… yazılımı nedir?

şunu unutmaki bu dünya hayatında olduğun sürece 10101010 00 1 yazılıma mahkumsun..ya 10 önde veya 01 gerideSİN..ya - SİN  veya +.. ortası ancak sırat el müstakim olan denge yolcularına zehri ve panzehirini boşalttığın kaseden içtiğinde olur..BİR VARSIN BİR YOKSUN..LA İLLAsın..hem var hem yoksun..sen zıtlıkların karşılaşıp infilak ettiği anda yaratılan ve anda kıyameti kopan o cern -tanrı parçacığısın.bu öyle hızlı oluyor ve aynı anda herkese oluyor ki,kimse kendisine olan biteni elektroşoktan algılayamıyor .o yüzden, beden eşeğini sağlam kazığa  (ata direğine )bağla  ve fişini de doğru hatta prize sok vesselam :)


Hallac-ı Mansur'un çizdiği nokta ilmi
5 temmuz sabahı…bir kütüphanedeyim..karanlık ama çok özel bir kütüphane.. RA’ nın Gözü bana bakıyor..onun gözünde kırmızı bir nokta var..kırmızı lazer ışık o..( *bugün Medine’de Mescidi Nebevide bombalar patlatıldı )
ALLAH:”HİDAYET EDİCİ BENİM,PEYGAMBERLERİM SADECE TEBLİĞ EDİCİDİR” diyor.. dolayısı ile bizim peygamberimizin de tabi olduğu HANİF DİN olan  İbrahim Atamızın ve milleti 1001 düvelinde Rabbi -rızık verip bu düzende yaratıcısı Allah dır..Allahın bizden dileği sadıkların sadakatlerini tutmalarıdır. .yoksa herkes sadık değildir ve söz de vermiş değildir..o halde ister 101001010 dünya madde aleminde kesrette, ademle havva dualitesinde yaşa,ister halvete girip OO da yaşa ve içine girip … noktaya nail ol..o noktaya girdiğinde ne göreceksin biliyor musun? yine 1 olan elif-insan sensin ve O =halvete girdiğin O ‘nun tanrı parçacığı ,O 1 yazılımlı ,1 elif miktarı suret de sendin …..

nur cihan
6 TAMMUZ 2016
nuralem7@hotmail.com

masalımızın AHİ meşrebi MELAMİSİ olan HAYBABAM 'ın bu madde alemine bedenle vedası olan 8 temmuz anısına
BA KA RA
İŞ +EMEK+EKMEK= ÖZGÜRLÜK =FETA