I
: II
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..nasılsın?..ben bu hafta yine karışık alayım..yani hiiç durulmayan bir gönle sahibim..sürekli fırtına-dalga-vurgun..ne zaman sütliman olacağım bilmiyorum da, en çok lodostan korkuyorum tabii..yani vesevesenin beni sürüp dilediği yere götürüp; o sahilden bu sahile vurup vurup, köpüklerimi=zanlarımı dökmesinden .. artık, ilk iç sesim olan ruh-u kalbimin sesini dinleyip, ona itaat edip-aklı maadıma secde eyleyip, bu yorgunluklara bir nihayet vermemin vakti saat-i anı geldi de çattı gibi de hissediyorum (*makamları,mertebeleri vermek çok kolay, benliğini vermiyor, benliğini de verecek sözü şimdilerde karşımda asılı duruyor nedenseJ?!!)..yani Sevdiğim, bizim masalın veledi galiba olgunlaşmayı artık bir nebze öğrenmeli değil mi?çok zor..benim kadar çocuk kalmış bir ruh nasıl olgunlaşabilir ki?!
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..nasılsın?..ben bu hafta yine karışık alayım..yani hiiç durulmayan bir gönle sahibim..sürekli fırtına-dalga-vurgun..ne zaman sütliman olacağım bilmiyorum da, en çok lodostan korkuyorum tabii..yani vesevesenin beni sürüp dilediği yere götürüp; o sahilden bu sahile vurup vurup, köpüklerimi=zanlarımı dökmesinden .. artık, ilk iç sesim olan ruh-u kalbimin sesini dinleyip, ona itaat edip-aklı maadıma secde eyleyip, bu yorgunluklara bir nihayet vermemin vakti saat-i anı geldi de çattı gibi de hissediyorum (*makamları,mertebeleri vermek çok kolay, benliğini vermiyor, benliğini de verecek sözü şimdilerde karşımda asılı duruyor nedenseJ?!!)..yani Sevdiğim, bizim masalın veledi galiba olgunlaşmayı artık bir nebze öğrenmeli değil mi?çok zor..benim kadar çocuk kalmış bir ruh nasıl olgunlaşabilir ki?!
çocuk:kitap okumak istiyorum ama hiçbir kitabı okuyamıyorum.. efendi: yanlış seçim .. okuyamazsın..çocuk: resim yapmam lazım, resim yapmak
istiyorum ve yapamıyorum, neden? efendi:
yapamazsın tabii.. yanlış tercih..çocuk:
?!..efendi: sen klasörler
aç..bir dosyayı bitir ve yeni bir klasör aç..bir başlık bul..konu bitince yeni
bir dosya aç..
Sevdiğim bu hafta şunun için yine dalgalandım bak..benim üzerimde tasarrufu olanlar bile benim hangi işle iştigal edeceğimi bilip, bana yol-yön tayin edip- işaret ederlerken, neden ben seneler geçtiği ve onların dediği gibi yazıp durduğum halde, hala ne yazdığımı ve neden yazdığımı idrak edemiyordum?!.. neden kendimin bilmeden ama başkalarının bilip, benden bekledikleri şeyi yapmak zorundayım ve üstelikte tıpış tıpış da yapıyordum?..ve neden yapmak zorunda hissediyordum evvela?!”(=el cevab=SEVDİĞİM VE AŞIK OLDUĞUM İÇİNJ) ve bunu ben kendim mi isteyerek yapıyorum, akıl oyunlarımla kendimi mi kandırıyordum ?!. tabbi ki Sevdiğim geçen okuduğum “sufi tıbbı kitabında” bu durumun ruhun makamlarına ait bir hastalık olduğunu da öğrenmiştim biliyorsun..işte yine o makam-durakta takılıp dinlenmekteyim galibaJ..sindirim meselesi ..offf!! off!!..bilmiyorum.. neyse ben işime bakıp, harfleri geldikleri gibi dizeyim gitsin..bitince ne yazmışım öğrenirim belki..
10 şubat Pazar.İsmi azam bir dua değilmiş biliyor muydun Sevdiğim..ben onu bir dua sanıyordum ..meğer o bir isimmiş.. ama o isim her şeye cami-toplayan görsel bişeydi de, nedense hiiç hatırlamıyorum(hani geçende dünyanın tepesindeki kutup boşluğu ve etrafını saran paydalar vardı ya işte onun cemi)..sadece Abdullah bin Abbas nedense aklıma geliyor..peki neden O?..O’nun hakkında henüz hiçbir şey okumadım ki, neden O?..
*HAFTANIN HABERLERİ:cuma günü,facebooktan bir mesaj var.. İsrail in mavi
islami tevhid bayrağı ve TC nin ay yıldızlı tevhid bayrağı beraber ve
savaş..tık..aaa..virüs..pc gittiJ..virüs bir anda her programı sardı
ki üstelik koruma programım var..tam iki gün bilgisayarımı aldığım yere gittim.. yeniden
format attılar J..(face dahi riyazat işini otomatiğe bağladı yanii )..ve ertesi gün bir haber..Haybabamın köydeki evine kültürlü
ötesi ehli erbab hırsızlar girmiş..tabbiki alacak para vesaire bişey
olmadığından, kitapların en değerlilerini bilip, ayırıp, yüklemişler..en
seçilmişleri yanlarında.. diğerleri kolilerle yerlerde. .şimdilik iki seferde
bu kadar yapabilmişler.. ikinci de baskın. bakalım, sonrası kütüphanecilerin
işi.. ve beklenen son geldi papa istifa
etti.. evvet işte böyle Sevdiğim.. bir devir kapandı yeni bir devir böyle
başladı…ve Rusya’nın Ural dağlarına 30 Hiroşima bombası etkili bir göktaşı
düştü.. mal ve can kaybı olduğu söyleniyor.. kovulmuş şeytanları düşünmeden
edemiyor ve “heyyy yine neler oluyor “ demekten kendimi alamıyorum
Sevdiğim.sonuç MEVLİT KANDİLİ BİLANÇOSU DEVRİ DAİMİ MİSALİYDİJ.. her doğum sancılı olur.yani korunduğu söylenenlerin traji komik
hali buysa, diğerleri ne yapsınla yüzleşiyoruz değil mi?.. olup bittikten sonra
düşünmek kolay tabii..
*Sevdiğim, biliyor
musun ben kendimi bildiğimden beri böyle tabiatın üstün olaylarına karşı çook
hassasımdır..ve olup bitenleri daima dünyanın neresinde kimin canı yandı ve neresinde bu nasıl
yankılandı diye nedense hep anlarım.. bu tür olayları sıkı takip
edebildiğimizde gerçek tarihi olayları-Gavs-ı Azâm Makam Sahibinin ana
kimliğinde, karakter-i meşrebinin dünyanın gündemini nasıl allak bullak
ettiğini ve o dönemin akım-modasını nasıl tayin ettiğini dahi anlayabileceğimizi
bir-iki sene evvelide yazmıştım sanırım.. işte öyle tuhaf bir düşüncemde var,
hatırlatmak istedim sadeceJ….
12 şubat Salı...hoşgeldin..bence Sende beni bazen seviyorsun ve çoook ama çook özlemiş-mutlusun.Seni hiç bu kadar neşeli, özlemiş,çocuksu bir sevecenlikte hissetmemiştim . ve tabii ki andan daha kısa bir anlık duygulanım..ve sabaha doğru çok tuhaf şeyler.. anlatamam.. anlatmak istemem(bu ne şimdi yani?..onu istemiyorum.. YANLIZ SEN)..ve yine Abdullah bin Abbas hz ile alakalı bir şey var. hatırlayamıyorum.. ama dün kardeşimin yolladığı sohbet kayıtlarından hz Abdullah bin Abbas hakkında bir şey okumuş ve çok hayret etmiştim .. şifreye sahip tek kişi var değil -bazı özel şahsiyetlerde vardı ki, hz bunlardanmış.. hıımm.. galiba ruhum ondan çok etkilenmiş olabilir.. O'da çocukken çook soru sorarmış ve hz peygamberimiz O'nu dizleri üzerine oturtarak, ellerini ellerinin içinde açtırıp Allaha dua etmişler..Ya Rabbi bu çocuğun tüm sorularına cevap ver ve ona da başkalarının sorularına cevap verebilme ilmini ver diye yakarmışlardı sanırım.. ve O yaratılış sırları hakkında en çok soru sorup- cevap alarak ,direk hadis nakletmiş en yüksek alimde sayılırmış..yani ben çoook soruları olan biri olarak, belki de O'nun meşrebindeydim..bilmiyorum..
14 şubat perşembe: karanlık ve her yer yağmurdan
ıslak..değişik bir grup insan, parlak kırmızı bir otobüse binmek için bekliyor.öyle
çok beklemişler ki, genelde çömelerek yere oturmuşlar. aydınlık-beyaz-tertemiz
simalı bir adam gelip çocukla konuşuyor..o adam Mısır’ın en yüksek alimiymiş ve
çocukla tanışmak istemiş..tv belgesellerindeki şapkalı arkeolog namlı Z.Hawas
ise sadece göstermelik, maddi ilim sahibi bir adammış..bu ise görünmeyen ve bilinmeyen en
yüksek alimmiş.. o yanına gelip konuşan adamı böyle tanıtıyor duraktaki biri
çocuğa , ve öyle birinin çocuğu
tanıyıp-gelip onunla konuşmasına ise hayret ediyor..
*Sevdiğim…ben bu hayalden şunu anladım bak..artık Muhammedi olmayı
öğrenmem gerek diye geçmişteki tüüm ilgi duyup yazdığım o mitolojik tanrı esmalar-eski
Mısır tasavvufundan vazgeçmem lazım diye düşünmüştüm .. işte bu rüya ile; aynı metotla karşılaştırmalı tasavvuf öğrenmeye
devam etmemi, bana bu yolda en yüksek yerden yardım edileceğini ve onların
bizim masallarımızı takip ettiklerini de öğrenmiş oldum..yani işte bu yüzden
Sevdiğim, bugün dahi yapmaya çalışacağım şey için kalbim huzurlu, lütfen bana yardım et olur mu..
15 şubat Cuma..sabah gözlerimi açmadan az evvel..kapkaranlık ..hiç bir şey yok.baktığım o karanlıkta ŞERİATIN TANIMINI OKUYORUM.. ilk kelimeyi okuyunca duruyorum..çünkü orası karanlık ve hiçbir yazı ,hatta harf de yok.. seste yok. Aynı, içinde hiçbir şey olmayan yokluk hırkası gibi..aynı o içinde hiçbir şey olmayan yokluk hırkasının içindeki Senin, masalın çocuğunu sarmalaman ve “… … …”demen gibi inanılmaz zevkli.. ve karanlıktaki olmayan o yazı; kelime kelime devam ettikçe ancak okunabiliyor. .durunca her şey kesiliyor.. yani Sevdiğim aynı benim masal yazmayı reddedince başıma gelenler gibi ve yazınca sürekli akıp gelen anlamlar misali..işte okuyorum..iki satırlık bir şeriat tanımı..ama bizim bildiğimiz şeriatla alakası hiç yok..inanılmaz zevkli ve lezzetli bir tanım..çok hoş ve acaip zevkliydi de, ne yazık ki tek kelimesini bile yine hatırlamıyorum..
15 şubat Cuma..sabah gözlerimi açmadan az evvel..kapkaranlık ..hiç bir şey yok.baktığım o karanlıkta ŞERİATIN TANIMINI OKUYORUM.. ilk kelimeyi okuyunca duruyorum..çünkü orası karanlık ve hiçbir yazı ,hatta harf de yok.. seste yok. Aynı, içinde hiçbir şey olmayan yokluk hırkası gibi..aynı o içinde hiçbir şey olmayan yokluk hırkasının içindeki Senin, masalın çocuğunu sarmalaman ve “… … …”demen gibi inanılmaz zevkli.. ve karanlıktaki olmayan o yazı; kelime kelime devam ettikçe ancak okunabiliyor. .durunca her şey kesiliyor.. yani Sevdiğim aynı benim masal yazmayı reddedince başıma gelenler gibi ve yazınca sürekli akıp gelen anlamlar misali..işte okuyorum..iki satırlık bir şeriat tanımı..ama bizim bildiğimiz şeriatla alakası hiç yok..inanılmaz zevkli ve lezzetli bir tanım..çok hoş ve acaip zevkliydi de, ne yazık ki tek kelimesini bile yine hatırlamıyorum..
Öğleden sonra Ortadoğulu dr..ben böyle yeni dostlarım olduğu için
mutluyum..dr bana çay hazırlamak için mutfağa gidiyor..aaa..bir şey hissediyorum..olamaz..gülüyorum..yani
bu ne? ..vücuduma şimdi ,böyle bir anda müdahele eden kim?..ben miyim?bu
kıskançlık mı yoksa doğru zaman mı değil?..Allah…Allah..karşılıklı oturup
sohbet ediyoruz..dr a tüm hafta yaşadıklarından özetliyor çocuk ve
hayallerinden..dr anlatıyor.geçen sefer kelimesi kelimesine hatırladığım
şeylerin şu an neden hiçbir izi yok Sevdiğim..yaa..ama Sen çook kıskançsın
biliyor musun? çok ayıp bence..çok ayıp.. ve dr. çocuğun yeni hali üzerine “hacamatın şeriatına göre kararı söylüyor..
bugün olmaz.. haftaya gelin”..yani iki sütunum-iki bacağım-iki kademim
belki de daha sağlıklı olacakken henüz bu gerçekleşmedi Sevdiğim..
*aaa!.. birini hatırladım ki benim için en özeliydi.. dinle bak..dedi ki dr:”siz onu hiç sevmemişsiniz ki..sizin sevdiğiniz başka..ve O SİZİ TAMAMLAYACAK OLAN”.. Sevdiğim, o hiç yalan söylemedi ve sadece tek doğruyu söyledi biliyor musun….
*aaa!.. birini hatırladım ki benim için en özeliydi.. dinle bak..dedi ki dr:”siz onu hiç sevmemişsiniz ki..sizin sevdiğiniz başka..ve O SİZİ TAMAMLAYACAK OLAN”.. Sevdiğim, o hiç yalan söylemedi ve sadece tek doğruyu söyledi biliyor musun….
Ve diyetisyenimdeyim..hımm..bana inanılmaz şeyler söylüyor.. galiba biz yol arkadaşıymışız ..onun için anlamımı anlatıyor.Sevdiğim ben o zaman korkuyorum ve hemen kaçıyorum biliyorsun değil mi?..ve müjde..1 kg vermeyi başarmışım..yani serbest riyazatta irademe ancak ucu ucuna sahip olabilmiştim..fena değil..eskiden hiç yapamıyordum mesela..
ve bugün “şeriat nedir?” düşünüyorum..ve anlamını hiç
bilmediğim-hiç ilgilenmediğim MUKATTA HARFLERİ ilk önce aklıma geliyor
nedense..ve hz peygamberimizin her kişiye özel ve umuma bir şeriatını ve VEDA
HUTBESİNDEKİ YAŞADIĞINIZ YERDEKİ MEŞRU ÖRF VE
GELENEKLERE GÖRE HANIMLARINIZI YEDİRİP, İÇİRİP, GİYDİRİNİZ deki anlamı …bence o okuduğum
şeriatın izdüşümü bu olmalı diye düşünüyorum Sevdiğim..yani kesin haram olan
–Kur’an da bilfiil belirtilmiş ana esasların yanında, her anın ve her oluşun
kendi içindeki ahval ve duruma göre bir şeriatı –kanunu vardı (işte
tarikatler ve meşrepler ilk böyle, milletlerin halklarına göre içtihat-ı
ihtiyaçtan doğmuştu)..eski antik dönemlerde ise
kanun koyucular ,bu hükümlerini bir sütuna yazar-onu bir mabet-anayasa
evi-meclise dikerlermiş diye eski yazdığımız mitolojik masallardan şimdi
hatırlıyoruz işin garibiJ(Ya Rabbim yaaa..ama çok komikim Sevdiğim.. kendim kendime
masal yazıp, kendime neler öğretiyorum ya huu baksana biJ..Allah ..Allah .. ne acaip bi iş..)
16 şubat cumartesi…bir tuhaf hayal..sadece bir şey var. II
sütundan bilgi almak.. hıımm..
hıımm..Sevdiğim keşke daha çok sembol ve daha karmaşık bir dile sahip
olabilseydim bence.. şimdi ben ne yapacağım? bunu kime sorup danışayım?..
parasını ödeyebileceğim bir danışmanım dahi yokJ ve söz dinlemediğim için kimse benle
çalışmak istemiyormuş.. aslında ilerde toparlayabilirsem; beynimin bana
gördürdüğü rüyalar ve okuduğum-duyduğum şeylerin bende açtığı tünel delik
bilgileri hakkında da yazmak isterim.. yani bunlar dürtülmüş isteklerdi.. oysa dünyada henüz hiçbir karşılığı olmayan saf mana ise çook daha
yüksek ve özeldi.. işte bunları en azından ayırmaya başlamak çok harika bir
şey bence.. yani gelen ilham en yüksek makamdan mı, meleki mi, erenlerden mi,
cinni mi, negatif mi-pozitif mi?..yani o
hikmet direk ilk elden mi, yoksa o bilgi safha sayha aşağı inerken geçtiği
mertebelerde yorum kaybına mı uğramıştı..ne kadar zor ve karışık-grift bir
manzaram var değil mi Sevdiğim..işte ben zor bir sevgili olmaya çalışıyorum
ki, Sen beni çözmekten hiiç sıkılıp, hiiç
bıkma ve bende Senii..nasılsa kavuşacağımız filan yok, bari tarih doğruyu yazsınJ..
((*Sevdiğim tam bu
bölümdeydim ki bir mesaj geldi Muğla’dan.. akrabam müsaitmisin? diyor. Kml Amcamın talebesi ama aynı zamanda gayri
resmi olarak da esma ve ayetlerle bu tür sütun vs. işlerinde senelerdir
çalışmalar yapan biriJ..tamam ara dedim
ve aradı.. konumuz sütun.. çocuk: “ışık sütunu yapabiliyor musun, yapıyorsan
nasıl oluyorsun-bunları sen kendin mi anlıyorsun, yoksa okuyup duyduklarına
göre mi bir yol çiziyorsun anlatır mısın? ” diyor.. anlatıyor..3 tane sütun varmış..
önemli olan sağdaki kadın-çoğul enerjili sütun ile soldaki eril enerjili
sütunu, ortadaki saflık çocuk-KÜRE enerjisi
sütuna tevhid etmekmiş(atomun içi=elektron,nötron, proton = 3 akıl =aklı meaş,aklı mead,aklı kül) .. tepedeki taç çakranın üstündeki data banktan da
yıldız çıkartıp-lotus-yaşam çiçeği geometrik kesimi kristalleşmesi ile de tüüm
akaşik kayıtları girdileyip-yazılım DNA üstünde hüküm sahibi olmakmış.kendi anayasa sütun kütüğünü dikip-kendi yasalarının üzerinde hükmedecek olan kendi mührünü üstüne vurmak yani.. JSevdiğim
o dün gece böyle anlatmadı aslında, ben böyle işime geldiği gibi anlayıp
yazdım. çünkü konum bu, işim buJ..BİLİNDİK-okunan
tarih daima koskoca bir yalandır.. yazanın ve yazdıranın
yorumu-hisleri-DEVLETLERİN POLİTİKASI-DİKTATÖRLERİN ACIMASIZ REJİMLERİ daha ön
plandadır unutmamak lazım.. o yüzden otur kendi tarihini kendin araştırıp,
kendin yaz.. ve akrabamla kaç saat öyle
çok konuştuk ki, artık yoruldum. yazımı sabaha dek bitiririm sanırken uyumaya
gittim.. birbirimize sütunu anlama rüyası diledikJ …))
yaşam çiçeği |
özel bir not: Sevdiğim geçen netten,yine kısa bir kuantum fizik-kara enerji hakkında bir belgesel izledim..orada anlatılan sabun köpükcüklerini ve o kara enerjili maddeyi nasıl aynı suret ve anlamla aynı bende onlar gibi üstelik kaç senedir yazıp, çizip anlatabiliyordum..ben onların tahsili yanında o kadar cahilim ki ,yani bu nasıl oluyor, çok hayret ettim..ve uzay bilimcilerinin en tepe noktalarında ise manevi görevliler olduğuna –ehli irfanın gözetim ve denetiminde tüüm bilimin yavaş yavaş açıldığına bir daha inandım..
uyarı notu*Sevdiğim evvela AŞAĞIDA BAŞLAYACAĞIMIZ SİYER için; böyle bir şey yazacağımı anladığım bu hafta, kendimle çok kavgalar yaşadığımı bilmeni isterim..çok ağırdı .. yani ben öyle cahil ve öyle acizdim ki, özel hayatımdaki başarısızlıklarım da malum,her konuda istikrarsız ve disiplinden de yoksunum..yani hiçbir konuda ehliyet sahibi olmayan ben, nasıl olurda böyle bir konuda yazabilirdim.. çok utanç vericiydi. oysaki yazmak o kadar zevkli ve doyurucuydu ki, artık başka hiçbir şeyden, yazarken aldığım keyfide almaz olmaya başlıyordum galiba. yazmaktan korkup kaçsam da, düşüncelerimde hep klavyeye tıklayıp yazan bir şey vardı ve kontrol edemiyordum.. yazdıklarım o akıp gelenlerin zerrresi bile olamaz aslında..
Sevdiğim,
tüm bu teferruatı, yapacağım bütün hatalarım için beni affedeceğini ummak için
yazdım biliyorsun..çünkü haddim olmadanJ pek
çok defa yine hududu aşmak için sınırları çook zorlayacağımı ikimizde biliyoruz
bence..işte bu özel yapımdan dolayı diliyorum ki, ben kendimi kontrol etmek
istemediğimde ve gözüm kararıp-arı
namusumu yine yere çalmak istediğimde, lütfen beni her zamanki gibi dizginle
olur mu? biliyorsun ki bunu yapmazsan, ben kendimi hiç utanmadan helak
edebilirim.. yani buna çok müsait bir yaradılışım var.. elimde değil..şimdiden
teşekkür ediyorum ve Seni SEVİYORUM..
Hurşitimden
Mürşitime bir tutinin güncesine eklenmiş
SİYER-İ NEBİ BÖLÜMÜ…
Siyer, İslam dini literatüründe peygamberlerin, din büyüklerinin, halifelerin hayat hikâyesidir. Siyer, divan edebiyatında sadece din büyüklerinin değil, hükümdarlar gibi önemli kişilerin hayat hikâyesi anlamında da kullanılır. Kısası Enbiya, hilye, mevlid, şemail kitapları Siyer başlığı altında ele alınan yazım çalışmalarıdır.
Siyer, İslam dini literatüründe peygamberlerin, din büyüklerinin, halifelerin hayat hikâyesidir. Siyer, divan edebiyatında sadece din büyüklerinin değil, hükümdarlar gibi önemli kişilerin hayat hikâyesi anlamında da kullanılır. Kısası Enbiya, hilye, mevlid, şemail kitapları Siyer başlığı altında ele alınan yazım çalışmalarıdır.
Siyer,
sire ve siret kelimelerinin çoğuludur ve hayat tarzı demektir. Karşıt anlamı
suret'tir. Siyer-i Nebi adıyla,
Hz.Muhammed nebininin hayatını anlatan manzum ve mensur kitaplar ortaya
çıkmıştır…(ALINTIDIR)
Sevdiğim istiyorum ki, ilk önce,eskilerde yaptığım bir bölümü bir daha gözden geçirelim..yani hz peygamberimizin içine doğduğu ŞEHİRLERİN ANASI MEKKKE-BEKKE NASIL BİR YERDİ? halkı nasıldı? inançları nasıldı?..tabii ki bunları her yerden uzun uzun alıntılayabilirim ama kendimde alıntıladığım yerleri çok okuyamadığım ve zevk almadığım için okuduklarımdan –duyduklarımdan -bende kalmasını dilediklerimi ayrıştıtıp-konuya uygun bağlamalar yapılabilecek ayrıntıları ise kurgulayarak buraya kaydetmeye çalışacağım.. tabii bozulmadan kalması gereken ana –esas bilgileri ise olduğu gibi kopyalacağım inşallah.. evvela bu bölüm uzun olacak çünkü biz Müslümanız diye nüfusumuzda kayıtlı olsak da, aslında hepimiz ne mal olduğumuzu bal gibi biliriz de itiraf edemeyiz değil mi?..o yüzden hakikatte kendi gizli putperest-şirk ehli-münafıklıklarımızla da yüzleşe yüzleşe gitmeliyiz bence..yani bu benim meşrebim yüzünden kendimle yolculuk tarzım..bunu okuyan herkesin de tabii..evvela biz Müslüman mıyız hakikateni çakacağız…
EĞER BİZ MÜSLÜMANSAK VE HEMEN HERKES BİR MEŞREBİ ÖĞRENİM KURUMUNA ANLADIĞIMA GÖRE
ÜYEYSE ,Kİ, BU GERÇEK-ister inanın ister
inanmayın-rahmanisiyle ve şeytanisiyle hiç kesilmeden- tam gaz -tarikatler tüüm dünyada halen devam ediyor- O VAKİT,
DÜNYADA VE ÜLKEMİZDEKİ AHLAKSIZLIKLARI; YEME, İÇME, TIP, ÖĞRENİM, SANAYİ, İSTİHTAM
vs deki İNANILMAZ HAKSIZLIKLARI,İNSAN KÖLELİĞİNİ, AKLA HAYALE GELMEDİK
ÇİRKEFLİKLERİ YAPANLAR KİM PEKİİ?!!..VE
BİZ GERÇEK MÜSLÜMANLAR OLSAYDIK ((ELİNE,DİLİNE,BELİNE HAKİM OLAN ))O VAKİT ORTALIK, CENNET DENİLEN ADALETİN
GÜZELLİĞİ İLE DOLUP DOLUP TAŞMAZ MIYDI.. ve kendimizi asla kandıramayacağımızı öğreneceğiz.. meşrebi
dinimizi ve taptığımız putlarımızı bulacağız..aslında biliyoruz da kendimizim
kafiri-örtücüsü olduğumuzdan üstümüzdeki ölü toprağı kaldırıp, kırabildiğimiz
kadar putlarımızı kıracağız.. mesela ben Sevdiğimin suret putunu yağmalayarak
bana gelmesine ve O’nu ilk suretsiz tanıyıp sevip bilip, görmeden aşık olmama
rağmen, halen bir suret kalıbı putuna ihtiyacımın sebebi ile yüzleşeceğim
diyelim.. neden cemalsiz olmuyor? neden
cemali vech-i yarsiz bir an geçmiyor gibi gibi..dee ..tabii anlatılamıyor
işte.. kelimeler kifayetsiz bu işte..Sevdiğim ben kontrolümü yitirdiğimde, hangi konuda olursam olayım, yine gelip gelip hep Sana gömülüyorum ne garip
değil miJ..SENİ SEVİYORUM..
Kabe nin içi |
ben peygamberimi nasıl bilip ,nasıl
tanıyor muşum, O’nun hakkında Allahımızın dilediği gibimi, O’nun bize kendisini anlattığı
gibi mi, O’nu anlatanların BAZILARININ, ZAMAN İÇİNDE bize anlattığı VE BİZİ BELLİ KURALLARIN İÇİNE HAPSEDİP, GERİ VE
CAHİL BIRAKTIKLARI-SİYASİ BİR ALET gibi mi, yoksa
kendim O’nu tanıyarak, aşık olup sevip ,işte bu ancak benim tanımlanmış
tamlığım-yaratılış gaye-i nurum diyebileceğim bir Mayayı Nur-u Muhammed’e erişim gibi
mi? henüz bilmiyoruz.. yazdıkça öğreneceğiz inşallah ve aminn..
şeytan taşlama yeri |
Hicaz ve Kuzey Araplarının putlaştırılmış tanrı isimlerinden bazılarının alıntılarına bir bakalım lütfen: Abgal, Adat, Aglibol (Elyibol- Elibol), Astarte ,Asaf ve Naile, Atargatis, Atarsemain, Auf,Aval, Beelşamen, Bel, Ba’al, Bel- Şamin, Bes, Cedd,Dul Halasa, Düşara- Düşares, Dü Semavi ,El İlah, Hevl, İştar-Athar, El Kays, (Şay) El Kaum, Kuzah, Melekbel, Menat, Menaf, El Malik, Mot, Nabu, Nebo, Nebi, Nasr, Nergal, Nuha,Orotalt, Rub, Ruda, Şems- Samaş ,Sin-Nanna-Suen, Süva, At Süreyya (Ülker burcu-Pleiades- Sirius), Uzza, El Ukaysir, Wadd, Yam, Yeük, Yegüs, Yaribol- Melekbel, Zilhicce Halasa…..
gab kazları İlahuu- kamışlık tarlasında yürürken yürürken biri olayı çakıp sürüden ayrılmış.. ve Sevdiğine bakıp SENİ HER ZAMAN SEVECEĞİM demişşşş |
ve
bildiğimizi zannettiklerimizin çoğunun da,
bugünkü sadece maddi ilimden okuyarak-ezber sahibi arkeologların yanlış aktarım
hatalarıyla dolu olduğunu da öğreniriz tabii.. ve bugün ki teknolojik ilme-haberleşmeye sahip olmayan binlerce senelik
kadim atalarımızın; bugün bizlerin henüz 100 sene civarındaki sözde yüksek
teknolojik medeniyetimizle henüz çözemediğimiz pek çok şeyi nasıl bilip
anladıklarını, nasıl heykelleştirip, resmettiklerini ve onlardan aldıkları
haberleri ,bugün yine aynı yolun yolcularının aynı sembollerle, aynı usulde, nasıl
halen yaşadıklarını da anlamak için bir adım atabiliriz belki.. İNSAN
BİLMEDİĞİNDEN KORKARMIŞ..BİLDİĞİNDE İSE KORKMAZ VE SEVERMİŞ..
unutmayalım ki, bizim Peygamberimiz Efendimiz putperest bir toplum içinde doğup büyüdü.. ve içinde bulunduğu topluluk öyle acaip bir sistemdi ki, bugün hiçbir demokraside bu tür bir şey yok..hem putperestler, hem hak dine mensuplar - hanifler- sabiiler hep beraberdiler ve aynı Kabe de ibadet edebiliyorlardı. bir aile içindeki her fert değişik bir dine mensup olabiliyor ve bu normal karşılanıyordu..tüüm bu tanrılarla Kabe’nin içi ,dışı alabildiğine doluydu..masallar, öyküler, şiirler,efsaneler sadece onların üzerine kurguluydu.. işte madem ki bizde Muhammedi Müslüman olmak istiyoruz, o zaman aynı O’nun yaşadığı devirde, aynı O’NUN GİBİ HİSSEDİP DÜŞÜNEBİLMEYİ, hak ile batılı ayırt edebilmeyi de öğrenmeliyiz.. lütfen kafir olurum diye korkmayınız. biz Peygamberimizden daha fazla Müslüman olamayız inanın.. gerçek şu ki,bizim hemen çoğumuz göstermelik Müslümanlarız.. kimsenin kimseyi kandırmasına lüzum yok. .insanlığımız ortada.. her gün ki medyadaki hallerimiz ise, sadece yansımasına izin verilenlerle dolu, ya saklayıp örttüklerimiz..(*ve biraz tefekkür etsek, bir bakacağız ki, aaaa biz halen içi dışı put dolu o devrin Mekke’sinde yaşayanlardan biri değilmiymişiz yaaaa..işte böyle çocuklar.)
YA, RABBİMİZİN SETTAR İSMİ İLE BİZLERİ UTANDIRMAYIP, BİZİ ÖRTTÜKLERİ..HANGİMİZ HANGİMİZİN YÜZÜNE BAKABİLİRDİK Kİ GERÇEK
YÜZLERİMİZLE ORTAYA ÇIKTIĞIMIZ DA..HİÇ BİRİMİZ TABİİ..işte sadece bu yüzden
bilip öğrenmekten korkmuyoruz.. ne, neden,
niçin?.. ne idim, ne oldum, ne olacağım?..sormaktan
korkmadan..sorularımızın içindeki sadece kendimize özel, bize has cevabı yine
kendimizde seyredip okuyarak YA B’İSMİ ALLAH HUU..
nur cihan
17.02.2013
17.02.2013
nuralem7@hotmail.com