4 Ocak 2015 Pazar

30 (O’tuz) KUŞ ,30 HARF OLAN ÂNKA ‘ NIN RÜYASI MASALI 16


30 (O’tuz)  KUŞ ,30 HARF OLAN ÂNKA ‘ NIN RÜYASI  MASALI  16

Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..
nasılsın? dertleşmeye devam edelim mi lütfen!..bence sinirlenmemek için sigara ve kahve almalısın..ve çok rahat bir kanepeye konuşlan. şimdi başlıyoruz.. bugün ben ve masal çocukların hep birlikte yazışacağız tamam mı?.. onların sahte mürşid ve yakınlarından yana  çok dertleri var malum..  bizim masalın genel çocukları hemen her yol ve bilgiden geçmiş, korkunç  kültürlü J,pek çok sahte efendinin=yaşam koçu,nefes terapisti, psikiyatr, psiko drama mürşidi, yogi gurusu, kabalacı, reiki master ruhçuları, şamanistler, dinsizler, sembolistler, sihir ve büyücüler, subliminal celcelütiye duası ile kadınları etki altına alıp- cinni taifesi ile hükmetme ve beyin kodlama seanslarına katılmışlardan tut,  her haltı bizzat deneyimleyerek ve bu bacaksıza da bazı özel şeyleri anlatarak, rube ru gözlemle öğrenip, içselleştirmişlerden mürekkebdir. Yani çocukların bunlar Sevdiğim. artık tanıştınız J..  üstelik, birde dünya kadar para vererek, paralarını ve pek çok şeylerini de o vampirlere-yol simsarlarına kaptırmışlar.. J.. tabii masal çocukları içinde efendiler ve aileleri de var olup, sözümüz meclisten dışarıdır .destur ya huu!!.

artık sahtekarlardan illallah demiş, yaşı başı haylice olan çocukların var Sevdiğim, bunu bil..eee!! 72 MİLLETE BABALIK YAPMAK HALİLURRAHMAN MAKAMI OLMAK KOLAY DEĞİL.. annelikte zor tabii J.. ..ben onların yaşadıkları güvensizliği çok iyi biliyorum.. çünkü, onların girip çıktığı hemen her pisliğe bende vaktiyle az veya çok bir şekilde bulaşmıştım. sanırım onlarda beni o yüzden bulup, en yakınlarına dahi açmadıkları sırlarını, rüyalarını ve tutkularını kolayca yazıyorlar… bende onların yazdıklarını okuyorum ve bazılarına Kuddusi hazretimin icazetini yolluyorum ki, okusun ve halen yana yakıla aradığı gerçek mürşide nasibi gelene dek kavuşsun ve korunsun diliyorum..
http://ruhumunmasali.blogspot.com.tr/2008/12/icazet-kasidesi-ahmed-kudds-hz.html

İşte böylece sayıca bayağı çok Kuddusi evladımız oldu şükür.. bunların birkaçı daha sonra gerçek mürşide intikal ettiler, bir kısmı ise belirsiz.. en zor çocuklarsa iflah olmaz aşk çocukları.. beni çok yoruyorlar.. hep aşklarından bahsetmek istiyorlar.. halbuki ben ne bana yazanı, nede aşık olduklarını bilip tanıyorum.. zaten bunca güven ve rahatlık da sadece kimsenin kimseyi tanıyıp bilemeyişinden .. oysa bende ölee geberisiye aşık olmuştum ki, bana sadece umursamaz bir şekilde “geçecek bunlar geçecek, kalmayacak ”denmişti.. gerçekten  artık, kaç sene sonra, aşkımın sülük izinden başka bir şeyi kalmadı gibi, gibi J..yani aşkım sülük gibi iz bırakmıştı ama emanet, sanırım ki başka birine geçmişti.. O’NUN KİM OLDUĞUNU BİLMEYİ ASLA İSTEMİYORUM.. ve bana aşk hastalığım için yazma tedavisi verildiğinden ,bana başvuran böyle nadir aşkzadelere, aynı reçeteyi uyguluyorum tabii ki.. ve gerçek efendiye giden birkaç tanesi sadece yazıyı devamlı yazabildi.. diğerleri hep yarım ,hep yarım. böylece bende asıl sorunun  efendilerde değil de, artık onlarda olduğunu çözmeye başlıyorum.. çünkü onca para dökülüp, bunca şey öğrenilmiş, hala tevhid yoksa sıkıntı başkasında değildir, kendileriyle yüzleşmeyi öğrenmelidirler..


Ve Onlar nefs terbiyesi görmeden; eski zaman ağır insiyasyon çalışmalarını -bilinç perdelerini yırtıp açan- rabıta -ruhsal teknik derslerini, bir anda, hiç emek vermeden ve alt yapısız, büyük paralar ile deneyimliyorlar.. kimisi çözülüyor –hiçliğe varıyor ve miraç yaşayabiliyor ve bedenleri-letaifleri ayrılıyor, bir daha toplanamıyor ve leyla leyla!! –vampirleşerek yaşamaya devam ediyorlar…neler olup bittiğini ise asla bilip anlayamıyorlar. çünkü bunu onlara anlatacak ve tanımlayacak yetkin izinli mürşidleri yok.. yüklendikleri izinsiz ilimleri kaldıramıyor ve meczubiyete doğru hızla koşuyorlar..dünyanın medeni sanılan tekno çağ insanlarını bekleyen en vahim şey bence şuanda budur..ruhsal olarak ruhları çalınmış-hayalet –kayıp bir insanlık gelişiyor haberiniz olsun!!.... traji komik biçimde ahalide meczubiyette artış görülüyor ki, başta bendeniz varım tabii !..ortalık dabbetül arz, hortlak ve yaratıkla doluyor. Sana bunun sebebini yazacağım Sevdiğim.. çünkü bunu Sana şikayet etmemi dileyen masal çocuklarımız var ve şuan ruhen çok hastalar.. onlara yardım edemediğimden ancak Sana yazıyorum, lütfen benim masal çocuklarıma yardım et!! Kendini bilme okulları devlet eliyle yasak ama, kendini mahvetme ruhsal KENDİNE FARKINDALIK  okulları tonla paraya sonuna dek açık mâlesef..



ve kişilerde de takip ettiğim genel şeyse sadakatsizlik..oysaki bir şeye sadık olamayan hiçbir şeye de sadık olamıyor..her şeyi sadece hemen bilmek, hemen parasını ödeyip o manayı-o ilmi yüklenmek ve manaya hemen hükmetmek, vazifelisi olduklarına inandıkları o görevlerini hemen ve şimdi istiyorlar J..yani dile getirmeseler de, peşlerinde koştukları o şeyi bal gibi çakıyor ama anlamıyormuş gibi yapıyorum.. oysaki görev zorla çalınarak ele geçmez ki!!.. görev verilse dahi kaçılır ,istenip alınmaz.. sen eşek misin, neden yük istiyorsun?! sefasını sürsene hayatın ve mematın  yahuu!! 

nasıl ki, herkes tost rasputinliğinden sonra post derdine, sonrada siyasilerle cevalan edip, asitane efendisi olma sevdasına düştüyse ve tüm yüzsüzlükleri ile medyada sahte efendilere karşı konuşabilmişse?! durum gerçekten vahim ya huu!!  bugün işte ortalık yarı tanrıdan geçilmiyor Sevdiğim J ..cozz!!
 neyse ki bir putkırıcı meslek erbabı aramızda ve ezelden izinli.. hem kendini hem de diğer putları acımadan kırabiliyor.. ama kırınca yenisini hemen dikebiliyor malum. putseverlik özel bir haz bence
J..bu konuyu burada bırakayım çünkü yetkin makamdan bir mailimiz var.. masalın sonunda ondan okuyacağız bu durumun vehametini….

evet her şeyi istiyoruz ama, bende dahil kimseler, çalışmak, ibadet etmek, dinin şeri hükümlerini asla istemiyor, beğenmiyoruz.. islamiyeti çağdaşlıkla bir tutup sindiremiyoruz.. buna zamane efendileri aileleri de dahil.onlar hepimizden daha Avrupai ve Amerikanvariler malum. çocuklarınızı imam hatipe verin diye vaaz etseler de, genel tarikat şeyhlerinin umumu, yüzlerce yıldır  kendi çocuklarını hep yabancı papaz ve rahibe kollejlerinde eğittirip, Avrupa’ya gönderip oraları mesken tutturdular.. onlar için batını ilimleri batınlarında bilmesi ve zikretmesi ,dış görünüşten ve şeriattan daha önemliydi.. eşleri, akrabaları ve çocukları halkın inancını ve kalbini daima incittiler..onlarsa bunu hiç anlayamadılar; ne kalpleri yerle bir ettiklerini ,insanları nasıl bir fitneye ve inancında vesveye düşürdüklerini asla bilemediler..


oysaki dışardaki kullarına iki yüzlü olmayıp, bizim kendimize  tercihimiz bu diye sesli söylemeleri gerekirdi.. bu ülkede yüzbinlerce kız çocuğu örtü yüzünden hayatının tüüm güzelliklerini ve  yeteneklerini kullanamadan öldürüldü.. o günah bu günah diye hayatında hiç denize giremedi, eğlenemedi, gülemedi, akşam sokağa çıkamadı, bir yere tatile gidemedi.. oysa bugün mürşit bozuntusu babaların face sayfaları son derece dekolte ailelerinin yazlık safaları ve meşhur kulları ile yanyana   ve takkeli-derviş yelekli poz poz resimleri ile süslü.. ve kullar sabahtan akşama:” huu efendimcim, babasının zuhuru cemalim, vekaletim sultanım huu” diye yazıyor,tapınmayı sürdürüyorlar.. tabii ki hakikatte böyle ulu ortaya yazanda ,kendini böyle mal gibi sunan şöhret bulasıda sahtekardır.. samimi değildir. zarar vereceği şeyleri bilmeli, tedbirli olmalıdır...bu adamlar kendilerine, karılarına, çocuklarına tapıyorlar.. bir de nefs terbiyesinden bahsediliyor ki, sanıyorlar kimse görünendeki egoyu çakmıyor?!! J

tabi ki bu kendini özel sananlara meslek için daima medya olmalıdır. görsellik önemlidir.. teşhir ve bilinme duygusu onlarda zirvedir .. bendeniz buna  bizzat okulumda senelerce şahit oldum mesela.. manevi yoldaki her çirkinliği,her yetkin makamın halkın inancını nasıl kullandığını ve dini nasıl sömürdüklerini de taaa minik çocukluğumdan beri çook iyi bilirim…işte bu iğrençlik yüzünden aslında okuyamadığımı da itiraf etmeliyim.. ama onlar iki yüzlülüğü hiç bırakmadılar.. kullarının dini farklı, kendilerine olan  hayat dini  farklı idi..mesela tv lerdeki bir sürü magazin erbabı kişi bir derviştir aslında ?!! ve efendilerinin izni ile oradalar.. onlara her şey serbesttir…ve aynı efendiler ,başka efendilerin, her şeyi-örtüde dahil- serbest kıldığı ve makamlarını verdikleri pek çok kişiyi hakaretle red ederler.. ama bir bakarsın ki, kullara karşı öylelermiş. her organizasyonda başrolde birlikteler.. yada el altından, en yakın talebelerini onlara hizmete yollarlar,mekanlarını ürünlerini satabilsinler diye tezgah haline sokarlar...

ve kullar , magazin ünlü derviş kardeşlerine bakıp iç geçirir;” aa buda bizden ,buda bizden” der sevinirler.. onların halkın ahlakını dejenere etmeye neden izinli olduğu, yaptıkları o bomboş işlerden tonla haram para kazanılmasına ise neden izin verildiğini kimse sorgulayamaz… sanki sadece vitrinlik  ritüellerde islam var.. ve gelenek ölmesin diye  sahne sanatı Müslümanlığı yaşatılıyor gibidir .. bilemiyorum….hiç bir din adamımız nedense,hiç bir islam ülkesini sevip tercih etmedi sayılır.. biraz palazlanan dooğru Amerika veya ona denk Avrupa ülkesine kaçıyor.. biz müridlerini, oradan uzaktan kumanda- sanal alemden yönetiyorlar ve biz salaklarda onlara bel bel inanıyoruz.. yada tatillerini ve dostlarıyla sereserpe yaşamlarının belli kısmını orada geçiriyorlar.. oradaki mürşidler ve hatunları da çok serbest zaten..ee nede olsa Amerika …orada her şey müsaadeli.. yeter ki kapımız açık olsun..

osmanlı halifelerinin son dönem aile resimlerine bakın!.avrupalıdan hiçbir farkı yoktur...ama halk örtünür, halk ibadet eder, halk efendilerine ve ailelerine ,onların saltanatlarına zeval gelmesin diye  yana yakıla dua ile kulluk eder..din fakirler içindir.. yönetenler içinse din göstermelik, siyasete alet edip, fakirleri, cahilleri, içinde din duygusu olanları kulluk ettirmek için kullanma kılavuzudur… ve halifeleri islama uymasa da HALK ,şeri islamı devama çalışır.. belki de sadece bu ayrılıklar yüzünden bu derece islam nefreti ,bu derece çirkin bir islam algısı ve tevhidsizlik doğdu..

vazifeliler sadece kendi tanrılıklarına inanıp, yakınlarının belli yerleri kapıp- onlara her şeyi anında raporla sunmalarından başka bir şeyde düşünemez oldular. derin devlet içinde derin tarikat , derin tarikatlar içinde artık çözülemez kördüğümler oldu ve o yüzden de TURUKU ÂLİYE, BU MESLEĞİ HAVAYA- ASKIYA, BUNDAN YÜZYIL EVVEL ALDI..tabiiki istidatlılar için yol halen devam ediyor.. ama diğerleri sadece formalitedir.. çünkü bir devlet resmen neye karar verirse islam hukukunda da o uygulanır.. bugün, mana tasarrufatı ile irşadlar yürüyor.. vekil aynalar ise genelde yoldan çıksa da, halk asla irşad olma isteğinden vazgeçemiyor.. çünkü ruhların bu aynalara fena halde ihtiyacı var..

islama ait hiçbir şey ritüeller haricinde hemen hiçbirinin hayatında gözükmüyor, tabii ki halkında hayatında hemen hiç islam aslında yok…yalan yok lütfen, bende dahilim!! islam ülkelerine ait hiçbir şey sevilmiyor.. daima Avrupa ve Amerikaya ait her şey benimsenip seviliyor..yani durum bu..o halde tarikatlara genel manada kalan tek şey ayinler ve ritüellerden başka bir şey yok gibi.. dışardan,onların dış hallerine bakan tek kişi, bunlar islami muhammedi müslümanlar diyemez mesela....eee.. şeriatsız tarikat, tarikatsız hakikat kapıları da açılamıyor dolayısı ile.. zira her kapı birbirinin içinde ..hemen herkes, armut piş ağzıma düş diyor..o yüzdende bugünkü efendiler mucize ve kerametten yoksun olup,her şeyi aynen biz gibi, hz Google ve sanal iletişim aleminden hallediyor ve her bir kullarından çok daha hızlı ve mükemmel her bir sanallığı bilip kullanıyorlar…ama hiç kullanmadıklarına hep yemin edebiliyorlar…

eveet ..nerde kalmıştık Sevdiğim..aaa!! konu nereye gitmiş..biz yine masal çocuklarımıza dönelim lütfen …onlar, yaşadıkları şeyler yüzünden açılan idrakleri ve yırtılan duru görü perdeleriyle kendi kendilerine başa çıkamadıklarından, en büyük zamane mürşidi hz aklı maaş Google efendide gezinirken, bizim masalımıza nihayet tostlamışlar J.. dolayısı ile bizim canlı harflerin ağı onların bazılarına esir etmiş.. bizim, yani benim şiddetli tek taraflı aşkıma senelerdir inatla devamiyetim, onlarda hayrete şayan bir his uyandırıyor nedense..bazıları beni yetiştiren Sen Efendimin elini ayağını öpüp selam söylüyor, bazısı ise benimle neden hiç ilgilenmeyip beni bu hale-delilik sendromlu kayıplara sürüklediğini Sana sorgulamamı söylüyor.. kimisi Sen aşkımı benden zorla çalmak istiyor, kimisi ise bana verdiğini sandıkları o emanetin peşindeler..ama hala o bende olduğunu sandıkları ve diğer yarısının da kendilerinde olduğuna inandıkları manayı bilip, söyleyenine hiiç rastlamadım Sevdiğim. fakat geçen hafta gelenler başka tabii ki, onlar masalın sonunda Senin özel süprizin J….

kimisi beni nasıl koruyorsan; o korumayı delmek için yapmadıklarını bırakmayıp, sonunda Senin tecellinle bizden uzaklaşıyor.. bazıları ile birbirlerimizi çekerken, bazılarından ise elektrik çarpmışçasına uzaklaşıyoruz. ama her halukarda Sevdiğim, ben bir aracım ve istenen sadece Sensin biliyorsun...benim korkunç kıskançlığım kendime zarar verse de, artık Seni daha çok paylaşıyorum. çünkü Senden ümidimi iyice kestim..kendi ayaklarım üzerinde durmayı öğrenmeye çalıştığımı anlıyorsun değil mi?  gittikçe birbirimizden uzaklaşıp soğuduğumuzu biliyorum… tabii ki ben çok yaşlandım ve herkes hizmetinde etrafında genç ve taze huri gılman ister doğal olarak  ki ,değişmez kaidedir..bazı saftirikler o huri gılmanı öbür yanda sanıyor.. oysa bilenler burada sefasını sürüyor da, onların haberleri bile yok değil mi Sevdiğim ?!! üstelik bende bunu anlayıp bilmiyordum.. seneler evvel bir mürşidden öğrendim ki,eliyle gülerek etrafındaki elpençe durup,hizmet eden tazeleri göstermiş,birde: “ama söylesem de,kimse anlayamıyor” demişti J



işte bizim aşkımız bence bitti..aylardır hemen hiç rüya görmüyorum.. Seni hissetmiyorum.. kayıplardayım ve yazdıklarıma hiç ilgi duymuyor,onları okuyamıyorum.. hatta çok zorla yazıyorum…geçen hafta yine,kendimle her sabah kavga ettim..neden ölüp bu dünya zaman çemberimden çıkamadığıma ve her gün aynı şeyleri yapmaktan nefret edişime kızdım..hep uyuyorum..o kadar çok uyuyorum ki, eskisi gibiyim.. zaman böyle dolsun ve uyurken öleyim diye bekliyorum.. sıkıldım bu alemden..neden gitmeme izin verilmiyor anlayamıyorum … artık Sende beni burada tutan güç değilsin, üstelik her an kopup gitmeye meyyalim haberin olsun..demedi deme….kızını boş bırakırsan ya davulcuya ya, zurnacıya kaçar malum….

ve yazmak işkenceye dönmeye başladı sanki.. bazı şeylerin benden alındığına, kalan ruh izi ile devam ettiğime inanıyorum.. artık sıradan normal ev kadınlığı hayatıma döneceğimi biliyorum.. belki bu ankâ harflerini bitiremeyebilirim ama harflerimin asla buna izin vermeyeceğini ve yarıda bırakırsam canıma okuyacaklarını da biliyorum.. neden tüm bunları yazıyoruz bilmiyorum.ama harflerin bir bildiği var muhakkak değil mi?ben harflere gitmedim ki, o harfler bana geldiler ve bilinmek dilediler.. ve NUR O’NU ONA SORARAK YAZMAMI İSTİYOR nedense.. neyse.. bunu neden dilediğini KAF harfine gelince inşallah bize anlatır Sevdiğim..herhalde en büyük zevk KAF ı NUNa vurmak harfi olacak J..düğün var düğün..KÜN!! FEYEKÜN!!


not:
gördüğün gibi yine kam lar nasıl kamile dönüştü araştırmamı yazamadım.. neden o konum engelleniyor anlayamıyorum. oysaki yazsaydım o zaman bu kendini bilme okulları ile bilinen islam arasında neden bu derece fark olduğu da belki anlaşılacak ve ehli tarik ile ehli şeriatın durumları az çok ortaya çıkacaktı.. inşallah haftaya kam ile kamiller J….lütfen artık engelleme!!


HU…HÜVE..ESMA-İLAHLAR-TANRILAR MİTOLOJİSİ SANAT TARİHİNDE HARFLERİN SEYRÜ SÜLÜĞÜ
Ben gizli bir hazine idim bilinmek istedim ALEMLER i yarattım, bilmek istedim ADEM i yarattım.

TI 
Harfi.. değeri 9..  başlangıç.. TORAH(tohum)-TÖRE-ŞERİAT-ı TURUKU ÂLİ = YOL dur .. bir şey, TOPRAğa TOHUM olarak ekilirse, o tohum ikiye yarılarak çatlar ve yeşil- irşad –hay- filizi kendisi olan vav 9’dan, 6’yı  doğurur.. zaten, tı harfinin değeri 9 rakamı da HÜVİYETin içindeki VESAYET ve velayet SIRRInı, yani, çocuk babanın sırrıdırı bize verir.. bu dönüşüm devriyesi HAK ve HALK’tır..  HAK taş makamı ise, HALK TOPRAKTIR.. taş ufalandığında toprak-kum, birleştiğindeyse taş olur.. toprak kulluk makamı olup, taşlık ise  rablik makamıdır.. o yüzden de eski öğretilerde Tanrı’nın ilk defa taşa tecelli ettiğine inanılır..

o halde atomun sırrı da- insanın yaratım sırrı da; daima bu zerre-toz-tohumu olan nuru muhammedi=karşılıklı muhabbet  olan SÂLÂT-I AŞKIN mayadadır…..

TA harfi, eski Mu - Maya dilinde YILDIZ  ve HA harfi de  SU demekmiş. iki hece birleştiğindeyse TAHA   kuyruklu yıldız olur.. unutmayalım ki hepimizin başlangıcı olan, her sperm insancık gerçek bir kuyruklu yıldızdır .. yani o düşen kuyruklu yıldızlar-düşmüş  melekler bizden başkası değildir J….ayrıca kuyruklu yıldızlar haberci –müjdeci-ulak nebiler  olarak da tanınmışlardır……
ve ta harfi,  ölümsüz ruh soyu yolunun maddi sembolü olan  asa yolu turuk yılan dır…asası kıvrımlı olanlar sapkın yalan yılan yollarına sapar ve yol vampirlerince avlanırlar… asa yılanını doğrultanlarsa istikamet sahibi olup, sıratı müstakim üzere kalanlardır…


T harfi insanlık tarihindeki en önemli sembollerin başında gelir.. İNSAN TE CETVELİ GİBİDİR.. İsa Ruhullah sembolünde olduğu gibi; her kişinin ruhsal manasının da madde denilen 4 sütuna çarmıha gerilmesidir..  yani T; 4 ana unsur zaman tekeri olan hava+ ateş+ su+ toprak’ın  evlenerek  Tevhid çocuğu İNSANı doğurmasıdır...

o yüzden HAÇ,+ ,T sembolü kadim tarihte daima TEK TANRI DAMGASI  “OZ” olmuştur.. daire içinde + işareti dünyanın her yerinde vardır.. bu daire içindeki noktanın ilahi nefesle hareket bulup  yaratımı yapması; rüzgar gülü-yaşam çiçeği-gül terklerini oluşturması, bize ilahi nizamın sünnetullah şeriatını yani ATOMun prensiplerini  anlatır…bu sahada ise, yaratılmış hiçbir varlığın ne hükmü nede yetkisi vardır..cüzzi kader burada işlemez..zamanın çarkları her yaratılmışa eşit döner.. kayırma yoktur ama, kayrılan-sistemin dışına çıkıp-ölmeden evvel ölenler-perde ardına-aynanın sırrına  geçenlerde daima  vardır J..


ayrıca TI harfi benim için kendisinden evvelki harfin başını kesen balta misalidir.. mesela  THOR, İskandinav türklerinin en büyük tanrısı olan O’DİN ‘in oğludur..Thor’un, iki cüce demirci kardeş tarafından yapılan ve balta olacakken, hata sonucu çekiçe dönüşen sihirli asa silahı vardır.. ve Thor da aynen Osiris gibi, babasının kardeşi olan  yılan=İSİS tarafından öldürülür.. bu aslında mitolojilerin, yaratımdan evvelki astronomi ilmini bize verdiklerinin en mükemmel delillerindendir.

düşmüş yıldızlar, düşmüş melekler, düşmüş ruhsal yapılar ve o ruhları aşağı düşürense daima maddeleşme isteği olan –ŞEY’tan da denen ölümlülük GENi -DNA –YARATIM yılanı her yerde daima karşımıza çıkar...


Türkler ankâ kuşuna TUĞRUL KUŞU derler ve direklerin ucuna taktıkları değişik objelerle gök tanrıya bu Tuğrul ata direği ile çıkabileceklerine atıf yaparlar (*Osiris’in belkemiği Djed sütunu bizde Tuğrul kuşuna dönüşmüştür).. …aslında Tuğrul’da, asa  ankh sembolü dolayısı ile başta bir ölümlü yılandır amma, onda dünya tekerinin kutup milliği –hazine-i genç  bekçisi  O’MAR’ lık istidadı =TEKVİN VASFI vardır.. Tuğrul- ANKA kuşudur ve ölümsüzdür…dolayısı ile burada Tuğrul direği, hayat ağacı olan TUBA AĞACIna da remizdir…ağacın tepesinde ise eski sümerde yazdığı gibi SAKİYE SÜDURİ vardır J.. aynı kaseden; elden ele, kaseyi döndüre döndüre içmek…ve Sevdiğinin dudağının değdiği yerden köklerindeki  kaseye uzanmak ..Tuğrul’un ATA DİREĞİNDEN ruhları aşağıdan yukarıya çıkartmak ve yeni gelen ruhları aşağıya indirmek Sakiye Süduri’ nin mesleğidir …. ölümsüz olmak….KAF’DAN KAF’A..

*bugün millete yeni bir şeymiş gibi sunulan TAURUS ENERJİSİ de aslında bu Tuğrul Ata Direği-demirkazık ilmi olan, kişideki kutupsallığın açığa çıkmış enerji –koruma –mıknatısiyet ilmine dendiğini de böylece öğrenmiş olduk..santekarlara inanmamak için, bizim araştırıp kendimizde öğrenip bilmemiz gerek unutmayın lütfen...

arapça TI harfi gerçekten de bir BACAK’a benzer buda  mısır hiyeroglifinde  bacak şeklinde olup BE HARFİne tekabül eder…. Dünyanın en eski Zodyak resmi olan Dendera Tapınağındaki Zodyak merkezinde işte bu bacak-BE harfi vardır….yani BE sırrı KADEM MAKAMI hiçbir zaman değişmemiştir.. o yüzden de bu sırrı bize öğreten her mürşid  ALİ makamındadır.. öğrettiği sır ise NURU MUHAMMEDİYE noktasıdır. yani  nokta-i ruh - atom Ali’dir..o noktanın içindeki enfes nefes bilgisi, mahrem olan saha ise Muhammed’ dir....



Kur’an ‘da "Ta-Ha suresi; "Sûretü'l-kelim" ve "Sûretü Musa" şeklinde de geçer... Musa: Su manasına gelen "mu" ve Ağaç anlamına gelen "" kelimesinin birleşimidir.. çünkü Nil nehri üstünde ağaç bir tabut –sandık içinde saraya geldi.. dolayısı ile burada o saray halkı için olan asıl mucize Osiris’in tecellisi gibi etki yaptı..(*ayrıca bu sureyi , evlenmek isteyip evlenemeyenlerde okurlarmış..)

TAHA SURESİ 7 ;Fikrini yüksek sesle söylesen de (gizlesen de fark etmez); çünkü O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. ((*"O, insanın dile getirilmeyen tüm iç alemindeki hislerini -olup bitenleri de bilmektedir" ..Tasavvufta insanın manevî varlığını derinliğe doğru "kalp, sır, ruh, hafi, ahfa" şeklinde letaif bedenleri sırlanır.))


TAHA SURESİ 20; Bunun üzerine Musa onu hemen yere attı. Bir de ne görsün; o, hızla kıvrılıp kayan bir yılan olmuş! ..

DNA-GEN =İLİYYİN ve SİCCİN  SARMALLARI HAKKINDA MALUMAT ;
Hayye” kelimesi tür adı olup küçük büyük, erkek dişi, bütün yılanlar için kullanılır. “Su'bân” yılanların büyüğü; “cân” da incesi ve küçüğüdür. Şu halde Musa’nın asası yılan haline gelirken ince bir yılan biçiminde değişmeye başlamış, sonra irileşip cüssesi büyümüş ve su'bân haline dönüşmüştür. Bu yüzden cân kelimesi ile asanın yılana dönüşmüş ilk hali, su'bân ile de son hali kastedilmiştir. Demek ki bu yılan su'bân görüntüsünde ve cân süratinde idi. (ALINTIDIR) bu yılanlar beyaz,siyah ve yeşil renklidirler..

111. O gün bütün yüzler, Her şeyi ayakta tutan Mutlak Dirinin huzurunda saygıyla eğilir ve zaten zulüm yüklenen kimse ise hüsrana uğramıştır……


antik TA harfi bilgileri : Mısır dilinde TA; yeryüzü, dünya, toprak, ilk yer tanrısı, gökyüzü tanrıçası NUN’nun kocası, zaman, an, kaya, tapınak altarındaki tablo gibi anlamlara kullanılmış.. .
Mısır'da HA: (bazen çoğulu haw): Jat (belkemiği-MERDOK-marduk )olarak da yazılır. Memeli varlıklarda Kişinin fiziksel beden (etten) kısmıdır…Maya dilinde  Ta ülke, yıldızlar demekmiş. (TU kelimesi aynı zamanda Eski Mısır’da firavun-kral anlamındadır. Tutankamon v.s)…Uzak Doğuda Gökyüzü T’ien, Yeryüzü Ti dir..Sümer de Ti hayat .. Sami dilinde Bet/Beth ev ..Tİ’bet..T’ien Shan dağları da (Shan Çince’de dağ demek) kutsal-semavi dağlar anlamına geliyor, Uygurlar da Tanrı Dağları (Tengri Tagh) … Arapça’da “tur” hem dağ, hem de Kâbe’yi tavaf etmek anlamına geliyor..
Sümerde  TUR  kelime anlamları: Sihirli, kutsal taş kase ve prens, kral, büyük olan  Turan / Duran  ‘efendi’ anlamındadır.. gök tanrıya  Dingir (gökde parlayan yıldız) -Dingiri- Dingirenek denir.. eski türkler ve Kızılderililerde evin ata direğinin tepesinde bir tekerlek asılıdır.. tanrı dingiri aynı zamanda değirmenci tanrıdır ve eski mısırda çömlekçi sanatçı ilah Ptah’dır..

tıp ilminde TI harfi.. ağrıyan bölgelere tentürdiyot ile küçük küçük +++ çizildiğinde bu işlem ağrılarımızı alıyormış. aynı işlemin üzerine  bolca toz karabiber serpip temiz tülbent bezlerle kat kat sarınca ise doğal yakı elde ediliyormuş.. bu işlem bir manada 4 unsura= ateşe+havaya+suya+ toprağa hakkını vermek demek aslında..dünya madde yani deliller alemidir.ve her varlık bir delille sayılıp bilinmek ister. Belki de okült büyü ilmi ve pantesitler de sadece bunu yapıyorlar kim bilir..



Kel Aynak, ibis ,Turna kuşu 
sembolü  aslında sadece tek bir kişiyi tarih boyunca anlatır.. ki; O’da  4. kat sema GÜNEŞ –MUTMAİNNE=CEM  makamı olan ve o dönemin güneşi olarak ilişkilendirilen -3 DEFA ULULANMIŞ  İDRİS
nebidir.. turna-tur-törn- semâ-tur-çark  atarak dönme anlamının kökeni, İdris nebimizin manevi anlamından günümüze dek gelmiştir.. O, tasavvufi batıni okulların kurucusu olup , esma hülle terzimizdir.. muhakkak ki O, göksel astronomi ilmini tedrisat olarak, ilk defa;  kozmik denizde dönerek yüzen- sübhân -tesbihi âli olan gezegenler ilmini bize yazarak ve resmederek  öğrettiğinden dolayı,  bu mananın onun adı ile anılması da gayet doğaldır..


Kabe’nin içindeki en değerli- en münakaşalı olan,  üç turnalarda denilen lat-uzza-menat putları (*yüce kuğular)  aslında Güneş+Ay+Dünya dır.ama bunları döndürense babaları sayılan ilah LAH putudur ..yanii o devirde de, EL LAH adında,yaratan esma olan ALLAH’a ait  en yüksekte duran bir erkek suretli put vardır.. Muhammedi makam  surete izin vermediğinden dolayı putlar kırılır (*o devre dek panteist parça-hücre vücûd –kendini bilme öğreti metoduna yeni devriyeden dolayı  manen izin verilmiştir)…

oysa şimdi makamın kendisi tecelli etmiş, ders bitmiş ve artık sonsuza açılmak zamanı geldiğinden, suret putları parçalanmış ve ilaheler=tanrılar devride bitmiştir.. böylece Tevhidin Babası İBRAHİM Halilullah’ın bir zamanlar tüm putları kırıp ,en büyük putu kırmayıp, eline balta tutuşturup “hepsini o kırdı, ben kırmadım “dediği sır, binlerce yıl sonra, O, sırrı tohumun neslinden kendisi olarak zuhur etmiş ve vazifesini ikmal etmiştir..

işte böylece yeryüzünde ilk defa bugün ,kelime-i tevhidin LAİLAHEİLLALLAH cümlesi tamamlanmış, MUHAMMEDRASULALLAH devri başlamıştır..yani kainat tevhid mertbelerinin HİÇLİK makamlarını bitirerek BEKÂ makamlarına geçmiştir.. maksatsa VACİBÜL VÜCÛD olabilmektir..

TARIK= TURUKU ÂLİYE YOLU= Tarikatta TI HARFİ ; sen Hakk’ın zuhuru olan bir insansın.. her insanın üzerinde taşıdığı, kendi gibi sayısız sperm insancık vardır.. bunların bir kısmı bu alemde davete icap eden veya davete icabet etmeyen ümmetleri-hüccuratı olarak geleceklerdir.. ve sende bilerek veya bilmeyerek dahi, bu alemin her işinde kendi payına düşeni yapacaksın ve yapıyorsun.. isteyerek yada istemeyerek emre itaat ediyorsun da farkında değilsin!...

TARIK YILDIZI O’dur…TURUKU ÂLİ nin İMAMESİ kutbul nişan O’dur…Tesbihi Âliye’de olmak demek  Muhammediyetten ayrılmamak demektir..
Burada eski Mısırdaki Tek Tanrı dini olan Tanrı A’TON yani ATOM daki yaratım sırrı ilmide vardır..zerre küllün aynasıdır.. o halde T harfi ATOM da demektir.. yani zerre ..insanı maddeleştiren o gizemli toprak mayası…Ebu TÛ’ RAB sırrı..
 yaratılmış her şeyin, meleğin ve cinnin secdesi topraktan yaratılmış Adem’eyken, Adem’in alnını koyup nefsinin sembolü olan burnunu sürttüp secde kıldığı hammaddesiyse  SIRRI TOPRAK’tır...


HURŞİD’İMDEN MÜRŞİD’İME BİR TÛTİNİN GÜNCESİ
Sevdiğim geçen masal akabinde hayatımda tuhaf şeyler gelişti.birisi bana mail yazdı ve sonra facebook da ekleştik..birini daha eklememi, onun bana anlatacaklarını dinlememi istediler..dedikleri her şeyi ilk defa duyuyordum..biri şifacı, diğeri akıl almaz bir hastalığın yakını idi...şifacının  hırıahmar adlı varlığı nette benim yazılarımı açıp, ona okutturmuş ve onlara benim yardım edeceğimi söylemiş..onlara yardım edecek hiçbir şey bilemiyordum  çünkü, anlattıkları kahverengi kanatlı gözcüleri ve geçit ilimlerini hayatımda ilk defa duyuyordum.. o şey ona “7 yi getir 8 i ben vereceğim” demiş J….kalbime içinden hızır geçen adam geldi..onu aradım.. dediklerini  aktardım: “evet doğru,ama pozitifde negatifde olabilir bilemeyiz.benim telimi vermeyin sadece ayetel kürsü ve daima abdest söyleyin.başka yapacak bir şey yok” dedi..

Sevdiğim..biz dört defa yazıştık..o şey benim harf ve rakam bilicileri olduğumu-yani gelen şifreleri benim çözeceğimi  zan etmiş ve oluşacak 8’li voltranın parçası olduğuma inanmışlardı.. oysaki yazıştıkça benim zerre bir şeyden haberdar olmadığımı ve her şeyi hz googleden kopyala yapıştır kotardığımı anladılar.. zaten korkudan onların okudukları hiçbir şeyi okuyamadığımı da öğrendiler..çünkü ben harflerin canlı olduğuna inandığım için, herkesin her iş ve oluş için sürekli çektiği hiçbir esmayı dahi çekmiyorum… daima ilk hal tesbihatıma sürekli olamasa da, istikrar kılmaya çalışıyorum..olan biteni buraya yazamam.. Emanetine ve onun emanetlerine sahip çıkmalısın..
Sevdiğim sexensexizsexen marka saat  galiba özel bişi..bazen o yerde kuma çizdiğin ve karşında oturanın anlamını düşünüyor ve başımı gülümseyerek sallıyor ,her şeyi es geçip boş ver diye unutuyorum..nasılsa hepsi hayal ,hepsi rüya,hepsi sanal…
Masalımın hayaletlerin yerine dönmesi üzerine aynı gün gelen tavsiye üzerine  melekler şehri filmini izledim ve kahverengi gözcü-düşmüş meleklere hayretle baktım..hıımm.

31 aralık 2014..bu akşam facede yeni sembol uzmanı yazar arkadaşlarım ve masal çocuklarımdan sıkı Melamilerin beni kattıkları özel kapalı grupta ilk hammadde toprağı konuştuk..tabii ki kimsenin bir şey bildiği yok bu konuda, olamazda zaten..ama Melami grubum inanılmaz fırlama ..birisi onlara kırık dedi..tabii tarikatta kırık ne demek henüz öğrenemedim..soracağım..anında tüm mertebeleri bitiriyor ve akla ziyan şeyleri birbirlerine söylüyor,hiç aşağıya inemiyorlar malum J..halimiz bu.. kimi çıkamaz, bizde inemiyoruz…

Bu gece yine geldiğim bu yaratım merakım yüzünden kendime çok kızıp azarladım. Allahımdan özür diledim..benim suçum değildi aslında. efendimdeki tecelliden dolayı ruhumda oluşan inkişaf bunu açıyordu..kontrol edemeyeceğimi ve o şeye çekileceğimi aslında biliyorum Sevdiğim..o yüzden çok üzülüp ,özür dileyerek ağladım.ben hiçbir zaman ilk toprak nasıl oldu çözemeyeceğim biliyorum… ve..



1 ocak 2015…bugün kullandığımız miladi takvime göre yeni bir yıl devriyesine girdik.. uzun zamandır rüya görmüyordum ve sabah namazından sonra uyuduğumda şunu gördüm Sevdiğim..Haybabam çocukluk evimizde bir divanda oturuyor..kapının ardındaki gardrobu açıyorum..kahve rengi giysimi alırken birden elimde HAKİ renkli harika güpür bir dantel elbise görüyorum.. üstümdekileri çıkarır onu giyerken, kapıdan Terzi Osman amca gelip Haybabamın yanına oturuyor..haki renkli elbiseyi giyen ben çok güzel ,zayıf ve gencim..hıımm
ve akşama doğru dayanamayıp Terzi Osman amcayı arıyorum.bir saate yakın sohbet ediyor..kısaca şunlar geçiyor:
hz Ali şöyle demiştir; ”DÜNYANIN BİR AVUÇ TOPRAĞINI CENNETİN KÖŞKLERİNE SARAYLARINA DEĞİŞMEM .....anlamı :aynı dili konuşan -aynı dille anlaşan gerçek dosttur DOST...(*benim sadık yarim kara topraktır) ..toprak...(tabii şunu hatırlamak lazım hz Peygamberimiz,hz Ali ye EBU TÛRAB-TOPRAK BABASI lakabını takmıştır..) ..
toprak aRABça HAK demektir..HAKİ rengi demek TOPRAK RENGİ demektir....
**
bir demir parçasının üzerinden yoğun elektrik geçerse o mıknatıs olur.ve diğer aynı manadaki -aynı cinsteki metalleri-demir olanları mıknatısları kendine çeker. yani o mana mıknatıslığı sende var..kendilerinde demirlik özelliği olanlar birbirlerini çekerler.. onlarda aynı istidat vardır.. kendilerinde demir olmayanları mıknatıs çekemez.. bu çekim karşılıklıdır.. herkes de mıknatısiyet yoktur..
not:Sevdiğim hani ben bir kitap pazarında Senin mıknatısiyetine kapılıp havada çözülmüş ve öylece kalakalmıştım ya ..o zaman Sende ben gibi çözüldün mü pekii? .beni nasıl oluyor da herkesin içinde öldürüp yok edip, tekrar bir araya getirdin pekii?aklımı yiyeceğim bak!! J..özür dilerim.Seni her zerremle Seviyorum..

bugün dereotu oğlumun doğum günü.gece eve üç aylık kedi yavrusu ile geldiler.iki senedir kabul etmediğim şeylerin ilk veledleri nihayet bizim eve transfer olmuşlardı.onu ilk gördüğümde hayret ettim. adı da geçen masalda kırdığım şekerli reçel kavanozundandı..yani adı REÇEL ..o benim beyaz üstüne siyah içiçe daireli hayal parsıma ne çok benziyor ve bu gece kopyaladığım Ulu Camideki  NURUN ALA NUR yazılı kaplan suretine.hayret ama!!



*ve Sevdiğim buda söz verdiğim mailimiz..aralık ayındaki olaylardan üzülen  gerçek mevleviyeden gelen ve yayını için izin aldığım yetkin bir mektub..izninle:

yıl 1996 ve sonrası idi.
…. 'da bir sema etkinliği yapalım dedik.kim bu işi icra eder. Konya’da mevcut bir guruba ulaştık.Ücret hususunda anlaştık.Mutrip Ankara'dan gelecek,semazen Konya'dan.Ankara'dan gelenleri otogarda karşıladık. İstirahatleri için evimize götürdük.Semazen heyeti kendi araçları ile geldiler.Öğle yemeği esnasında mutrip heyeti ile sema heyeti biraz sertleştiler.Semazen başı,ben yanımda kaseti getirdim.bu gösteriyi gerekirse kasetteki sesle idare ederim deyince berikiler sustu, ücret hususunda  anlaştılar.Öğleden sonra arkadaşlardan bir haber:Abi .Semazenler var ya istirahat için vakıf binasında bıraktığımız kişiler..Eee ne olmuş?aşağıdaki caddede bulunan kahvede kağıt oynuyorlar! Git lan yanlış görmüşsün onlar mübarek insanlar! Olur mu öyle şeyler dedik.Akşam sema gösterisi yapıldı.perde kapandı.Semazen başı sahneyi terk etti. salondan dışarı çıktığımızda,orta yere kurulan bir sergide hediyelik eşya standının kurulduğunu ve satış yapanında sema kıyafeti içinde olan semazen başının olduğunu gördüğümde, seyrü süluk saftiriğinin ne halde olduğunu söylememe gerek yok.

Niçin bunları söyledim bilmiyorum.20 yıl  önce gördüğüm bu sahne her zaman yaşanacak. Kıymetli olanın sahtesi olur,altın gümüş gibi.Demir'in veya kömürün  hiç sahtesi olur mu? 
Face,tiwitter v.s şöhretin,bilinmenin ve tanınmanın  ortamı değil mi? Yaşayan Ölü olabilmek.Üstad Necip Fazıl'ın dediği gibi:olmasın top arabam.Tabutumu taşısın dört inanmış adam

Hiç sevmedim Cumhurbaşkanının şeb-i Arus'taki siyasi konuşmasını.Mana Sultanını rahatsız etti. Bilir misin ,sezara karşı eleştiriler başlatan ve tenkitlerin ayyuka çıktığı zamanda Sezar ne demişti Kleopatraya:-Neyse ki Senato'yu oluşturan kişiler benim seçtiklerim. Sonuç: SEZARI KENDİ SEÇİP GÜVENDİKLERİ HARCADI.


KEVNÜ FESAD
(Oluş-Bozuluş)kuralı sadece maddeye sari değil ki. İnsan unsuru da maddeden müteşekkil. Manevi dünyada ise nefis MUTMAİNNE makamına gelmeden tehlike devam etmekte. Cenab-ı Hakk'ın en ağır imtihanı Nimetle yaptığı imtihan.Bunun için Hz.Süleyman,kendisine verilen nimetin bir başkasına kıyamete kadar verilmemesi yönünde dua etti..
….

DEV-LET.İki hece Dev: Çalışmak çabalamak mücadele etmek Let:gözden düşmek,dayak yemek. Hz.Mevlana Efendimiz bunu  böyle ifade etmişti: Devletin makamlarına ulaşmak isteyenler bidayette çalışıp çabalayıp mücadele edecekler,ama nihayette de o makamı gözden düşüp dayak yiyerek terk edecekler. Hayret. Nihayet'in örnekleri gözlerinin önünde,tıpkı Sodom kavmi,İrem Kavmi,Ad kavminin kalıntılarının göz önünde olması gibi.Ama böyle bir akibete kendilerinin de uğrayacaklarını hiç hissetmiyorlar.Acaba içtikleri ne?
EVLAT,BEVLİ ŞEYTAN OLAN HAMR'İN NEŞESİ NE OLACAK.GEL BANA.TAİB OL.SANA BİR KADEH BADE-İ AŞK SUNAYIM.NUŞ EYLE.KIYAMETE KADAR SEKRAN OLASIN(Hamza Bali rahimehullah)

Şeyhlik-Babalık-Dedelik-Mürşitlik.Hepsi Tarikat yolunda bir rütbe.Ancak kim verir bu rütbeyi?. Allah C.C verir, Resulüllah SAV tasdik eder.Peki bunun gerçek olup olmadığının ölçüsü nedir? Diğer bir anlatımla kendisinde böyle bir rütbe olduğunu iddia edene karşı nasıl bir tutum sergilemek gerektir? İşte söz buraya gelince Zahiri  ölçüler ile Manevi ölçüler mevcuttur ki, bu veznlere(ölçülere)sahip olan için kolaylıktır. Ancak,her sınıfın ölçüleri farklı özellik arz eder.Zaten ölçü o sınıf için geçerlidir. "Sana haram bana Helal"lafı  bu babta bir şeyler söylese de, çok özel olan kişiye hastır, diğeri için bir yol olamaz.


Bildiğiniz gibi,içinde bulunduğumuz zamanın hüküm süreceği tarikat-ı Aliye Mevleviliktir.Konya'da Mevlevi mürşid-i Kamil kalmadığından,bu görevi icra için Filibe'den Sıtkı Dede hazretlerii vazifelendirilmiş.Ancak mübarek kendi konumunu söyliyememiş ve dergahta uzun bir süre ahçılık yapmış.Fikri baba hazretleri ,Sıtkı Dede'den nasiplenmiş son Mevlevi mürşidi.sonrasında bu işi kimin devam ettirdiği hususu hep meçhul kalmış. ..... Bel evladına saygımız sonsuz ancak iş Yol evladında. İnsanlar arayış içinde. Dikkatinizi çekiyormu: Bilinen büyükler dünya hayatından çekilirken yerine adam bırakmıyorlar.(Said-i Nursi hz,Zatih Kotku hz,Sami Efendi hz,Süleyman Hilmi hz.)niye böyle oluyor: Birlik vakti geliyor. Asıl manevi görevli meydana çıkınca, birliği bozacak şu veya bu efendi olmasın diye.Tüm yaratılmışa merhamet. Hakk'ın sıfatı. Yetmiş iki millete yek nazarla bakmayan, Halka müderris olsa hakikatte Asi'dir diyen büyüğün gözüyle bakmak gerek.Kalın sağlıcakla..
nur cihan
nuralem7@hotmail.com
04.01.2015