30 (O’tuz) KUŞ ,30 HARF OLAN ÂNKA ‘
NIN RÜYASI MASALI 15
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba ..nasılsın? dertleşebilir miyiz lütfen..sanırım buna hepimizin ihtiyacı var..malum beden hastalıklarımız için maddi tıp doktoruna gideriz.. genel doktorlar olduğu gibi, organların iç hücrelerinde ihtisaslaşmış özel doktorlar da vardır.. insan varlığı demek; sayısız bedenin birleşerek, dört ana unsurdan mürekkeb bir heykelin içinde hapsedilen canlar silsilesi de demektir.... işte bu canlarda hastalanabilir.. maddi bedenimizi rahatsız edip hastalandıranlar da, bu batıni canlarımızın sıkıntılarıdır.. eskiler buna iç-can sıkıntısı demişler.. o halde bu hallerimizi teşhis edip, tedavi edebilen tek merci olan batını doktor- mürşid de denen insanı kamillere hak ettikleri değeri vermeliyiz.. gerçek olan kamil öyle nadir dir ki, onların kalplerini, sayıca baş edilemeyecek kadar çok olan sahte şeyhler yüzünden kırmamalı ve kırdırtmamalıyız…
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba ..nasılsın? dertleşebilir miyiz lütfen..sanırım buna hepimizin ihtiyacı var..malum beden hastalıklarımız için maddi tıp doktoruna gideriz.. genel doktorlar olduğu gibi, organların iç hücrelerinde ihtisaslaşmış özel doktorlar da vardır.. insan varlığı demek; sayısız bedenin birleşerek, dört ana unsurdan mürekkeb bir heykelin içinde hapsedilen canlar silsilesi de demektir.... işte bu canlarda hastalanabilir.. maddi bedenimizi rahatsız edip hastalandıranlar da, bu batıni canlarımızın sıkıntılarıdır.. eskiler buna iç-can sıkıntısı demişler.. o halde bu hallerimizi teşhis edip, tedavi edebilen tek merci olan batını doktor- mürşid de denen insanı kamillere hak ettikleri değeri vermeliyiz.. gerçek olan kamil öyle nadir dir ki, onların kalplerini, sayıca baş edilemeyecek kadar çok olan sahte şeyhler yüzünden kırmamalı ve kırdırtmamalıyız…
işte içinde bulunduğumuz ay, hz Mevlana ve
O’nun yolunu sevenler için önemli bir zaman dilimidir..O’nun bize
anlatıp sevdirdiği sema Ruh’un ibadeti
ve şifasıdır.. bugün her şeyin sema ettiği-atom moleküllerimizin ve
fezadaki yıldızların daima Sebbaha –Subhan esması ile ,semahane-i sema
denizinde yüzerek döndükleri de,
zaten fen ilmi ile de bilinip-aşikar
olmuştur..
nasıl ki maddi meslek erbabı ustaların türlü
zaafları ve hataları varsa; ve biz ,her gün bu
kişilerin dalaverelerini medyadan okuyorsak ve yaktıkları canları bile bile
yine de kendimizi, çocuğumuzu onların hastanelerine, onların okullarına, onların
iş yerlerine, onların ustalık kurumlarına, onların tezgahlarına gönderiyor, onlara bile bile oy veriyor ve halen
tavsiye ediyorsak ?!! .üstelik bizler de halen o kurumlara gitmeye devam ediyorsak.. bu
kaçınılamaz hataları da taaa en baştan bilerek, olabilecek her haldeki çirkinlikleri ile beraber, bizzat bizler ,hepimiz kabul ediyoruz demek de değil midir pekii ?
o halde, meslek olarak mana tabibi yetkisi
verilmiş adamlarında aynen diğer herkes gibi beşer olduğunu, zaafları
bulunduğunu, hatta cinsel şehvet, makam hırsı ve maddiyat düşkünlüğünde diğer herkesten çok daha fazla güçte hırsları
içlerinde bulundurduklarını da baştan kabul edip, onlara öyle başvurmalıyız.. evet.. bunu bilerek onların ellerini tutmalı ve tedbiri elden bırakmamalıyız.. çünkü
kimse Allah değildir ve olamaz.. kimse peygamber değildir ve olamaz.. BEŞER
ŞAŞAR.. bu bir meslektir ve eğer ehil ellerden, hak ettiğinden dolayı verilmiş gerçek bir icazeti varsa, her hatasına rağmen
,rütbeleri sökülüp alınana dek onlar, o meslekte yetkindirler..
çünkü hakikatte o mesleği onlar yapmazlar.. onlar
yaşayan ölü olan saf ayn’alardır..o aynalık mesleğinin KARANLIK SIRRI olan Pirler-
Turuku Âli Ricali Gayb asıl meslek icracısıdır.. ama bizler beşeriz ve
görünen cisimler –tutulan eşya putunu sever ve isteriz..o yüzden göz gördüğünü, kulak
işittiğini, el tuttuğunu ,kalp yöneldiğini, ruh ise kendine en benzeyen ruhu
ister.. çeker ve çekilir.. bazen çeken çekilenden üstün ve terbiye edici Râb
konumundayken ,bazen de çekilen mana olarak üstün ve terbiye edici Râblik
kurumundadır. .bu durumda iki tarafında
tekamülünde iki tarafta hem mürşid,hem de müriddir. .
herkes yarımdır.. tanımlanıp
tamamlanmışlar içinde; bu eksik
parçalar yerlerine, o kişi için, en
doğru esmalı kişi tarafından yerleştirilmelidir.. insan denen bina
tuğlalarını döşeyen Hiram Ustalık mesleği, aynı zamanda mürşitlik kurumunu da
anlatır.. ölçü - gönye-cetvel, mükemmel uyum –ahenk için şarttır ve yaratılmış
her şey mükemmel bir simetriyi içinde barındırır. varlık helozoniktir ;
sarmal DNA dan tut -her eşyanın sonsuza dek tekamül yaratımında bu miraç
–akaşik merdiven vardır..
herkes birbiri ile bilsin bilmesin bağlı ve bağımlıdır..o yüzden bir kişi seyrü sülük görürken , onun en yakınındaki herkes de olaya dahil edilir.. onun yüzü suyu hürmetine gark oldukları bu lütuf genelde onları şımartır ve azdırır.. umumen çoğu velinimetlerine düşman olup, yemek yedikleri o kaba işerler..ve o şükredecekleri vesile cenneti sebebe saldırıp, küfür ettirip ,o kaba her pisliği yaptırtır ve onu murdar ettirtme girişimlerine hiç son vermezler.…O’nun gördüğü, ağır bedeller verilen, tekamüllü seyrü sülüğe girmek kimsenin işine gelmediğinden; hazıra konup-kolayından nemalanıp,parsayı kaldırıp, O’nu gözden ırak bıraktırıp,gönülden kovdurtmaya daima çalışırlar…çünkü hakikatte herkes kendi halini manen bilir ve kabul edemez..o yüzden de O’nun da kendileri gibi olması için ölene dek çırpınır dururlar..
oysaki ona buna bakmayıp, bu lütfu değerlendirmeyi
bilebilselerdi, herkese ayak basma
sırasına göre bir dem verileceğini ve o sâfayı, seyrü sülük mertebeleri
dersiyle bizzat kendilerinin de yaşayacaklarını idrak ederlerdi.. yani o kişide sırası ile; mehdi, deccal, efendi, hak, nebi ,yenileyici, şeytan ,melek, cin, ne
varsa her halden kendisi bizzat deneyimleyerek geçer… ve fark etmeden
halen geçiyordur da…amma bilemez işte ,tek sorun bu!.. biri
bilerek zevk eder…biri de ne okusa, ne yapsa, yaşadığının anlamını çözemez ve hep başkalarına suç atıp, çamura bular.. kendi
gözündeki basiretsizlik merteğini ise çıkartmak hiç aklına gelmez….. seyrü
sülük çıkartmadan, oradan buradan okuduklarını, onun bunun rüyalarındaki
halleri çalarak, sohbetlerden- efendilerin anlattıklarını yürütmek, ÖLmeden ben OLdum demek yaşayan dabbetül arz ucubesi de olmak
demektir..
Sevdiğim bunları neden yazdım?!..aslında ben şamanlar ve mürşidlerin benzerlikleri ve farklarını yazacaktım .. ama harflerim kendiliğinden böyle dizildi..hani bilmem gereken her şeyi bildirildiğinden bilecektim ya.. işte geçen hafta aniden bir mevlevi sayfasına face de üye oldum.. aaa ne göreyim!.. Konya’da kavga var .hem de kimlerle arkadaş olmuşumJ!!..olaya müdahil olan en yetkin makamı da ekledim..tüm kavga gözümün önünde oldu ve efendi bitirdi..BENCE MÜRİDLERİ İÇİN PUT KONUMUNDA OLANLAR ASLA SANALA ÇIKMAMALI HELE Kİ FACE ..ııhh!! o dervişlerin edebi-nezaketi hepsi dışarıya hikaye .. sen içlerinde-özelden tanı, bil onları ve ayaklarına bastığında gör edeblerini, tavırlarını, tehditlerini. hani içlerinde bir tane “ Allahtan” diyen ve tevekkül edeni göremezsin bile (sözüm hak erenler meclisinden dışarıya tabii)…ve kavganın hepsini kopyaladım.. sonra iki sayfadan da her şey silindi.. gelen emirle kavgayı başlatan sayfanın adı değiştirildi..
Sevdiğim bunları neden yazdım?!..aslında ben şamanlar ve mürşidlerin benzerlikleri ve farklarını yazacaktım .. ama harflerim kendiliğinden böyle dizildi..hani bilmem gereken her şeyi bildirildiğinden bilecektim ya.. işte geçen hafta aniden bir mevlevi sayfasına face de üye oldum.. aaa ne göreyim!.. Konya’da kavga var .hem de kimlerle arkadaş olmuşumJ!!..olaya müdahil olan en yetkin makamı da ekledim..tüm kavga gözümün önünde oldu ve efendi bitirdi..BENCE MÜRİDLERİ İÇİN PUT KONUMUNDA OLANLAR ASLA SANALA ÇIKMAMALI HELE Kİ FACE ..ııhh!! o dervişlerin edebi-nezaketi hepsi dışarıya hikaye .. sen içlerinde-özelden tanı, bil onları ve ayaklarına bastığında gör edeblerini, tavırlarını, tehditlerini. hani içlerinde bir tane “ Allahtan” diyen ve tevekkül edeni göremezsin bile (sözüm hak erenler meclisinden dışarıya tabii)…ve kavganın hepsini kopyaladım.. sonra iki sayfadan da her şey silindi.. gelen emirle kavgayı başlatan sayfanın adı değiştirildi..
… neyse düğün gecesi yapılmış..ben göremedim
tabii ,başka yerdeydim.. olsaydım da izlemezdim.. o kavgada feyz mi olur?!..arenada
ki gösterili semada feyz olmadığı gibi.. içlerindeki şöhreti kibrini başına
tacı şerif yapmış şarkıcıların ,siyasilerin, medyatiklerin, post kavgacılarının
olduğu arenalarda feyz olamayacağı ve ilahi akışla ruha gıda verilemeyeceği gibi..
ertesi gün bir baktım ki; düğün gecesi
kendilerine baş siyasilerden yüz
bulamayan sahne mevleviyesi , muhalefetin adamlarıyla aynı masaya oturmuş ve
sayfalarında onlara övgüler düzüp el öpüldüğünü yazmışlar.. hepsinden nefret
ettim ..oysaki Mevlevi selamı el öpümünde karşılıklı el öpülür.. ve resmide
vardı ki ,durum aynen ispattı.. kalbim artık onlardan tamamen soğuduğundan, iki
sayfayı da listemden çıkarttım ..mevleviliğimi
ruhumda yaşamaya devam vesselam ..
*sonuç : manevi kimliklerin bu
iktidar hırslarından vazgeçmeleri ;siyasileri kullanmamaları ve siyasiler
tarafından kullanılmamaları lazım..Sevdiğim bugün geldiğim manada; eskinin kendini bilme okullarının şan, şöhret, makam
hırsı ve günah ayıklayıp, aklanıp- yeni günahlara kılıf bulma okullarına
dönüştürüldüğünü ne yazık ki gözlemliyorum.. ortada
şu gerçek var: çok güçlü bir efendi bul
ve her pisliğini ona yükle. .sonra da vurun abalıya de.. ona kırbaç
üstüne kırbaç birde sen vur..bence efendilerin de çok adam toplama
sevdalarından vazgeçmeleri lazım.. bu korkunç hal ondan oluyor.. adam “parası
ile değil mi?” diyor..”şöhretimle geldim, onu tv ye-basına-siyasilere-zengin
sosyeteye ben taşıyıp çıkarttım” diyor
mesela… bu efendiler, yaşayan tanrı -padişah gibi yaşama hırsından
dolayı önlerine geleni sadece alıyor; onların etinden, sütünden,cebinden
,malından ,şöhretinden sonuna dek faydalanıyor amma onlarla ilgilenip, onları
adam-insan edemiyorlar…nefs terbiyesine
gelenlerin nefisleri öyle bir azmanlaşıyor ki, genelde efendilerini yiyip
yutuyor ve yine de doymuyorlar….
vaktiyle onları nasıl kullanıldılarsa ,onlarda kendilerine geleni öyle kullanıyor olabilirler…. veya belki kendileri de o manaya evvelkiler tarafından getirilmediler Ki; nerden bileceğiz değil mi?!! hiç biri birbirini ne tanıyor, ne istiyor.. tevhidden bahsediyorlar amma tepede tevhid hiç yok..hep kavga var.. hakaret ve birbirini ret etmek var….onların çoğu ailelerini kalkındırıp; şöhret edip, vergileri-maaşları halk tarafından verilmiş yerleri işgal ettirip, istediklerini içeriye alıp, istemediklerini kapıdan bacadan tehditle kovdurtmalarına ise ses edemiyor, kendi hanelerine söz geçiremiyorlar..
vaktiyle onları nasıl kullanıldılarsa ,onlarda kendilerine geleni öyle kullanıyor olabilirler…. veya belki kendileri de o manaya evvelkiler tarafından getirilmediler Ki; nerden bileceğiz değil mi?!! hiç biri birbirini ne tanıyor, ne istiyor.. tevhidden bahsediyorlar amma tepede tevhid hiç yok..hep kavga var.. hakaret ve birbirini ret etmek var….onların çoğu ailelerini kalkındırıp; şöhret edip, vergileri-maaşları halk tarafından verilmiş yerleri işgal ettirip, istediklerini içeriye alıp, istemediklerini kapıdan bacadan tehditle kovdurtmalarına ise ses edemiyor, kendi hanelerine söz geçiremiyorlar..
Sevdiğim.. derdimiz aynı.ve kol kırılır yen içinde kalır icraatı hz
peygamberimiz devrine asla uymuyor biliyorsun.. hakikat bu..işte bu yüzden
Turuku Âli belki de bazı adamların ipliğini pazara çıkarttı.. bizler sadece
seyircileriz. .ve hükmen yaratılmışlar olarak hepimiz kadınız..o yüzden
de erlerin meydan savaşına ibreti alem için sadece bakarız.. bize kalanı alır, bizden
alınana eyvallah deriz vesselam.. HUU SEVDİĞİM HÜ
*Sevdiğim bu bölümü bitirip mutfağa girdim ve kiloluk çilek reçeli kavanozunu düşürüp kırdım..parmağıma cam girdi,kanadı..temizliğini yaparken Seni yazdıklarımla incittiğimi anladım. her Zaman Padişahının benim gibi bir katibi vardır.. bu tedbir için padişahın kendinden kendine icraatındandır..VE Sevdiğim..bu yazıdan bir kaç saat sonra elma tatlısı yaparken,büyük şeker kavanozum elimde kaldı..henüz dökülenleri temizleyemedim ve halen gülüyorum..galiba ben Seni gülbeşeker gibi yapış yapış bir aşkla seviyorum.. seninle tatlı tatlı atışmak da bir zevk malum..SENİ SEVİYORUM demeyi unutmuşum meğerse J..
HU…HÜVE..ESMA-İLAHLAR-TANRILAR MİTOLOJİSİ SANAT TARİHİNDE HARFLERİN SEYRÜ SÜLÜĞÜ
ZE HARFİ .. harf değeri 7…ze harfi ve 7 rakamını birlikte görünce insanın aklına hemen sonsuza açılan bir kapı ve sonsuza açılan bir hazine geliyor.. ZE HARFİ ziynetle süslenmiş ZENGİNLİK ve HAZİNEYE MALİK OLMA İDRAKİ olup, arap alfabesinin 11. harfidir.. buda onun manasını özetleyen rakamsal sırrıdır J.. tekrarlayan 7 ve devam eden Birler; 1 ‘ER 1’ER gelirler..... O,Ahit sandığı olan İNSAN’IN esma çeyizi HAZİNE SANDIĞI bazense, PANDORA ‘NIN KUTUSUdur..
insan hazine seması- yer arzının 7 tabakası ; deri, yağ, et, damar, sinir, adele
ve kemiklerdir….
semadaki 7 BURÇ ,7 kutsal GEOMETRİ , haftanın 7 GÜNÜ ve ışık prizmadan yansıyan 7 RENK’se şunlardır ;
pazar Güneş(KA’RE) günü SARI,
pazartesi Ay (8’GEN) günü MOR,
salı Mars (DİK 4’GEN) günü KIRMIZI,
çarşamba Merkür (içinde DİK 4’GEN bulunan bir 3 ‘GEN) günü TURUNCU,
perşembe Jüpiter(3’GEN) günü MAVİ ,
cuma Venüs(KA’RE içinde 3’GEN) günü YEŞİL ,
cumartesi Satürn(6’GEN) günü İNDİGO RENGİDİR.
İçinde burçları bulunan göğe and olsun.. BURÛC SURESİ;1
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır. NAHL SURESİ;12
DO,RE,Mİ,FA,SOL,LA,Sİ adında 7 müzik notası vardır..
Kur’an’ın ilk suresi FATİHA 7 ayettir.. Kur’an da es SEB'Û'L-MESANİ de denen tekrarlayan 7 kavramı vardır..
semadaki 7 BURÇ ,7 kutsal GEOMETRİ , haftanın 7 GÜNÜ ve ışık prizmadan yansıyan 7 RENK’se şunlardır ;
pazar Güneş(KA’RE) günü SARI,
pazartesi Ay (8’GEN) günü MOR,
salı Mars (DİK 4’GEN) günü KIRMIZI,
çarşamba Merkür (içinde DİK 4’GEN bulunan bir 3 ‘GEN) günü TURUNCU,
perşembe Jüpiter(3’GEN) günü MAVİ ,
cuma Venüs(KA’RE içinde 3’GEN) günü YEŞİL ,
cumartesi Satürn(6’GEN) günü İNDİGO RENGİDİR.
İçinde burçları bulunan göğe and olsun.. BURÛC SURESİ;1
O, geceyi, gündüzü, güneşi ve ayı sizin hizmetinize verdi. Yıldızlar da Allah'ın emri ile hareket ederler. Şüphesiz ki bunlarda aklını kullananlar için pek çok deliller vardır. NAHL SURESİ;12
DO,RE,Mİ,FA,SOL,LA,Sİ adında 7 müzik notası vardır..
Kur’an’ın ilk suresi FATİHA 7 ayettir.. Kur’an da es SEB'Û'L-MESANİ de denen tekrarlayan 7 kavramı vardır..
7=V, aslında
ucu açık ve sonsuzluğa atfedilen bir rakamdır..belki kutsal kasenin sembolü
olmak da böyledir.. birde nefs
mertebelerimizin 7 hali vardır ki, şimdi bunca senedir nefs mertebelerinden
neler öğrenmişiz özetleyelim bakalım..
Arapça nfs kökünden gelen nafs نفس "nefes almak" (nafasa)
eyleminin mastarıdır . Aynı zamanda "ruh,
benlik, kimlik, can, kişi" anlamlarına
geldiği de rivayet edilir. Aramice/Süryanice naphşā veya
npheşā נפשא,
Akatça napāşu "soluk alma" sözcüğü
ile eş kökenlidir. (*alıntıdır)
NECM SURESİ(1-3) Battığı zaman yıldıza andolsun ki, arkadaşınız (Muhammed) sapmadı ve bâtıla inanmadı; o, (HEVASINA-NEFSİNE) arzusuna göre de konuşmaz.
NEFSİNİN HALLERİNİ BİLEN, KENDİNİN de NE MANA DA OLDUĞUNU BİLİR İLMİ J..
1-Nefsi emmare: EMREDEN NEFS; her şeyi bir tek ben bilirim , kimse ben gibi bilemez!..kitaptan okuyorum, kimseye ihtiyacım yok!…nefsim ne derse onun emrinde bir ruhum var..nefs eşeğim süvari ,ruhum latife ise eşek konumunda..(*not:unutmuyoruz lütfen..Ruhullah makamının temsilcisi olan hz İsa hayatı boyunca binek olarak eşek kullanmıştır J )
2-Nefsi levvame: KENDİNİ KINAYAN NEFİS ;sanırım bir şeyleri yanlış yapıyorum..kitaptan öğrendiğim kişilerde hep hata yapıyorlar .. hz Google didikledikçe, o yazılanların hep eski kaynaklardan derlenmiş, başkalarına ait ilimler olduğunu öğreniyor, o her şeyi bildiği sanılan adamlardan soğuyorum.. onlar mana hırsızları..ben kendim araştıracağım.. hatalarım var biliyorum ama nefsimi çok seviyor ve hala ona tapıyorumJ ..artık ayıplarımı yavaş yavaş fark etmeye başlıyor,kendimden utanç duyuyorum.. sık sık kendimi kınarken dahi nefsime yenik düşüyorumJ?!..ona zaafım var ve o beni kullanıp,en zayıf yerimden daima yakalayabiliyor .hep o kazanıyor.. ona karşı hiçbir yaptırımım yok..
3-Nefsi mülhime:İLHAM ALAN NEFS; hıım.. acaip, inanılmaz rüyalar
görmeye başladım..icatlar yapabilirim..siyasilerin ve büyük efendilerin özel
hallerini görüyor, zaaflarını öğreniyorum..olaylara müdahele ediyorum..aah ben
herşeyim..tüm dünya benden yönetiliyormuş da bunca sene haberim olmamış J..aa! kimseler beni nasıl tanıyıp
bilmiyor, hürmet etmiyorlar ki,bu hayret
bir şey. herkesin bana biat etmesi ve secde kılması lazım ,hala beni
fark etmiyorlar..hıım..anladım anladıım..Allah beni kıskanıp,onlardan sakınıp
saklıyor J!!geçen gece rüyamda şunu gördüm bak!!
anında dünyanın öbür ucunda şu olay oldu!?..ben
söyledim ve yazdım bak!! hemen beni kopyaladılar ve artık onlarda benim
dediğimi yazıp çizip ,konuşuyorlarJ?!..
Allahım inanılmaz şeyler yaşıyorum!..mucize,keramet benim ben !! ve ben ne yerdeyim ne gökte,her yerde hükmeden benim
ben!!.. hayret makamı denilen şeyde sanırım benim ben!!..ailem ve
evdekiler kim olduğumu nasıl
anlamıyorlar hayret !! hayret ki buralara tenezzül edip inmişim!.. ben insan
denen bedbaht mahlukata destek için varım J..
.. Bu
çılgınlık makamındaki kişiler; ayakları yerden beş karış havada olduğundan,
insanların onlara acaip bakışlarına çok takılmazlar..ama bazen sert taşlar
onlara atıldığında bir durup düşünürler.. ve
şöyle derler :”hıım tüm bunlar neden oluyor?!..dur bir hz aklı maaş Google efendime
sorayım da, neler olup bittiğine aklımı erdireyim!..ah! evvet! Allahım!! meğer ben, mülhime denilen en büyük
tuzak makamındaymışım .. yolcuların-saliklerin
çoğunun ayağının kaydığı; kendilerini şeyh-i deccal, şeytani mürşid,
zamanın müçtehidi mehdi-i cin zann-ı vesveseleriyle ile dolup dolup boşalttıkları
bir yerdeymişim yani..
Pekii..buradaki
tuzaklara kapılmadan nasıl çıkabilirim?.. biri beni kurtarsın, yoksa ya delirip
meczub kalacağım veya yüzyılın yenileyicisi olduğumu ve tüüm kainatın
benden işlediğini cami-i hüccuratıma
ilan edeceğim J.. ya mehdi olacağım veya kendimin deccalı
..mecburum,birini seçmem lazım !!..
işte siz böyle delirmeye ramak kalmışken ve yellim yepelek harikulade hayal balonlarınızla uçuşurken, gitmeniz gereken yere ruhunuz sayesinde götürülürsünüz..aaah! gittiniz.. ruhunuz size oyun oynadı ve sizi bir gözleri ahuya zebun etti felek J!!..o gözlerden size bakarak :”HEY SEN! MİNİK ŞEYTAN NEFSİM,KADINIM, BAK!! BU BENİM AŞIK OLDUĞUM YER..ARTIK O’NUNUM..BENİ İSTİYORSAN SEN DE BURAYA GELECEKSİN,YOKSA ASLA SANA DÖNMEM” der..işte ruhunuz başka bir bedenin gözlerinde,nefsiniz sizin bedeninizde olduğu halde en büyük vücûd ayrılığını yaşarsınız.. ruhunuz sizi boşamış ve başka bir kocaya kaçmıştır.. “o ruh benim ,ruhumu bana ver!” deseniz de ruhunuz iflah olmaz bir aşka tutulmuştur..
işte siz böyle delirmeye ramak kalmışken ve yellim yepelek harikulade hayal balonlarınızla uçuşurken, gitmeniz gereken yere ruhunuz sayesinde götürülürsünüz..aaah! gittiniz.. ruhunuz size oyun oynadı ve sizi bir gözleri ahuya zebun etti felek J!!..o gözlerden size bakarak :”HEY SEN! MİNİK ŞEYTAN NEFSİM,KADINIM, BAK!! BU BENİM AŞIK OLDUĞUM YER..ARTIK O’NUNUM..BENİ İSTİYORSAN SEN DE BURAYA GELECEKSİN,YOKSA ASLA SANA DÖNMEM” der..işte ruhunuz başka bir bedenin gözlerinde,nefsiniz sizin bedeninizde olduğu halde en büyük vücûd ayrılığını yaşarsınız.. ruhunuz sizi boşamış ve başka bir kocaya kaçmıştır.. “o ruh benim ,ruhumu bana ver!” deseniz de ruhunuz iflah olmaz bir aşka tutulmuştur..
..eve döner ve ruhunuz size dönsün diye beklersiniz.ama rüyalarınızda ruhunuzun size hiç dönmediğini , aşkının peşinde, acılar içinde nasıl sürüm süpelek gezindiğini görürsünüz.ruhunuzu geri almanız lazımdır..hep isyan edersiniz.”hayır ben aşık değilim,ruhum aşık!.biz beden-nefs asla aşık değiliz!. kimselerin elini öpüp, başka birinden emir almayız!!..oda ben gibi bir insan ve hayatı bana ters gelen bir sürü yanlışlarla dolu ve benden üstün değil.hem zaten birbirimizi hiç görüp tanımamıştık ki!! bu işte nerden çıktı başıma?” dersiniz..dersiniz amma evdeki hesap çarşıya uymaz maalesef.. ruhunuz –kalbiniz ait olduğu yeri bulmuş ve onun gözlerinden ışıyan ışka kavuşmuş, kandili bir defa uyanmıştır.. ölüler diyarının bekçisi uyanmış, kıyametiniz kopmuş, vücud ikliminiz yerle bir edilmiş, güneşiniz battığı batıdan doğmuş ve nefs ruha aşık olmaya başlamıştır..
Nefsi mutmainne:TATMİN OLMUŞ NEFS; ahh kalbim…aşktan ölmek üzereyim.aklım sandığım ikili-duailitik çalışan beynim iflas etti..içine düştüğüm aşk batağından beni kurtarmak isteyen beyninim iki çıkarcı lobu sürekli, iki burcum arasında” snapss snapss “düşünce okları atışı yapıyor.. ama kalbim beynimden bağımsız ve beynimi hiiç takmıyor.beynim kalbime ulaşamıyor..aşıkım aşık!! J .. imdaattt!!! . ama ben aşık değilim J..inadım inat.. sadece ruhum O’na aşık…nefsimse ruhumu ait olduğu yere, bana dönsün diye bekliyor..son kalem olan kalp şehrimse hala benim J..nefsimin bayrağını vücud iklimimde sallandırmaya devam ediyorum..
ahh bir
gece !!işte o gece..sabaha karşı ..hey ne oluyor?!! uyanıyorum.. oo! minik
balıkların, babanın erlik su bahri ummanındayım..denizde balıklar
yüzüyor..aa!!tanıdım beni!..en alık
balıkların içinde, en cin cin zeki, fırlama bakan balık benim ben !!..ah, göz
göze geldim balık kendimle..hızla yüzüp kaçtım yine babama nedense J!! ve ŞİMDİ; ahh!!kalbim yerinden çıkmış, dışarıda
şiddetle atıyor .. her kalp atımında da, aşık olduğu Sevdiğinin adını
zikrediyor.. kalbimin Senin adınla atışının şiddeti sınır tanımıyor Sevdiğim .. sonsuz mutlulukla ve huzurla sakinleşip
duruluyor, yuvasına dönüp uyuyor…
ahh!! Bu nasıl oldu peki?benim kalbim nasıl bedenimden dışarı fırladı?ve neden !! ahh,evvet,ben değil, kalbim Sana aşıkmış şimdi anladım J!!
ahh!! Bu nasıl oldu peki?benim kalbim nasıl bedenimden dışarı fırladı?ve neden !! ahh,evvet,ben değil, kalbim Sana aşıkmış şimdi anladım J!!
Nefsi raziye:RAZI OLMUŞ NEFİS; kalbimin aşkından emin olup, mutmain
olması her şeyimi değiştirdi ve artık nefs süvarim olmaktan vazgeçti ve ruh
kocasını kabul edip, teslim oldu..böylece ruhum süvari nefsim onun bineği
oldu..bizim aşkımızı nötrleyense, toprak enerji faz kabımız olan beden
evimizdi.. artık kendi beden evimde, ruh
damadım ve nefs gelinimin ilk balayı deneyimlerini takip ediyorum J....bazen kavga etseler de genelde iki
tarafta uyumlu.. ama ruhun ışığı arttıkça, nefsin ona ve ilmine hayranlığı
artıyor tabii.o halde nefsim ruh kocasından razı oluyor ve secde
ediyor..kadının kocasına secdesi gerçekleşiyor.. BEN SENDEN RAZIYIM DER KUL ismi
hası olan RABBİNE …
Nefsi Marziye;BEN DE SENDEN MEMNUN
VE RAZIYIM NEFSİ; ruh
eşi’de nefsinden memnun olur ve razı olduğunu bildiren karşılık secdesini
yapar..böylece iki secdelik salat ikame edilmiş olur ve kişiye ait nefs
dereceleri dersi biter.. çünkü artık nefsin ipleri tamamen ruhun eline
geçmiştir..ölmeden evvel ölme deneyimi tamamlanmış,olan bitenler salike bir bir
gösterilerek-okutularak-anlatılarak açıklanmış ve şimdi tam ölüm anında gözünün
önünden tüüm hayatının bir film şeridi
gibi geçip gitmesi misali, “her şey kitabı”
ona okunmuş-gösterilmiş ve mekanı
yaşarken cennet olmuştur.. bedeni satın alınmış, Hak’k ın nazargahı ilahı
makamı olan kalbi ,gerekli olan işlerde kullanılmak üzere, esma kabiliyetine
göre kulluk için perdahlanmıştır..
Nefsi safiye: ARINMIŞ KUTSAL RUH’A
ULAŞMIŞ NEFS; rabbini bulan ve o olan nefsin RABLİK=TERBİYE EDİCİLİĞİnin açığa
çıkması.. burası
maddenin bittiği yerdir..renksizlik ve şekilsizlik diyarı olduğundan
saf-şeffaf-latifdir..cam misalidir..ışık prizma olunur..kendine ait hiçbir
rengi biçimi olmadığından, kendisine yansıtılanı 7 tayf renge bölerek, onu
sonsuz tonlarda ve görüntüde AKS ettiren AYN’A ya dönüşülür.. artık meslek
sahibi olan salikin uzmanlık alanı AYN’ALIKTIR.. o içi boşaltılmış yaşayan bir
ölüdür.. SIRRINDA SIR OLAN TURUKU ÂLİ SIRLIDIR..TASARRUFAT ORADANDIR.. ona
bakan kendini görür..ona ne söylerse, kendinden kendine gelen cevabı yine ondan alır..iş bu ki, herkes saf ayn’a değildir..RA’NIN GÖZÜ ASIL
KENDİSİDİR.. artık ıstıfa olup ehlileşmiş nefs-i KEDİSİ ise KITMİR olup ,7 uyurlu ışk mağarasını bekler.. hazine ve gençler korunur..J..
HURŞİD’İMDEN
MÜRŞİD’İME BİR TÛTİNİN GÜNCESİ
Sevdiğim geçen masal ertesi davet edildiğimiz yerlerle alakalı tuhaf şeyler yaşadım.. özetlemek istiyorum..çünkü mesele ana erkil düzeni anlamamdı ya hanii,o bakımdan ..hafta sonu için kahvaltıdan sonra topluca gideceğimiz yer evvela sevinçle bizi kabul etti.konuştuk.ikinci gün ise aradılar ki;”onu iptal ediniz ama sizi bekliyoruz” dediler... sebebi de anlatıldı tabii.. kimse bu ağır eylemi yerine getirmeyi kabul etmediğinden, bunu diğer ev sahibelerine aktarmakta bana düştü.. anaerkiller arasında kaldım yani J..neyse biz ikisine de davetliyiz ,sorun yok..aaa!!..sorunun varmış ?!! başka zamanlar umurunda olmayan ben, hep böyle zamanlarda nedense Sen tarafından sahipleniliyorum..
Sevdiğim geçen masal ertesi davet edildiğimiz yerlerle alakalı tuhaf şeyler yaşadım.. özetlemek istiyorum..çünkü mesele ana erkil düzeni anlamamdı ya hanii,o bakımdan ..hafta sonu için kahvaltıdan sonra topluca gideceğimiz yer evvela sevinçle bizi kabul etti.konuştuk.ikinci gün ise aradılar ki;”onu iptal ediniz ama sizi bekliyoruz” dediler... sebebi de anlatıldı tabii.. kimse bu ağır eylemi yerine getirmeyi kabul etmediğinden, bunu diğer ev sahibelerine aktarmakta bana düştü.. anaerkiller arasında kaldım yani J..neyse biz ikisine de davetliyiz ,sorun yok..aaa!!..sorunun varmış ?!! başka zamanlar umurunda olmayan ben, hep böyle zamanlarda nedense Sen tarafından sahipleniliyorum..
6 aralık cumartesi..hayalimde inanılmaz bir şekilde
kapatıldığım yeri görüyorum.. kızmıyorum.. sevilmek güzel ama yolu kapatan
tuhaf şeklin üstünden de gitmek için atlıyorum J..gözlerimi
gülerek açıyorum..davete icabet etmem lazım ,Sen öğrettin hem ..birkaç saat
sonra bir tel geliyor..bizi götürecek kişinin aniden akrabası vefat etmiş ve
memlekete gitmesi icap etmiş..hıımm..ne kadar ısrar edilse, gidebileceğimiz
başka araç bulsalar da, bende o daveti iptal ediyorum Sevdiğim..EMİR DEMİRİ
KESER MALUM..çok kızdın biliyorum..
7 aralık Pazar akşamı..arkadaşlarım ve eşlerinden bazıları tam onbeş kişi hatmedeyiz.. güzeldi..onlar çok mutlu oldular..kahvaltıdan gelenler, masada bana açılan, kimsenin oturtulmadığı boş yerimi, boş yemek servisimin halinin fotoğraflanışını ve adımın zikredilmesini anlatıp, kaydımı gösterdiler..incindim mi?! evet.. bu incelikli imayı sindirmem çok zor oldu tabii. Buradaki ev sahibemse duygusallığa izin vermememi söyledi.. şeriattan düşmemem lazım mış..zaten bilirsin Sevdiğim, bende hem ibadet hem de şeriat çok eksiktir,bu yaştan sonra ne kadar düzelebilirim bilmiyorum.. ev sahibeme, hz İbrahim’e gelen misafiri anlatıyorum..oda :”o evdeyken o işi yaptı ,bizse eve girmeden tedbir aldık” diyor.. hıım.. ve ertesi günü yarım saat telde ,bana ,meşrebimizin çok farklı olmasına rağmen anlaşacağımızı ve beni çok sevdiğini, vazgeçmeyeceğini, kardeşciği olduğumu yineledi.. inşallah onun hislerine layık olabilirim.
7 aralık Pazar akşamı..arkadaşlarım ve eşlerinden bazıları tam onbeş kişi hatmedeyiz.. güzeldi..onlar çok mutlu oldular..kahvaltıdan gelenler, masada bana açılan, kimsenin oturtulmadığı boş yerimi, boş yemek servisimin halinin fotoğraflanışını ve adımın zikredilmesini anlatıp, kaydımı gösterdiler..incindim mi?! evet.. bu incelikli imayı sindirmem çok zor oldu tabii. Buradaki ev sahibemse duygusallığa izin vermememi söyledi.. şeriattan düşmemem lazım mış..zaten bilirsin Sevdiğim, bende hem ibadet hem de şeriat çok eksiktir,bu yaştan sonra ne kadar düzelebilirim bilmiyorum.. ev sahibeme, hz İbrahim’e gelen misafiri anlatıyorum..oda :”o evdeyken o işi yaptı ,bizse eve girmeden tedbir aldık” diyor.. hıım.. ve ertesi günü yarım saat telde ,bana ,meşrebimizin çok farklı olmasına rağmen anlaşacağımızı ve beni çok sevdiğini, vazgeçmeyeceğini, kardeşciği olduğumu yineledi.. inşallah onun hislerine layık olabilirim.
Sevdiğim biliyorsun ki bu
masal çocuğunun sahibi O.. efendim gibi 72 millete bir gözle bakamayacaksam O’na
ihanet etmiş olmaz mıyım pekii? ben tek bir meşrebden değilim ki hem..hepsinin
ayrı ayrı güzellikleri ve hepsinin de ayrı ayrı çirkinleşmiş sapkınlıkları var
bence.. ilk halleri gibi hiç biri kalmamış ki..zaten hepsi,genelde tabi ilk
evvela red edilmişler efendilerince. ama ağacın gövdesi bir olsa da;
nasıl ki sayısız kök dalı varsa, bir süre sonra o gövdeden kök dalları kadarda
dal, budak ,filiz çıkıyor ve çıkacaktır malum..yanii Sevdiğim bu durumda
yukarıya baksam gök, aşağıya baksam kök J…köklerin
dibindeyse ikimiz J……..
11 aralık Perşembe .. evet Sevdiğim.. diğer kumam kadını ararken face de lilith savaşları oluyordu ve bir film tavsiye edildi..tam sırası idi ve Malefiz adındaki filmi izledim.. filmde malefiz adlı cin-melek kahramandı..o kara leyla-lilith di..aslında başlangıçta aşık ve iyiydi.. Adam’ın kral olma hevesi ile onun kanatlarını kesmesi sonucu sadece ona karşı kötü olur, Adam’a ve soyuna, ormanının=duygularının duvarlarını örer.. ayrıca filmde, adamın kızı olan 100 yıl uyuyan güzel sarışın-iyi kadın Havva’yı da o yetiştirip dünyaya sunar.. Adem-Adam olan, yaptığı iyiliklerin bedelini Malefiz’i öldürmek için öderken, yüce sarı ışık havvanınsa ona kanatlarını sunması ile malefiz eski gücünü tekrar kazanır..filmde, iki tarafında kadını-anaerkillik yenen taraftır.. yenilense erkek-ataerkillikti J..
11 aralık Perşembe .. evet Sevdiğim.. diğer kumam kadını ararken face de lilith savaşları oluyordu ve bir film tavsiye edildi..tam sırası idi ve Malefiz adındaki filmi izledim.. filmde malefiz adlı cin-melek kahramandı..o kara leyla-lilith di..aslında başlangıçta aşık ve iyiydi.. Adam’ın kral olma hevesi ile onun kanatlarını kesmesi sonucu sadece ona karşı kötü olur, Adam’a ve soyuna, ormanının=duygularının duvarlarını örer.. ayrıca filmde, adamın kızı olan 100 yıl uyuyan güzel sarışın-iyi kadın Havva’yı da o yetiştirip dünyaya sunar.. Adem-Adam olan, yaptığı iyiliklerin bedelini Malefiz’i öldürmek için öderken, yüce sarı ışık havvanınsa ona kanatlarını sunması ile malefiz eski gücünü tekrar kazanır..filmde, iki tarafında kadını-anaerkillik yenen taraftır.. yenilense erkek-ataerkillikti J..
Sevdiğim tüm zırhlarını
tabanından tavanına dek çektiğini biliyorum. ne kadar direneceksin
bilemiyorum.. Seni ilgi ile takip ediyor,her halinle hala SENİ SEVİYORUM..
peşinden adım adım iz sürmeye,km lerce gerinde durmaya gayret ediyorum..sadece
önümde sayısız kuma gördüğümde taşlarımı dilediğim gibi dökebilirim biliyorsun J..ve öylesin..
filmdeki en önemli şey
malefiz adlı cinin, demire değdiğinde
tüm gücünü yitirmesiydi.. çünkü Zülkarneyn’de insan dağına ancak ve ancak demir
ile karışık bakır elementinden bir güç
ile duvar çekip,yecüc ile mecüc vesvesevi fısıltılarını kesebiliyor,böylece
kalbinde gelen ilhamatı tam ve net anlayabiliyordu. aklın iki lobundan gelen
şüpheler giderilmedikçe daima içimizdeki cinlerimize yenik düşeriz.. o
halde kanımızda ki demir oranı çok önemlidir. çünkü demir, atom tozu misali
bizi bir arada tutan cezbe mıknatısıdır.. mıknatısıyetimiz sağlam olmadıkça ipimizi sıkı
tutamayız J..tutunduğumuz ipleri melek veya
şeytan yapmak biz topraktan yaratılmış Ademlerin işidir vesselam..
önce söz vardı ve konuştu..
önce harf vardı ve kelime iplikleri kitabını dokudu..
önce harfin içindeki iplikçikler iliyyin ve siccin- dna vardı
hayatı,zamanı,yaşamı,kaderi dokudu
önce ipler vardı.
akıp gelen harflerdi onlar
insanı ve rabbini birbirine bağlayan
anayı evlada bağlayan göbek kordonu
yaratıcıyı yarattığına bağlayan ahde vefa ipi
ruhlarında bir ipi vardır
dokumacının ağında takılan
hey sen!!
ipini iyi tut olur mu ?
13 aralık cumartesi.. bu gece beldemize gelen Anjelika Akbar’ın piyanosunu dinlemeye
gittim.. Allahım her denemem çok başarısız…bana ne yaptın hala çözemedim..hiç
bir şey hissedip anlayamadım yine..tüm heyecanlarım ölmüş benim..
15 aralık pazartesi… bugün kızlarla tasavvuf dersimizde didiklemek için tanrılar ve krallar filmine gittik....Ramses ve kardeşliği MUSA as…tabii ki film yapanlar hz Musa’nın peygamberliğine inanmadıklarından, filmde bunun iması dahi yoktu.o akılcı , çok hırslı biriydi.. kendisini hayatının çoğunda Mısırlı ve saraylı biri olarak bilip,onların inancıyla yaşamıştı..filmde görsellikler harikaydı.. aslında kabalacı insiyecilerin kendi geldikleri idrakler bu filmde sergilenmişti..
15 aralık pazartesi… bugün kızlarla tasavvuf dersimizde didiklemek için tanrılar ve krallar filmine gittik....Ramses ve kardeşliği MUSA as…tabii ki film yapanlar hz Musa’nın peygamberliğine inanmadıklarından, filmde bunun iması dahi yoktu.o akılcı , çok hırslı biriydi.. kendisini hayatının çoğunda Mısırlı ve saraylı biri olarak bilip,onların inancıyla yaşamıştı..filmde görsellikler harikaydı.. aslında kabalacı insiyecilerin kendi geldikleri idrakler bu filmde sergilenmişti..
Musa ile dağda görüşen daima çocuk
tanrı küçük Buda idi..
çocuk tanrı Buda ,kare küçük taşlardan piramit yapıyordu ..altta 4 kare siyah taş vardı..üstte 3.. üstte 2 ve üstte tek.. 10 taşlı bir piramit ..Sevdiğim, her zaman
Buda nın aslında hz İbrahim olduğunu sanırım ki, taaa bugün gördüğüm bir
yazıda Sanskritçe BUDA nın MERKÜR olduğunu okuyunca hayrete düştüm!!..böylece
hermetikçilerin neden Musa’nın tanrısını da HERMES-THOT-MERKÜR-hz İDRİS
–NEBU-ENOK yaptıklarını anladım.. onlar çok ama çok akıllılar biliyorsun.. orada
bir sahne vardı. dağda bir mağarada, Musa taş tabletlere çivi yazısı ile kazıyordu
ve gönül çocuğu küçük Buda ona şöyle dedi: eğer
yazdıklarından emin değilsen onları yazma! Kır! ..Musa önce durdu ve sonra
yazmaya devam etti..o halde, bu filme göre kırdığı tabletler, kalbi emin olmadan yazdığı
tabletlerdi . .
Yaratan, sanki firavuna daha fazla talip ve her harikulade mucizeyi sadece ve sadece firavunu etkileyip onu dize getirmek için yapıyor gibiydi ki, buda Musa as mı ikinci plana koyabiliyordu....pekii firavuna olan bu talep nedendi?!!! filmdeki Musa, kendinden kendine insiye olup, halkına atalarının verdiği sözü yerine getirmek için sürgüne çıkartmış –harikuladeliklere asla inanmayan çok akılcı bir adamdı .. onu tek sakinleştirip yumuşatansa Harranlı Şuayb (as)’ın kızı ile olan evliliği idi..zaten halkını da filmin sonunda vadedilen topraklar olan Kenan’a TÜRK HANIMI VE TÜRK SOYUNUN VATANINA GETİRMİŞTİ.. düğünlerinde çalınan müzik ve şarkılarsa tabii ki Türkçe idi.. yani vadedilen yer Kudüs değil MEZOPOTAMYA nın tümü idi..o halde neden Yahudilerin doğumlarını gelip Urfa’da yaptıklarını ve nüfus kaydına burası yazıldığını sanırım çözebiliyoruz ve tüm toprakları yavaş yavaş tapularıyla birlikte neden ele geçirdiklerini de değil mi?!
bu film bize der ki;her insan kendinden bir peygamber çıkartabilir..yeter ki kendindeki manayı ona işaret eden önemli kişiler onu işaret edip seçsin ve onu yetişirsinler..o tek başına her şeyi önüne katıp,sürülere çobanlık edebilir..kimse tek başına olamaz..onu seçip yetiştirenlerde onun kadar değerlidir..
17 aralık Çarşamba sabahı..hayalimde bir yemek masasında hatme evsahibemle yanyana oturuyoruz..birbirimize dönüyoruz ve ona :”ben bir rüya gördüm acaba siz bilir misiniz ?” diyorum..sonra içi susuz bomboş beyaz bir havuz görüyorum.içinde korkunç timsahlar var..ve ayaklarım çıplak o havuza basıyorum. bastığım anda elektriğe tutulmuşçasına “cezbe” derken uyanıyorum..hıım..bugün tedbir lazım anlıyorum Sevdiğim.. dikkat etmek lazım.. orası timsahlarla dolu bir arena biliyorsun, Sana dua ediyorum..ve yollardayım..otobüsten Unkapanı’nda iniyor ve Zeyrek’ten yürümeye başlıyorum..Fener ,Balat sokaklarında yağmur altında saatlerce yürüyorum..Balat’ta bir sokağı baştan sona boyamışlar..çok güzel oluyor..Eyüp Sultandayım..
Yaratan, sanki firavuna daha fazla talip ve her harikulade mucizeyi sadece ve sadece firavunu etkileyip onu dize getirmek için yapıyor gibiydi ki, buda Musa as mı ikinci plana koyabiliyordu....pekii firavuna olan bu talep nedendi?!!! filmdeki Musa, kendinden kendine insiye olup, halkına atalarının verdiği sözü yerine getirmek için sürgüne çıkartmış –harikuladeliklere asla inanmayan çok akılcı bir adamdı .. onu tek sakinleştirip yumuşatansa Harranlı Şuayb (as)’ın kızı ile olan evliliği idi..zaten halkını da filmin sonunda vadedilen topraklar olan Kenan’a TÜRK HANIMI VE TÜRK SOYUNUN VATANINA GETİRMİŞTİ.. düğünlerinde çalınan müzik ve şarkılarsa tabii ki Türkçe idi.. yani vadedilen yer Kudüs değil MEZOPOTAMYA nın tümü idi..o halde neden Yahudilerin doğumlarını gelip Urfa’da yaptıklarını ve nüfus kaydına burası yazıldığını sanırım çözebiliyoruz ve tüm toprakları yavaş yavaş tapularıyla birlikte neden ele geçirdiklerini de değil mi?!
bu film bize der ki;her insan kendinden bir peygamber çıkartabilir..yeter ki kendindeki manayı ona işaret eden önemli kişiler onu işaret edip seçsin ve onu yetişirsinler..o tek başına her şeyi önüne katıp,sürülere çobanlık edebilir..kimse tek başına olamaz..onu seçip yetiştirenlerde onun kadar değerlidir..
17 aralık Çarşamba sabahı..hayalimde bir yemek masasında hatme evsahibemle yanyana oturuyoruz..birbirimize dönüyoruz ve ona :”ben bir rüya gördüm acaba siz bilir misiniz ?” diyorum..sonra içi susuz bomboş beyaz bir havuz görüyorum.içinde korkunç timsahlar var..ve ayaklarım çıplak o havuza basıyorum. bastığım anda elektriğe tutulmuşçasına “cezbe” derken uyanıyorum..hıım..bugün tedbir lazım anlıyorum Sevdiğim.. dikkat etmek lazım.. orası timsahlarla dolu bir arena biliyorsun, Sana dua ediyorum..ve yollardayım..otobüsten Unkapanı’nda iniyor ve Zeyrek’ten yürümeye başlıyorum..Fener ,Balat sokaklarında yağmur altında saatlerce yürüyorum..Balat’ta bir sokağı baştan sona boyamışlar..çok güzel oluyor..Eyüp Sultandayım..
türbe kapısında bağış bileti kesen dedeye gidiyor ve pembeciğin selamını iletiyor,onu çok sevdiği için torununa adını verişine nasıl sevindiğini söylüyorum..oda sevinçle Hümeyra adının ne demek olduğunu anlatıyor..daha sonra bana sizin isminiz nedir diye soruyor…adımı söyler söylemez, gözleri uzağa dalıp dönüyor ve şöyle diyor: “size kimseye anlatmadığım bir şeyi söyleyeceğim ..biz altı-yedi arkadaşızdır ve bir araya geldiğimizde birbirlerimizin adını asla kullanmayız..birbirimize Nurcihan diye hitap ederiz.. bilir misiniz şah Cihangirin eşidir Nurcihan sultan..şah onunla ilahi aşkı dünyada yaşamıştır ki, bu nadir olur ve o ölünce bir daha hiç evlenmemiştir.siz Rabia Hatunu bilir misiniz ,okudunuz mu?...hz Rabia’da aynı öyledir”..ve ağlamaya başlıyor:”biz erkek olduğumuz halde onun haline asla erişemedik..o başardı..işte hz Rabia çok önemlidir “deyip ,onun hayatını özetliyor ve karşısındakine bir şey söylüyor…
Sevdiğim..
hz Rabia ‘yı, vefatından bir gün evvel Latif olan ve ondan hemen sonra aradığım
Evvel Zamanım aynı saatte söylemişlerdi.. ve bazı nadir kişilerde beni görünce
ifade ediyorlar..ama inatla onu
okumuyorum..neden bilmiyorum, hayatının çok ağır ve zor olduğuna
inanıyorum..sanki ondan kaçıyorum ki, geçen faceden biriside beni ekledi ve
kimseye anlatmadığı hz Rabia hayalini sordu?!! İşte bence günün hediyesi buydu
belki de..
mesele kendimizdeki Rabiayı-Fatımayı-Meryemiyeti bilip bulmak meselesi…yani
Sevdiğim o aradığım kadın, O’nu aramaya devam etmemi ve pes etmememi, bir erkek tarafından bana söylemiş oluyordu..
19 aralık Cuma..bu gece de Troya müzikaline gittim..Allahım sahnede 3 tane üst üste zar gibi beyaz tül var ..üstlerinden yazılar, harfler akarken üç boyutlu-hologram gibi oluyor..ben gerçekten de harflere ve yazıya aşık olduğumu ilk defa burada keskin bir şekilde anladım Sevdiğim..onca masraflı kostümler, harika dans ve müzikler zerre ilgimi çekip, tek bir tık dahi, bir şeyi yine hissettiremedi. çok üzgünüm.. diğer insanların sahip oldukları tüm heyecanlarımı yitirmişim ..sadece harfleri çok ama çok beğendim ..eve geldim .dereotu oğlum Kutlu ;”gösteri nasıldı?” dedi.. ”bir şey anlayamadım, hislerim alınmış gibiydi” dedim..oğlumda hemen alayla; “şeyhine söyle de sana biraz duygu versin “dedi J.. bende ;”o zaten benim duygularımı öldürmeye çalışıyor yahuu “dedim..yanii Sevdiğim durum bu..ben gittikçe her şeye ilgimi kaybediyorum ..eskiden eşyaya, süslü ve güzel kaliteli şeylere taparcasına heves edip sever,bakmaya doyamazdım..şimdi aldığım şeyleri eve getirince, dönüp yüzüne bakmıyor ama hala almaya inatla devam ediyorum..Sence bunu bile bile neden yapıyorum pekii?eşya-madde bizi hayata bağlayan, ayağımızı dünyaya batıran tek şey bence.. tamah.. eşya hamallığı.. eşya köleliği ve eşya bekçiliği..kendimizi eşyaya hapsetmek ve ruhumuzu onun içinde öldürmeye çalışmak ne korkunç, ah bir bilsek..
nur cihan
21.12.2014
nuralem7@hotmail.com