23 Kasım 2016 Çarşamba

ruhum mürşidim öğretenler günün kutlu olsun

ruhum mürşidim öğretenler günün kutlu olsun

NİYET ETTİM CEMALİ YARİM OLAN GÜZEL BAHTIM-TACI NUR OLAN -ÖZÜ GÜNEŞ RUHUMUN MÜRŞİDİM OLMASINA :) bana hiçbir şeye benzemeyen tarifi imkansız huzurlu güzel yüzünü gösteren ve gözlerimden beni aşka esir eden..gidip kendine aşık olacağı bir kamil mürşid bulup, o mürşidin gözlerinden bana aşkla bakan ve beni deliye döndürüp kul eden....bana herşeyi öğreten, beni sayısız defa sayısız biçim ve bedenimde öldüren,her öldürdükten sonra tekrar yeni idraklerde dirilten,sevmeyi öğreten...aşkın en delisini ve en şiddetlisini büyük bir itina ile YAŞATIP, BENİ ACIDAN 1001 DEFA ÖLDÜREN-KISKANÇLIKTAN MİLYONLARCA KURDA KEMİRTEN ve yine büyük aşık mürşid-i aşkın kontrolünde beni sabırtaşına döndüren....ruhum aşkımdan sema ederken değirmen taşından çekilen un olup- ekmek yapılan...ip olup zaman çıkrığında kendisine örümceğin ağ evini kurup halkın üzerine ağı attılan.... yüce rehberim,mürşidim,öğretenim ruhum....öğretenler günün kutlu olsun .seni seviyorum.." Kul Allahü teâlânın sevgisini tattığı zaman, Allah o kulunun kusurlarını kendisine gösterir. Böylece o, başkalarının kusurlarını göremez olur." / Hz.Rabia´tül Adeviyye

bütün gece uyumadım.sabaha dek Senli düşünce kadehlerini içtim..
sarhoşluğum isyanıma karışmıştı,yediğim hannas beni yenmişti..
zilzurna kıskançtım..Seni herkesten, Seni Senden,Seni kendimden kıskanıyorum..
kendimden nefret ediyorum….
her gelişim gibi,”ama!!? bu son defaydı..”aşkımı geri vermeye gelecektim..
dervişliğimden istifa ediyordum..tüm sokak dünyalığımı giydim..bakınca bile belli olsun istedim kararım.bakınca anla yani..

en son gelişimde “artık Sizi görmeden durabiliyorum..
bir daha Sizi görmeye gelmeyeceğim” demiştim..”tamam,çok güzel, nasıl istersen..sen bilirsin” dedin hani..ve bana kendini göstermedin..ne cehennemdi ama..ne sancılı bir zamandı..
ertesi gün aramıştım..”yalan söyledim..bir daha yapmayın lütfen..yalan.. ben Sizi görmezsem yaşayamam” demiştim..ne güzel gülmüştün..”geçecek bunlar demiştin..alışacaksın..”
başlarda,değişemediğimden bahsetmiştim tüm utancımla…”böyle kal..olduğun gibi.. değişme...rahat ol..ben memnunum,  istediğin gibi davranabilirsin..” demiştin..oysa beni bu halimle kimse kabul etmezdi bilirim..ve söz almıştın ; bende Seni değiştirmeye çalışmayacaktım.eğer Seni değiştirirsem ,o zaman Seni böyle sevemeyeceğimi söyledin.demek ki,Seni bu kadar sevmemi Sende sevdin :)..ve Sen ,beni her halimle öylece  kabul ettin..

Sen benden hiçbir şey istemedin ve bende Senden hiçbir şey istemedim..çünkü kimseyi sevemeyen ben; sevmeyi öğrenmeye Sana gelmiştim..karşılık beklemeden sevmek tek kuraldı..başta çok zordu ama istememeye alışıyorum…çünkü Sen istememe bırakmadan tüm müşküllerimi çözüyorsun..görme isteğim ise henüz sonuçsuzdu ..ben Seni görmeye doyamıyordum..
………………………………………………….
şimdi Senin dizlerinin üzerinde benim masallarım var ..beyaz kağıtların arasında beyaz bir şey var..”ne bu?” diyorsun ..anlatıyorum..gülüyorsun.çocukça tabii..anlatamadığımın anlamı aslında.. öylesine belli ki..anla yani..ruhum gibi..bembeyaz bir tül gibi seni sarsın.. benden başka rüya görme diyorum aslında.. anla yani…

ve ben hayallerimi okuyorum Sana…Sen bazen kısa cümleler kuruyorsun..
“telek nedir? “diyorsun..”kuştüyü “diyorum..”ama hangi kuştüyü?” diyorsun.. “bilmiyorum “diyorum…ve gözlerini gözlerime saplıyorsun..asla ayırmana izin vermiyorum..dünyalığımdan utanıyorum şimdi…görme istiyorum..bana gerçek süs nedir anlatıyorsun..beni süslediğin için teşekkür ederim..çook teşekkür ederim.

çook güzelsin..bugün Sen Ruh gibisin bembeyaz..bense gerçek bir nefsim, ara renk…yazılarıma güzel şeyler söylüyorsun ben tersini söylüyorum..bana güzel şeyler söylemek istiyorsun..daha başlarken tersini söylüyorum..“çok inatsın” diyorsun, değilim diyorum..”hiç söz dinlemiyorsun” diyorsun “dinliyorum “diyorum..defalarca.. sonra Sen kızıyorsun. ben Seni çıldırtıyorum..bağırıyorsun..”bağırmayın” diyorum..”bağırtıyorsun, ne söylesem tersini söylüyorsun” diyorsun…

istediğin kadar bağır artık Senden korkmuyorum..çünkü Seni Senden korkamayacak kadar çoooook seviyorum..tek korkum beni sevmekten vazgeçmen, biliyorsun...bana kendini göstermediğin için,beni beklettiğin için,bana sesini duyurmadığın için,beni kıskançlıktan çılgına çevirdiğin için yapıyorum onları..…

neden kendime zulmettiğimi anlatıyorsun.. “Senin benliğin çok yüksek “diyorsun..“kendine böyle şeyler söylemek egonun hoşuna gidiyor onun için söylüyorsun".. "ne yapacağım peki?" diyorum..”unutacaksın..olumsuz olan tüm düşüncelerini unutacaksın. ancak o zaman onları yok edebilirsin, hatırlamazsın” diyorsun..boyun eğiyorum..
biliyorum ki kendim hakkında kötü konuşmam aslında Seni Sana kötülemem demek..Seni suçlamak, Seni yetersiz görmek demek..ama çoook canım yanıyor, kıskançlıktan mahvolup dağılıyorum…..canımın yandığını bir daha söyleyemem çünkü Sen beni mutlu etmek için varsın..aynı herkesi olduğu gibi(bu cümlenin içindeki derin kıskançlığı anlıyorsun değil mi?)


biliyorum ki benim fıtratımda kıskançlık yok..çok ağır bir imtihan bu..
her şeyi kolayca yağmalarım- veririm biliyorsun..hiçbir sorumluluğa gelemem..hemen kaçarım..ben insanlardan deli gibi korkarım…yeter ki bana yaklaşmasınlar, her şeyi alsınlar..bir Sen kalmıştın elimde.. benim olmadığını biliyorum aslında… sadece Seni sevebilirim. tek kişilik kalbim var benim..ama Senin engin bir derya olan gönlün var..
bilirim ki o deryada tek damla diğerine karışmaz ve haberi bile olmaz diğerinden ..
anlamsızdır kıskançlığım..oysa yaşamak ne zor..bilmekse ne kolay değil mi?
kıskançlığı reddettiğim için Seni de reddetmek istedim..al her şey Senin olsun.. ben zaten Seninim biliyorsun..ben uzaktan, en uzaktan seveyim diledim..yakından dayanamam diğer damlalara…
o yüzden binlerce yıl uzağa kaçmak istedim hep, o yüzen hep Senden kaçtım
ama dönüp dolaşıp geldiğim tek yer, ait olduğum tek Makamdın..

ne kadar küsüp barışsam da Sen, bana aldırmadan sanatını icra ediyorsun..
biliyorsun ki asla Senden vazgeçemem çünkü biz gönülden bağlıyız…gönülden bağlı….
“evet “diyorum “çok inadım ..hiç söz dinlemiyorum..çok yüksek benliğim var..bilerek yapıyorum..bugün buraya Sizi ve sigarayı bıraktığımı söylemeye geldim..ben yapamıyorum…”

bir şey demiyorsun.. bakıyorum..çok güzelsin..dayanılmazsın.tüm teslimiyetimle gülüyorum..”ama vazgeçtim“diyorum “vazgeçtim”..ben Sensiz yaşayamam biliyorum..aslında her gelişimde Senden bir dua istemekti dileğim..ama nedense bir şey, hep unutturuyor bu isteğimi..yazıyorum, amin de olur mu?
ne olur benden evvel gitme..dayanamam..beraber dua edersek belki..ben önce giderim..ve seni orada karşılayan olurum..lütfen benden evvel gitme..artık gücüm kalmadı….
Sana soru soruyorum.öylece duruyorsun cevap vermiyorsun..bir daha soruyorum cevap vermiyorsun..biliyor musun? ben yalana bile yalan olduğunu bilsem de inanırım..çünkü inanmak çok kolay geliyor bana..inanmayı seviyorum..ne olur yalanda olsa söyle, lütfen..
bir daha soruyorum ..cevaplıyorsun..ben gülüyorum…Sen gülüyorsun belki tüm kainat-ı cihan- alemler gülüyor..

ne hissediyorum biliyor musun; bütün giden dostlarımız neşeyle bizi seyrediyorlar..benim sevincime el çırpıyorlar..
“artık gitmelisin” diyorsun..daha kaç dakika oldu ki?”gitmicemmm “diyorum..gülüyoruz..Sen ayağa kalkıyorsun, ben ayağa kalkıyorum..ne güzel bir andı ..gözlerin ne güzeldi..dalgınlığım ve Senin halin ne güzeldi..”yine geleyim mi?” diyorum..”gel” diyorsun ..”ne zaman geleyim?” diyorum..”ne zaman istersen o zaman gel…”
yine aynı his geliyor..giden tüm dostlar mutlulukla bizi izliyor gibi……
tüm sevincimle uçarak uzanıyorum ve gözlerimi kapatıyorum..Senin yüzünü, gözlerini düşünmek istiyorum..
ağlıyorummm..yoksun yine yoksun..göğsünü yumruklamak istiyorum ve tepine tepine ağlamak..neredesin?..yoksunnnn..seni neden hiç kaydedemiyorum?…
söyle ölüler aşık olamaz mı söyle?söyle o karanlık kudret suretlenemez mi söyle?nerdesinn?
*****

dokunamazsın...

asla!!
dur!! 
!! yasak!! 
uzakta dur ve seyr et..
yaklaşmak yasak. .dokunmak yasak!!
sevmek serbest  ..
severken severken hayaller kurarsın..
uzaklar yakınlaşır..karanlık renklenir..
çok ağlarsın çooook...
neden hiç bir şey göremediğine üzülürsün..
boşluk..
simsiyah ..
hiç bir şey yok..
dokunacak,konuşacak,bakacak,duyacak hiç bir şey yok..
yokluğun içinde yok olurken aklını yitirirsin..
nerdesin ve neden kimse yok!!!
heyy!! sesimi duyan var mı?!
ses ver diye kapısına gider yumruklamak istersin..
kapı sana açılmaz..
kanatlların kapıda darmadağınık, yıkılırsın..
başarman lazım..
başartması lazım anlarsın.
.kapıyı neden açmaması lazım bilirsin ..
amma..
ama.
neden ,neden diye çığlıklar atarsın..
ses ver .
ses ver.
ve dön ne olur bir defa suret ver.
içinde hiç bir şey olmayan sen ,hey sen ,sen kimsin ?
benim misin,senin miyim,biriz ama neden ayrıyız?
ne çok yıllar geçti hala gelmedin
ne çok harfleri yoluna dizdim okumadın
ne çok kelimem birikti
yazmadım

nur cihan
29 .11.2014


GEÇMİŞ-İ CİHAN OLUR Kİ ,HAYALİ CİHAN A DEĞER HATIRALARDAN BİR ALINTIDIR