5 Ocak 2017 Perşembe

ESMA KABİLİYETLERİ ve KULLUK MESLEKLERİ MASALI

ESMA KABİLİYETLERİ ve KULLUK MESLEKLERİ MASALI

 FATİHA SURESİ
1- Rahmân ve Rahîm olan Allah'ın ismiyle.
2- Hamd o âlemlerin Rabbi,
3- O Rahmân ve Rahim,
4- O, din gününün maliki Allah'ın.
5- Ancak sana ederiz kulluğu, ibadeti ve ancak senden dileriz yardımı, inayeti.
6- Hidayet eyle bizi
doğru yola,
7- O kendilerine nimet verdiğin mutlu kimselerin yoluna;
o gazaba uğramışların 
ve o sapmışların yoluna değil.
 **



ARAF SURESİ 16 : İblis dedi ki: Öyle ise beni azdırmana karşılık, and içerim ki, BEN DE ONLARI SAPTIRMAK İÇİN,SENİN DOĞRU YOLUNUN ÜSTÜNE OTURACAĞIM.






Merhaba Sevdiğim Merhaba..
Rahman bu çadırın altındakine istiva etti 
galiba Seni çok özlemişim,şimdi yazarken nerdeyse ağlayacağım.ne garip bir his..halbuki yazmak duygum kaybolmuştu.. yaşlandım..bedenim bana ağır-hasta- külfetli geliyor.. ondan çok sıkıldım.. taşıması çok büyük yük…söz vermek, bir leylaka kurdeleyle bağlı bir papatya vermeye benzemiyor tabi…söz verdik bir kere..tek isteğim beni kıskandırıp, aldatmamandı… bunun Senin açından hiç gerçekleşmeyeceğini biliyor ve kendi ahdime sonuna dek sadık kalacağımı umuyorum (*hala çok tehlikeli bir kıskancım değil mi? )… ve bu benim yolum ,benim özgür irademle?!! kendimi Sana teslim edişimdir.. o yüzden YOL’a TURUK’a devam…selam tüm turuku  âliye selam !!


RENKLERİN BİTİŞİ BİRENG İLMİ….
Sevdiğim, gecelerden bir gece iki gözüm aresinde beyaz ışık projesini deneyimledim..geçen masalımı rengarenk pavyona benzetmiştim ya hanii ve yeni seneye erguvani donla uyuyanlar gibi gözetleniyorduk ya birde(*çok ayıp ! )  ?!!işte pek birengarenk çingen buçuk gözükmüştüm.. sanırım renklerin padişahı olaya el koydu .. Sana beyaz ışık ı anlatmak isterdim ama, bu olağanüstü deneyimi anlatabilme kabiliyetim yok.. muazzamdı..ne hazzı, ne rengi hiç bitmesin istedim…bakmaya doyamadım..beyaz kırık aynalar gibi sonsuza çoğalan desenlerde beyazı seyretmek ne güzel hazzz.. ah bitmesin ,ah bitmesin demekle olmuyor, her şeyin bir sonu var .hazların da.. işte beyazın altında o kapkara simsiyah zemin gözüktü.. Ya RABBİM.. renklerin en güzeli KA’RAymış meğer..SİYAH KADİFE GİBİ ..beyazdan da güzel… beyaz ZÂTen siyah, siyah  ZÂTen beyazdı ve arada  tüliiii şefaf bir zar var .ne kara ak’a ,ne  beyaz siyaha karışıyor.. renksiz zar arada duruyor…ve bu beyaz ışık zevkü sefa hazzının safiyesi sabahında zevkten uyuşmuş bir haşhaşi-hassan sebbah makamında şöyle neşeliydim Sevdiğim BAK!  

Olmasaydı bana meyli, vurur muydu kafama kepçeyi leyli........mecnun  :)

Ağır konuya eğlenceli giriş….Allah'ı bulmak için iki şey gerekir der erenler; Ya cezbe-i Rahman (aşk), yada sille-i Hüda (ağır bir bela imtihanı) ..alıntıdır..

BİZDE YAZDIK Kİ : doğru.. ikisi de kişiyi hızla tetikleyip , ne olduğunu, nerden geldiğini ve ne yapması gerektiğini hatırlatır.. bizler unuttuk.. bizi hatırlatmak -uykudan uyandırmak çok zordur..biz,ağır uyuşturucu verilmiş-ölü toprağı serpilmişleriz..iletken olmayan toprak SU KÜPÜ BEDENLERİMİZ enerjiyi topraklar...ama aynı zamanda TOPRAK SU KÜPLERİ SUYU SEZDİRİR-SERİN TUTAR J  ...TOPRAKİ ademler , RUHANİLER gibi iletken olmadığı için, ölmeden evvel ölmeyi deneyimleyip- şişedeki cinimizi çıkartıp, cinimize “BİR EMRİN VARMI SULTANIM” dedirtip – cinimizi Müslüman edip,iman ile Adem hammaddesine –ZÂT-I ÂLİ SURETİNE  secde kıldırmalıyız...ve bunun içinde; komaya girip-  kalbi duranları ve ağır delilik vakalarını HAYATA DÖNDÜREN ŞOK –RAD yıldırım ŞİMŞEKLİ ŞUA-ŞUUR tedavisi lazımdır... elektro şoklu - ölmeden evvel ölmek deneyimi içinde; şişedeki cinin çıkıp bize ,"CÖÖÖÖÖ !!"deyip ,bizi şoklayıp, cin çarpmışa döndürmesi lazım :) ki, biz bi silkelenelim....UYANIN MİLLET !! toprak mührünüzü kırın artık...üstünüzdeki ölü toprağını silkelenin..


son masal akabinde hatırladığım kadarıyle şunları yaşadım…. yine portakal zamanım geldi.. bunu çözemiyorum ama portakal, oturan budalar olan eski turuku budavilerle   de alakalı anladım :)..renkler de..  ve  rüyam da Seni gördüm.. Sen, Senin için çok komik olan sarı renkli bir pof pof yağmurluk giymiş ve bana eğlenceyle bakıyordum…  SENİN O RUH GÜNEŞİN BENİM BEN demek istiyorsun, gülümsüyorum J….  zihnin –alimlerin nuru sarıdır ı hatırlıyorum  Sevdiğim..


ve kendimi bu zamana monte etmeye – tefekkürde daha geliştirmeye karar veriyorum..22 sene birleşmiş milletlerde nükler santral denetmenliği yapmış İNSANI KAMİL AŞIKI  olan
Haluk Berkmen adlı bir kuantum fizik mürşidinin,  6 seanslık  KUANTUM =İNSANI KAMİL derslerine katılacağım.. ilk ders günüm de aynı zaman da *RENE GUENON’un ALEM’İN EFENDİSİ kitabını okumaya başladım (*çevrilmiş tüm kitaplarını aldım-sıra ile okuyorum ve ilim Çin’de de olsa gidip alınız –geometri ilmi bilgisine sayesinde haiz oldum )  ve o gece, bu iki yüksek idrak tecellisiyle tanışmanın şokuyla  şunları yaşadım…


21 kasım 2016 bu gece 01:55 de, aynalar şuuru-kristallik şuur denizine sima kopyalandı
..
o her renge girip sonra dağılan vefk-helm-gül –mühür bu defa soluk mavi ve sarıydı .o duruyordu.. hareketsizdi....onu görürken renkleri yüzünden sahte diye düşündüm nedense ve o sağdaydı.. zaten dünde o mührü sarı mavi görmüştüm…daha sonra anladım ki o, hayalimde antik mısırda bana verilen hediye deniz kabuğunun üstündeki soluk antik renklerdeydi.. ve şimdi o mühür iki gözüm arasında değildi.. sağ taraftaydı.. sonra yaşadığım binanın solundaki binayı ve iki sütunlu  kapısını gördüm.. o iki sütunun arasında büyük bir  üçgen vardı ki, burası kimsenin giremediği gizli bir okul-mabedmiş.….. sonra o görüntü bitti ve yüzümün üstünde bir şey oluşmaya başladı… bir mekanik uğultu ve yüzümün üstüne baklava deseni renksiz  bir sürü üçgen ayna plakalar birleşerek bir dikdörtgen oluşturdu.. aynada bir şey yoktu.. aynaya yüzüm yansımıyordu … BEN ASLINDA YOKTUM!!! .
üst üçgen alt üçgen birleşti baklava modeli bir ayna oldu ve simamı oraya kopyaladı…yani, bir nevi sima fotoğrafı çekildi.. kendimi o tek baklavanın içinde görüp kaydımı seyrettim...ama diğer baklava üçgen ayna plakalar yine boştu.. yani, kırık ayna teorisi olan bin parçada kendimizi seyretmek diye bir şey de asla  yoktu, anladım…. sonra  tomografi cihazı gibi yüzümü kapsayan şey çekildi.. ve yüzüme eğilen  LATİF-şeffaf ,üçgen kafalı bir UZAYLI CAN'ı gördüm..(* tüm bunlar oluşurken bilinçliydim. eğer sahte =şeytani olsaydılar ,duyduklarını yapmaya çalışacakları için okuyup-dinlediğim kişilerdeki gibi icraatları acılı-kötü ve habis olacaktı..takip ediyorum… ne acı var-ne sıkıntı-ne olumsuz bir hal… en önemlisi de,  her zaman olduğu gibi  hep salavat getiriyordum. o,benim inandığım en mühim korunma esmam ) (* hint vedalarında bu alt V üçgen simaya AGNİ-ATEŞ deniyormuş .zaten piramit demek de ocak, yani içinde ateş yanan çadır –bilgi evi demekmiş.. J )

(* uyanınca ses bilimcisi ve sessiz uçan şeyler icad eden masal çocuğuna yakazamı yazdım..ve o beyaz ışıktan sonra olan sesi sordum. .oda bana  BEYAZ GÜRÜLTÜYÜ ve mecburen icadlarından evvel geçirdiği safhayı icazetini anlattı ve bir kitap kapağı resmi yolladı…ahhh!! Ah!! Dedim ki,ama o benim o gece gördüğüm gizli mabed okulun kapısına çok benziyor… sanırım ben masalımı okuyanları da anı transferi ile kopyalıyorum veya saçmalıyorum J )


..Sevdiğim bilemezsin nasıl kızdım..kendimi berbat hissediyorum.. uzaylıları hep red ettiğim halde, şimdi onlar hayalime nüfus ettiler…onların budizmle ve tapınakçılarla alakasını halen çözemediğim için zihnim beni yoruyor…içlerine girdiğim -okuduğum canlı kitaplardaki tesirler ve kimlikleri zihnimin kopyalamasını ve nasıl oluyor da, aynı sembollerle aynı rüyaları gördüğümüzü araştırırken, az kalsın kendimde bir zihin oyunu olacağım.. zihnimin labirentlerinde çok yoruluyorum.. bu yaşadığım işlemden sonra bir aya yakın sol gözüm ve  başım çok ağrıdı. .insanlara tahammül edemiyorum.. kimseyle görüşmek istemiyorum.. yaratılmış olmaktan neden bu kadar acı çektiğimi hala çözemiyorum.. beynimin, bedenimin, hastalıklarımın, imtihanlarımın ,kilomun ve olan biten her şeyimin başka varlıklarca ayarlanıp -yaratılıp veya bir şekilde bana müdahale edilmesini istemiyorum.. çok kızgınım.. kullanılmaktan –her anımın seyredilip bilinmesinden nefret ediyorum…  SETTAR ESMASINI DEVREDE İSTİYORUM..yorgunum… bu dünya çok ağır.. insanlar çok kötüler. o zaman iyi ki tabiat var ve tabiat  iyi ki bu kadar güçlü diyorum.... isterse ve sabrı biterse, hepimizi içine alacak ..bu dünya yine bizsiz tertemiz iyi olacak diye  kendimi avutuyorum…


Meleklerin, bizim yeryüzünde kan döküp bozgunculuk edici olduğumuzu ifşa edişlerine, bizi yaratan RABBİMİZ: “ben sizin bilmediğinizi biliyorum” diyerek ,her olumsuzluğumuzu kabul ederek  kendi iradesiyle bizi yaratmış ya hani...işte ben o zamandan bu zamana yeryüzünde sürekli kan döken –bozgunculuk eden biz insansıları, ALLAHIMIZIN SADECE KENDİSİNİN BİLDİĞİ ,O ,HANGİ AMAÇ İÇİN YARATTIĞINI DÜŞÜNÜYOR ama asla bulamıyorum…Sen biliyor musun ?....


bilinmek istedim” den murat “kendini bilen rabbini bilir” se eğer,o kişiler ne kadar nadirler değil mi?.. evvela onlarda NEBİler ki,her biri toplumu içinde yine ayrıştıran ve aileleri kardeşleri birbirlerini inanç için öldüren ve öldürtenler olmuşlar.. iyilik için geldiklerini söyleyen yok… HEPSİ ATEŞ İLE MESHe  GELİYOR ve hepsi bizi cehennemden cennete  geçirmek için rehberler olduklarını söylüyorlar…sanki bu dünya ölüler kitabı ve hepimiz Araf’ta bir köprüde nebilerimizle-mürşidlerimizle  = İblis veya İdrisilerimizle yani set (yalancı kezip sabah ışığı )  ve anubis ‘le ( mavi şafak ışığı )  ÖLMEDEN EVVEL ÖLME DENEYİMİ YAPARAK, BİR ÖLÜ-DİRİLER YOLCULUĞU YAPIYORUZ ve tüm kutsal kitaplar aslında ölülere rehberlik kitaplarıdır.. o ayetlerin çoğu ancak ölürsek dirilince tam anlayacağımız şeyler…tabiiki, peygamberlerden ve kamil adamlardan  binlerce sene uzak kalmış bugün ki insanlar için ,bu anlamlar kolay kabul edilir- iman edilir şeyler değil…


Sevdiğim bu üçgen-üçler ALLAH-ADEM-ALEM  okulu –masonluk=derviş ahilik kaydından sonra algım ve idrakim çok değişti…Mısır Hiyerogliflerini-sembolleri bir kitap gibi okuyacağıma nasıl eminim anlatamam..  hatta facemde kendimi kontrol edemeyip ,kaç tane hiyeroglif okudum bilemezsin.. bu masaldan sonra Sana sıra ile hiyeroglif okuma sözlüğümü yayınlayacağım inşallah.. ilk defa bu kadar net , kadim mısırdaki mumyaların ve hakimlerin neden beni sevdiklerini ve onları anlamam için seferber olduklarını  anladım…

ALTIN CEVİZE DOĞRU …….

kullandığımız beyin hakiki beyin değil.......AKLIN soyut SU YA ERMESİ... RAHMAN (sembolü üçgen ^) ,Süleyman’ın Belkıs’ı (sembolü v) geçirdiği ayna denizi idraki olan şuurdu..

(*küçük çocuklara  ,elindeki çubukla yerdeki  kuma  A…’ ın içi dersi veren Sevdiğimin çizdiği ^ işaretin ters yansımasının v’  nin içinde gülümseyerek oturan için..)

acı çekmemek için acıyı ortadan kaldırmalıyız..birbirlerimize zarar vermek yerine bir diğerimiz olmayı öğrenmeliyiz. eğer yapamıyorsak o kişiden uzak durmalıyız.. frekanslarımızın -esmamızın-meşreplerimizin uymadığı ve birbirlerimize cin kesilip birbirlerimizi bızlattığımız ve birbirilerimizi cin çarpmışa döndürdüğümüz-hırs ve kin kusan -kusturduğumuz  her tür varlıklardan uzak durmalıyız..

aynamızın daima tertemiz olması lazım ki, sonsuz yansıma bizi net- tek görüntü olarak versin.. kesretten vahtede-teke ,bir e gel..birlik değil bir ol…TEK OL.. sonsuz paralel evrende, tek bir suret olarak sizi görmeniz ve isminizle tanımlanmanız lazım..

VAKTAKİ İKİ GÜN'EŞ VARDI..BİRİ DİĞERİNE AŞIK OLDU ve  IŞIKLARINI KAPATTI.İŞTE BİZ O'NA AY DİYORUZ ve GÜNEŞİ BİZE YANSITIP,BİZİ DE GÜN'EŞE SEVDİRMESİNİ SEVİYORUZ  :)
ses
bir nefes bir titreşim ver.
ve su daki ses dalgaları hisler
neden acıtır insanı...
kaçmak istesen de kaçamayacağın bir anlamın var
güneş ayna görünen dünya
sen bugün ağlayan ve yansıyan kadınsın
içine çek
içe çekilen daireler ve dışa aktarılan daireler
eve dönüş iç
..........
ev hem iç hem dış

mimaride ev  geometrisi…güneş mabedi KARE, Jüpiter mabedi ÜÇGEN, Venüs mabedi KARE İÇİNDE ÜÇGEN

Sevdiğim..geldiğim yer, hayal kitabım MASONLAR VE DERVİŞLER anlamı değil mi? sol el batıni okula kayıt oldum.… JÜPİTER MAVİ TALİHİ BULmak esasmış ya hani.ve suretler çarşısına VENÜS derlermiş, günüde cumaymış ve rengi YEŞİL. ve mabedi KARE İÇİNDE ÜÇGEN.. zahiri kare ,batıni üçgen olan mabed .hem dış Mekke ve hem iç kudüs evliliği.. ne güzel …
batında mavi ,zahirde yeşil olmak ilmi irşad..

 aslında anladıklarımı tam yazamam biliyorsun, zaten bu doğru da değil ve hem yapamam da..ama anladım ki şeytani ricaül gayb III = ÜÇLER’ide rahmaniye çalışıyor ve bir tekamülün en üst sınıfı..  BİR UCU RAHMAN BİR UCU ŞEYTAN OLAN İKİ UCU YANAN ASAYI DÖNDÜRMEK GİBİ..ENKİ yi anlamak.. ANUBİS i anlamak… ahhh!!


çünkü tek olan öz cevher bir ilik gibi ip..o ipin içi ise turuku aliye nurdan incileri gibi birbirlerinden bağımsız  ama birlikte ip gibi duran isimler= sicimler-ipler-akıl sütunları –kanun direkleri-evtadlar..her bir ip-elif –direk içinde üst üste dizilmiş 7 noktadan oluşuyor ve her noktanın içine girsen, yine, kedigözü gibi bir çizgi olan sen, sadece nokta içinde kendini bir elif miktarı göreceksin.. belki RA nın GÖZÜNE  SEN ,TOZ MERTEĞİ KAÇTIN ,kim bilir ?!!

Sevdiğim.nasıl ki bazen her şeyden kaçtığımda, bir dağın tepesinde sert esen rüzgara kendimi bıraktığımı ve içimden nefesin geçtiğini hissedip rahatlıyorsam ,bu idraklerden sonrada bazen kendimi RA’nın GÖZÜ gibi karanlık sulara dalmış ,aradığı şeyi bulmak için heba oluyor gibi hissediyorum..O GÖZün araması benim gözümü yorup hastalandırıyor biliyorsun…

tüm renkler, siyahın içinden çıkan irşad  ışığı RA= Nur’la irşad  olup, kendisini bilirmiş..o yüzden O’na NAR’IN DA HOŞ ,NUR’UN DA HOŞ demişler.. çünkü bilinmek için irade edilen Nur esmaların rabbi –terbiye edicisidir.. nur bazen nar-ı İblis ve bazen de nar-ı İdris olabilir..her yol tali ve duruma göre mubah ve mübarektir..senin o an içinde bulunduğun zaman-mekan-şartlar ve eylem halindeki niyetin ve ortaya çıkacak sonuçtur asıl olan AMAÇ-İNANÇ.. niyetin kötüyse sen İblissin..her yolda senden açığa çıkan fiillerde habistir..ama niyetin güzel doğru ise,sen o yolun İdris-i Nebisi gibisindir..


Hayat dualite-zıtlıklar, + ve – cereyanı ve bu cereyandan açığa çıkan zuhurlar-görüntüler üzerine kuruludur ve bu fiş ile priz misali birbirleriyle –KADIN ile ERKEK adıyla çalışır.. insanlar nasıl ürüyorsa, var olan her şey bu manada aynı ürerler.. hepsi kendi cinsinden haz alır ve bu hazdan doğan idealar maddeleşir.. kötü niyet ve idealardan korkular-şeytani vesveseler-kabuslar-hortlaklar yolun mafyası olan TERÖR  DOĞAR..iyi güzel olan niyetler ve eylemlerdense yolun bel çocukları sadıklar ve selsebil olan vakıf insanlarla amelleri  SELAM SELAM –ESENLİK BARIŞ ÜZERİNİZE OLSUN SULH ÇOCUKLARI doğar. bunlar helal kevserdir....o yüzden de bu hayraT asla kurumaz ve içenler dirilir ,ebedi idrak hayatına erişirler..

Terör yapan ,mafya kişiler asla elleriyle bir şey üretip çalışmayan kişilerdir.onlar alınteri dökmedikleri için emek nedir, ahlak nedir ve var olanın kıymetini asla bilemezler.. kendileri bir değer üretip yapamadıkları için haristirler.. sadece başkasının ürettiklerini çalarlar.. yıkıp, döküp, bozarlar.. sıradan biri, bu düzende  ömür boyu en ağır işlerde çalışsa dahi asla bir varlık sahibi olup, rahata eremez. ama bir şekilde mafyaya, haram paraya bulaşan her türlü safayı ,sonra fitil fitil ödeyeceği bedeliyle baştan peşin alır..  helal kazanan meşakkatli ömür sürse de ,bilen bilir ki ,o daima el emindedir vesselam..

Metafizik tasavvuf-ezoterizm =bilim ve teknoloji  ilimlerine geçiş J

bugün bilim insanları ve beyin nörologları aslında ne bizim, nede kainatın var olmadığına, sadece zihnimizin hayal alemleri programında ,bir rüyadan diğerine, paralel evren rüyaları gördüğümüz safhasında bikarar olup açıklamışlar....ama biz zaten bunu binlerce senelik kadim kendini bilmek okullarındaki derviş rüyaları kaydı-seyrü sülük haberlerinden cümleten biliyoruz değil mi? eweet …demek bu devriyemizde aynı şeyleri bilim teknoloji ile artık yeni şeyler söylemek lazımla değişik versiyonlarda anlayacağız…  


insan hep aynı kitabı kaç defa okur ki? Yaratan –kendisini asla tekrar etmeyeceğini  söyleyen Rabbimiz ,binlerce senedir hep aynı hikayeyi  neden okusun??...O SÜREKLİ YARATIM HALİNDE SEYİRDE,EE SENDE GELENİ GEÇENİ GÖREREK OKUYANSIN DEĞİL Mİ? ..okumak sadece harfle olmaz…belki de bu alem sadece  bir hologram; yakazalarımız da, o esmayı anlatan yıldız-gezegenin gelip bizde fena olması gibi , hepsi ,bilinç semamızı-uzay bilincimizi süsleyen yıldızlar dahi, onlarda bizim gibi perdeye vurmuş görüntüler olabilir… bilemiyoruz .ama bu yazı tarzı masal olduğu için, bize her şey serbest ve her alemde rahatça o yüzden gezebiliriz-sorun yok.. çünkü biz masalın çocuğuyuz..Sevdiğimin rehberliğinde..himayesinde.


AMA denen press-kabz-BULUT programından ,O, TAAYYAÜN-HAYAL ALEMLERİNİ nasıl indirip çekerek MADDELEŞTİRECEĞİMİZİ henüz bilemiyoruz ama ,bilmeden de hepimiz bir şekilde o işi yapıyoruz …  

bizlerin bir rüyadan -başka bir paralel evren -misal alemleri  -boyutlar arası hayallerimizde dahi ,nasıl birbirlerimizi yediğimiz ve hayallerimizi bile paylaşamadığımızı –haris –nifak dolu hırslarımızla da ,hem kendi ,hem başkasının hayallerini bozup-kana  buladığımız hepimizce malum..
rüyada kan görünce hayalin bozulması misali, birbirlerimizin tüüm hayatını da bozuyoruz.. işte yeryüzünde bozgunculuk edip, kan döküp-hayalleri maddeleşmeden bozanlar da yine BİZİZ…. bir gün bu hipnotik rüyadan uyandığımızda diyeceğiz ki, “iyi ki o kan bahsi o zaman geçmiş ve biz ULU ÂLİYYUN MELEKLER, düşmüş melekler olan SİCCİN insan olmayı seçmemişiz.. ya  gerçekten bizlerde,  varlığını kendine izafe edip- zatı kendisi sanan o cahil insanlardan  olsaydık?!!” hakikati anlayınca feryadı basıp ,büyük bir pişmanlıkla kendimizden iğrenip “bizi toprak yap Ya Rabbi!!” demez miydik ki, ayet de öyle dediğimizi zaten bize fısıldar…


 LİLA = LA-İL = MADDE =ENERJİ
=MANA =MADDE =metafizik =kuantum fizik demektir ilmi

METAFİZİK KAOS aleminde idealar ham taş gibidir..taşın içindeki atom altı gibi subhan denizinde  nariler yüzerler ve bugün onlara cin deniyormuş..… ve bil ki, her varlık sen bir eşya sureti hayal edip- onu o suretle giydirip-o isimle an diye , senin putun  olmak için  sırasını bekliyor… O DİLEK PUTLARINI İŞLERİ BİTİNCE KIRMAYI SAKIN UNUTMA…ve bu alemde sürekli hayatta kalmak istiyorsan, kitabını okumayı asla bitirmemelisin.. defteri dürdürmemelisin J.... hayalperest olmalısın ve bir vakfiye gibi karşılıksız- daima kendiliğinden akmalı yani, sürekli iyilik yapmalısın.. senden beslenen her kaynak ve senle yanan her mum ışığı binlerce canda,  yine sen yaşarsın unutma!! kazanan tek şey cömertliktir… verdiklerin alacaklarındır…aldığını ver, verdiklerin  kat kat bereketlenip döner.. kendini hayra –güzelliklere –doğruluklara vakfet… kendini insanlara satma… Allah’ a sat .. O’nunla alışverişte;  her şeyine-canına –malına ve sahip olduklarına karşı yine kârda olduğun yazılı ayette. bu doğru. çünkü  aslında bu bir vâad .buradaki gördüğün bir hayal, gerçek değil,  sana onların aslını yani kendini vadediyor, bu dünyaya  YARATILANLARA aldanma ,YARATANI İSTE diyor..söz dinle!!!


KABİLİYETİ ESMANI KULLAN..HERŞEY İKİ ELİNLE İŞLEDİKLERİNİN SONUCUDUR.. ALLAH SENİ İKİ ELİYLE YARATTI ve sende ,her işini iki elinle yaparsın.. avuçlarının içinde onun 81 ve 18 = 99 adı sembolü iki üçgen baklavası ve hattı istiva olan sen elif varsın dikkat et… her yaptığından  sorumlusun…..


evde kullanamadıklarını ihtiyacı olanlara ellerinle götür ver..bu kış gününde yaşam hakkını ellerinden aldığın hayvanlara barınak ve yemek ver...ve yanında şapka bere ,eldiven taşı- arabana koy.. giymediğin –kullanmadığın herşeyi-ihtiyacı olanı görünce ezmeden,incitmeden ver… öğrencilere yardım et, çocuğunmuş gibi harçlık ver, ihtiyacını gider ki, kötülerin eline düşemesinler….insanı düşmeden tut,düşmesine mani ol,düşeni belli etmeden kaldır ve temizle…ki, bir gün veya senin neslinin başına aynı şey geldiğinde, aynısı sana  yapılsın… ..
birini bir büfeye sok karnını doyur.. çok değil bir simit bir sandiviç, sıcak bir çorba...
bir hayat kurtar yani..düşmeden kaldır...düşenin üstünü temizle , kimseye göstermeden gözyaşını sil, hiç hatırlamamak üzere yardım et ve unut..


insanlar sürekli para topluyor cami-türbe yaptırıyor...süsüne püsüne ne emekler  veriyor. ama camiler vakit namazı hariç kapalı… oysaki cami dediğin kimsesize ev ve aş olmalıdır.. o vakfiyeler, meslek erbabına iş kurup, el emeği kabiliyetinden kulluk edip-başkalarını da faydalandırmalıdır.. evlenemeyenleri evlendirmeliler…okuyamayanı okutmalılar.. düşmüşü temizleyip, yaralarını sarmalılar.. insan kurtarmak ve insan ağacı dikmek yerine ne yazık ki  ,bugünün madde ve mana adamlarının tek telaşı,  her yana beton dikip- her yanını sürekli topladıkları para ile süslemektir....

 eğer düşmeden destek olursan ve aileler dağılmadan tutar bakarsan ; bunu yaptığında göreceksin ki, kitap okumadan, okullara –kurslara –farkındalık seminerlerine gitmeden doğal olarak  tüm ilimler-bilimler  ve zenginlikler sana mıknatısa koşar gibi çekilecek.. yap –dene ve seyret-gör!!...bunları yaparsan okuyarak değil, görerek-duyarak –bilginin içine girerek öğrenirsin , bunu da bil..


ve göreceksin ki, cenneti dünyada yaşamaya başlayacaksın.. sen kötülere, kötüler de  sana yaklaşamaz.. sana YAKINlaşmasına izin verdiğin herkesin simyacısı olursun, sana gelen değişime uğramak zorundadır artık....çünkü ayet pislerin pislerle, temizlerin temizlerle olacağını bize anlatır..sen iyi ve cömert olursan ve bunu karşılık beklemeden sadece öylesine meleke kesbetmiş yaparsan, HAYATI OLUŞTURAN MELEK MİKAL SENDEN TECELLİ EDER (* hani herkes meleklerle çalışıyor-melekleri eşek gibi çalıştırıp secret yasası uygulamak için enerji cadıları kardeşliği yapıyor ya.. belli sayılarla esma çekerek eşek melekleri= cinleri=şeytanlarınızı davet edip sistemi değiştirmek için sürekli çalışmalar yapıyorsunuz ya hanii.  yapmayın..kaos yaratıyorsunuz...başınıza gelenlerden ders alın.HADDİNİZİ BİLİN. NEFSİNİZE GEM VURUN - AZGIN NEFSİNİZİ DİZGİNLEYİN!!! ALLAHLIK TASLAMAYIN.... KUL OLMAYI ÖĞREN ÖNCE KUL!!! gerek yok. onlara o kadar para verme..sen melek ol yeter  ) ..
eğer iyi olursan ve cömert MADDE ve MADDEYE AİT her şey SENin düşüncenle senden tecelli ile İCAD EDİLİR..DÜŞÜNCELERİN MADDELEŞMEYE BAŞLAR.. hayat cömertlere hediyedir.. neyi düzeltmek istiyorsan o kötü huyunu düzelt ve yansımanı seyret :) DEMİŞ ERENLER..

DİN SENSİN EY İNSAN SEN :DİNLE- BİŞNEW-SEMA-İKRA SENSİN!. Okuman için de ,OKU emrini duyup DİNLEMEN lazım değil mi ? o halde seni senden isteyenin sözünü  DİNle –İKRAr verdiğin sözü  BEN'İM ADIMI OKU ….

ADEM’e  ESMA-şeyler ilmi  yani KENDİNİ BİLMEK EMRİ verilmesi ile;  DİNİN KENDİSİ –kanun koyucusu ve uygulayıcısı –yeryüzünde HÂK’KIN HALİFESİ İNSAN OLDU.. ..insan ; hem  zaman ,hem de mekanın ta kendisidir....insan yaratıldığı topraklar üzerinde yani ADEM ÜLKESİNDE TEK KİŞİDİR-FERD’dir..her beni adem toprak mührü sahibidir ve kendi kanun direği yasasıdır… her adem, kendi esma-isimler terkibi kabiliyetinde kulluk edip ,vazifesini yapar…..kim  ki, kendi kabiliyetini-altın bileziğini işleyip kulluk vazifesini yapmaktan men edilip, o  emanetinin gasp edilip kullandırtılmaması zulmüne uğrar, işte o zaman ademler arasında kardeş kavgası-ihtiraslarda başlar… halbuki herkeste birbirini tamamlayan farklı kabiliyet ve meziyetler dayanışması vardır.. kimse tam değildir.. ve bu imkansızdır..   herkes hatalı-  defoludur.. ki, her organ ayrı iş yapar bunu unutmayınız..o organların hücreleri sadece o organa çalışır,diğer organı tanımaz... ama birlikte insanı inşa ederler....  

ve bu farkındalığı bilmek –yaşamak  kimsenin bu işine gelmez..çünkü adam gibi Adam = Adem olmak demek, hiç yalansız ve sapasağlam evtat- sarsılmaz imanlı yol-direk=sıratel müstakim köprü  olmak demektir...emanetleri kim hak ediyorsa ona vermeliyiz... Eşine-Metresine- beşpara etmez çocuğuna-akrabasına ve emirlerini dinleyecek geri zekalı tanıdıklarına işleri verirsen, ve herkeste susarsa, bugün İslam aleminin içine düştüğü aşağılayıcı hal olan bu zulmü bedele de birlikte   katlanırız..…. haksızlığa zulme susarsan, yakında yaptığın aşağılık zulümlerin geriye dönüp,  seni imha edeceğini de kabul ediyorsun demektir….

bu kapıdan eğri odun değil, dallı =tali yollu  GEYİK BOYNUZLU odun girer ilmi.. eee her ağaç dal budak çıkar değil mi ? :).aynı kolla bacaklar daki  20 parmak ve o 20 parmakla işlediğimiz sayısız dallıklar gibi; hepimizin insanlık ağacı, çok dallı bir dallı arakiye tacı =geyik boynuzudur…işte eskiden o yüzden her mabed - tapınak -tekkenin-kendi bilmek okulunun ana giriş kapısına bol dallı geyik boynuzu asılırdı ve bunun tecellisi olan sembolü dallı arakiye de içerideki dervişlerin kafasına takke –kubbe olarak geçirilir ve adına da 4 kapı 40 makam denirdi.. bu kadar çok ara nağme şunun içindir.. BAKİ KALAN BU GÖKKUBBEDE  BİR HOŞ SEDÂ İMİŞ.. işte sen de sedanın yansıması-gölgesisin  ara- nağmeni dinle !!


hakikatte ahilik = masonluk  bir zanaatkar-sanatkar –meslek  ERbabları kurumudur…loca lar mesleklerin kanunlarının  uygulandığı eski esma  önlük giydirme= hizmet etme =KUL YETİŞTİRME dükkanlarıdır..

ülkemiz bir ahi devleti kuruluşudur ..ne yazık ahilik ile zirveye vuran ülkemiz ,ahlaken ve yapılan mesleklerde hileye başvurunca, düşmeye ve dejenerasyona girdi.. dolayısı ile alperen ocakları korkak -uyuşmuş yeni silik halklara kendisini bıraktı..bugün sadece adı olan ahilik ve alperen cesareti yanlızca Dede Korkut bilgelik masallarda kaldı ki,onları da beğenip okuyan yok.. artık hepimiz ahilik i kendilerine uyarlayarak, dev atılımlar yapan batının masonik öğretilerinin masallarını ve insiyasyon-irşad hikayelerini okuyor ve holywood filmleri ile de, çocuklarımızla, ağzımız açık izliyoruz...mesela pamuk prenses ile 7 cüceler, alis harikalar diyarında vs .. ve bu çocuk insiyasyonlarının ağır porno içeriğindense habersiziz.. asil kanı ancak aileden süren tapınakçı  tarikatlarındaki, kendi çocukları olan  müritlerinin EGOSUNU EN DERİNDEN KIRIP , EGOYU,ENE'Yİ ,NEFSİ defolamayı anlatan bu negatif okul ders metodları –tavşan deliğine kaçan ponpon tavşan kız partyleri ile de holywood ünlüleri bazen gündeme düşmektedir.


bugün emanetlerin askıdan indirilip yine TÜRK-FETA-AHİLERİNE VERİLECEĞİNİ UMARIZ. FETA ahlakıyla, tüm mertebeleri ile haksızlık etmeden; ÇIRAK –KALFA-USTA -ÜSTADI AZAM –MÜRŞİD= KENDİ ESMA kulluk MESLEĞİNİN PİRlerinin tekrar yetişip, erdemleriyle bize dönmesini diliyoruz.....iş ahlakımız olsun.. ürettiğimiz mallarımız  eski kalitesine dönsün... sözünün eri olan, borcunu alın teri ile eli ile işleyerek helal parayla ödeyen namuslu adamlar geri dönsün.. kadınına, çocuğuna sahip çıkan erkek gibi erkekler yine ülkemizde var olsun.... .haramzadelerden artık illallah dedik...her şey bereketsizleşti. zaman bile....


bugünün sorunu, insanların iki elleriyle bir şey üretmemeleridir.. SAVAŞLAR BU YÜZDENDİR..EMANETİ KABİLİYETLERE İHANETİN BEDELİDİR…  O KABİLİYETİNİ AÇIP KULLANMAZSAN O SENİ CEZALANDIRIR….  YARATILIŞ FITRATINA ZULMEDEMEZSİN.SEN ZATEN ONU KULLANMAK İÇİN YARATILDIN,AKILLAN !!  işte o yüzden her işi kim olursa olsun, ehline ver… o iş onu, sadık ve dürüst yapar ,sen merak etme… huzur duyup ,sakinleşip mutlu olacağın tek iş, kabiliyetin olan iştir ,bunu unutma!!!..çoğu kişinin zamanını değerlendireceği bir hoby kabiliyeti  bile yok…sadece tavuk gibi kafa cep teline eğik, tıklayıp gelene geçene ot gibi bakıyor …kendisi üreten ve evindekileri-elindekileri dönüştürense çok nadir.. 
dünyada ve ülkemizde  hakiki veya sahte  adı dernek-vakıf-kulüp bilmem ne olan bir tarikata üye olmayan nerdeyse yoktur.. bu okullar iyi ahlak içindir.. ama ne yazık ki işlevlerini yapmadıklarından azalarının ürettiği her şey hileli… bu adamlar daha kolay ve daha çok para kazanmak ve şehvet batağında daha çok debelenmek için maya ve  gıda ile oynadılar..YANİ İNSANLIĞIMIZLA..  üretilen ürünlerin başımıza sardığı anormal hastalıklarla hepimizi her yanımızdan kanser türleri ağı  sardıkendi ürettiğimiz bilim ve teknoloji ve sanayii kötü kullandığımız ve aç gözlülük ettiğimiz için, bedelini de hep birlikte ödüyoruz-kendimizi acıyla imha ediyoruz…

Gıda da fabrika ayarlarına dönmek-tabiata dönüp toprakla silbaştan  temizlenmek çok kolay…  AHLAKta fabrika ayarlarına dönmekse , onu sadece bir bela bin nasihattan iyidir köteğini yiyenler bilir ve kendisini düzeltir değil mi? evett..



yapacağı meslekten zerre anlamadan, sadece soru ezberleyip cevapları önden alarak, elini işe sürmeden pc de bazı tıkları tıklayarak meslek sahibi olduğunu sanmamak için de, başımıza gelenlerden ibret alıp, erdemli BİLGE İNSAN YETİŞTİRME okullarının hızla açılmasını, devlet okullarında -mesleğinde –ilminde- maddiyatında  egosunu sindirmiş en yetkin adamların, ana sınıfı ve ilkokullarda ders anlatmalarını talep ediyoruz....ellerinden kabiliyetleri maddeleşerek dökülen gerçek zanaat ve sanat ustalarının da , emaneti ehline veriniz düsturunca, yine ilkokuldan itibaren KABİLİYETİ MESLEK öğreticileri olmalarını diliyoruz ve amiin..

TEKNOLOJİK SAVAŞ ÇIKSA VE ELEKTRİK OLMASA,HAYATI YENİDEN MAYALAYIP,YENİDEN BAŞLAYABİLİR MİSİN İLMİ

elleriyle sadece tık yapan ve hiç bir şey üretemeyen - ESMA kabiliyetlerini KULLANMADAN öldürdüğü için, esmalarından ceza alan bugünün insanının, tek elden "İKİ ELİNİZLE İŞLEDİKLERİNİZDEN BAŞKA SİZE HAYIR YOK" ayetini hatırlayıp, hiç olmazsa elleri ile bir kaç kabiliyet denemelerini rica ediyoruz.. mesela yemek yap...ekmeğini yap. tamir yap...düğmeni dik....temizlik yap.. yerden çöp kaldır..birini düşmeden tut ve düşürtme.. çelme takma... çaldıklarını yerine koy ...gasp ettiklerini geri ver..kimsenin emanetine göz dikme… 10 sefirot –IO yazılımı ..10 akıl küresi..10 emir ..değişmeyen altın kurallar... anayasalar dinler olsa da olmasa da aynıdır..farzlar değişmez..çünkü insanın insan gibi yaşaması için bu hükümler zaten elzemdir…
yalansız adam gibi adam olmak CÖMERTLİKTE ,KARŞINDAKİNİ KENDİNE YEĞLEMEK DEMEK AHİLİK-İHVAN -EJDER-YILAN BİLGELİĞİ KARDEŞLİĞİdir... ahiler fütüvvet sahipleri olan melamet erleridir.. CESURDURLAR..söz verince tutarlar. KİMSENİN NE NAMUSUNA, NE MALINA GÖZ DİKER, NE DE EL UZATIRLAR..ELİNE DİLİNE BELİNE HAKİMDİRLER..

bu okulu İdris Nebi kurmuştur ve Kur’an da yaşarken göğe güneş katına alındığı ayetle sabit tek kişidir... o kurduğu MESLEK –İRŞAD OKULLARINDA bugünde Hiram Usta-Mürşid-Mimarlar halen var… ve ONLAR,  öğrencileri ham taş olan çıraklarını yontup , oyma taş ve cilalı ayna taş –üçgen piramit mertebeler kitabesi haline getirirler....üstünde sima mühürlerini vurdururlar..

eskiden piramitlere tekamül ayna kitabelerine ehram, bu piramit mimar mürşitlerine  hiram , hacıların giysilerine ihram ve bu alanın mahremiyetine de haram ve bu manalara erenlere de muhterem denirmiş…  MUhteremlikte tek başına değil karşılıklı insiyasyon –irşad ile olurmuş…dolayısı ile bu ilim ancak bu işe soyunan ihrama girene helaldir… diğerlerine ise kafası karışacağı ve her şeyi kötü anlayıp kötüye kullanacağından  naehline haramdır demişlerdir..

yazıcıların piri THOT-HERMES-İDRİS NEBİDİR..
KALEMİN YAZDIĞINA İLMİ İNSAN denir..
TAŞ YONTMA ALETİNE de ,YAZI YAZMA ALETİNE de,
İNSAN ÜRETME  erillik ALETİNE de hep KALEM DENİR.
İNSAN HEM YAZAN, HEMDE RAHİMLERE YAZILAN LEVHADIR...
ZARF BEDENDİR..
BEDENİN İÇİNDEKİ NEFS MEKTUPTUR.MEKTUBU OKUYAN RUH'TUR..


RAHMAN^  (*mülkün Süleyman’ı ) kapsayan-göklerin çatısı-çadır-gökkubbe –yüzük taşı ÜÇGEN ile  İFADE EDİLMİŞTİR.. üçgen Ruhül Kudüs ün de anlamıdır.. göklerden yere uzanan kapsayıcı o dur...hepimiz Rahmanin gökkubbe çatısı –çadırı altındayız..O kapsayandır ^.. biz kapsananlarız  v…


RAHİM  (v) YERYÜZÜ -TOPRAKTIR..tohumları karanlıklarının içinden rengarenk çıkartan yeryüzü dişi annedir.. o yüzden de yaratılmış her şey kadın erkek dişidir..yaratılmışlar içinde hiç ER yoktur.. insiyasyon irşadın- kendi toprak tuğlalarında ördüğün tekamül duvarının sonucunda  tekliğe ulaşarak TEVHİDİ ER OLMAK ÖNEMLİDİR..ER OLAN HERŞEY OLUR..


ilk başta sadece firavunlar insiyasyon olabilirdi ve sadece onlar ışık sütunu çıkartıp akıl –kanun koyucu olup, sütun direklerine kendi mühürlerini vurabilirlerdi.. ( bu insiyasyon ilmi dünyanın her yanında hemen hemen sembolleri de dahil aynıdır ve aynı ortak rüyalar görülür..mısır daki bu uygulama ,bugün kabalada aynen ışık sütun çıkart- mührünü vur olarak bugüne gelmiştir..budizm de ise bu  OTURAN ALTIN BUDA(oturan boğa )  demektir.. ve bizde  ALTIN OLDUM BEN -BUGÜN AHMED BENİM AMA DÜNKÜ AHMED DEĞİL  =TURUKU ALİYE DE YOL BAŞI PİR OLMAK anlamındadır )… 
bizde de tüm nebiler,tüm kamiller hep demez mi,ben SONUNCUYUM,BEN MÜHÜRDARIM VE YOLUMU MÜHÜRLEDİM-BENDEN SONRA KİMSE YERİME GELEMEZ-BU YASAK demez mi? demek ki her eren kişi bulunduğu noktayı kimseye vermiyor.ama sorun yok.çünkü,kürevi tarikatında,kürenin-dairenin her yanı noktadır..yani hakikatte kimse diğerinden üstün ve farklı değil,sadece bulunduğu noktaya ermiş-bilip -anlamış demektir..

ve bu sembolik Osirisin  belkemiği olan BELSOYU YOL ÇOCUKLARI İLMİ -Djed akıl sütunları ,o mabedlerin en iç salonuna dikilirdi.. günümüzde de tüüm büyük yapıtlar sütun tarlası şeklindedir değil mi? bakın öğrenmek hiç zor değil ve sembol okumak çok zevkli değil mi ? evvet ….

SÜLEYMAN’IN MABEDİ BİR SATRANÇ TAHTASI GİBİYDİ
ve akıl sütunları olan KANUN-NAMOS olan  esmalar da YİNYANG =İDRİS-İBLİS olarak devriye oyuncularıydı...

sütunlar salonu ,mısır ölüler kitabında bir ölünün gideceği en son yer ilahi kamışlık tarlasıydı ki, mesnevide, onların son dediği yerden -uruç-yani miraç dan dönüşün hikayesi ile seslenerek başlar ve Mevlana kendi akıl sütunluğunu ilan ederek, devre RUMİ mührünü vurur.. ama tabii şerhciler bile bu manayı hiiiç anlayamaz… çünkü tekamülü dikkate almayan genel mürşidler, geçmişi red etmek hastalığına yakalanan ulusların idarecileri gibidirler..  oysa temelsiz –tabansız ev   duvarı yükselmez ve  üçgen çatı çıkılmaz.. ülkemizin son yy da yaşadığı şey başımıza gelir.. hem her peygambere iman edip asla ayıramayız diyeceksiniz ,hem de daha onlardan birinin adını anarken, hemen kendi iman ettiğini sandığın  peygamberi her şeyin üstüne çıkartacaksın…hani TEVHİT EHLİYDİN?  Allah'ın birbirlerinden ayırmadığı ve bilaistinasız her peygamberin KAVMİM İÇİNDE İLK İNANAN -MÜSLÜMAN BENİM dediğini bilerek,nasıl onları rekabet ettirebilirsin ki? ..oysaki onların herbirisi bir kanun direkti ve kendi zamanlarının hem efendisi hemde kendi esmalarında mühürdardılar.. işte o yüzden kabenin içinde tek direk yok....çok direk var...işte yeni nesil FETA –HAZİNE İ GENÇ insanlar en çok bu tarafgirliklerimize bozuluyor ,haberiniz olsun.. ALLAH ayırmamış, sen de ayırma..


piramitlere eski ibranicede EHRAM ,mimarına –mürşidine de HİRAM denirmiş .. İHRAM Hintli şiva ve Müslüman kabe hacılarının giydiği özel beyaz bir giysidir.. eskiden  SABİler böyle giyinirmiş….. HARAM  BÖLGE belli bir süre ,belli yasakların uygulandığı-özel ibadet  HAC zamanı ve yeridir.. vaktiyle ehram piramit tekke insiye okulları da, ölmeden evvel ölmenin deneyimlendiği   ,İÇİNDE  ADAYIN YATTIĞI BOŞ BİR TAŞ KABİR  olan belli esmalara ait merkezlerdi.. mesela Mısırda’ki Ebu Simbel mabedi demek, Sümbül Baba tekkesi demek olduğu gibi  :)

peki ne oldu da bu okullar bozuldu?..ne  mi oldu? Kendini bilmek ilmiyle de ,aynı Kuran-ı KERİM de olduğu  gibi, bazı kişilerin imanı artarken, bazı kişilerinde itikadı bozulup, kendi tanrılıklarını ilan ettiler.. mesela mısır firavunları en yüksek insiyasyona sahip tek kişiydi.. hiç bir tekke tapınaktaki rahip onun derecesine çıkıp, akıl sütunu sahip olamazdı.. çünkü eski kavimlerde  herkes lider olamazdı… ancak kut sahibi denilen ,yüksek insiyasyondan geçmiş-özel seçildiğine inanılan kimlikler KRAL NEBİLER yönetici olabilirdi.. diğerlerini zaten halk da kabul etmezdi..

rahmani insiyasyon-irşad okullarındaki dejenerasyon SIR SAKLAMAK ve  EMANETİ EHLİNE VERMEMEK- mürşidlerin ilimlerinin firavunları olması  KİBRİ YÜZÜNDEN BOZULDU..sırlar zamanla unutuldu ve emanetler hep firavunların yani, emanetleri ehline vermeyip kendine saklayan ve kendi tanrılığını ilan edip, sadece ben ve benim ailemcilerin elinde hanedanlıklara -babadan oğula geçti durdu..ee bu dejenerasyon siyasete bulaştı. çünkü bu kişiler ,zaten siyasetin ve  derin devletin ta kendisiydiler...bu zulümleri, haksızlıkları, acıları, savaşları getirdi..

bugünde sır deyip sırrın ne olduğunu bilmeyen, mertebeler =piramit deyip, piramitin zerre anlamını bilmeyen sayısız sahte mürşid var…zamanın sahibiyim diyor ama bir piramiti –ÜÇGEN SEMBOL ANLAMINI anlatamıyor.. kimse bilmediği içinde SIR diye herkesi kandırıyorlar… irşad bitme noktasına geldi… artık irşada inanan nerdeyse kalmadı.. genelde ,bu okullarının misyonunun dolduğuna ve artık tamamen tedavülden kalktığına inanılıyor.



 Sevdiğim ben irşadın halen devam ettiğine ve okulun işini bizzat kendisinin yaptığına canlı denek ve kaydedici olarak şahidim ki ,onlar diri  ve  işbaşındalar.. ama şimdiye dek tanıdığım hemen çoğu tasavvufçu meğer hiç bişey bilmiyormuş.. kırgınım o kadar… yakında geldiğimiz bu kaostan düzende,  ahlak ve sert kanunlar çıkacağının bilincindeyim…kendini bilmek okullarının resmi farkındalık okulları olarak yüksek sütunlu salonlarda yapılacağına inanıyorum ki, bu benim çocukluk hayalim – ve onu hayal ettim-kaydettim –anlattım biliyorsun…yani ,artık maddeleşmemesi imkansız hale geldi.. kendimin de böyle bir okulu olsun çok isterdim.. içinde savaş sanatları da öğretilen bir ergime- kendini serbest bırak ve  istediğin her şey içinden geçsin sen  NEFESİ seyret ..…ENFES NEFES SENİ ZEVK ETSİN…


ve Kur’an-ı Kerim de kadim sütunlar ilmine örnek:
"FECR SURESİ : 6 - Görmedin mi Rabbin ne yaptı Âd kavmine?
7 - SÜTUNLAR SAHİBİ İREM'E ?
8 - Ki ülkeler içinde onun benzeri yaratılmamıştı.
 9 - Vâdide kayaları yontan Semud kavmine?
10 - KAZIKLAR SAHİBİ (GÜÇLÜ , KUVVETLİ ) FİRAVUNA ?
 11 - Bunlar ülkelerde azmışlardı
***

1 : 11 bu devam eden birler sütunlar ilmidir.. mesela Adem atamız ,Havva atamızla  KaBa nın yerine ev olarak geldiğinde ,gökte etrafını meleklerin tavaf ettiği nur sütunu özledi ve  o direk aşağıya uzatıldı..Adem ile Havva o  beyaz nur sütunu tavaf ettiler… o aslında ADEM’İN AKIL RUH SÜTUNU İDİ  ve Adem tüm bilgilerini kendisinden almayı başarmış ilk insiye –ermiş-söz dinlemiş dervişti.. normalde o sütun zamanla kalkmış ve yerde bir karataş olarak zuhur edip hacer ül esved olarak bugüne şahitlik ettiği kabul edilmiştir.. bazı hadislerde kişilerin ilim aldığı sütunlar-DİREKLER –EVTAD-ÇİVİ-YERİN KAZIKLARI -KUTUPLAR   sayıları ve adları dahi vardır..


Peygamberimiz Kabeyi putlardan temizledi ve KaBe ‘ de o zaman sütunlar yoktu..daha sonraki tadilatlarda, Medineli eski kabalacı –yeni Müslüman Yahudi alimlerince  aynen kabaladaki sefirotlar gibi,  3 ana sütun ,bir gizli ve birde  sen kendin sırrın sırrı olarak, GÜZELLİK-ZEKA-TAÇ  sütunları  sembolen yerini aldırıldı.. lat –menat-uzza heykelleri  ,hem içeride ,hem de dışarıda şeytan taşlama daki III sütun oldular..


ve bugün KaBe minicik kaldı.. etrafını İngiliz mason taş ustalarının evleri ve  Greenwich saat evinin BEN BURADAYIM –ZAMANIN EFENDİSİ, HELM DÜMEN ÇEVİRİCİSİ BENİM diyen sembolleri aldı..ve bizimkiler hala uyuyorlar…uyuyorlar.uyuyorlar …..üzgünüm…İSLAM GARİP GELDİ GARİP GİDECEK / hadis


 ZAMANIN EFENDİSİ hiram -haram -haman DUVARCI TAŞ USTASINInın elinde ipli çekül taşı var...onu yukarıdan salıyor ve taş meclisinde taş hipnotik şekilde sarkaç yasası ile salınarak bi karar olup duruyor.. heykeltıraşlar nasıl taştan çıkacak heykeli görürse, dokumacılarda ip atkılarında yazıp- dokuyacakları deseni bilirler değil mi? evet..taş ustası heykelimiz için MUM FİTİLİ İPİ EKSENİMİZE _ ve + KUTUP HATTI OLARAK ÇEKİYOR....kandilini uyandır ve kandilini yak-artık aydınlık zamanı..
HAKİKATİ MUHAMMEDİ HERKESİN VAROLUŞ MAYASI - SIRRI İNSAN ilk surettir....kişinin kendine arif olması; yarattığı tüm zan putlarını yıkıp, her şeyi kendinde birleyip-bilip bulup  hanif olması  ile ve bunu da marifet adıyla, kendinde  MUHAMMED =GÖKLERDE VE YERDE ÖVÜLEN  seyri denir..  mevlit doğum demekmiş.. biz MUHAMMEDİ MEŞREPLİLER İÇİN DE, içimizdeki muhabbeti muHAMMEDi doğurmak hepimize nasip olsun inşallah..
***

ALLAH herkesin ALLAHI ve  NEFESLER ADEDİNCE O’NA GİDEN YOL VARDIR. Tüm ipler O' NUN ELİNDEDİR.. herkesin değişik  yol saydığı her yol , O' NUN ASASI - ASARI yani ,DOĞRU YOLUDUR...
o yüzden senin dinin sana -benin dinim bana denmiştir.. iş ki bunu anlayana dek bölücülük yapman serbesttir amma, bu idrake geldiğinde artık bölücü değil TEVHİD EHLİ OLMAK ZORUNDASIN.BİLMEK DEMEK MESUL OLMAK DEMEKTİR..ARTIK BİLİYORSUN : )?!!!

Sevdiğim bilmiyorum istenen şeyleri yazabildim mi ama yoruldum…hala kısa ve öz yazamadığımın farkındayım.. ve şimdi son detaylara geçiyorum.. kuantum derslerim bitince Haluk hocadan izin alıp, tüm ders notu kartlarını onun ve benim facemde  özel bir yazı ile yayınladım.ve o gece rüyamda Sen daire bir platformda sahnedeymişsin.. ben her zamanki gibi  Senden, daha doğrusu etrafındaki zalimlerden kaçmak isterken, Sen bana diyorsun ki, "15 günde bir,yeni bir mürşid  senin kalbine yetmiyor ….. özür dilerim ve işte yazdım gördüğün gibi J… BANA SEN LAZIMSIN EFENDİM….SEN


Bu gece yazmaya karar verdiğim için sanırım ,uzun süredir ilk defa yine helm-dümenim gözüktü..aslında onun üzerinde çizgiler var Sevdiğim.bu konuyu araştırıyorum.kuzey kutbu-runik alfabesi ile alakalı bişeyler de buldum.. bu kutuptaki dümen sahibi beni çok yoruyor ve bence bilmece çok seviyor değil mi? ..ahh !! ahh..

2 ocak Pazar 2017 .. Senenin 1.  Günü  nihayetinde  ikinci gün rüyam.. aaa Sevdiğim ilk defa vefkim yan yatmış ikiye açılmış defter sayfa gibi dikdörtgen oldu.. o aslında  bugün neşeli.. hareketli , çok gizemli..Kur’an harfleri fulü oynaşırken ,aslında sanki şahmeran figürü misali dualiteli simetrik bişey oluşuyor ama aslında değil.. buzlu camın ardında gibi, sürekli hareket ve dönüşümle, resimle yazı oluyorlar…sonra o duruyor ve anlam olarak şu anlaşılıyor LEYLA’YA KORUMA..

(*RÜYA:bu ay iki defa budist bordo giysili lama rahiplerini anlık gördüm.. ve ayrıca Amerikan doları bozdurma furyasında !! da ,doların sonundan iki sıfır ?atılacağını ve amerikaya otobüslere geçiş olmadığını  -kırmızı -anladım...ve bir kaç defa Rusya'da bir toprağın üstünde konuşulmasını dinledim..toprak taze-koyu ve temizdi...belki ona daire çizildi bilemiyorum...Ukrayna= Kırım'a ise bu ay rüyamda iki defa gittim.birinde daha eski rüyalarımdaki yine Kırım Bahçesaray camiinde namaz kılmam gerektiğinden davet edildim ve  götürüldüm..camide namazı kılıp çıktım..uyanınca google den baktım.o Kırım Bahçesaray Eski Han sarayı imiş.şimdi cami..ama bugün çıkan habere göre Rusya orayı kilise yapmak istiyormuş..)


 Bu sabah saat  11  seansına  haşhaşiler-suikastçı Assassin's Creed filmine gittim.. 11 nolu koltuğu seçtim. tam odak noktası orta yerdi J.. film tapınakçıların kendilerini ifşasıydı ve dünyanın efendisi biziz mesajını tekrardı.. ama ilimde geldikleri boyut son derece tehlikeli ve tehditkardı Sevdiğim. o beyin haritası ve yazılımlar  geçerken, ruhum bedenimden ayrılmayı ve gözyaşlarım  akmayı ne çok istedi ah bir bilsen…..

filmde reankarne yok.. onun yerine kabiliyetli genetik yol soyu kişi bulunup,genetik rüya kaydına girilip, istenen her bilgi rüyayı izleme teknolojisi ile birebir deneyimletilirken kopyalanıyor ve çalınıyor ilmi vardı....YUSUF SURESİNDEKİ,RÜYANI KARDEŞLERİNE ,tarikata göre yükseldikçe ,rüyanı babana-mürşidine  bile anlatma,evlat filan demez,canına okur ilmi :) yani......burada bizim kızıl elma dediğimiz onlarınsa ANİMUS dediği yeşil bir elma sembolü var ..animus kadın ve erkek özelliklerimiz henüz belirlenmemiş-tek –bölünmemiş HÜNSA-ÇEKİRDEK halimiz oluyor.. yani cinsiyetsiz..eski İbranicede  elma-alma-almah  BAKİRE demekmiş.. nasıl ki bizde buluğa ermemiş SABİLERE KIZOĞLANKIZ deniyor ya, sanırım öyle bir şey….. !!?..

filmde  arada  tapınakçı liderden şuna benzer bir cümle geçti..
BİZ , eski zamanlarda insanları DİNLER –KORKU ve SAVAŞLA -kanunlarla YÖNETTİK, sonra TÜKETİMLE İNSANLARI YÖNETTİK …şimdi de  İNSANLARI BİLİMLE YÖNETECEĞİZ.. bunu da özgür irade denen elmayı yeme hikayesinden kalan özgür irade =SÖZ DİNLEMEME =İSYAN artıkı ile yapacağız...

Malum dünyada cinsiyetsizliği salgın halde yayma çabası var Sevdiğim.. erkek nesli hızla tükeniyor ve lezbiyenlikte aynı şekilde artıyor.. insanı imha ve üreyemesin diye gıda –kimyasal ilaç –aşı ,gazlar vs herşey ile saldırı altındayız.. ve biz Müslümanlar, genelde amerikadan güdümlü sahte şeyhlerin, ülkemizi içine soktuğu sürekli esma çekme-sayılı zikirle sabahtan akşama büyü yapma salaklığı içindeyiz.. kimse FİİLİ PEYGAMBERİ olmak ve elini taşın altına sokup ,sorumlu olmak istemiyor.. sadece bilinmeyen yerden bir  mesaj geliyor.şu kadar şu esmayı çekin, şu kadar sen al , bu kadar sen çek ,ben çekemedim, sen benim yerine çeker misin, Allah kurtarsın, maşallah, inşallah, amin den, anlamını bilmediğin mesajla gelen sürüyle duayı  sanal alemde  kopyala yapıştır salaklığından geçilmiyor…

BİLİM YOK!! FEN YOK!! İLİM YOK!! NEYE İNANDIĞINI,NEDEN ÖRTÜNDÜĞÜNÜ,NEREDEN GELİP-NİYE GELDİĞİNİ VE  NEREYE GİDECEĞİNİ SORANSA HİÇ YOK…hepimiz bu cehaletimizden suçluyuz ve bedelini de içine düştüğümüz bu ağır hakaretlerle ödüyoruz…hak ediyoruz.. çünkü biz neye inandığımızı ne biliyoruz, nede değer verip umursayıp bi zahmet okuyup öğreniyoruz.. ama üstümüze vazife olmayan her şeyi didik didik, fellik fellik,her pis deliğe gire çıka ,her yaş ve başta arıyor ve uzmanı olup, ne tilkilikler çeviriyoruz değil mi? yaşadıklarımız esasında tapınakçıların filanda suçu değil ha.. bizim kendi cehaletimizin, niyetlerimizdeki çirkinliklerimizin fiillerimizin, bedenlenip bize  geriye yansıtılması,o kadar..tapınakçıların senden benden ala dinimizi =tarikatlarımızı ve efendilerini ve milletimizin huyunu suyunu bildiğini biliyor muydun?!!

Peygamber  savaşmak ve istediklerini yapmak için oturup esma mı çekti, çektirdi mi, tesbih mi dağıttı, şu ayetleri okuyayım savaşmadan o yerleri alayım- herkese şu kadar esma dağıtın da  o işte olsun diye  neden hiç demedi? …ehlibeyt hiç mi bir şey bilmiyordu ? tık tık  sabahtan akşama zikirmatiklerle binlerce esma-tesbih çekip, kendini koruma duaları ile cevşenle neden sırlayamadı da, diğer ashab bozucu sahabe ve yakınlarınca 72 si birden katledildi.. herkesin idolü hz Ali, madem harflerin, rakamların dolayısı ile ebcedin-cifirin piriydi …ve  batıni hurufçular bu ilimle alemleri yönetiyor J?!!! ,bu ilmin piri neden kendisini ilk halife ve çocuklarını ardılı yapamadı da şehit edildi , söyle,neden?..  hz ALİ, onca zulmü gördü ve neden esma çekip hepsini halletmedi?.. şimdi nedir bu Amerikalı moon tarikatının ülkemize uzatılmış kolları-dalları-boynuzları  olduğu söylenen, ülkemizi ve islamı dejenere edip komik düşürmek için Amerikan menşeili çalışan-yurt dışından buranın manevi-maddi ahvalini yönetmek isteyenlerin sürekli müridlerini esma manyağı yapmaları.. akıllanın biraz… tapınakçılar bizim hafızamıza, rüyalarımıza girip KİTAPLARIMIZI OKUMAK İSTİYORLAR, UYANIN ARTIK..
J


biz filler tepişir, siz çimleri ezeriz despotiası =şeytani rical bilim adamları: aslında filler olan iki tarafın ricalinin savaşı bu olsa da ,biz zavallı yeşil çimler eziliyoruz Sevdiğim.. RAHMANİ RİCAÜL GAYBİ ARTIK SAHNEYE DAVET EDİP,ÖZLEMLE KURTULUŞUMUZU AŞKLA BEKLİYORUZ…ve  Turuku Aliyeyi selamlıyoruz..


bugün ülkemizde sürekli intihar -haşhaşi saldırıları oluyor..ama bunların arkasında da onları kullanan tapınakçılar=Budizm=uzaylılar var..ve bilim ile teknoloji doğru ellerde olmadığında, bilim ve teknoloji tüüm dünya insanlığını toptan zehirleyip-acılar içinde öldürecek kudrete de sahip.. o yüzden HİKMET-SOPHİA-BİLGELİK SÜTUNUNA DAİMA İYİ SIKI TUTUNUN ve önünüze gelene kitabınızı-İK RA Bİ İSMİ RABBİ KE KİTABEK İ asla emanet etmeyin vesselam..
**



AYET 3-81: Allah peygamberlerden şöyle söz almıştı: "Andolsun ki size kitab ve hikmet verdim, sonra yanınızda bulunan (kitaplar)ı doğrulayıcı bir peygamber geldiğinde ona muhakkak inanacak ve ona yardım edeceksiniz! Bunu kabul ettiniz mi? Ve bu hususta ağır ahdimi üzerinize aldınız mı?" demişti. Onlar: "Kabul ettik" dediler. (Allah da) dedi ki: "Öyleyse şahit olun, ben de sizinle beraber şahit olanlardanım".---

(*not: bu masalın sabahında uçan ejderhayı rüyamda gördüm..insanlar onu şehir efsanesi sansa da o birinin yaşadığı evin altında yaşıyormuş..geceleri şehri uçarak geziyor ve sahtelikleri tarıyormuş :) ..Allahım kendimden kendim de korkmalı mıyım bilemiyorum ama çintemani-ejderin incisini diliyorum..ve anladımki şahmeran aslında ejderhaydı ve o kağıttaki korunma bunun içindi ...teşekkür ediyorum.. )  


nur cihan
nuralem7@hotmail.com
5 .01.2017