İLAHİ TURİZM
İnsan niyet ediyor ve birde bu niyeti Kalem’e alıyorsa o niyet hızla harekete geçiyor galiba..Bizde harekete geçen bu niyeti kurgulayarak=kur’arak yazalım bakalım neler olmuş ve OLacakmış........Biliyorsunuz inanç turizmi modası var.Ama insanlar neye iman ettiklerini ne kadar biliyor diye düşünmek lazım..Biz inanç turizmi yerine ilahi turizme niyet edelim istedik...
RUH’UMA MASALA DEVAM
OKUL’A KAYITKardeşi gelmiştiVe kardeşleriyle buluşmuştu..
Herkes O’nun için, O’ndan O OLmak istemişti..
Mutluluk her yanı sarıp sarmalamıştı..
Şimdi iade-i ziyaretler başlamıştı.
Ve davet davet üstüne, çocuklar seyrana çıkmışlardı..
Önce dost meclisinde sohbetler oldu..
Her yer güzelleşti-kardeşler kaynaştı
Ertesi gün bir şeb-i aruz daveti aldılar
A’Lİ Dost-u Kamil’le buluştular..
Bir ölüme yolculuğa niyeti izlediler..
Yeşil di örtüsü yolcunun,
Elinde zeytinden Tesbihi A’lisi..
Bir ucu Kamil’indeydi
Elini başına koymuştu dost,
Açıyor gibi çeviriyordu,
Ya Vehhab, Ya vehhab, Ya Vehhab........
Ve bir daha.......Bu kez,
Avuçları ile başının üzerinde, tersine çevirerek-açarak Ya Fettah, Ya Fettahh, Ya Fettahhhh
Ve bakmış gözlerine yeni gelinin derin derinnnnn
Bu gözlerde sevgi,merhabet,muhabbet,dost varmış
Yolcu öpmüş dostun elini ve oturmuşlar masaya,
Kayda geçmiş dostu; yolcuyu seyir defterine yazmış
Ve ders proğramını tek tek muhabbetle talim ettirmiş,
Ve yeşil kitabını eline vermiş..
Bu evlilik merasiminde herkes kutlamış yolcuyu,
Ve ziyafette sonsuz huzur varmış,
Misafirler izlediklerinden mestmiş..
Dost Dostun Dostuymuş
Ve namazı O yönetmiş..
Beyaz Takkeyi takınca başına,
Bir anda Dost-u Ali OLmuş her nasılsa
Çocuklar hayran şaşakalmışlar..
O’nu aşkla seyretmişler..
Ve ardına durmuşlar kardeşler
Ağlayarak kılmışlar Muhabbeti eda,
Dost artık Dost-u Ali olmuş
Oturmuş Kamil’leri, çıkarayım demiş A’li Takke’yi..
Hepsi birden atılmışlar:”Hayır!.. Sakın çıkartmayın O’ nu”
Çocuklar hayranmış, Sevgi, muhabbet su gibi akıp giden ZAMANmış,
Ayrılmak lazımmış,
”Çünkü bu ALİkardeşin şerefine verilen
Sıkıştırılmış bir formatmış..”
Dolu dolu geçen bir kevserden kana kana içilen ZAMANmış
OKUL’A GİRİŞ
Akşam olmuş.
Yolcuların buluştuğu,
Muhsin bir dostun hanında buluşmuşlar...
Hancı dostu A’li-nin dostuymuş hemde evladı..
Yine dudağından öptüğü, kevserini sunduğu,
Tüm yolcular bu geceden ümitliymişler..
Gündüz izledikleri törenin ve verilen dersin,
Talim terbiyesini baştan sona izleyeceklermiş birazdan
Herkes dairedeki yerini almış
İlahi turizmin,ilahi nota kağıtları dağıtılmış,
Herkes kağıtlara bakarak eşlik edecekmiş ritme
Ve keman ve bendir ve zil,
Ve insan sesi tabiii..
Meşk başlar, demler çekilirmiş artık,
Küçük ,ahşab meyhane sallanırmış
Bir şarkı gelirmiş aklına çocuğun:
(Bu gece şehirde
Bir teveccüh var, var, var, var
Can alışverişte
Her taraf pazar
Ayaklar altında hey hey
Sabaha kadarKubbeler hu çeker
Kullar sallanır
Hu hu hu
Bu nasıl ibadet
Kimin çağrısı vay, vay, vay, vay
Bütün bakışlarda
Safran sarısı
Evler secde etmiş hey hey
Gece yarısı
Odalar hu çeker
Holler sallanır
Hu hu hu
Ne yardan haber var
Artık ne serden vay, vay, vay, vay
Göz gözü görmüyor
Kardan topraktan
Telgraf telgraf hey hey
Ayrılıklardan
Direkler hu çeker
Teller sallanır
Hu hu hu
Nedir topraktaki
Bu iniş kalkış vay, vay, vay, vay
Bir tarafta ecel
Bir tarafta kış
Bütün bahçelerde hey hey
Ayin başlamış
Ağaçlar hu çeker
Dallar sallanır
Hu hu hu
Bu gece şehirde
Bir teveccüh var, var, var, var
Can alışverişte
Her taraf pazar
Ayaklar altında hey hey
Sabaha kadar
Kubbeler hu çeker
Kullar sallanır
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu(sezen aksu)
Ev sallanıyormuş..
Ev zikrediyormuş...
Ağlayanlar varmış, gözyaşları kalbi yıkarmış..
Müzik coşuyormuş,
””Hayy, Hayyyy Allah, Hay, Hay Allah”
Hancı çocuğun en sevdiği musiki olan Salayı okuyormuş
O sala okuyor, evlatları “Hay Hay””” diyormuş.
.Ölüm ve dirim içiçe beraber güzelmiş,
Birinin bittiği yerde diğeri başlarmış
Coşku yorgunluk getirdiğinde hancı bağırırmış sık sık
“Aşıklar yorulmaz”...
”Hay Hay Huuuuu, Hay Hayy Huuuuuu”
Ayağa kalkıp devrana girmişler..
Ve kardeşler hep seyretmişler.
Bunu izlemek için, bu gözyaşlarında yıkanabilmek için,
Bazen bu hana uğrarlarmış yolcular..
Bu han herkese açıkmış..
Minicikmiş,
Eski ahşap ve hayaliymiş üstelikte.
Üflesen yıkılacak gibi dursa da HAYat oradan üflenirmiş sanki:)
Bu hana, dolmak için -bitmiş pillerini şarz etmek için giderlermiş..
Tıpkı “Güneşin Aya tutulması” gibiymiş bu
Yürek ve Ruh bu hanelerde doyarmış.
Bittttiğinde açlık başlarmış.
Dost dostu çeker ve özlermiş..
ANış(zikir)bitmiş..
Tatlılar gelmiş
Meyveler çaylar ve kahveler
Ve sessizlik ..
Yolcular bilirmiş ki ev sahibi kalpleri okuyabiliyor
Herkes kendince sınava girişmiş..
Ve içlerinden sorup durmuşlar
Hancı herkese içindekinin cevabını vermiş..
Hatta fazlasını da..
Sırları ortaya dökmeden, sırrın sahibine yanıtlamış
Ve arada susulmuş ..
Hancı çocuğa gülerek “soru sor sen bize” demiş,
O zaten soru sormak için sanki yaratılmış.
Sormuş: ?
Cevaplar gelmiş.. !!
Yeni sorular ve yeni cevaplar herkes mestmiş..
Kardeşler huzurluymuş vakit geç olmuş,
Ayrılırken haneden, hancının dostunun mekanına ziyaret yapılmış..
Ruhuna A’li selamlarla dualar hediye edilmiş..
A'Lİ ATALARI ZİYARET
Sabaha dek caddelerde müzikle turlamışlar daha sonra..
Kardeşler bu son günü uyumamışlar
Uyumayıp şemsiyenin altında Rahman olmuşlar:)
Ziyafetler hiç bitmemiş,
Tüm yolcular tekrar arabaya binmişler..
Dost-u Ali’nin mektebine gitmişler..
Eyüp sırtlarında başka bir han
Yeşil mezarlar, yemyeşil mezarlar, bembeyaz taşlar varmış her yanda
Yollar darmış çünkü ölüler yürümezmiş..
Yürüyenlerde yaşayan ölüymüş zaten..
Çocuklar okulun kapısından girmişler,
Dostun derslerini talim ettiği mekanda nefeslenmişler..
Sağda bir küçük taş mekan,
İçinde baba ve oğul yarım daire şeklinde iki lahit..
Huzur buradaymış ve nüktedeki zarafet..
Dostun ailesi çocuklarında ailesi olmuş tabii..
A’li selamlar ve dualar edilmiş yine..
Çıkmışlar bahçeye ama yine davet gelmiş içerden,
Güya BABAnın sanduka örtüsü değişecekmiş:)
Ama lakin örtü küçükmüş!!!
7 kişilermiş 3 ü çocuk
4 kişi dört yerinden çekiştirmişler...
Sandukanın “La ilahe illa Allah” yazılı örtüsü gene büyümemiş:)
4 çocuk gülüyorlarmış..
Dört yandan çekiştiryorlarmış habire..
Ama biliyorlarmış ki göremedikleri birileride gülüyorlarmış..
Ve bu zarif A’li şakada büyük bir ders varmış anlayana,
”Siz örtüyü Babaya giydirmeye çalışıyorsunuz .
Ama bu örtü küçük,
Ancak oğul sandukaya göre..
Neden çocuk olmanın keyfine varmıyor ve baba olmaya özeniyorsunuz?
Sen henüz çocuksun..
Ama evlad olduğunda zaten babanızla aynısınız:)”
Çocuklar muhteşem bir ders almışlardı!!!
Aslında henüz almamışlardı ..
Kaydı okuyunca alacaklardı.....
Çünkü dersi; şimdi, kayda geçerken bir LATİFhakimle anlamışlardı..
Daima bir Latifkonsey azası işe yarıyor tabiii..........
Kapıda bir pembe ağaç-çiçek varmış..
Hayatında ilk kez arı kuşunu orada görmüş çocuk..
Merakla bakmışlar belgesellerde gördükleri bu” arı kuşuna”
Çocuk “ruh kuşu” bu olmasın demiş kendi kendine
Ama kimseye söylememiş tabii..
”Her çiçekten ÖZ alıyormuş arı kuşu ÖZ”.
Çocuklar seyretmişler,
Ve kendilerine lütfedilen bu hediyeyi kabul etmişler,
Sonra teleferikle kabirlerin üzerinden
Eyüb’ün Sultanına gitmişler..
Aslında her şey kendiliğinden olmuş,
Davete icabet olmuş..
2 senelik dersin,
Sıkıştırılmış Mp 5(O)000..hali
Hızlandırılmış turu devran!!
Kardeşin şerefine geçilmiş, durulmuş.
Bu kayıtçı tarafından da kayda geçilmiş,
Okuyanlar da niyet ettiği için,
Bu niyete girenlerde buna dahil olsunlar istemiş..
Ve niyet devredeymiş
O niyet ehlince nasıl sevilmiş, nasıl kabul olmuş herkes bilsin istemiş
Bayram bitmedi, herkesin” bayrami “olduğunu anlasın istemiş
Rahman yağıyor Rahman,
Şemsiyeleri açmayalım(dik 3gen=rahman),
Rahman’a sinelerimizi açalım
Şemsiyemizi ters çevirelim(ters 3 gen=rahim:)
Bismillahirrahmanirrahim..
SİSTEM..................
İnşallah ve aminn
Nur Cihan
http://www.sufizmveinsan.com/sohbet/ilahiturizm.html
İnsan niyet ediyor ve birde bu niyeti Kalem’e alıyorsa o niyet hızla harekete geçiyor galiba..Bizde harekete geçen bu niyeti kurgulayarak=kur’arak yazalım bakalım neler olmuş ve OLacakmış........Biliyorsunuz inanç turizmi modası var.Ama insanlar neye iman ettiklerini ne kadar biliyor diye düşünmek lazım..Biz inanç turizmi yerine ilahi turizme niyet edelim istedik...
RUH’UMA MASALA DEVAM
OKUL’A KAYITKardeşi gelmiştiVe kardeşleriyle buluşmuştu..
Herkes O’nun için, O’ndan O OLmak istemişti..
Mutluluk her yanı sarıp sarmalamıştı..
Şimdi iade-i ziyaretler başlamıştı.
Ve davet davet üstüne, çocuklar seyrana çıkmışlardı..
Önce dost meclisinde sohbetler oldu..
Her yer güzelleşti-kardeşler kaynaştı
Ertesi gün bir şeb-i aruz daveti aldılar
A’Lİ Dost-u Kamil’le buluştular..
Bir ölüme yolculuğa niyeti izlediler..
Yeşil di örtüsü yolcunun,
Elinde zeytinden Tesbihi A’lisi..
Bir ucu Kamil’indeydi
Elini başına koymuştu dost,
Açıyor gibi çeviriyordu,
Ya Vehhab, Ya vehhab, Ya Vehhab........
Ve bir daha.......Bu kez,
Avuçları ile başının üzerinde, tersine çevirerek-açarak Ya Fettah, Ya Fettahh, Ya Fettahhhh
Ve bakmış gözlerine yeni gelinin derin derinnnnn
Bu gözlerde sevgi,merhabet,muhabbet,dost varmış
Yolcu öpmüş dostun elini ve oturmuşlar masaya,
Kayda geçmiş dostu; yolcuyu seyir defterine yazmış
Ve ders proğramını tek tek muhabbetle talim ettirmiş,
Ve yeşil kitabını eline vermiş..
Bu evlilik merasiminde herkes kutlamış yolcuyu,
Ve ziyafette sonsuz huzur varmış,
Misafirler izlediklerinden mestmiş..
Dost Dostun Dostuymuş
Ve namazı O yönetmiş..
Beyaz Takkeyi takınca başına,
Bir anda Dost-u Ali OLmuş her nasılsa
Çocuklar hayran şaşakalmışlar..
O’nu aşkla seyretmişler..
Ve ardına durmuşlar kardeşler
Ağlayarak kılmışlar Muhabbeti eda,
Dost artık Dost-u Ali olmuş
Oturmuş Kamil’leri, çıkarayım demiş A’li Takke’yi..
Hepsi birden atılmışlar:”Hayır!.. Sakın çıkartmayın O’ nu”
Çocuklar hayranmış, Sevgi, muhabbet su gibi akıp giden ZAMANmış,
Ayrılmak lazımmış,
”Çünkü bu ALİkardeşin şerefine verilen
Sıkıştırılmış bir formatmış..”
Dolu dolu geçen bir kevserden kana kana içilen ZAMANmış
OKUL’A GİRİŞ
Akşam olmuş.
Yolcuların buluştuğu,
Muhsin bir dostun hanında buluşmuşlar...
Hancı dostu A’li-nin dostuymuş hemde evladı..
Yine dudağından öptüğü, kevserini sunduğu,
Tüm yolcular bu geceden ümitliymişler..
Gündüz izledikleri törenin ve verilen dersin,
Talim terbiyesini baştan sona izleyeceklermiş birazdan
Herkes dairedeki yerini almış
İlahi turizmin,ilahi nota kağıtları dağıtılmış,
Herkes kağıtlara bakarak eşlik edecekmiş ritme
Ve keman ve bendir ve zil,
Ve insan sesi tabiii..
Meşk başlar, demler çekilirmiş artık,
Küçük ,ahşab meyhane sallanırmış
Bir şarkı gelirmiş aklına çocuğun:
(Bu gece şehirde
Bir teveccüh var, var, var, var
Can alışverişte
Her taraf pazar
Ayaklar altında hey hey
Sabaha kadarKubbeler hu çeker
Kullar sallanır
Hu hu hu
Bu nasıl ibadet
Kimin çağrısı vay, vay, vay, vay
Bütün bakışlarda
Safran sarısı
Evler secde etmiş hey hey
Gece yarısı
Odalar hu çeker
Holler sallanır
Hu hu hu
Ne yardan haber var
Artık ne serden vay, vay, vay, vay
Göz gözü görmüyor
Kardan topraktan
Telgraf telgraf hey hey
Ayrılıklardan
Direkler hu çeker
Teller sallanır
Hu hu hu
Nedir topraktaki
Bu iniş kalkış vay, vay, vay, vay
Bir tarafta ecel
Bir tarafta kış
Bütün bahçelerde hey hey
Ayin başlamış
Ağaçlar hu çeker
Dallar sallanır
Hu hu hu
Bu gece şehirde
Bir teveccüh var, var, var, var
Can alışverişte
Her taraf pazar
Ayaklar altında hey hey
Sabaha kadar
Kubbeler hu çeker
Kullar sallanır
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu
Hu hu hu(sezen aksu)
Ev sallanıyormuş..
Ev zikrediyormuş...
Ağlayanlar varmış, gözyaşları kalbi yıkarmış..
Müzik coşuyormuş,
””Hayy, Hayyyy Allah, Hay, Hay Allah”
Hancı çocuğun en sevdiği musiki olan Salayı okuyormuş
O sala okuyor, evlatları “Hay Hay””” diyormuş.
.Ölüm ve dirim içiçe beraber güzelmiş,
Birinin bittiği yerde diğeri başlarmış
Coşku yorgunluk getirdiğinde hancı bağırırmış sık sık
“Aşıklar yorulmaz”...
”Hay Hay Huuuuu, Hay Hayy Huuuuuu”
Ayağa kalkıp devrana girmişler..
Ve kardeşler hep seyretmişler.
Bunu izlemek için, bu gözyaşlarında yıkanabilmek için,
Bazen bu hana uğrarlarmış yolcular..
Bu han herkese açıkmış..
Minicikmiş,
Eski ahşap ve hayaliymiş üstelikte.
Üflesen yıkılacak gibi dursa da HAYat oradan üflenirmiş sanki:)
Bu hana, dolmak için -bitmiş pillerini şarz etmek için giderlermiş..
Tıpkı “Güneşin Aya tutulması” gibiymiş bu
Yürek ve Ruh bu hanelerde doyarmış.
Bittttiğinde açlık başlarmış.
Dost dostu çeker ve özlermiş..
ANış(zikir)bitmiş..
Tatlılar gelmiş
Meyveler çaylar ve kahveler
Ve sessizlik ..
Yolcular bilirmiş ki ev sahibi kalpleri okuyabiliyor
Herkes kendince sınava girişmiş..
Ve içlerinden sorup durmuşlar
Hancı herkese içindekinin cevabını vermiş..
Hatta fazlasını da..
Sırları ortaya dökmeden, sırrın sahibine yanıtlamış
Ve arada susulmuş ..
Hancı çocuğa gülerek “soru sor sen bize” demiş,
O zaten soru sormak için sanki yaratılmış.
Sormuş: ?
Cevaplar gelmiş.. !!
Yeni sorular ve yeni cevaplar herkes mestmiş..
Kardeşler huzurluymuş vakit geç olmuş,
Ayrılırken haneden, hancının dostunun mekanına ziyaret yapılmış..
Ruhuna A’li selamlarla dualar hediye edilmiş..
A'Lİ ATALARI ZİYARET
Sabaha dek caddelerde müzikle turlamışlar daha sonra..
Kardeşler bu son günü uyumamışlar
Uyumayıp şemsiyenin altında Rahman olmuşlar:)
Ziyafetler hiç bitmemiş,
Tüm yolcular tekrar arabaya binmişler..
Dost-u Ali’nin mektebine gitmişler..
Eyüp sırtlarında başka bir han
Yeşil mezarlar, yemyeşil mezarlar, bembeyaz taşlar varmış her yanda
Yollar darmış çünkü ölüler yürümezmiş..
Yürüyenlerde yaşayan ölüymüş zaten..
Çocuklar okulun kapısından girmişler,
Dostun derslerini talim ettiği mekanda nefeslenmişler..
Sağda bir küçük taş mekan,
İçinde baba ve oğul yarım daire şeklinde iki lahit..
Huzur buradaymış ve nüktedeki zarafet..
Dostun ailesi çocuklarında ailesi olmuş tabii..
A’li selamlar ve dualar edilmiş yine..
Çıkmışlar bahçeye ama yine davet gelmiş içerden,
Güya BABAnın sanduka örtüsü değişecekmiş:)
Ama lakin örtü küçükmüş!!!
7 kişilermiş 3 ü çocuk
4 kişi dört yerinden çekiştirmişler...
Sandukanın “La ilahe illa Allah” yazılı örtüsü gene büyümemiş:)
4 çocuk gülüyorlarmış..
Dört yandan çekiştiryorlarmış habire..
Ama biliyorlarmış ki göremedikleri birileride gülüyorlarmış..
Ve bu zarif A’li şakada büyük bir ders varmış anlayana,
”Siz örtüyü Babaya giydirmeye çalışıyorsunuz .
Ama bu örtü küçük,
Ancak oğul sandukaya göre..
Neden çocuk olmanın keyfine varmıyor ve baba olmaya özeniyorsunuz?
Sen henüz çocuksun..
Ama evlad olduğunda zaten babanızla aynısınız:)”
Çocuklar muhteşem bir ders almışlardı!!!
Aslında henüz almamışlardı ..
Kaydı okuyunca alacaklardı.....
Çünkü dersi; şimdi, kayda geçerken bir LATİFhakimle anlamışlardı..
Daima bir Latifkonsey azası işe yarıyor tabiii..........
Kapıda bir pembe ağaç-çiçek varmış..
Hayatında ilk kez arı kuşunu orada görmüş çocuk..
Merakla bakmışlar belgesellerde gördükleri bu” arı kuşuna”
Çocuk “ruh kuşu” bu olmasın demiş kendi kendine
Ama kimseye söylememiş tabii..
”Her çiçekten ÖZ alıyormuş arı kuşu ÖZ”.
Çocuklar seyretmişler,
Ve kendilerine lütfedilen bu hediyeyi kabul etmişler,
Sonra teleferikle kabirlerin üzerinden
Eyüb’ün Sultanına gitmişler..
Aslında her şey kendiliğinden olmuş,
Davete icabet olmuş..
2 senelik dersin,
Sıkıştırılmış Mp 5(O)000..hali
Hızlandırılmış turu devran!!
Kardeşin şerefine geçilmiş, durulmuş.
Bu kayıtçı tarafından da kayda geçilmiş,
Okuyanlar da niyet ettiği için,
Bu niyete girenlerde buna dahil olsunlar istemiş..
Ve niyet devredeymiş
O niyet ehlince nasıl sevilmiş, nasıl kabul olmuş herkes bilsin istemiş
Bayram bitmedi, herkesin” bayrami “olduğunu anlasın istemiş
Rahman yağıyor Rahman,
Şemsiyeleri açmayalım(dik 3gen=rahman),
Rahman’a sinelerimizi açalım
Şemsiyemizi ters çevirelim(ters 3 gen=rahim:)
Bismillahirrahmanirrahim..
SİSTEM..................
İnşallah ve aminn
Nur Cihan
http://www.sufizmveinsan.com/sohbet/ilahiturizm.html