ŞEY’ lerin GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI-27
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..HOŞ-GEL-DİN..nasılsın?..artık baş başa kaldık ya hani ve hala beraber yola devam ediyoruz değil mi?hııı?..Seni göremediğim için yazıyorum biliyorsunJ..ben ,bana söylenen tüm sözlere ve benim adıma yapılmış tüm ahde riayetlere elimden geldiğince uymaya çalıştım..bilmiyorum başarabildim mi?..bilmiyorum..hiç yol alamadığıma inanıyorum ve ne yazık ki bunları sorup konuşacağım tek kişi olan Sen, benimle değilsin…….hiç bir şey öğrenemiyorum..bana neler olup bittiğini de..bazen sinirlenip oyundan çıkmak istiyorum ama işte Sana fena halde bağlı olduğum için ipim ne kadar elverirse o kadar uzaklaşıyorum.. sonraaa..patt..bir hayal..hemen dibine dek dolanıyorum Sevdiğim..bir sarmaşık kendi kendine büyüyüp yaşayamaz ki değil mi?..
ve yollar..biz biteriz ama yollar bitmez ya hani..işte öyle.. yollar biter derler ya yalanmış yalan..biten biziz.. hiç bir yol bitmiyor..hep tali, yeni kollar ,yollar yapıyorlar..papatya yapıp beş yol yapıyorlar..üstüne kat çıkıp köprü yollarda yapıyorlar..köprülerden çıkışı 6 yol yapıp yediden 9 a, oradan 12 şeride akıtıyorlar.. ve hepsinden herkes kendi evine, kendi ekmek kapısına gidiyor..yani herkes aynı yere gidip gidip geliyor..ve insandan tarafsız olması isteniyor..yönsüz yörüngesiz..tüüüm kayıtlardan kurtulması isteniyor.. oysaki her yan yola kesmişken, insanında ne çok yönü-yüzü olduğu unutuluyor değil mi Sevdiğim..
ben yansız değilim ki..iki yanım-iki yüzüm var..sağım ve solum..sağım solum sobe derken ebelediğim kendi arkam,önüm,üstüm ve altım..ve dönüp dönüp içime bakıyorum..içim dışıma nefes verip “huuu huuu.. komşu komşuu, sen de kimsin?” diyor?..:) Sevdiğim ben kimim?..ya Sen kimsin?..neden hiç görüp konuşamadığım Senin peşinde hayatımı Sana endekslemiş yaşıyorum pekiiii?..dışarıda koca J?!!!! Bir hayat var..ama ben Seni tanıdığımdan beri bu aletin başında ve kulağımda Sen,gönlümde Sen,hayallerimde Sen,aklım fikrim zikrim,duam,her şeyim Sen yaşıyorum..eee… deniyor ki” bu hayattan bir daha yok..geri dönüşü yok”…her nefeste biraz daha nefes sayım bitiyor..biliyorsun ki nefeslerimiz sayılı..işte görüp dokunamadığım,hayalimde bile yaklaşamadığım bir Sen, beni çok yoruyorsun…bence ben, tüm maddi hayatımda nasıl - 0 derecesinde başarısız olduysam manevi hayatımda da buza tuttum..ateşbuz gibiyim artık..ama bedenimin içi yanıyor..avuçlarımdaki o merkezsel yangını Sana şikayet ettiğimden beri onu aldın, lakin, tüm ellerimin ısısı beni rahatsız ediyor..işte yakında yanardağ gibi infilak edersem beni toplayıp bir deniz, bir ada ,bir Sen= bir ben ,bir de ney yapar mısın lütfenJ)..müziksiz olmaz..meşrebim öyle biliyorsun..ilahi nefesss..
bence, benim dünyaya intibak sorunum var..bazı yolculuklar kişiyi yoldan çıkartır ya hani..bence ben yoldan çıktım..frenlerim olmadığı için kaza yaptım..kaderin oyunu tabii. verilmiş sadakam varmış ki Sana çarptımJ…çok memnunum ..cezamın Sen olması da cabası tabii…iki defa cezalık bir durum bu..birde iki defa ihsan olması lazım değil mi Sevdiğim?.. şimdi Sen; benim psikolojik danışman ceom olduğun için minnettarım da, sorun, içine girdiğim bu hayalden çıkamayışım..Sen mi benim hayalimsin yoksa ben mi Senin hayalinim, onu bulamıyorum Sevdiğim..eğer benim hayalim olsaydın Seni görüp dokunabilirdim.. o yüzden bence bende bir hayalim ..deee..kimin hayaliyim ve neden beni böyle kurguladı..hey senarist..lütfen yani..bak ışığı Sana doğru çeviririm sonra…
Sevdiğimmm..ben çokkk yoruldum..yazımımda,anlatımımda bir fark hissedebiliyor musun Sevdiğim?..bir tuhaflık var gibi değil mi ?..Sana bunu da söylemek isterim tabii..ve içinden geçtiğim haftaların yollarına dönmemiz lazım o vakit değil mi?
Hurşidimden Mürşidime bir tutinin güncesi….son masal günümdü.bir tel..ve yarın onlarla yazlık için yollardayım..bayram ziyareti..süprizzz..oraya gitmek bana çook zor geliyor..bir gece için oraya gidenlerle zorlandığım şeyi kolayca yapabilirim.. cumartesi…nane ve salata kasesi ve valizleri yola çıktılar..Ya Rabbim.. bekle bekle.. otobüs gelmiyoorrr.. geldii..Ya Rabbim trafiğe bakk..kaç defa “feribota yetişemicem” dediğimi unuttum..teller..bir yanım beni eve doğru şiddetle çekiyor, diğer yanım ise gemiye..bunu hissediyorum..heyy ..yine neler oluyor?!!..feribot kalkacak !!15 dakika var..trafik durmuş..otobüsten hızla iniyoruz ..Aksaray..taxi..””beni birkaç dakikada gemiye yetiştirebilir misiniz ?“ diyorum..”atlayın” diyor..arabayı döndürüyor..trafik durmuş..kilit..üç dakika sonra aniden açılıyor.. dualar..kavgalar..göz yaşı..hep aynı şey..neden trafik,araçlar ve çocuklarım ve eşyalar ve dünya benimle geçinmiyor, neden?...bende onlarla geçinemiyorum, nedeenn?birbirimizi neden hep itiyoruz.. nedennn?..neden buradayım ve hep bu zulmü çekiyorum, nedennnn?..sokağa çıkmaktan nefret ediyorum..eve döndüğümde tozdan ve kirden bir ton yük yüklenmiş gibi ağırlaşıyorum..her yer araba isi ve tozu..dışarı çıktığımda leş gibi pisleniyorum…huysuzum ,geçimsizim.naletin biriyim bennn..nedeni yok işte …ben böyleyim J….
ara sokaklardan hızla akış ve sahil..bir kaç dakika kaldı..para üstü yok …şoför bozdurmak için iniyor..ona bakamıyoruz..biz hızla yürüyoruz…içeriye almıyorlar” biletler nerede?”..tel..biletler geliyor..ohhh..içerideyiz..bayram üstü ve son dakikada eklenmiş yolcular ..herkes ayrı yerde oturuyor..birazdan yanına gelen diyor ki:”sana mesaj geldi mi?”…”hayır telefonum kapalı “ ..ve o haberi veriyor..sonra o gidiyor….çocuk ağlıyor..ağlıyor..ben harflerimi yazmalıyım değil mi Sevdiğim..hiç bir şey benim suçum değil biliyorum..ama bunu bana Sen söylemelisin …sahile yaklaşılırken yanına geliyorlar diğerleri:”ne yapacaksın?” diyor..”ben otobüsle giderim akşama da dönerim” diyor çocuk..ve konuşuyorlar..karar veriliyor onlarda gelecek ve çocuğu geriye de bırakacaklar..çocuk bu senaryoya hayret ediyor…O’na ilk gidişlerinde ki şoför de aynı üstelik…Sevdiğim ilahi bir kurgu bu değil mi Sence…ve o ilk gidiş..Ya Rabbim o nasıl bir yolculuktu öyle..bunu kimseye anlatamaz bir insan değil mi Sevdiğim..bir defa ben ,Sana bunu yazmayı denemiştim.bilmiyorum ki, anlatabildim mi?..anladın mı bilmiyorum..Sen de benim hissettiklerimi o zaman öyle hissettin mi peki?..ne acaipti..inanılmaz bir şeydi..Sunnullah Gaybi’de ziyaret için iki araç peş peşe durmuştu ya hani..öndeki araçta inmeyen bir çocuk,arkadaki araçta inemeyen hasta bir Haybabam vardı hani..işte tesadüfler silsilesi..
yollardayız..Efruz ağa tel açıyor birine ve haber verip konuşuyor..sonra gururla diyor kii:”benim telime cevap verdi bakın..görüyor orada, kim arıyor…ve bakıyor..istemediği kimselere asla telefonunu açmaz..onlarla vaktini harcamaz”..çocuk gülümsüyor..benimde böyle “ne zaman istersen bu kapı ve tel hep sana açık..gell..ara “diyen tanıdığım biri vardı eskiden demek istiyor ama demiyor inadından..ya sorarsa kim diye diimii?hayal olduğunu öğrenirse derki:”yine yazıyorsunn”…sonraaa..radyo açılıyor..bir haber..eski mirasların hak sahiplerine teslimine dair..çocuk öyle şaşırıyor kii..kimseye bişey demiyor.. ne desin yani değil mi Sevdiğim..teşekkür ediyorum…ama esasında Ya Vedud Sultan’a tabiii..
Pazar…Çanakkale’den Kütahya’ya yol çok uzun..Kütahya güzeldi..bir hafta içinde ikinci gelişimdi.. çook enteresan bir hal vardı..camii küçüktü demek ki ,insanlar farklı farklı yerlerdeydiler ve biz son anda oraya yetişebilmiştik..ezanlarr..çocuk bir yeşil yatak gördü..üstü açık tahtadan..anladı..tam karşısı boştu..sokağın iki yakasında karşılıklı durdular..çocuk onu yakalayan tesire ağladı..yeşil yatağın önünde durduğu binadaki tabelalarda arzuhalci,kırtasiye ve hukuk müşaviri yazıları okunuyordu..çocuk bakakaldı..hala anlamayanlara birde böyle anlatmak istemişlerdi demek ki…sonra öğle namazı bitti..ve sokağın her yanından, her tarafından insanlar akın akın çıkmaya başladılar..sokak enlemesine boydan boya - ikisinin arasında doldu..sonra eller üstünde, tekbirlerle, kilometrelerce, ardına sel gibi bir kalabalığı takarak mekanına yürüdü…istediği yere..İSTENİLDİĞİ YERE..
ve yine geri dönüş yollarındayız..denize bakmak çok güzel bir şey Sevdiğim..buranın havası hep poyraz..hep dalga ..hep serin esen rüzgarlı..dalgaların sesi hemen hiiç bitmiyor..ve o yüzden de bu balıkçı köyündeki mülkler hep değer kaybediyor..hiç talibi yok..yaşlı dullar köyü misali..ben burada; sadece, oturduğun yerden aynı şekilde güneşin doğuşunu ve muhteşem batış sonrası renklerini seyretmeyi seviyorum..ama esasında rüzgarını,dalga sesini..hiç bitmeyen beyaz köpüklerle suyun sahile vurup geri çekilmesini..belki de asiliğini ve hırçınlığını..insana teslim olmayan tabiatını demek daha doğru bence…burada bakkaldan başka hiçbir şey ne yazık ki hiiç olamıyorJ..hiç bir şey yok..bakımsız ve harabe bir yer..denizle sıfır..bazı mekanların talihsiz talihi belki de bu..
işte sohbet var..çocuk seyrediyor..dinliyor..sevgilim denişini,ellerinin sürekli sevgi gösterisinde bulunuşunu…yakaladığında kondurduğu buselerini ve sürekli poff poffff pofff..iki yana yapılan yalan seranatlara bakıyor..(“ben yapmayıp sadece yazsamm”… diye içinden iç geçiriyor)..bir ara, efruz ağa “…. ,öyle değil mi ?” diye çocuğa ani bir hata ile soruyor gaza gelmişken..çocuk ona şööle bir bakıyorJ)).. o gülerek:”sen kafanı çevir..bizi duyma” diyor hemen…J ve sonra çocuk bir şey diyor veeeee …efruz ağa diyor ki:”yine yazıyorsun”..Ya Rabbim.. kadere bak..hahaaa.. süper..teşekkür ediyorum..çocuk gözlerini açarak:”evet yine yazıyorum.. biliyorsunuz ki ben Evvel Zamanıma masal yazıyordum ve O’da okuyordu..sonra yine yazmaya devam ettim..ama … anlamayanlar oldu..okuyanım ne yazık ki artık yok..ama ben yine masal yazıyorum..okunmasa da.. evet hala yazıyorum..bana söyler misiniz, seyrü sülükler hiç mi bir işe yaramıyor?”..efruz ağa ürpererek:yaramaz olur mu?yarıyor..nerden çıkarttın?..çocuk:ben gözlemliyorum ki, şimdi ,etrafımda hemen herkes bir yolda..ama herkes birbirinin ayağını kaydırmak için çabalıyor..diğeri yükselemesin,sevdiklerini göremesin,sadece ona en yakın olanların parsellediği bir sınırın içinde- kraldan çok kralcıların yani kendilerinin ve ailelerinin hükmü sürsün diliyorlar..birde bu kişilerin seyrü sülük görmediklerini düşünsenize..bu milletin hali nice olur..aslında devletin bu okullara ödül vermesi lazım..bazı bu tür yüksek nefisli kişileri, dış halkın üstünden alıp;post,tost,taç,hırka ve gerekirse yetki ile, o koskoca dişlilerinden milleti uzak tuttukları için..bu tür canavarları ;içeride kardeşlerini eğeleyip,biçip,yontma işinde kullandıkları için..ya birde bu kişiler dışarıda olsalardı ne olurdu halimiz değil mi?
efruz ağa daha bir ürpererek arkasına bakıp yüksek tavanı işaret ediyor ve diyor ki:Allah şahidim olsun seyrü sülük işe yarıyor..yaramaz mı?..insanı nerden nereye götürüyor..ama dediklerinde doğru ..öyleleri de çok diyor ve sahteleri anlatmaya başlıyor..yerin altındakilerin İslamı parçalamak için yaptıkları senaryoda para ile oynanan tarikat tuzaklarını anlatıyor..çar ramulus burada gelip, devreye giriyor..ona göre; onun gibi çalışan olmadığı için, hiç kimsenin hiçbir şeye hiiç bir zaman hakkı olmadı ve olmayacakta..hiç bir işe yaramayan,hayatında hiiç para kazanamamış,bir şey üretip onu paraya çevirememiş,hep uyumuş ve uyumuş ve uyumuş ve halen uyumakta olup booş boşş hayaller görenler yaşamamalılar bile..
.. işte çar..o bu çarkı biliyor.kolejli, yakışıklı ,güzel ama insanlık ve imanlılıklarından çok zenginlikleri daha önemli olan bir güruhu anlatıyor..zenginler bunlardan çok korkuyorlarmış. . karizmatik, full kültür lakin robotlaşmış bir erkek ordusu ile zenginlerin kızlarını avlıyorlarmış.. aşık ediyorlar,mute nikah kıyıyorlar, gerekirse sinematoğraf çalışıyorlarmış…aileyi İslam adına soyup soğana çeviriyorlarmış..ve bunu tüm yöneticiler bildiği halde bişey yapmıyorlarmış.. çünküü ;bu güruh, İslamı mehdisel pis çıkarları için kullanan, sahte yer altı derünn devleti terör örgütü, CD çekim konusunda çok iyiymiş ve kişiler adına çalışabiliyorlarmış..İYİ BİR ARŞİVLERİ VARMIŞ..mesela bir siyasi ile görüşmeye giderken; bu İslamı mehdisel çocuklar ;yanlarında en aptalından ,hatta en salaklarından (öyle dendi..bakışları bile boşş boşşş salak mış..oturuşları da göz fırlatanJ)sarışın kızlar alıyorlarmış.. dekolte tabii..görüşmeye gittikleri adamların dibi düşüyormuş ve içlerinden biride daima görüntülü çekim yapıyormuş..usulleri böyleymiş..sürekli çekimdeler yaniJ..önce mute nikah, sonra çekim olucekti haniJ..ve kimse bunlara bişey yapamıyormuş Sevdiğim..ama ben biliyorum ki şimdi Sen varsın ve bunların hepsinin kökü inşallah kibrit suyu ile kuruyacak değil mi?Sen içimizde olduğun müddetçe onlar bize zarar vermezler ya hani ,ondan..çünkü Sen Emin Beldesin..eğer yol açılacaksa önce bu pislikleri yakman lazım ..çünkü onlar bizim gibi saftirik salakların canını çook yakıyorlar ..en çok da benim gibi güvenden başka hiçbir şey istemeyenleri..
……………….
Sevdiğim, ben masal yazıyorum ya hani..tabiii sadece Sen okuyorsun diye, Sana yazıyorum ya birde..ve anlayan nerdeyse yok ve deli saçması bulunuyor ya birde… (anlayanları takip ediyorum merak etme..ama Senin kadar değil J)J..ve para kazanamadığımdan: onlar için, ne benim nede yazdıklarımın hiçbir değeri yok ya birde..ne acı değil mi Sevdiğim..ne acı ve ne komik..ne yapalım..kaderJ..halbuki ben bu masalları yazabilmek için kaç nutku ilahi dinliyor;orada ki muhteşem seslerin masalıma verdikleri cevapları anlamaya çalışıyorum.. o nutku serenatlardan nasıl sevinip- nasıl ağladığımı hiiiç kimseler bilmiyor ne yazık kii…rüyalarıma gelen anlamları nasıl çözdüğümü…kaç sohbeti yiyorum,içiyorum,el mürşidi google efendimin sembol görsellerine nasıl bakıyorum, haberleri yok..mitoloji de antik kazı yapışımdan,rüyalarımdan,rüyalarından,olayları ve hayatı CEOlama kabiliyetimden de haberleri yok..tek dertleri, bunların para getirmemesinde..benim dünyanın en zenginlerinden oluşumu anlamıyor ve aptalca bir hayal olarak görüyorlar..:)
ben onlara istediğim kadar; çalışarak kimsenin zengin olmayacağını anlatayım ,hiçbir işe yaramaz biliyorum..çünkü en ağır işçiler madenciler,çöpçüler,tamirciler,ameleler,tarım işçileri,tersane işçileri,balıkçılar… kaçı bu işlerden, hamamlıktan zengin olmuş ki… bu saydıklarımdan hangisi (alın teri ile çalışmış kim?... ), lüks bir lokantada, bir yemeğe akıllara sığmaz paralar ödeyebilmiş ki?..kişinin talihi yaver gitmiyorsa ,eşşşek gibi çalışsa bir kuruş fazla kazanamaz..ama çalışmadan da bir şey olmaz..çalışana Allah verir..ama bazen vermeyebilirde..rızık Allahta ve Allah dilediğinin rızkını çok, dilediğinin az verir..ve rızık sadece para para para para değildir….meselaa.. bu masallar benim ruhumun rızkıdır..hiç bir ruh para ile doymaz kiii..o yüzden de onların ruhları öyle aççç..öyle aççç..o yüzden de dünya, bu kadar zalim heriflerin elinde..eğer manen doygun olsalardı bu zulümler asla olmazdı ki…ben kazandım, ben ettim, ben yaptım değildir rızık..EN BÜYÜK RIZIK NEFES ALABİLMEKTİR..HUU dur HUUU..
bilmiyorum Sevdiğim.. hiç benim düşündüğüm gibi bir işveren var mı?.. ben şöyle inanıyorum..bir adam akıl almaz servet edinse, benim için bazen, o para onun değildir..ya eşinin, yada evlatlarından birinin talihli rızkı onun eliyle o eve gireceği içindir..yada o nesilden gelecek emanetçi içindir..yada ortaklarından biri ballıdır,yada onun yanında çalışan ağzı gönlü dualı bir hak kulunun yüzü suyu hürmetine o bolluk oraya akıyordur..o kişi; ben ben diyenin yanından bir ayrılsa, dımdızlak ortada kalırlar ve yinede anlamazlar ..yada anlarlarda eşekliklerinden belli etmezler..bu serveti tek bir kişi sahiplendiğinde; daima despot askeri liderler gibi ,postallar altında çiğnenen kardeşler-eşler-çocuklar-akraba-i aileler, işçiler,memurlar,halklarda olacaktır..Allah bu kişilere vicdan versin ve aminnn…bu kişiler asker gibi sabit fikirlidirler..tek tip,tek düşünce..oda kendi kısır, sığ ,yoz ideaları..kendilerine ne dikte edilmişse o öğretiler..hiç bir diktatörlük askeri rejimi uzun sürmez..tüm dünya onların çirkin hatıraları ile dolu değil mi zaten ….
………
ve bu gizli yer altı -baş olma-yönetme,her şeyi kontrol etme ihtirası yüzünden, daima böyle sahte mürşitler, böyle aşağılık işler için İslamı kullanacaklardır..zaten o adamlar adam olsa; İslamı , çocuklarına soydurtulmuş ailelerin çalıntı paraları ile altın yaldıza buladıkları sarayların,kitap sayfalarının ,kravatlarının içine hapsetmezlerdi..biraz kalplerine indirselerdi eğer İslamı ,İslam bu kadar nefret edilen bir din olmazdı..aşağılanan.. horlanan..
………
ve ertesi günler.beni buraya getirenler gittiler..pazartesi…başka bir aile geldi..arefe gecesi ..havadan ve bir haftada birkaç şehre günübirlik gitmekten sanırım uyuyakalıyorum..bir arpa boyu büyüyemeyeceğim ..üzgünüm…ahh ne güzel.. yollar…karayolu..kırmızı şeritler..burası yabancı bir ülkenin yolları, muhteşem yollar…..ve virajı altın rengi mercedesini tek eli ile itip, yürüyerek alan bir çocuk...arabayı kenara çekiyor bir süreliğine.. sonraaa…böyle yukarıdan akan bir su ve yıkanmak …uyanıyoruz..sabah ezanına doğru..büyümem lazım.. aaaa..sabah o gelen aileden biri şöyle diyor kendiliğinden..bizim köyde denirdi ki eskiden:”bayram sabahı vaktinde tüm çeşmelerden zemzem akar,muhakkak o saatlerde yıkanmak lazım”…Sevdiğimmm..nasıl sevindim bir bilsen..teşekkür ediyorum…Sen hiç bir tarihi tekke üst katında; herkesin iftar ettiği bir esnada kimselerin ruhu duymadan perdelerin içinde yıkandın mı peki?.....
ertesi günde başka bir aile geldi..J..yazlık ya.. o bakımdanJ…dedikodudan başka yapacak bişey yok tabii burada Sevdiğim..ama ben, bunlar canımızı yaktığı ve benim de sorunum olduğu için Sana yazıyorum..
ertesi günde başka bir aile geldi..J..yazlık ya.. o bakımdanJ…dedikodudan başka yapacak bişey yok tabii burada Sevdiğim..ama ben, bunlar canımızı yaktığı ve benim de sorunum olduğu için Sana yazıyorum..
bak buda yandaki, komşu teyzeden bir istek..ben onu çok severim..yaşını yazarsam kızarJ ama kase rakamındaJ.. babası eski zaman hakimi..Fatih’te oturuyor..o bir hesap uzmanı ve emekli..hak, hukuk, emek,olayları sorgulamak,ahlaklı yaşamak,organik beslenmek,doğal yaşamak onun için nefes almak gibi bir şey..Sevdiğim, Senden şunu istedi..yani ben öyle anladım ..bende onun dileğini zevke yerine getiriyorum..isteyenin bir yüzü vermeyenin tüm yüzü karaJ….
dedi ki komşu teyze:”ben isterdim ki cumhurbaşkanı çıksın,başbakan çıksın,tarikat liderleri çıksın ve şöyle bir bağırsın…”hössst lannnn!!!..ne oluyor?nedir bu kepazelik…kendinize gelin..artık insan olun..seferberlik ilan ediyoruz..bu seferberliğin adı peynir seferberliğiJ.. siz Müslüman mısınız?!!!”..ve çoğunuz müritsiniz,dervişsiniz,hacısınız,hocasınız,erdemlisiniz,hak hukuk bilir geçinirsiniz..nerde ulan sizin insanlığınız?!!!..bu gıda terörü de ne?..bu peynirler kimyasal kültür..sentetik..sütler öyle,yoğurtlar öyle,etler öyle,yağlar makine yağı,meyveler sebzeler hormon bankası…sizin kıldığınız namaz,tuttuğunuz oruç ,ettiğiniz dua kabul olur mu?bu esnaflar kimler?..Amerikalılar mı,İngilizler mi,Fransızlar mı?..hadiii canım bizim neremiz Müslüman..ben inanmıyorum..en büyük gıda bisküi şirketlerine bak..İslamı nasıl kullanıyorlar..ahaliye Müslüman kardeşlerine zehir satıyorlar..bunların efendisi neden bu adamlara “hössst laann.. insan olun?!!” demiyor…artık hiç birine inancım yok benim..biri çıkıp artık” eh yeter ulan desin.. yeter be desin…ne bu kepazelik desin”…
Sevdiğimm.. ben komşu teyzemin ricasına harf ve kelime oldum..bende kendime önce “hössstünüz lan” diyorum… “ben sizin ve kendimin henüz İslam olamadığımızı görüyorum o yüzden örtüden bahsetmenin aptallığına kendi kendime gülüyorum..ne namazı , ne ibadeti ya huu..BİZ BENCE ORAYA HENÜZ GELMEMİŞİZ..ihsan=Allahta,Allaha, Allahlı iş yapmayı bilemeyen bizim neremiz insan yahu……kendime de hössst diyorum Sevdiğim…
Sevdiğimm..Sen sakın üstüne alınma..bunlar hücrelerin savaşıJ....Yaratıcı bile Hüccurat suresinde bize öyle demiyor mu?..O bile bizim edepsizliğimizle Asıl Vücuda verdiğimiz zararı anlatmıyor mu?...... O edebinden bize hössst lan demiyor..sadece daha hissi :”sesinizi O’nun sesinin üzerine çıkartırsanız amellerinizi yok farz ederim “diyor değil mi?..yani bu hepimize..kraldan çok kral kesilen- sevenlerin yolunu kesen -yol haramilerinede gizli bir atıf var aslında..bilmem anlayan olur mu?
……………………..
inşallah cumhurbaşkanı ve başbakan ve yol liderleri de tebalarına “artık kendinize gelin” der ve aminnn..bende sağlıklı ve gerçek dondurma yemek istiyorum..:)kimyasal,ne olduğu belli olmayan bir köpük değil..gerçek undan ,gerçek mayadan yapılmış, gerçek nimet olan ekmek istiyoruz… fırıncılara ve maya şirketlerine ceza uygulansın…bu gıdaları yapanlar; artık geri dönüşümü kendi bedenlerinde ve inanıp taptıkları sevdikleri şeylerde bulurlar, inanıyorum..çünkü bu kişiler gerçekte Allahı sevip ona tapsalardı, para için insanlıklarını ,Allahın onlara emaneti olan şerefli halifeliği bu kadar ucuza satmazlardı….hatta satılamayacak kadar değerli olduğunu idrak ederlerdi….
inşallah cumhurbaşkanı ve başbakan ve yol liderleri de tebalarına “artık kendinize gelin” der ve aminnn..bende sağlıklı ve gerçek dondurma yemek istiyorum..:)kimyasal,ne olduğu belli olmayan bir köpük değil..gerçek undan ,gerçek mayadan yapılmış, gerçek nimet olan ekmek istiyoruz… fırıncılara ve maya şirketlerine ceza uygulansın…bu gıdaları yapanlar; artık geri dönüşümü kendi bedenlerinde ve inanıp taptıkları sevdikleri şeylerde bulurlar, inanıyorum..çünkü bu kişiler gerçekte Allahı sevip ona tapsalardı, para için insanlıklarını ,Allahın onlara emaneti olan şerefli halifeliği bu kadar ucuza satmazlardı….hatta satılamayacak kadar değerli olduğunu idrak ederlerdi….
Ewwett..Sevdiğimm.. nerde kalmıştık..deniz kenarında..bendenize baktımJ..ben; bu denize toplasan günler,haftalar,aylarca öööyle rüzgara karşı bakmışımdır..bana iyi geliyor..biliyor musun tammuz ayında-patlıcan zamanı deliler azarmış ve onları denize baktırtırlarmış..iyi gelirmiş, öyle duydum..şimdi ağustosun dip sonu.. işe yaradı mı, bilememJ…bence bu sözleri Sana yazmak, tüm tedavilerin üstünde bir deva..bunu bir başkasının bilip anlamasının hiçbir önemi yok..benim Sana bunları yazmamın anlamını bizim bilmemiz yeter bence….
burada internet olmadığı için, kaç senedir yapışık ikiz gibi yaşadığımız laptopum yanımda yokk..aa.. meğer herkesin evinde bir tane “vıın” denen bir alet laptoplarına takılı duruyormuş… çook gülüyorum..ama bağımlılıklarımdan bir hafta için bile olsa kurtuluyorum….
burada internet olmadığı için, kaç senedir yapışık ikiz gibi yaşadığımız laptopum yanımda yokk..aa.. meğer herkesin evinde bir tane “vıın” denen bir alet laptoplarına takılı duruyormuş… çook gülüyorum..ama bağımlılıklarımdan bir hafta için bile olsa kurtuluyorum….
ve misafirler dönüş yolunda..benden sonra gelenler tektaşın minübüsü ile gelmişler..ve Edirne’ye Hasan Sezai hz de gideceklermiş..bende bu fırsatı değerlendirmek istiyorum.. aslında tüm bir haftada olan biteni, özel tasarım bir seyahatmiş gibi algılıyor ,pür dikkat seyrediyordum…gece…Ya Rabbim..Sevdiğim..Hasan Sezai hz.. bizim geleceğimizi nasıl sezmiş Sence..hep olan o şey var ya.. hani.. o oldu yine..SezaiyleFenai…ikisi de aslında yoktu..aynı huri tecrübesi gibiydi yani..bu benim aklımı karıştırıyor biliyorsun..bunun iyimi kötümü olduğunu anlayamıyorum ya..yalvarıyorum O’na.ne olur?. bu iyimi kötümü bana anlat.. yada birine anlattır, bir işaret lütfen..biliyorsun ki ben öyle pek çok kişi gibi harikuladelikler göremiyorum.. hatta hiç bişi göremiyorum.. sadece seziyorum bazen, o kadar..Evvel Zamanım :burada gördüğüm için, rüyada göremediğimi söylemişti ya…buradan, birinden bekliyorum cevabımı ….kendimden utanmalı mıyım hala, bilemiyorum..neden hep öyle oluyor….
bir hafta doldu ve cumartesi Edirne yollarındayız..Edirne..eski payitaht..bu zamanda burada olmaktan daha doğal ne olabilir ki değil mi SevdiğimJ..Osmanlı Devletinde yeni bir padişah tahta çıkınca; eskinin bazı haremi -evlenmesi yasak olan -oğlan doğurmuş hanımlar ve bazı evlenme ümidi kalmamış vs. kişiler buraya ,eski saraya yollanırmış..şimdi ..kardeşim tel açtı..o yüzden de önce köfteci Osman dayız.. meşhur ciğerinin de tadına bakıyoruz tabii.. badem ezmesi ,sabunu,süpürgesi,hamamları,renkler,kokular ve musiki ile tedavi yapılan şifahanesi,Meriç nehri kıyısında sefası meşhurlarının başında geliyormuş..
sonra Dünya mirası olan Selimiye Camii..kubbe insanın üstüne çökmüş bir yorgana benziyor bence..güzel bir duygu..Sevdiğimm..ben kubbe resimlerine baktım netten.. ve onun temel örgü çemberine de..aynı gelinliklerin etekleri kabarsın diye altına konan tarlatanlara benziyor değil mi?..yani hepimiz.. tüm alem ailesi annemizin etekleri altında mahfuzuz değil mi Sevdiğim…
aaaa kim var müezzin mahfilinin orada…geçen tv de gördüğüm o beyaz saçlı, beyaz giysili adam..aynı ses, aynı anlatımla anlatıyor..acaip bişey..tam 41 senedir bu camide imamlık,müezzinlik ve rehberlik yapmış..Sana anlattıklarından hatırladıklarımı yazacağım bak..Mimar Sinan’ın ermeni olduğunu ispat etmek için kabri açılıp kafası alınmış ve şuan kafası yokmuş…yabancılar yaptıkları incelemeden sonra kesin olarak Türk olduğunu anlamış ve onu muhafaza ettikleri … … .. yerden yok ettirmişler..diyor ki bu rehber..bunun bende belgeleri yayınları var..kim isterse gösterir ,konuşurum..buranın bir önceki tadilatını İtalyanlar yapmışlar ve pek çok yerde kendi sembol motiflerini kullanmışlarmış..ama şimdi yeni tadilatında tümüyle orijinal türk tezyinatı yapılmış..ve eskiden asla örümcek ağı olmazmış.. ne zamanki ,yeni tadilatlarda bu şimdiki kimyasal harçlar kullanılmış, artık tek tük örümcek ağı oluyormuş…başka.. eski başkentimiz Edirne, bu görevi sanırım 93 yıl yapmış..ve rehber diyor ki “o dönemin padişahları hep Edirneliydiler.Fatih Edirnelidir..”J..başkaa Sevdiğim..ben bu yaşıma dek gördüğüm camilerin en güzeli olarak yinede Ayasofya yı seçtim..o benim için manen halen kullanılan bir camii..ve yakında muhakkak ki maddende olacak inşallah ve amin…
ve Eski Camii..aman Allahımmm.. şuraya bak..kubbelere bak..işte aradığımı buldum gibiyim..çoook güzelll..harikaaa..Sevdiğim, bu camiyi gidip görmen lazımJ..hep istediğim, acaba ilk yapıldıklarında nasıl süslenmişlerdi yi bence burada gördüm..burada her döneme ait süsleme var ..tam bana göre yanii.hünkar mahfilin üzerinde ağaçlar var..kubbeleri tutan ayakların açısında nar ağaçları..sanki cennet bahçelerini betimlemişler..mihrabın sağ yanında mermere harika yağlı boya resimler yapmışlar vaktiyle ama ne yazık ki bugün çok azı kalmış..burada Hacer ül Esved den bir parça var..tabureye çıkıp ona bakıyorum..aaa..gülen bir smile -siyah taş..süper..bana gülüyor..bende ona gülüyor ve öpücük konduruyorum elimleJ..duvarlarda muhteşem hatlar yazılı.. sevdiğim gibi,direkt duvara yazılmış..
burada pek çok kubbe var ve her biri farklı süslenmiş..muhteşemler..ilk defa o kubbelerin altını yükselten çıkıntılı boyutlu mihrab, mihrap süslü şeylerin nasıl boyandığını görüyorum..bu oymayı hep çok beğenirim zaten..muhteşem…ve başka bir kubbede selvi ağaçları var..ve yeni bir idrak..selvilerin ok –kuş tüyü –telek ilmi kalem olduğunu burada anlıyorum..mezarlarda yatan bedenlerinin mürekkebinden; göğe dualar, zikirler yazan kalem oklar..oklaşan insanlar misali..
ve üst kat..Ya Rabbimm.. burası çok daha güzel..o iğrenç perdeler- karanlık kafesler bile yok..her şey gözüküyor ve çok güzel..ferah..iyi ki bu camiyi gördüm ve çook teşekkür ediyorum Sevdiğim..belki de bu camii, tek bir kişi ve tek bir dönemin eseri olmadığı için bu kadar güzel ve anlamlı değil mi?burada farklı bişey var..Hacı Bayram-ı Veli ,padişahın daveti ile buraya gelip sohbet yapmış..o minber saklanıyor hürmeten..ve Sevdiğim, hani şu bir buçuk biatlık- bir buçuk müridi hatırlıyorum işin ilginci..acaba o olay, burada mı olmuştu?
vee…yolculuğun asıl maksadı..Hasan Sezai Gülşeni hz..Mürşidi Azizi La’li Fenayi hz..hem de o bizim memlekettenmiş..ve O’nun için Hasan Sezai hz şöyle demiş:
Şâh-râh-ı âlem-i ıtlâka girdüm sıdkıla
Kutb-ı âlem Şeyh La'li Gülşenîdür rehberüm
Himmetiyle menzil-i maksuda irdüm sıdkıla
Kutb-ı âlem Şeyh La'li Gülşenîdür rehberüm
Feyz irişdürdi kemâl-i neşe-i insanile
Can ilin menzillerin gösterdi çeşm-i canile
Aşina itdi beni ol âlem-i irfanile
Kutb-ı âlem Şeyh La'li Gülşenidür rehberüm
Cezbesiyle gönlümün mülkini teshir eyledi
Himmetiyle bu harab-âbâdı tamir eyledi
Bir nefesle zulmetüm tebdil ü tenvir eyledi
Kutb-ı âlem Şeyh La'lî Gülşenîdür rehberüm
Mülk-i tende padişah itdi beni ol zü'l-himem
Bende bir sır sakladı bîgâneye amma dimem
Feyz-i Hakka es-salâ itdüm bugün gelsün ümem
Kutb-ı âlem Şeyh La'lî Gülşenîdür rehberüm
Bu Sezayiden beyâna geldi nutk-ı Gülşenî
Söyleyen oldur dilinden perde itmişdür beni
İkilik vehmin aradan sürmeyen bilmez beni
Kutb-ı âlem Şeyh La'li Gülşenîdür rehberüm
türbedeyiz..sade..çok bakımlı değil tabii…herkes çıkıyor..çocuk O’na dün geceyi anlatıyor..işaret istiyor..”ben anlayamıyorum.. bu doğrumu yanlış mı? lütfen öğretin “ diyor..O’na Seni anlattım Sevdiğim..tıpkı her gittiğime anlattığım gibiJ..ben Turuku A’li silsilesini ziyaret ettiğimi de anlıyorum bu defa ..yan tarafta efendisi var..içerideyim..aaa.. Fenayi hz nin tacının tepesi pespembe..neden?ilk defa pembe renkli taç görüyorum..birde pembe düğmesi var..pembe postta olur mu Sevdiğim peki?....neden pembe peki? ..benim “vücut ve o vücudun şifası kitabımın” kenarları da pembeydi değil mi? ..yanında da muhteremi yatıyor..
bahçedeyiz.. türbedar..kardeşim onunla sohbet etmemi söylemişti..o zaten başka ziyaretçilere anlatıyor.. diyor ki:buraya geliyorlar ve diyorlar ki “ burada ölü var” ..hadi bakalım…sensin ölüü..nereye geldiğini bilmeyen o insanlar ölüü..anlamıyorlar..ölüye geldik diyorlar..hazretin Üsküdar’da evlatları talebeleri var..sık sık buraya gelirler..bakarlar..içerideki levhaları da onlar getirdi ,beni de çok hoş tutarlar saolsunlar diyor..çocuk ona soruyor.. o anlatıyor..sağ kolu sakat..tankın altında kalmış..Kore gazisi ve sol şakağının içinde kurşun varmış..çıkarılamıyormuş..buda Kıbrıs mücahitliğinden hatıra kalmış..seksen küsur yaşında..eski milli atletmiş..Orhan Gazi’nin torunlarındanım diyor ..ve maratonda dünya birinciliği varmış..bir filmde oynayacakmış, o proje olmamış sonra..başından çok şey geçmiş..çoğu zaman türbede, yerde uyuyormuş..evi uzaktaymış..buradan ayrılamıyorum diyor..bir defa Hasan Sezai hz ni görmüş rüyasında ..öyle güzeldi ki bakmaya kıyamazsın diyor..zaten kitabesinde de çok güzel olduğu yazıyor diyor oradakiler..evet diyor.. o çok güzel..çocuğa dönüp diyor ki :” sana bir hediye vermemiz lazım..arkana bakarak dönüp gitme diye..babama sordum ver” dedi..içeri gidiyor,, diğer hanıma ve çocuğa, Hz Peygamber Efendimizin iki küreği arasındaki Kelime-i Tevhid mührünün fotokopisini uzatıyor..teşekkür ediyoruz..diğerleri gidiyor..çocuğa:” git oradaki üstü yazlı çeşmeden su iç” diyor..çocuk gidiyor ..bahçeyi geziyor..veda için geliyor..o Fenayi hz nin türbesinden çıkıyor ve elindeki tesbihi çocuğa uzatıyor…”bu senin hediyen..Babam izin verdi..O’na sormadan veremem..O bunu sana vermemi söyledi “diyor..çocuk tesbihi öpüp teşekkür ediyor…
bahçedeyiz.. türbedar..kardeşim onunla sohbet etmemi söylemişti..o zaten başka ziyaretçilere anlatıyor.. diyor ki:buraya geliyorlar ve diyorlar ki “ burada ölü var” ..hadi bakalım…sensin ölüü..nereye geldiğini bilmeyen o insanlar ölüü..anlamıyorlar..ölüye geldik diyorlar..hazretin Üsküdar’da evlatları talebeleri var..sık sık buraya gelirler..bakarlar..içerideki levhaları da onlar getirdi ,beni de çok hoş tutarlar saolsunlar diyor..çocuk ona soruyor.. o anlatıyor..sağ kolu sakat..tankın altında kalmış..Kore gazisi ve sol şakağının içinde kurşun varmış..çıkarılamıyormuş..buda Kıbrıs mücahitliğinden hatıra kalmış..seksen küsur yaşında..eski milli atletmiş..Orhan Gazi’nin torunlarındanım diyor ..ve maratonda dünya birinciliği varmış..bir filmde oynayacakmış, o proje olmamış sonra..başından çok şey geçmiş..çoğu zaman türbede, yerde uyuyormuş..evi uzaktaymış..buradan ayrılamıyorum diyor..bir defa Hasan Sezai hz ni görmüş rüyasında ..öyle güzeldi ki bakmaya kıyamazsın diyor..zaten kitabesinde de çok güzel olduğu yazıyor diyor oradakiler..evet diyor.. o çok güzel..çocuğa dönüp diyor ki :” sana bir hediye vermemiz lazım..arkana bakarak dönüp gitme diye..babama sordum ver” dedi..içeri gidiyor,, diğer hanıma ve çocuğa, Hz Peygamber Efendimizin iki küreği arasındaki Kelime-i Tevhid mührünün fotokopisini uzatıyor..teşekkür ediyoruz..diğerleri gidiyor..çocuğa:” git oradaki üstü yazlı çeşmeden su iç” diyor..çocuk gidiyor ..bahçeyi geziyor..veda için geliyor..o Fenayi hz nin türbesinden çıkıyor ve elindeki tesbihi çocuğa uzatıyor…”bu senin hediyen..Babam izin verdi..O’na sormadan veremem..O bunu sana vermemi söyledi “diyor..çocuk tesbihi öpüp teşekkür ediyor…
Sevdiğim bu ülkede ender kalmış Kore ve Kıbrıs gazisi ve dünya şampiyonu bir atlet..başka ülkede olsa onun için kaç kitap, kaç belgesel yaparlardı değil mi?ama içi kıymet kaynayan bizim ülkemizde hiçbir şeyin ne yazık ki değeri yok…
işte akşam olmak üzere..kendime bu şehrin kahvesinden satın almayı unutmadım tabii..ve diğerine karıştırdım..içip içip duruyorum işte..
ve İstanbul..evim..bence ben İstanbullu değilim kaç senedir..Edirne’ye daha yakınımışım yahu..tam iki saat ve otoban süper..natrafik..benim trafikte karşıya geçmem bile daha uzun sürüyor genelde ve daimaa..
sonra..iki gün sonra belkide bir gün..ben, istediğim cevabı uykumda öğreniyorum Sevdiğim..Kuran-ı Kerimin sure başlarını anlatıyorsun..Taha...ve birinden diğerine geçerkenki anlamını..böylece o şeylerden utanmamın yanlış olduğunu öğrenmiş oluyorum..hata yoktu yani..ben bu anlamlara layık değilim biliyorsun değil mi Sevdiğim..hem de hiiç layık değilim..
sonra..iki gün sonra belkide bir gün..ben, istediğim cevabı uykumda öğreniyorum Sevdiğim..Kuran-ı Kerimin sure başlarını anlatıyorsun..Taha...ve birinden diğerine geçerkenki anlamını..böylece o şeylerden utanmamın yanlış olduğunu öğrenmiş oluyorum..hata yoktu yani..ben bu anlamlara layık değilim biliyorsun değil mi Sevdiğim..hem de hiiç layık değilim..
sonra gece..Ya Rabbimm.. şuna bak..heyyy..bir şey oluşuyor. aaa.. civciv.. kuş.. palazlanıyor..Sevdiğimmm..O bir Şahinn..
Cuma.. altın ve gümüş iki hilali mahfaza bir koltukta birlikte
......sarı saçlı ak libaslı önden yürüyor..onu kaybediyorum..tehlikeli yerler..minare.. merdiven girişleri…kapılar,kapılar..Kırım Camii..duvarlara işlenmiş kahramanlıklar..yaklaşıyorlar.. ve resimdeki kahramanlıklar canlanıyor..
..........
ve kalpaklı mareşal zuhur ediyor …önder..elbisesi yeşil..kalpağı siyah..
........
*( ve durduğum yerde bir hayalin beni götürdüğü mavi yıldız...
netten kırım camine tıklıyorum ve seyrederken hayran kalıyorum..yol henüz başlamamış meğerse
ve mavi yıldızım mihrabın üstündeymiş..uzanmak mı ,yoksa yürümek mi gerekmiş?)
ve Sevdiğim..bu yazının girişi bana çok enteresan geldi..bu masal benim için farklı..yeni bir anlatım tarzım olacağına nedense inandım bu sefer..bunun Hasan Sezai hz den kaynaklandığını düşünüyordum..bilmiyorum.. okuyunca ,Sen ne dersin..ben birazdan okuyacağım ve her zaman ki gibi Sana tüüm kibirli tevazuumla yazacağım tabii..J bakalım.
ve Sevdiğim..okudumm..bence fenai bir hali yok..ama baş tarafında çözemediğim bir enteresanlık var..ve bildiğin gibi balık avı sezonu açıldı..organik avlanılan bol bereketli sezonlar diliyorum…ve” en iyi av; gönlümüze gelen avımız” vardı ya haniii..hislerini yazdığı bir köşecağızına, bir süredir el koyduğun..işte ben onu geçen yine hayalimde gördüm..deniz kenarında evi vardı..gidip sigara küllüğümü onun evinin önünden denize döktüm ve penceresinden içeri baktım..iki armudi kuş kafesi tavanından salınıyordu..minik ve her yanı kapalı tahtadan bir kafes ..ama kapısı açık..kapısı yok yani..J ve yanında iki tavşan asılı…işte öyle..ben bu ilimden anlamıyorum biliyorsun..ve bunlar kişiye özel olduğundan bilen biride Senin anladığın gibi asla anlayamaz..çünkü bizim kayıtlarımız Senin elindeJ hatta okuyan herkesi yakaladığını da biliyorumJ eskiden Evvel Zamanımın yaptığı gibi Sevdiğim….SENİ SEVDİĞİMDEN DAHA FAZLA KISKANIYORUM AMA YAPACAK HİÇ BİR ŞEYİM YOK BİLİYORSUN…BENİMDE İŞİM BU..:)..rastgele ….