5 li sistem..osiris-isis- RA-set-horus |
99 ACVE HURMASI (akik
taşlarının) MASALI 60
Yarım bırakılan masalın laneti. Eski Türklerde öyküsünü yarıda bırakan anlatıcı, görünmez güçler tarafından cezalandırılır, hatta bunu yaşamıyla ödeyebilirdi. (alıntıdır)
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..en son eski yaşıma ölüp yeni yaşıma dirilmiştim ya hani,yeni yaşıma alışamadım..kendimi kupkuru hissediyorum .. yaşlanmak istemiyorum lakin bugünkü aklım ve tecrübelerimde ne yazık ki gençken yoktu..o zaman çok daha genç,güzel fakat içeriğimse bomboştu.. şimdii.. bakalım mı nasıl bir haftaymış..
ilk evvela bir kez daha ZAMANIN DAİREVİ BİR SARMAL YÜKSELİŞ SEYRİ olduğunu anladım..resmi şöyle:bir daire düşün..biz merkez noktasındayız .. amma akreb ve yelkovanı her daim seyr halinde dönüyor..ve ben tam 7. senedir Sana, hemen her hafta rüyalarım da dahil yazdığım için,bu SEYRÜ SEFER KAYITLARINDAN, içinde bulunduğumuz bu zamanın dairevi halini de çok kolay anlayabiliyorum..her sene aynı dönemlerde, aynı sembollerle, aynı rüyaların bir değişik versiyonunu görüyorum.hangisi çözülüp o zamanın tekamül idrak çarkını bitirmişse, artık o anlamı gayet kolay ve sade anlayarak anlatabiliyorum..
RUH,hava,ateş,su,toprak |
rüyalarımda sayısız defadır değişik versiyonlarım ölüyor
biliyorsun. ama geçen kardeşim mü, mevleviyedeki 1001 gün çilesinin aslında
1001 ölüm demek olduğunu söyledi..ve geçen haftaki yamalı bohça(TABİAT
UNSURLARIM) ölümüne denk gelen geçen seneki 4 ölüm bölümünü tekrar açıp
okudum..hııım dedim .. her ölümüm; bir kötülüğe zuhur eden halimin o yapısının
benden ayrılmasıydı ki, bu ölümler aslında nimetti..Hatta 1001 gece
masallarında ŞehrRAzât’ın her gece ŞehriYÂR’a masal anlatışındaki
sırrı da anladım..ŞehraZÂT her gece, ertesi geceye çıkıp çıkmayacağı hali ile
efendisine bir masal anlatarak diri kalmayı başarıyordu.. oysaki aynı zamanda, her gecenin sabahından Şehriyar
bir zannından ölüyor ve ertesi geceye dek yeni bir hale diriliyordu..bu
masallarla tekamül eden gerçekte tek bir kişi vardı ve oda ŞEHRİYÂR dı..ve bizde huylarımızdan,alışkanlıklarımızdan,bize
empoze edilip yüklenmiş tüm hades-sonradan olma
akaşik kayıtlarımızdan öle öle öyle bir hale geleceğiz ki; inşallah, bizde
var olan, ölmez diri HAY olan, İLLA(varyok)HU –O kalacak
vesselam ..
*”ve geçen ölüşümde o yere akmayan kanım bu hafta madden aktı Sevdiğim.. vaktaki bir gün evveline mahsus bir tecelliyi sadakayı cömertlik ,başımıza gelecek nazarla yere serilme belasından beni ve efradımı korudu..verilmiş sadakam Senden biliyorum.. ucuz kurtarıldığımı da anladım. velevki ben bu cehaletimle yazdıklarımı, anlattıklarımı , esasında Seni hiç hak etmiyorum ve bunların hepsini benden almak istiyorlar biliyorsun.. öyle kolay olsa ne duruyorlar ki!!”
ve yine bir doğum günü hediyesi
olarak temmuz 1999 da bir rüyanın peşine takılıp köye gidişim..orada ilk defa tanıdığım Latif
dost ile Evvel Zamanımı ve A.Ulvi Amcayı ve Haybabamı hiçbir şeyden habersiz
ziyaretim..Evvel Zamanıma rüyamı anlatışım .. ağustos..deprem.. yeni bir eve
taşınışım..sonraki yaz..2003..perdelerime güneş tarafından perde kurulması ve
…hayatımın depremi.bedenimde taş üstünde taş kalmadan yıkılışım ve kıyamet koptu
,ben artık öldüm diyip başıma örtüyü çekip, yataktan saatlerce çıkamayışım..ve
bir kapıyı açışım..2004.. eşsiz benzersiz
arı duru beyaz güzelimi seyredişim…
ve geçen sene bu devreye baktm..banyo tavan panellerime garip
bir şekilde üç defa giren o kara
kuşlardan nasıl korkmuşum..ve serinletici pervanem havada infilak ederek nasıl
paramparça olmuştu..ve aniden bu sabah hatırladım ki ben 7 sene evvel 17 tammuz
2006 da doğum günü hediyem olarak Evvel Zamanıma kendimi teslim etmiştim..iki sene boyunca hayalimde bana verdiği Ali Kitabını aramadık yer bırakmamış lakin Haybabam
dahil hiçbir kimseden hiçbir iz bulamamış,hatta sahteleri tanımış ,kendimden ve
onların tasavvufu –dini kendi nefisleri
için kullanışından iğrenmiş, en sonunda
hep reddettiğim-alay ettiğim mürşide kendi ayaklarımla gidip teslim olmuştum da,
2 hafta sonra evime döndüğümde artık ne kurulu düzen bir evim, nede aile denen
bir şeyim vardı..elimde bir bebekle sokaktaydım .. aslında daha orada el
öperken telefonuma mesajım gelmişti de insan gözüyle görmeyince anlayamıyor
tabii. öyle çok acı çekip ağlamıştım ki….
Ali Kitabımı istediğime pişman oldum mu
peki?bilmiyorum..belki en başta bazen..ama şuan bunun nasıl muhteşem bir lütuf
olduğunun idrakindeyim şükür.gidenler zaten benim değillerdi ve
hiçbir zamanda olmayacaklardı.. onlar ait oldukları yere, bense ait olduğum yere
kendiliğimizden vakti geldiği için çekilmiştik o kadar…ve ben ruhumun aşkını
zevk edecek bir bedendim. bu dünyada görülecek en güzeli gördüğü için bir daha
hiç kimseyi güzel bulamayacak olandım..ve ben kör kütük Sana aşık, çook güzel
ama bir şeye benzemeyen kıskanç bir ruha da sahiptim..memnunumJ..
9 temmuz Salı.. öğle salatındayız..inanılmaz bir şey anlıyorum.ben en güzel idraklerimi ve masalımın en büyük düğüm çözümlerini sembolen rüyamda görüp öğreniyor,araştırıp- hz aklı maaş googleden okuyor ,öğretişinin eğlenceli haline bayılarak gülümseyip Seni dinliyor ,Senin işaretlerinin izini sürüp takip ediyor,en sonrada bir salatta o düğümü çözüyorum..tabii ki bu gaybe imanın ve sadakatın hediyesi olan bir lütuftur..neden? çünkü her şey yaratılmışlara ihsan edilip veriliyor.. bizler sanıyoruz ki ben bildim,ben yaptım.. yok öyle bir şey inanın..her şey veriliyor&alınıyor..her nefeste..
9 temmuz Salı.. öğle salatındayız..inanılmaz bir şey anlıyorum.ben en güzel idraklerimi ve masalımın en büyük düğüm çözümlerini sembolen rüyamda görüp öğreniyor,araştırıp- hz aklı maaş googleden okuyor ,öğretişinin eğlenceli haline bayılarak gülümseyip Seni dinliyor ,Senin işaretlerinin izini sürüp takip ediyor,en sonrada bir salatta o düğümü çözüyorum..tabii ki bu gaybe imanın ve sadakatın hediyesi olan bir lütuftur..neden? çünkü her şey yaratılmışlara ihsan edilip veriliyor.. bizler sanıyoruz ki ben bildim,ben yaptım.. yok öyle bir şey inanın..her şey veriliyor&alınıyor..her nefeste..
*mar(d) yılan( cesur-merd-âhi, diri,bilge, Süryani dini lideri) demek..ok da vahiy ilmi(göksel bilgi) demek..
Sevdiğim anladığım şuydu..marduk=bel
küreği=ata direği-eski mısır’daki jet sütunu vardı ya hani..işte
o bizim kuyruk sokumu kemiğimiz ve 33 omurlu direğimizdi (yılan
bilgeliği kundalini-letaif noktaları olan çakralarımız)=ASA SUYU=ebedi
dirilik olan kevser suyumuzdu… geçmişte kaç defa yazmıştık hani.. işte ölmez diri olan, her şeyin kayıtlı olduğu o nokta da onun en son ucu oluyordu
ki, bugün ilmen de keşfedildi ve manen
de gelen bilgiler zaten öldükten sonraki dirilişin yine oradan olacağına
dairdi..ve bizim deneyimimizle de bu sabitti..orada ölmeyen ve bizi diri
tutan bir şey vardı ki bilmesi,yaşanması aklını oynattıracak kadar da hayy
bir şeydi..insan bazı şeyleri unutmak –ölmek ister ya, öyle bir şey..sonra
hayalinde devrana sokulur, gözünü açınca kusturulursun ki ,hafızandan alınsın,
izi kalsın..işte hz MARDUK aslında İnsan-ı Kamilin LATİF HALİNİN 18.OOO ALEMLİ sembolüydü..
İNSAN-I KAMİL-MERDÜHÛDARA TEK BİR…
letaif noktaları ve makamları |
...Ve Yakup sabahleyin erken kalktı ve başı altına koymuş olduğu taşı aldı ve onu direk olarak dikti ve tepesine zeytin yağı döktü. Ve o yerin adını Beyt-el (Allah´ın evi) koydu...”Tevrat/ tekvin bap 28...
kişi geleneksel atalar dinini –genetik zincirini hükmü altına alıp,nefsini kendisine sal yapıp”bugün din günü ve dinin sahibi-mülkün Süleyman’ı kim?” hükmünü anlayıp-genetik nefsine o mührünü vurmadıkça- asla kemal sahibi bir insan olup olgunlaşamaz.. kendini bilip tanıyıp, kendi kitabını okuyamaz..kişi kendi hâk dininden olmadıkça ve kendi batın denizinde seyre çıkmadıkça, henüz insan derecesine yükselememektedir..
her insan evvela; Devrimizin Adem-i Nuh oğullarından İbrahim milletine TEVHİD ile dahil olur,oradan İsrailoğulları mertebesine geçip tenzih ehli olur ,oradan yola devam ederek Âli İmran ailesine erip, teşbih erbabını deneyimleyerek, Makam-ı Muhammediyete marifetle ancak ihsan ile misafir olabilir..
bu
gece yeni diriliğim ve yeni yırtılmış idrak perdelerimle her şeyi farklı
anlıyorum Sevdiğim..ve artık Seni terk edemeyeceğimi kesin anladığım içinde Senden
bu alemde vazgeçiyorum..hatırla lütfen..eğer bu aşk dediğin gibiyse, ikimizde devreden çıkacağız,
biz olmayacağız bölümümüz vardı ya.işte ben anladım ki artık o
bölüme geldik..bu bedenimin aşkı değildi,zaten kaç yaşıma gelmiştim. Üstelik o
tür hem doğru,hem de etik değildir..
mademki bu aşk ruhumundu ve
sürekli Senin peşinde dolanan oydu ve beni ASLA KENDİ SAHASINA SOKMAYIP, benden
DAHİ SENİ KISKANIYORDU. o vakit kendimi tamamen dünya işlerine vermeye karar
veriyorum..biliyorsun ne zamandır hobi malzemelerini tekrar alıp, biriktiriyorum.geçen
bir vida matkabı dahi aldım da ,aynı diğerleri gibi kutusunu bile açıp, nasıl
bir şey bakmadım..bir gün bahçeli evim olursa, bahçesine hobi evi yapmak
isterim..işte bu masal dizim bitince yazacak hiçbir şeyim kalmayacak ve belki
de ben tedavimi bitirecektim.. ruhum ise nasılsa çok özgür ve beni hiç
umursamıyor..o bence pes edene dek Senin yolunda ölmelerine halen devam edecek.ve
şimdi kesin karar vermiştim, bir daha asla Senle ilgilenmeyecek,unutacaktım ki,
kaç aydır verilen hayalimde Seni görmeme cezam aynı gecenin sabahı kaldırıldıJ..teşekkür
etmiyorum.. neden? çünkü henüz dilediğim şey olmadı(veya hatırlamama izin
verilmedi.oruç sakıtJ)…
10 temmuz Çarşamba sabahı..bembeyaz çok büyük ferah bir evdeyim.. odamdan bembeyaz bir salona geçiyorum..yeni taşınmışız ve annem gizlice bir boyacı tutmuş duvarlara bir şeyler resmettiriyor..ben istemiyormuşum ve kızıyorum.. aaa bir bakıyorum ki, sağımdaki L şeklindeki duvarlara o adam Senin resmini aynı bir tv ekranında izlermişim gibi nakşetmiş..ve o duvar resimleri gerçekten de hareketli..sonra sol yanıma dönüyorum .. bir gözetleyenim Senin fotoğrafını çekiyor..herkes görecek diye kıskanıp, kızarak,hala duvarı boyamakta olan o adama bakıyorum..ve o beni hiç takmıyor ,işine devam ediyor.. bu adam çok pahalı ressammış ve herkes ona resim yaptıramazmış..işte şimdi de duvara koskocaman bir Türkiye haritasını mavi mozaiklerle süslüyor.bu harita Türkiye’nin tüm bölgelerinin en özel yerlerini, o şeyin sembolüyle gösteren bir çizimde aynı zamanda .. ve Sevdiğim bu nakkaşın eserlerinde tek bir renk var, oda mavi..ve en güzel mavi tabii ..mesela ben çini pek sevmem..ama bu duvara monte edilen seramik karoların hepsi en kalitelisinden çok yüksek cam yüzey sırlı ve mavi her tür tonuyla ışıl ışıl parlayıp çok harika görüntü veriyor. hayran olmamak imkansız .beyaz duvarlar..masmavi Sen.. masmavi ülkemin bölünmemişlik haritası..
gözlerimi açıyor, şunu
anlıyorum..ülkenin dışına çıkmak yasakJ..Sevdiğimm
ama ne kadar Kudüs’e gitmek istediğimi biliyorsun değil mi? ve sanki Kudüs beni
çağırıyor.. hatta kimseye çaktırmadan, gidecek tanıdığım meşreb-i grupların
turlarını dahi takip ediyorum ..giderken Sana buradan yazarım merak etme.. bilmiyorum..
gitsem bedeli ne olur?.. ortadoğulu dr bedelimi söylemişti ve Sen benden vaz geçer
misin diye sormuştum hani?! bir gab kazı gezisinin bedeli ise Senden kaç ay
mahrum olmak oldu biliyorsun ..
11 temmuz Perşembe..arkadaşım Gülsüm yeni bir eve taşınmış.ona gitmişiz.. evindeki tüller çok acaip..aynı benim salonumdaki tüller gibi kum renginde..ve tavanı çok yüksek.. tüllerin bir yerden sonra durumu değişik, sanki baş-makam-taç misali..ve üzerinde inanılmaz güzellikte mücevherler takılı..broşlar, kolyeler, yüzükler..hepsi de bir birlerinden değerli..arkadaşıma onları neden kendisine takmadığını ve tüle taktığını, oradan çalınabileceğini soruyorum..arkadaşım:”ben onları hiç takmadım ki,onlar hep oradaydı ve kimse onları çalamaz” diyor.. Sevdiğim sonra ben o tülde bir tuhaflık seziyorum ve gidip ellerimle onu tutup çekerek açıyorum..aaa ..çok enteresan..tavandan aşağıya kum rengi şeffaf tülden, iki geniş kollu bir hırkaya dönüşüyor. mücevherleriyle onu seyredip yine salıyorum ve o normal bir ev tülüne tekrar dönüşüyor..sonra tanımadığım genç bir hanımın yeni doğmuş,çok güzel, maviler içindeki bembeyaz oğlan bebeğini kucağıma alarak seviyorum..
11 temmuz Perşembe..arkadaşım Gülsüm yeni bir eve taşınmış.ona gitmişiz.. evindeki tüller çok acaip..aynı benim salonumdaki tüller gibi kum renginde..ve tavanı çok yüksek.. tüllerin bir yerden sonra durumu değişik, sanki baş-makam-taç misali..ve üzerinde inanılmaz güzellikte mücevherler takılı..broşlar, kolyeler, yüzükler..hepsi de bir birlerinden değerli..arkadaşıma onları neden kendisine takmadığını ve tüle taktığını, oradan çalınabileceğini soruyorum..arkadaşım:”ben onları hiç takmadım ki,onlar hep oradaydı ve kimse onları çalamaz” diyor.. Sevdiğim sonra ben o tülde bir tuhaflık seziyorum ve gidip ellerimle onu tutup çekerek açıyorum..aaa ..çok enteresan..tavandan aşağıya kum rengi şeffaf tülden, iki geniş kollu bir hırkaya dönüşüyor. mücevherleriyle onu seyredip yine salıyorum ve o normal bir ev tülüne tekrar dönüşüyor..sonra tanımadığım genç bir hanımın yeni doğmuş,çok güzel, maviler içindeki bembeyaz oğlan bebeğini kucağıma alarak seviyorum..
Gözlerimi açıyor, kırgın bir
halde iç geçiriyorum..hiç bir zaman o hırkanın içini dolduramayacağım..hiç
bir şey yok..hani varlığın kokusunu almıştım? nerde? bak yine hüsran..zaten
Evvel Zamanımda, hayallerinde, her defasında, o hırkanın ve o
şalın içinde hiçbir yüz,hiç bir beden göremeyişinin nedenini suçluluk dolu bir utançla,ağlayarak soran çocuğa ne demişti hatırlıyorum : ”evladım siz burada gördüğünüz için rüyada
göremezsiniz”.. çocuk: ”neden? herkes
görüyor ama...bir tek bana kendilerini göstermiyorlar ,neden?ben çok mu
günahkarım,beni hiç sevmiyorlar değil mi?” demişti ağlayarak ..Evvel Zaman:” siz zaten görüyorsunuz evladım.dünyada görenler rüyada göremezler..siz rüyanızda görmeyeceksiniz ,burada görüyorsunuz ” ..çocuk
ağlayarak:”hayır hiç göremiyorum, hiç
görmedim” ..Evvel Zaman: “görüyorsunuz
ya evladım”..
Sevdiğim..benim hayallerimdeki o içinde hiçbir şey olmayan hırkam ilk defa tül ve şeffaftı biliyor musun.yani madde iyice seyrelmiş, atomlar çözülmeye başlamış değil mi?bu durumda zaten bir şey göremem ki..Sen bile kendini benden saklıyor,Seni benden & beni Senden mahrum ediyorsun.. ne yapalım benim kaderim bu.. özlem ve hasretle yolda iz takip etmek..ve öğleden sonra face de görüyorum ki Hırka-i Şerif de ki Hırka bugün ziyarete açılmış.. gülümsüyorum .. ruhum her şeyi takip ediyor da, ne yazık ki ben öyle cahilim ki, neyin ne olduğunu hep oradan buradan duyuyorum..
Sevdiğim..benim hayallerimdeki o içinde hiçbir şey olmayan hırkam ilk defa tül ve şeffaftı biliyor musun.yani madde iyice seyrelmiş, atomlar çözülmeye başlamış değil mi?bu durumda zaten bir şey göremem ki..Sen bile kendini benden saklıyor,Seni benden & beni Senden mahrum ediyorsun.. ne yapalım benim kaderim bu.. özlem ve hasretle yolda iz takip etmek..ve öğleden sonra face de görüyorum ki Hırka-i Şerif de ki Hırka bugün ziyarete açılmış.. gülümsüyorum .. ruhum her şeyi takip ediyor da, ne yazık ki ben öyle cahilim ki, neyin ne olduğunu hep oradan buradan duyuyorum..
*Sevdiğim..neden bilmiyorum ama artık astroloji öğrenme sahasına girdiğimizi düşünüyorum..biliyorsun ki, masallardaki ilk ana hedefim; şu an başka başka kötü niyetli kişilerin elinde, kötü amaçlara hizmet için kullanılan tüm kadim sembolleri geri, ait oldukları esas manaya alıp ,onları yine ilk has anlamı üzerine okuyup-islam tevhidi açısından onları yeni nesile tekrar iade etmekten başka hiçbir şeyde değildir..
ilk saf anlam içinde bugün arkeolojinin gidebildiği –okuyabildiği-gösterebildiği ilk kayıtları her daim tercih ederim tabiiki..çünkü mesela, eski yunan da mitoloji ilk saf halini tamamen yitirip, batından koparılıp, sadece maddi cinsellik savaşlarına dönüşmüştür..neden?tabii ki hak etmeden kazanılmış geçmişin kadim bilgilerinin üstüne bir mirasyedi gibi yatarak,içeriğini boşaltıp, kendi nefislerinin istediklerini doldurmuşlardır da ondan..artan ilmin ve refahın, aynı bugünkü gibi, insanlara aşırı enaniyet ve sınıflaşma getirmesi yüzünden ,ilim bilerek deformasyona uğratılıp,hakikat kirletilmiştir.. ve gerçekten de aşırı maddiyatçılık aşırı şehveti de içinde barındırır ki; şehvet, sadece cinsellik değil, eşyaya=makam-para-cinsellik-şöhret-bilgiye körü körüne tutkuyla her bağlanışında adıdır..
ben, mitoloji,efsane ,astroloji,kadim sembollerin tamamının hz ADEM ATAMIZDAN BERİ
SÜRE GELEN GELENEKSEL SEYRÜ SÜLÜK=ESMA İLMİ yolculuğu olduğuna hem inanıyor,
hem de her okuduğumu bu anlamda kavramaya çalışıyorum.. çünkü ilk ADEM ADAM
ATAMIZ VE İNSANLARIN BABASI OLAN ADEM’E ALLAH ,İSİMLERİ-ŞEYLERİ-EŞYAYI BİZZAT
KENDİSİ YÜKLEYEREK ÖĞRETMİŞTİ..işte bu;
insandan doğup insan olarak gelen, her er kişide mevcud olan genetikti.. bilinmek
istenilen ve o kişiden açığa çıkıp, bilinerek okunacak olan ilahi kader -gizli hazine programıydı. hepimiz insan
suretindeyiz tabii ..amenna..ama hakikatte; tüm hayatımız boyunca ,ADEM
MAKAMINDA BİR İNSAN OLABİLMEK İÇİN DÜNYA OKULUNDA BİR İMTİHANDAYIZ ki,
unutmamak da lazımdır değil mi?
işte bu
ahval üzerine, ADEM=İNSAN-I KAMİL
sembolü olan ZÜMRÜD-Ü ANKA
ölümsüzlük RUH KUŞU (BENnu kuşu)
nasıl bir şeymiş, yavaş yavaş ne bulursak araştırıp, okuyup ,seyredip, birleştirip
tek bire tevhid etmeye başlayalım mı? aklımızı bulandırmadan doğru
anlayarak,kalbimizi bozmadan dikkatle, bilinen en eski tarihe yola
çıkıyoruz..vira Bismillahu…
ebedi diriliğin ve dönüşümün ve
dönüşün simgesi olan Anka Kuşu (Phoenix) uzun süre sonra tekrar geri döndüğünde,
yeni bir altın çağ başlamıştır. .bu
durumda anka kuşu hükmünde olan ADEM MAKAMINDAKİ KİŞİNİN HEM NÜBÜVVET HEMDE
RİSALET SAHİBİ OLDUĞU ANLAŞILIYOR değil mi? evvet..çünkü iki kanatlı olmadan
denge olmaz,nakıslık olur..
dendera zodyakı ve NUT |
helyak
(doğuş)Sirius'un ufuk çizgisinin altında kaldığı (Duat) 70 günlük sürenin
sonunda, tekrar ufuk çizgisinin üstüne çıkması demektir..Mısır'da mumyalama
süresi de Sirius'un Duat'ta kaldığı süre olan 70 gündür..Ra’nın doğuşu ve Aslan burcu
ile bağı ise Sothik takvimin oluşturulduğu dönemde
Sirius'un helyak doğuşu sırasında güneşin Aslan burcunda olmasındandır..
İncil'de Hz.İsa'nın kendisi için "Ben Davud'un kökü ve zürriyeti, Parlak Sabah Yıldızıyım (Venüs)"demiştir.
Mezopotamya'da ise Anu göğün tanrısalı, Enlil ise yeryüzünün tanrısalıdır..
ölüler kitabı |
* bu bölümü en güzel şekliyle
inanıyorum ki, o idrak seviyesine geldiğimizde, Erzurumlu İbrahim Hakkı hz nin marifetname adlı kitabında okuyacak ve eski tablet resimleriyle birebir
karşılaştırmalı tetkik ile öğrenebileceğiz..
ölüler kitabı |
nisan,temmuz,eylül ve şubat aylarının isimleri dahi günümüze Babilden gelmiş.. Babil’de yılın ilk ayı nisanmış (gün-gece eşitliğinde tabiat diriliyor.. demeter) ,Mısır’da temmuz(marduk), Kenan’da ise sonbaharmış (tabiat ölüyor.. hades).
isisin bir değişik hali olan kızı hathor dur ki, kardeşi olan horusranın da karısı o dur..yani o hathor= Horus'un evi anlamındadır ve bu da tasavvufi açıdan şunu anlatır..güneş RA(nur -enerji)ya direk bakamazsın..O’na ancak yine ondan olan ve kendisini seyredebileceği AY AYN’asından bakabilirsin(EHL-İ BEYTİ SEVMEK) ..ve hathorun iki boynuzlu celali yılan genetiğinin arasında (ya zûl celali vel ikram anlamınca) işte o yüzden bir güneş aynası olan dolunay vardır (horusun sol gözü AY artık güneşin yansıtıcısıdır yani RA dır )..
CEMAL-İ
MUHAMMEDEN GÖRÜNDÜ ZAHİR.. bu iki boynuzlu yılan
eski türklerde Oğuz Kaan(öküz-OK-UZ=göksel vahiy ilmiyle
çalışan tanrısal kişi )nın başındaki
iki boynuzlu taç(zülkarneyn) şeklindeyken, zamanla
Türuku Âli kuşağı derviş çeyizlerinde sarık haline dönüşüp, adına destar denmiştirJ..
samanyolu Galaksimiz dünyadan ışıklı bir sprial şeklinde
gözüktüğü için Süt gibi Yol- Milky Way olarak adlandırılmıştır. Hathor bazı
figürlerinde memelerinden süt akan ilahi bir inek olarak çizilir. bazı
Mısırologlar ise bunun üzerinde bir yılanın doğum yaptığı bir lotus çiçeği
olduğunu ileri sürüyorlar. Hathorun isimlerinden birinin anlamı ise büyük tufan
demekmiş..hathor aynı zamanda sekmet ve
aslan dır..kızdığında yok edici ve insanlara karşı celalidir..sonra ra’nın ona
uzattığı kadehi içerek sakinleşir ve yine kör kütük sadık eş rolüne devam
eder..
“En bilge
Mısırlılar Heliopolis’te bulunur”denirmiş eskiden..neden?çünkü güneşin
başkentinde en bilgelerin yetiştiği RA’NIN GÖZÜ tahsil edilen okullar varmış da
ondan..ve Hz İdris’in öncülüğünde ilk
tasavvuf okulları Mısır da kurulmuştur..ilk drese-esma-isim-sıfat
elbiseleri-hal giydirilme ders tekniklerini de kurumlaştırıp bir sistematiğe
bağlayan yine hz İdris as dır..kalemi, mürekkebi ve harfleri o icat edip, bulduğu
harflerle ilk yazıyı o yazmıştır ve dolayısıyle tüm katiplerin piri ünvanını da
o almıştır..iğne ve ipliği de ilk o icat edip, ilk elbise denen tunikleri de o
dikmiştir..
ve astronomi tabii ki önemlidir çünkü yukarıda ne varsa aşağıya o aksetmektedir..
ve eğer esma ilmi tam bilinirse o vakit hangi dönemlerde hangi esmanın kanunları(meşrebi-huyu suyu-tariki) geçerli az çok sezersiniz..hani “ashabımın alimleri yıldızlar gibidir-beni israilin nebileri gibidir –hangisine tutunursanız tutunun kurtulursunuz” hükmü kişide açılmaya başlar..
YANİ HERŞEYİN BİR KANUNU ,RİTÜELİ, DİSİPLİNİ VAR DEMEKTİR BU..ilk önce niyet edip bir tarik=yola gireceksin ki yaratılmışların nefesi adedince Hâkka giden yol vardır..ve sonra kendi huyuna, suyuna yani meşrebine göre, sana en uygun esma terkibiyle donanmış bir aile bulacaksın ve o aile reisinin hırkası altına girip, onun ehlibeyti hükmünden sayılacaksın .. ki, böyle yaparsan her şey çok daha kolay olur inan..sadakat sıratel müstakim yolunun ta kendisidir.. oradaki yaratıcıyı beğenmedim.. buradaki yaratıcının şu huyu,şu suyu daha güzel..aaaa ooo! bak birde şu var ne muhteşem ..hadi bunların hepsini terk edip topuklarımız üzerinde aniden çark ederek geri dönüp, onu terk edelim ve diğer yepyeni, taptaze yaratıcıya koşalım .. işte böyle yapanlar Yaratıcının sistemini anlayamayıp yolda kalıp,yoldan düşenler ,ziyan olanlardır … Allah “BEN SİZİ MEŞREP MEŞREP,KAVİM KAVİM YARATTIM” diye neden demiş, şimdi belki biraz anlarız…
ve astronomi tabii ki önemlidir çünkü yukarıda ne varsa aşağıya o aksetmektedir..
ve eğer esma ilmi tam bilinirse o vakit hangi dönemlerde hangi esmanın kanunları(meşrebi-huyu suyu-tariki) geçerli az çok sezersiniz..hani “ashabımın alimleri yıldızlar gibidir-beni israilin nebileri gibidir –hangisine tutunursanız tutunun kurtulursunuz” hükmü kişide açılmaya başlar..
YANİ HERŞEYİN BİR KANUNU ,RİTÜELİ, DİSİPLİNİ VAR DEMEKTİR BU..ilk önce niyet edip bir tarik=yola gireceksin ki yaratılmışların nefesi adedince Hâkka giden yol vardır..ve sonra kendi huyuna, suyuna yani meşrebine göre, sana en uygun esma terkibiyle donanmış bir aile bulacaksın ve o aile reisinin hırkası altına girip, onun ehlibeyti hükmünden sayılacaksın .. ki, böyle yaparsan her şey çok daha kolay olur inan..sadakat sıratel müstakim yolunun ta kendisidir.. oradaki yaratıcıyı beğenmedim.. buradaki yaratıcının şu huyu,şu suyu daha güzel..aaaa ooo! bak birde şu var ne muhteşem ..hadi bunların hepsini terk edip topuklarımız üzerinde aniden çark ederek geri dönüp, onu terk edelim ve diğer yepyeni, taptaze yaratıcıya koşalım .. işte böyle yapanlar Yaratıcının sistemini anlayamayıp yolda kalıp,yoldan düşenler ,ziyan olanlardır … Allah “BEN SİZİ MEŞREP MEŞREP,KAVİM KAVİM YARATTIM” diye neden demiş, şimdi belki biraz anlarız…
her insan da aynı zaman gibi
dairesel çalışır..aynı bir ses frekansı misali..aynı atomun en içi gibi.. çekirdek
bir ana esması vardır..bu esma o kişnin ismi azâmıdır ve kendi kutbiyet
noktasıdır..kendi
gavs noktası yani..ve o ana esmanın etrafında hz
Yusuf’un 7 yıllık imtihan döngüleri misali ,her 7 yılda bir değişen yan
esma-isimler elektron ve elektrotları vs vardır..kişinin hüccüratı olan bu yan
hücre esmaları, ana esmayı bilip, ona secde edip,onun hükmünü kabul ederlerse,
işte o kişinin ADEM OLMA SEFERİDE, ANCAK O ANDA BAŞLAR..ve böylece o kişinin kendi vücudu içinde
sağlanmaya başlayan birlik-tevhid olur..
o kişi
artık selamete erip Müslüman olup, LAİLAHE
İLLALLAH bölümüne dahildir.ki, bu bölüm herkes için, bildik bilmedik geçerli tek
sistem olan RAHMANIN KAPSAYICI SAHASIdır..yani özel bir marifet değildir.. kişiler
bilsin bilmesin Allah insanı öyle yaratmıştır ki, vücudunun tüm azaları ve o
azaların tüm hücreleri yaradılış amacına göre çalışır..ister bilerek gelsinler, ister bilmeyerek..yani hepsi alınlarının perçeminden sürüklenerek secde ettirilmişlerdir vesselam..
işte hz
İdris’in Eski Mısır’da ilk kurduğu ve öğrettiği tasavvuf okulları olan
tekke-mabedler ise: bu bilmeden yapılan öğrenim sistemini artık bilerek; bildiğini
görüp yaşatarak, uygulamalı öğretilerin yapıldığı bir dervişlik,insiyelik
merkezleriydi..ki, bugünde hala aynı tedrisat rahmani olanlarda da, şeytani
olanlarda da aynı şekilde devam edegelmiştir..SEMBOL VE TEKNİKLER ÜÇ AŞAĞI BEŞ
YUKARI FARKLIDIR.. SADECE NİYET VE KULLANIM SAHASI, ZITLIKLAR İLMİ DOLAYISIYLE
ELZEMDİR.. geleneksel olduğu için hiçbir kimse bu öğretiyi okuyarak tam
algılayamaz..niyet edip içine girmesi lazımdır..YANİ İKİ SEÇENEK VAR..YA NUR
TALEBESİ OLACAKSIN YA NAR EHLİ.. veya bu ikisini de birleyip sıratel müstakim
üzere giden ehli melamet olup, Ehl-i Abâ peşine düşeceksin ki, buda nasip işidir
vesselam..
Sacayak:üç nokta üzerinden bir sağlam düz doğru geçermiş …
Sacayak:üç nokta üzerinden bir sağlam düz doğru geçermiş …
3 defa ululanmış(nebi,resul,kral)hz İDRİS’e Sümer’de NEBÛ , Eski Mısır’da THOT ,eski Yunan’da HERMES denirmiş ..eski Mısırda ise yılın ilk birinci günü, THOT GÜNÜ olarak 19 tammuz O’na adamış ve O’nun adı ile başlarmış.. Kur’an-ı Kerim’de ise hepimizin bildiği Hz İsa’nın dahi, diri iken göğe çekilmesi yazmadığı halde, sadece hz İdris’in için böyle bir ayet varmış…O’nun ölmeden, diri olarak göğe çekildiği kayıtlıymış..demek ki bu ilim halen güneş gök katında olan hz İdris ile devam ettiriliyormuş değil mi?evvet..hz.İdris’in batıdan ailesi ile gelen bir nebi= nebu= haberci olduğu ve Mısır’ın akıl almaz cehaletine bir güneş gibi BATIDAN DOĞUP, orayı tamamen ihya ettiği de eski kayıtlarda mevcutmuş..
nut |
*mesela
eski tekkelerde ayin-i şerif icra edilirken mürşid ve müridan dahi sağ ayak
başparmağı sol ayak başparmağı üzerine koyarak mühürler, ayin ritüeli esnasında kendilerini dünyadan
yani masivadan soyutlar, vectsel (trans) hale belli esmalar ile girerler değil
mi Sevdiğim..mesela bu masalın çocuğu henüz böyle vecdsel haldeyken Sevdiğinin
deneyimlediği hiçbir şeyi deneyimleyememiş .. çünkü çocuğun tedrisatında bu
bölüm yokmuş.. sadece bu yola ilk başladığında onu tamamlayanın bazen onu yarım
bırakmasından neler hissettiğini minicik çaksa da, henüz burası çocuğa yasak
sahaymışJ..
mesela osiris ve isis benim için rahman ve rahim esması demek biliyorsunuz ..ve her şey bu iki esmanın celal ve cemal seyri içinde bilsin bilmesin cevelan ettirilmektedir..ve kelime-i tevhidin herkese idraki nasib olmayan 2. Bölümü var ki oda MUHAMMEDÜN RESULULLAH dır..bu bölüm aynı isis misali; vahdeti vücud kavramını anlayıp, geldiği RAHMANa dönerek, O olabilmek için, Osirisin sır ismini-sır esmasını- bizzat O'ndan öğrenmek ve aynı Osirisin İsisse uyguladığı gibi, onun kulağından HU esması ile nefes edilip- diriltmekten başka bir şeyde olmayan- bir mürşid ile müridin özel hasbihalidir....
vaktaki
isis sevgili aşkı osirisinden kalp çocuğuna hamile kalsın ve onu Ho(u)r USra
olarak doğursun ..doğurduğu çocuk babayı öldürmüş olsa da, bir gözü yıldız bir gözü ay şeklindedir.. yani,
yıldız-güneş olan gözünden artık babası
osiris dünyaya doğmuş ve hayat bulmuştur-ikisi bir olup tevhid hasıl
olmuş-ikilik ortadan kalkmıştır..ve HORUS’UN
HOROSKOPUNDAN ARTIK TÜÜM DÜNYA ALEMİ SEYREDİLECEKTİR…İLAHİ ZAMAN SAATİ DEVREYE GİRMİŞTİR..VE ZAMAN ÇARKI
HER DAİM SEYİREREK SEYR ETMEKTEDİR..ve her sabah ilk önce horus işte bu
yüzden vazife gereği öter..bilir ki aslında o ötse de-ötmese de sabah olmuş ,güneş
yükselmekte ve insanlar mecburen uyanmaktadırlar.. ama o bir horus ra olarak
görev icabı ötmeye devam ederJ…
MISIR:tarihe göre Misraim'in oğlu olan sekiz kişilik ailesiyle ilk Mısır(Khem)’a
gelen bir kam olan Nacrawousch’dır.. Essous
şehrini kurar Misraimian prenslerinden oluşan ilk hanedanı
başlatır. Hanedanın son prensinin adı olan Firawn, zamanla firavun ünvanı olmuştur.Antik mısır
da astroloji başta olmak üzere, bu esma ilmi bugünde olduğu gibi, sadece mabed
tekkelerde çok yüksek disiplinler içinde müşahede ile derviş adayı olan kam
öğrencilerine öğretilirdi.. dışarıya bilgi çıkartan bunu canıyla öderdi.. mesela
Hallac-ı Mansur misali..buraya pek çok vazifeli girebilse de; aslında üst
dereceli basamaklı PİRAMİT öğretim
sisteminin en yukarılarına daima çok
nadir kişi yükselebilirdi..ama önemli olan ehli derdin derdiyle hemhal olup
onların sohbetine dahil olup, onlardan sayılmak olduğundan, bu çokta önemsenmezdi.. çünkü
asıl olan kişiler değil tevhitti..
II sütun arası.. BENİ HUD SURESİ KOCATTI |
*her şeyi bitirip, pes edip,her şeyden vazgeçmişken böyle bir yazıyı nasip ettiğin için SENİ HALA ÖYLE SEVİYORUM..ÇOOOK TEŞEKKÜR EDİYORUM..
nur cihan
14 tammuz 2013
nuralem7@hotmail.com
14 tammuz 2013
nuralem7@hotmail.com