99 ACVE HURMASI (akik
taşlarının) MASALI 67
bu masal EBU TÛRAB olan HZ. ALİ kv ye
ithaftır..SIRRI MUHAMMEDALİ
14- Allah insanı
yanmış kerpiç gibi kuru bir çamurdan
yarattı.
15- Cinlerin
yaratılışı da yalın bir alevdendir.
(55. Sure Rahman)
6- Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.(66. Sure Tahrim)
6- Ey inananlar! Kendinizi ve ailenizi, yakıtı insanlar ve taşlar olan ateşten koruyun. Onun başında, iri gövdeli, haşin, Allah'ın kendilerine buyurduğuna karşı gelmeyen ve emredildiklerini yapan melekler vardır.(66. Sure Tahrim)
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..bu hafta başı acaip heyecanlıydm.. kendime çok hoş bir Adem yapacaktım ki, bu inanılmaz bir
şeydi..nasıl olup ta tefekkürde bu derece yükselmişim ve hayret edip korkmadımJ?!..yanlız tek sorun vardı..gittikçe
masallarım zorlaşıyor,içinden çıkılamayacak derinliklere doğru gidiyor ve bense
tek bir kitap dahi okumuyorum..üstelik yaz tatili dolayısıyle tüüm tefekkür
beslenmelerim olan belediyelerin tasavvuf sohbetleri de 4 aydır
askıda..aslında verilen 5 aylık ara tefekkür dünyamıza çok büyük bir darbe
yapıyor …
birde masallar için daha çok sessizliğe ve çok daha fazla yalnız kalmaya ihtiyacım oluyor..kimi insanlar yazılarımın beni nasıl yıpratıp yorduğunu , bazen gözümü açamayacak derecede halsiz kalışımı,onların hiç bitmeyen bomboş şeylerini o esnada kaldıramayacağımı hiç anlamıyorlar.. neden yazdığım?!!ki bu şeyler onlara çok saçma ve boş geliyor..oysaki kafamdaki onca kopyala yapıştırJ,oradan dinle yaz,buradan duy yaz,beynimde ki fitne fesatımla, bin tilkimin kuyruğu birbirine değmesin diye yaşamak kolay mı?ee değil tabii..birde dışarıdan gelen haricilerin gizli kıskançlıkları ile sürekli Senden ve kendilerinden bahsederek beni içine düşürmeye çalıştıkları gayya kuyuları var tabii.. ben onların nasıl bir kıskançlıkla bu fitne ateşini yakmak istediklerini bal gibi anlıyorum ama sessizce bilmezden geliyorum..biliyorsun aynı zamanda bu masal veledi sabrında öğrencisi.. başardın, bitti denildiği halde sabretmeye devam ettirilen..
ve bazen kendimle öyle bir huzur duyuyor,kendimle öyle bir gani oluyorum ki, bırak
başkasını hayatıma almayı,kendimi dahi kıskanıyorum, yani Sevdiğim narsizim
boğazımı geçti şükür..kendimi kıskanmak ve Senin etrafı avlama sanatı
taktiklerini çevremdekilerden dinlemek bayağı zor biliyorsun..ne yapalım Sen
herkesi istiyorsun..bense sadece BENDEKİ SENİ..ve anladım ki uzaktaki içimde, en yakınımda, yüreğimden beni teselli
eden ve her şeyimi bilenmiş..iyi ki benim mürşidi rehberim,aziz dostum,kıskanç
ruhumun biricik tek aşkı SEN oldun.. iyi ki varsın..düşünsene ruhu bile
bedeninden aşkını saklayan, yaşadığı hiçbir şeyi bu dünyevi evine yaşattırıp
göstermeyen böyle kaç tane numune varlık var ki..ruhumun aşkısın ve bende sizi
takip eden kayıtçınız..ne kadar? verilen izin kadar tabiiJ..ruhunun katibi olmak izni kaç kişiye
böyle verilir ki dünyada..yani ücret vermiyor bari bedenimi kullandığı için
aşkından tattırsa ne olur,kıskanç ruh hıhh J!.
şimdi Sevdiğim geçen masal gecesi sabaha doğru bir yakaza kurgulayalım mı bak!!karanlığı delip gelen bir yıldız ki muazzam..O Sensin anladım ve nihayet geldin..teşekkürler..sabah Tarık Suresinin Elmalılı tefsirini netten okurken şunu anladım; ben bilmeden geçen masalımda Tarik suresi tefsiri yazmıştım(*geçmişte onun sirius şiranın eşi olduğunu duymuştum.bilmiyorum doğrumuJ?!).bazen bu tür şeyler oluyor ve sonra öğrenip anlıyorum..ama ilk defa yazıyorum nedense.. belki korkularım artık geçiyor.ve Rahman suresini yine her yandan hissediyorum .
şimdi Sevdiğim geçen masal gecesi sabaha doğru bir yakaza kurgulayalım mı bak!!karanlığı delip gelen bir yıldız ki muazzam..O Sensin anladım ve nihayet geldin..teşekkürler..sabah Tarık Suresinin Elmalılı tefsirini netten okurken şunu anladım; ben bilmeden geçen masalımda Tarik suresi tefsiri yazmıştım(*geçmişte onun sirius şiranın eşi olduğunu duymuştum.bilmiyorum doğrumuJ?!).bazen bu tür şeyler oluyor ve sonra öğrenip anlıyorum..ama ilk defa yazıyorum nedense.. belki korkularım artık geçiyor.ve Rahman suresini yine her yandan hissediyorum .
Resim yazısı ekle |
birde
kızını serbest bırakırsan ya davulcuya ya zurnacıya kaçar ata sözümüzün ben
dahil her hatun için geçerli olduğunu anladım..çünkü
“duydunuz kösün-sûrun sesini hadi aşağı inin,duydunuz kösün –sûrun sesini hadi
geri dönün” emrini bence en iyi biz kadın türleri idrak etmişiz değil
mi..eee haz merkezli bir yerden yönetilenin aldığı haz olunca, işler böyle
nefsini bilene arif olmaktan geçiyor tabii..benden de ZAMANDA ZAMANI TAHSİL
EDİYOR ZATÎJ..
sonra
Sevdiğim,birde geçen sene Cihan’ın anlattığı bir fıkrayı hatırladım..bak
şöyle:insanlar bilim ve teknolojide o kadar ilerlemişler ki artık insan yaratmaya
dek gelmişler ve Allah’a kafa tutup şöyle demişler:biz artık kendi neslimizi
yaratabileceğiz yani biz Allah olduk..o yüzden Sana inanmamıza gerek kalmadı.. Allah
gülerek :ee neyle yaratacaksınız insanı bakalım?demiş..insanoğlu yerden aldığı bir
avuç toprağı dua eder gibi Yaratıcısına uzatmış ve şöyle demiş:işte bununla..
bir avuç toprakla..ve Tanrı kızgınlıkla
gürlemiş:”bırak o toprağı aldığın
yere ve ilk önce kendi toprağını yaratarak işe başla demişJ!
yani Sevdiğim içine düştüğüm durum tam da buydu..ben kendi toprağımı yaratmalıydım ve bu imkansızdı..işte burada her şey durdu..ben durdum.. tefekkürlerim bitti.. serbest zamanda hafta sonu gelsin de yazayım bakalım ne çıkacak diye merakla beklemeye dahi başladım..ve aynı gün net gazete de hiçbir tanrıyı ilah edinmeyen,hiçbir dine mensup olmayan, iki gözleri arasındaki 3. Göz yerinde boşluk olduğu için ilahi sezgi zekası diğer insan türlerinden çok daha üst düzeyde gelişmiş olduklarını bir vakitler Rusya’da kozmik tedrisat gören bir arkadaşımdan öğrendiğim Japonlar, kadını yeniden yarattı?!yaptıkları havayla çalışan insan robotun en belirgin özelliği mahcubi utangaçlığıydı..bu edeb timsali geyşa türü ev kadını sevgiliyi 123 bin dolara satışa sundular(diğer çeşitleri ise ortaya çıkartmıyorlar tabiiJ..isteğe bağlı..bundan sonra fiyatını ödeyene her tür cinste, renkte ve işlevsellikte hava ile çalışan insan robotları yapacaklardı ..yani Sevdiğim ilahi yayın hep bir ve aynı..güneş hepimize huzmelerini yolluyor fakat idraki yorumlar ve fazlı zerre-i hikmetleri değerlendirişler hep farklı.. inanıyorum ki artık insanlar, robot insan satın alabilmek için para biriktirip, bankalardan kredi alacaklar bak görürsünJ..
yani Sevdiğim içine düştüğüm durum tam da buydu..ben kendi toprağımı yaratmalıydım ve bu imkansızdı..işte burada her şey durdu..ben durdum.. tefekkürlerim bitti.. serbest zamanda hafta sonu gelsin de yazayım bakalım ne çıkacak diye merakla beklemeye dahi başladım..ve aynı gün net gazete de hiçbir tanrıyı ilah edinmeyen,hiçbir dine mensup olmayan, iki gözleri arasındaki 3. Göz yerinde boşluk olduğu için ilahi sezgi zekası diğer insan türlerinden çok daha üst düzeyde gelişmiş olduklarını bir vakitler Rusya’da kozmik tedrisat gören bir arkadaşımdan öğrendiğim Japonlar, kadını yeniden yarattı?!yaptıkları havayla çalışan insan robotun en belirgin özelliği mahcubi utangaçlığıydı..bu edeb timsali geyşa türü ev kadını sevgiliyi 123 bin dolara satışa sundular(diğer çeşitleri ise ortaya çıkartmıyorlar tabiiJ..isteğe bağlı..bundan sonra fiyatını ödeyene her tür cinste, renkte ve işlevsellikte hava ile çalışan insan robotları yapacaklardı ..yani Sevdiğim ilahi yayın hep bir ve aynı..güneş hepimize huzmelerini yolluyor fakat idraki yorumlar ve fazlı zerre-i hikmetleri değerlendirişler hep farklı.. inanıyorum ki artık insanlar, robot insan satın alabilmek için para biriktirip, bankalardan kredi alacaklar bak görürsünJ..
13 eylül Cuma..bugün Orhan Babayı ziyarete
gittik..yanımda bir arkadaşım, onun Avrupa’da tarih doktorası yapan tasavvufa
merak salmış yeğeni ve annesi de var..dün gece de bir tekkede meşke
katılmışlar..onlarında Amerika da bir uzun sarı saçlı, takkeli yabancı bir
şayhaları varmış ki, şimdiye dek gördüğü bütün
rehberlerin en etkileyicisi oymuş..bizim kabul edemeyeceğimiz kadar
rahat ve serbestmişler.. anlatıyor..gülümsedim..hata ve günah bende biliyorum..
onları kıskandığım için çekemiyorum belki deJ!.zaten tarikatların cami şeriatı olsaydı, içlerinde
müzik ,seromoni ve buda geçer yahu, kula
çula bakma-kalbinin temizliğine –aşk her şeyi affedere bak özgürlük meşrebi olmasaydı bir kişi bile
tarikata girmezdi değil mi Sevdiğim..tekkeler ağzına dek dolu ama camiye giden
ne kadar da az..işte bugünde yurt
dışında takip ettiği Kıbrıslı birinin oğlunun mekanına gittiler..
Orhan Baba
bana eskiden kalma iki resim ve şabani
şeyhi olan Yesari Asım Ersoy’un bir tasavvuf sohbeti CD sini hediye etti..henüz
dinlemedim.. dinleyince Sana yazarım belki.. ve Edirne Eski Camii hakkında olağanüstü bişey dahi
öğrendim.. biliyorsun benim şimdiye dek gördüklerim içinde en etkilenip, en
beğendiğim tek camim o(Ayasofya hariç tabii)..hatta o, kalbimin beni götürmek istediği, lakin çok
karışık ve ağır tefekkürler olduğuna inandığım için bir türlü yola açılamadığım
Serendib mekanına beni çağırıyor gibiydi…ahh Hind mitolojisi neden o derece
karışıksın?.. ahh BALİ hiç ilgimi çekmeyen, korkunç disiplinli ritüellerin neden
beni çağırıyor?..
ve Orhan
Babaya son masalımda geldiğim kendime
bir adem yaratmak bahsinde bana yardım etmesini rica
ediyorum..hıımm..gülümsüyor..zor tabii..hz Meryem’e gelen Cibril’i, Mevlüdü
Şerifteki: 'Ol!'
dedi bir kere var oldu cihan.. 'Olma!' derse, mahv olur ol dem hemân.. Haşre
dek ger denilirse bu kelâm.. Nice haşr ola, bu olmaya temâm.. Pes Muhammeddir
bu varlığa sebeb.. Sıdk ile ânın rızasına kıl taleb” i okuyor..ve
Sevdiğim ben ilk defa o bunu okurken yeni bir farkındalığa yükseldim ki,
haftaya 5. Unsurumla alakalıydı zaten..ve sonra ikimizde yazıyla da olsa bir
adem yaratmamın doğru olmadığına, bu işten edeble cehalet-i cüretimi bilerek el
çekmeme karar verdik. gülümsedik.. O, son dua ve ASR dan sonra ilk defa “FATİHAyı
sen söyle” dedi ve aminn..
amma Sevdiğim Sana bir sır vereyim mi..bir gün ben bu idraki kolayca pratiğe dökecek kayıtçı haline
geldiğimde; bunu yine yine, ölene dek Sen beni her kıskandırdığında deneyeceğim biliyorsun değil mi? neden?
söylemem.. biliyorsun ..işte ölene dek bunu deneyecek ve her defasında son
dakka vazgeçerek benim için yaratılan tek ADEME TESLİM OLUP, SECDE EDECEĞİM
SEVDİĞİMJ..HER ZAMAN Kİ GİBİ..
ve
şimdi 4. anasırrı erbaamız olan TOPRAK
bahsindeyiz..aşağıda okuyacak olduğumuz bölümün çoğu alıntı ve kopyala
yapıştır..bayağı ağır bir mevzu..bu
masal çocuğu masonlar ve dervişleri de tahsil ettiği için Yahudi kabalası
olan hz ADEMDEN BERİ GELEN eski mısır insiyasyonu ve onların sefirot-hayat
ağaçları olan letaifler ilmine, yani sütun dikip, icazeti –mührü üstüne vurup,sırtını
kendi sütununa dayayarak, kendi kuyusundan kendi ışık çocuğunu doğurup, yeni bir hayat ağacı dikme çalışmalarına
göz atacağız..bu eski Yunan’ın eski Mısır’dan aldığı SALONLAR- SÜTUNLAR
ilmidir ki, bende bu şeyleri ilk defa okuyorum ve hiiç anlamıyorum inanın..öyle
bir disiplin sahibi olmadığım içinde hayatımda hiç böyle bir deneyimim olmadı..
her şeyi, kendi ana esmamın pratiği lütfu ve Efendimin yolumu işareti ile,
sadece iz sürerek kaydediyorum o kadar.. yani bilin ki ben bunları yazıyorum
ama bir defa dahi merak edip denemem..
Sevdiğim ilk evvela benim için toprak ne demek, tüm hayatım boyunca toprak için neler anlamışım Sana onları yazmak istiyorum tamam mı?.. toprak nötrdür..insan aslında enerji bir varlıktır..üstelik insana gelen bilgide enerjidir.. ancak toprak bedenlerimizin bu fazla gelen enerjiyi absorbe edip yalıtması sayesinde hepimiz çalışıyor,yanmıyor, birbirlerimize dokunabiliyor,eşyaya sahip olabiliyoruz..eğer toprak bedenlerimiz ve toprağın aşırı tevazusu olmasaydı eminim ki biz KABİLİN ÇOCUKLARINI hiçbir tabut evi içine almazdı..
insanın aslı
topraktı..hakikatte ise toprak ve suyun durup kokuşmuş balçık kilinden başka da
bir şey değildik. bu kil kalıplar, iki
elde(cemal&celal-batın&zahir)
şekillendi..ve çömlekçi mimar onu ateş-i aşk ocağında pişirdi..vücudundaki
12 delikten hava girip çıkıyordu..o esnada yeryüzü ve gökyüzündeki en bilge ,en güzel sevgili rehber olan iblis dahi, diğer tüm melaike-cin taifesi ile gelip onu görmüştü..onu murdar bulup tüm deliklerinden girip
çıkarak, 12 burucunun içinde dahi gezinmişti..hatta değişik mitolojilerde ademi
hiç beğenmediği, onun yerini alacağı kıskançlığı ile ona tükürdüğü-hatta çok daha kötü şeyler yaptığı ve o izin
bizi kusurlu kıldığı dahi var..
ve vakti saati gelince
Yaratıcı ademin topraktan heykeline ruhundan ruh üfürdü..ve Adem aksırarak
uyandı-canlandı..kendini bildi.ve hemen LAİLAHE
İLLALLAH dedi..Yaratıcısı da ona MUHAMMEDÜRRESULLULLAH
diye cevap verip selamladı..ve RABBİ,
tevazu sahibi bu ADEM MAKAMINDAKİ İLK GERÇEK İNSAN ADAM a MÜRŞİD ESMASI İLE ESMALARI TALİM EDİP ÖĞRETTİ..ve Mürid
esması ile ilk derviş olan hz ADEM
de esmaları-isimleri-şeylerin ilmini RABBİNDEN ALARAK, iblis dahil tüm meleklere ve cinlere dahi öğretti...VE İLK TURUKU ÂLİ YOLU BAŞLAMIŞ OLDU...
böylecede Adem kalıbına
hapsolmuş isimler panteonu, kendi tanrılıklarını ADEMSİZ BİLİP ilan edemeyeceklerdi.. tüm isimler birlikte secde-i tevhid olduklarında ancak, ADEM
KENDİLERİNİ KABUL EDİP, isimleri sıfatları
ve fiilleriyle birleştirip cem edip okursa CAMİ OLABİLECEKLERDİ..ve Mehdileri olan ADEM MAKAMININ hüccuratı
olan isimler; ona biat edip, onun camiisinde, onun adem kubbesi altında
salata duracaklar ve her an getirmekte oldukları Ezvacı Salatüsselam Mayayı Muhammediye
nuru aşkını bir nebze idrak eyleyeceklerdiJ……
ve şimdi Rab diğerlerine Ademe secde
etmelerini emretti..dikkat
ediyoruz..Allah kendisine değil ,her
yarattığına değil, makam-ı adem olan
esma tahsil etmiş olan Ademe secdeyi emretti..neden?çünkü ahsen-i takvim
olan, zamanın kendi eliyle yürüyeceği yeni makamın sembolü horusra
horoskop oydu da ondan..şeytan-ı iblis Rabbine secde ediyordu ama bir
pişmiş balçığa –ağır-KATI bir madeni unsura asla secde etmeyi kabul
etmiyordu..ve secde emrini alan tüm melekler Adem’e secde eylediler..iblis ve
ona uyan bazı öğrencileri ise secde etmediler..işte orada bu secdeyi yapan ruhlar; dünyada da ister bilsinler
ister bilmesinler esma okuluna kayıtlı
olduklarından, hz İdris’in okulunda kendilerine KİŞİYE ÖZEL BİÇİLEN astrolojik esma
hullerini giyebilmek için yola koyuldular ..ve asla unutmuyoruz ki;Mürşidini İdris’i HAK Bilmeyen daima kendisinin
mürşidi İblisi olduJ!!..
bence bu
kadar yeter..şimdi alıntılara kendi zannı eklentilerimi de katarak yeni
anladıklarımızın sergisine geçiyoruz Sevdiğim..hadi elimi tut ,birlikte
gezelim..Sen Latifim ol ben LatifenJ..cincan..mercan..incin..insücinJ…
ÇARK-I FELEK: letaifler ve batını olan soyut diğer 4 unsurun maddi 4 unsurla izdivacı ve 8 li rüzgar gülü sisteminin devriyey-i çarkının işlemeye başlaması....
1.unsur:ALEMİ KALP..MAKAMI ADEM..SOYUT TOPRAK
2.unsur:ALEMİ RUH..MAKAMI İBRAHİM .SOYUT SU..
3.unsur:ALEMİ SIR..MAKAMI MUSEVİYE..SOYUT ATEŞ..
4.unsur:ALEMİ HAFİ..MAKAMI İSEVİYE..SOYUT HAVA..
5.unsur:ALEMİ AHFA MUHAMMEDDİYE..
HAKKIN ZUHURU TOPRAK..hurufi atayı esma(YE
HARFİ)ve letaif bedenlerinle bu maddi zuhur oluşur.. yani insan kökten
topraktan olmadı.. toprak en son aşamaydı..sabrın sonu. KELAM TOHUMUnun(OL EMRİ). bir bitki gibi felaka –iki
ayağı üzerine filiz vererek, toprağı yarıp çıkması gibiydik..zaten insan evladı
da nutfe-i tohum ile daha sonra bu yaratılışı kendisi üstlenecek ,kulluk
edecekti… toprağı da kendisine nötrleyici O BOŞLUK NOKTASI KILDI.... elektirik enerjisi gibi fazlarını absorbe eden, tüm esma panteon
sahibi hüccuratı kiram olan vücud ahalini de tevazuya davet edip ,onların uçup
kaçıcı yapısı olan nar-ı NUR
enerjisini terbiye eden Turab-i Rabbül Beyt
(toprağın evinin rabbi) =terbiye edilmiş
ev sahibi insan yaptı..
ve insan da sacayak 3 sütun üzerine
yükselir..iki
kaide-i kadem üzerinde dikilen 2 sütun bacağı ve 7 letaif
noktalı insan gemisinin omuru ile hay
olan asa suyu sıdretül müntehası İNSAN-
33 düğümlü omurgası ile
düğümlerine üflenilerek düğümleri çözülen ve sonsuz ışıklı ilme kavuşacak olan
tek varlıktır.. İNSAN EN MÜKEMMEL OLAN YARATILMIŞLIK SINIRINDAKİ O YASAK
AĞAÇTIR Kİ, KİMSE O AHSEN-İ TAKVİM OLAN VE SADECE BİR KİŞİYE HAS MAKAMIN ÜSTÜNE
İLLA BİR SULTAN GÜÇ OLMADAN ÇIKAMAZ…
ADEM=SALAT |
ayrıca Toprak namaza tekabül ediyormuş..ve insan su bulamadığında toprakla, eğer ne su, nede toprak bulamazsa su ve toprağın karması çamurdan yaratılmış bir insana ellerini sürerek abdestte alabiliyormuş değil mi? yaaa insan böyle acaip bişey işte..arsayı şahane mülk- toprak adem ve her dem en değerli gizli hazine-i cevher yatağı maden İNSAN.. Namazın batını-ahiret beden olarak anlamı: KIYAM(ayakta duruş) NAR-İ ATEŞ misaliymiş.. RUKÜ HAVA gibi OLUŞ- DÖNÜŞÜMü anlatırmış.SECDE ise SU gibi belli biçim ve şekillendirmelermiş. KUUD(oturuş) ise TOPRAK HÜKMÜNDEdir.
yani belki de namazın
bu şekilleri bizlere 4 büyük melek ve
onların terkibindeki diğer melaikenin
namaz şekillerindeki secde-i kulluk hizmetlerini ve hz peygamberin miraçda
seyrettiği her melek taifesinin farklı
sonsuzlukta süren namaz fiillerini de açıklıyor sanırım..çünkü onların her
birinin tek tek yaptığı fiili daimi namazın hareketleri bizim her bir
rekatımızda mücdemitmiş..ve secde kıyamda,ruküda,secdede,kuuddaymış değil mi?yani salatüsselam olan
namaz hep secdeden ibaretmiş…
ve Kelt mitolojisinde toprağın sembolü tavşandır..
simyacı-masonların( Alis Harikalar Diyarı)
evrenler arası seyahatin yapılabildiği tavşan deliklerinden geçip, tayyimekan &
tayyizaman yapabilmenin simgesi de tavşandır.. Anadolu alevileri tavşanın pek
çok hayvanın bileşimi olduğuna inanır,tavsan eti yemezlermiş. Bu sebeplerin
bazıları şunlardır: tavşanın adet görmesi, etinin çok kanlı ve sağlıksız olması
,kedi ile çifleşmesi (aleviler tavşanı
hz Ali’nin kedisine benzetirlermiş). tavşanın kafası kedi kafasına, kulakları
eşek kulaklarına, arka ayakları köpek ayaklarına, ön ayakları kedi ayaklarına
ve kuyruğu domuz kuyruğuna benzediğinden bu fiziki-biyolojik farklılık halkı
ondan uzaklaştırmış..birde Hızır’ın bazen tavşan suretinde zuhur ettiğine
inanılırmış..
Makamı ADEM…TOPRAK UNSURU..tezahür, zuhur alemidir.insan
yaratılışının en sonu,su ve toprağın karışımı olan balçık çamur safhasıdır.. yoğun, katı sabit ve dişidir.. o yüzden ilk insana pek çok mitolojide kara toprak,kırmızı
toprak, toprak adam denilmiştir..eski Mısır’da erkeğe kırmızı toprak
denir ve mumyasının üzeri kına ile kızıla boyanırdı.. kadın mumyası ise sarıya
safran ile boyanırdı.. toprak yeryüzü
yani rahimdir.. gökyüzünden RAHMANIN
YAĞMURLARI İLE HAMİLE KALIR..ve ilahi nefes sürekli
dölleyici kelamını estirir..vaktin seherini idrak etmek ne güzel ah bilsekJ?!
eski Mısırda
gökyüzü NUT annenin kocası,
yeryüzü GAB babadır...eski yunanda yeryüzü GAYA anadır... tüm tohumlar topraktan
inşirah ederek felâka halinde, iki yaprak filiziyle çıkarlar.. zaten Allah ayetinde;“biz
insanı topraktan bir bitki gibi bitirdik ,bize yaratmak çok kolay “demez mi?..veya
hz Meryem için“ onu nadide bir çiçek gibi yetiştirdik” demez mi?..
Toprak yeryüzünün mağarası-hırası rahmidir..Rahmanın
yağmurlarının döllediği tüm tohumları bağrından fışkırtır ve onları yine Rahman’a
kurb’an olarak adayarak sunarJ..demek ki çocuklar hepimiz neymişiz anlayalım..kurbiyet bayramı
yaklaşıyor ona göre.. sunaklar kurulacak haberimiz olsun yani..bir tek
kendimizi akıllı, herbişeyi biliyor sanmayalım..yeryüzünde misafir olduğumuzu
ve ev sahibimiz TÜRAB-I HAK RABBÜL
ALEMİNİ, tabiatının kudretli yetkisini
unutmayalım lütfen.. Kabil’in çocukları
hayvan-i nefslerinin zahirini ,Habil’in
çocukları ise ;nefes mi hikmet mi buğdaylarını yani, hayvani nefslerininin
batını olan kendini bilmeyi dilemeyi
kurb’an edecekler..”biz bilmiyoruz
Ya Rabbi sen biliyorsun” diyecekler..
SOYUT ADEM
TOPRAĞININ içinde tüm elementler ve cevher-i madenler ,bilhassa oranları farklı
olsa da safiye makamı olan saf altınlık
cevheri de varmış(yani BUGÜN AHMET BENİM
AMA DÜNKÜ AHMED DEĞİL safhasıJ).. ve
altını diğer maden cüruflarından arındırıp safiye makamının ortaya çıkabilmesi
içinde demircinin(DAVUT as MİSALİ AŞK),tasavvufi tarikat
mürşidinin, O kişinin tüm zannı
vesveselerini ateşte eritip, bozuk
ayarlı madenlerini temizleyip, saf altınını
ortaya çıkartması lazımmış değil mi? su, kokup bozulabilir.. oysa altın
en yüksek kalitedir.. kokmaz, bozulmaz tek iletkendir..ve güneşin ışınları
altın renginde gözükür.. olgunlaşmış hikmeti buğdayın rengi altın rengidir.. ismi
Hak sarıdır..ve melamet sordum sarı çiçeği, sarı sabır sarıdır…ve BA-KA-RA daki
bakılıp aranan sarı inek de asla boyunduruğa girmemiş biatsiz bir melamettir
anlayalım yani..
4 unsurun ,4 yönündeki
koruyucu ruhlarının kadimlikte tezahür
suretleri hakkında malumat: KERUBİLER(Tetramorf (tetramorph) dört varlığın
birleşmiş halidir)..Bu 4 varlık;4 sabit burcu,4 ana elementi ve 4 yönü anlatan
kerubi bedenleridir.. yani yaradılışta letaiflerin aşağıya-dünyaya inerken içinden geçtiği göksel astrolojik
evreleri, insanda baskın 3 değişik
hayvani alemin en üst seviyedeki
hayvani kral tabiatını ve denizde,
karada ,havada yaşayabilme ilmine haiz olan İNSANA ÖZEL HIZIR&İLYASLIK İLMİNİde
anlatırmış....
BEKA MERTEBELERİ VE SOYUT 4 UNSURUN EZVACI..
Hava Kerubu..İnsana benzer..Kova burcu çağı (altında ve üstünde boşluk olmayan hava-amaJbahr-i zat. cem makamı)
Hava Kerubu..İnsana benzer..Kova burcu çağı (altında ve üstünde boşluk olmayan hava-amaJbahr-i zat. cem makamı)
Ateş Kerubu..Aslana benzer…aslan burcu çağı(hazretül cem makamı)
Su Kerubu..Kartala benzer..Akrep burcu çağı(cemmül cem makamı)
Toprak Kerubu..Boğaya benzer..Boğa burcu çağı..(AYN-AHADİYETÜL CEM MAKAMI a.s Efendimiz)
Tekvin(YARADILIŞ) kitabında Cenneti (ADEN
BAHÇESİ) koruyan; insan, hayvan, kuş başlı, kanatlı olarak tasvir edilmiş
tabiatüstü yaratıklar kerubimlerdir .. kerub=yakın
olanlar(arapça MUKARREBİLERJ-akreb-i
akraba bahsiJ)Asur
dilinden İbranice'ye geçen "Kerub"
sözcüğünün çoğuludur. Kerubimler tanrısal
koruyucular,VAZİFELİLERDİR.. Kerubim, Asur dilinden İbraniceye geçmiştir.
Anlamı yakın olanlardır ..mesela Ahit Sandığını korumak için iki Kerubim
görevlendirilmiştir.Asur ve eski uygarlıklarda tapınak ve evlerin
kapılarını,kralların tahtlarının ayaklarını,kollarını koydukları yerleri, ayaklarını
uzattıkları tabure bacaklarını işte bu kerubimlerle süslemişler.. o suretlerle de korunduklarına
inanılmış.. ve zamanla bu yüksek bilgiler unutuldukça da, onları put edinip
,aman dilenip tapınmalar bugüne dek süregelmiş..bu gelenek bugün feng shui ile halen uygulanmaktadır..
tepesinde bir HOROZ olan RÜZGAR GÜLÜNÜN sembolü: ( horusRA =İnsan-ı Kamil); 4 yüzü,4 yönü ve 4 koruyucu ruhu (meleği=kiramen katibin)vardır ve buna geçmişte horusun 4 oğlu demişlerdir. Sümer de Marduk 4 yönlü ve 4 değişik yüzlüdür..bunlar insanda var olan 4 yüksek tekamül hayvani huy tabiatının kuvveti kudretinin sembol suretleridir…4 meleki kuvvettir..yani Cebrail, Mikail, Azrail, İsrafil ..
*mağarada 7 uyurun sembolü(kalp,sır,ruh,hafi,ahfa,nefs-i natıka,nefsi sultani) belki de budur..ve en önemlisi de kapının önünde içeridekileri koruyan kelb-kalp kerubisidir(piramitin önündeki sfenks)...
Eski Mısırda kerubiler
1.GÜNEY- ateş (karaciğerler)İmseti=İNSAN yüzü, İsis tarafından korunuyordu…
2.KUZEY-toprak (akciğerler)Hapi =MAYMUN yüzü, korumak Neftis’in göreviydi.
3.DOĞU- hava (mide)Çakal Daumutef =KÖPEK yüzü Neith’in,
4.BATI- su (bağırsaklar) Kebehsenuef,ATMACA-ŞAHİN yüzü Serket’in koruması altındaydılar…
1.GÜNEY- ateş (karaciğerler)İmseti=İNSAN yüzü, İsis tarafından korunuyordu…
2.KUZEY-toprak (akciğerler)Hapi =MAYMUN yüzü, korumak Neftis’in göreviydi.
3.DOĞU- hava (mide)Çakal Daumutef =KÖPEK yüzü Neith’in,
4.BATI- su (bağırsaklar) Kebehsenuef,ATMACA-ŞAHİN yüzü Serket’in koruması altındaydılar…
*Dört unsuru ve onu ihata eden ruhun
tam olduğu şeylere (Cisim) denir.Bu cismi tamamladıktan sonra (Can)
oldu, yani ( İnsan) oldu. İnsanda hem dört unsur, hem de
ruh bütün kemali ile mevcuttur. Dört unsurdan daha az unsurların
birleşmesinden (Cin) meydana gelir. Dört unsurun ruhla birleşmesinden,
ki tam kemâldır, (Can), yani ( İnsan) meydana gelir. Şu halde
madde-i aşk dediğimiz şeyin ayrıca bir vücudu yoktur. Nurdan dağılarak yine
nura gitmek için görünen o şu'leler madde-i aşk olmuştur.
Ayrıca bizim 5. Unsurumuz için
gerekli malzemeyi şöyle bir kopyalıyorum Sevdiğim bak..bu bilgiyi nete yazana teşekkür
ediyorum..çünkü budizmde (hava unsuru) Dharma tekerleği-samsara veya doğa
kanunların=devriye ve maddenin çarkı büyük zaman siklüsleriyle dönmekte ve reenkarne
olan ruhlar aydınlanıncaya dek işlem tekrar tekrar sürmektedir. Ruhların hayat çarkın içinde
sürekli doğup ölerek yeniden doğmakta olduğuna inanılırmış...
sümer de tanrıya DİNGİR -tingir,tengri denirdi |
oysa sakin
bir suya atılmış bir taşın yaydığı; huzur açılımlı(frekans dalga boylu) galaksilerimizde var ki, bunlar eve –ahde
vefaya sadık olup, sılayı rahime dönebilen medeni beden uygarlıklarımızdır.. bu
zevklidir.. huzur,şifa verir.. insanın
bu zaman çarkları siklüsları; henüz esma
aşamasına gelip, varlıkların esma potansiyellerini bilip, esma panteonundan
–kaf dağı(KÜN EMRİ-OL) surundan üfürülmeden
evvelki halleridir.. yani bu ama
haldeyken dahi her varlık, manada pir makamına çizdirilen derviş çeyizi
güller misali bir galaksi topluğunda
bilsin bilmesin yaşar..ve her sistemin bir rabb-i has kutbul pir makamı, etrafında
döndükleri çekim gücü ismi rab hassı vardır..
işte insan
denen varlık;havada nem olarak ilk başlayan tabiatından madenlere, bitkilere, hayvanata
ve dahi insan olmaya giden uzuuun yolculuklarında bedenlenmeyi başarıp aşağılıkistan olan
dünyaya, baba mağarasından anne
mağarasına, oradan da dünya şartlarına uygun bedene gelir.. ve hep geldikleri o
sıla-i rahim olan ism-i has rablerini arar durular ve nitekim çok azıda bulur..
diğerleri bulamasa da üzülmesin ,zira oda o çekimin içindedir..asla çıkamaz
zaten..sadece bilmek zevkinden mahrumdur ve cahil-perdelidir o kadar..
saat dişlileri..gül-terk |
Eski Ahitte Kerubim hakkında yazılanlar şöyledir: “Ye baktım, ve işte, kerubilerin yanında dört tekerlek vardı, her kerubinin yanında bir tekerlek, ve tekerleklerin görünüşü gök zümrüt taşı gibi idi. Ve onların görünüşüne gelince, dördünün de benzeyişi birdi, sanki tekerlek içinde tekerlek varmış gibi. Yürüdükleri zaman dört yanlarına gidiyorlardı, yürürken dönmüyorlardı, ancak baş nereye yönelirse onun ardınca gidiyorlardı, yürürken dönmüyorlardı. Ve bütün bedenleri ve sırtları, ve elleri, ve kanatları, ve tekerlekler, dördünün de tekerlekleri, çepçevre gözlerle dolu idi. Tekerlekler ise, ben işitirken onlara dönen tekerlekler, diye çağrılırdı. Ve her birinin dört yüzü vardı, birinci yüz kerubi idi, ve ikinci yüz insani idi, ve üçüncü yüz aslan yüzü idi ve dördüncü yüz kartal yüzü.”Hezekiel Bap 10 /9—10
öze en yakın olan1.dünya küresi unsuru ATEŞ (Azilut-düşünülen), saf istektir(irade,tanrısal çağrı).
2. Dünya küresi olan unsuru olan HAVA (Beriah-kozmik oluşum-berzah alemi) ateşle birleşmiş, izdivaç etmiş ve İLK AKILdır ve ilahi yaratım burada başlar..beriah yaratılışın 7. günü açılmıştır(SUNDAY-aslan başlı sfenks ve aslan burcu)... (küreler ilmimizi hatırlayalım lütfenJ)..
3.dünya küresi unsuru SU (Yetzirah-şekillerin ilk sıvı olma
halleri) ile diğer küreler izdivaç ederler..böylece baba-ana ve çocuk üçlemesi
tamam olur-besmele çekilir KÜN FEYEKÜN SIRRI BAŞLAMIŞ OLUR..yanii OL EMRİ AÇIĞA
ÇIKAR..zaten her şeyi sudan yarattık demez mi Rabbimiz..
4. Dünya küresi unsuru TOPRAK(Assiyah-hareketin katı hali)..diğer
3 unsurun 4. Unsur ile 4 eşlilik izdivacı tamamlanıp, hareket eylemi fiiliyata
geçirir.. irade-i niyet bedenlenmiştir..tanrısal icad ve
yaratımdır..
Tanrısal
irade ile yaratım birlikte çalışır..mevlüdi şerifi hatırlayalım lütfen OL DERSE
HEMEN OLUR ALEM, OLMA DESE YIKILIR KEVNÜ MEKAN...
Elyonim, yani yukarıda oturanlar, normal duyularla hissedilemez..varlıkları
farz edilir ve insan bunu(melek,cin vs) hissedebilir. Bunlar şekillenmenin
Yeziratik dünyasında yüzerler, yaratılmanın Beriatik dünyasında uçarlar.Adem Tanrının görüntüsü olarak serbest
iradeye ve seçime sahiptir. İyiliği ve kötülüğü yayar, bu da insanoğlunun
diğer ayrıcalıkları ve görevlerinden biridir.
kabala da Adam-KABOD (makam-ı Adem=insan-ı kamil)…..Tanrının
en özel ismi YHVH'nin dört harfidir(
Tanrının görkemi,şanı, ünü, şerefi).. Kabalistik tarihin bir noktasında o,
büyük ve parlak bir insan imajı üstlenir ki bu insan Kabod 'dur. Kutsal adam,
peygamber Ezekiel(hz.ZÜLKİF) görüntüsü
içinde(horusra) ortaya çıkar. Ezekiel, 4 dünya ile bir arabanın (Yetsirah) üzerine yerleştirilmiş taht (Beriah) üzerinde oturan adamın (Azilut) benzerliğini görmüştür. Bu
araba, dünya (Asiah) üzerinde
dönmektedir. Başlangıçta var olan Azilutik adam, 10 sefirotun
yerleştirilmesinde 4. olarak (bizim olduğumuz gibi) ifade edilir. Böylece
başlangıcın ademinden önce de bir adem yaratılmış ve şekillendirilmiştir, onun
adı Adam Kadmon'dur.O Tanrının 4
yansımasından birincisidir ve yayılma varoluşa, kutsallık maddeleşmeye
dönüşmüştür, ancak bunlar sürecin sonunda tekrar birleşeceklerdir.
Adam Kadmon
insan şeklindedir..o kutsal olan yansıma
görevini yerine getirebilmek için gereken her şeye sahipti, o hem ayna hem de
izleyendir (RA’NIN HERŞEYİ GÖREN
GÖZÜ) ve kendi özgür iradesine, akla, duygulara ve yapabilme gücüne
sahiptir. Adam Kadmon anlamının bilincindedir..bu kutsallığı kendinde ve
Tanrının yüzü olan evrende algılayacaktır..Bu yansıma, her aynada olduğu gibi
sadece bir görüntüdür, hiçbir zaman
gerçek değildir, direkt ilişki yalnızca Grace (Zerafet, lütuf ) yoluyla veya bütün halkanın tamamlanması ile olur(TEVHİD). Her ikisi de yayılmadan çıkar ve Teshuvah veya tövbe
yoluyla kaynağına döner.
AYN-Kavseyn mertebesi(Muhameddiyyünilerin dahi hafi şirkten kurtulabilenlerinin makamı)..Yaratılmışlığın son sınır ATA DİREĞİ-KUTBÜL DEMİR KAZIK- Makam-ı Adem –yaşam ağacı-sıfatlar aleminin son durağı SİDRETÜL MÜNTEHA (görevli meleklerinin adı MÜHEYMİNdir)NEDİR?Yedinci gök semada Cebrail (AS)’ın en son gidebileceği, bir adım daha gidersem yanarım dediği bir makamdır.Zira ondan ötede akıl yoktur.. zevk olan Zat vardır..batîna ait bir zevkmiş..aşk gelince akıl, batağa düşmüş eşek gibiymiş biline....
Kabala da sefirot;İlahi bilginin kişide 10 EMİRLE-10 katmanda açılışı KİŞİNİN KENDİ ASA SUYUNU DİRİLTİP, KENDİNİ SULAMASIYLA YEŞEREN SONSUZLUK SOY AGACINI TAMAMLAMASIDIRJ..ve yaşam ağacı evreleri-kürelerinden bir kesit alıntı..Her unsuru katmanın (tabakanın) kendi ağacı vardır, her dünya kendi içinde Azilut ağacının oluşumunu ve her biri kendi içinde kendi gerçekliğini taşır. “benim ismimle çağırın” sözü Azilut’un özüdür, bu sözün anlamı şudur: Her sefirah bir diğerini bir Tanrı ismiyle bağlar.esma ve müsemma ilişkisi.. ZAT’INDAN SIFATINA EMRETMEK VE ZAT’INI SIFATINDA SEYREDİP ZEVK ETMEK..
Keter (taç)’in ismi Ehyeh Asher Ehyeh'dir, Ben Olan Ben veya Ben Benim demektir. Bu bütün varolanların başlangıcı ve sonudur. Hokhmah (hikmet) ve Binah (anlayış), YHVH ve Elohim'dir. Eski inanışa göre bunlar Merhamet ve Tanrının görünüşüdür. Tiferet (güzellik), YHVH Elohim adıyla anılır, yukarıdaki üç sefirahın alanlarının merkezinde yer alır ve Tanrının yaratıcılığıdır.KABE’nin içindeki ve mason mabetlerindeki ve şeytan taşlamada ki 3 sütunu (RUH(GÜZELLİK)-AKIL(DENGE) ve KUVVET(MERHAMET-HÜKÜM) SÜTUNLARI) unutmayalım lütfen..bunları hayra da şerre de kullanmak insanın iradesine bırakılmıştır. Sonuçlarına da hep birlikte katlanılır tabiiJ..
*teşekkürname: alıntılarımı büyük bir öğrenme emeği karşılığında nete kaydeden tüm bilgisever ve gerekli bilgiyi nerede olursa tanıyıp,sayan ve doğru yerde kullanan tüüm kayıtçı arkadaşlarıma teşekkür ederek onları selamlıyorum..
ELOHİM başlangıçta YARATILDI demektir yani
yaratılışın daha önce var olan Kutsal dünyadan (hayat ağacının kökü) açılımı olarak anlaşılmalıdır (fılizlenme).Tevrat-Torah=tohum..İncil=filiz..Kur’an-ı
Kerim meyve-i başak-ağaç..
Zaten masonlarda
bir TAŞ KAİDE üzerinde duran bu 3 kutsal kitaba el basarak üstadlık olma yolu
biatını vermek zorundalarmış..Allah’a inanmayanlar masonluğa alınmazmış.. muhakkak
LAİLAHEİLLAH BÖLÜMÜ olan cem makamı sahibi olunacakmış yani..fakat masonların
üstad-ı azamı Hiram Usta aslında bir Yahudi değilmiş..o Mısır firavununun hz
Süleyman’a hediye olarak yolladığı en büyük yaşayan piramit mimarıymış ve o
devirde mimaride tek isim varmış o da Mısır..
ve HİRAM USTAnın önlüğü sembolüde
hiyeroglif alfabesinde G HARFİ ne
tekabül ediyormuş..yanii Tanrıyı sen Adem taşıyorsun..TANRI SENİN
İÇİNDE..KENDİNİ TANI bu işaretle remzedilmiş değil mi Sevdiğim ve çook
teşekkürler bu yeni idrakimiz içinJ(kimseye
söyleme ama bunu ne zamandır fark etmiştim, henüz yazabildim)..ve
tabii ki,Eski Mısır’da sadece firavunun takabileceği bu G NOKTASI İLMİ, daha
sonra Horasan Melami Türklerine geçen bu kendini bilme metoduyla, ahi ustalık
önlüğü olup, derviş çeyizi peştamale dönüşerek sürmüş..
ne zaman dek..takii ortaçağın fakir, hırsız, çapulcu, kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı için gözü korkmaz olan haçlıları; Kudüs’e ve dolayısı ile tüüm kadim tarikat okullarına girene, tahsil görene ve tüüm sırlarla beraber, tüüm emanet kitapları ve ilimleri alarak soyup soğana çevirdikleri Bizans-Ortadoğu ve Maveraünnehr’i terk edip, Avrupa’yı medeni insan seviyesine yükseltip, Amerika’yı 33. Dereceden bir mason üstadı azamına çok yüksek masonik ritüellerle kurdurana dek hep planla-hep disiplinle daim bir süreklilikle ÇALIŞILARAK,hep zaferle sürmüş…ve paraları olan doları dahi efsunlar gibi tamamen en üst sembollerle donatan masonlar, halen hakimiyeti tek tarik olarak, dünyayı yönetmeye devam etmektedirler.. EY MİLLET-İ İSLAM!!uyanın artık lütfen ve emanetlerinizi geri alıp onları en doğru şekilde siz kullanın..
ne zaman dek..takii ortaçağın fakir, hırsız, çapulcu, kaybedecek hiçbir şeyi kalmadığı için gözü korkmaz olan haçlıları; Kudüs’e ve dolayısı ile tüüm kadim tarikat okullarına girene, tahsil görene ve tüüm sırlarla beraber, tüüm emanet kitapları ve ilimleri alarak soyup soğana çevirdikleri Bizans-Ortadoğu ve Maveraünnehr’i terk edip, Avrupa’yı medeni insan seviyesine yükseltip, Amerika’yı 33. Dereceden bir mason üstadı azamına çok yüksek masonik ritüellerle kurdurana dek hep planla-hep disiplinle daim bir süreklilikle ÇALIŞILARAK,hep zaferle sürmüş…ve paraları olan doları dahi efsunlar gibi tamamen en üst sembollerle donatan masonlar, halen hakimiyeti tek tarik olarak, dünyayı yönetmeye devam etmektedirler.. EY MİLLET-İ İSLAM!!uyanın artık lütfen ve emanetlerinizi geri alıp onları en doğru şekilde siz kullanın..
özel not:Sevdiğim,şimdi bu masalımı astım ve anında facede dün canlı yayında 33. dereceden masonluk icazeti eline verilen;günümüzün Hassan Sabbahı-haşhaşileri olan fitne-i zamane deccalı mehdi hz mizi izledim ve çok güldüm..geçenlerde de kendisine kıbrisgillerden kutsal asa yollanmıştı biliyorsun..o kendisi mehdiliğini açıklayana dek bu türler sadece destek olacak ve ona biat edeceklermiş..Sence kedicikleriyle kaç üst düzeye santaj yapıp CDlerini çoğalttı hı?!!vay be!!bence onu taşın altına Sen mühürlemelisin.çünkü o gerçek bir ifrit..
MESELA
SEVDİĞİM ben 16 sene evveli bir ezoterik kitap okumaya başlamıştım ki;orada,
aslında Tevrat’ın Elohimle(ve TANRILAR dünyayı yarattı) başladığı yazılıydı ve
zamanla TANRI DÜNYAYI YARATTI sözü ile değiştirildiğini anlatıyordu ..kalbim,
ruhum inanılmaz karışıklıklara griftar olmuştu ve dahi işte her şey galiba benim için o geceki temaşayla başlamıştı.şimdi
bir kadim hayal kitabından, hayali uçşa da kalan izlerini kaydedeceğim bir
perdeyi aralıyorum Sevdiğim..
*yatağında ölü gibi uyuyanın gözünün
üstünde bir göz kapağı açıldı
ve yataktaki bedenin üzerinde havada boşlukta uyuyan latif bedenini
gördü(holgram misaliydi)..ve ayak ucunun ötesinden kendine en çok benzeyen sarışını gördü.o çok genç ve güzeldi(su misaliydi).kendisine ayak ucundan bakanı sağ
yanında tek göremediği diğer bir hayali(ruhu) seyrediyordu.. ve sonra onunla
sol yanında duranı gördü..o latif(zerre-i çözülmüş atom-nefesseldi).ve birden
su kadar güzel ve su kadar muntazam olan bedeni yatak odasının perdesini aralayarak
göğün karanlığa baktı.. hayretle çığlıklar atarak şu manzarayı
seyretti..gökyüzünün üzerinde tüm
yıldızlar toplamışlar ve arapça kelime-i tevhidi 2 satır halinde yazmışlardı.. üstte
LAİLAHEİLLALLAH ÇOK BÜYÜK YAZILIYDI ve altta MUHAMMEDÜRRESULLULLAH ise biraz
daha batında kalarak daha uzak misali kaydedilmişti..bu yazıyı okuyan çılgınca
sevinip, bunu oda görmeli diye yan odada bilgisayar başında çalışanı oradan
kaldırıp, pencereden görünen ayetleri göstermek için var gücüyle sesini
duyurmaya çalıştı.ama ne kadar bağırırsa bağırsın, seslendiği ne onu
duyuyor, nede ona elini uzattığında ona dokunabiliyordu..sonra üzüntüyle fark etti
ki,kendisi su bedenindeydi ve ona asla ne sesini, nede bedenini
dokundurabilirdi..çok üzülürken eline ümitsizce bakarak ,hüzünle ondan
vazgeçti.. onu terk edip, yine odasına dönerek, penceresinin perdesini kaldırıp,
o muhteşem temaşayı seyretmeye ve hayranlığını dile getirmeye devam etti..
Akabinde yatağına
gelene bir şekilde dili dolanarak olayı anlatmaya çalışıyor amma asla ne
uykusundan tam uyanabiliyor,nede bu muhteşem olayı ona dilini döndürüp
kelimelere dökebiliyordu..ve uyudular..sabah gözlerini açana, gece ne demek
istediği soruldu..heyecanla ağlamaya başlayan çocuk, dili tutulduğu için yine
anlatamadı.. normalde konuşuyor ama bu olayı ne zaman anlatmaya çalışsa dili
dolanarak tutuluyor, ona anlatamıyordu..ve çocuk seneler içinde namahremlerle
mahremleri ayırt etmeyi, çook acı çekerek öğrenme tahsiline devam edecekti..ve çocuk kendisini oluşturan ve koruyan 4
bedeni ve mahremi 5. maddesinin bu dünya
aleminde iyi bir ev sahibi olabilmesi için tahsil görecekti..ve kendisini
insan yapan unsurlarını öğrenebilmek
için senelerce çoook imtihandan geçip, neleri görüp okuduğunu anlama bölümlerine yeni yeni
gelecekti.. insanın kendine bu derece uzak olması ve kendini bilememesi ne
kadar acı aslında değil mi?ne muhteşem bir hazineyiz ve ne olağanüstü
varlıklarız ah bir bilebilsek..birde 7 uyurumuzu koruyan kıtmirisiyahpost
sahibi olan bekçimizi ah bir idrak edebilsek..yaaa işte böyle..aklımda karakıtmirikıldan yapılmış post var..
nur
cihan
nuralem7@hotmail.com
15.9.2013
nuralem7@hotmail.com
15.9.2013