24 Eylül 2014 Çarşamba

30 (O’tuz) KUŞ ,30 HARF OLAN ÂNKA ‘ NIN RÜYASI MASALI 10

30 (O’tuz)  KUŞ ,30 HARF OLAN ÂNKA ‘ NIN RÜYASI  MASALI  10

çocuk BaBa’nın  sırrıdır..var olan tek  İNSAN’ın ADEM  Olduğu idraki ile bu yazıyı okuyoruz lütfen( evet ..kadının adı olmadığı gibi maalesef kendisi de aslında yok çocuklar
J.üzgünüm..yanii  kadını henüz bulamadım. ama önemli olan ERLİKTİR.. kadından(kesret-çoklukta kalmış) mürşid olmaz der pek çok zevat değil mi? oysaki bugün pek çok erkek elbisesi içinde kadın mürşid vardır ki, kendileri de bunu bilmez.ve bu açığa çıkınca da, kadın görüntülü nadir  ER kişi için bu defada şöyle der:”ben kadından mürşit olmaz dedim..ama o Er olmuş (vahdete ermiş,bir olmuş xy)... Er’ den mürşid olur” J) ..  ..


ilahi alemden  gelen  feyz –soyut enerji beden olan insan;
babası Pi –Ra-mit ( BABA RUH'un  Hikayesi)ADEM denen MARDUK=MERD OK un belkemiğine girip ; tiamat tuzlu su canavarı olan nefs- kendini bilme duyguSU  OLmuştur... 
(* ne gariptir ki Sevdiğim, 10. Masal, yine masalımızın rakamsal sembolünü bize verir. yani anahtar kilit-sprem yumurta –erkek kadın ilimini. yani - +.. yanii bugünkü tüm bilgisayar yazılım kod rakamları olan 0101001100 ..)
**

babam bende ben babamda iken baba doğurdu anamı
anam da meme emerken anam doğurdu babamı
babam anamı doğurdu,anam babamı büyüttü.
ikisi de birlik idi talak etmezden evvel anamı
böyle bir zade-i mader değilim sanma ben ebter
babamla ahd ettim ol dem ki doğursun o anamı
babam bana veled dedi her emrine mütekidem
anama mahrem dedi görmedim vech-i anamı
(Arif-i billah ve vasıl-ı Selanikli Hacı Ali Örfi k.s)
(Fatih Setürbedarı Kutbu’l –Arifin,Gavsu’l Vasilin Mürşid-i Kamil Ahmed Amiş Efendi)



ve her ne olursa olsun, ezelde, evvellik kadim makamı da getirir hükmünce,  yine  BABA nın hükmü altına kalan çocuk ile babasının bu olayı konuşması masalına başlıyoruz 
J ..

BABA:
mesela Leyle-i  kadir nedir? LEYL ne demek? herkes kadir gecesi der değil mi? oysa leyl- gece diye bir şey yok.. karanlık var..şu güneşin ışığı karanlığı meydana getirmiş. feza alemi simsiyah karanlıktır. güneş olmazsa her yer kapkara olur.. gece olmaz. karanlık olur. Kainat,şu dünya karanlık içinde. Bak! burası aydınlık değil mi? pekii Amerika şu an da aydınlık mı? değil.çünkü şu anda güneş oraya vurmamış da ondan.. buraya vurduğu için aydınlık. o zaman şu dünya karanlıklar içinde.. güneşin vurduğu yer aydınlanıyor. evet..leyle-i kadir –kadirli bir gece diyoruz ya..

pekii sen bu aleme nasıl geldin, şimdi ona bakalım?..senin annenin karnı karanlık mıydı? evet.. ora seni kadirledi mi? evet.yani sen kendini kadirledin.. baban seni ananın karanlığına göndermiş. sen orada kendini kadirlemişsin. 9 ay kalıp orada insan oluyorsun.karanlık seni kadirlemiş mi pekii?..  evet ..


insan ilahi alemden gelirken fezanın her tarafı karanlık..siz cenneti alem Allah’ın yanından feyzi -enerji beden olarak  çıkıyorsunuz, dünyaya doğru geliyorsunuz.. nereye geliyorsunuz? babamızın karanlığına. gelen enerji babanızın karanlık batınına girer değil mi? evet..nereye giriyorsun? Babanın kuyruk sokumundan bel kemiğine giriyorsun evvela.. belkemiğinde ilik var ..orada   belkemiğinde bir müddet durduktan sonra babanın husyelerine- yumurtalarına  iniyorsun ( ilimle konuşuyorum, anlaşılsın diye )..orası da karanlık değil mi?.orada meni oluyorsun..işte sen şimdi babanın karanlığında meni olarak kendini kadirledin..

o babanın karanlığında senin yanında kaç kişi var biliyor musun? rakamların bittiği kadar hücre boyut insan var orada seninle birlikte.. dünya nüfusu onun yanında sıfır olur. bir milimetreküpü gözünün önüne getir.. bir toplu iğne başı kadarının içinde bir  milyon tane insan var..baba bir atışta 3 cm küp atar.bir milim ne olur ki? işte o kadar insanla beraber babanın husyelerindesin sen.o karanlıklarda  meni olarak kendini kadirlemişsin.. Allah’ın zuhuru olduğu için… insan Allah’ın belireni yani..
ayet ne diyor?  Ve iz ehaze Rabbüke  min beniy Ademe min zuhurihim A’RAF SURESİ (172)... benim zürriyetim adem.. zuhurum benden güneşin ışığı gibi aksetti demek bu..



İHLAS SURESİ: Kul hüvallâhü ehad. Allâhüssamed. Lem yelid ve lem yûled. Ve lem yekün lehû küfüven ehad
.
 Anlamı: (Ey Muhammed!) De ki: O Allah bir tektir. Allah her şeyden müstağni ve her şey O'na muhtaçtır. O doğurmamış ve doğmamıştır. Hiç bir şey O'na denk değildir.

BABA: senin annen baban var mı? çocuk: aslında yok ..BABA:hiç yok senin annen baban hiç yok!..bak şimdi..ilahi alemden tek başına geldin ve baban yok, anan yok..Allahın belirenisin ,dünyaya gelişin Allaha kavuşmak, belirlemek… halife olarak geliyorsun. ilk önce feyz bedensin. evvela dünya ya inmeyip,  babanın beline karanlığına geliyorsun.. şimdi baba var ama henüz ana yok. ne vakit ki baban seni annene gönderdi, o zaman senin annen oldu.. işte vaktiyle senin de anan baban yoktu. kıymetine, hikmetine, kim olduğuna bir bak.

ilahi alemden Allahtan ayrılmış geliyor ve bir insanın beline giriyorsun ve o zaman baban oluyor. henüz annen yok.sadece babanla sen varsın..baban seni annene yolladığında ancak annen olur. ihlasta ki lem yelid velem yüled işte budur.. doğmadı doğurmadı demek bu.. yani Allah’ın anası babası yok.şimdi sen bu ilimle düşün senin de anan baban yoktu değil mi Allahtayken ...kulhuvallahu ehad. Allah birdir.. ama sende ,bende birim..

peki Samediyeti-ihtiyaçsızlığı ne yapacaksın?.. evett..sende Allahtayken bir boyutta bir zamanlar  babana gelene dek ihtiyaçsızdın. bir babaya ve bir anaya ihtiyacın o zaman yoktu..babana gelince de ne havaya ne gıdaya hiçbir ihtiyacın yok.sadece babana ihtiyacın var..ananda dokuz aylıkken doğmadan da insansın..işte ananın karnındayken sen insan olarak varsın. doğunca insan olmadın. doğmadan oldun ..yani seni kimse doğurmadan da vardın.daha sonra dünyaya indin..ihtiyaçsızlığını anlıyorsun değil mi? işte senin de bu halinde bir aynın yok.ayetle hem Allah ‘ın hem de senin bir eşin benzerin yok.. ayetleri hem Allah’ta hem kendi vücudumuzda anlıyoruz dikkat..vücûdan öğreniyoruz..


“KADİR SURESİ: 1. İnna enzelnâhü fî leyletil kadr. 2. Vemâ edrâkemâ leyletül kadr. 3. Leyletül kadri hayrun min elfi şehrin tenezzelül melâiketü verrûhü fiyhâ bi izni Rabbihim min külli emrin selâmün hiye hatta metla’il fecr.
ANLAMI:1. Biz onu (Kur’an’ı) Kadir gecesinde indirdik. 2. Kadir gecesinin ne olduğunu sen bilir misin? 3. Kadir gecesi bin aydan daha hayırlıdır. O gecede Rabb’lerinin izniyle melekler ve Rûh (Cebraîl) her iş için iner dururlar. 4.Tâ fecrin doğuşuna kadar O gece esenlikler ile doludur. “


inna
ben demek. enzelna ne demek?. aşağıya indim. inzal oldum. nereye inzal oldum?.ayete göre şimdi nerdeyim,nereye ineceğim bilmiyorum değil mi?..ee enzelna ya bir daha bakıyoruz.ben iniyorum.beni gönderen yok.. kendim iniyorum.çünkü Allahın halifesi zuhuruyum.şimdi babamın içine-karanlığına iniyorum..o zaman ben kendim iniyorum.beni kadirleyecek yer babamın karanlığı..Kur’an-ı Kerim Allah’ın kelamımı?.evet. insan canlı Kur’an mı? evet.işte o zaman ben sana bunları Canlı Kur’an olarak Vücûden anlatıyorum ..inna ben canlıyım, Kur’an ım. Leyletil Kadr..

enerji bedenim ya ,işte o halimle fezadan geçtiğimi bilemiyorum.. ama, babaya girdiğim belli ilimle..babanın kuyruk sokumundan giriyorsun belkemiğine ,oradan da omuriliğine, orada az bir şey durup sonra da husyelerine iniyorsun. husyelerde iki tane yumurta var. biri + (erkek) biri eksi (kız) değerdedir..  bir yumurtaya erkekler toplanır, bir yumurtaya dişiler toplanır.. artık sen enerji feyz beden değil sperm –meni bedensin.. babandaki karanlıkta sprem olarak kendini kadirledin değil mi?evett.




 BABA:”neden herşey karanlıkta olur?”
çocuk:çünkü tohumlarda toprağın içinde karanlıkta oluşur ve topraktan çıkar ondan. BABA;”evet doğru..pekii..toprağın içinden çıkan bir karpuz, karanlıklarda  yetişti mi? tefek halinde de yetişti mi karpuz?.evet.ee karpuzun içi karanlık. aydınlıkla alakası yok değil mi? evet.. karanlığın içinde karpuzun içindeki çekirdekler karpuzu kadirlemiyor mu? Yaa .hep karanlık.. neden karanlıkta oluyor? aydınlıkta olsaydı diyorum..sende annenin karanlığında oldun ya.şimdi sen kendin annenin karnında o karanlıklarda oluşunu bir görseydin..bir bakıyorsun ki ufacık bir meni olarak ana karnına düşmüşsün değil mi? bir bakıyorsun ki iğne ucundan ufak  ,göz görmez şekilde ufak bir menisin. orada yavaş yavaş kıpırdıyorsun, bir şişkinlik oluyor burnun oluyor,bir kıpırtı bir şişkinlik gözlerin oluyor, saçların ,dudakların ,ellerin ,vücudun oluyor..ee o karanlıklarda kendini oluşurken böyle seyretseydin ne olurdu?!..


MİH' RAB
çocuk: KORKARDIM..BABA:yaa korkardın değil mi? karınca yavrusunu, hıyar kendini oluştururken karanlıkta ,hepsini seyretseydin dayanabilir yaşayabilir miydin söyle? Çocuk: HAYIR, KORKAR,YAŞAYAMAZDIM.. BABA: yaa neden karanlık? DAYANAMAYACAĞIMIZ İÇİN..hah.işte gördün mü, dünya ne için karanlıkmış. Kainattaki tüm oluşumlar,güneş,dünya tüm oluşumlar karanlıkta oluştu. sen onu seyretseydin yaşayamazdın.. ama doğduğun zaman bu halini görüyorsun ve rahatsın..


İnna enzelnâhü fî leyletil kadri:
beni karanlık kadirlemiş.nerde? babamın karanlığında, sonsuz sayıda meni hücre insan olarak..şimdiii, babam hepimizi birden gönderiyor anneme.. sonsuz sayıdayız.anamın iki yumurtası var. ben erkek olarak gidiyorsam  anamın dişi yumurtasına giriyor,onunla sevişip onu döllüyor muyum? evet.. şimdi döllenmiş yumurta oluyor muyum ? evet..bunu ,benim o halimi bir seyretseydin yaşabilir miydin? yaşayamazdın. mesela sen erkeğe gitmişsin,erkekle birleşmişsin annende.. karanlığın neden karanlık olduğunu anladın mı artık
J.o gece esasında karanlıkta kendini kadirledin. neden?.aydınlıkta kendini  kadirleseydin etin kemiğin oluşurken çıldırırdın. bir timsah kendisini aydınlıkta  KAdirleseydi oluşurken korkar mıydın korkmaz mıydın. korkardın değil mi?..ne için karanlıkmış. görmiycen bu oluşumları. göstermiyor Allah.. doğduktan sonra timsahdır der tedbirini alırsın. insansa kucağına alır seversin..

Güneş eksi(-) değerde dişidir. Arz artı(+) değerde erkek .onlar gizli birleşme yapıyor ki hayat devam etsin hayat olsun diye..


BABA: çocuk doğurdun mu sen?.. ya kurbağa doğursaydın hayret eder miydin? bir timsah doğursaydın korkmaz mıydın? çocuk: KORKARDIM. HERKES BENDEN KORKUP KAÇARDI..BABA: eee çocuğunu da doğuruyorsun hiç korkup kaçmıyorsun.. çocuğum oldu efendiim diye seviniyorsunJ..bu ne bilgisizlik.karnından bir insan çıkartıyorsun.o çocuğu sen hâlk ediyorsun. sen olmasaydın Allah o çocuğu göndermeyecekti.. o karanlıklarda o çocuğu sen yapıyorsun.Allah ananın karnına elini sokup seninle uğraşıp yapmıyor..karışmıyor bile.ZEVKİMİN İMANI İLE KONUŞUYORUM ..kendime ait iman bu..

çocuk ;
hani renk ışıkta olur deniyor ya.ama karpuzun içinde kırmızı nasıl oluşuyor?..karanlıkta renk nasıl oluyor bunu anlayamıyorum?

BABA:RENGİ KENDİN YAPIYORSUN,KARPUZUN KENDİSİ DEĞİL,SEN YAPIYORSUN.. karpuzun tadı var mı? .çocuk: var. BABA: BAK!! KARPUZUN TADINI  kainatta  BİLEN YOK..şimdi karpuz şurada dursun,sen oradan karpuzun tadını bilebilir misin ,bilemezsin. kainatta da kimse o karpuzun tadını bilemez.. nasıl biliniyor?. yiyince .hah .o zaman o tadı senin dilin mi yaptı, yoksa o karpuz tatlı mıydı?.. şimdi o karpuzun tadı yok.tüm dünya- kainat zifiri karanlık, güneş aydınlatıyor.aslında karpuz dahil hiçbir şeyinde tadı yok.. karpuz kendisini karanlıkta hazırlıyor, çekirdeği filan da içinde. ama kırmızısı rengi yok. ham halinde düşün karpuzu şimdi.. karpuzdan yiyince tadını anlıyorsun ,neyle dilinle o tadı anlıyorsun.. şuna bak aslında hiçbir şeyin tadı yok.nasıl tadı biliyorsun.. şu dilinle değil mi? karpuzun tadını bilen dil, karpuzun tadını da yapmıştır. çocuğu yapıyor da karpuzumu yapamayacak
J.


çocuk:RENGİ NASIL YAPTIM  PEKİİ? ..
BABA :
rengini de söyleyeyim. renk diye bir şey yok.. dünya siyah beyazdır.siyah dediğim karanlık, beyaz dediğimse aydınlıktır. başka renk yoktur hakikatte. güneşten gelen ışık karanlık dünyaya vurunca aydınlık oluyor. yani aydınlık yapmadır. karanlıksa orjinaldir ..her şey karanlık tamam mı?!.. bazı köpekler var.sadece siyah beyaz görürler.. doğa siyah beyazdır.. rengi yok.şimdi göz ne yapıyor?.şimdi şuradaki ağacı yeşil görüyorsun, şurayı sarı görüyorsun değil mi? aslında böyle bir şey yok.. şu tv alıcımı? Burada siyah beyaz hareketli insanları görüyor musun?. renkli mi geliyor?...nerden geliyor bu alıcıya o insanlar havadan mı? çocuk: kablodan dalga  geliyor.. BABA: DALGA GELİYOR..alıcı olduğu için kırmızı gözüküyor, yürüyor gözüküyor, insan gözüküyor.. o zaman şu bahçedeki ağaç siyah beyaz.. oradan sana bir dalga geliyor. sadece dalgası geliyor. gözünün retina renk tabakasına o dalga çarptı mı? Gelen dalgaya göre kırmızı yeşil sarı görüyorsun. KOKU AYNI..SES AYNI..HER ŞEY AYNI..

çocuk: o zaman bu duyu organları kendi kendine bunları yaratıyor.
BABA: evvet. YARATICI  amma ALLAH DEĞİL! sakın karıştırma.bu ilim.. çocuk : bu ilimler herkes için değil..BABA :herkes için değil tabii.ama herkes yaşıyor da haberi yok..çocuk: insanlar bunları bilirse çok mutsuz olurlar..BABA: işte mutsuz olmamaları içinde onlar bu karanlıkla idare ediyorlar.bu karanlıkta gözükmüyor hiçbir şey
J.  gözüne böyle dalga gelirde böyle yeşil görürsen mi mutlu olursun?..baktın yeşil ağaç dediğinde mi mutlu olursun? çocuk:yeşil ağaç dediğimde mutlu olurum . BABA: ya yeşili yapan sen olursan mı mutlu olursun (bilen için)?..çocuk:bilen için tabii ki yeşili yapan ben olunca mutlu olurum. BABA: haa .BEN BİLENİ KONUŞUYORUM.OKU DEMİŞ ALLAH DEĞİL Mİ*OKU BAKALIM KENDİNİ !!O lafla kolay.KENDİNİ OKUUU!!.seni sana tanıtayım. seni sana konuşayım. kendini tanımıyorsun bunca sene geçmiş. vücûdan okuyacaksın.. yoksa boş..


İKRA OKU!.
.İLK AYET KUR’AN DA .. okuyoruz. hz Muhammed’e gelmiş mi oku emri?.hz Muhammed’e gelmişse oku emri, sana da gelmiş mi? Evet. fransıza, ingilize de her insanoğluna gelmiş.İKRA B İSMİ RABKELLEZİ ALÂK..ne diyor ordada.OKU rabbinin İSMİ ile OKU diyor.Allah’ın ismi kaç tane?. çocuk: sonsuz..


BABA:
evet.Kur’an da 99-100 tane sayılıyor değil mi?. evet..birisi BASÂR mı yani GÖZ dür..BASİR GÖRMEK tir.ikisi aynı değildir.biri soyut görme BASİR dir.diğeri somut BASAR göz dür ve Allah’ın ismidir..Allah’ın ismi sende göz olmuş.. yani Allah’ın BASÂR İSMİ sende GÖZ YARATIRMIŞ.
İKRÂ OKU!! İKRA Bİ İSMİ..bak halk oldun bi isimden..Allah’ın bir ismi göz oldu üzerinde değil mi..evet.. hâlk edici göz üstelik.

BASAR ile BASİR çiftleşiyor,sevişiyor .ondan sonra görme işlemi oluyor.. aynı kadın kocası ile çiftleşir ve çocuğu alır ya aynı onun gibi. kutuplaşma .. ayeti: HALAKAKÜM EZVACAhalâka hâlk olmak.ezvaca evlendi..her şey hâlk oluyorsa ,göz görüyorsa bir olay hâlk oluyor değil mi?.tüm şeyler bir hâlkiyet bir ezvaç çiftleşme ile olur.. Allah ben insanı, şunu bunu,dağı taşı yarattım demiyor..sadece "OL" DİYOR ALLAH..EMİR VERİYOR .. ama ayet ne diyor.halkiyet ezvaç-çiftleşmekle olur.o zaman gözün görmeyle çiftleşiyor ve ancak sen o zaman  ağacı oradaki gelen enerjilerden dolayı gözün yeşile çevirip halk ediyor ve  yeşil görüyorsun anladın mı? ..evett.  Allahın isimlerinden hâlk olmuşsun ,gözünde aynı işi yapıyor hâlk ediyor. Burnun hâlk ediyor,kulağın hâlk ediyor, dudağın hâlk ediyor. her yerin hâlk edici. çocuğu da hâlk ediyorsun ..vücuden –bedenen anlatıyorum bunları sana..

Kainat seninle kurulmuş,sen olmasaydın kainat, bu dünya olmazdı.bu bedenin olmadan da senin soyut gözün, soyut kulağın, soyut bedenin vardı.. bu ilimlerin hepsi üzerindedir. insan ezeli başlangıçsız ve ebedi  sonsuz-bitimsizdir..ee. ezeliysen varsın.kainat yokken bile sen varsın… Allah sensiz ,sende Allahsız olmazsın..Allahın işi sensin. senin işinde camız, balta, eşya, vs..


Nedir bu insan?!.İNSAN Kİ !!.HER ŞEY DEMEK..kendini o karanlıklarda inzal olup yapmışsın.o zaman Leyle-i Kadir sen misin ? evet..o zaman her şey insan..İNSAN Kİİ.. (*haaa sen yine kadir gecesi kalk, ibadetini et ve duanı yap.kabul edecek olan Allah.. ben kabul edilip edilmeyeceğini bilemem. O, O’nun işi)

çocuk: sesi nasıl yapıyorum?!!
BABA:Şimdi şu ağaçta bir bülbül öttü. onun sesini duydun mu? Evet.. ağaçta ötüyorsa bülbül, sen henüz onun sesini duymuyorsun.bübül sesini önce havaya veriyor.. hava ne yapıyor biliyor musun ? hava bir çeviriyor o sesi dalga haline getiriyor.. o zaman bende de ne var, kulak var değil mi? hava var, bülbülün sesi var,dalga var.. ben de şu kulak olmasa, o sesi duyabilir miydim?. bak işte olayın gizli tarafı bu.bülbül sesini havaya veriyor. o zaman oradan ağaçtaki bübülün sesi bana dalga enerji olarak geliyor, ama gözüm o enerji dalgayı görmüyor..amma kulağıma o dalga girdiğinde, kulağımın içindeki örs –çekiç-üzengi var ya,  o kemikleri o dalga titreştiriyor. Titreştirdi mi benim kulağım o dalgayı ,bülbül sesine çeviriyor.. yani ne yaptı kulağım.. çocuk: yani bülbül sesini yarattı ..SEMÎ oldu..

BABA: MESELA BAĞLAMA ÇALINIYOR.ASLINDA TELİN SESİ YOKTUR.O DALGA KULAĞINA GELİNCE, SENİN KULAĞINLA ÇİFTLEŞİNCE BAĞLAMA SESİNE ÇEVRİLİYOR.. o sesi yapan- telin titreşimini bağlama sesine hâlk eden kulağın semii dir..yoksa telin sesi mi olur?.olmaz..sen yapıyorsun.. sana her şeyi vücûden anlatıyorum ..yanii dışardaki her şey cansızdır. sana insana gelince, senle çiftleşince, sen onu hâlk eder, canlandırırsın.. bu açılış konuşması. görüşmemizin ilk konuşması olsun diye bir izah …


Şu ışık yapma.
aydınlık diyoruz.yapma.karanlığın içine girmiş aydınlık olmuş yapma.şu fizik beden masnu yapma…neden yaratıldın söyle?.. çocuk: ışıktan ,nurdan.. BABA: şimdi dışarda sorsan şöyle der. Topraktan .. ee o zaman Allah yaratmamış seni .toprak yaratmış değil mi?. ağzınla söylüyorsun bak. topraktan yaratıldım diyorsun, bu cümle içinde Allah yok değil mi? Halbuki insan için  Kur’an da katiyyen  toprak yok..Adem için var ..HALÂKA ADEME MİN TÛRAB dir KUR’AN DA..HALÂKA hâlk olmuşun ADEM TOPRAK’TAN.. şimdi şöyle yaz yazıyı..HALÂKA ADEME MİN TÛRAB..sonu TÛRAB mı* evet.. HALÂKA halk olmuş.. ADEM TOPRAKTAN.. birde böyle yazıyı böyle tersinden oku..TOPRAĞI ADEM HÂLK ETTİ..nasssıll!! çocuğu yaratan toprağı nasıl yaratmaz!!.işte gizlilik ,gizem bu. bu dünya bedeni ,bu dünya hiçtir.yapma *mesnudur (*Sahte, düzme, uydurma )..esas ilahi alemdeki ruhi vücudundur. .o soyut  değerdir. Bu ise artı  + somut.


BABA: Dünya çift kutupludur
( - + )..çift kutupsuz bir şey var mı?.. çocuk: yok.. BABA: ispat et bakiim!! çocuk: çünkü Allah biz her şeyi çift çift yarattık der..BABA: Allah sadece OL der.OL YARATMAMI EMİR Mİ?!..çocuk: emir.. BABA: OKU !!Allah seni okutuyor mu EMİR Mİ VERİYOR?!.çocuk: emir  veriyor..BABA: gördün mü..seni sana bırakıyor. emir veriyor.. sen aldığın emirle yapıyorsun. ALLAH’IN EMRİ SENSİN. ALLAH OKU diye sana  EMRETMİŞSE eğer LAF ile EMRETMEZ.ŞU VÜCÛDUNLA EMREDER..  Kadir Suresindeki FİYHA Bİ İZNİ= Allah’ın izni ile aldığın emirle bu fizik bedeni yaparsın..ALLAHIN EMRİ ŞU BEDENLE SENSİN.. dünyaya anadan doğuşun senin FECRİNDİR.. güneşin doğuşu  güneşin fecri ise ,seninde anadan inişin senin fecrindir..

İKRÂ SURESİNİ OKUYOR ve devam ediyoruz..

BABA: Allah alâka dan hâlk oldu diyor değil mi? ben hâlk ettim demiyor.. alâkaya hocalar ne diyor? kan pıhtısı veya bir çiğnem et der.. diyor mu?.. evet doğru ama tarifi yanlış..sen bir zaman babanda meni miydin?...anana gittin.. o meniyi göz görüyor mu?. o sen miydin?..seni gören var mı orada? yok. sen orada  yavaş yavaş bir çiğnem et veya kan kan pıhtısına dönüştün değil mi? yani ne oluyor. sen gözle görünmez enerji feyzden babana geçtin. gözle görünmez meni olup, anana geçtin.ananın karanlığında ne oldun?. gözle görünen kan pıhtısı bir çiğnemlik ete dönüştün şimdi..o karanlıkta kendini kadirleyip kendini meydana getiriyorsun.. kaderin bu. kendin yapıyorsun..meydana getiriyorsun.. yavaş yavaş mercimeğin %1 i kadar et oluyor.yavaş yavaş büyüyor ,fındık kadar et oluyorsun.. meniyken o şekle döndün.bir bakıyorsun gözün olmuş, bir bakıyorsun kulağın, ağzın, elin bacağın yerine konmuş.. o zaman neden hâlk oldun?!! SEN, SENDEN KENDİNİ  O KARANLIKLARI  KADİRLEYEREK HÂLK ETTİN..o halde Allah EMR EDİCİDİR.sende söz dinledin ve kendini o emirle ,o izinle ,o verdiği isimlerle hâlk ettin değil mi?..


çocuk: karanlığın içinden ışık nasıl çıkıyor..aydınlık nasıl oluyor?..
BABA: esas âmâ – kör bu ilimleri bilmeyenlere denir..ayet var.dünyada ama kör olan ahirette de kör olur diye.. birde doğuştan âmâ körler var. o yalan.kimse bilmez,onlar bizlerden daha iyi görür, bilirler..


çocuk:
her şey karanlıkta oluyor ya ..ışık?
BABA: ışık sensin..ziya-i vücut insansın.. her şey insan kii: her şey sensin. karanlığa nasıl geldin. Feyiz beden -enerji beden olarak  geldin değil mi? *atayı  esma denir ona(*verilmiş isimler). Yani şu yapma fizik beden , Allah’ın isimleri sende göz kaş,burun, saç vs vücut buluyor..Allah kendine cahil midir?. her şey O’nun zuhurudur.. insan cahil olur mu?. göz görmeyi, burnun kokuyu yapıyor, nasıl cahil olursun?!!.Kur’an’ da cahil yok cehil var..ama acûla var .aceleci demek acûl.neden insan acûla .. şimdi ki aceleciliğin değil. taa ilahi alemden  buraya 1000 sene olsa gelemezsin .. sıfır saniyede buraya gelmişsin.. aceleciliğin ondan .

ayeti : (1) hel eta alel insani hiynüm mined dehri lem yekün şeyem mezkura(dehr İNSAN SURESİ)..
min hiyn- sıfır zaman..dehr- sonsuz zaman.yani kainatın kuruluşu muruluşu hepsi bitti sonsuz zaman.. şuan sıfır zaman..o sonsuz zaman içinde gelmene imkan yok ama HİYN- an -sıfır zamanda kendini dünyada ana rahminde meskür etmişsin.. aceleciliğin esas anlamı budur. yoksa bu dünyadaki acelecilikle ilgisi hiç yoktur..sen kendini mezkur ediyorsun..
*
(alıntı: *bu özel ve çok yüksek ilimden olan sohbetini biz masal çocuklarına hediye eden sevgili BaBamıza teşekkür ediyoruz)

****

HU…HÜVE..ESMA-İLAHLAR-TANRILAR MİTOLOJİSİ SANAT TARİHİNDE HARFLERİN SEYRÜ SÜLÜĞÜ 

SİN Harf değeri 60… YA SİN=EY İNS’AN …İNSAN-I KEBİR-KEMALAT-I İNSANİYE: ruhlar aleminde olup, güneşten feyz beden olarak AY’a -SUYA GELMİŞ amma  henüz beşer elbisesi giymemiş, dünyaya inmemiş insan demektir....ve yaratılış 6 evre - 6 safhada olur..SİN HARFİ dikey halde, bizim tüüm yukarıdan aşağıya iniş ve çıkışımızın harita yolu olup, AY’ın suların eril meni prensibi üzerindeki yaratılışı semboller.. belki de ins kelimesi, tüm yaratılmışlar içinde sadece ve sadece insan cinsinin insiye edilebileceğini (KEMALAT YOLU) anlatıyordur ..İNS denen cin ve melek karışımı olan her bir fısıltıyı almış vesvese kişi, ancak nefs terbiyesi ile AN ı yakalar ve farkındalığı ona  bu defa da İNSAN der..

mitolojide ise SİN HARFİ, AY ile yani yaratılışla alakalıdır.. başlangıçta Sin tanrısı El İlah dır. Sümerdeki adı SİN-NANNA (*nun-eski mısırda nut karşılığıdır.. zamanla ay tanrıçalığı kadına devretmiştir )Kanatlı bir boğaya binen Sin'in lapis lazuli- mavi bir bıyığı vardı. Aydınlık ve Nur’dur.. kaderi temsil eder, yani genetik yazılım-DNA-gen ilmidir.. yılan yolları olan iliyyin ve siccin’in orta yol olan asâ sırâtel müstakim TURUKU ÂLİ YOLUNA DEVRİNİ bize verir..

YARATILIŞ BİLGELİĞİ:Ruh (bilgi-kanunlar-idare) ile nefs ( hayat-ı genetik )

(*Hayye:
 Bu kelime, Musa kıssasının anlatıldığı diğer surelerde “cân” ve “su'bân” lafızlarıyla anılır. “Hayye” kelimesi tür adı olup küçük büyük, erkek dişi, bütün yılanlar için kullanılır. “Su'bân” ve “cân” kelimeleri arasında ise farklar vardır. “Su'bân” yılanların büyüğü; “cân” da incesi ve küçüğüdür.Şu halde Musa’nın asası yılan haline gelirken ince bir yılan biçiminde değişmeye başlamış, sonra irileşip cüssesi büyümüş ve su'bân haline dönüşmüştür. Bu yüzden cân kelimesi ile asanın yılana dönüşmüş ilk hali, su'bân ile de son hali kastedilmiştir. Demek ki bu yılan su'bân görüntüsünde ve cân süratinde idi.)(ALINTIDIR)



kadim astrolojide Yılan-spritüel insiye yolcunun  sembolüdür:

çift cinsiyetli olan YILAN (XY ,-+)dır..deri-vücûd(ESMA-İSİMLER) değiştiren ölümsüz yılan; yaratılış ve su-yağmur ile alakalıdır. Havadaki fizik dalga akımlarını ve esasında erkek erilliğini  işaret ederek meni –sperm insancığın sonsuz devridaimliğini bize anlatır..




Sümer’de: Yer ve gök ilahlarını yaratanlar biri erkek biri dişi olan iki yılandır= göksel sular ve yeryüzü sularından yaratım başlar.
Her şey sudan yaratılmıştır..
DAİRE SEMBOLÜ
“uroboros” (ouroboros) adı verilen, kuyruğunu ısıran yılansa, kozmik gelişimin devri-hareketini ve doğum-ölüm çemberi de denilen deri değiştirme=isim- esma-don-elbise değişim devriye çarkı feleki SAMSARA yı ifade eder. …..uyanmış yılan, kundalini enerjisini temsil eder..
7 kollu şamdan
aslında 7 başlı  nefs ejderinin tekamül edip, 7 kollu Süreyya kandiliyle  aydınlanan ve aydınlatan’a dönüşümü simgeler..




SPRİTÜEL MANEVİ-SOYUT GÜNEŞİN SEMBOLÜ OLAN SİRİUS Mayalar’da  yeşil tüylü yılan  Kukulkandı ve S ‘ler çizen –iki sarmal –çift yıldız yörüngeli(sirius A-sirius B) yi anlatırmış... Eski Mısır’da Osiris’e büyük yeşil denir ve mizan terazisinin ortasındaki yaratıcı yılan yeşil Kneph”(Apofis) sembollenirdi.. Ra’nın gözü ve RA’nın kayığı daima yılan yani irşad destar sembolü ile TURUKU ÂLİ GENETİK YOLuydu.. YILAN YOL DEMEKTİR.. islam tasavvufundaki DERVİŞ ÇEYİZLERİNDEN MÜRŞİDLİK SARIĞI OLAN  yeşil destar, işte bu kadim yeşil yılan HAYYE –dirilik -TURUKU ÂLİ genetik  yolunu anlatır..


Eski Mısır’da  Üç başlı yılan, kanatlı iki yılan, başında iki boynuz ve bir disk taşıyan yılan, yaratıcı yılan “Kneph” ve “Apofis” yılanı sembolleri vardı...
Yaratıcılık sembolü olarak Osiris’e “büyük yeşil” KNEPH yılanı denirdi.
Ölüm sonrası hayatın kralı olan Osiris’e ‘Siyah Olan’ denirdi.
Saflık ve aydınlık olan hayatı temsil edende beyaz yılan   Ra’nın yanan gözü olarak da adlandırıldığı görülmektedir (Uraeus)..o yeşil osiris yılan gözünün dünyevi tezahürüdür.. Güneş’ in Ay gözü olarak HorUS dan tasarrufi bakışıdır.. URAEUS=KUTSAL  ENGEREK’dir..

işte tüm hikaye aslında sadece bu engereğin kuyruğundaki ZİLDİR.duydunuz zilin sesini ve herşey sizin için artık farklı çalışıyor....  çam kozalağı sanılan-epifiz bezi sanılan çan sesinde HER ŞEY gizlidir Sevdiğim. böyle bir şeyi keşfettiğim için kendimi tebrikler ediyorum, sayende tabii.. buluşuma patent almalıyım....SENİ SEVİYORUM ..görüşürüz J..

HURŞİD’İMDEN MÜRŞİD’İME BİR TÛTİNİN GÜNCESİ

17 eylül çarşamba..
masal sabahım. rüyamda köydeyim ve orada kalmak istiyormuşum ama  orada işim bittiğinden İstanbul’a dönmem söyleniyor.. aaa dimdik toprak bir yokuştan, ayağımın altına konmuş lamelif şeklinde bir metal maşaya  sağ ayağımla basmış,neşeyle  hızla aşağıya kayıyorum.. (*daha Lamelif harfine çok var J..ama Senle ben lamelif maşası gibi olduğumuzdan, tabii ki ne yaparsak yapalım asla ayrılamayız..)

*Sevdiğim. bugün yeni masalım için bir mail aldım.
O bir hukukçu, şehrindeki Mevlevi derneğinin de yönetiminde ki Şemseddin Bey ..O bazen bana enteresan hikmetli mini hikayeler yolluyor .şimdide o yeni hikaye ile, geçen masaldan almamız gereken hisseye bakalım mı lütfen?
…….
*NETİCE  : Allah C.C herkesin sahibi.Tüm yarattığı kullarına devir devir selahiyet verir ki mazeretleri olmasın. İyilerin devri olduğu gibi kötülerin de devri vardır. Tüm sıfatların sahibi olan olan Yaratıcının her yönüyle zuhuru gerekir. Karagöz perdesi üzerindekileri seyreden bir arnavut,kötü karakterin yaptıklarına dayanamayıp Piştov'unu çeker ve perdeye ateş eder. Halbuki perde üzerindeki tüm karakterler (Karagöz, Hacivat, zenne, Tuzsuz Bekir ,beberuhi v.s)perde arkasındakinin el hareketine tabidir. KESRET'e takılmayıp VAHDET'te kalabilsek her taraf CENNET.her şey O(C.C)……… Baki Selamlar.

18 eylül Perşembe..hayalimde iki kanatlı çok büyük bir kapı görüyorum. yarısının üstünde  kocaman bir daire işlemesi var. işlemelerin arasındaki camdan ışık gözüküyor.kapıdan giriyorum. içerisi çok büyük bir mekan. insanlar var..Seni görüyorum ve Senden kaçmak istiyorum..beni tutarak yanına bir kanepeye oturtup, olanları anlatmak istiyorsun ki, uyandım.
*Uyandığımda şunu anladım.benim Adem’im Sen olduğundan benim o kadim Ademle işim yok ve  benim Ademim Seylan da değildi.. hıım .Sevdiğim sonra o  kapıyı Mescidi Nebevi kapısı olarak algıladığımdan, sevgili aklı maaş hz googleme sordum.ve aaa .o hayalimdeki kapı gerçekmiş..hem de Kral Fahd kapısı yazıyor. yaaa.ne ilginç..demek ki bu sene  çok günahkar olduğumdan, manen hacca gidemeyeceğim hakkında yanılmışım. ruhum yine her seneki gibi ait olduğu yere gitmiş..


19 eylül Cuma..
Sevdiğimm.Evvel Zamanımın hem genetiği hem de  maddi isminin izdüşümü olan yeni masal çocuğumuz gittiği Seylan’da ADEM’e MEKTUBumu binbir zahmetle oraya götürdü ve işlem tamam olunca ,aynı gün, şu mektubu masalımıza yolladı. okuyoruz lütfen
J..

Eveet selam olsun hz.Adem'in memleketinden.
Ablacım o yolu tam 2 saat 45 dk da çıktım. Öncesinde de 5 saat arabayla gittik. Çıkış tam 5.200 merdiven ve 18km dikliğindeymis. Çok çok zordu. Dönüşte de 2 saat 15 dk kadar sürdü ve son 1 saati zifiri karanlıkta indik. Gerçekten çok enteresan ve unutulmaz bir deneyim oldu. Tepede ayak izinin olduğu yerde Muti adında bir meczup vardı. Orda yaşıyormus. Kapalı yere bizi soktu sonra evine aldı.Ordayken yağmur yağmaya başladı. O yağmurla abdest alıp, öğle ve ikindi namazını Mutinin evinde kıldık. Kılmadan önce ezan okudum. Dönmüş ve pür dikkat hayranlıkla beni izlemiş.

Başta bir köyün içinden geçiyorsun yürüyerek. Sonra hafif hafif tırmanmaya başlıyorsun. Tabi her yer rahmet, her yerde metrelerce ağaç var. Bitki örtüsü bütün toprağı kapatmıs. Yolda ara ara Buda heykel ve heykelcikleri vardı. İki tane budistlerin temple dedigi tapınaktan gördük. Yerleşim ve heykeller bittikçe merdivenler diklenmeye başladı. Her yer sis olduğundan zirveyi görmen mümkün değildi.. En zor anımda sen geldin aklıma. Önce dua ettim. Dedemi andım.. sizi andım ve ilk mektubu orda havaya bıraktım... Daha sonra vallahi bir enerji geldi ağır ağır çıktık. Ve son noktayı gördüm. O duygu muazzamdı. Başarabilmek çok güzeldi. Çünkü gerçekten çok çok zorlandık çıkarken. İyi beslenemedik, techizatımız yok, elimizde çantalar, yağmur yağıyor, rüzgar esiyor. Çıkarken 10-15 kişi gördük ve herkes bize acır gibi baktı ;) iyi şanslar daha çok var dediler. Onu duymak bile zordu.



Velhasıl kelam zirveyi gördüm. Şükür Yarabbi diye haykırdım o an
J beraber çıktığımız abide çok sevindi. İsmi Yüksel. Tam manasıyla yükseldik beraber. Sonra tapınağa yaklaştık ve Muti çıktı. Yasak giremezsiniz kapalı ve tehlikeli dedi. Israr ettik kırmadı bizi;) atladık duvarlarından, içine girdik.tam uç noktada olduğundan baya esiyordu. Dua ettik. Dediğin gibi Havvamıda diledim. Sonra ikinci mektubu tam ayak izinin olduğu yere bıraktım. Sonra oradan yine atlayarak çıktık. Muti eve çağırdı bizi. Isıtıcıyı açtı çay yaptı.Yanıma aldığım ekmekleri paylaştım, beraber yedik. Yüksel abide kuruyemis verdi. İncirle bademi sevdi. Yağmurda abdest aldık ve namazları kıldık. Sonra inmeye başladık. Hemen bi kaç mt asağıda kayadan gelen bir sudan su doldurdum. Yüksel abiden bir mübarek istemiş, bende aldım. Son mektubu da o suyun koynuna bıraktım. İnişte karanlık cöktü. Yüksel abinin bacağıda sakatlandı. Kol kola inmeye basladık. Ayetel kürsiler, Fatihalar, nas felaklar bize eşlik etti hep. O tapınakların bahçesinden geçmek zifiri karanlıkta çok zordu. Ne ay ne yıldız aydınlattı yolumuzu. Dönerken elinde kılıçlar olan bir grup bile gördük. İki kere merdiven sanarak uçurumun ucundan döndüm. Bi çok kere de düştük. Yolu kaybettiğimizi düşündük. Basta tanıyamadık bazen, sonra anımsadık.Ama çok şükür yolu bitirip döndük.

(* bu zorlu kadim hac yolunu bizim için yapan bu iki kutlu adama masal çocukları olarak hepimiz çok teşekkür ederiz değil mi Sevdiğim.en azından sayelerinde bizde Adem’in indiği o dağa, onlarla  çıkıp indik ,şükür.vatan sevgisi imandandır. atamız Adem’i ve yaratıldığı kadim toprağını da andık şükür ki, O’da bizi ansın inşallah ve amiinn)



21 eyül Pazar.. çok acaip bir gece.sabahki hayalim daha tuhaf Sevdiğim.. sanırım Server halamın bir evi varmış.ben o evi temizleyecek yada başka bir şey yapacakmışım.hatırlamıyorum.burası taştan kare  içi bomboş su deposu gibi bir yer.hortumla tertemiz su tutuyor temizliyorum..aaa ama taban ve taban kenarları çok eski kayalardan oluşan bu mekanda yılan yuva delikleri var. suyun içinde incecik siyah  bir su yılanı yüzüyor. sonra kaya oyuğundan beyaz ipince başka bir su yılan çıkıyor.hıım .çok kızıyorum. Ve bakıroksit-limonküfü yeşil bir yılanda yüzüyor..suyu kesip depoyu boşaltıyorum ve yılanlar benden korkup hemen yuvalarına kaçıyor.ama beyazın azbişi kuyruğunu koparıyorum sanırım  ve ben bu beyaz parçayı hatırlıyorum(off yine mi?? daha fazla kıskançlığa asla dayanamam lütfen!!)…Sevvdiiğimm.beni koruu..ve bakıyorum .oraları tamir ettirmeğe karar veriyorum.sonra temiz olduğunu ve bu eski haliyle yılanları engeleyemeyeceğimi anlıyor ve hortumu yine açıyorum..yerlere-boydan boya- yıkamak için yemyeşil ıspanak yapraklarını sermişim..depo  tertemiz suyla dolmaya başlıyor..
 
Sevdiğim III yılanı tabiiki  III sütunla (kadüse=iki yılanın ortadaki yılana sarılarak bir olmaları ile açığa çıkan kutsal şifa kasesi ilmi yani) düşüneceğim. ve eski mısır sembollerinde de bu kara- yeşil-beyaz yılanı okudum.. zor bir bahis.. 3 genetik gelen var  ve hiç anlamıyorum..


22 eylül pazartesi ..uyuyorum sanırım. ama Seni hissediyorum. mutluyuz. bir tuhaflık var. sağ elime bir şey olmuş. uyanıyorum.elime ne oldu? ağırlık var.sol elimi uzatıp örtümün altından sağ elimi tutuyor bakıyorum, neden elim bu kadar ağır?. Aaa.sağ elimin şehadet parmağı orta parmağıma sımsıskı dolanmış..Allah Allah!! Bu ne şimdi? Darıldık mı barıştık mı  anlayamıyorum bu LAMELİFi.. sol elimle sağ birleşik parmaklarımı çözüyorum ve artık eskisi gibi erkenden uyuyabildiğim için mutluyum : Seni seviyorum Sevdiğim. biliyorsun ki inadımdan ve artık yolunacak kanadım, kırılacak kalbim kalmadığından Sana kendim gelemem. Sen beni istediğinde hep böyle gelip alacaksın..daima ve ilelebet Seni hep öyle aynı seveceğim.öptüüm..
nur cihan
24.9.2014
nuralem7@hotmail.com