AĞAÇLARA SU YÜRÜRKEN KALEMLER YAZARKEN SEMBOL MASALI ..
KALEM SURESİ 51: Ve şüphesiz inkar edenler, Zikri (Kur-an ı)
işittikleri vakit neredeyse seni gözleriyle devirecekler. (Senin için,) Hiç
şüphe yok o bir delidir" diyorlar.
bu masal anlamı itibariyle(*mardok-eli -ali) doğum günü bugün kabul edilen -türklerin ve perslerin kadim diğer dinleri yüzünden çok özel şekilde sevdiği hz ALİ ye ithaf edilmiştir.....bugün 21 mart ..ergenekon -türklerin demirdağ dan çıkıp anadoluya gelişi ve newroz bayramıdır..yani bahar ekinoxu..yerin altındaki tohumların filiz verip yeryüzüne çıkışı -ölülerin yeniden dirilişi IŞIK günüdür..
""Sana dilsiz, dudaksız sözler söyleyeceğim bütün kulaklardan gizli sırlardan bahsedeceğim bu sözleri sana, herkesin içinde söyleyeceğim ama senden başka kimse duymayacak kimse anlamayacak./ Tebrizli Şems""
madde de ağaçlarla ifade edilen maneviyat ormanından; mana
da NUR NAMOS -KANUN DİREKLERİ -EVTADLAR (esma-i ilahi ,bu-i muhammedi koku ilmi
=çiçekler =esmalar) TEFEKKÜRÜ ..
aydınlık sabahlara merkaba Sevdiğim ya merhaba ...şimdi ,eski mısır ölüler kitaplarında bir ölünün ruhunun en son gidip seyredeceği yerdeyiz ...bizde bu bölümü hz Mevlana’nın mesnevisinin ilk 18 beytinde NEY'İN SESİNDEN, O NUN KAMIŞLIK tarlasından hatırlıyoruz zaten.. O NUN hokkası ve KAMIŞ KALEM yani, sırrı-ı ali -kalem meleği-merkabah-metadron melekken, KÖKLERİNDEN KOPARILIP, yerde insan olmak için AŞAĞIYA İNİŞİne ve BİR NEY'de MEY OLUŞ öyküsüne bakacağız ..
Yoksa sen aliyyunlardan mısın ?
AYN'AYA BAKTIM ZAT-I ALİYİ GÖRDÜM İLMİ ...bu iki hikaye arasındaki farksa; eski mısır ölüler -kapılar
=aliler kitabında ruhun ancak maddi bedende ölüşü ile kavuşacağı ruhsal
yükselişi anlatılırken, hz Mevlanamızda
ise; bu dünyada ölmeden evvel ölmeyi idraken deneyimleyen ALİ yüce-ulu
bir RUHUN ,kamış bir kalem , nur ali
adlı meleklerin aşağıya inişi anlatılır..hz peygamberimize dek hemen tüm kitaplar ölüler -kapılar kitaplarıdır..bu deneyim ancak ölüler içindir..dünyada sadece seçkin bir kaç kişi belki yapabilirdi..ama hz nebimiz bu umuma kapatılmış tüm kapıları ,dünyada ölmeden evvel ölünüz emrine uyan herkese sonuna dek rehberlik ederek açmıştır.. biz muhammedilere şükürlerler olsun ki tüm seyrü sülükleri TEVHİD EDİP,TÜM KENDİNİ BİLMEK OKULLARINA TAÇ-KETER OLMAYI da NASİP ETMİŞTİR..
(*sembolen kapı ali ,ulu ruh –kalem- akıl-ilim-kapı –ayna- toprak
demektir .ilmin kapısı alidir.)
ve İslam mitolojisinde bu hikayede ,hz Ali’nin miraçtaki
sırrı hz Nebimizden alıp taşıyamaması ile başlar.. bu mitte sırrını kimseye
anlatamayan hz Ali= O KALEM yani BE NİN ALTINDAKİ NOKTAyken ,bu defa miraçtan dönen hz nebimizin ona
verdiği nefes ile tekamülünü bitirtmiştir..hz Ali,
KUyunun ÜSTÜNE GELİP (*daireyi nokta ile kuyuya kapak olması misali), NUN sembolü bir kuyuya ,bir NOKTA
gibi eğilir ..ve SÖZ-HİKMET MÜREKKEBİ olan NEFESİNİ, KELAM ile, kendi sadrından-kendi gönlünden O KUYUYA
nefesler ilmi olarak üfler ve BOŞALTIR..
ALİ AYNASINDAN SEYREDİP ALİ den ALİ ye tahsil etmek İLMİ..yani..bu
sırrı daha fazla içinde saklayamayan hz Ali ,kalkar bunu bir Kuyu’ya anlatır..
Kuyu’nun da bu sırrı taşıyamaması ve kuyunun sularının- mürekkebinin taşıp
,etraftaki kamış saz kalemlerini mürekkeble ilahi kelamla doldurur.. ve nefhai ilahi esmalarla yüklenmiş o
ruhsal kamış kalemler; artık ,bilmez iken
bilir olup ,âmâ iken görür olup, duymaz
iken duyar olup “HUUUUU HUUUUUU HUUUUU “diye nefha-i ilahi rüzgarı ile -sevinç
hayretleriyle sağa sola dönerler.. ve dönerken de bu sema seyri ile
birbirlerinin aynalarından birbirlerine YAZDIKLARI NURDAN KADER LEVHALARINI
GÖSTERİP, diğer kamış kalem ruh aynasından da
YANSIYIP &YANSITARAK okumaları ve okunmaları ilmi seyrü sülük
yolculuk kayıtlarına başlarlar...
insiyasyonda tüm maddeler yanarak damıtılır ve en son koku olarak RUH –RAYİHA-HUR –GÖZ YAĞI KANDİLİ OLAN NUR FEYZİ AKDES -KUTSAL ATEŞ FER –KUT açığa çıkar.. kandil in has manasıdır ..gözün aslının GÖZ YAĞI olduğunu söylemiştir hz Mevlana ..zaten mısırda RA GÖZÜ bir kut kandili içinde yanan ATEŞ ALEVİ OLARAK BU İLMİ anlatan kayıt mevcuttur..hintte ise lingam da esasında bir yağ kandildir....kadın ve erkeğin MUM VE FİTİLİN BİRLİKTE YAKTIĞI KANDİL...
latif alemler koku ile beslenir.. o yüzden ayinlerde, önce koku kurbanı ile o ESMALARIN TEMSİLEN O ESMANIN VARLIKLARI olay mahalline davet edilir.. maddeden manaya değişik yanarak damıtma usulleri ile aşamalı ,maddeden manaya süptilleşip incelerek geçilebilir..ne kadar saflaşırsak,ne kadar YALANSIZ –RİYASIZ olursak işlem o kadar başarılı olur ve ancak buhur -koku =hur =ruh olarak LATİF hale yükselinebilir…
latif alemler koku ile beslenir.. o yüzden ayinlerde, önce koku kurbanı ile o ESMALARIN TEMSİLEN O ESMANIN VARLIKLARI olay mahalline davet edilir.. maddeden manaya değişik yanarak damıtma usulleri ile aşamalı ,maddeden manaya süptilleşip incelerek geçilebilir..ne kadar saflaşırsak,ne kadar YALANSIZ –RİYASIZ olursak işlem o kadar başarılı olur ve ancak buhur -koku =hur =ruh olarak LATİF hale yükselinebilir…
simya i irşad olan 7 nefs mertebesinden yanarak, 7 cehennem alevi renginden geçmek ilmide budur..kimse kendi zan cehenneminde yanmadan,kendini ayrı varlık zan eden iblisliğinden kurtulmadan kendi zat cennetine yani BİRine eremez ...ayette cehennemin yakıtının TAŞLAR ve İNSANLAR olduğu söylenir..işte taş kalpli merhametsiz insanların yakılıp damıtılması simyasından CEVHERİN LATİF SIRLARI ÇIKAR..mücevherin göz alıcı parıltılı ışığı..Allah cenneti ve içindekileri neden daima mücevherler ve o cevherlerin renkleri ile tarif ediyor sanıyorsun ?
eski mısır da ölüler ,TERAZİ –MİZAN burcunda bir kefede kalpleri ,diğer kefede beyaz bir deve kuşu tüyü tartımında eşit dengeyi veren MİZAN –MİHENK TAŞINDAN geçtiklerinde bu defada ,kayıkçı olan RA KAYIĞINA , ra ile birlikte binerler.. RA ,yeni mevtayı son seyri olan yere yani RUHLARIN-kamış kalemlerin -buğday tarlasına , yani İLAHİ KAYITLAR YASA SÜTUNLARI KUTUPHANESİ SALONUNA GÖTÜRÜR.
eski mısır da ölüler ,TERAZİ –MİZAN burcunda bir kefede kalpleri ,diğer kefede beyaz bir deve kuşu tüyü tartımında eşit dengeyi veren MİZAN –MİHENK TAŞINDAN geçtiklerinde bu defada ,kayıkçı olan RA KAYIĞINA , ra ile birlikte binerler.. RA ,yeni mevtayı son seyri olan yere yani RUHLARIN-kamış kalemlerin -buğday tarlasına , yani İLAHİ KAYITLAR YASA SÜTUNLARI KUTUPHANESİ SALONUNA GÖTÜRÜR.
ve YENİ MEVTANIN
RUHU,bu kamışlık =buğday tarlasını ve onların salınırken ki “İLA HUUU İLAHUUU
İLLA HUU “anlamına gelen ELİ-ELİ = ALİ ALİ ALİ= İALOU zikirlerini duyup ONLARI
SEYR EDER.. sonra hayret in sevinç çığlıkları ile bu mevtanın ruhu da “ İLA
HUUU İLAHUUU İLLA HUU ALİ ALİ ALİ= İALOU”yu haykırır.. .işte bu yüzden “YARİNİN
ADI ANILINCA DEBREŞMEYENE MÜRÜVETSİZ =MUHABBETSİZ” denir.. bu muazzam vatanı
sıla-i rahiym hatırası, bizlerde de tekke devran ritüellerinin en sonunda sâlâ
ile hala yad edilir..
mısırda firavunun ruh erk hayvanı sembolen GAB KAZı şeklinde
olduğundan ,gab kazının sesi ,o ritüelde
baz alınmıştır.. bu biz Türklere ve uzak doğululara turna kuşu, Avrupaya
ise kuğu şeklinde geçmiştir..
ERKEK KALEM YAZANDIR,..KADIN YAZILAN LEVHA MEKTUPTUR İLMİ ..
farzı misali olan bu daireyi meydanı ilahidir.. NEBİLERİN=alimlerin nurları -ruh sütunları-nurdan heykellerinin olduğu ana yasa direkleridir.. kanun koyucu ulu-ali hakimlerin kayıtlar odası -mühürlü yasa direkleri -merkaba- nur program ilimleri ana KUTUPHANE olan ümmi merkez gibidir gibi.. ..
farzı misali olan bu daireyi meydanı ilahidir.. NEBİLERİN=alimlerin nurları -ruh sütunları-nurdan heykellerinin olduğu ana yasa direkleridir.. kanun koyucu ulu-ali hakimlerin kayıtlar odası -mühürlü yasa direkleri -merkaba- nur program ilimleri ana KUTUPHANE olan ümmi merkez gibidir gibi.. ..
ve varlık meşrebi ve esmasına göre kişiler, bu sütunlardan
bilgi alır ..burasını bir idrak mertebesinde babanın erlik suyu- beyaz sperm
denizi kabul ederken; AN-U adlı babayı
bulup, “kalpler ancak onunla mutmain olur “makamına AN-ı DAİME erebilirsiniz..burada ilminiz babanızdandır..
veya bir sonraki
idrak makamında , tüm mitolojilerdeki NUT-NUN anne (mısır),KU anne (
mezopotamya -hint ) , hera batı türk mitlerinde de o meşhur sarı inek -süt
verici olarakta bulabilir ve ÜMMİ OLMAYI bir nebze belki ANLARSINIZ..bir varlık
anne sütü ile beslendiğinde ilmi anneden aldığında O UMmidir (OM )..
yada bir üst idrakte kişi kendi OMUrundaki ASA SU KUYUSUnu
keşfi ve emanetinin devir teslimi ile kendi içine düştüğü kuyusundan hz Yusuf misali
,kuyusuna yansıyan GÖKLERİN RASATHANESİ –RÜYA İLMİNİ TEDRİSAT EDEBİLİR ve hz
İDRİS ONA YILDIZLARIN ESMASININ HULLESİNİ GİYDİREBİLİR ve kişinin gökle yer
sularının birleştiği evliliğinden vuslat saray doğar..amiiin..
başka sayısız idrakten biri olan hakiki bir kamilin sözleriyle kulağınıza giren nefes HUUU ilmi ile kulağınızdan döllenip ,kalbinizde kelam –söz çocuğunu büyütebilir ve DİLİNİZLE O KELAMI HİKMETLER OLARAK KONUŞARAK DOĞURABİLİRSİNİZ veya ELLERİNİZLE SAYISIZ BİÇİMDEKİ KABİLİYETLERİNİZLE HAYALLERİNİZİ FİİLE DÖKÜP, İNSANCA VAR EDİP ,YENİDEN YARATABİLİR veya artık sizin için hükmü kalkmış her şeyi silip bozup ,iskenderi zülkarneyn misali öldürüp yok edebilir ,o şeyi unutulmaya gömebilirsiniz.. artık seçim sizin.. çünkü bu halde kendi zamanınızın efendisi HÜKMÜ RA SİZSİNİZ..
mısır -hint-mezopotamya da göksel inek ANNE NUN-NUT dikdörtgendir ve o
evrenin modeli olan göksel bir geometrik, anlatım içinse sembolen bir inektir..sütü göksel samanyolu
=milkwaydır..içindeki tüm bembeyaz ruh sperm insancık modelleri ,birer yıldız
olan göksel kandillerdir..burası kozmik soyut göksel denizdir... bu sularda
aynı galaksiler ve derin denizlerin ,büyük fırtınanın gözü sistemi ile galaksi
adacıkları yani kutupların nefesler ilmi
vardır…. Burada her DAMLA DENİZ girdabı dairesi –her sütun ruh kaidesi
–hur kamış kalemi BİRLİKTE VAHDET DENİZİ
VÜCUDU ZAT İÇİN ÇALIŞIR ve birlikte hem
kendi etraflarında ,hem de birbirlerini tavaf ederek sema ile seyrde SÜBHAN
TESBİHATINDADIRLAR ,ELHAMDÜLİLLAH ..ALLAHU EKBER .. ve hepsi RAHMAN'IN GELİNLERİ olarak haram-mahremdir ve HUCCÜRAT -HÜCRE ODACIK=ODALIK=CARİYE
HÜKMÜNDEDİR.. ilahi tek bir koca vardır ..o Rahmandır.. diğer tüm esmalar
sıfattır ve dişi eş cariyedir.. hepsi ,HÜKMÜ RA’ nın GÜNEŞ
AÇI EVİ ÜÇGEN IŞIN-ALEV ODACIKLARIdır..yani tüm horoskop güneş açıları
GÜNEŞ’İN çiçek kayledeskop hanesindeki haz evleridir..zevkidirler..o yüzden herkesin ilmi değildir..
eski kayıtlarda aunnaki denen gözcü meleklerin ellerinde süt
bakraç kovaları vardır..o devir esma verilmesi =ruh=kut verilmesi resimli
ASTROLOJİK yazı ile ancak böyle anlatılıyordu.. bugün siz bunu wifi ile
bulututtan pc nize program indirmekle rabıtayı bağlanmayı veya AŞIYI da GÜNCELLENMEKLE ANLAYABİLİRSİNİZ..
ağaçlara –güllere nasıl AŞI yapılırsa, insana da AŞI
YAPILIR..mevsimsel işler bahçevanımızın kendi özel ritüelidir ki, o bu işi
bizden iyi bilip , bize gereken budamayı, gübrelemeyi ve dallarımızı neyle
aşılayacağını uygular değil mi Sevdiğim..
MİTLERDE ,ANUnnakilerin elindeki bu bakraç KOVA burçları içindeki mayiye ÇİÇEK POLENİ =ESMAİ İLAHİ =KUT adlı ateşi öz
=marifet adlı sıvıya AMROSİA da
denir..mitolojilerin tanrıları sadece bu sıvıyı içerek yaşarlar ..bu içecek sayesinde daima
ölümsüz, hep aynı güzellikte yaşarlarmış ..
(*ANuNAKİ=yaratıcının meleği-nakibi )
bu soyut sıvının başka kabzlı bastlı tab ilmi ise hanif dinlerde belkide VAHYİ İLAHİ-ÜMMİLİK ADINI
ALMIŞTIR..
mısır hermetik devamı olan bugünkü hint=yahudi kabalasında kişiler YAŞAM ÇİÇEĞİ
-MERKABA çalışırken, kendilerini sembolle bir ışık nur sütun gibi hayal
ederler.. eğer başarabilirlerse o nur
sütunu için her yolu mübah sayarak her
yolu deneyip ,hayalen çıkarttıklarını
zan ettikleri bu imgeler sütunlarına zanni kartujlarını yani ,isimlerini mühür
olarak basarlar ..ve o zaman da ,aynı firavun gab kazı gibi "ben firavun
oldum,ben firavun oldum" diye bağırırlar.. yani bugün ezoterik
kitaplardaki şeytani zekalı kandırmaca da olduğu gibi “BEN TANRI OLDUM” DİYE
BAĞIRMAZLAR- “ben firavun oldum” diye bağırırlarmış.. ..bu öğretiyi tüm en üst
mısır mason üstadları zanni başarmakla yükümlüdürler ki MERKABA-SIRR-I ALİ
DENEN KALEM MELEĞİ=masonlara göre Tanrı nın tahtının önünde duran ve o yüzden de kendisine küçük tanrı denilen Enok -İDRİS =ALİLİK İLMİ onlarda da açılsın....
ve zahirde tüm işler ritüellerle tapınmakla yürür.. dünyada
işleri taklitçilikle yürütsek de, hakikatte tüm işleri ümmiler yürütür ..çünkü
onlara kimse bu şeyleri imgeleme ile zorla zihnine çalıştıra çalıştıra -zoraki
rüya filmi ile kaydettiremez. Onlar direk anneden süt içerek bilirler..aynı
herkül ün, zeus un yardımı ile göksel anne heranın memelerinden süt içişi ve sütü
taşırıp süt yolunu herkese açması gibi.. tüm akıl sahipleri bu ayetleri yani
işaretleri takip eder.. onlar ,şişelerle içseler yine kanmaz ve yeterince
sarhoş=ayık olamazlar :)..diğerleri bu taşan sütten duydukları ve gördükleri
ile imgeleme ile onları takiple taklitten tahkike varır ama önünde sonunda yolu
bulurlarmış..
bizde bazı tasavvufi yazılarda ŞEKER KAMIŞI EMMEKTEN BAHSEDİLİR ,işte ney in sesi -sahibinin asli sesi ve neyname anlamları için hepsi bu anlamdadır vesselam...
bizde bazı tasavvufi yazılarda ŞEKER KAMIŞI EMMEKTEN BAHSEDİLİR ,işte ney in sesi -sahibinin asli sesi ve neyname anlamları için hepsi bu anlamdadır vesselam...
tüm mitlerde bir kutsal ağaç vardır...türklerin kutsal ağacına SIDRE AĞACI denirki bizde de sıdretül münteha SON SINIR AĞACI VARDIR...bu sıdre ağacının tepesinde SAKİYE SUDURİ ADLI BİR KUŞ-MELEK KADIN ve ÇOCUKLARI OLAN İLMÜ LEDÜN YUMURTALARI VARDIR... ve bu kadın melek bir kürsü üstünde oturup kalemi ile yazıp ,onları alıcısına verir.. (*mesela iskenderi zülkarneyn ölmeden evvel kuşlar diyarından dönerken hediye olarak bir yumurta almıştır.. )bu yuva genelde bir asa tepesinde boynuz ve içinde yıldız sembolü ile de resmedilirken ,genelde çam ağacının tepesinde kutup yıldızı olarak bugün hale ritüelen yaşatılır.anlamını bilen kalmasa da takliden mana yaşar ..türkler kendi anaları olan ilk insanın bir kartal yumurtasından doğduğuna inanır..
Sevdiğim,Latif amca ile Evvel Zamanım benim sidreye dek hayallerimde çıkabildiğimi, bunun nasıl olabildiğini bir defa konuşurlarken duymuştum..Evvel zaman, bu soruyu soran dostuna :"onda oluyor işte "dediğini de duymuştum..peki ben senelerdir tüm çıkışlarımda hala neden bu sınırı geçemiyor ve bu kadar acı çekiyorum söyler misin ?çıkışı hiç başaramayacak mıyım ?Sevdiğim, Sende nereye dek gideceğimi ve nelere şahitlik ettirilip gördüğümü ve o ilmin bende nasıl- ne kadar açılacağını aslında bilmiyorsun değil mi?. ve Evvel Zamanımın dediği gibi, ilimim hep yüksek tehlikede ama o Zat'a ait olduğundan ,vakti gelince her şeyi kendisi anlatacakmış ya hani.. işte ikimizde yorulduk aslında .. birde benim yüksek cehaletimle bu şeyin başıma gelmesi ayrı bir teaccüb!!
hitit -eti güneş kursu diye bildiğimiz şeyde aslında bu NUN-yumurta ilmidir.. iki boynuz içinde GÜNEŞ KURSU ve içinden çıkıp uçan kuş aynı şeydir..türk bayrağının sembolü nun harfi şeklide aslında NUN KALEM MELEĞİ ALİLİK anlamıyla türklere verilmiştir .......
taç çakra yani KETER denen ve TEPESİNDE SAKİYE SUDURİNİN -kalem meleği NUN-ALİ -metadron -devlet-i ALİ hüma kuşunun OTURDUĞU kutsal ağacımız aynı sembolün açılımıdır.. yeryüzü cenneti ve gölgeliği -sayaban kabul edilen kamil insan bedeninin manasını ve tepesindeki kandil olan yıldız-yani hilal =boynuz içindeki güneşi sanırım artık hepiniz kavradınız....yani bugünki ilimle NUN =OI ,XY,+- artık ne varsa hepsi O anlamında bileceğiz..
varlıkların dıştan kulaklıları İÇTEN YUMURTALI OLURMUŞ.. balıklar ,kuşlar gibi kulakları içeride olanlarsa DIŞTAN YUMURTALI OLURMUŞ... yani hepimiz bir yumurtadan diğer yumurtaya doğa doğa ,matruşka yumurta kutular içinde yaşarız..ve mezopotamya da meşhur ilk şehrin adı KUTU dur :)..ölüler kitabında iştar ın başı bu şehirde derde girer diye hatırladım aniden ....
ve sizlerde ,o ağacın altından sakiye sidurumuzun kuş yumurtalarından ki, siz ona paskalya yumurtası da dersiniz -işte o yumurta hediyelerinden dilediğiniz renkli yumurtayı çekinmeden alabilirsiniz ... bakalım sizin bebekiniz nasıl çıkacak...
benim mi? çok eskiden hz mevlana ve heyeti eşliği ebeliğinde bir rüyette kendimi güneş bebek olarak doğurmuşluğum yanında, ben ne yazık ki manada kısırım... Sevdiğim, bebeğim olmuyor ama bir hayalimde Hindukuş dağına sarp kayalara tırmanıp, kartalın yuvasından 3 tane kuş yumurtasını çalıp aşağıya inmişliğim de vardır ...kendi çocuğum olmasa da, emaneten yolda kazaya uğramış pek çok ben gibi kanadı kırık yaralı masal çocuğum var şükür... ya Senin ?
Sevdiğim bu defa ağacın karanlık köklerine inip leyllerin haline eremedim ne yazık ki... ama en azından en yukarıdan en aşağıya çok güzel inmeyi başardım değil mi?
Sevdiğim,Latif amca ile Evvel Zamanım benim sidreye dek hayallerimde çıkabildiğimi, bunun nasıl olabildiğini bir defa konuşurlarken duymuştum..Evvel zaman, bu soruyu soran dostuna :"onda oluyor işte "dediğini de duymuştum..peki ben senelerdir tüm çıkışlarımda hala neden bu sınırı geçemiyor ve bu kadar acı çekiyorum söyler misin ?çıkışı hiç başaramayacak mıyım ?Sevdiğim, Sende nereye dek gideceğimi ve nelere şahitlik ettirilip gördüğümü ve o ilmin bende nasıl- ne kadar açılacağını aslında bilmiyorsun değil mi?. ve Evvel Zamanımın dediği gibi, ilimim hep yüksek tehlikede ama o Zat'a ait olduğundan ,vakti gelince her şeyi kendisi anlatacakmış ya hani.. işte ikimizde yorulduk aslında .. birde benim yüksek cehaletimle bu şeyin başıma gelmesi ayrı bir teaccüb!!
hitit -eti güneş kursu diye bildiğimiz şeyde aslında bu NUN-yumurta ilmidir.. iki boynuz içinde GÜNEŞ KURSU ve içinden çıkıp uçan kuş aynı şeydir..türk bayrağının sembolü nun harfi şeklide aslında NUN KALEM MELEĞİ ALİLİK anlamıyla türklere verilmiştir .......
taç çakra yani KETER denen ve TEPESİNDE SAKİYE SUDURİNİN -kalem meleği NUN-ALİ -metadron -devlet-i ALİ hüma kuşunun OTURDUĞU kutsal ağacımız aynı sembolün açılımıdır.. yeryüzü cenneti ve gölgeliği -sayaban kabul edilen kamil insan bedeninin manasını ve tepesindeki kandil olan yıldız-yani hilal =boynuz içindeki güneşi sanırım artık hepiniz kavradınız....yani bugünki ilimle NUN =OI ,XY,+- artık ne varsa hepsi O anlamında bileceğiz..
varlıkların dıştan kulaklıları İÇTEN YUMURTALI OLURMUŞ.. balıklar ,kuşlar gibi kulakları içeride olanlarsa DIŞTAN YUMURTALI OLURMUŞ... yani hepimiz bir yumurtadan diğer yumurtaya doğa doğa ,matruşka yumurta kutular içinde yaşarız..ve mezopotamya da meşhur ilk şehrin adı KUTU dur :)..ölüler kitabında iştar ın başı bu şehirde derde girer diye hatırladım aniden ....
ve sizlerde ,o ağacın altından sakiye sidurumuzun kuş yumurtalarından ki, siz ona paskalya yumurtası da dersiniz -işte o yumurta hediyelerinden dilediğiniz renkli yumurtayı çekinmeden alabilirsiniz ... bakalım sizin bebekiniz nasıl çıkacak...
benim mi? çok eskiden hz mevlana ve heyeti eşliği ebeliğinde bir rüyette kendimi güneş bebek olarak doğurmuşluğum yanında, ben ne yazık ki manada kısırım... Sevdiğim, bebeğim olmuyor ama bir hayalimde Hindukuş dağına sarp kayalara tırmanıp, kartalın yuvasından 3 tane kuş yumurtasını çalıp aşağıya inmişliğim de vardır ...kendi çocuğum olmasa da, emaneten yolda kazaya uğramış pek çok ben gibi kanadı kırık yaralı masal çocuğum var şükür... ya Senin ?
Sevdiğim bu defa ağacın karanlık köklerine inip leyllerin haline eremedim ne yazık ki... ama en azından en yukarıdan en aşağıya çok güzel inmeyi başardım değil mi?
Hurşidimden Mürşidime bir tutinin güncesi …Sevdiğim Seninle
dertleşmeye ihtiyacım olduğundan bu bölümü yine açtım..nasılsın ?! şükür ben
hala ölmedim ama defalarca belki ölümden döndüm..hem bedenen ,hem nefsani
isteklerimden ve belkide ruhen..ağır zamanlar geçirdim ama Sen o sıralar
sevdiklerinle hep tatildeydin ve beni feryadı figanımı hiiç duymadın..
ben bıraktığın
mekanda değilim şimdi.deniz atladım ve kısa süreli geçici bir mekandayım..yarın
başıma ne gelecek artık hiç bilmediğim ve çok da umursamadığımdan canım nasıl
dilerse öyle yaşamaya çalışıyorum…neden böyle oluyor diye düşünmekten
vazgeçtim.vaadlerin hiç biri yerine getirilmedi ve bana yalan söylendi diye de
artık kalbimi dağlamıyorum.çok şükür kalbimdeki o kasvet ve ağır acı alındı
…şimdi seyretmeye ve zevkini çıkartmaya çalışıyorum..
mesela o 32 rüzgar tablosunu kopyaladığımda tektaşa bir kadiri-rifai-mevlevi Haybabamın dostu gelmiş...gittim. "soru sor "dediler..gülü sordum.. ve bir kaç gün evvel iki kaş aremde olan yalap yalap parlayan altın ışıklı gülümü anlattım.. dost, yardımcısına seslendi, getirdikleri kadiri gülünü teberrüken çocuğa verdi ve çocuğun sorduklarını anlattı.çocuk "bu gece bununla uyuyacağım, bakalım
ne rüya göreceğim" dedi..dost,"yat bakalım ne göreceksin "derken evlerine davet
etti ve çocuk "gelirim ama bir gülünüzü daha alırım" dedi..ve dost,"tamam ,sen gel.. bu defa rufai gülü alacaksın "diye gülerek cevap verdi..
Sevdiğim,o gece kadiri gülümle uyudum ve sabahı, bu defa müzeye çevrilmiş aynı mekanda, senin o mekanın sahibi anlamınla oraya yatak kurmuş ve belki kırgın olan beni-belki başka bir rüyada olsada sanki aynı gündü ve siyah abanı yere serip üstüne beni oturtmuş gördüm...yanındakilere gülerek :”O, BÜTÜN KUTUPLARI ÖPMEDEN BARIŞMAM DİYOR
“diyordun..
**
biliyor musun Sevdiğim geçen aralık ayında en son masaldan hemen sonra akıllı üç
odaklı göz merceği ameliyatı oldum ..son masalda sana sürekli gördüğüm o
muhteşem renkler ve sürekli gözlerimden içeri giren alevleri yazdığım için
olabilir ..o masaldan itibaren ne renk görebiliyorum ne gözlerimden giren ateş parçaları..bunları
ameliyatıma bağlayıp, bilimsel zihin oyunlarım üzerine bayağı kurgularda yaptım
tabii...nasıl ki, geçen sene tüm rüyalarımı meğer ben kendime zihin oyunları ile
gördürüyormuşum ve kendimi yalanla kandırıyormuşum diyip ,tüm bu işlerden
soğuyup çekilip- inancımı yitirdiğim o zamana döndüm..ve tabii anında her şey tak
diye kapanıp kesildi..belki zihnimde benim inancıma göre açılıp kapanan bir
kapı..bilemiyorum..
her neyse ..ben bu şeyleri yazdığımdan, bana olağanüstü
şeyler görüp yaşayan pek çok kişide bir şekilde gelip ilimlerini aktarıyorlar
Sevdiğim ..biliyorsun ki masallarda öyle şekilleniyor zaten..işte yakınımda
yaşayan böyle enteresan biri daha hayatıma girdi..bana anlat –öğret dedim ve anlaştık..ama saatlerce uğraşsa da ve anlatsa da ve tüm ilmi ile mücadele
etsede bende bir ışık-bir renk-bir dalga deseni ve bir astral kapısı dahi
açamadı..su uyudu ben uyumadım yine -yani
Sevdiğim her yanımı mühürlü ve kapatılmış
bulup çok fena kızdım.. ben artık büyüdüm yani, anlamıyor musunuz büyüdüm ?!!
kararlarımı kendim verebilirim !! o yapamıyorsa ,onun kabiliyeti bende
işleyemiyorsa ve başkaları bana nüfus edemiyorsa , SEN ÖĞRETİP GÖSTER O ZAMAN ..SENİ SEVİYORUM…………
ve bu bloğa en son kaydettiğim tefekkürde SENİ GÖZ
BEBEĞİMDEN BİLE KISKANIP KORUDUĞUMU yazdığım yazı akabinde bir sabah dehşetle
şu hayali yaşadım Sevdiğim bak!!
İKİ DEVASA GÖZ BEBEĞİ GÖRÜYORUM.İKİ KARANLIK HALKA..içi
kapkara dipsiz bir kuyu ve gözlerim aniden gözüküp bana benim gözlerimle bakıyor ve sonra kendi derin karanlık göz kuyusuna düşüyor..oğlum Kutlu ya
diyorum ki,"Kutlu gözlerim kayboldu gözlerim kaçtı, onları
bulamıyorum, gözlerim nerede?"aniden yeniden gözlerim karanlık daire kuyularından muzipçe
çıkıyorlar..
Sevdiğim..korku ve dehşetle uyandım .. sonra yine uyudum .bu defa ismi FİKR ET olan bildiğimiz ,Seninde gece alemlerine akmaktan büyük zevk aldığın bir kişiyi ve içeriden gelen ikiz tuhaf ?!! adamını görüyorum.hoşlanmıyorum..ama aniden fikir et in içinde tuhaf göksel olaylar olup halden hale, renkten renge bulanıyor.onu eğlenerek izlerken, pir camimizin imamesi çiftçi hocam bana çok kızıyor ve ;”O’NUN İÇİNDE YILDIZ PATLADI ,O YÜZDEN ÖYLE “diyor..
Sevdiğim..korku ve dehşetle uyandım .. sonra yine uyudum .bu defa ismi FİKR ET olan bildiğimiz ,Seninde gece alemlerine akmaktan büyük zevk aldığın bir kişiyi ve içeriden gelen ikiz tuhaf ?!! adamını görüyorum.hoşlanmıyorum..ama aniden fikir et in içinde tuhaf göksel olaylar olup halden hale, renkten renge bulanıyor.onu eğlenerek izlerken, pir camimizin imamesi çiftçi hocam bana çok kızıyor ve ;”O’NUN İÇİNDE YILDIZ PATLADI ,O YÜZDEN ÖYLE “diyor..
uyanıyorum.. tablomun nefesler-rüzgarlar ilmi yani GÜLÜN -MÜHRÜN İÇİ bende böyle
açılıyor zan ediyorum..bilemiyorum…Sen söyle ,korkayım mı ?!! yeni bir kutup doğuşu
mu ,yoksa nasa yeni bir galaksi mi keşfetti yakında anlarız değil mi? ve resim okuma dersim yanında 3 saatlik bir mitoloji dersine katıldım..çok zevkli.hoca bir akademisyen ama sufi gibi..mitolojiyi anlamak için, riyazüs salihin hadis kitabını içinde çok bilgi olduğundan daima okuyormuş :)..ve çok lezzetli bir yemek yer gibi büyük bir hazla tanrıları anlatıyor.. galiba sonunda yerimi buldum ..
****
yasalar taş sütunlara yazılırdı eskiden.mahkeme meclisleri
yasa sütunları -direkler arasında EL HAKİM lerin KARA CÜBBELERİNİ İÇERİYE ... ATMALARI İLE GERÇEKLEŞİRDİ ....
Zaman en iyi mahkeme ve Yargıçtır..dava zaman aşımından düşmüştür ....
**SEVGİLİ HAKEMLER KURULUNA ve TÜM DİREKLERE ve YASA SÜTUNLARINA.. ÖĞRENMEM İÇİN SERGİLEDİĞİNİZ KURGUYA ve SENARYOMA ..çok güzel bir eserdi .güzel yönettin ve beni hayretten hayrete düşürdün..sevgili orkestra şefim teşekkür ederim..ikinci kısım nisan ayı sonunda unutma!!
Sevdiğime not:eski bir mahkeme salonu hayalimi aniden hatırladım Sevdiğim..sen yüksek kürsideki tek hakimdin ve yargılama yapıyordun.ben beklerken sıkılıp kalkıp evime gitmek istedim ve Sen kürsüden minder üstüne oturtulan bana bakarak dedin ki:BEKLE ,SENİ EVE BEN GÖTÜRECEĞİM,GİTME!!!
masalın çocuğundan efendisine
nur cihan
21 mart ergenokon'dan çıkış 2019