30 Haziran 2010 Çarşamba

İŞİTTİĞİM ŞEY’İ-EŞYAYI GÖRMEK-OKUMAK MASALI-9

















İŞİTTİĞİM ŞEY’İ-EŞYAYI GÖRMEK-OKUMAK MASALI-9

Merhaba Sevdiğim
...bu bölümde çok ciddi olmak istiyorum..gülmek yok tamam mı? ben gülebilirim ama Sen gülme.. çünkü siyaset yapmaya çalışacağım..”ben” en sıradan ve en basit avam-ı tabakay-ı halkım ya hani..haklarımı kullanmak istiyorum..o yüzden..siyasetten ne anlıyorum öğrenmek istiyorum.. ancak yazarak öğrenebiliyorum biliyorsun..tabiii hayatımın en derun bilinen safhalarına dönmem lazım.ilk evvela siyaset ne demek?..hiç bişey yok iken O var idi ve ve KÜN=OL dedi..demeki o” ol “kelamının içinde” her şey ” olduğu gibi siyaset eşyası da var idi..yani DİN lediğimiz O SÖZ ün içinde siyaset DİN den ayrı değildi:) zaten ayrı diyenlere bi baksak yalan söylediklerini hemen anlarız:”biz silahlarımızı deneyecez..canımız sıkılıyor.. biz korkaklarız=aynı zamanda size komuta edenleriz..her ne kadar bazı anaların dış görüntünüzü beğenmeyip, bizim faydalandığımız hiç bir hakkı, o annelerinize vermesek de=onları insan kabul etmesek de,sizi doğuran o analardan size geçen, sağlam imanınız ve şehitlik inancınız var..o yüzden bizim,sizin imanınızı sınamamız lazım” diyorlar..yani, o adamlar: ”çocuklarınızı bize verin” diyorlar..biz de veriyoruz..sizce bu adamların niyeti şehitlik esaslarına uygun mu peki?birileri=insan ,silah,uyuşturucu tacirleri oyun oynuyor.. biz ağlıyoruz..demek ki onlar da söyledikleri ayrılığa inanmıyorlar mış değil mi?...mış.. mış.. mış sadece...uyan artık yani, uyan!!..

aslında her daim tek bir yönetim olduğunu da idrak ettim..padişahlık ya da krallık de istersen..diğerlerinin hepsi etiket.. bizi kandırmak için.. anladım..tek gerçek lider çook nadir çıktığı için, lider arkası konsey kontrollü yönetimlere cumhuriyet dendiğini bile anladım..aslında tek cumhuriyetin Hz. Peygamberin getirdiği yönetim olduğunu da bildim..ve sembolizmasının Cuma namazı esnasında gerçekleştirildiğini de..tabii Sen benim o esnada yemek yapmamı buyurduğun içünn:)= ve ben de söz dinlediğim içiiin cumhuriyetin manasına bir türlü eriyemedüm:)..başka Sevdiğim..ve bu gün, Cuma idrak edilemediğinden= maddi hakikatte manası kılınamadığı içün de cumhuriyet=tevhid=birlik olmadığımızı da anladım..ve cumhuriyetin bile, ferdi olduğunu da..her ferd olmayı başarabilmiş kişi ancak cumhur olabiliyordu yanii=cumhuriyette ferdiyet=ferdiyette cumhuriyet ..oleyy oleeeyy en sonunda anladımmm..yazmam hep işe yarıyor galiba ..Seni bir cumhuriyet balonu gibi seviyorum tabii ferd en:)..bir de hangi yönetim gelirse gelsin bize dayatılan kanunlarla: sunu seç, bunu seç diyorlar..biz aslında lider seçiyoruz ama bi bakıyoz çok değerli adamların yanına kontrol edebilecekleri fitne fücur çapulcuları da sokmuşlar..işte ben o yüzden bu sisteme güvenemiyorum..ama tüm tezgahlar Yaratan a çalışır ya hanii ..o yüzden hepp seyrediyorum..ilginç çok acaip ilginçlikler oluyor tabii..

bu bölümde Ömer Hayyam rubaileri kullanacaktım..neden?çünkü 13 lü yaşlarımda, Eyüboğlu çevirisiyle okuduğum o şiirler benim tüm sanatsal=tefekkürü hayal gücümü etkilemişti ve hala da öyle.daha sonra hiiç okumadım çünkü aynı kişinin neşrini görememiştim..geçen bir banka yayınlamış..aldım..tercüman da beceremediğini idrak ettiğinden:)tam 3 önsöz yazmış vaktiyle ve demiş ki:benim tercümem benden evvelkilerden daha iyi ama benden sonrakiler için yetersizdir..bu şiirlerin hepsi O na ait değil biliyorum.. O na mal edilmiş.. kendilerinin ismini vermeye korkanlar tarafından söylenmiş çoğu..bir de..evet işte ben de,tercümanın “O nun ahirete inanmayan” diye önsözünde tercüme ettiği Adam ın söylediklerini idrak edemeyip,bir de Hayyam adına konuşmasını da, aslında kendinin ifşası gibi buldum...yaaa..adamı böle yakalarlar..bir de; Senin:” mesneviden şaşmamam lazım” gelen işaretinle tabii ...(acaip bişi oldu, haftaya yazarım belki..)Hayyam ı iki gün boyunca okudum..onu anlayamadıkları-anlayamayacaklarını bilen bir adamın tüm söyleyeceklerini söylemiş....iyi yapmış..aferim O na..”ekşimeden şu şarabı içelim” sözünü çook sevdim..sirke yi hatırladım..sirke tasavvufta beka demek miş ya hani..işte ben de o acaip içmek istediğim dönemlerde sirke tarifi aramış ve bulup not etmiştim:)..o vakit yazamadım nedense, demek bu bölümeymiş..evvet çocuklar hepimiz sirke yapıyoruz, isteyen üzüm sirkesi yapabilir:-).. Peygamberimiz Efendimiz Hakikatimiz: sirke bulunan evin ne mubarek olduğu nu söylemiş ve hakkında çok iltifat etmiş.”bizim en evvel evimiz kalbimiz, sonra ise bedenimiz ya hanii..”sirke bir bakteri öldürücü aynı zamanda..hazmettirici ve ateş düşürücü ve bence, bizim manevi mikroplarımız veseveselerimize yani cinlerimize bile iyi geliyor..hadi içelim madem cin cinnn:)tabii balla beraber..tarif-i elma sirkesi:2 kg elma,2 lt su,100 gr şeker..bir kabta ve her gün karıştır..arada kapağını açarak gazını çıkartmak lazım mış..ve tam 21 gün sonra sirkemiz hazırmış...

ben Hayyam ı hala çook seviyorum..Evvel Zamanım da, O nun değeri bilinememiş-anlaşılamamış Zat-ı A’li biri olduğunu söylemişti..bu büyük matematikçi,filozof,en değerlisi büyük Ehl-i Tarik için Selamlar....hiç bir ilim batıda doğmuyordu ve batı, doğuda doğan hikmet ilmini sadece işliyordu o kadar..çünkü doğu doğası gereği hep doğururyor ama doğurduklarına bakmayı hiiç bilemiyordu..neden? çünkü öyle doğurgandılar ki kıymet bilemiyorlardı:)ben senelerdir, nedense hep batıda yaşayan tek bir uzakdoğu grusuna ait kitap okumadım..çünkü öğrendim ki onlar hep, İSLAMIN HAZİNELERİni kendilerine mal ediyor ve gene doğuya satıyorlar..onların beslendikleri ana kaynak zaten bizim asıl hazinemiz olduğu için neden geriye döneyim ki.ben irticacı mıyım yanii?:)Hz.Peygamberimiz:bu gün sizin için dininizi tamamladım dememiş mi dir..?eeee..kemal bulmuş bir şeyden geriye düşen ne olur?iriticacı değil mi? O vakit sonuç?EFENDİMİZ haricinde olan her şey irtica dır yani:)geriye dönenler düşünsünler...mesela Hindistan a baksam hala kast sistemi var..bunca aydınlamanın beşiği madem neden hala paryalık var?..daha kendi içlerinde aydınlanamamışlar başka ülkeleri mi aydınlatacaklar yanii, değil mi?bu ne demek?onların tevhidi bilemedikleri demek tabii. Yani Cuma yı..üstelik onlar Muhammedi olamadıkları için, bizim gideceğimiz Muhammedilik yolunu asla bilmelerine imkan bile yok..yani bu durumda onların hepsi bizim için batıldır değil mi?

Ayıklanma Zamanındayız galiba...vesvese kurtlarımızı beka sirkesi ile düşürelim madem..ayıklayalım barim..

şimdi Sevdiğim, ben geçen masalımdaki kılıç hikayesini çook düşündüm ..çünkü, masalım için lazımdı..ve şunları idrak ettim ..Sen yanlışlarımı düzelteceksin ya nasılsa..beğenmediklerini beğeneceğin hale getir istedim..şimdi Hamimin ismi belli.. yolu Haniflik yani; Tek Tanrı, O da Allah inancı ya ...ve tesbih o da kelime-i tevhid ya ve hak ile batılı ayırmak, o da kılıç ya hani..ve ne çıktı ortaya biliyor musun?tabii ki İSLAMIN SANCAĞI..kılıç üzerine kelimei tevhid yani.La İlahe İllallah Muhammedun Rasulallah..şimdi bu cümlenin ilk yarısı herkes için-umuma ya hani..yani Celal..zuhur..diğer yanı ise sadece Cemal-i Muhammedi olabilenlere mahsusmuş..yani ilk bölümü amme diğeri has..Allah ayette diyormuş ki:” Allah size dost olarak yeter”..yani dost demek veli demek, veli demekte evliya demek ya hani..işte hepimiz anadan doğma evliyayız vesselam..değilim diyen Allah ın sözünü inkar eder:)=Sevdiğim sakın gülme.. yakında, hepimizi tek tek kutup yapacağım, o vakit gülmeni istiyorum tamam mı?:)işte bi umumi dostlar var birde has dostlar var di mi?..hepimiz kendi hayatlarımızda ki dostlara baksak yeter..dışarda bişi yok çünkü..herşey ortada, net ve açık..demek ki benimde yapmam gereken bu alemde kendi hayatımda düşüncelerimde eylemlerimde hak ile batılı ayırdetmek ve hayatımı maruf üzerine düzenlemeye gayret etmek..çünkü ben yapamayacağımı biliyorum ama Sana bir adım için çabalarsam, Sen bana 100 adım geleceksin, onu da biliyorum ve ayet” Bana yardım edin” diyor..ben Sana kendim için yardım eder, yani Sana kendimi sunarsam, Sen de kendini bana misli misli açarsın misali, dimi?

İşte Sevdiğim, ben kaç senedir ne gazete ne haber ne dergi bakmadığım içün herkesin bildiği manada siyaset yapamam.. çünkü umurumda bile değil..hiç bir zaman politikacılara ilgi duymadım ki ben..ama komşuma sordum masalım için, ön bilgi olsun diye:ben haber izleyemiyorum. en son haberlerde ne vardı? dedim..terör ve bombalar varmış, bir de seçim sanırım..ama ne seçimi diye öğrenmedim. Yani değişen bişi yokmuş..demek ki onca sene gözlerimi-kulaklarımı onlardan uzak tutarak hiiç bişi kaybetmemişim..bu kadar veri, yeter de artar.. o yüzden kendi bildiğim gibi devam edeceğim..nasılsa Sen, beni her türlü anlıyorsun değil mi?..ben Seni çook fena özledim biliyor musun?Seni Seviyorum..

İşte ben minik bi çocuktum..bizim mahallemizde, bizden biraz büyük ağbi ve ablalarımız ve ebeveynlerimiz vardı..inanılmaz dayanışmalı bir mahalleydik..hemen hepsi Balkan Göçmeni ve bir kaç ailede biz yerlilerdik(sadece çocuklar yüzünden kavga çıkınca biz onlara göre gavur, onlar da bize gavur oluyordu o kadar:)..onların içinde doğup büyümem benim geniş meşrebim için faydalıydı bence..ilerde hayatım hep onların olacakmış meğerse..bazı ağbi ve ablalar sağcı, bazı ağbi ve ablalar ise solcuydular..biz miniktik..onlar bize slogan öğretiyorlardı..anlatıyorlardı: bizi kurtaracaklardı..ama hemen hepsi ebeveynlerinden, eve geç gelince dayak yiyorlardı tabii:)
bir defa bana bir dağın ucunda uluyan kurt bile çizdirmişlerdi:)ben çok mutlu olmuştum..sonra başka biri için yine çizmiştim..bazı komşu teyzelerin duvarlarına yazı yazarlardı..o teyzeler kavga ede ede her defa yeniden kireçle o yazıları boyarlardı..bir hafta geçmez devrimci olduklarını söyleyenler gene yazarlardı..sonra tabii halk parasız..(paran olsa bile bişi yok.. neden?çünkü o muhalefetin dev mirascısı=hiç bir şey üretemeyen ve bir başkasının da asla bir şey üretmesine izin vermeyen kıskanlık tabiatına sahip, gönlü cimriler yönetim de de ondan..)onlar daha çulsuz..hep geceleri oto teyplerini, arabaları çalardı..büyükler, çeker, gençlerle konuşurlardı..onlarda arkadaşlarıyla..ve o mahalle uzun süre rahat bırakılırdı..o gençler aslında henüz lise ve biraz üstü çağındaydılar..bugün baksam aslında inanılmaz cahildiler..onlar hep kuklaydılar aynı bugün dağlara çıkan o zavallı çocuklar gibiydiler..hiç bir farkları yok aslında..onların yönetenlerin, yöneticilerini yönetenler ise medya patronları,uyuşturucu tacirleri,silah tüccarları,insan köle ticareti yapanlar,ilaç firmaları sahipleriydi..uğruna öldükleri o lider sandıkları insanlık müsvetteleri üstad-ı azamları bile aslında birer kuklaydı..

ben hep dağa çıkan ve hiç anlamadığı,bilmediği,asla da göremeyeceği değer sandıkları ŞEYLER için savaşanlara acımışımdır..bir insan nasıl bu kadar zavalı ve akılsız olabilir ki?..ama onlar çok küçükler ve aslında esas intikamı ailelerinden almak için bu yola giriyorlardı..sorun devrimcilik değil psikolojikti yani.. bu lider sanılan azılı katil, kan içmeyi seven, sözde lider haydutların,çapulcuların hayatlarına baksak onlarında aynı intikamı ailelerine ödetmek için çalıştıklarını görürüz..asıl sorun daima çekirdek ailede genelde..bu bahis bence bu kadar da kalsın..sonra sinirlenirsem gene yazarım..TOHUM ÖNEMLİ DEMEK Kİ?VE TOHUMU EKEN ÇİFTÇİ..VE YEŞERTEN TOPRAK...YANİ AİLE..YANİ EHL-İ BEYT=BİVÜCUD

mahalleme döneyim..işte o mahalledeki devrimci olduğunu sanan ve devrimci olmadığını sanan tüm abi ve ablalar nedense islama dönmüşler:)böyle namazlı abdestli, hatta ehl-i tasavvuf olmuşlar..demek ki böyle yol katetmek için önce bataklara batmak ve geçmek de lazım mış değil mi.?.işte benim düşünce hayatımda etkin iki kitapta bu kişilerden birine aittir..evlere baskın yapılıp kitaplar toplanıp insanlar tutuklanırken yakmaya kıyamadıkları kitapları, bizim gibi salaklara veriyorlardı demek ki, korusunlar diye..işte ben 14 yaşımdayım..böyle iki kitap hediye edildi bana..birinin adı “volga kızıl akarken”,diğeri “moskof mezalimi”..böylece hatırat okuma merakım başladı..ben asla genel devlet tarihleri okumam çünkü inanmam..ama halkın kendi hatıralarıyla yazdığı umumi=özel tarihe inanırım..ve onlar kendi dönemleri içinde seri halinde okunursa pek çok şeyi bir birine bağladığı görülür.. ne?,neden?,niçin?,sonuç?,vs..ve bu kitaplardan şunu anladım..bugün de aynı zulüm yapılıyor, hiiç değişen bişi yok..bazı sapık, aklını ve kalbini birleyememiş bir kaç kötü adam ve onları gaza getiren esas kötücül sapık adamlar devletlerin,halkın,hayatın,inancın üzerinde hüküm süreceklerini sanıyorlar..oysa, baksak ki geriye, bugün dünyada ne faşizm kalmış ne kominizm dimi?..çünkü tüm izmler gibi sonradan olma yani batıllar..batıl daima yok olmaya mahkumdur..ama kıyıda köşede bunu bildiği halde bu yöntemlerden yol sürenler de çok..ama derin manada baksak eğer..o adamların hiç birinin siyasetle işi yok, olamazda..çünkü onlar tüm siyasetleri aslında birlemişler..onlar inançsızlar..onların hiç bir değerleri yok..acımasızlar..tek değerleri para..putları para..para demek iktidar demek..söz sahibi olmak demek..istedikleri gibi şehvetlerini kullanabilmeleri demek..önünde tüm düğmelerin iliklenmesi demek..adam sayılmak demek dimi..ve bu adamlar yani bazı medya patronları,uyuşturucu,silah ,insan tacirleri,fuhuş,kumar vs. tüm bu yöneticilere bakın... gözden ırak adacıklarında ,uçaklarında ,otellerinde hep beraberler..hiiiç ayrılmıyorlar..ama halkın içine boyunlarında bir poşu ie çıkıp bir iki demeç verdiklerinde gerizekalı bazı kişiler sanıyorki bunlar bizi kurtaracak..ve onların gönüllü kuklaları olarak ne ocakları söndürüyorlar..şunu unutmamak lazım ki:

“dede bir erik çalmış, torununun dişi kamaşmış”..bu ata sözünü bilerek anlayarak yaşasa bir kişi asla kötülük yapamaz zaten ve bu benim başıma neden geldi?diyemez..çünkü Allah zulmetmez..nasıl yönetiliyoruz? =hak ettiğimiz gibi .....daima kurunun yanında yaş da yanar..neden? çünkü “haksızlık karşısında susan dilsiz şeytandır” hadisine muhalefetten...

başka..sanırım 8-9 sene evveli seçim var..ben çocuklarımı ilkokula getirip götürüyorum her gün..önünden geçtiğimiz bir villa, oğlumun sınıf arkadaşının yuvası..aile reisi seçimlere girmiş..çünkü genel kanı başka adam gibi adam-cesur ve atak –dediğini yaptıracak başka bir lider yok ve seçilen tulum çıkaracak.. ve O na inanmayan pek çok,başkalarının kanını içerek asalak yaşayabilen kişi de bu tulumun içinde yer almak için O na inanır gibi seçimlere katılmıştı..onlar aslında başka başka partilerin adamlarıydı ve kan içmeyi iyi biliyorlardı..yaşamak için buna mecburdular, suçu ise yönetime atabilirlerdi nasılsa..onlar yeni ve acemiydiler..işte bu adamın da lüx aracının ve evinin her yerinde O Başkan adayının resimleri bayrakları asılıydı..ve seçimler...ertesi...okula gidiyoruz..adamın evinin her yanındaki bayrak ve resimler inmiş ve arabanın yanında, yerlerde O Başkan seçilmişin resimleri, ayak altında..böyle çook acaip bir his anlıyor musun?..o seçilemediği için( adaylığı çook arkalarda olduğundan) intikamını taa ilk başta” Allah ın kulunun vechini yere atarak ve ayaklar altına altına alarak intikam alan biri “ya birde seçilseydi?..mesela ben o aileden duyduklarıma bakarak adamı tanıyabilirim..kendisi en lüx şekilde yaşarken ailesine kuruşların hesabını sorup maddi bakımdan kök söktürüyordu..çocuklarına manen ve madden yapmadığı zulmü bırakmayıp onları pasifize ediyordu..ya bu adam seçilseydi?..ama seçilenler var tabii.hem de daha komplekslileri..hiiç inanmadıkları,alay ettikleri birine, tüm tükürdüklerini yalayarak iman ettiler zaman içinde ama bunu hiiç sindiremediler ne yazık ki..hep tetikte, sokmak için bekleyen akrepler misaliydiler..ve eski hırsızlıklar sürüp gidiyor..kendileri onlara benzeyemeyecekleri için onları kendilerine benzetme yoluna gittiler tabii..ve daima terör..daima terör...perde arkasındakiler hep belki de yüzümüze gülen o şık şıkıdım hayrann olduğumuz kişiler...di mi?..düşünmek istemez misiniz?..bir kere..bir defa..kaçmadan...korkmadan...

ben şanslıyım..çünkü hiç bir zaman bir film yıldızcığının ya da şarkıcının hayranı olup fanatikleşmedim..hiç bir partiye ilgi duymadım..hiç bir spor takımını tutmadım..umurumda bile değiller..seyretmedim bile..ben kendime- beni mutlu edecek şeylere ilgi duydum belki de..ilk önce hiiç başarılı olamadım biliyorum..ama son zamanlarda mutluluğun yoluna girdiğimi bilyorum Sevdiğim, hep sayende..eğer ben de bu sahte-tuzak çıkıntılara takılıp kalsaydım, onlar gibi,dünyayayı yöneten bir kaç çapulcu aile mutlu olsun diye kendimi o süprüntülere ikram etmiş olacaktım...

başka, toprak mevzu..ben hayatımın bir kaç yılını sadece Osmanlı Devrine ait hatıra kitapları okuyarak geçirdim..ve en sevdiğim belgeseller olan dünya insan ırkları ritüelleri - geleneklerine ait seyirler...tüm devlet bilgim bundan ibaret..o yüzden karşılaştırmalarım da hep tarih tekekrrürden ibarettirdir yanii..bir kaç ay evvel bir gezi sırasında sohbet olmuştu..şöför bu yönetimin pek çok şeyi hallettiğini ama her şeyi sattığını anlattı.o yüzden de halk Ondan nefret ediyormuş...ben kendi söylediklerime hayret ettim o vakit.. onları Sana yazmak istiyorum.meğerse,o okuduğum hatıralar bana çook şey kazandırmış.. ilk defa anladım...

dedim ki:sadece devlet satmıyor ki, esas halk satıyor..o satmasa, sattığı diğer kişi çook para verdikleri için yabancılara satıyor.önce kendimize bakmalıyız...bir düşünsenize eskiden hastaneler ne korkunçtu giremezdik..ve diğer pek çok şey ..şu geçtiğimiz otobanlara bakın..bir kere sadece sağlık sektörü devrim geçirdi..kim inanabilir ki?..eski yönetimler hep söz verirdi ama tek bir olumlu şey yapmazlardı..sadece yalandılar..hep dolan..yollar..ve merak etmeyelim..yönetimler hiiiç değişmez..satılan satılsın..bazen öyle oyunlar oynanır ve öyle dolaplar çevrilirki bir anda o topraklara,o bankalara,o şirketlere devlet el koyabilir..her zaman olduğu gibi yanii..evet doğru diyor yol arkadaşı..hiiç böyle düşünmemiştim..çocuk ona geçmiş padişahlardan örnek veriyor..defalarca değişik versiyonunu okuduğu hikayelerden biri..

ENDERÜN İ DEVLET E BİR MİSAL
mesela bir padişah çook akıllı,çook iş bitiren birine çook yetki veriyor..onu öyle güçlü kılıyor ki o pek çok işi onunla hallediyor-çözülemeyen müşkülleri onunla çözüyor..çünkü o kıvrak bir zekaya ve iş bitiriciliğe sahip..o inanılmaz yükselirken tabii maddi gücü ve nüfusu da yükseliyor..aslında o derin manada sadece padişaha hizmet ediyor..o farkında değil tabii..sadece padişah farkında..ve hiç bir yönetim ,hiç bir güç,hiç bir iktidar kendinden başka alternatif istemez değil mi?işte o paşa yeterince semirince=rakip, padişaha denk hale gelmeye başlayınca:) padişah onun kellesini ister:)..ama bahane lazım..o paşa pek çok bahane vermiştir zaten...lakin halkında hak bulacağı bir bahane lazım sanırım..ve bir görevde hata yapar..her zaman yapıyordur aslında..ÇÜNKÜÜÜ TEPELER DURMAK İÇÜN DEĞİLL BAKINIP AŞAĞI İNMEK İÇÜNMÜŞŞ..DEĞİL Mİ? bu sefer nazı çekilmez işte..ve cellatlar...başcellat ganimetin esas yükte hafif pahada ağırlarını, diğerleri de göze çarpmayacak kısmını alarak..yani talan hep devam ederek kelleyi padişaha sunarlar..padişah bişey demez ama bilir..onlarında sırası gelecek nasılsa..işte o paşa nın ne kadar edindiği servet varsa hepsi hazine-i hümayuna girer, yani ait olduğu yere geri döner..çünkü o adamın işi bitmiştir..başka biri için başka işlerde kullanılmak üzere....KURUMA HİZMET YANİ..devlet adına çalışan o cellatlar içinde durum farklı değldir ve gerçek=uyanık halk bunu çook iyi bilir..o yüzden saraydan ve saray adamlarımdan hep uzak durmayı seçmiştir..yani birileri hep alışveriş halindedir..ama içinde maddi çıkar olmayan alışverişler belki de daha güzeldir ....

burada hep yazmayı dileğim bir şeyi yazacağım..Allah bana bunu yazmayı nasip ettiği için önce şükrediyorum..bir kaç yıl evvel “Ortadoğu da kadın olmak “diye bir belgesel izlemiştim ağlayarak..ondan bir sahne üzerine yazacağım..Kudüs te bir aile ..karı koca yaşları 37 sanırım..kayınpeder ve kayınvalide ve 5 çocuk..hiç kimse çalışmıyor..evin erkeği çay ve sigarasını keyifle içiyor..son derece sağlıklı-genç ve dinç..evin hanımı tam bir anaç..diğerlerinin yaptıkları bir iş olmadığı için söyleyecek bişeyleri yok..evin hanımı anlatıyor:her sabah uyanıyor..yardım dağıtılan yerlere gidiyor..sıraya giriyor..saatlerce..bazen ona sıra gelince erzak bitmiş oluyor..eli boş.. bir yardım bulursa gelip evde pişiriyor..su doldurmak için çeşmeye gidiyor..deterjan bulursa çamaşırları daha temiz oluyormuş..ev işleri için kapı kapı geziyor..iş bulursa çalışıyor..ne verirlerse..anlattıkları çok ağır..aslında yetişkin onca insanın içinde sadece bir kadına yüklenmiş bu vazifeler acıtıyor..oysa İslam da bir kadın sadece kocası içindir, hiç bir şey için zorlanmaz, çalışmaz. . çalıştırılamaz.. varsa parası, kadın istemezse, hiç bir koca asla o paraya dokunamaz..bu nedense kimse tarafından hatırlanmıyor..NEDEN?NEDEN?NEDEN?ve can alıcı bölüm geliyor..spiker soruyor adama:biraz zengin olsanız ilk önce ne yapmak isterdiniz?adam pis bir pişkinlikle gülüyor:ilk önce genç bir kızla evlenirdim...diğerleri de gülüyorlar..ama kamera evin annesine yakınlaşıyor..gözlerinden akan yaşlar..yüzündeki ifade..ben hiiç bir zaman unutmadım..hiiç bir zaman unutmayacağım..asla..

Bir vakitler İsrail’in kuruluşunu,o çöle tüm dünyada beğenilmeyen yahudilerin,” kendi içlerinde yahudi bile kabul edilmeyen kişilerin” nasıl gönderildiğini ve onların bu çölü bir tarım ülkesi haline getirmelerini de okumuştum-izlemiştim de..bir karış toprak için koca koca ülkelere nasıl kafa tuttular herkesin gözleri önünde değil mi?ya biz?...ya biz?

tohumların genleri ile oynayıp; bizim gibi, düşünmedikleri için, üretemeyen ülkelerin bile tarımını tekellerine alışları peki?..bir duvar ötesi refah içinde diğer taraf pislik içinde..suç kimin?sadece taş atarak savaşıp şehit olsunlar diye çocuk doğurmak zorunda bırakılan kadınlar...ya bu şehitlik esaslarına uygun mu peki?ve minicik yaşta anlamadıkları bir savaşa kurban edilen çocuklar..tedbirsiz bir hayat..peki Allah bu savaştan razı mı?denklik var mı?telef ettikleri hayatlar kime ait bir kere düşündüler mi?.. ya biz?...aslında kime zulmediyorlar?...kendi ailelerine huzur ve yemek veremeyen bu erkekler ne yapıyor peki?KENDİ YERLERİNE ÖLSÜNLER DİYE HABİRE ÇOCUK ÜRETİYOR DEĞİL Mİ?...ellerinden hiç mi bir şey gelmiyor?..nasıl gelmez?..nefsileri için geliyor ama..birileri gelip onları asla kurtaramaz..BAZEN BİR ADAM TÜM DÜNYA YA BEDELDİR..kendimizi düşünelim..biz gayret etmeyince kim bizi içinde bulunduğumuz halden kurtarabilir?..ne zaman ki biz kurtulmak isteyeceğiz ve çalışacağız, işte o vakit Allah ın gayreti de uyanır ki, işte bak o zaman” Sen seyret olur” değil mi Sevdiğim..?

seyredelim mi? “hadi”....


nur cihan
29-6-2010