17 Temmuz 2011 Pazar

ŞEY’ lerin GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI-21

ŞEY’ lerin  GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI-21

Merhaba Sevdiğim ve Merhaba…şu dakikalarda yeni yaşıma girdim.bu gün 17 marduk-u tammuz-u bal J...44. yaşımmm..zaman nasıl su gibi akıyor değil mi?oysaki, daha neden bu aleme geldiğimi ,burada ne işim olduğunu bile çözemedim ne yazık ki..benim öyle kutlamalı doğum günlerim  olmadığı ve böyle şeyleri-kendimde hiiç sevmediğimden , benim  için öyle bir manası da olmadı..çok tuhaf.. kendimi neden yaş alıyor gibi hissetmiyorum ,bilmiyorum.. mertebesiz meşrepsizliğim misali yaşsızda olmalıyımJ..ve gerçekte öyleyim...Sevdiğim biliyor musun? kendimi bildiğimden beri  istediğim bir şey vardır ki, bunun olacağından eminim..hani insanlar hep hatırlanmak isterler ya ve izleri kalsın diye didinirler.bende bu tam ters işliyor nedense..bir gün hiç kimsenin beni hatırlamamasını diliyorum…benden tek bir iz bile kalmasın ..bunu neden istediğimi bilmiyorum ama doğam öyle diliyor  bence…

doğum günü hediyemin Sen olmasını isterdim tabii..olmayacak şey  ya  o yüzden..belki  uzak zamanlarda bir yerlerde olabilir..kim bilir?…Sevdiğim anladığıma göre benim ömür çıkrığım çoook uzundu ya hanii ..onların hepsini  Sana hediye etmek istiyorum ve çooook güzel zamanlar yaşayacağım ya biiir güüün.. işte onları da Sana hediye etmek istiyorum.. ve bu ülkenin en zengin adamının isminin manası kadar zenginmişiz ya birde.. onları da  lütfen ..hediye ret edilmezmiş biliyorsun değil mi?çünkü onlar zaten Senin.. Sen yaşadığın sürece bende Senin nefesinde var olacağım o yüzdenJ………kendimi Sana hediye etmişim meğerse J..
SENİ SEVİYORUM…(not:şimdi okudum da Sevdiğim burada sacit ve mescud karışmış durumu var değil mi
J)

Sevdiğim bu yeni evimde ilkinci  masalım.. kaldığımız yerden devam etmeliyim..Cuma..Haybabam için anma gecesi düzenlendi..kimler gelmedi ki..gayet güzeldi..arada Sana, bu geceye atıflar yapacağım olur mu ?…cumartesi ..hz. Pir insücinnü mürşidi Şeyh Şaban-ı Veli ..kapı komşumuz.. çay içtiler, ben kahve…yeni bir karar çıkmış şimdi öğrendik.. her şehirde bir camide, haftada bir sabah namazı sonrası anma yapılacakmış..ve bu şehirde de asitane camimizin Çiftçi hocası seçilmiş. ben buna layık mıyım diye dualar ediyor..ne muhteşem değil mi ?

köy..Evvel Zamanımın devletlisi=bizimkisi -bileşik kap misali gezdikleri harem ağamız J...Demirli hocam..Hakim..yarenler.. Rehber ve dostları.. işte gece yapıldı..ertesi gün.. Kutlu hocanın çizdiği ve muhteşem yazıları ile  süslediği Haybabamın son evini gündüz gözü ile seyrediyorum..Evvel Zamanım içinde bir taş hazırlıyor, yakında bitecek..Sevdiğim biliyor musun ben hiç kimseyi toprak altına sokamıyorum..kendimi de tabii.. böyle acaip bir sorunum var..nefes yüzünden ..Senide ilk öyle gerçekten  tanıdım hem..bir insan nefese aşık olur mu?ben oldum.. oradan biliyorum J..şimdi böyle söylesem bana deli derler değil mi Sevdiğim…desinler.. hiç biri umurumda değil..bir nefeslik canları var zaten ..HuuuuuuuuJ….


Kutlu hoca ve dostları anma için geldiler..Haybabamın Bozkurtlu dostları inanılmaz bir özveriyle çalışıyorlar ..civar köylerin hocaları da teşrif ettiler..çok güzeldi…hocanın muhteremiyle bir yıl aradan sonra yine beraberiz..ben onun çok değerli biri olduğuna inanıyorum Sevdiğim.. onları ziyaret etmek istediğimizi söylüyorum..salıya  bekliyorlar.. her gün bir grup misafir evine dönüyor.. uğurluyoruz.. uğurluyoruz..en son Demirli hocalar..bu bölümü sonra yazacağım ..Ginolu.. burada dedemin koyu var.. deniz muhteşem..ben ileri yüzebiliyorum ve geriye dönemediğim içinde yüzmeden- sırt üstü- en çok denizde yatmayı seviyorum ya..her yerde her dem tembelimm..Sevdiğim, ben neden geri dönememekten o kadar korkuyorum peki?...karmamda bir sorun mu var yoksa hıı?!! J….

Amazon misali ormanın içinde,  gözükmeyen merdivenlerden taş merdivenleri tırmanıyoruz..amcalar ve   halalar..Nevzat amcam burayı ihya etti..o ilkokul mezunu olmasına rağmen muhteşem üretken bir beyindir..burada kendi tasarımı olan evleri,(yol Haybabamdan),başka bir yerde harap olmuşken buraya taşıttığı samanlıktan şirin misafirhaneyi, çay evini, fırını,serayı o yaptı..meyvelerinin içi oluşamayan J ilk muz ağacını,kiviyi,portakal ve mandalina vs. yı o yetiştirdi..o hemen hiiç konuşmaz..eskiden derdi ki para kazanmak çook kolaydır ama harcamak çok zordur J..hep düşünür..Babanneme çekmişJ…kimseden bir şey beklemez ve hep kendisi üretir..O’ndan, Kutlu hoca  ve benim için, serasından muz ağacı  rica ettim..çünkü bu işlere meraklı birine hediye; hiiç bir şey olmayan  bu  yerde, en güzel böyle olur kanaatindeyim.. Hocam için büyük, İstanbul’a, eve, taşıyabilmem için küçük iki ağaç verdi. muz ağacıma Cabbar ismini koydum..bakalım bizi sevecek mi?...bize fırında pideler yaptılar..

salı..bahçeden papatya ve  güller topladık.. ev sahiplerimiz için şiir yazdım..aynı şiiri iki ayrı kağıda kardeşim geçti..ben kendi yazımı bile- bu makine yüzünden- artık okuyamadığım için ona yazdırdım..tabii bir yazı üstadına ne kadar yazılırsa..rulo yapıp keselere  koyduk..birini ağaca diğerini çiçeğe iliştirdik..bir  minibüstük..ana şehirden de bir o kadar geldi..hoca bize bahçesini gezdirdi..şelale..fıskiyeler ..havuz. devridaim.. kangal muhteşemmiş..bir sürü arı kovanı var..kaz,ördek,tavuk..ortancalar olağanüstü güzel ve canlılar..inanılmaz bir mavi morları var..kırmızı toprak ve gölgelerden dolayı öyle oluyorlarmış, hoca anlattı..ve kivi bahçesi..çok şaşırıyorum.. ben kiviyi büyük ağaç sanıyordum meğer üzüm asması gibiymiş ..üstelik dişisi ve erkeği varmış..birlikte ekilmeliymiş. çok kıymetli mavi ladini ve Lübnan sedirlerini anlatıyor.. örgü duvarı gösteriyor..bunu ören bir dekan diyor.. bugün bu ağaçları çapalayanlar ise doktordular..çocuk :bu komin hayatı değil mi?hoca:hayır değil..bu  t.. hayatı
J….burada herkes her işi yapar..görev dağıtılır ve oda yapar..bunu isteyerek ve severek yapar..

ağaçlar burada çook mutlu Sevdiğim.. bakımlı ve canlılar.. yemek hazırmış..terastayız..muhteşem bir ziyafet..her şey inanılmaz hafif..bir ordu misali temiz ve tertipliler..maşallah..kendi memleketlerine mekanları yapılıyormuş..orası, buradan çok daha büyük ve düzenli olacakmış..orası olunca belki de buraya çok gelmezler..çünkü memleketleri ya, o yüzden.. birde sanat eseri misali mekanları olacak tabii..burada hemen herkes  mesleklerinin yanı sıra ince sanatlarla meşgul..nakkaşlık esas tabii..akşam salat..bizim layt meşrebimiz için  jest yapıyorlar.. birlikteyiz.. sonra sohbet..onlar çok edebliler..ya ben..

J..bendir..Alvarlı  Efe hz nin divanı ..okuyor..kitabı yolluyor istediğimiz yeri açalım diye..önce kardeşim.. okuyor..sonra bana…selam selam ve  sonu hizmeti anlatan çook uzun muhteşem bir şey çıkıyor..az evvel torunu ile yaptığımız sohbet yani…sonra o iki tane ilahi meşk ediyor..birinde gözlerinde cemalini seyretmek vardı ki  çok güzeldi.. sohbet..mahremi, incelik yapıp bir soru soruyor..cevabı geliyor..bu bana göre “hadi soru sor? izin var “demek olduğu için soruyorum.. anlatıyor.. daha üsteliyorum..anlatıyor..daha ..anlatıyor..şu öyküsü çok güzeldi kaydetmek istiyorum Sevdiğim bak..bir saydam şişeye deniz suyu doldurmuşlar ve ağzını kapayıp denize atmışlar..şişedeki su bir kendine bakmış bir denize ..tefekkür etmiş..”bende onunla aynıyım ya neden bu ayrılık” ..hasret..hasret..işte denize kavuşabilme deniz olma hasretiyle şişeyi eritip denize kavuşmuş ..işte artık oda derya olmuş..çok özel ve muhteşem bir düet oldu sevdiğim..o sonsuz hoşgörülü ve içten davrandı..bizim meşrebimize, bizim tarzımıza uygun davrandı..ben onlar gibi edebli olamadığım için bana anlayış gösterdiler..gece yarısını geçe bizi uğurladılar..ertesi sabah onun ve dostlarının kurdukları  simsiyah giysili sohbet dairesinden mahremi ve çocuğa anlattığı sohbetle gözlerini açtı..teşekkür telefonunda hayalini anlatıp bir daha teşekkür etti tabii..



çarşamba gece..üç tane civar köylerden imam ..bir öğretmen,amcam. Feyzi amcam ailede geçmişini öğrenmeye meraklı tek kişidir..ona soruyorum ..iyi ki sormuşum.. en son dedemin dedesi kaptan Mustafa’ya dek öğrenebilmiştim.. şimdi onun dedesinin de adını öğrendim ve başka kayıp şeylerde..yazayım, ilerde belki çocuklar bilmek isterler..kaptan Mustafa atamızın dedesinin ismi Hasan Kocaymış…demircilik yapıyormuş..Fatih döneminde..burada hristiyanlar varmış onların içine yerleştirilen ailelerdenmişler..sohbet..çocuk birden:”aaaa..hocalar.. hocalar.. bakın ne aklıma geldi..şimdi tek tek soracağım tamam mı ..içinizden ilk geleni söyleyeceksiniz ama..şimdi siz imamsınız ve çok değerli bir görevi ifa ediyorsunuz..sizce  namaz nedir?neden namaz kılıyorsunuz?hiç gerçek namaz kıldığınızı ve neye secde ettiğinizi yaşadınız mı?.. bir defa bir anlık yani..?.. köyün hocası:"bak bunu yazacak" diyor.
J..çocuk:yazıcam tabii..ilk hoca:bak bende ne vakittir bunu kendimde sorguluyorum..ben dürüstçe söylüyorum ki henüz öyle bir namaz ve secde yaşamadım..2. hoca:bende istediğim manayı henüz yakalayamadım ama bu söylenmez ki..çocuk :şimdi söylenir..çünkü hiç kimse aynı şeyleri yaşamaz..Allah bir gösterdiğini tekrar etmez.. hoca:belki olmuştur ama bilmiyorum…3. Hoca:bende henüz o namazı yaşayamadım ..ama bu söylenmez ki…Fevzi Amcam:ben altı sene askerlik yaptım, savaş zamanıydı..o zaman Suriye sınırında Süleyman Şahın birkaç ay türbedarlığına verdiler..işte oradaki namazlarımda ürperirdim.. çok lezzetliydi..onu hatırladım..o namazlarımı  özledim..bir daha hiiç öyle namaz kılamadım..hocalar:şimdide sen bize anlat bakalım… ……………….
……..

ve  Perşembe..gece yarısını çook geçmiş bir saatte ev..sabah..büyük bir kalabalık içinde yürüyor..gece..kalabalık gittikçe artıyor..meşhur yazarlar bile var.. tasavvufçular..çocuğun gizli bir evi varmış..onu göstereceklermiş.. çocuk utanıyor..hem de çok utanıyor..görünmeyen biri görünmeyen bişey atıyor.. evi çadır-otağmış..karanlığa bir ağ misali atılan şey ipten bir piramite dönüşüyor..insanlar çığlıklar atıyor hayretten..bazı kişileri kapsıyor, bazılarını kapsamıyor.. en büyük piramit misali devasa..dikey üçgenin sadece yatay ipten paralel hatları var..buna kimse tırmanamazmış..çocuğun evi olduğu için ancak o..oooo ..one.incecik ve gepgenç bir çocuk çadırına atlayarak  bir örümcek misali hızla piramidin en ucuna dek bir anda tırmanıyor ve gülüyor…gözlerimizi açıyoruz..evlerin en zayıf ve çürüğü örümceğin evidir ayetini düşünmeye başlıyoruz..o en çürük ev.. fakat ağına takılan canlıları sarıp sarmalayarak avlayan da o..en kaliteli uçak çelik halatları,kurşun geçirmez yelekler,ameliyat iplikleri de ondan..anlaşılmaz tabii..neyse..hayal işte..bu akşam beraat  kandili gecesi…


Hurşidimden Mürşidime bir tutinin güncesi:Sevdiğiimm..her şeyim..tüm yazdıklarım bu yazacaklarıma giriş içindi bill istedim…şimdi yapacağım şey benim için çok ağır..olabildiğimce komik,deli dolu ve berbat olmaya çalışacağım tamam mı?eğer bu tür davranmazsam bu işi yapamam biliyorsun değil mi?beni kendimden ve Senden- herkesten koru..sakın hiçbir şeyime kızma lütfen..çünkü biliyorum ki çok ağlayacağım…şimdi  başlıyoruz..

Levheşim için.. geriye döneyim..bundan sanırım iki buçuk sene evvel..tektaşa yeni bir hoca gelmiş.. hocası getirmiş..Haybabam ve hocası ne kadar ısrar ederse etsin asla kürsüye çıkmayan ve konuşmayan biri.. Haybabam  hocasını alıp odadan çıkınca anlaşılıyor ki o  edebinden onların yanında konuşmuyormuş..anlatmaya başlıyor..çook çekingen..bu sınıf ise acaip ötesi,yere göğe sığamıyor  bildiğin gibi..onu bilerek ,özel istek üzerine, tektaşı yere indirsin diye getirmişler aslında.. şeriatsız hakikat kimseye fayda vermiyor, aksine zarar veriyordu..tüm ilimler sadece Allah’ı öğrenmek için yaratılmış aracı kurumlardı vesselam..akılla sadece yaraTılmışlık  hudutları içini bilip öğrenebilirdim ama gönülle  tasavvufu.. tabii..aşkı..


çocuk;asla uçurtmayan,uçanı  paaat diye aşağı çeken bir  Arabi Hocadan anlatan, tam karşısındaki hocaya aniden  sordu:ben sizde 8 sene sonra Arabi Hocamı görebilecek miyim?hoca şok oldu
J..ne dediğini yada diyemediğini hatırlıyorum tabiiJ..neden öyle bir soruyu sorduğumu çook düşündüm aslında..bilmiyorum..bilmek istemiyorum belki de ..neyse..sonra..ben hocamın bizi yere sımsıkı sağlam ayaklarla bastıran sohbetlerini, uçurup kaçıran sohbetlerden daha fazla sevmeye bile başladım..bazen çok ağır oluyor ama olsun..hayal gücümü zonklatıp yüksek irtifa yaptırtıyor..:)..ilk başta sınıf isyan halindeydi.. takunyalı camiiden J gidenler bile oldu..ama kalan sağlar gerçekten sağlam oldu..çok daha farklı kesimlerden gittikçe artan bir profil oluştu.. hocamızın bahtı da her geçen  gün  açıldıkça açıldı..ilerde bizi terk etme ihtimali bile olabilir yaniJ..

O’na bir gün aynı yolda yürüyeceğimizi ve O’nu çocuğum gibi hissettiğimi bile ne yazık ki söylemiş olmuşum ki, unutmamış, hatırlatıp duruyor Sevdiğim..yaaa.. ben neden çenemi tutamıyorum ki..işte..been,  O’ndan  iki yaş büyükmüşüm.. ikimizde seratanız..ve nakkaşız..O koyu bir nakkaş ..kurallara kesin bağlı..benim yapamadığım şey yanii..belki de O’nu bu yüzden seviyorum.:)çünkü ben kendimde olmadığı müddetçe disiplin severimdirJ..O’da disiplinli..ikimizin de Evvel Zamanları gitti..O, bunun acısını yeni yeni anladı ve o boşluğu doldurmayı şimdi en şiddetli halde istiyor..yani sıra O’nda..benim harflerden mana çıkartıp masal yazmama çıldırıyor..sistem demeyecekmişim emir demeliymişim ..vb. hep itiraz makamında..:)ve ikimizde  korkunç derecede eve –kendi başımıza kalmaya-sakinliğe düşkünüz tabii..ikimizde hatırlamaları sesli yapamıyoruz..ben bazen –sala da eşlik ettiğinde -kendimi kontrol edemediğimden, ayağa kalkıp çook yavaş salınabiliyorum o kadar… hocamınsa sesli hatırlayışlarda ,eşlik edemediğinden dolayı , sıkıntısı her halinden anlaşılırJ...

henüz hiçbir kitabını okuyamadım ne yazık ki..buna kızamaz çünkü Evvel Zamanımdan beri çok az kitap okuyabiliyorum.. okuduklarımda yeni değil.. üstelik, geçmişteki birkaç büyüğü tekrar edebiliyorum..ama canlısı dururken şerhini de okumayı istemem  tabii..


ben canlı kitap severlerdenim..
O’nu seyrederek öğrenebilirim..

benim Din-i  Kitab-ı Levhi Mahfuzum O…

O’na bakarak Zamanı öğrenebilirim..
seyri akışı O’nu dinleyerek çözebilirim..
O’nun sözleri nefesinden hayat-ı fiil bulur
ve ben O  fiilleri takip ederim  ..yazarımm..yaşarımm..

ve günler ,aylar, seneler geçti..çocuk yeni bir mekana taşındı.. hayalindeki gibi yeni evinde yaşayamadan bir sefere çıktı..balık tutmayı öğrenecekti ya hanii..hangi balığı?tabii ki daha evvelden avlanmış ve avucuna konan  teslim olmuş balığıJ…yaniii..Sevdiğim..altın ceviz birazda bu mu yoksa..her işi kolaylaştıran da Sensin ya hani..ben sadece gibi- gibi yapacağım ya haniiJ..neyse ..olsun..ben zaten balık tutmak istemiyorum ki..umurumda bile değil..hem balık avı vakti bile değil üstelik..ölü sezonJ..ben sadece Seni istiyorum..bu şeyleri de bunu anlatabilmek için yazmaya çalışıyorum ya zaten..

köy..hoca:”beni neden ret edip rüyalarından çıkarttın.. ne güzel gidiyordu..sen benden vazgeçince, istemeyince her şey durdu..öyle yapma”..çocuk:görmediniz mi ne hale geldi..beni kıskandırdınız.. hoca:”yapma”..çocuk:gözleri dolu :evet..beni kıskandırırsanız öyle olur..şimdi size birde aşk gelirse, o zaman bizim halimiz acep  ne olur..O, bize yine “kulum” der mi ki?....hiç birimiz sizin yanınıza bile yaklaşamayız.. biz sizle -çocuk ve İbnül Rüşd gibiyiz..biri görüyor, diğeri onun gördüklerinin  anlamını biliyor..hoca:”ne yani bende ilim var sende de aşk mı ?”diğer çocuk:hocam size akademisyen dediJJ…çocuk:hayır..bende hiçbiri yok..sizde ikisi de olunca biz ne olacağız…


Ya Rabbim canım yanıyor..içimdekileri söyleyemiyorum Sevdiğim.. biliyorum ki olan olacak.. OLDUDA..ben kimim ki..işte. hayal..hoca duruyor ..aradan zaman geçiyor ve diyor ki:”aslında kıskanmakta haklısın..bizim aramızda gayet güzel şeyler oluyor…beni reddetme” ..çocuk ağlamaklı:benim nasıl acı çekeceğimi biliyor musunuz, dayanamayıp ağladığımda beni dinleyecek misiniz?..derinleşen hoca:benim bu konuda kabiliyetim yok.. ama inan ağladığında seni dinlerim..yapabildiğim her şeyi de yaparım.. şimdi ağlıyorum ve beni dinleyen yoookk..çocuk:düşüneceğim…bak ben başladığımda şunları şunları yaşadım size bunlar olsun istemiyorum.. gerçi herkese aynı şey olmaz, o benim imtihanımdı..benim için özel tasarımdı..sizinki başkadır.. benim kadar canınız yansın da istemiyorum.. anlatılan başlıkları dinleyen hoca:ben vazgeçtim .. ben  ondan vazgeçemem.. istemiyorum.. kalsın.. yazma o zaman diyor..


sonra …kardeşi ve hoca yine başlıyorlar..sen bize ne görürsen ,ne duyarsan direk- hiç yorum yapmadan anlatacaksın..senin vazifen bu..sen çok yorum yapıyorsun..hayatları şerhi yorum olanlar bana bunu söylüyorlar  Sevdiğim
J…bende onları Sana yorumluyorum işte… çocuk:size hayalimde çıktım erik dalına  dersim verilmişti.. söylediğim halde bana anlatmadınız ve bir hafta sonra ders başkasına geçti..sonra altın ceviz..hoca:bilmiyordum hiç duymadım..ama birkaç gün sonra içinden Hızır geçen adam gelip anlattı:kardeşi ve hoca:” anlat neymiş “ diye ısrar ediyorlar..görmen lazımdı ..çocuk söylüyor..Ya Rabbim bunlar hep aynı..şöyle dediler..hoca:”bu bilgi değil..sen gerçeği öğrenmemişsin ..buna yorum denir..bilgi başka bir şeydir”..kardeşi de aynen..gene sohbet ediyorlar..imtihanlar hocayı zorluyor..karar verip vermeyeceğini bilemiyor misali..hoca:”ben ondan vazgeçemem”..çocuk:zaten gerçek imtihan o..ihlas suresini canlı yaşamak istemez misiniz..kendiniz bile size ait değilsiniz ki zaten..çookk  acılı ama sonra çok keyifli..inanılmaz zevkli..alışınca vazgeçemiyorsunuz..hoca düşünüyor derinn derin:”belki de yaşamışımdır ,bilmiyorum..ama seyr-ü sülük yarım kaldı ya o yüzden.. devam etmem lazım  ..ben aslında onların olmadığını da  biliyorum ..tamam ..sakın vazgeçme ..sen masalı yaz”..çocuk:ben bişey düşündüm hocam eğer olursa onu yapacağım..


Sevdiğimmmm..eğer benim minicik bir hatırım varsa lüüütfeeenn.. hocamın canı yanmasın..ailesiyle asla imtihan olmasın.. sağlıklarıyla da..onun maddeyle işi -zoru zaten yok..o manen çok cömert..ondan ve başkalarından oku kopyalama ile ayda bir kitap yazanlar bile var…hatta onun kızmayacağını bildiklerinden; kopyala yapıştır  daha kolay olur diye, direk yazdıklarını yazar yazmaz kendilerine postalamasını bile rica etmişler....sanatım için böyle hayali şeyler yazabilmem lazım, çünkü, bu bir masal..inanan yookk  zaten..Sevdiğimm..ben onu acıtan şeyi biliyorum bak.. şeriata uymayanlar,sahtekarlar,…,birde benim harflerden ve kelimelerden acaip anlamlar üretip, onlarla hayal kurup, varmış gibi konuşmamJ… hoca:”olmazz efendimm ,yapamazsınızzz, harflerle öyle şeyler bulamazsınız, aslaaa, aslaaa, hayır sakın söylemeee”.. çocuk:hocam  ilk önce böyle ben gibi harf ve kelimelerle anlamlar bulup kabul etmeyi öğreneceksiniz..her türlü öğrenilebildiğini de ..hoca:”sen çok hayalperestsin..acaip hayaller üretiyorsun….öyle olmaz…asla”..

Sevdiğim..Sen- hocamla sahte yol kesenleri rondola inşallah.. şöhret,makam,taç,hırka,post,tost peşinde koşan,hiç acımadan başkalarının canını yakanları,manevi hayatlarını düzeltecekken, her iki dünyasını da zindan eden vampirleri yok et ve aminnnn..

(sevgili hocam okurken öğreneceğiniz gizli dileğim buydu ..size kolay gelsin inşallah ve amin
J…bunu insanlık adına Allah için  Allahla yapın İnşaAllah ve aminnn..)

sabah hoca :rüya gördün mü? çocuk:evet   …..  soru sorduğum için çok kızgındı..hoca:bana kızmamıştır..çocuk:size değildi. cevap veremeyeceğini bildiğim halde, neden soruyorum, hala anlamıyorum ..kendime kızıyorum ben…ya siz? ..hoca:”ben nerdeyse uyumadım..zor bir geceydi.. düşündüm.. senin altın cevizi buldum bak”…. o söylüyor..altının ve cevizin Arabi Hocamca anlamını söylüyor ki, ikisi de aynı..”sen kimseye öğrenmek istediklerini  sorma artık..satürn içinde araştıracağım “diyor.. çocuk: ee..masala yazayım mı ,vazgeçtiniz mi?..hoca:”yazz”.. çocuk:tamam .işlem başlıyor..geri dönemezsiniz artık..biliyorsunuz ki herkes sizi istiyorJ..şimdi İstanbul’a giderken dikkat edin tamam mı?bir anda gidebilirsiniz..hoca:”ne yapayım?”J..içinizden O’nu davet edin … zaten O sizi çoktan aldı..kimse size bişey yapamaz..siz kendiniz gitmiş gibi olacaksınız şimdiJ..

ertesi sabah..çocuk:hocam nasıl gittiniz..hoca:temiziz  inşallahJ..ertesi öğlen..hakim:ya ne oldu, dün  bir uyudum tam 24 saat sonra kalktım..rehberde öyleymiş..ne oldu anlamadık..çocuk: … …  hakim:onların ikisi de bana emanetti, haberleri yok..temizmiş..o öyle sansın diyorJ…çocuk:sorularına  inatla ters cevap verilişinden dem vuruyor..onlardan duyup- yaşayarak öğrendiklerimizi ,biz söyleyince neden hep ret edip, bin bir değişik hale sokup, aynı şeyi anlatıp, bak, bu benimkii doğru diyorlar, neden?neden hep cemden bahsedip ayrılıklar çıkartıyorlar?..neden  kendi emsali birini görünce yanındakilerle bölünüp kırgınlıklar yaratıyorlar?..bize neden örnek olmuyorlar?….. tevazudan anlatıyorlar ..onlardaki kibir kimsede yok mesela..….. hakim:ikisi bir  kişi-söyle onlar hiç böyle şey yapıyorlar mı? yapmazlarrrr.!!. onlar başka…gerçek sahip çook nadir gelir..onların arasındakiler emanetçilerdir..  işte ..bazen emaneti kendi malı sananlar –sahiplenenler oluyor..kii, genelde öyle olabiliyor..işte böyle davranıyorlar..gerçek sahip gelene dek tasarrufat  emanetçilerle devam eder..o yüzden..


çocuk:hakim bak, ne diyeceğim..şimdi sende çook değerli bişi olsa..ama bunu en yakının dahi olsa kimseye veremesen.. hatta anlatamasan..öyle değerli ki..kıyamazsın.. ve canın çoook yanar.ve bilirsin ki; bir kimse böyle bir şeye sahip olsa, bir başkasına asla vermez….ama sende o ilim yok..öğrenme olasılığında yok..ama o ilime sahip olacak kabiliyette biri var diyelim..ve bu emaneti ona vermek istesen sen ne yapardın....mesela ,her şeyi herkese veriyorum diye Haybabam bana çok kızardı.. hakim: kimseye vermezdim tabii..ama sana verilmiş bişeyse  buna sen karar vermelisin..için ne diyorsa  yap..hata yapmazsın..yaptırtmazlar..ama bekle..hemen verme..sonra karar ver..yavaş yavaş..ve hepsini de verme..bir  ucu sende olsun..sen kontrol et…diğeri… sorularına yapılan şeye sakın alınma..onlar şahsa öyle şey yapmazlar..sistemi korumakla yükümlüler.. onun için öyle davranıyorlar..alınma sakın..

Sevdiğimm..”ben hiçbir şeyi istemiyorum..hepsini Siz alın ..ben Sadece Sizi Sevmek İstiyorum” diyene..söylenenler vardı ya hanii..işte o gece..hani Sevdiğim , mesnevide “padişah cariye hikayesinde” son sahne var ya..ölmek üzere olan kuyumcu “beni neden zehirlediniz ,sanki karnımda misk var “diyor ya….bugün insanlar batın-iç-karın manasından habersiz , sadece maddi organlarla tasavvuf yapıyorlar ne yazık ki..800 yy önceki mana ilmi bugün yok..anlıyorsun değil mi.?yani benim anlayamadığım ve artık anlamak istediğim manayı ..Sevdiğim soruyorum?!!!!!...işte o gece…  gelenler  tam tersi dairevi  ile alındı..ben anladım..ama  Sana söylemediğim…sonra onlardan yine geldiğiydi J…..ne kadar verirsen o kadar alırsın ya belki de ondandır….


Büyük Efendim hz. HalilurRahman’ ın manasından dolayı böyle olduğunu biliyorum..ve aldığımı anladığım-zannettiğim her şeyi de vermem gerektiğini de…ama o Ahmed Kuddusi hz kitabını okurken daldığımda, beyaz kumlardan çıkıp gelen, o beyaz harmanili gri mavi gözleri gözlerime giren adamdan sonra..almadan vermem ve olmayanı istemem konusunda ikaz edilmem neydi peki?Sevdiğim…tüm bunları Sana yazdım..çünkü ben hiçbir şey yapmayacaktım ya hanii..Sadece Seni Sevecektim..her şeyi Sen yapacaktın..ben kendi kendime öyle anlaşma yapmıştım hani….işte şimdi Sen, benimde düşüncelerimi madden görmüş oldun..artık Sen bildiğini yap..ama hocamı sakın üzme..o Seni  dile getiremeyeceği derecede şiddetle çook seviyor..lütfen,beni sakın kıskandırma..zaten geçen bir  hikaye duydum..soru sorması için zorlanan soru sorduğunda ona anlatılan şeydi..ve anladı ki yine aldatılmış..kıskanıp ağladım sadece, o kadar.. yine olacak ve yine ve yine..ben baştan  g-kaybedenlerdenimJ….

iyi ki beni andın ve iyi ki bu aleme doğdum..hayali bile güzel ..düşün birde, gerçeği kim bilir nasıl vazgeçilmezdir..ve iyi ki Seni tanıdım..en büyük hediyem Sana masal yazmak..bunu ölene dek kimseye  vermemek  isterdim…SENİ SEVİYORUMMM..
nur cihan
17 .7. 2011
nuralem7@hotmail.com