16 Ekim 2011 Pazar

ŞEY’ lerin GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI 30


ŞEY’ lerin  GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI  30


Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..bilmiyorum nasılsın? ÇOOOK DOYGUN ve iyi olduğuna inanıyorum..içimden bir masal yazmak geldi ve harflerimi dizmeye karar verdim..bu hafta yazmak için hazır değilim aslında.çünkü ne yazacağım üzerinde henüz düşünmedim ve şimdi yazmayı doğruda bulmuyorum amma nedense yazıyorum..bakalım harflerim ne istiyorlar, yazdıkça anlayacağız değil mi Sevdiğim. ben Seni çok özledim biliyor musun?bak, kalbim de “evet” diyor..o sızlıyor.. Sevdiğimm..bizim yolculuğumuz neden bu kadar ıssız ve hüzünlü peki?neden ,kendim gibi bir yolcu bulamıyorum?..ve sanırım ki tüm yolcuların deruni hali de bu olsa gerek değil mi?..yandaşım-sırdaşım-arkadaşım-yoldaşım-haldaşım-kördüğümüm olup bana eşlik et artık lütfennn..ne olur..

Sevdiğim..geçen haftaya devam etmeliyim. .n’oldu?..hatırlamıyorum.. hatırladım.. masal sonrası facede bir sohbet yayınlandı..işte bir buçuk sene evveline aitmiş ..temaşa-i zat-ı şahanei a’li bir kişi demiş ki o vakit:”biz salağın değil salaklığın düşmanıyızJ..ve İbrahim Halveti Mısır ‘da yaşıyormuş”J..onu anlattı..ama ben içinde gülşeni si de olan bir İbrahim Halveti ismine takıkdım .neyse ilerde onu da öğrenirim sanırım ve teşekkürler Sevdiğim..
pazartesi dersimiz.. bu yıl;başkalarından duyup not ettiklerimizi konuşmak yerine, kendi düşüncelerimizi, tefekkürlerimizi konuşalım dedik..hep bir ağızdan bağırınıyorduk her zamanki gibi..hiçbirimiz diğerini aslında dinlemiyorJ..ben bişiler diyordum.. üç tanesi pür dikkat dinler ve habire soru sorarken ,komşuarkadaşım zorla susturup kesti..birde diğeri tabii..öyle olması lazımmış demek ki ..ben bile, anlatırken, bunları nasıl akıl edip söylüyorum ki,  diyordum içimden..aslında arkadaşım da  bunları bilmiyor ve tefekküründe de yoktu,biliyorum.. bazen öyle şeyler olması gerekiyor J ve daima oluyor işte..

ve Salı akşamı..diğer iki arkadaşım bana gelmek istediler..geldiler.. benim evimi temizlemem için; en son çıkan, pratik temizlik kovasından ev hediyesi getirmişler..bak şöyle bişi ..kovada su var ve sen silme eylemini yapan dairevi püsküllü bezin sopasını, tam 7 defa itme çekme ivmesi ile kovanın süzgeçli dairevi hanesine bastırıyorsunJ.. o full sistem hızla dönüp, senin silme eylemcisi püsküllü bezini sıkıyor..Ya Rabbim, artık evimi bile silerim belkiJ..hatta bir defa sildim bile..kendimi tebrik ediyorum..bunun kalbim ve evimi temiz tutayım diye olduğunu hemen anladım tabii..teşekkürler..

ve dediler ki: “hadi bakalım, bize dünkü o şeyi yine anlat..biz onu anlayamadık”. çocuk” bende unuttum, neydi ki?” dedi..onlar hatırlattılar..çocuk hatırlayamadı..bazı cümleler söylediler..haa tamam dedi çocuk..gitti ,kağıt ve siyah gazlı kalem getirdi..ve sayfanın tam ortasına kelime-i tevhidin iki cümlesini de Arapça yazdı..ve altına iki başlık attı..fena ve mertebeleri ve beka mertebeleri..sonra altına bir yarım daire çizdi ve fena mertebeleri duraklarını işaretledi..sonra ikinci kavsi yukarı doğru çekti..beka mertebelerini işaretledi..ve NUN ‘un KALEM ’le birleştiği yere de (benin noktası nun olunca) aşağı sarkan ipini ve noktai işareti çizdi....Sevdiğim ne oldu biliyor musun..semahanenin o zemine çizilen resmi..yaaa..yaaaa..ne anlattığını unuttum SevdiğimJ..ama kızlar konu bitince kalktılar ve Öney defterimden kağıtları çekip kopartarak aldıJ inşallah hata yapmamışımdır değil mi? bazen çok tuhaf şeyler anlıyorum.. bir defasında;üç sene evvel, Asr suresinde olmuştu..şiir gibiydi..başından sonuna ve tersinden okuyunca hep aynı harflerle aynı manayı veriyordu..ama sonra tek bir kelimesini bile hatırlayamadım ne yazık ki..belki de yazmak o yüzden çok değerli değil mi Sevdiğim?..

ve sonra ne oldu? ..düşünmem lazım..haa..biz arapça dersimize başladık..ama nane okula gidince, ancak,komşuma gidebileceğimden , ders sonuna doğru orada olabiliyorumJbenim için güzel bir şey..hatta gitmek bile istemiyorum..”geçen yıl evden uzak “demiştim.. bu sene yakına taşındımJ..ve üstelik, çünkü, ben öyle öğrenemiyorum..ve öğrenmek içinde hiçbir çabam, ilgim de nedense yok…ben harfleri seyretmeyi,dinlemeyi seviyorum sadece Sevdiğim..ne tuhaf değil mi?harfleri çok etkileyici buluyorum..inanılmaz bereketli anlatımları var..harfler canlı ya hani birde..ve bizim aramızda özel bir deneyim de var üstelik..Ya Rabbimm neydi o?!!!..bilmiyorum..harfleri çok çekici buluyorumJ.. sapıtıyorum galiba değil mi Sevdiğim?.. dersin sonunda; bir ayeti, kelime kelime işliyor Ahsen hocam..ben işte o zaman sadece arapça öğrenmeye istekli oluyorum..

Sevdiğimm.. ben, her ayeti yazılanlardan,anlatılandan başka başka anlıyorum biliyor musun?.. ve tam karşılığına bir hadis yada hz Peygamberin hayatından hatırladıklarımdan bir olay yerleştirebiliyorum..ve ancak o vakit, hz. Kur’an ayeti tercümesi cuk  diye oturuyor benim için..hz Peygamber efendimiz canlı, yaşayan Kur’an şerhi olduğundan,O; hz Kur’anın  canlı çekilmiş sinema filmi misali gibiydi..yani hayata geçmiş FİİLİ ŞERİATI-  ESMA-İ HAKİKATİ-  ZATI MARİFETULLAHI idi.. işte Sevdiğimm ben sık sık Kur’an-ı güzel okuyan kişileri duydukça ,anlamasam da harflerin kapsama alanından dolayı ağlıyorum, biliyor musun?!..

ve sonra Zeynep hoca bize mahreç dersi veriyor..aslında bu derse katılmayacaktım ama acaip bir çekiciliği vardı..ve muhakkak bu derse katılmam gerektiğini de anladım böylece..ben, hiiç bir zaman, ders çalışan ve verilen ödevleri yapan biri ne yazık ki olamadım..yapmam da zaten..:)bir kursa yada bir yere katıldığımda en ön koşul olarak, benden hiçbir vazife istememelerini her daim şart koşarımJ..okulu terk ederim, yinede ders çalışmam J..işte Sevdiğim o yüzden Seni tebrik ediyorum..ve işte o yüzden, bu yazma eylemime de hayret üstüne hayret ediyorum..teşekkür ediyorum....beni ,bir tek Sen böyle çalıştırabilirsin…

harfleri dinleyip, çıkış mahalleri ile insana yaptığı titreşimsel etkileri seyretmek acaip değişik bir şey..harfler canlıydı ve doğru çıkartabilmek özel kabiliyet ve efor  gerektiriyordu, üstelik çok da yorucuydu..işte, bende, harflerin insan bedenindeki yankılarını tefekkür etmeyi ileride düşünmeye karar verdim..:)nasıl olacaksa?..ilk dersten bir kesit:hoca eline yeşil renkli bir üzüm salkımı aldı..ona böyle anlatmış eskiden hocası..ve en alttaki, en son uç üzüm tanesini koparttı..bu bezgin, yorgun, kendini mahvetmiş HE idiJve ilk önce onu söylemeyi öğrenmeliydik..soluk soluğa… efendisine koşup kavuşmuş gibi…. heee heeee J..çok harikaJ..Sevdiğim.. ben “çıktım erik dalına, anda yedim üzümü”nün ilmü ledün olarak harf ilmi olduğunu da bugün çaktım..Sence doğrumu anlamışımJ o vakit altın cevizi de öğreneceğim bence..inşallah ve amin..VE ŞİMDİ ONUDA ÇAKTIM!!!..(     .     :)SENİ  …..SEVİYORUMMM.

ve Eski Mısır Tarihi dersim..Sevdiğim böyle olağanüstü bir zevkli ders olamaz..ben vaktin nasıl geçtiğini bile anlamadım..hoca:”bu bölüm en sıkıcı bölüm olan tanrılardıJ...asıl ölüler kitabı ve mitolojisine geçtiğimizde zevki başlayacak” dedi..bu dersi daha sonra toparlayıp Sana  anlatmak istiyorum Sevdiğim..böyle; tanrıları, yani surete büründürülmüş ve maddeleştirilip heykellerine tapılmış  esmaları-isimleri dinlerken ağzım kulaklarımda ,yerden beş karış yüksekteydim sankiJ…yerden yükselecektim ya hani? O anlam  bu demek Sanırım…inanılmaz şeyler var..ama gelecekte yapacağım tefekkürlerim için bana kızmayacağına ve canıma okumayacağına söz vermelisin olur mu ?:) lüttfeeennn?..öyle çoookk çalışıp –toparlayıp-düzgün hizalayarak , Sana teşhir edip sergi açmalıyım ki=tüüm tarih boyunca yapılan yanlış anlamalara ,insanların yüzlerce binlerce senelerine mal olmuş ömrü idraksizliklerine hayret edip= ortaya çıkan eserden=resimlerden  dolayı bana çook kızabilecekken “afferim çocuk” deyip, gülebilmelisin=tabii ki Sevdiğim bana bunun için himmet etmen lazım değil mi? ve gözlerim  bu makineye bakmaktan dolayı berbat ötesi..çok ağrıyor bazen..gelip gözlerimi öpersen belki iyileşirler değil mi SevdiğimJ….VE EVİME HUZUR  LÜTFEN…çocuklar şimdi birbirlerini yiyorlar ve ben bu bağırtılara, buradan sessel eşlik ediyorum..boğazım acıyor..Jbu halde nasıl masalsı masallar yazabilirim ki?!!

ve Sevdiğim eksik olan bir hayalimi eklemem lazım..bak.. devasa kazanlarda su kaynatılan bahçenin duvarından aşağı bakar..limuzin ve başka siyah kraliyet ailesi araçları durur..siyahlı yaslar içindeki az bir insan kalabalığı, büyük bir huşu ile sanırım 3-4   adet devasa mısır sanduka lahtini omuzlamış yokuş yukarı çıkıyorlar..yandaki üst evin bahçesine girerler..onların kazanlarında ise ,yemekler ziyafet için pişiyor…. Sevdiğimm..ölüler kitabı için lazım olur diye düşündüm..birde, bir yakının gördüğü..lahti sandukasından senede bir defa, Adnan tarafından çıkartılıp koltuğa oturtulan biri var tabii..bunları biz anlamıyoruz ..Sen bana dersimi öğret diye yazıyorum zaten..
…………………..


Sevdiğim şimdiye dek yazdıklarım bir gün evveline aittiler..bugün değiştim ben..
Jçünkü bir kitap okudum..onun hikayesini birazdan Sana yazacağım olur mu? teşekkür ediyorum..vee önceki haftaya devam ediyoruz tabii.Cuma günündeyiz. hava yağmurlu..komşu arkadaşım hafta sonu için ailesine gidecekmiş:”yol üstü ya, seni karşıya bırakayım istersen” dedi..”düşüneyim ararım” dedim..ve canım hiiç karşıya geçmek istemiyordu..gitmem de lazımdı birde…lakin, aklıma nedense Şükran teyze ile Hüseyin amca düştü..aradım..müsaitlermiş..veee Üsküdar’da yımm. …ikisi de iyiler.. Hüseyin amca daha bir bebek olmuş..beni hatırladığını sanmıyorum..arada, olabilir tabiiJ .torunları var..ismi Betül..biyoloji okuyormuş..bu zamanda bu kadar edebli bir genç, hayret edersin Sevdiğim..ben, her zamanki gibi kendimden utandım.. maşallah… biz Hüseyin amca ile Ayazma camiine ikindi namazına beraber gittik..camiyi çok beğendim..gerçek bir padişah camisi bence..içindeki mermerler, tüüm camiler içinde, incelikte en zirve olanlardanmış ki, bence de öyle..sütunlar inanılmaz narin..bu camii kuş evleri ile de meşhurmuş…ayrıca güneş saati de varmış..sonra onunla eve geri döndük..onun meşreplerinden bir tanesi de  hamzavi Melami biliyorsun..yani öyle hatırlıyorum..oradan aileme gittim..

akşam..memleketinden gelmiş birini ziyarete gidiyoruz..bu evde Üsküdar’da.. ne garip ki;buradakilerin meşrebi=huyu,suyu,neşesi de halveti,uşşaki, hamzavi MelamiJ imiş..bakalım ne olcek değil mi Sevdiğim..ben başıma ne gelirse Senden bildiğimden yapmış olduğum bir hatayı nasıl beni incitmeden düzelttiğini seyretmekle meşgulüm aslında..ve buraya da bunu anladığım için; ilk defa, kendim gelmek istedim..beraber yol alacaktık ya hani ve hiiç ayrılmayacaktık..işte ev sahibimiz,eşi,üç çocuğu,biz ve bir misafir var..ona geçen ısmarladığım o mertebelere göre yazılmış kitapları anlatıyorum..daha okumaya başladığım sabah gördüğüm rüyada, pis –lağım sularına düşüşümü ve etrafı kaplayan fareleri de  tabii..oda bana kendi yazdığı mertebeler kitabını anlatıyor..”hiiç duymadım ve görmedim..çünkü ben yıllardır çook nadir kitap satın aldım ve okumadım da..okuyamıyorum üstelik..özür diliyorum..”sadece, böyle hayalimde görürsem yada o kitap tarafından çekilirsem okuyabilirim” diyorum..O, kütüphanesinden bu kitabı çekip alıyor ..”imzalayın” diyorum edebsizce tabiiJ muhabbetle imzalıyor, SevdiğimJ..

O, bugün acaip beyaz bir ışıklı bir renge sahip..onda florasan beyazı hakim nedense..:)ve Neptün misali hoca  anlatıyor..bu kitap çıktığında bu camiada ilk olduğundan ses getirmiş haliyle, ilgilenenler için..benim diğer getirttiğim kitapların yazarı da O’nu ,o vakit aramış ve “bu şekilde anlatmayı kimden öğrendiniz?” bile demişJ ve kendi kitaplarını hediye etmek istediğini de söyleyerek O’na yollamış..şimdi Sevdiğim  bak..böylece o kitaplar mevzuunda; ilmel ve aynel yakın olduğumuz bir halimiz oldu değil mi şimdi hocamlaJ..ve sonra o kendi kitabını nasıl yazdığını anlattı..onların neşesinde: halveti uşşaki seyrü seferi bitince, hamzavi melamilik içinde tevhid mertebeleri  meratibi yapılması lazımmış..ve efendisi bunun hakkında asla bir şey demiyormuş..çünkü o seyrü sefer bitmeden onu hazmetmemiş kişiye asla  tevhit mertebelerini öğretmiyormuş.. ve her şey olup bittikten çook sonra bunları gerekirse anlatıyormuş..(ne kadar benziyoruz değil mi SevdiğimJ)

sonraaa..ve rehberi ;hocayı , tekrar en başa döndürerek, sadece kelime-i tevhid zikrine başlatmış..ve demiş ki:” şimdi otur ve  o kitabı yaz..ama kelime-i tevhidden başka sakın bir şey çekme..kitap bitince bana yolla..ben; kırmızı,yeşil ve sarı çizgiler ile hatalarını,düzeltmen gerekenleri ve tamamen benim düzeltip eklediklerimi yazman için çizgiler çekeceğim,sen o çizgilerden ne yapman gerektiğini anlarsın” demiş..ve hoca oturmuş  aylarca süren çook yoğun bir çalışma ile bu eserini hazırlamış bitirmiş..onu himmeti a’line yollamış..iki gün sonra kitap geri gelmiş ve tek bir işaret dahi yokmuş..okumadı mı diye merak edip aramış.”okudum ve tastikledim .tebrik ediyorum..şimdi kitabı bastırt” diye destur dahi almış..ve Sevdiğim..ben , böyle özel alanlarda izinle yazılmış ve izinsiz yazılmış bilgilerin kişiler  üzerinde nasıl etki yaptığını ,yaşarken öğrenecektim değil mi?ve heeep sayende tabii..çook teşekkür ediyorum ve Seni seviyorum..


işte sohbet devam ediyor..çocuk:”ben her şeyi Kelime-i Tevhid üzerinde anlayıp şekillendirebiliyorum”.. o yüzden bu benim için önemli..ve hak ile batıl nasıl ayrılır ?ancak bu ilmi anlarsam anlayabileceğimi de idrak ettim üstelik..her şey “hak “ise o zaman peygamberler neden geldi;o kadar yokluk,acı,zulüm neden çekildi?..aileleri ile parçalandılar,birbirleri ile savaşlar edildi ve onca kan neden döküldü?hz Allah C.C haşa yalan mı söylüyor?..kutsal kitaplar,ilahi kelamlar yalan mı ? işte her şeye,  her seviyeden hak dediğimde böyle oluyor..

ama, mertebeleri Kelime-i Tevhid üzerinde şekillendirip anladığımda ise her noktanın-her  harfin-her kelimenin-her cümlenin –her anlamın kendi içinde seyrü sülük ettiğini  ve  mertebesel idraksal farklı  anlamı olduğunu da öğrendim.. ve her şeyiyeninde, kendi içinde hak-batıl manası olduğunu da, o kitaplarla iyice pekiştirerek bu defa anladım diyor..

şimdi sizin kitabınızı bana vermeniz,buraya gelmem,Hüseyin amcalara gidişim,sabah hayalimde aynı meşrebten Bülent amcayı görüşüm..çok ilginç tabii..bunu okuyacağım ama sizi de rahatsız edeceğim o esnada, olur mu?.. ve masalıma da isimle yazacağım tabii  diyor gülerek çocukJ..”tamam” diye cevaplıyor hoca..işte vedalaşıyoruz.. tektaştayız..Demirli hoca kendinden geçmiş halde Riyaüssalihinden  hadis anlatıyor..Sevdiğim.. ona  Konya’ da bence bişey olmuş..gayet fazlasıyle ışıklanıp güzelleşmiş…değişmiş…kıskanmamak için sormadım tabiiJ..

ve gece evime döndüm..ertesi sabah cumartesi..yataktan neşeyle kalkıyorum.. kardeşim arıyor..konuşuyoruz..”aa!! diyor.. neden ona anlatmıyorsun ki? kitabı o verdi”..sahi ya değil mi?..telefon açıyorum..çocuk:hocam, sizin kitabın  henüz kapağını bile açıp bakmadığım halde etkisini gördüm..anlatayım mı? diyor ..işte ben Kelime-i Tevhid proğramı bulmuşum..onu bilgisayara yükleyerek, onun üzerinden şekille, kolayca mertebeleri anlatabiliyormuşum ve hayalimde  bunu size de anlatıyordum..tabii tek bir kelimesini bile hatırlamıyorum her zamanki gibi *..hoca:” güzel” diyor neşeyle..”bu anlatıyor ki, bu kitabı okuyunca, diğerinden çok daha fazla istifade edeceksiniz..bakın daha okumadınız bile..diğerindeki pis su ve  fare bizim seyrü sülük sembollerinde, başkasının ilmini aşırarak yol alan demektir de”..diyor..çocuk:” bende başkalarından faydalanıp,onları kopyala yapıştır yapıyorum bazen..o fare ben de olabilirimJ” diyor..hoca:”size yormuyorum,çünkü siz öğrenmek için bunu yapıyor ve yazıyorsunuz ..rüyayı iyiye yormak lazım “diyorJ..Sevdiğim..ben anladım da, kendimi horlamayı sevdiğim için böyle yazıyorum biliyorsun, lütfen sakın kızma olur mu…
 (*birde o Kelime-i Tevhidi ikiye değil; tam 3’e bölmem gerekiyordu Sevdiğim bu hayalimdeki projemde .. öyleydi.. şimdi hatırladımJ)


vee..diğer, yarım olan, mertebelere göre Kur’an yorumu 4. Cildimi hiç durmadan okuyarak bitirdim..hatta bağımlı olduğum pazara bile gitmedim biliyor musun Sevdiğim
J..çünkü bir hata yapmıştım ve başkaları da benim yüzümden o hataya bulaşacaklardı..çalışmaktan okumaktan nefret eden ben, o hatayı düzeltebilmek için ödev yapmalıydım..bence benim  bazı şeylere karşı sorumluluk duygum korkunç bir şey..neyse..

işte okuyorum..kitabın adı:GANİYY-İ MUHTEFİ’NİN MERATİB-İ TEVHİD RİSALESİ  yazan:Necmettin Şahinler (Furkan yayıncılıkJ) bu arada Sevdiğim..Furkan’ın anlamlarımdan bazıları şunlarmış.”.hak ile  batılı ayırmak,canlı-konuşan kuran olmak  ….ama ben bunun tevhid mertebelerinde hz ceme.. taha nınsa cemül ceme denk düşebileceğini nedense düşündüm SevdiğimJ hatamı düzelteceğin için yazıyorum biliyorsun…

Sevdiğimm..bak şimdi.. önce..yazana,yazdırana ve kitaba emeği geçmiş; geçmiş ve gelecek herkese Fatiha okuyorum..ilk sayfalar.. çok hissi..30 . sayfada birkaç sayfadır ağlayan çocuk yazarı arayıp teşekkür ediyor:”sanki, sadece ben bugün okuyayım diye bu kitabı yazmışsınız biliyor musunuz? öyle hissettim ..ve kitabın başında doğum tarihiniz var, kitabın basım tarihide.. bugün ben tam sizin bu kitabı yazdığınız  10 yıl evvelki ,o, idraki yaştayım ne ilginç değil mi?yazdığınız her şeyi tek bir mekanda sırası ile seyrederek okuyorum..çook teşekkür ediyorum..diğer kitapları okumadan bunu anlayamaz ve aradaki farkı da bilemezdim..o yüzden diğerlerini de bilmem gerekiyordu…her şey, iyi güzel paketinde sunulabilir.. fakat bazen, içinde bize uymayan şeyler vardır ve onları bilip,bulup,ayıklamanız lazımdır."..

işte Sevdiğim..hocanın; daha evvelde yazdığım, şu an hatırlayamadığım Kelime-i Tevhid  düzeninde yazmış olduğu bir kitabında hissettiklerim vardı ya..işte aynı dairevi anlatım bunda da var..buda onun meratibi çok güzel seyrettirdiğini ,anlatıp gösteriyor bence acizaneJ..tek bir yer var..mesela bir ayna olsun bu..orada sırası ile tüüm seyrü sülük aşamaları yapılıyor ve anlatım harika..bir defa, kalbine dokunuyor, hissi.. yaşanmamış kali ilimlerde, kelimelerde, o duygu olmuyor mesela.. sizi itiyor..ama kamil bir gözetmenle yazılmış hay bir kitap  insanı farklı etkiliyor tabii..tüüm cumartesi sadece bu kitabı okudum..gece gözlerim perişan..artık göremiyorum..acımdan gözyaşı geliyor..erkenden uyuyorum..uyanıyorum..


ilk defa Sevdiğinin kendi neş'esindeki= ardılı olduğu bir evvelini görüyor çocuk…o bir koltukta ..sanki sahnedeler..yanındaki tümmm dervişleri Mevlevi hırkası ve sikkesi giymiş, müzisyenler çalgıları ile..ve O’nun sağında kanepe koltukta yatar oturur biri var..hani "yağdır mevlam suuuu "diyen,”sadece bir tek bana teslim olmalısın”  diyeni reddetmiş olan..o şarkılar söylüyor..o yakınlaşıyor..yüzü..botox.botox..  balıkılhkm evinde ziyafet veriyor ve bir kitap  .. … .. ve hatırladığım  sadece EMSELE..bence Sen çook kıskançsın SevdiğimJ..benim kıskançlığım bile Senden dolayı ,bir defa daha anlıyorum..  aaa..her yan buz kar ..Haybabamın asasız Musası karları buzları kürüyor..aaa..bir kaç basamak aşağı doğru iniyor..merdivenler tertemiz açılıyor .aşağı iniyor..mutfaktan annesinin  evine geçiyor..tertemiz,düzenli bolluk ve bereket dolu bir mutfaktan hayranlıkla içeri geçiyor..bu mutfağın kullanımı artık öğrenmeliyim diyor....

bugün Pazar. akl-ı meaşül el mürşidi google efendime “emsele ne demek ?” soruyorum? el cevabül kelim:o yazış yanlış..düzelttim evladım doğrusu emsiledir..emsile:hz Ali’nin yazdığı ilk imladır..tüm fiil çekimleri bu düzenlemeye göre yapılmıştır..ilk kelime nasara –yardım etti dir..diyor ..Sevdiğimm Sen süpersin..ben geçen gün ne anlamıştım biliyor musun?..hani beni bu kıskançlıktan  artık azad et, kurtar derken..ben ,eğer, Seni kıskanmasaydım,eğer bana Seni kıskanma duygusu verilmemiş olsaydı, ben tüm hayatımdaki her şey gibi, Seni ve bu ilmide boş verirdim biliyor musun..hiiç umursamazdım..nasılsa her şey hak..boş ver.. her şeyi yap.. ya da yapma. nasılsa olacak oluyor, hiçbir şeye değmez derdim..kıskançlığımın ne kadar değerli bir akreb-i kurbiyyet olduğunu da şimdi yazarken anladım Sevdiğim..hatta, Sen bile, beni kıskandığında, bana daha cömert davranıyorsun sanki değil miJ edebSizin yazıyor tabiiJ Seni Seviyorum..


emsele.. anında şu idraki yapıyor ve “o kitabın hali “tabiiJ..eski emsele kağıtları sağ el  avuç içi çizimindeki fiil çekimleriydi hani..çek Allah çek.. hiiç bitmezlerdi.. ketebe,keteba, ketebü,ketebte, keteptüma, keteptünne,keteptü, ketepna..tektübü,tektübna… yektübü…mektubuneJ.:) Ya Rabbim 12 yaşımdaki şeyleri hatırladım bak Sevdiğim..bilmiyorum doğru yazdım mı?..” bizim çocuk elifba-emsele okur.. döner döner bina okurmuş” ya hani..işte o halin mertebeleri anlattığını da idrak ettim..hiç bir zaman mertebeler bitmiyordu..onları aynı bir ilahideki gibi algılamak lazımdı..yani:”salik meratip kat eder ,tekrarı  huu ..ya huuu diye”..işte öyle bişi.seyrü sefer edenlerin “acaiptir seyranımız,her dem miraç ederiz biz” dedikleri şeydi de aynı zamanda..eşyanın hakikatini bilme,olayları sır perdelerinden maddeye akış hikayesiyle beraber okuma ilmiydi..bu özel, has bir zevkti..bilinmese de olurdu..hiiç bilinmeden de bu zaten otomatik bir biçimde sistem gereği işliyordu da..maksat Kelime-i Tevhidi Kelime-i Şehadete çevirebilmekti de aynı zamanda..yanii  şahitlerden olabilmek ve ... ..

fakatt..amma bilmek isteyene,bilerek anlayarak yolda yürümek isteyene, diğer öğrendikleri artık haz vermeyene de daha yüksek seviyeli bir idrakti  aynı vakitte..dolayısıylee  asla “bitti..artık tamam olduk..kemal bulduk” yoktu..çünkü esmalar, başka esmalarla her an vuslat edip yeni yeni inşirahlar doğuruyorlardı ve bu yeni inşirahların cümlelerinin, kelimelerinin, harflerinin,noktalarının dahi kendi içinde tevhid mertebeleri vardıJ..yanii Sevdiğim sonuç…meğer ben zaten masallarımda defalarca bu meratipleri kendimce yazıp resimsel çizmişim..ama onların ne olduğu ancak bitirince, vakti geldiğinde, en doğru şekilde, Sen bana öğretiyordun her zaman ki gibi..fakat ben ne olup bittiğini anlayamadığım için; şimdi sağlama yapmıştık.. teşekkür ediyorum…

ben Senin en çok neyini sevip hayranım biliyor musun Sevdiğim..asla kendini yaptığın şeyle bir yapmıyorsun..ben çook dikkat ediyorum..ne keramet,ne harikuladelik,ne özel bir hal,nede sıradan az üstün birinin her an sergilediği o haller..asla kata, bir defa bile; Senden hiçbir vakit  BİR ŞEYİ SAHİPLENME ,DEDİKODU ,BİRİNİ HORLAMA zuhur etmiyor..en büyük ve tek gerçek- bir tek melaminin Sen olduğunu da biliyorum tabii..bunu Sen asla söylemeyeceğin için,ben Senin yerine söylemek istiyorum…

benim bugün anladığım melametin tanımını yazmak istedim:  tam hakkı ile vücudun asıl sahibini bilip tanımak ve kendi varlığını yok kabul edip=Ehad &Vahit= o vücudun varlığının GANİİY in
J fakrı olmak demek olduğunu idrak etmek..ewwet sen varsan her şey vardı..ama sen olmasan yine O var ve heeep var olacak..sen bir gün gerçekten TEKBİR getirip ALLAHÜEKBER dediğinde ne esman, ne zatın,ne sıfatın kalacak..kurbanı ancak o gün anlayacaksın..ama bunu asla bir kurban anlayamaz.. onu kurban eden bilir..işte sadece bu yüzden; bu hakikate erince, tüüm bilinen ve hayat boyu binbir çile ile öğrenilen tüüm şeyler biterek  bir anda değersizlenir.. ama bunu kelime-i tevhidi zevk etmeyen hiçbir kişide:istediği kadar okusun,dinlesin,okuduklarını anlatsın asla ve asla yaşamadığından bu ilmi bilerek ,anlayarak zevkine vararak yaşayamaz ve asla bilenlere de anlatamaz.. dolayısıyle bu hali yaşayıp gerçekten  TEKBİR getiren asıl- tek kişi olan- hz.Peygamber Efendimizin namazına, ibadetlerine,hak-hukuka düşkünlüğüne bir bakmak lazım.."biz ne kadar müslümanız?" diye kendimize şöyle bir sormak lazım …

oysa.. bugün.. ortalıkta  HERŞEY HAK,o yüzden her pisliği yapmak da hak diyen  çook var..ve her halt serbestçi meşrep sandığımız ama hakikatte en zor olan Melamilik mesleğini  sahiplenen,  ehliyim deyip, saf kibirden yürüyenlerden ortalık gözükmüyor değil mi SevdiğimJeğer bugün gerçek Melamiler biraz olsaydı ki; AHİLİKde hakikatte budur,ortalıkta kalitesiz tek bir ürün,kimyasala batıp sırf zehir olmuş hiçbir yiyecek olmazdı ki..kimse kimseye zarar veremezdi..çünkü var olan tek bir vücut var..bilen anlayan gören biri, bir başka varlığa zarar verebilir mi?..bilen anlayan biri; Yaratıcının varlığı meydana getirdiği harflerine,kelime ve cümle kombinasyonu olan eşyayı varlığına zulmedip,tecavüz edip haksızlık edebilir mi?:)))tefekkür kapıları açık..buyrunuz..

Sevdiğimmm beni Sana gark edip ganiiy-i fakrin yap inşallah ve aminnn..
Vücudu İklimin Sultanı Sensinnn..Efendim derdimin dermanı yine SensinJ

..... ve kitabın hz cem ,hz cemülcem mertebelerini de az evvel okuyarak kitabı meratip ettim Sevdiğim..beni kaymak üzere olduğum hattı istivadan içeri çekip, daire-i fenabeka da  tutmana ise çok sevindim…dairemden hatt-ı istiva-i noktama  doğru sarkman lazım Sevdiğim..beni tutup tutup tutularak tutman lazım Sevdiğim..ne göz yanılsın,ne kalp bozulsun..gördüğünü yalanlamasın..SENİ …………oooOOOO SEVİYORUM….eminim ki Sende beni IIIIIIIIIII diye seviyorsundurJ
görüşürz………

nur cihan
16.10.2011




ATEŞBUZ
bazen ateş iyidir ..bazense su
 ve kendinden kendine dönmek, işte sema bu..
şem'i ruh-i dilara bu..
yanarken yakarsın..küllerinden doğarsın..
avucuna bir kuş tüyü koyarlar..bu telek ilmi derler..
bakarsın.. bakarsın..
her çeşit kuş elbisesine bürünürsün..
ama bir tek yarin göğsüne konamazsın..
kanadına dokunamazsın..yanarsınn..yanarsın..yakarsın..
nurcihan
16.10.2011
******************


EMSELE-ELİF BA NE İMİŞ EHLİNDEN OKUYORUZ...

.............................
Ismail Hakkı Bursevi (ks) Hazretlerinin Kaside-i Feridesi
Bir ‘Elif’ bul mekteb-i irfanda evvel ‘ba’ yı sor
Kad hamide eyleyip yay gibi andan ‘ya’ yı sor
Aslı abdır dediler esyanın , anın aslı ne
Noktanın da var mıdır aslı var ol ma’nayı sor
Sidre nice münteha oldu semavat üstüne
Barigah-ı Mustafa’da ser çeken Tubayı sor
Heft deryaya neden tahsis olundu bu sular
Ya yedi ırmak nedir hem cuy u hem deryayı sor
Ism-i azam suretinde dairen madar olan
Ya’ni kim , bahr-ı muhite , cümle-i esyayı sor
‘Kaf’ kim Kur’an içinde zikr olunur , ol nedir
Hem o ‘kaf’ üstünde per ü bal açan ankayı sor
Varmıdır bir kimse , bu sırr-ı azıymı fehm ide
Cism-i ars-ı azamı devreden ejderhayı sor
Nur içinde nar olur mu , gül içinde har-zar
Adem asi oldugu sol cennet-i me’vayı sor
Zehi zakkum-ı cehennem, ni’met-i cennet nedir
Asl u fer’i ile isbu zehr ile helvayı sor
Iki evdir dediler amma ki aslı üç durur
Bu iki üç dar içinde devreden darayı sor
Fevk –ı dünyanın heva , vü tahtı hem oldu heva
Ber heva üzre ne vech ile durur dünyayı sor
Varmıdır bu nefs-i mefhume aceb asl-ı sahih
Nefs-i mefhumu dahi mefhum olan ‘illa’ yı sor
Halveti vü celveti bir ad olup kaldı heman
Kaç adeddir hem nedir bu ikiden esmayı sor
Dedi ‘essultanu zıllullahi fil arz’ ol Habib
Zıl nedir zü-zıl nedir, bu iki bi-hemtayı sor
Her asırda saltanat kimde karar eyler acep
Ta huruc –ı mehdiye dek cümle bu alayı sor
Zahiren mehdiden Isa efdal olmusken , neden
Eyledi Mehdi , takaddüm Hazret-i Isayı sor
Herkes ahval-i kıyametten haber anlar bilir
Cümleden müskil olan sol sa’at-i kübrayı sor
Cümleden bir bir cevabın söyledikten sonra var
Bahr-ı ilm içre olan girdab-ı vaveylayı sor
‘Hakkı’ya ‘Hak’ dedi ‘la yüs’el’ yürü hamüs ol
Nicedir Mevla-yı esrar-ı cihan-arayı sor
(Tasavvuf , no: 15/4,5,6 16/6,7 17/5,6)

 Kaside-i Feride’nin , Rızauddin Remzi er Rufai (ks) tarafından
yapılan serhinin sadelestirilmis özeti

Eliften maksad , sırf istikamettir ki ‘emr olundugun gibi dosdogru ol ‘ kelam-ı
celiline masadak olan mürsid-i kamildir.Elif harfi yedi noktanın birlesmesi ile
hasıl olmustur. Bir mevhum çizgidir. Ki bu da mürsidlerin zahir veya batın
yedi insani tavırdan mürur etmis bir vücud-ı zilliden ibaret bulunması
lüzumuna binaendir. Mekteb-i irfan ,saliklerin dergahıdır. ‘Ba’ dan murad ,
nübuvvet nuru ve velayettir ki , kavis , sehr-i ulum, ve noktası da
babusseelamdır.
“Bir mürsid-i kamil bularak dergah-ı salikana intisab et ve evvelemirde velayet
ve nübüvvet sırlarını ögren”
Kad hamide eylemekten maksad bar-ı sekıl-i mücahedeyi yüklenmek
demektir. Kaddın , yaya benzetilmesi egilme, bükülmeden kinayedir. Esasen
kaddin , keman tesbihi öteden beri kullanılan tesbihattandır. ‘Ya’ harfine
gelince , bilinir ki ‘ya’ harfi en son harftir.Bu da ilimlerin en son gayesine
isarettir ki bu son gaye de marifetullahtır.
“Tam mücahedede bezl-i vücud derecesine vararak evelkilerin , sonuncuların
ilmini içine alan mariifetullahı ögren”
Görünen esyanın aslı sudur.Acaba kamil insanın aslı nedir ?
“Nokta” ile tarif edilen nur-i Muhammedinin (as) de aslı acaba nedir? Onu
Ögren.
Semavat üzerinde , sidrenin son merhale oldugunu bildin ise barigah-ı
Mustafa’nın (as) üstünde bulunan ve bütün makamları içine alan ‘tuba’ yı da
ögren.
Ilahi tecelliler , salike niçin yedi deryadan geliyor ve yedi ırmak vasıtası ile
ulasıyor, seyr ü süluk et de bunu ögren.
Her seyi kusatmıs olan ve her yerde sari olan rahmet denizini ögren.
Kur’a-ı Kerimde , Allahü Subhanehu ve Teala’nın Kadir ve Kayyum sıfatlarına
isaret eden ‘Kaf’ harfi ve ‘kaf’ın ‘ üzerinde bulunup, O’nun (cc) zat nurlarına
isaret eden noktalar nedir , onu ögren.
Iblis , meleklerle beraber arsın etrafında dönücüdür.Iste bu anlasılması zor bir
durumdur.
Adem ‘in (as) cennetten çıkmasına sebep olan Iblisin bu durumu, nur içinde
ates, gül içinde dikenin bulunması gibidir.Bunları birlestiren ilahi kudret
hayret vericidir.. Bu acaib sırları ögren.
Kahr ve lutf sıfatını aynı görmek lazımdır ki rıza makamına ulasabilesin. Bunu
ögren.
Cennet, cehennem ve cemalde devreden kamil insanı sor. Çünkü insanı kamil
ates için cehennemden korkmaz ve nimeti için cenneti istemez. Cemali de
kendisi için istemez.Her üçünde de Hakk’ın (cc) izni ile dönücüdür.
Dünya gezegeninin her tarafı bosluktur. Dünya , bu boslukta nasıl duruyor.
Onu ögren.
Nefs, zulmet ile nurlar arasında , mevhum bir gölgeden ibarettir. “Lailahe illa
Allah “ kelime-i tayyibesinde ki ‘illa’ kelimesi de mevhumdur. Çünkü ‘illa’dan
öncesi söylenmezse ‘illa’ ya , ihtiyaç kalmaz. ‘Allah (cc)’ ism-i celali ise daim ve
bakidir. ‘la’ yı ‘illa’ yı bırak da kendini bil.
Halvet ve celvetin ikisi de birdir. Sadece isimleri farklıdır. Bu ikisinden ism-i
azamı ögren.
Peygamberimiz (as) buyurdu ki, ‘zamanın kutbu , yeryüzünde , Allahü
Subhanehu ve Tealanın gölgesidir.’ Acaba , O’nun (cc) gölgesinden kastedilen
mana nedir, onu ögren.
Senin iç aleminde , ‘mehdi’ yani veled-i kalb zuhur edinceye kadar seni idare
eden , mukaddes zatları ögren.
Kalb makamına vasıl olan salikte veled-i kalb zuhur eder. Iç alemindeki
makam-ı mehdi budur. Arkasından , ruh makamına vasıl olursa ‘ Ona
ruhumdan üfledim’ ayet-i celilesinin sırrına erisir. Burası da iç alemdeki ,
makam-ı Isa ‘dır (as). Dünya aleminde , Hz.Isa (as) önce gelmis olmasına
ragmen, iç alemde, makam-ı Isa (as) , Mehdi’den sonra yer almaktadır.
Herkes kıyamet gününü düsünür.Sen, saat-i kübrayı düsün, onun lezzetini tat
ki , o ask ile hayretten hasıl olan bir lezzettir. Saat-i kübra , vuslat ile firkat
arasında bir andır.Ayrılıkta kavusmak ümidi, kavusmakta ise ayrılık korkusu
vardır.
Bunların hepsini ögrendikten sonra, ilmi, kendi nefsine mal edip, ilmin sana
perde olmasını ve kıyl u kal ile ugrasmanın tehlikelerini de ögren.
Ey Hakkı ! Hakk Celle ve Ala ‘ O’nun (cc) yaptıgından sual edilmez’ buyurdu.
Sen var sükut et. Cihanara olan bu kadar esrarın sahibini sor ögren.