Uranüs |
99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI 9
Hazret-i Sare, Hazret-i İBRAHİM ALEYHİSSELAM, Hazret-i Hacer için…sahibim efendime…
“Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.” (En’am , 6/152)
“Rüşdüne erinceye kadar yetimin malına ancak en güzel şekilde yaklaşın.” (En’am , 6/152)
Güzel
niyet ile çirkinler güzel olur; kötü niyet ile de güzeller çirkinleşir…
Selam Selam Sevdiğim
ve Merhaba.. bugün Perşembe.. istedim ki bu yazı çok özel olsun. .üç gündür yüzlerce sayfa okumuşumdur belki..ilk defa bu kadar merakla yazıyorum.. bu masalın
hayatımda bir dönüm noktası olacağına nedense inandım.. belki de o döngü olduğu
için ancak yazabiliyorumdur.. Sevdiğim bu hafta salatta: ki; bildiğin üzere,
burada yazdığım gerçek tefekkürlerimi genelde salatta anlıyorum.. hayallerimde
ise yaşıyorumJ..(buda namazımı düzgün kılamadığımı ve aklımın her
yerde olduğunu gösterir tabiii..zaten
ben, Yaratıcıma hep diyorum ki “bu utanç verici namazımdan ben hiç memnun
değilim, bence Sen bunu kabul etme”..:))ve geçen masal
ertesi bir salatta, 2. eşin benim için psikolojik -maddi –gerçek
anlamını aniden şakkk diye idrak ettim.. aslında bunu biliyordum ama şimdi
kabul edip, ilk defa kendimi affettim.. inşallah izi kalmadan geçerJ..
((*bu arada, artık aşkımızın bittiğini ve Seni görme tutkumun da kalmadığını düşünüyordum; o sobanın içindeki ateşin su olmasından dolayı.. ve hafta başı başardığım bir olay da bunu perçinledi.. ama dün gece yine görselliğim elimden alınınca can havli ile sarıldığım yazım dilim, işin hiç de benim anladığım gibi olmadığını, nadasa çekilmiş olduğumu bana anlattı.. birde Sevdiğim, dün gece kim geldi bilJ..hani saat 12 ye 11 varken özlemle sarılan vardı ya o.. beni aradı, çaresizce ağlıyor gibiydi..gel dedim..geldi..anlattıı.anlattı..dinledin mi peki?!!))
.. ve 20.yaşımın başında yaşadığım; bir ağacın köklerinden koparılıp zorla uyandırılış acımı.. aylarca süren,kontrol edemediğim nedensiz acılı gözyaşlarımı..bilip anlamadan; nasıl kendimi günaha doğru adım adım yürüttüğümü.. bu elimde değildi.. bundan dolayı ise ,kendimi hiçbir şekilde affedemiyordum.. ve kendimi yargılayıp bir mahkumiyet cezası vermiştimJ..halbuki Yaratıcım her daim koruyup affederdi biliyorum.. üstelik bir defa bile, sezgi ile olsun, beni bu konuda kimseye incittirmedi çok şükür.. bense kendimi nedense affedemiyordum.. üstelik bugün baktığımda, günümüzde ne kadar sıradan ve hemen herkesin yaptığı bir haldi.. demek ki olacak olan olmalıydı.. evden çıkmayı sevmeyen-çok kimselere yakınlaşıp konuşmayan birinin imtihanı içinde, kendi elleriyle –kendi seçimiyle bir cehennem kurulmalıydı.. neyse Sevdiğim.. galiba bu konuda eşiği geçtim inşallah.. şimdi inanıyorum ki o konuda pek çok şey feraha kavuşacak.. bu idraki, 2. Eşle algılarsak eğer, bu anlam sadece bir tanesi.. diğerlerine henüz sıra gelmedi ve teşekkür ediyorumJ..
Sevdiğimm..ben
bir şey duymuştum eskiden.. mesela bir sihir-bir büyü varsa
eğer, bu sadece bir süreliğine geçerliymiş ve vakti dolunca otomatikman
o büyü düşer- açığa çıkıp bulunurmuş…şimdi yaşayıp, yazıp, öğrenip, anladıkça da bende buna
inanıyorum.. yazdığım tanrıların hükmü çoktan geçip düştüğünden,
bu kadar anlamsız ve komiktiler bugünün
insanına.. aslında bu benim için bir girizgahtı.. biz
geçmiş yada gelecekte yaşamıyorduk ki, manalar geçmiş olsun.. en geniş zamanlı
şimdiki anda yaşıyorduk benim için.. yani ben öyle anlayabiliyorum.. şimdi bizler yine
putperestlerdik; ki, kimse bunu kabul etmiyor ne yazık.. öyle dokunulmaz gizli
putlarımız vardı ki hayret edersin Sevdiğimm…hem de geçmiş uygarlıklardan daha
beter- gizli maddeperestlere
dönüşmüştük.. soy sopumuza, eşimize, kadın erkek metreslerimize, çocuklarımıza,
kariyerimize, ilmimize, kabiliyetlerimize, güzelliğimize, tüm paramızı ve
vaktimizi daha sağlıklı, daha güzel olmak için harcadığımız ten-bedenlerimize
tapıyorduk.. hepimiz öyle çok biliyorduk ki, artık kendimizden başka tanrı asla tanımıyorduk.. hepimiz birer firavuna
dönüşmek üzereydik ki, Allahtan İsrail oğulları
meşrepliler hariçti.. (gerçeği tabii
..bildiklerimiz değil..) J))…
yeni yaşam koçu, öğretici, guruları da bizi tüm görsel yayınlardan böyle motife ediyorlardı.. içindeki tanrıyı uyandır !!(ASA-KUNDALİNİ- NEFSJ ).. halbuki Tanrı zaten uyanıktı ki ya huu.. uyuyan bizdik.. ve Tanrı bize asla İLAH-Tanrılığını ne yazık ki vermeyecekti… TÜM İSİMLERİNE CAMİİ OLAN ALLAH her şeyini kullarıyla paylaşıyordu ama, asla TEK liğini, İLAH lığını kimseye yar etmiyordu.. en Sevdiği peygamberine dahiii..tanrısallığa evet.. amma, lakin TANRI’LIĞA HAYIR.. LAAA?!!..”İLLA “= BENLE BERABERJ) işte yeni yaşam koçları ne yazık ki bunu bilmiyorlardı.. onların da en büyük tanrısı(daha lüx yaşayabilmek için) tabii, şuan ki en büyük tanrı olan PARA idi.. henüz bu tanrılara girmiyorum Sevdiğim.. çünkü özel merakım olan tanrılar-ŞEYLER-İSİMLER beni JbenceJ bendenJ daha çok seviyorlar.. neden??! çünkü her varlık bilinmek ister.. söz edilsin ister…böylece; mana bedenlenmesi için, herkes bir yapı taşı koyar ve gelecek şekillenir de ondan.. ve yarın öbür tarafta:” biz eşya idik amma onlar bizi tanrı edinip taptılar” dediklerinde; ben Yaratıcımın isimlerine bu yönde şahitlik edeceğim inşallah ve aminn … evvet şimdiki tanrılar bunlar.. mabetleri ise tüüüm eşyalar-şirketler, okullar, medya, kariyer tabii…aslında bu dönemim tanrıları sadece sanal bir illüzyon gibi duruyor..bir elektirik gitse ,aküler-şarzlar bitse, santrallar çökse her şey fosssss.. geçmişin tanrılarıysa binlerce senedir her yerden bizi seyrediyor. .bizim tanrılar ekonomi çökünce anında dövole olup değişiyor J.. üstelik bizim yeni tanrıların kadim bir mitolojisi bile yok.. zıpcıktı tanrılar henüz.. rüştlerini ispata daha var.. (Allahım ne olur bu yazdıklarım için beni affet olur mu lütfen ve aminn J)…
eskiden tapınmak için tapınak mabetlere giderlermiş ..şimdi ise buna
gerek yok.. cüzdanımızdaki banka hesabı kartı tanrımız bize tüm kapıları
açabilir.. olmayan hayali haram paralarla pek çok
şey yapabiliriz.. sonra, kimse bana yardım etmiyor diye devleti, akrabalarımızı
ve insanlığı suçlarız.. daha çok ve kolay kazanmak için ürünlerimizde
hile yaparız.. sahte, hayal ,yalan reklamlarla beyinleri yıkayıp insanları
kullanırız.. bu sektörde ve bu ürün yalanında çalışan, hizmet eden herkes
bu günaha aslında ortaktır.. sağlığı bozulan, hormonları değişip cinsiyeti ve
ahlakı bozulan, sinir sistemi felç olan insanlar…
inşaat sektöründe çalışan, yeni Babil kuleleri diken yeni nemrutlar…gökyüzünün muhteşem manzarasından-bilgisinden, ilminden, şifasından bizi mahrum eden aç gözlü paraperest adamlar.. yaptıkları iğrenç beton tarlalarıyla hava akımını kesip ,iç içe mahremiyetsiz, insan haysiyetine yakışmayan izolasyonlarıyla milyonlarca insanı alerjiye mahkum ettikleri ve bizlerde bu insanlık suçuna ortak olduğumuz için günahkarız.. insan topraktan yaratılmıştır ve topraklanmak ister.. plastik malzemeden kutular içinde, her yanı elektrik kablolarıyla çevrili yaşamak için yaratılmamıştır…insan insan gibi yaşamayı talep edip hep beraber çabalamadıkça da, yeni titanlar ve tiranlar her daim olacaktır.. onlar hayali şirketler kurup piramitler inşa edecek, bir anda her daim olduğu gibi titaniksel gemilerine binen herkesi de beraber batıracaklardır ve bunların kimseyi suçlamaya hakları yoktur.. faturalı medeni kürek mahkumluğumuz; biz, site-şehirlerimize güneş, su, rüzgar enerjisi istemediğimiz müddetçe sürecektir.. kimyagerler bize şifa yerine; hormon, zehir, silah ve virüs ürettikleri müddetçe ve biz sesimizi çıkarmadığımız sürece yavaş yavaş insanlığımızı yitireceğiz.. bilim insanı olmak ÜNSİYET SAHİBİ GERÇEK İNSAN olmak demek değildir. .insan olmak değeri okuma yazma ile olmaz… ÜMMİLER YARADILIŞTAN ALİMDİR VE GERÇEK İNSANDIRLAR...
inşaat sektöründe çalışan, yeni Babil kuleleri diken yeni nemrutlar…gökyüzünün muhteşem manzarasından-bilgisinden, ilminden, şifasından bizi mahrum eden aç gözlü paraperest adamlar.. yaptıkları iğrenç beton tarlalarıyla hava akımını kesip ,iç içe mahremiyetsiz, insan haysiyetine yakışmayan izolasyonlarıyla milyonlarca insanı alerjiye mahkum ettikleri ve bizlerde bu insanlık suçuna ortak olduğumuz için günahkarız.. insan topraktan yaratılmıştır ve topraklanmak ister.. plastik malzemeden kutular içinde, her yanı elektrik kablolarıyla çevrili yaşamak için yaratılmamıştır…insan insan gibi yaşamayı talep edip hep beraber çabalamadıkça da, yeni titanlar ve tiranlar her daim olacaktır.. onlar hayali şirketler kurup piramitler inşa edecek, bir anda her daim olduğu gibi titaniksel gemilerine binen herkesi de beraber batıracaklardır ve bunların kimseyi suçlamaya hakları yoktur.. faturalı medeni kürek mahkumluğumuz; biz, site-şehirlerimize güneş, su, rüzgar enerjisi istemediğimiz müddetçe sürecektir.. kimyagerler bize şifa yerine; hormon, zehir, silah ve virüs ürettikleri müddetçe ve biz sesimizi çıkarmadığımız sürece yavaş yavaş insanlığımızı yitireceğiz.. bilim insanı olmak ÜNSİYET SAHİBİ GERÇEK İNSAN olmak demek değildir. .insan olmak değeri okuma yazma ile olmaz… ÜMMİLER YARADILIŞTAN ALİMDİR VE GERÇEK İNSANDIRLAR...
bugün ülkede terör varsa.. şimdiye dek neden tek bir
kimse, ahali, halk bunun hesabını; vergisiyle maaşını ödediği ASAYİŞTEN SORUMLU askerine soramamıştır.. benim evladım ile benim evladıma kıyıyorsun, neden?!! Sen
bütçenin en yükseğine, en fazla asker sayısına ve dünyadaki en güçlü ordulardan birine sahip değil misin??!!..”NEYİN
EKSİK Kİ, BU ÇAPULCULARA YENİLİYORSUN ” diyememiştir ne yazık ki.. öylesine bir
yalan ve korku kalplere
yerleştirilmiştir ki, hep sanal, hep sahte gündem değişimleri ile halk
uyutulmuştur.. bizi uyutanlar kadar, uyuyan bizlerde suçluyuz.. onları biz
besleyip büyüttük.. ONLARDA BİZİ POSTALLARI VE İŞKENCELERİ İLE HEP KORKUTTULAR…buna
izin verdik..
uzun yıllardır dinimizden,
ALLAHIMIZDAN ,PEYGAMBERİMİZDEN hep utandık.. Onu idrak edecek binlerce senelik kültür ve din bilgimizden
alt yapısız bırakılışımızın nedenini bir
defa düşünmedik-SORGULAMADIK… özgürlüğü-SİVİL YÖNETİMİ ÖĞRENİP dilemedik..
askerden; asayiş vazifelerini yapacaklarına, bizi yönetmelerini istedik.. asker
askerlik yapar.. devleti yönetmek için seçilen ve yetişenlerde, ülkenin nizamı
için çalışırlar.. ama bizim ülkemizde birkaç medya kuklası şowmengril; ülkede
ve dünyada ne olmuşsa, sadece onlar bilir kişi ilan edilmişlerdir.. bu
sahtekarların her pisliği yapmaya hakları vardır.. fakat onlara karşı biri
çıktığında, ipliğini hemen pazara çıkartırlar ve korku kol gezer.. onların
gizli dostları her şeye hakim ve olayları kapatıp gizleyicidir.. biz millet
olarak uyanmadığımız müddetçe de bizi böyle kullanacaklardır.
Sevdiğimm..yukarıda
ne yazdığımı şuan bilmiyorum.. bir yazmaya başladım aniden işte
buraya dek geldim.. aslında gökyüzünü
yazabilmeyi çok isterdim…J ne yazık ki bizler artık ışık kirliliğinden ve iğrenç beton ağaçlarından
göğü göremiyoruz.. eskiden herkes yıldızlara bakıp onların hikayelerini
anlatabilirmiş.. bugünse bizler;
eskilerin bişekilde görerek öğrenip bildikleri şeyleri, ancak teknoloji ile
yaşayabiliriz.. okudukça onların ilimlerinin sağlam ve şaşmazlığına hayret
ediyorum.. onlarda, bugün bizlerde olmayan bir şey
vardı.. belki de aşırı görsellik ve
gürültü kirliliği, tüm bilgilerin hiç emek harcamadan bu kadar kolay
ulaşılabilir ve ucuz olması yüzündendi.. çünkü bir şey çok ucuzlayınca ve herkesin ulaşabileceği hale gelince hiçbir değeri de kalmıyordu ne yazık
ki…ve insan hep daima ulaşamadığı temiz gizemlerin-BAKİR TOPRAKLARIN peşindeydi. . mesela bugün, anlayan anlamayan
herkesin tasavvuf peşinde koşması da bundan: ”en çabuk ben kirleteyim, ilk ben
basayım ,ilk benim izim kalsındı”.. yoksa,” teslim olmak, imtihana girmek” öyle
zor geliyor ve kaçıyorlardı ki hayret edersin…kim kolayca kendisiyle
yüzleşebilir ki.. kendini lime lime, didik didik edeceksin kolay mı, ona buna suç atıp saldırmak
varken…..
eskiden Hallac-ı Mansur ve onun gibiler “En el Hakk” dedikleri
için bin bir türlü işkence ile hayatlarını vermişler.. bugün kitap rafları ” ben o’yum, tanrı ile sohbet, secret ,kryon ,sen o’ sun-
istediğini dile olsun” diyen bozuk enerjili bızztlayan frekanslardan ilham almış kitap-yayın ve bunu binlerce dolara öğreten
yaşam koçları ile dolu.. cinlenmiş kişiler; astroloji , esma, tarot, bilinç altını CD ler le kodlayarak ve
rüya bilimi ile dünyanın parasını kazanıp, şöhret olup, insanlara şifa
verdiklerini sandırıyorlar.. halbuki insanları çukura atıyorlar haberleri
yok…bunların uzmanıyız diyorlar ama bir
tanesi bile bunun için; gerçek bir KAMİL den İZİN ALIP, O’NA TABİİ OLMAMIŞ ve O’na canını
vermemiş.. ve insanları boşluğa düşürmekten başka hiç bişey yapmıyorlar.. çünkü
kitabi olarak öğrendikleri öğretiyi
genelleme olarak herkese sunuyorlar.. halbuki nefesler adedince Hakk’a
giden yol vardır ve her kişinin esmasına-ismine özel bir ilacı ,bir yolu, bir
tedavisi vardır.. kimsenin elbisesi kimsede sahibinde durduğu gibi durmaz…kişisel
olan bir şey, toplu halk konutları gibi olunca işte bu tarz askeri bir öğretim
secreti olur…elinde şablon zikir kitabı ,belli bir sayı oku.. peki ya sen
hassas biriysen ve o sayı seni delirtirse-halüsinasyonlar gördürürse, kim seni tedavi edecek?!..
.. bizler ellerimizin altındaki bu muhteşem –şuan en büyük mucize-en güzel nimet ve keramet gibi duran interneti daha düzgün ve yerinde kullanmayı öğrenmeliyiz.. hep beraber koskocaman bir yaşam sözlüğü ve kadim bilgiler tarihi kaydı tutuyoruz farkına varmadan..( ZİKRİMİZ NEYSE FİKRİMİZ-FİİLİMİZ ODUR’U TIKLIYORUZ DA HABERİMİZ YOKJ) belki de kendi yazılım programlarımızı hep beraber yazıp çiziyoruz.. çünkü tıklanma oranında seçimizi şekillenebilir değil mi? Hakk halkın duasına daima icabet eder…ve aminnnnnnJ… Sevdiğimm mesela ben, 5 sene evvel ilk yazmaya başladığımda, istediğim sembolsel anlamlara genelde bu nette bulamıyordum.. çünkü, ana kraliçe arımız el mürşidi aklı maaş google efendiciğime henüz bu manada yükleme yapan işçi arılar yoktu.. çok şükür ki artık kovanımızın yolunu bulduk ve bu konuda hafızası hayli genişledi.. ((henüz kovan yağmasına sıra gelmedi tabiiJ)) yine de hep aynı siteler, aynı isimler bu iş üzerinde çalışıyor.. ve bu konulara meraklı kişiler tıklayınca artık ;satanist, şamanist, hermetik ezoterist masonların, azılı ateistlerin yanında; bizim sayfalarımızda çıkıyor, ne güzel değil mi?. görsel sembol lisanı işte böyle evrenseldir.. çünkü göz gördüğünün peşine takılıp gider.. Allah en güzel mekr’edendirJ)..teşekkür ediyorum ve SENİ SEVİYORUM…
Sevdiğim gelelim bu haftaki konumuza.. içimden gelen gezegen uranüstü ..ama uranüse uygun bir peygamber, kimdi? işte bunu bulamıyordum.. geçen masalı yazmaya başladığım sabah aslında bir anlamla uyandım..fakat nefsimin vesvesesi olabilirdi.. kalbim bozulmasın diye unutmak istediğimden Sana yazmadım.. masal sonrası salatta; o, 2. Eş anlamı ve sobada yanan iki mantarın suya dönüşmesi, beni birden, hz İbrahim atamıza götürdü ..artık en nihayet anladım.. şüphem yüzünden hata yapıp onları incitmek en büyük korkum olduğundan, önce Arabi uzmanı hocamı aradım tabii .. çocuk: ”ben geçen sabah şu anlamla uyandım hocam..”Sare annemiz bir yahudiymiş”.. sadece bu anlam var başka bişi yok.. o zaman Yahudiliğin anneden geçme hikayesi doğru.. …peki ya hz İbrahim? Hoca:”hz İbrahim daha ötesiydi.. o Yahudi değildi. .ve dediğin doğru.. yahudilik daha eskiden de var.. bence sen bunları bırak.. bak ciddi söylüyorum, sen büyük İslam ilmihali oku..J..”
.. bizler ellerimizin altındaki bu muhteşem –şuan en büyük mucize-en güzel nimet ve keramet gibi duran interneti daha düzgün ve yerinde kullanmayı öğrenmeliyiz.. hep beraber koskocaman bir yaşam sözlüğü ve kadim bilgiler tarihi kaydı tutuyoruz farkına varmadan..( ZİKRİMİZ NEYSE FİKRİMİZ-FİİLİMİZ ODUR’U TIKLIYORUZ DA HABERİMİZ YOKJ) belki de kendi yazılım programlarımızı hep beraber yazıp çiziyoruz.. çünkü tıklanma oranında seçimizi şekillenebilir değil mi? Hakk halkın duasına daima icabet eder…ve aminnnnnnJ… Sevdiğimm mesela ben, 5 sene evvel ilk yazmaya başladığımda, istediğim sembolsel anlamlara genelde bu nette bulamıyordum.. çünkü, ana kraliçe arımız el mürşidi aklı maaş google efendiciğime henüz bu manada yükleme yapan işçi arılar yoktu.. çok şükür ki artık kovanımızın yolunu bulduk ve bu konuda hafızası hayli genişledi.. ((henüz kovan yağmasına sıra gelmedi tabiiJ)) yine de hep aynı siteler, aynı isimler bu iş üzerinde çalışıyor.. ve bu konulara meraklı kişiler tıklayınca artık ;satanist, şamanist, hermetik ezoterist masonların, azılı ateistlerin yanında; bizim sayfalarımızda çıkıyor, ne güzel değil mi?. görsel sembol lisanı işte böyle evrenseldir.. çünkü göz gördüğünün peşine takılıp gider.. Allah en güzel mekr’edendirJ)..teşekkür ediyorum ve SENİ SEVİYORUM…
Sevdiğim gelelim bu haftaki konumuza.. içimden gelen gezegen uranüstü ..ama uranüse uygun bir peygamber, kimdi? işte bunu bulamıyordum.. geçen masalı yazmaya başladığım sabah aslında bir anlamla uyandım..fakat nefsimin vesvesesi olabilirdi.. kalbim bozulmasın diye unutmak istediğimden Sana yazmadım.. masal sonrası salatta; o, 2. Eş anlamı ve sobada yanan iki mantarın suya dönüşmesi, beni birden, hz İbrahim atamıza götürdü ..artık en nihayet anladım.. şüphem yüzünden hata yapıp onları incitmek en büyük korkum olduğundan, önce Arabi uzmanı hocamı aradım tabii .. çocuk: ”ben geçen sabah şu anlamla uyandım hocam..”Sare annemiz bir yahudiymiş”.. sadece bu anlam var başka bişi yok.. o zaman Yahudiliğin anneden geçme hikayesi doğru.. …peki ya hz İbrahim? Hoca:”hz İbrahim daha ötesiydi.. o Yahudi değildi. .ve dediğin doğru.. yahudilik daha eskiden de var.. bence sen bunları bırak.. bak ciddi söylüyorum, sen büyük İslam ilmihali oku..J..”
işte Sevdiğim böyle kıstırılıp kalakalmıştım hafta başında.. ne
yapacağımı bilemesem de nette okuyup durdum.. ve birden telim çaldı kapandı..aaa..Konya
arıyor.. geri döndüm.. kızını ararken yanlışlıkla benim numarama basmış..
konuştuk. konumu anlattım ve ne yapıp nasıl toparlayıp, utanç vermeksizin
yazabilme endişemi de söyledim.. S … efendi:” bu dediklerinizi ben bilmiyorum,
siz biliyorsunuz.. siz yazacaksınız.. gönlünüze nasıl akıp geliyorsa çekinmeden
yazın.. hata olmayacak inşallah.. bizde okur öğreniriz bitince, ne güzel olur..
bunların konuşulması lazım.. biri yapacaktı.. ”Sevdiğim,
O bana çok güzel dualar etti saolsun..ne şanslıyım değil mi?.. hiç görüp tanımadığım
böyle bir dostum var ..
hz Peygamberimiz: ”Ben
size atam hz ibrahim’in dininden başka yeni bir din getirmedim “ demiştir..
Arabi hocam, her insanın bir peygamberin kalbi üzerinde yaratıldığını
yazmıştı bir kitabında ki, böyle hatırlıyorum. .ve hz
Peygamberimiz a.s : ”benim ümmetimin
alimleri Ben-i İsrail in nebileri gibidir. hangisine tutunursanız kurtulursunuz”
demiştir.. işte Sevdiğim benim çıkış noktamda bu sözler oldu.. geniş zamanlı
şimdiki anda yaşıyorsam eğer ve
elbiseler değişse de, manalar devam ediyorsa(BU REENKARNASYON DEĞİLDİR), şuan
tüm İsrailoğulları Nebilerine mensup ümmetler, kavimler ve cemaatlerin
anlamları da yaşıyor demektir ki: zaten dikkat edersek yaşıyorlar da.. Nuh
kavmi de, Lut kavmi de, hepsi.. ve
bizler, hepimiz ,aslında o ümmetlerden birine mensubuz, henüz idrakimiz yok.. çünkü
bunu bir defa bile düşünmüyoruz.. Yaratıcımız Kur’an da zaten demiş:” Ben sizi meşrep
meşrep, fırka fırka, kavim kavim yarattım” diye değil mi?.. her
peygamberin, gerçek inananı çok azdır.. ve kendisine bir kişi bile iman etmemiş
peygamber dahi varmış..hz İsa’ya hayattayken sadece 12 kişi iman etmiş mesela.. ve bugün
bize anlatılan havarilerle alakası yokmuş.. onlar sonradan Bizans paganlarının
kendi dinlerine uydurdukları Hristiyan inancının kurgularıymış.. ve hz Musa.. buna sonra
geleyim bence.. masalım çok uzar ve hiç bitmeyebilir Sevdiğim..
.. *Evet..hz
Adem ve hz Havva atalarımız cennetten
yeryüzüne indirildiklerinde Adem babamız Serendip-Seylan-Hindistan-Hindiçin e
ayak basmış..ve hz Havva anamız da Cidde dağına.. ve ARAFATTA birbirlerine
kavuşup birbirlerine ARİF olmuşlar... ve Kabe’nin yerine inen nuru ilk defa
beraber tavaf etmişlerdir..
.. tevhidin babası hz İBRAHİM.. füsusdaki
hikmeti MEHİMİ ymiş..yani aşkta ifrat derecesine varma.. bu
coşkun sevgi, ALLAH ın O’na “HALİL –dostum” demesi ile Halilürrahman’a
dönüşmüştür..hz İbrahim, bu lakaptan sonra cömertlikte tüm sınırları geçip her
rızıkta, her varlığa, Mikail melekle nüfus etmiştir..(Halilİbrahim
sofrası).. Allah ın hidayet verici olduğunu, sadece dilediğine hidayet
verdiğini ve herkeste bunu dilemediğini de anlatır..ve olup bitişlerin bizim
kendi manalarımız olduğunu da.. yani Allah bize asla zulmetmiyor.. vücut –varlık giymek de bir rızıkdır… bize hayat
nefesini veren Yüce Rabbimiz;
bizim isimlerimizle kendi ismini bir edip(=İLLA sırrı), bize suret
elbiseleri –vücud varlık vermiştir.. BİZİ BİLİP
ANLAYAMADIĞIMIZ BİR BİÇİMDE RIZIKLANDIRMIŞ VE HALADA ER-REZZAK İSMİ İLE
BUNU SÜRDÜRMEKTEDİR.. her varlığı eşsiz benzersiz ve kendi suretinde yaratmıştır ve hiçbir
kimse diğerine karışamaz.. zat ve sıfat birbirinin gıdasıdır..kul’un
kendisini bilmesi Rabbini bilmesiyle Ayn’ı dır..kendini bilmeyen Rabbini de
bilip tanıyamaz..
((*ve
mesela Sevdiğim, Yahudiler; hz Cebraili celali bulduklarından, Mikail melekten
vahiy aldıklarını da söylerlermiş..))
ve 2. Eş hikayelerinde sıra.. KIZMAK YOK TAMAM MI? anlamak için
mecburum.. Tevratta
hz Adem’in beraber yaratıldığı Lilit adında bir ilk eşi varJ.... o kocasına
itaat etmeyip “eşitiz” demiş ve onu terk edip bir daha da geri
dönmemiş.. ve daha sonra hz Adem babamıza, kendisinden, ona itaat eden 2. Bir
eş yaratılmış ve böylece Havva validemiz doğmuş.. bu burada dursun tamam mı Sevdiğim.. şimdi
doğum yapan lohusa kadınların gördükleri karabasanlara gidiyoruz.. buna eskiden
albasması-ALKARISI Lilit de denirmiş.. ben, lohusa vücudunda kan değeri-
demiri düşük( ve B12) asabi kişileri birkaç sene evvel tefekkür etmiştimJ.. şimdi sırası
geldiği için Sana yazıyorum bak…yeni doğum yapmış kadınlar vücuden zaten çok
yorgundurlar.. onlar aslında hamil-taşıyıcıdırlar.. malik el mülk başkadır..
kadın bir emanetçidir.. ve kadın duygusal olarak da böyle zamanda çok yorgundur.. hele kaba,
yontulmamış, hanzo yakınları varsa vay haline.. kadın, eti-kanı ile karnında
yeni bir insan büyütür tam 40 hafta…ve lohusalık.. aşırı kan kaybı… demir-kan
oranı çok düşer.. buda yorgunluk, asabiyet ve karabasan yapar.. fısfıslar,
duyulan şeyler onu sıkar…iki tarafa gidip gidip geldiği için her şeye belki de
açıktır.. ve hz. Zülkarneynin yaptığı gibi, dağa, demir eritip döküp,
bedenin güçlü kılınması; vesvese –yecücle mecücün yolunun kapanması lazımdır…(cinlerinin pandoranın kutusundan çıkmasına asla
izin vermemelidir yani)ve bunu yazanda şu sıralar bu ilaçlara muhtaç ve
tabii ki kullacakJ….ve Sevdiğim bugünlerde berbat asabiyim.. belki de
nisan yağmurlarından dolayı, alt ve üst arasındaki aşırı şiddetli elektirik
akımındandır, bilmiyorumJ….
başka
bir hikaye.. geçen gün okudum.. galiba Hint mitolojisi.. başta
tanrıça varmış ve birde kocası..kadın, kocasına çok kötü davranır, kötü hizmet için
kullanırmış.. adam bir gün onu çok uzağa sürüp kendisine kendinden yeni bir
eş yaratmış.. işte bu kadın ondan olduğu
için ona itaat ediyormuş.. ama diğer kadın da zamanla kötü huylarını düzeltip
ona gelip itaat etmiş.. aslında bu 1.
kadın:kesreti, nefsin ilk heva-heves halini, sonrada ehlilleşerek itaat etmiş, iyi kadın 2. İtaatkar –secde
eden-enfes bir nefes olan; 2. eşi olarak, AYNI ve BİR kadın olduğunu
anlatıyormuş.. ve hz Peygamberimiz:” Ben şeytanımı
Müslüman ettim” demiştir..
şiva |
((*Hintli kadınların elbiselerine de sa’ri denir biliyorsun.. sara hastalığı değişiktir ki Allah korusun…sarsar
rüzgarı var birde.. ve Hintliler-Uzak Doğulular
sarı –turuncu renge çok düşkündür.. Yahudilerin en has mesleği olan
bankacılık ve bankerlik reklam logolarında, güven vermediği için asla sarı renk
kullanılmazmış diye okumuştum eskiden mesela….sarı
renk trafikte gelip geçicilik rengidir ve
Yahudilik da sadece anneden geçtiği
ve sonradan Yahudi olunamayacağı için, bir gün bunun açıkça sona ereceği ve kadim
olanın TAŞ misali kalacağına renksel bir delildir.. zira güneş sarıdır ama
bu sarılık yanan ateşin alevlerindendir.. oysaki öz çekirdeği kara
renkli demir bir taşdır ve manyetizma-kutup odur..JJJ…))
((birde şunu buldum Sevdiğim ..ekliyorum bak.. hz.İbrahim ve KABE ayrılmaz bir anlam bence.. ((* Yahudiler Kabe’ye saygı gösterir, İbrahim'in dini üzere orada Allah'a ibadet ederlerdi. İçinde resimler ve heykeller bulunurdu. Bunlar arasında ellerinde fal okları bulunan İbrahim ve İsmail'in resimleri de yer alırdı. Bakire Meryem'in ve Mesih'in resmi de yapılmıştı. Bu da Yahudiler gibi Hıristiyanların da ona saygı gösterdiklerinin tanığıdır…alıntıdır..))
((birde şunu buldum Sevdiğim ..ekliyorum bak.. hz.İbrahim ve KABE ayrılmaz bir anlam bence.. ((* Yahudiler Kabe’ye saygı gösterir, İbrahim'in dini üzere orada Allah'a ibadet ederlerdi. İçinde resimler ve heykeller bulunurdu. Bunlar arasında ellerinde fal okları bulunan İbrahim ve İsmail'in resimleri de yer alırdı. Bakire Meryem'in ve Mesih'in resmi de yapılmıştı. Bu da Yahudiler gibi Hıristiyanların da ona saygı gösterdiklerinin tanığıdır…alıntıdır..))
ve Yahudilik.. Ya Huda..hidayet veren Allah’a-HU’ya ait-Hu’nun
yolunda savaşan yürüyen O’nun askerleri demekmiş.. yani ben öyle anladım
Sevdiğim.. hatta bunların ilk kızıl başlar olduğu içime doğuyor ki yazmazsam
çatlarım.. ya HüVe - ya hova da zaten buradan gelmiş anlayacağımız üzere.. ya
takısı EY hitabıdır.. ey varlığa
Nefes-Hayat veren ,hiçbir şekil ve sureti olmayan, ezeli ve ebedi Hay olan demek
sanki…BU DURUMDA YA HUDA olmayanımız tabii ki yok ve yaratılmış her şey dişil ise durumumuz da ortada:)"ÜMMETİMİN ALİMLERİNİN" NEVİİNİ ÇOK İYİ DÜŞÜNMELİYİZ DEĞİL Mİ?
başkaaa..Sabiiler-Eseniler
var tabii.. bunlarında hz Sare-Saray annemizle alakası var bence Sevdiğim..
hz Kur’an onları Yahudi ve Hristiyanlarla beraber anıyor.. ve Saba Melikesi
Belkıs var.. onlarda güneşe ve yıldızlara tapıyorlar.. ve Belkıs’ın adaletli
hükümdarlığı Yaratıcımız tarafından övülür.. tüm bu
oluşlar, Kelime-i Tevhidin; Lailahe İlla Allah” bölümü içinde gayet
uygun, hatta olmazsa olmazı şartıdır.. çünkü güneş herkese ısı ve ışık verir
kimseyi ayırmaz.. ve Allah tüm Yarattıkları üzerine Rahman’ dır..Sevdiğim ben Allah ın hiç kimseye vermediği “İlah
esmasının” yani Tanrılık sırrının bu RAHMAN İSMİ içinde gizli olduğunu bu hafta
anladım bilmiyorum doğru mu?!!..değilse Sen düzeltirsen hemen silerim biliyorsunJ….
((Sâbiîler tarafından aklî ruhanî cevherlerin isimlerine ve semavi geze¬genlerin şekillerine göre inşa edilmiş mabetler şunlardır:
İllet-İ Ula mabedi, Akıl mabedi, Siyaset mabedi, Suret mabedi ve Nefs mabedi. Bunlar daire şeklindedir. Gezegenler için belirlenen mabet şekilleri ise şöyledir:Zuhal mabedi altıgen, Müşteri mabedi üçgen, Merih mabedi dikdört¬gen, Güneş mabedi kare, Zühre mabedi kare içinde üçgen, Utarit mabedi içinde dikdörtgen bulunan bir üçgen veAy mabedi sekizgendir(.alıntıdır))
ve hz. HACER.. çocukluğumun kahraman kadını ve hz. İbrahim’e hep nedennn?!dediğim
kişi..O, SALİH PEYGAMBERİN SOYUNDAN, son derece güzel ve zarif biriymiş..
Mısır’ın ilk yerli Kıptilerinden ve hz. İbrahim’e de iman edenlerdenmiş.ve
babası bir kıpti kralı olduğu halde, Mısır’ı ele geçiren yeni firavun ailesine
esir düşmüş..o sırada Mısır’a Hz İbrahim ve hz.Sare gelir… .. ve firavun:” hz. Sare’ye dokunmaya
kalktığında eli ayağı tutmaz olur.. firavun
hz Sare’ye :”senin Allah’ına dua et, tekrar eski halime döneyim” demiş..hz
Sare dua edince eski durumuna kavuşur.. firavunda teşekkür için; elindeki en değerli cariyeyi hz Sare ye hediye etmiştir..hz Sare’nin çocuğu
olmadığı için hz hacer’i hz İbrahim’le
evlendirmiştir ve CARİYE KÖLE &EFENDİYİ DOĞURMUŞTUR…ve Sevdiğim.. ne
gariptir ki; ben her zaman, Mısır kralının, peygamber efendimize hediye
yolladığı, Hristiyan kıptisi hz Maria-Meryem annemizle hz Hacer
arasında kader birliği ve gizli özel bir sır anlamı görürüm..hz Maria da yolda gelirken Müslüman olduğu
için, kölelik- cariyelik hükmü düştüğünden,hz. peygamberimizin zevcesi olmuştur.. hz.Abdullah adında bir oğlu olmuştur..ne yazık ki hz Hacer’in başına gelen
kıskançlık O’na da olmuş ve başka bir mahallede, diğerlerinden ayrı ikamet
etmiştir.. BENSE HERDAİM ONU SEVECEĞİM.. HİÇBİR ZAMAN YAZMAYACAĞIM BİR SEBEBTENJ……………….
başkaa.. Sevdiğim geçen okudum ama
açıklaması yoktu.. araştıracağım tabii..” Lailahe
İlla Allah” cümlesinde tam 12
esma varmış.. bu nasıl oluyor bilmek isterim.. birde şu anlama geliyor bu
durumda tabii.. tüm yaratılmışlar: ister kafir, ister imanlı olsunlar, aslında
12 esma ile seyrüsefer yapmış oluyoruz ki, bu harika müjdeli bir haber bence ve
teşekkür ediyorum.. ve tabii bu durumda 1. Eş cümlenin ilk kısmı… 2. Eş de diğer İLLA
dan sonraki kısmına denk düşüyor..ve
cümlenin birde RAHİMİYETİ-HUSUSİYETİ
ANLATAN İZDÜŞÜMÜ VAR tabiiiJ.. dersimi çalışıyorum Sevdiğim, sakın kızma olur mu?.
hep aynı cümle …yeni bir şey eklemiyorum bak..
Hz .İbrahim Aleyhisselam: Halîl (Allahü teâlânın dostu-Halîlurrahmân ismiyle
anılır..10 sayfa-suhuf kitabı vardır ..Ul ül azim altı peygamberden biri olup, Keldânî
kavmine gönderilmiştir (Keldani'lerin
Ur-yurt-köy"ünden..) Babası mümin olan Târûh olup, annesi Emile’dir. İbrahim a.s,
Peygamber efendimizin ATASIDIR..hz İbrahim’e
annesi Emîle - Ûşâ hâmileyken, babası Târûh vefat etti..(*Keldaniler
astrolojide Babil’den eskidir ve devamı Babil’dir buradan bu ilim Mısır’a
geçmiştir..)… Tevrat'ta İbranice adı Abraham olarak anılır. Nuhun
üç oğlu Sam, Ham ve Yafet'tir. Hz. İbrahim Sam
soyu- Sami ırktandır… hz. Sara'dan doğan oğlu hz.İsak’ın ikiz
oğullarından Yakub = İsrail adını alır ve on iki oğullu
İsrailoğullarının on iki kavmini oluşturur..
“Sen, yâni senin nûrun, hep secde
edenlerden dolaştırılıp, sana ulaşmıştır.” (Şu’arâ sûresi: 219)
Bâbil kralı Nemrûd, insanları kendine ve putlara-yıldızlara taptırıyordu. Bir gece gördüğü rüyâyı, müneccimler; “Doğacak bir erkek çocuğun yeni bir din getireceği ve onun saltanatını yıkacağı.” şeklinde tâbir edince, Nemrûd yeni doğan erkek çocukların öldürülmelerini ve hâmile kadınların hapsedilmelerini emretti. O sırada; anne karnındayken babası ölen ve hz.İbrahim’e hâmile olan annesi; eşinin kardeşi- hz İbrahim’in amcası putperest - put imal edicisi Âzer’le evlendi... Annesi zamânı gelince de şehir dışında bir mağarada doğum yaptı ve Âzer’e çocuğun doğup öldüğünü söyledi. Oğlunu mağarada gizledi ve orada büyüttü. Yanına gittiğinde onu parmağını emerken bulur ve doymuş görürdü. Parmaklarından süt ve bal gelirdi
Bâbil kralı Nemrûd, insanları kendine ve putlara-yıldızlara taptırıyordu. Bir gece gördüğü rüyâyı, müneccimler; “Doğacak bir erkek çocuğun yeni bir din getireceği ve onun saltanatını yıkacağı.” şeklinde tâbir edince, Nemrûd yeni doğan erkek çocukların öldürülmelerini ve hâmile kadınların hapsedilmelerini emretti. O sırada; anne karnındayken babası ölen ve hz.İbrahim’e hâmile olan annesi; eşinin kardeşi- hz İbrahim’in amcası putperest - put imal edicisi Âzer’le evlendi... Annesi zamânı gelince de şehir dışında bir mağarada doğum yaptı ve Âzer’e çocuğun doğup öldüğünü söyledi. Oğlunu mağarada gizledi ve orada büyüttü. Yanına gittiğinde onu parmağını emerken bulur ve doymuş görürdü. Parmaklarından süt ve bal gelirdi
İbrahim aleyhisselam 10 YAŞINA
GELİP , mağaradan çıkınca, güneşe, aya, yıldızlara ve kâinâta bakarak
bunları yaratan eşi ve benzeri olmayan bir Yaratıcının olduğunu anladı.
kavmine, taptıkları yıldızların ve putların ilâh olmadığını, anlayabilecekleri
açık delillerle anlattı. Bâbil halkı çocuk yaşta olan ve putlarına karşı çıkan
hazret-i İbrahim’i üvey babası Âzer’e şikâyet ettiler. .hz. İbrahim; “Benden
delil isteyin göstereyim. Bana hidâyet veren, doğru yolu gösteren Allahü teâlâ beni sizden ayırdı. Sizin içinde
bulunduğunuz sapıklığa düşürmedi. Sizi ve putlarınızı sevmiyorum” dedi..
.. kavmi, bir gün bayram yapmak
üzere bir yere toplandı.. İbrahim a.s hasta olduğunu söyleyerek gitmedi. yetmiş kadar putun bulunduğu puthâneye girdi. Getirdiği
bir balta ile bütün putları kırıp, parça parça etti. Sâdece en iri putu kırmadı
ve baltayı bunun boynuna asarak, oradan uzaklaştı. Kavmi bayramdan dönüp
bunu kim yaptı, diye bağrışıp :”bu işi, İbrahim yapmıştır” diyerek onu
yakalayıp halkın önünde sorguladılar. “Ey İbrahim! Putlarımızı sen mi kırdın?”
deyince, İbrahim a.s:” bu işi olsa olsa; “Ben varken bu küçük putlara
niçin tapıyorlar!” diyen şu iri put yapmıştır, Siz ona sorunuz.” Dedi..onu
hapsettiler.
Nemrûd, hz.İbrahim’i yanına
çağırıp,kendisine secde etmesini istedi. Secde etmeyince, hapsettirdi ve ateşte
yakılmasını emretti. Günlerce yığılan odunlar ateşlendi. Şiddetinden yanına
yaklaşamadıkları ateşe hazret-i İbrahim’i mancınıkla attılar. Ateşe atılırken; “Hasbiyallah ve ni’mel vekil”, yâni“Bana Allah’ım
yetişir. O ne iyi vekildir, yardımcıdır.” dedi. Ateşe düşerken
Cebrâil as. gelip; “Bir dileğin var mı?” diye sorunca; “Var,
fakat sana değil, Rabbim beni görüyor, biliyor.” dedi. Onun bu hâli
Kur’ân-ı kerîm’de övülüyor ve; “Sözünün eri olan İbrahim.” buyruluyor. Allahü
teâlâ“Ey ateş! İbrahim’e karşı serin ve selâmette ol!” (Enbiyâ: 69) diye emretti. Ateşin içi yemyeşil
bir bahçe kesildi. Cebrâil as.Cennet’ten gömlek ve yaygı getirdi ve onu Cennet
nîmetleri ile doyurdu. Ateşte yedi gün kaldığı rivâyet edilir. Ateş sönünce
mucizeyi gözleriyle görenlerden kardeşi Haran,
amcasının kızı ve sonra hanımı olan hazret-i Sâre ve bâzı kimseler îmân
ettiler. Fakat zâlim Nemrûd ve putperest ahâli küfürlerinden vazgeçmediler. Yaratan;
Nemrûd ve kavmine sivrisinekleri musallat etti. Sinekler onların kanlarını
emdiler ve kuru kemik hâline getirdiler..
Hz. İbrahim Bâbil’den Harrân’a hicret etti. Bu yolculuğu kardeşinin oğlu Lut as., hanımı Sâre ve
inananlarıyla yaptı.. Harrân’da bir müddet kaldıktan sonra, Şam’a,
oradan da Mısır’a gitmek üzere yola çıktı. Bu yolculuk esnâsında
kardeşinin oğlu Lut as. Sedum bölgesi ahâlisine peygamber olarak
vazîfelendirildiği bildirildi.. Mısır’ da kendilerine katılan hz. Hacer
birlikte Filistin’e gidip Sebû’ya
yerleşti. Bir müddet burada kaldı. Zamanla çok mala kavuşup çok zenginleşti... sonra
oradan ayrılıp, Şam tarafında Kıst adlı yere göçtü. Çok cömert olan
İbrahim a.s insanlara çok ikrâmda bulunurdu.
hz Sâre’nin isteği ve
izniyle hz. Hacer’le evlendi. Bu evlilikten hz. İsmail doğdu. Muhammed aleyhisselamın nûru hz.Hacer
vâsıtasıyla İsmail a.s intikâl ettiği için, hz.Sâre’nin kalbinde hz.Hacer’e
karşı gayret hâsıl oldu.. hz. İbrahim, hz.Sâre’yi üzmemek için Allah’ın emriyle hz.Hacer ve oğlu hz. İsmail’i , o zamanlar ıssız ve susuz bir
yer olan Mekke’ye götürdü. Onları oraya bırakıp, Şam’a geri döndü. Hacer
annemiz ve hz. İsmail oradayken, Zemzem suyu yerden fışkırarak çıktı….Hz.
İbrahim, daha önce bir oğlum olursa, Allah yoluna kurban edeceğim, diye adakta
bulunmuştu. üç gün üst üste gördüğü bir rüyâ üzerine İsmail aleyhisselamı
kurban etmek istedi. Tam kurban etmek üzereyken, Allahü teâlâ kurbanlık bir
koç ihsân etti.
Allahü teâlâ, hz. İbrahim’e
ihtiyar yaşında hazret-i Sâre’den İshak isimli oğlunu ihsân etti. oğlu İsmail
ile birlikte Beytullahı inşâ etti.
Cennet yâkutlarından olan Hacer-ül-Esved adlı siyâh taşı Cebrâil a.s bildirmesiyle alarak, Kâbe duvarına
yerleştirdi. Kâbe duvarını örerken, şimdi Makâm-ı İbrahim denilen taşın
üzerine bastı. Kâbe’yi yapıp bitirince, Allahü teâlânın Cebrâil aracılığıyla bildirdiği gibi, İsmail a.s ve Yemenden gelip Mekke’de yerleşmiş olan Cürhüm kabilesi ile birlikte
hac ibâdetini yaptı.. Hz. İsmail’le haccın rükünlerini yerine getirdikten
sonra, oğluna Kâbe’ye bakması ve onu koruması için tenbih te bulundu. Gitmeden
önce Arafat’a çıkıp, İsmail a.s evlâdına dua etti..Ertesi sene hac
mevsiminde hazret-i Sâre ve hz.İshak a.s da alarak Mekke’ye geldi. Hac ibâdetini
yaptıktan sonra, birlikte Şam’a döndüler.
ve Hz.İbrahim tüm peygamberlerin
kendisinden sonraki emanetçiye ettiği vasiyeti oğlu hz. İsmail’e söyledi: “Ey oğlum! Alnında parlayan bu nûr, son peygamber
Muhammed aleyhisselamın nûrudur. Bütün baba ve dedelerimizin vasiyeti, bu nûru
iyi muhâfaza edip, ehline teslim etmektir. Bu mübârek nûru iyi muhâfaza et.
Nikâhlı, afîf ve temiz kadınlara teslim eyle. Evlâdına da böyle vasiyette
bulun.” dedi.
Yüz yetmiş beş yaşında Hacer ve Sâre validelerimizden sonra Kudüs’te vefat etti. Kudüs civârında
Habrun kasabasında bir mağaraya defnedildi..
Allah O’nu, ateşe atıldığında nefsiyle, oğlu hazret-i İsmail’i Allah için kurbân etmesini bildirip evlâdı
ile ve malı ile imtihân etti. Malı ile
imtihânı: O kadar zengindi ki, sâdece sığırları yarım milyon olup, davarları,
ovaları ve vâdileri dolduruyordu. Cebrâil insan sûretinde gelip; “Yâ İbrâhîm,
bu sürüler kimindir?” deyince; “Allah’ındır fakat benim elimde emânettir.
Allahü teâlâyı tesbih et, ismini an, onu zikret, bu sürülerin hepsi senin
olsun.” diyerek bütün malını bağışladı. Cebrâil kendini tanıtınca, hazret-i
İbrahim; “Ben Allah için bağışladığımı geri alamam.” diyerek bütün malını
satıp, Allah yoluna sarf etti. Ve ilk
VAKIF-HAYRAT BÖYLECE KURULMUŞ OLDU..
Sevdiğim ben bu yazımın sonunda :HANİFLİĞİN DENGE-SIRAT-İ MÜSTAKİM ÜZERE OLMA HALİ OLDUĞUNU anladım..
Allahü teâlâya ibâdet ettiği için, Hanîf -Ayrıca, kendisinde eğrilik bulunmayan dosdoğru olan din mânâsında da Hanîf dîni denilmiştir. Arablardan birçok kimse Hanîf dînine mensuptu. Hanîf dîninin esaslarından bâzıları şunlardır: Kimse kimsenin günâhını yüklenmez. Kimse başkasının günâhından sorumlu olmaz. İnsanlar âhirette ancak ihlâsla işlediği sâlih amellerinin ve niyetlerinin faydasını görürler. Her insanın hayır ve şerden ibâret olan ameli kıyâmet gününde mizânında görülecektir. İnsana çalışmasının karşılığı tam olarak verilecektir.(ALINTIDIR…)
Sevdiğim ben bu yazımın sonunda :HANİFLİĞİN DENGE-SIRAT-İ MÜSTAKİM ÜZERE OLMA HALİ OLDUĞUNU anladım..
Allahü teâlâya ibâdet ettiği için, Hanîf -Ayrıca, kendisinde eğrilik bulunmayan dosdoğru olan din mânâsında da Hanîf dîni denilmiştir. Arablardan birçok kimse Hanîf dînine mensuptu. Hanîf dîninin esaslarından bâzıları şunlardır: Kimse kimsenin günâhını yüklenmez. Kimse başkasının günâhından sorumlu olmaz. İnsanlar âhirette ancak ihlâsla işlediği sâlih amellerinin ve niyetlerinin faydasını görürler. Her insanın hayır ve şerden ibâret olan ameli kıyâmet gününde mizânında görülecektir. İnsana çalışmasının karşılığı tam olarak verilecektir.(ALINTIDIR…)
HurŞit’imden MürŞit’ime bir tutinin güncesi…Sevdiğim geliyoruz mitolojiye.. Uranüs..
eski yunandaki en eski gök tanrı. Eski mısır’da NUT.. gaia(toprak-yeryüzü) nın oğlu ve kocasıdır. Kozmik bir güce sahiptir. Uranüs aynı zamanda uzayla ilgili olarak tavsir edilir… Gaia ve onun birleşmesinden, Titanlar, Hekatonkheir'ler ve Kyklop'lar ( GEZEGENLER-YILDIZLAR-TABİAT KUVVETLERİ)oluşmuştur. Ancak Uranos, bütün bu çocukları yeryüzünün karnında saklanmaya zorladığı için, bu yükü taşımakta zorlanan ve kızan Gaia, oğullarından Kronus-SATÜRN-ZUHAL 'le birlik olup bu tanrıyı yenmiş ,hadım edip hakimiyetini elinden almıştır…aynı kaderi Satürn de yaşamıştır.. oda tanrılığı çok sevmiş ve çocuklarını yutmuştur.. ama karısı Rhea, oğlu Zeus le bir olup, onu kandırıp hadım edip tahtından indirmiştir.. bu eski mısırda Osiris ve Set inde ortak kaderidir.. yani madde aleminde kalıcı olamamak- üreyememek.. ve bu kader,aynı zamanda; tanrılık hırsı olan tüm firavun, imparator ,siyaset başlarının –babaların=dünya insanın ortak kaderidir de.. hiç bir zaman tahtta sonsuza dek kalamazlar.. her zaman yerlerine bir başkası geçecektir.. velev ki bu evladı dahi olsa, bunu zorla gerçekleştirecektir.. mesela bunu anlarsak; Devlet-i A’liye de ki padişah çocuklarının halini de,-Turuku A’li deki mürşid& müridi de kavramış oluruz.. önemli olan yoldur ve devletin bekasıdır..
HU…HÜVE..ESMA-İLAHLAR-TANRILAR MİTOLOJİSİ SANAT TARİHİNDE HARFLERİN SEYRÜ SÜLÜĞÜ … hanif
HA..harf değeri 8.bir
nevi icadi yaratımdır..insanın aklı muhakemesi varsa onun vücudu da vardır ve
her organı her azası her hücresi kendindeki kayıtlı programa(fazlı FEYİZ AKIMA)
göre kendi istidadını icad edip yaşar ve
maddeye dönüştürerek gösterir..hiç biri,ben
karşı geliyorum demez..her organ sektirmeden vazifesini ifa eder.. beraber bir
vücudu tevhid ederler..
NUN.. harf
değeri 50…. Nübüvvet..nur’un ve nar’ın da kişide var
olduğudur.. NUN denizindeki damlaların, manasına göre, saatin iki yönüne de
devrini anlatır..2 nun arasında VAV velayeti, yani miras ile geleni, bu Nun
deryasını okuma kitap klavuzunu anlatır..nun
kimliği de aynı hü deki gibi vav-veli ismi ile hüviyet bulup
cisimlenebilir... İnsan-ı Kamil= Hamil
dir…Hakkı EMANETEN TAŞIR..
YE..harf değeri 10… atayı esma.. bizim ışık bedenimizdir ama nur bildiğimiz ışık
değildir.. nur başka bir şeymiş SevdiğimJ…bunu
eskiler ayırmak için ışığa ziya demişler
mesela.. ışık nurdan daha sonraki bir oluşum sanırım.. mesela bir bebek, “anne
karnındayken bilmem kaçıncı gün ruh üflendi, o vakte dek ruhu yoktu” derler ya
hanii Sevdiğim.. öyle bişi yok bence.. biz daha bu aleme gelmeden, aynı bu
bedenin meşrebi tarzında bir halimiz vardı ..yani yürüyüşümüz, hareket tarzımız
dahi evvelden bir programa tabii idi.. biz babamızda sperm halinde gelmeden
dahi vardık ve varlığa var olmak için
geldikJJ) aaa.. Sevdiğimm.. bak ben bilmeden yazarken
ne yaptım.. sanki karşımda ve ben seyrederken yazdım…çok teşekkür
ediyorum..Seni Seviyorum..
FE..harf değeri 80 ..cisimlerin soyuti ve meleküti halidir..az
evvel yukarıda yazdığım şey.. yani FE(80) değer, HA (8)değere iner.. maddenin latifi
cisim halidir..elektiriğin ampulün içindeki ışık olması misali.. görünmez ama
gösterir.. (Sevdiğim bunu anlatamadım değil mi?:)
HaniF lik aslında
halifeliktir de.. yeryüzünde halife yaratılmış bir insan bu ismin de manasına
hamil taşıyıcıdır..ve o hamili kart yakınidir harimidir..
hamiş:Sevdiğim sıra KAYIKÇIDA..lütfen bana yardım et olur mu?Seni seviyorum..
nur cihan
hamiş:Sevdiğim sıra KAYIKÇIDA..lütfen bana yardım et olur mu?Seni seviyorum..
nur cihan
14.4.2012