Merkür/Utarit |
99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI 7
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba.. bildiğin
gibi iyi bir hafta değildi.. çok ağır ve zordu.. ama Yaratıcımız bize
kaldıramayacağımız yük vermezmiş ya hanii..işte takati de beraberinde geliyor..
her şey itme ve çekme=alışveriş –dolumboşalım sistemiyle işlediğinden; belki de,
kuru kavgalara pabuç bırakmamak, yola devam etmek en hayırlısı.. mecburen
tabana kuvvet!!?..Senin beni uçuracağın yok, barim yürüyeyim de gururum ezilmesin(kaldıysa
tabii?!!)..evet Sevdiğim, bu hafta içimden geçen gezegen MERKÜR-HERMES-KALEM-NUN(
YAZI TABLETİ LEVHA JAKIL
dı..bu arada bir sır ..Hermes’in zümrüt tabletleri yeşilmiş ne acaip değil mi
Sevdiğim.. bizim yazısız levh-i latif çiplerde aynen öyle ) ve hep O’nu
ve 10’la alakalı şeyleri tıklayıp okudum tabii.. tam 30 sayfa aşağıda
alıntım var ona göre yaniJ
((bence gidip kendine bir kahve yap ve sigara serbest….))fakat bunları
hatırlamak ve esinlenmek –doğru bilgiyi kaydetmek için yapıyorum.. bakalım bu
bitmez gözüken masal kaç sayfada nihayetlenecek..Jben bile merak ediyorum..
ve bu masalın gülümseyen yüzlü çocuğu 7. Masalını yazarken anladı ki “7
kandilli Süreyya denilen şey GÜNEŞ,AY(dünya), ,SATÜRN,MARS,VENÜS,JÜPİTER,MERKÜR”
dü..işte bu yedi beyza tesiri ile
gök ve yer yönetiliyordu.. yani Sevdiğim şimdilik bu kadar ..
buna, Evvel zamanım bu alemden ayrıldığındaki hayalimi eklemek isterim.. bir
yıldız, uzayın karanlığında yükselerek akıp gidiyor, gidiyor.. başka birkaç
yıldız daha, çok uzaklardan geliyor ve her biri gelip bir avize kandili misali karanlıkta asılı duran, mücevher gibi
dizili avizedeki ,kendileri için olan boşluğa –oyuğa takılıp yerleşiyor..
evvela haftalık hatıralarım… Çarşamba…sınıf annesi aradı.. nanenin öğretmeni 4+4+4+ yürüyüşüne katılacakmış.. ders yok.. ben tv izlemediğim için ne olduğuna netten baktım… güldüm.. bizim geçen masalı hatırladım.. ((*DNA’nın dört ana bazı vardır. Sembolleri şu şekildedir; T (Thymine ) ,C (Cytosine) , A (Adenine) ve G (Guanine). Bu semboller üçlü küme kombinasyonlar şeklinde gruplanırlar. Bunlar 4x4x4 = 64 olası kombinasyona sahiptir. Böylece genetik alfabe 64 harflidir.(ALINTIDIR)) demek ki Sevdiğim doğru yol hayalimiz doğru tezahür etmiş ve artık insanlar okullarda doğru İslam Dini dersini, gerçek ERbablarından göreceklermiş değil miJ)yani kendini bil derslerimiz gerçekleşiyor.. kaç defa yazdığım “dershaneler kaldırılsın” da gerçekleşmiş.. teşekkür ediyorum Sevdiğim.. demek ki halkın isteği doğru olunca Hakk’ın isteği de böyle doğru oluyormuş..
ve SÜPRİZZ… belediyeden müjde geldi..bu ay Demirli hoca
ile bize açılış yapacaklarmış.. daha sonrada yeni isimlerimiz olacakmış ..çok
teşekkür ediyorum..o gün oraya giderken; Senin kürsünden gelip benim önüme
oturuşunun anlamı aslında buydu.. isteğimin kabul edileceğiydi ki ,ben daha o
gün bunu anlamıştım.. hatta o yetkili kişiye de söylemiştim…artık talebimiz olduğu için yazabilirimJ..Seni Seviyorum.. ve ertesi gün hayallerimde
2. eşle bağım olana bu cesaretle mail yazdım.. rüya dostum.. belki
ayaklarımdaki problem sebebim?!!..o bu ülkeyi yönetiyorJ..ona aynı kendi yazım doğallığımla soru
sorarken içinde cevabı olan taleplerimi arz ettim.. site cumhuriyeti
şehirlerimize neden kendi kendini döndüren güneş, rüzgar yada başka enerji
santralları kurmadıklarını, su kuyuları açıp denetleyip faturasız hayatlar için
çalışmadıklarını sordum.. en sağlıklı gıdanın bize en yakın toprak-su ve
hava ile yetişen gıdalar olduğunu duyup öğrendiğimi ve neden ota çimene dökülen
bunca site-park harcamalarının, halkı daha sağlıklı ve bilinçli yaşatmak için
kullanılmadığını da tabiii.. yaşlandığı için bir kenara atılan tekamül etmiş
gerçek insanları neden kimsesiz çocuklarla tamamlayıp; onları ZENAAT ve sanatları- bilgelikleri ile bahtiyar
kıldırmadıklarını da sordum.. böylesine çift taraflı bir mutluluğa adım atmak
ve vesile olmak istemezler miydi? (ve
son derece cahil-tahsilsiz bir ev hanımı olup, hayalperest olduğumu da
ekledim ki “delidir ne yapsa yeridir” desinler diyeJ).. eğer isterlerse onlar için hayal proje
üretebilirdimJ..ve
o ikisinin (lamelif) adil bir hükümdar olduğuna inandığımı,
etrafının-etrafımızın sa böyle olmasa da; önemli olanın, temiz kök- çekirdek-
öz olduğunu da yazdım..
ve Sevdiğim tüm bu yazdığım taleplerimin; benim çok küçük bir çocukken
geceleri uyumadan evvel kurduğum hayallerim olduğunu da şimdi Sana yazarak
bildiriyorum.. ben aslında yeni bir
hayale sahip değilmişim meğerse, hep var olan anlamlarım için çabalıyor muşum
biliyor musun.. hayret değil mi?
ve sonraa..bir
hatıra:her şeyi sıfırlamış olan çocuk hiç durmadan ağlıyordu.. ”orada hiçbir şey
yok ..orayı istemiyorum.. orası kapkaranlık.. orada hiç kimse yok.. yokuz
yokk”.. Zaman tüm ciddiyetiyle :”bak Ben buradayım.. varım.. buradayım.. bana
inanmıyor musun?!!.. bak yanındayım…varım!!.. yaşıyorum bak!!..”
ve BEYTÜLMAMUR-her daim ömürlendirilen ev.. her
an yeni bir tadilatla yakılıp, yıkılıp , yeniden yeni hali vaziyete uygun
yapılandırılıp imar edilmekte.. benim ömürlendirilenime SELAM OLSUN..
işte Sevdiğim.. ben yine o zamanki halime düştüm..kayboldum..gaybtim..bana neler yapıyorsun bilmiyorum.. benim için varlığı kabul etmek çok zormuş meğerse, bu hafta onu anladım.. neden vücud ve o vücudun şifası kitabını okuttuğunu da.. yani ben Sana geldiğimde galiba hiçtim.. Sen de bana hiç olursam hep olacağımı söylemiştin ya hanii..işte ben HİÇliği çok seviyordum..HEPliği anlayamadığım içinde reddettiğimi anladım.. ben var olmayı beceremiyorum Sevdiğim.. yapamıyorum.. çok zor.. zaten ne zaman varlığa gelsem, hemen beni, yine hiçliğe düşürüyorsun ya birde.. işte öyle acaip bişi, AliCemGiz Efendiciğim..(bunu yazan dar-ı dünyadan bir darınJ)
işte Sevdiğim.. ben yine o zamanki halime düştüm..kayboldum..gaybtim..bana neler yapıyorsun bilmiyorum.. benim için varlığı kabul etmek çok zormuş meğerse, bu hafta onu anladım.. neden vücud ve o vücudun şifası kitabını okuttuğunu da.. yani ben Sana geldiğimde galiba hiçtim.. Sen de bana hiç olursam hep olacağımı söylemiştin ya hanii..işte ben HİÇliği çok seviyordum..HEPliği anlayamadığım içinde reddettiğimi anladım.. ben var olmayı beceremiyorum Sevdiğim.. yapamıyorum.. çok zor.. zaten ne zaman varlığa gelsem, hemen beni, yine hiçliğe düşürüyorsun ya birde.. işte öyle acaip bişi, AliCemGiz Efendiciğim..(bunu yazan dar-ı dünyadan bir darınJ)
evettt..böyle
perperişanken, uzandım.. ve bir sezişle sezdiğim karşıdan gelen vardı.. hırkası-sarığında
muhteşem bir ihtişami saltanat ve kırmızı süsler vardı.. O’nun kim olduğunu
hissettim.. sadece o kadar.. inanamadım tabii Sevdiğim.. sonra dağılmış kendimi
toplamak için, aklıma-Merkürüm’e tıklamaya ve masalım için doküman okumaya başladım..
ve sanki Sen benleydin.. içimdeki Sen büyük bir merakla okuyordun.. kendi
hareketlerimde ve tavrımda Seni seyredip hayret ediyordumJberaber sigara içtik.. Senin tavrınla mesela.. hayret
ettimJ..peki
Sevdiğim, şimdi, halvetilik denen şey bu mu?!!
Perşembe..bir
mavi deniz..üzerinde muhteşem bir gezinti gemisi.. üstünde kat kat gittikçe
yükselirken küçülen masmavi suları olan havuzlar var.. ben hacca bu gemiyle
gidiyormuşum ve o havuzlara kimse görmeden girebilecekmişim.. hayal işte.. gene
kapıdan döndürürsün nasılsaJ
ve sonra ki gün Cuma..
evimden bahar havası almak için çıkıyorum.. bir dağa çıkmak isterken evimin tam
karşısındaki yemyeşil tepeciği görüyorum.. burası hem kolay, hem bana yakın
diyip çıkmaya başlıyorum ki, tepecik inanılmaz yüksek bir dağa dönüşüyor.. adımlarım
dev gibi. tırmanıyorum .en tepe daha
ulaşılmaz.. adımım yetmiyor. ellerimle
tepeye tutunuyorum.. toprağın içine tırnaklarımı geçirip kendimi yukarı
çekiyorum..aaa yemyeşil halı gibi bir düzlük şahane bir yayla tepe.. ALLAH
ALLAH..4 tane kızlı oğlanlı küçük çocuk toprağın içine yanyana dizilip yatmışlar.. üstlerinde yorgan misali çimenden
örtü var.. sadece başları gözüküyor.. onları rahatsız ettim sanırım.. onlardan
bir kız yattığı yerden kızgınlıkla şöyle diyor :”ona kaşık kullan, daha kolay
çıkarsın dedim ama o dinlemedi.. böyle sıkıntı çekti”.. işte
Sevdiğim.. uyandım ..üzüldüm.. anlamadım tabii. birine ihtiyacım vardı.. bir
“merhaba” sesine mesela.. ama o beni istemiyor sanırım.
((ve bu maddi sıkıntılardan, beklemekten öyle boğulmuşum ki nefes almak –artık yeter deyip rahatlamak istediğimi de anladım
Sevdiğim.. eve tıkılı kalmaktan senelerdir bıktım..))
gece.. dönenler ritüeline gitmek istedim. yağmur acaip..araç çağırdım.. enteresan biriydi.. ve ritüel.. Ya Rabbim ben neden sema izleyemiyorum ki Sevdiğim.. gözlerimi hiç açamıyorum genelde.. neden gidiyorum hala çözemedim.. hele o başında müzik bir başlıyor, siyah hırkalarını çıkartıp beyaz tennureleri ile dönene dek hiç durmadan ağlıyorum.. gözlerimi ise asla açamıyorum.. çok acaip bişi.. ruhum bir Mevlevi ya, sanırım gıdalanıyor değil mi? bilmiyorum..
gece.. dönenler ritüeline gitmek istedim. yağmur acaip..araç çağırdım.. enteresan biriydi.. ve ritüel.. Ya Rabbim ben neden sema izleyemiyorum ki Sevdiğim.. gözlerimi hiç açamıyorum genelde.. neden gidiyorum hala çözemedim.. hele o başında müzik bir başlıyor, siyah hırkalarını çıkartıp beyaz tennureleri ile dönene dek hiç durmadan ağlıyorum.. gözlerimi ise asla açamıyorum.. çok acaip bişi.. ruhum bir Mevlevi ya, sanırım gıdalanıyor değil mi? bilmiyorum..
dönüşte de metrobüsten indiğim yere gelen araca bindim.. bu defaki bir
Azeri şii kişiymiş.. ilgimi çekti.. ben hayatımda ilk defa bir şii ile
konuşuyordum. kemik yapısı ile eski mısırlılara bile benziyor benim için.. çok
tuhaf..17 yaşında Fransa ya gitmiş 16 sene sonra dönmüş.. anlatıyor habire.. bir
ara sordum: ”siz şiiler hz Ebu Bekir-hz Ömer
ve hz Osman’ı ,annemiz hz Aişe’yi sevmiyor, çocuklarınıza bu isimleri vermiyormuşsunuz değil mi? Allah ayetinde”
peygamber eşleri müminlerin anneleridir” dememiş mi?.. siz nasıl sevmiyorsunuz
ki? neden?” dedim..” olur mu, biz
severiz onları.. bizim Iğdır da- köyde üç tane Ayşe isminde kişi var mesela”
dedi.. ben:” hz Ali’nin hz Fatıma
annemizden olan bir kızını hz Ömer’le evlendirdiğini biliyor musunuz?”
dedim.. ”evet, biliyorum” dedi.. “peki hz Ali’nin diğer eşlerinden olan üç
oğluna Ebubekir, Ömer, Osman isimlerini verdiğini biliyor musunuz,? ben daha
yeni duyup öğrendim de” dedim.. “evet
biliyorum.. biz hz peygamberi çok severiz..4 halifeyi de ayırmayız.. hiç öyle
bir şey yok, olamaz ” dedi..
ve Obama adındaki ABD başkanın
aslında İran kökenli şii bir ailenin Hüseyin adındaki oğlu olduğunu da
anlattı.. hiç bilmiyordum, o gece öğrendim.Jne tesadüf değil mi? Sevdiğim bak şimdi ne anladım
ama.. biz eski Mısır dersimizde öğrendik ki, ABD Irak’ı işgal edip ilk iş BABİL
Müzesini soymuştu ya hanii..işte eskiden,
o dönem tabletleri, özel müzayedelerde inanılmaz yüksek fiyatlara alıcı
bulurmuş.. oysa o işgal ve talandan sonra askerlerin ülkelerine kaçırdıkları
tablet ve eski eserden ABD ve Avrupa şuan geçilmiyormuş.. inanılmaz düşük
fiyatlara hiç bilinmeyen tarihimizi
satıyorlarmış yaaa.. demek kiii,
ben anladım ki, burada özel bir alışveriş var..hıımm.. DNA.. köklerimizi
arıyoruz.. ilk insan. .o kan örnekleri-o tükürükler boşuna toplanmıyor ,o
belgeseller-o insanlık soy ağacı boşuna çizilmiyor demek ..biz
dininden-peygamberinden-kitabından, ibadetlerinden utanan salak Müslümanlar
hala saçımızla, elbisemizle uğraşa duralım.. bizi böyle şekille
kandırmalarına göz yumalım bakalım ne olcek?!! Onlar tüm hakikatlerin kutsal
metinlerde olduğunu bildikleri için bunca ilim sahibi oldular.. neden biz hala
anlamıyoruz peki Sevdiğim neden?....
Cumartesi..karışık..
evimde bahçe ve balkon olmadığı için; benden ızdırab
duyduklarını düşündüğümden, arkadaşıma vermek istediğim biri boş ,diğer ikisinde de ağacımsı büyük
saksıda çiçeklerim var.. işte
hayalimde : benim peygamber kılıcı çiçeğim varmış. .ama ben onları
arkadaşıma verdim sanıyorum.. aaa bir görüyorum ki meğer hala evimdeymişler ve
vermemişim.. hayret ediyorum.. yine de bakamadığım için vermek istiyorum.. aaa
bir bakıyorum, şimdi, biri çok dallı
budaklı büyümüş bir peygamber kılıcı ki; kökleri kesilmiş ,saksısız, öylece
yerde dimdik duruyor ve çok görkemli..aaa diğer yanıma dönüyorum.. orada tek
başına dimdik tek bir dal; her iki yanından düzenle başka yapraklar vermiş duran köksüz, topraksız, saksısız başka bir
peygamber kılıcı çiçeği var..aaa ..birde saksıda toprağa ekili olan üçüncü peygamber
kılıcı çiçeğimi görüyorum ki o da çok coşkulu serpilip büyümüş.. ve onları
arkadaşıma vermemeye karar veriyorum.. o köksüz ve topraksız ve saksısız olanları tek bir
saksıya ekmeliyim diyorum.. Sevdiğim biliyor musun, bu peygamber kılıçları
bizim bildiğimiz tür değillerdi.. tek bir gövde dalın –gövde-asa’nın iki
yanından açılmış kılıç kılıç yeşil uzun yapraklardı.. ve yere bakıyorum.. topraklarından
sıyrılmış bir beyaz kurtçuk-larva yerde
hareketleniyor.. onu öldürmemek ve yaşatmak için pencereden toprağa-aşağıya atmaya karar veriyorum.. işte uyandım..
köksüz ve
saksısız olmak bana çok dokundu.. Sen beni terk ettin sandım.. Konya’dan Süleyman S. Efendiyi aradım.. anlattım..
masal konumu söyledim..hata yapmaktan korktuğumu da tabii..O, bana çok güzel
dualar etti. Hatırlamadığım bir dua söyledi..şimdi abdest alıp iki rekat namaz
kılıp ,o masalı yazınız ..Allah’a bu dua ile iltica ettik inşallah dedi.. ve
ekledi: ”siz çok büyük bir hizmet yapıyorsunuz. ALLAH başarmanızı nasip etsin
inşallah” dedi.. işte Sevdiğim bu masala ancak böyle acılı bir süreçten sonra
başlayabildim.. ben Sana niyet ettim.. beraber yazalım diyeJ..
cuma ve bugün aslında geçenlerde
ziyaret ettiğimiz zamana davetliydim.. arkadaşlarım gittiler ben gitmedim..
çünkü Sana mektup yazmak benim için daha zamani…benim Zamanım Sensin.. Sevdiğim
ben el mürşidi aklı maaş hz Google
efendime “peygamber kılıcı çiçeği “sembolünü tıklayıp baktım.. ve geçmiş
senelerdeki bir hayalimi aniden hatırladım.. böyle yeni yuğunmuş libassızdım
ama giyindim.. beni kimse öyleyken göremiyormuş.. ve bir koltukta, kucağımda
saksıda peygamber kılıcı çiçeği ile oturuyordum.. işte şimdi nette gezinirken
ezoterikçilere uğradım ve ağaç sembolünü
okurken birden kapatıp görsellerden Kelime-i Tevhide gittim..çünkü aniden
anladım ki, benim aradığım anlamı ezoterikçiler asla bilemezlerdi.. istediğim
anlamı Kelime-i Tevhid yazılarını görsellerden
gözlemlerkenJ buldum ve hayret ettim.. işte bir kılıç ve iki yanına yazılmış Kelime-i Tevhit.. işte aradığım
sembolün anlamı buydu.. Hak ile Batılı ayıran ve tek dersim olan cümle. ..Sevdiğimm..aaa..şimdi
ne anladım ama bak..aaaa..meğer senelerdir ayrı ayrı sandığım o iki dersim bir
ve tekmiş değil mi?..aaaa..çok teşekkür ediyorum..bak inat etmeyip yazdığımda Sende
bana zorlaştırmadan öğretiyorsun ne tuhaf..
evet şimdi devam edelim madem.. bu arada Seni
hala Seviyorum.. bana kök söktürsen dahi.. kaderim Sensin ve Seni
kadirleyeceğim o geceye değin bu sürecek biliyorumJ
şimdii..konumuza anladıklarıma başlıyoruz.. bir
defa eski yarım kalan sembollere devam etiğimizi anladım.. Eski
Türk Mitolojisi'nde "Yerin Göbeği"
ile "Göğün Göbeği"nin Demir Kazık Yıldızı ile birbirine bağlı
olduğu söylenir=kozmik ağaç=TUBA AĞACI(eski
türkler de kayın-diğer pağanistler de yapraklarını dökmeyen yılbaşı çam ağacı ve üzerindeki yıldızın kökeni..
Ezoterizimde “Omfalos Dağı" yer
kürenin ana şakrası ,Eski Yunan'da "Olimpos Dağı" ..İslâmi
Gelenekte"Kaf Dağı", Keltler'deki yeşil adadaki "Ak Dağ",
Altay Türkleri'ndeki "Altın Dağ", "Süt Dağı" …
İşte
Sevdiğim bizim ASA SUYUMUZ TURUKU A’Lİ dna=lamelif=LA&İLLA YOLUMUZUN
ÜSTÜNDE DE BULUNAN BİR TEVHİD YILDIZIMIZ=mührü
Süleyman((mühür kimdeyse Süleyman odur )) VARdır ya hanii..bu Rahman ve
Rahim=BismillahirRahmanirRahimdir..
Eski Mısırlılar buna
isis-kutsal bakire yıldızı demişlerdir. önemli olan nihai nokta kutsal bakire
isisin peçesini indirmesi ve yüzünü-cemalini göstermesi ilkesidir.. tüm eski masallarda 7 başlı ejderle savaşan gençlerin hedef
noktası da aslında budur.. çünkü yaratıcı
dişil prensip çokluktadır.. ve
bir anne çocuklarını her koşulda affeder ideası her daim geçerlidir.. eski türkler de bu; bir direğin
tepesine dikilmiş yıldız veya tek yada çift başlı kartal şeklindedir ki, bu mısır bayrağında bugün Salahattin Eyyübi’ nin İSLAM sembolü olarak yaşatılıyormuş… ve
bakalımm, başka.. daha sonra kuzey Avrupa toplumlarında bu şamanik gelenek ;rüzgar
gülleri olarak çadır, ev, kilise ve yüksek her yere kuzey-güney-doğu –batı okları olarak ve üzerinde de RUH’UN SEMBOLÜ tek yada çift başlı KARTAL - horus=horoz olarak simgelenerek
asılmıştır.. horusun bir gözü aydır bir
gözü yıldız güneş.. yani astrolojik etkilere göre 4 anasırrı erbaamızın dönerek bize tesir ettiğini ve
hepimizin çatısı başı-çadırı üzerinden bu kontrolün yapıldığını Gök ile Yerin arası ortasındaki biz Araf’takilerin
yaşam planını anlatır misali..
"Yerle gök arasında
kutsal bir kapı varmış... Çift başlı KARTAL bu kapıyı tutarmış..."(eski türk sözü)
ve Sevdiğim
şimdi bir değirmen hayal et olur mu?..bir devasa taş üstte ve bir
devasa taş altta..ve ortası delik..ve içinde mil var ..bu Demirkazık milin adına ne denirmiş lütfen eski bir masalımdan hatırla.. KUTUP.. değil mi?.. işte demir kazığın hakikati daima ve gerçekte
zamanın İnsan-ı Kamilidir.. devran
onunla döner..piran onunla seyran eder.. bizleri de buğdaydan-hikmete –daneden
una çevirip ekmek edip yerlerJ….işte Sevdiceğim benim o geçen haftaki bulutlardan asıl
anladığıma şimdi geldik.. bir saat
düşün.. dakikaları, saniyeleri, dişlileri, çarkları ve seyri ile o her şeyi ile
birliğin BİR’i bir saatti.. saatin içerdiği
tüm takvimsel zamanları, döngüleri ile Ahsen-i
Takvim, en güzel yaratılmış olan –her
şeyi kendisinde camii kılandı..tüm esmalar da kendine kutuptu.. kendi
esma değirmenleri vardı.. ve her esma kendi kutbiyetine doğru
çekiliyordu.. ve gerçekte hepsi aynı ve birdi..ve ne mutlu ki bizlerde onun
saliselerinden birer saliselerdik.. çok şanslıyız.. çookk ..
işte Sevdiğimm..şimdi bir şey daha buldum bak.. ((“Gerçekten (Huza’a Kabilesi’nin tapındığı) Şir’a (Sirius/ Köpek/ Börü/ Demir Kazık Takımyıldızı)’nın Rabbi (de) O’dur.Necm ..alıntıdır))
bu bana aslında şunu hatırlatır..bu eski kabileler
sık sık Suriye ve Şama gidiyor, oradaki dini simgeleri ve ritüelleri de
beraberlerinde getiriyorlardı.. böylece bu alışverişlerden de ortak semboller, ortak
bilgiler ve ortak hayaller doğmuş oluyordu.. ve Eski Mısır’da SETin ardılı
ve sonraki tezahürü oğul sembolü devam eden bir ÇAKAL BAŞLI ANUBİS vardır.. mumya ve
ölüler diyarı tanrısıdır.. ölülerin günah ve sevapları tartılırken başlarında
durur.. çakal, kurt ve köpek familyasına ait bir türdür.. ve sirus –KÖPEĞİN
GÖZÜ–bozkurtla da alakalıdır.. kötü bir sembol değildir.. ve Osirisin
yardımcısıdır.. koruyucudur..firavunların mezar odalarında aynı Ashab-ı
Kehf’in köpeği Kıtmir gibi onları bekler..ön ayaklarını uzatmış oturur halde, başında puantiyeli bir eşarbı
ve sırtında da daima pelerini vardır ki, bunun nedeni de henüz çözülememiş
mesela..
ve çıkan anlam artık şu ..Yaratıcımız olan ALLAH geçmiş
tarih dönemlerinde: biz 7. Evre insanlarına gelene dek, kendisini başka
başka isimlerle tanıtmıştı.O(HÜVE)-RE-RA-OSİRİS-AMON-GÖK TANRI-ELOHİM=yehova=YA HÜVE(O)-ALLAH-RAHMAN..şimdi, mesela, ben anlıyorum ki, yaratılmış tüm
varlıklar yaratılmışlık hudutları içinde bu isimlerle kayıtlıydılar ..ve asla
ve kat’a bu isimlerden başka ne bir şey ne bilebilirler, nede başka bir şeye
tapabilirlerdi.. AMENTÜ GEMİSİ tüm ihtişamı ile her şeyi kapsıyordu.. ama
AMENTÜYÜ bir bütün halinde anlayıp iman eden çok azdı…ve Yaratıcmızın asıl muradı isteği
SORGULAMADAN İMAN-TESLİMİYETTİ.. YANİ VAR OLANIN ONDAN BAŞKA HİÇBİRŞEY
OLMADIĞINA –OLAMAYACAĞINA İMAN..
Ve gelelim bu dönemin peygamberlerine.. daha önce ki masallarda Osirisle -hz ADEM i
yokluğu-HİÇLİĞİ işledik aslında.. yani Kelime-i Tevhidin ilk bölümü Lailaheillallah’ı.. aslında hz
Adem ilk yaratıldığında; cennette, Aden de, O’na
adları-esmaları öğreten yaratıcı Er
Reşit= olgunlaştırıp öğreten Mürşidi
ALLAH dı.. ADEM esmaları
yaratıcısından yüklenince Onları O’nunla bildi.ve edeb edip benden demedi..ve
böylece, kendisine secde eden tüm esma kuvveleri ile kendine baktı.. yokluktan ama’ dan varlığa zuhuru seyr-ü seferide başladı..hz Adem’in 10
sayfalık bir suhufu yani kitabı vardı.. demek ki okur yazarlık sonradan değil
ADEM nebi ile başlamıştır.. ve hz Adem o zamana dek meleklerin hocası olan Azazil(şeytan)
adındaki meleğin yerine hoca oldu..VE O ZAMANKİ TÜM LATİF VARLIKLARA DERS
VERMEYE BAŞLADI. ve Sevdiğim hz Adem’le kendisinden olan huriyi cemali Havvası ile aşağı madde alemine indilerJ.. işte burada İsis(üretim-yaratıcılık) ve Osirisi (aydınlık-ışık-varlık-pozitif)) i tekrar hayal etmek lazım.. kardeşi set(karanlık-yeraltı-negatif)..set
aslında kötü değildir.. doğa olaylarında ve savaşlarda onun tehlikeli gücünden faydalanıldığı
için korkulup-saygı duyulan bir yanı da vardır.. ve Set aslında yokluk-hiçliktir.. o bir hadımdır ..yani geleceği
taaa evvelinden yoktur ve hiç olmamıştır.. ama çocuklarını bizim vesveselerimizden
doğurabilir gibi gibiJo tekamülün ilk basamağıdır.. aynı
şeytan gibi.. bizim şeytani çocuklarımız ise olmayan vesveselerimiz ,beynimizde
ürettiğimiz vıdıvıdılarımızdır..hayatı hem kendimize hem de çevremize zehir
zemberek ederiz ve kendimiz dahil her şeye
set çekeriz gibi …
Ve hz Adem in ilk evlatları da osiris ve set gibi bir başlangıçtır.. Habil iyidir ama Kardeşi Kabil tarafından öldürülmüştür.. gündüz gecenin içinde yok olmuştur ve bize ölmeyen batmayan bir güneş
lazımdır..ve bu ikisini kendinde barındıran
İÇİMİZDEKİ İLK BATMAYAN BATINİ
GÜNEŞİMİZ hz. ŞİT aleyhisselam=ALLAHIN VERGİSİ HEDİYESİ -BAĞIŞI doğmuştur=çocuk babanın sırrıdır..( hz Adem’in
alnında olan nur ilk defa oğlu hz Şit alnına böylece intikal etmiştir.. ve o
soy ;daima, iffetli kadınlarla evlenerek,
bu nuru taaa ala silsiletihim hz ABDULLAH tan hz AMİNE ye ve oradan hz PEYGAMBERİMİZ
MUHAMMED MUSTAFA ALEYHİSSELAM’a gelene dek bu kutlu nesile taşımışlardır..))
Arabi hocamın füsusun da ise, Şit
peygamberin sembolü NEFİS dir..buradaki incelik ise bu nefsin üflemek manasında
oluşu imiş..yani mürid olan hz Ademin mürşidi olan RABBİ ALLAH dan dileği isteği ile ona
üflenerek ondan ilk mana çocuğunun
doğmasıdır..tabii ki bu çocuk tüm esmaları zati ile beraber- sıfatlarıyla da
kendinde cem etmiş olan bir insan-ı kamil tohumudur.. celal ve cemal, aynı HorusRA da nasıl beraberse, ŞİT a.s da tecessüm edip maddeleşen mana odur..HORus’un
sembolü bir şahindir ve başında bir yıldız vardır..horusRA da annesi İsisin kalbine Osiris tarafından üflenerek döllenmiş ilk
kalp çocuğudur.. yani batıni –mana çocuğunun zuhura çıkmasıdır.. yani yol –gövde –Turuku A’li-Tarik
yıldızı odur.. zuhur odur..ama batın da tesiri de -halası hurma olan simsimadadır.. sirus..biri
gizli diğeri aşikar ama beraber deveran
ederler gibi gibi..çünkü nefsini bilen
ruhunu –ruhunu bilende nefsinin hakikatini bilir gibi…tekamüller ve dereceler.idrak
–frekans –boyut açılı algılar misali..
“”Şit (a.s) 50 suhufu vardır.. O’na ;hikmet ve riyaziye (matematik) ilimleri, kimya, simya ilmi ve çeşitli sanatlar, ayrıca daha bir cok şeyler bildirildi. Şit aleyhisselam 1000 sehir kurup sınırlarını tesbit etti. Her şehrin kapısına : « La ilahe illallah, Adem Safvetullah, Muhammed Habibullah” yazdı..Şam'dan Yemen'e de giden Sit aleyhisselam, Habil'i sehit ettikten sonra Yemen'e gidip azgınlasan Kabil'in cocuklarına ve torunlarına Allah'ın yasaklarını ve emirlerini anlattı. Bu kavim Hz. Sit'in davetini kabul etmediler. Hz. Sit onlar ile cihad etti. Bu savasta kılıc kullandı. rivayete göre Mina'daki mescidin minaresi dibinde ,Adem aleyhisselam'in yanına defin edildi. “”ALINTI..
HZ. IDRIS (S.A.)..Thot..Hermes
(ermiş)..MERKÜR..Arabi hocamda Füsus da ki hikmeti KUDDUSİ(mukaddes-takdis).. 30 suhufluk bir kitabı vardır.. Asıl adı
Ahnuh' (Hanuh) dur. Kur'an-i Kerimde, cok kitap okuduğu icin ona İdris lakabı
verilmiştir. mesleği terziliktir. .ilk iğne ve ipliği o kullanmıştır.. ilk
elbise-dreseyi de o dikmiştir..medrese-okul,dershane ismi de ondan gelir..ilk
tasavvuf okullarını kurumlaştıran ve kişilere seyrü sülüklerinde hal elbiseleri
dikip giydiren de odur...sancakların terzisi de odur.. ilk piRAmiti O'nun yaptığı söylenir..
Ayrıca, kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiği icin « müselles bin ni'me » (kendisine 3 nimet verilen ) de denilmiştir. Yani Sevdiğim bu eski mısır da Hermes in üç kere ululanmışlığına da denk düşüyor.. sonra ise ,yanii gülhaçlı seferleri sonrası, doğudan bu ilimleri çalan rahip-asker- dere beylerince bu bilgiler; gizli örgüt tarikatlarına masonluğa, soyluluk ve aristokrasiliğe dönüştürülüyorlar mesela.. bu ÜÇLEME hristiyan dünyasına da uyduruluyor(osiris-isis-horusra) (baba-oğul-kutsal ruh)..ama hak anlamı ile değil-uydurulmuş pağan tarzı ile tabiii.. Kur'an daki kendisine "3 nimet verilen" le uymayan bir anlam var tabii.. bu teslis inancının da ilk kökenidir..demek ki neymiş.. teslisin hakikisi HAKtan ve O'nun kutsaması ile gerçekmiş..sonradan uydurulma batıl anlamları ise geçersizmişş..ve Ruhül Kuddüs hikmetinin kökü de böylece ortaya çıkmış oluyor...
Hz. İdris'in Babil veya Mısır'da yaşadığı rivayet edilmistir. Ezoterikçiler ve masonlarda ise: HERMES-HİRAM=HRM :Nûrlanmış anlamına gelmektedir.. Ra: Güneş Işık Nûr anlamına geldiği için Hiram; Ra'ya ermiş Nûr'a kavuşmuş demektir..onlar, hz İdris’in Atlantis kökenli ve tufandan kurtulan bir ermiş rehber olduğuna inanıyorlar.. yıldız ilmini-mu uygarlığının tek tanrı inancı- O- Osiris ilmini ve tarımı-daha pek çok şeyi insanlara öğrettiğini ,tanrının habercisi, piramiti ilk inşa eden İdris-Thot-HeRMes,HiRaM usta olduğuna da inanıyorlar tabii… ilk kalemi o kullanmıştır.. ilk resimli alfabe-hiyeroglifi onun icad ettiği söylenir.. eski mısırda sembolü ibis kuşudur…Tanrının katibidir ve tüm yazıcıların piridir..
Ayrıca, kendisine peygamberlik, hikmet ve sultanlık verildiği icin « müselles bin ni'me » (kendisine 3 nimet verilen ) de denilmiştir. Yani Sevdiğim bu eski mısır da Hermes in üç kere ululanmışlığına da denk düşüyor.. sonra ise ,yanii gülhaçlı seferleri sonrası, doğudan bu ilimleri çalan rahip-asker- dere beylerince bu bilgiler; gizli örgüt tarikatlarına masonluğa, soyluluk ve aristokrasiliğe dönüştürülüyorlar mesela.. bu ÜÇLEME hristiyan dünyasına da uyduruluyor(osiris-isis-horusra) (baba-oğul-kutsal ruh)..ama hak anlamı ile değil-uydurulmuş pağan tarzı ile tabiii.. Kur'an daki kendisine "3 nimet verilen" le uymayan bir anlam var tabii.. bu teslis inancının da ilk kökenidir..demek ki neymiş.. teslisin hakikisi HAKtan ve O'nun kutsaması ile gerçekmiş..sonradan uydurulma batıl anlamları ise geçersizmişş..ve Ruhül Kuddüs hikmetinin kökü de böylece ortaya çıkmış oluyor...
Hz. İdris'in Babil veya Mısır'da yaşadığı rivayet edilmistir. Ezoterikçiler ve masonlarda ise: HERMES-HİRAM=HRM :Nûrlanmış anlamına gelmektedir.. Ra: Güneş Işık Nûr anlamına geldiği için Hiram; Ra'ya ermiş Nûr'a kavuşmuş demektir..onlar, hz İdris’in Atlantis kökenli ve tufandan kurtulan bir ermiş rehber olduğuna inanıyorlar.. yıldız ilmini-mu uygarlığının tek tanrı inancı- O- Osiris ilmini ve tarımı-daha pek çok şeyi insanlara öğrettiğini ,tanrının habercisi, piramiti ilk inşa eden İdris-Thot-HeRMes,HiRaM usta olduğuna da inanıyorlar tabii… ilk kalemi o kullanmıştır.. ilk resimli alfabe-hiyeroglifi onun icad ettiği söylenir.. eski mısırda sembolü ibis kuşudur…Tanrının katibidir ve tüm yazıcıların piridir..
insanlarına tüm peygamberlerin yaptığı
gibi; Allah’ın VAHYİ hükümlerinin yanında,
en son gelecek olan hz peygamberimizi anlatıp tanıtmıştır.. yani o
zamanın mehdisini- aynı hz İsa gibi ;taaa hz ADEM’den gelen intikali GELENEKLE haber
vermiş ve vazifesini yapmıştır.. İdris Nebi 72 dil konuşurdu ve her kavmi hak
dine kendi dili ile davet etmiştir. Kendisi 100 şehir kurmuştur. İnsanlara pek çok ilimler öğretmiştir. fen, tıp, astronomi,
daha nice ince ve derin ilimleri anlattı. .Yeryüzünün meskun (yerleşilmis)
yerlerini 4 bölgeye ayırıp her birisine bir vekil tayin etmiştir. Bir müddet
sonra Aşure gününde göğe kaldırıldı: « Kitapta
İdris'i de an. Hakikaten o, pek doğru bir insan, bir peygamberdi .Onu üstün bir
makama yücelttik » (El-Meryem, 56-57) ..ve
hz Kur’an da göğe yükseltilme sadece hz İdris a.s hakkında geçiyormuş..hz İSA a.s için böyle
bir ayet yokmuş..
HERMES ( Merkür )..birde Helen-Yunan
MİTOLOJİSİNDE bakalım mı
Sevdiğim..
Zeus ile Maia'nın oğludur. Tanrıların en kurnazı sayılır.. efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir lir'i çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir. Bir gün kırlarda dolaşırken tanrı Apollon'un koruması altında ki inekleri çalar. Apollon olayı öğrenince çok kızar, cezalandırması için kolundan tutup Zeus'a götürür. Ne var ki Hermes'in lir'inden çıkan sesler Zeus'u da Apollon'u da büyüler. Zeus onu cezalandıracağı yerde Hermes'e kanatlı bir başlıkla kanatlı bir ayakkabı vererek onu tanrıların habercisi yapar. Habeci Hermes, ölülerin ruhlarını yeraltına götürür, yolunu şaşıran yolculara kılavuzluk eder. Yaşlı Kral Priamos'u Hektor'un ölüsünü almak için Aşil'in barınağına götürende odur. Hermes'in İo efsanesinde de önemli bir görev üstlendiği görülür. Zeus'un karısı Hera, İo adlı bir rahibeyi kıskandığı için ineğe dönüştürür, başına da bekçi olarak 100 gözlü canavar Argos'u diker. Zeus İo' nun kurtarılması için Hermes' i görevlendirir..İO, boğazları da hızla geçerek Mısıra piramitlerin oraya gelir.. boğa şeklindeki Zeusla birleşir ve hamile kalır.. bugün ki İstanbul haliç-BOYNUZ a gelerek oğlu Bizansı doğururJJJ.. Hermes, tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi, akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusuydu. Sürülerin tanrısıdır. omuzlarında bir koçla tasvir edilir. Güzel ve kandırıcı konuştuğu için hatipler onu kendilerine tanrı edindiler. Odysseus'un karısı Penelope ile Arkadia dağlarında birleşmelerinden çobanların tanrısı Pan doğmuştur… Hermes Roma mitolojisinde Merkür olarak anılır. Güneş e en yakın gezegene onun adı verilmiştir.. RENGİ sarı.. NOTASI mi …günü ÇARŞAMBA dır..J
Zeus ile Maia'nın oğludur. Tanrıların en kurnazı sayılır.. efsaneye göre daha bir günlükken ayağa kalkar, beşiğinden çıkar, kaplumbağa kabuğundan yaptığı bir lir'i çalıp ondan çıkan seslerle eğlenir. Bir gün kırlarda dolaşırken tanrı Apollon'un koruması altında ki inekleri çalar. Apollon olayı öğrenince çok kızar, cezalandırması için kolundan tutup Zeus'a götürür. Ne var ki Hermes'in lir'inden çıkan sesler Zeus'u da Apollon'u da büyüler. Zeus onu cezalandıracağı yerde Hermes'e kanatlı bir başlıkla kanatlı bir ayakkabı vererek onu tanrıların habercisi yapar. Habeci Hermes, ölülerin ruhlarını yeraltına götürür, yolunu şaşıran yolculara kılavuzluk eder. Yaşlı Kral Priamos'u Hektor'un ölüsünü almak için Aşil'in barınağına götürende odur. Hermes'in İo efsanesinde de önemli bir görev üstlendiği görülür. Zeus'un karısı Hera, İo adlı bir rahibeyi kıskandığı için ineğe dönüştürür, başına da bekçi olarak 100 gözlü canavar Argos'u diker. Zeus İo' nun kurtarılması için Hermes' i görevlendirir..İO, boğazları da hızla geçerek Mısıra piramitlerin oraya gelir.. boğa şeklindeki Zeusla birleşir ve hamile kalır.. bugün ki İstanbul haliç-BOYNUZ a gelerek oğlu Bizansı doğururJJJ.. Hermes, tüm atletlerin koruyucusu olduğu gibi, akıllı ve kurnaz olduğu için hırsızların, kumarbazların ve tüccarların da koruyucusuydu. Sürülerin tanrısıdır. omuzlarında bir koçla tasvir edilir. Güzel ve kandırıcı konuştuğu için hatipler onu kendilerine tanrı edindiler. Odysseus'un karısı Penelope ile Arkadia dağlarında birleşmelerinden çobanların tanrısı Pan doğmuştur… Hermes Roma mitolojisinde Merkür olarak anılır. Güneş e en yakın gezegene onun adı verilmiştir.. RENGİ sarı.. NOTASI mi …günü ÇARŞAMBA dır..J
HZ.İLYAS
ALEYHİSSELAM..İDRİS A.S ın tekrar nüzulüdür..(Arabi hocamın füsusunda ki hikmeti İYNASİ- ülfet ve ünsiyettir...yani beşeri sureti insan ve ruhani yönüyle meleklere ünsiyet etmiştir..) Lübnan da
bal’lebek tanrısına tapan bir topluluğa gönderilmiş bir peygamberdir.. Hz.
ilyas yedi sene kadar insanları Tevrat'in emirlerine davet etmiş ama halkına
söz geçirememiştir.. Rivayete göre kavminin imansızlıgına kızan İlyas (a.s),
Allahu Teâlâ'dan kendisini gökyüzüne kaldırması için dua etmis, bunun üzerine
belirlenen bir yerde yanında Elyas'a (a.s) da varken gökten gelen ates gibi bir
ata binip havalanmış, nübüvvet simgesi olarak da aşağı da kalan Elyas'a hırkasını atmış ve semâya refedilmistir….HIZIR İLYAS (Hidrellez*) seklinde simgelenmistir.(ALINTIDIR)
Sevdiğim hz.İdris ve hz İlyas’ın durumu bildiğin
gibi reankarnecilerin en büyük dayanağı..ama ben öyle olmadığını;” onlara –şehitlere” ölü demeyiniz onlar
rableri katından sizin bilip anlayamacağınız biçimde rızıklandırılırlar ın
en büyük delili olduğunu şimdi yazarken anladım.. teşekkür ediyorum.. bu konu
hakkında bu hafta bayağı bir şeyler dinledim sayılır.. o kişileri
yazmayacağım.. masalıma zuhur ettirdiğin cevaplar için de ayrıca teşekkür
ediyorum Sevdiğim.. belki ileride ruhanileri de bana göstererek öğretirsin hıı
ne dersin?..:)
Ve Sevdiğim
şimdi mehdiler içinde bir şeyler yazmak istiyorum.. bildiğin gibi
sürekli yeni bir mehdi çıkıyor.. geçen öğrendim ki;MEHDİ, Şam da bir camiye-ak
minareye gökten inecek olduğundan, her hafta Cuma vakti oraya, süslü bir yağız
at ve kılıç la gidilip bekleniliyormuş. bu
gerçek mi bilmiyorum..ben inanamıyorum Sevdiğim..böyle nükleer ve ışınsal bir
çağda at ve kılıç ve ak minare…((halbuki birde şöyle
tefekkür etmek lazım değil mi?minare merdivenleri dna sarmalı gibidir ve
erildir-kalemdir.. ŞAM- güneş-kam-insanı kamildir.. kendi batınından –ak minaresine
mehdisi inen kişi yani ya huuuJ)üstelik, taa hz Adem’den itibaren tüm peygamberlerin haber
verip, O’nun ümmeti olmak için bekledikleri tekamül aşamaları bitmiş ve
beklenen ZAT’EN gelmiş.. peygamberlik müessesi mühürlenmişken, nasıl O’ndan
sonra yeni bir mehdi-İSA gelebilir ki?..
bizim peygamberimiz demiştir ki:”benim
ümmetimin alimleri Ben-i İsrail’in peygamberleri gibidir.. hangisine tutunursanız
kurtulursunuz.. “bu sözde her şey apaçık ve ayan beyan değil mi peki?.. devam eden velayettir.. ve her an geniş
zamanlı şimdiki O an dır..ve ceryan
eden hep aynı anın tekamülleri ve idrak seviyeleridir..
ve eski
mısırın bozulmuş inancını din edinen israiliyat hurafeleri tüm Yahudilerce
dünyaya ve bizim içimize yayılmıştır.. aslında kendi kendilerini imha etmişlerdir..hangi
din kendine yeni bir dindarı almaz ki?. o yüzden de bugün dünyada en az yahudi
dinine mensup insan varmış.. çünkü bir yahudi
anne ancak bir yahudi evlat doğurabilir ve kimse sonradan yahudi olamaz..hz Musa
a.s buna razımı dır sizce?.. asla!!..tüm
peygamberlerini katleden bir millettir israiloğulları.. bunlar hz Kur’an daki
İSRA değillerdir.. Eski Mısırdaki hermetik inancı hala sürdürmeye çalışan
kabalist sufilerdir.. gerçekte ,tüm
gerçek Yahudi ve Hristiyanlar bir peygamber geleceğini bekliyor ve
biliyorlardı.. işte hz Peygamber Aleyhisselam ,MEKKE’den bir Yahudi şehri olan
DUL KADININ(isisin) yerine hicret etti..
O’nu bekleyen-bilenlerce, o meşhur şarkı ile karşılandı.. çünkü o zamanın
insanları tüm sembolleri biliyorlardı.. ve kısa zamanda şehrin tamamına yakını Müslüman oldu..tabii ki artık adı
MEDİNE-MEDENİYET-ŞEHİR di..
Sevdiğim, eski
mısır tarihinde Kıptileri bitirdik..kıptiler asla çingene demek değilmiş.. oranın
ilk yerli halkı imiş.. ve şuan büyük çoğunluğu hristiyanmış.. kiliselerine
ayakkabı çıkarılarak girilirmiş.. aynı bizim namaza benzeyen secdeli namazları
varmış.. ibadetlerinde bir Allah diye
bağırıyorlarmış ki, hayret edermişsin...ve bileklerinin iç tarafına minicik bir
haç dövmesi yaptırırlarmış.. bu gün eski mısır lisanına en çok benzeyen ve
gittikçe unutulan tek yazı dilide kıptice imiş…
Derste; hz.
Meryem ve bebek hz. İsa’nın zalim Yahudi
kralı herot tan Mısır’a kaçıp, bir yedi ay kadar burada kalışlarını
öğrendik.. ben daha
evvel de Yahudilerin mısırdan sürülüp dağıtıldıklarını ve gittikleri ülkelerde
karıştıklarını da okumuştum zaten.. mesela bugünkü İsrail kurulurken, bu çöl
ülkesine kuzey Avrupa nazilerinden kaçan, en fakir, en çaresiz, sefaletten her şeyi
yapacak en korkusuzları yollamışlardır.. ve oradaki Yahudilerin Ortadoğu’dakilerle
alakası yoktur gibi gibi de demişler..
ve sonraaa.. hz İsa.. bizim inancımızda o
çarmıha gerilmedi.. tarihçilere göre ise de asla yaşamadı ..çünkü, tarihin hiçbir belgesinde
kayıtlı değil.. değerli bilim adamları kutsal kitaplarını hayal ürünü
gördüklerinden, gerçek bir belge olarak kabul etmiyorlar biliyorsun Sevdiğim..Yaratıcı
da, onları ve kariyerlerini ,her an söylediklerini yerle bir edip, yeniden inşa
ettirip,belgelendirmeye mecbur ediyor tabiiJ..işte hz İsa
bir kısım ezoterik tarihçiye göre
o haça gerilme hadisesinden
kurtularak Hindistan’a gitmiştir
ve orada evlenip çocukları olmuş ve her yaratılmış fani gibi vefat etmiştir.. ve
bazı gizem bilimcilere göre de
çocuklarından kalanlar Fransa’ya haçlı ordusu şövalyelerince götürülmüş ve
muhafaza olmuşlardır.. bu kişiler masonluğun da ilk kurucusu eski pağanistlerdir..
Hristiyanlığı GİZLİ SIRLAR ADI ALTINDA kullanmışlardır.. doğuya yapılan haçlı seferleri: Kudüs’ün
işgali , Mısır’ın kadim bilgilerinin eski İskenderiye okulları ile Eski Yunan’dan Avrupa’ya yayılması
ile, ezoterik-tasavvuf ilmine merak
salan bu yeni tür insanlar, şimdi, kendi pağan inançlarına ve kendilerine bir makam ,güç,iktidara
çevirebilecekleri bir perde bulmuşlardır.. akabinde oluşan papalık;engizisyon iktidarının perde arkası
pağanlığını örtmeye yetmemiştir ne yazık
ki?.. onlar her daim putperest kalmayı becerebilmişlerdir nedense.. aslında onlar; hz İsa ve mehdi PERDESİNDEN osirisi ve isisi = gülhaç klübünde yaşatıp inanıyorlar..
hala pağanist bahar döngüsü ayin ritüllerini gizlice uyguluyor ve bunlara
ezoterik sırlar diyorlardı.. işte bizi de bu İsrailiyat dolmalarıyla dolayarak tüm dünya ile beraber uyutuyorlar, tüm düğüm
noktaları yönetimini ele
geçiriyorlardı.. ama artık bu dönem çok
şükür ki bitti.. üstümüzdeki ölü toprağı alındı çok şükür…
Sevdiğim, bende hz
İsa nın çarmıha gerilmediğine inanıyorum.. göğe yükselmek ruhlara
mahsusdur.. O’da zaten
Ruhullah Makamını temsil ettiği için makamı manası da budur.. ama bedeni
burada kalmıştır.. çünkü bu Allah’ın sünnetine ters.. dilerse bunu yapabilir
biliyorum.. mesela bugün bile, bize, ben din alimiyim diyen adamlar; hz Peygamberimizin
miracının tefekkürsel yada uykuda
olduğunu söyleyebiliyorlar.. oysa ,ben,hz. Efendimizin miracının bedeni ve ruhu ile beraber
olduğuna iman ediyorum.. bu Allah için öyle kolay ki..O, daha “ol” derken= dilerken, dilediği Anda, DİLEDİĞİ ŞEY tüm aşamalarını geçirip var olabiliyor.. bunu
biz idrak edemeyiz ve anlayamayız.. sadece iman ederiz.. Sevdiğim.. bu bölümle
alakalı sonra devam etmeyi çok isterim..şimdi
masal çok uzuyor..
HurŞit’imden MürŞit’ime bir tutinin güncesi…Sevdiğim şimdi
buraya ne yazmam gerek bilmiyorum ama içimden lamelif i yazmak geliyor sadece. .bakalım ne olacak.. lamelif diye
bendeki harflerin manası dosyasında JBİR ŞEY YOK J biliyor
musun.. bunun nedenini düşündüm ve hemen hz Peygamberimizin:” lamelif bir tek harftir, sakın onları
ayırmayınız” dediğini hatırladım. .bizim bir bidendeki çift başlı balıkçıl
kuşumuzu da.. lamelif i; mürşid ve mürid. Ve hikmet olarak şimdi incelemek
isterim..
HU…HÜVE..ESMA-İLAHLAR-TANRILAR MİTOLOJİSİ SANAT
TARİHİNDE HARFLERİN SEYRÜ SÜLÜĞÜ .lamelif
LAM..harf değeri 30..istisnasız
yaratılmış her tür varlıkta var olan, kayıtlı olan hakikat bilgisidir..ve var olan her şey aslında insanın
kendisidir.. kendisini bilmesi için kendindendir.. KUL=“ben kulumun yani bana tabi olanın sırrıyım,
tabi olanda benim sırrımdır”..LAM ilimdir ve
cebrailiyettir..mürşiddir..lam, tüm harflere bağlanır..mürşiT ana kraliçe arı
gibidir..:)ne kadar bağlanırsa bağlansın içeriğindeki elif ile daima asası diktir..
ve aslında Kelime-i Tevhid de ve lafzı celalde kendini anlatır.. o ruhtur.. ilimdir..
külli akıldır.. lam’ın içinde elif olduğunu asla unutmamak lazımdır ve buradaki
elif 7 derecesi-noktası da uyanmış nefistir.. aklı cüz.. ve mimin de tabii..
söylenmese dahi; o mim, daima gizlide vardır misali..
MİM..harf
değeri..40… yaratılmış
her şey –İnsan, bir harf, bir ayet, bir suredir. nuru Muhammediyettir ..ayna-arşı
rahman misalidir.. seyredilen ve seyreden den dolayı bir karşılıklılık vardır..
kendinden kendine..hz Cebrail ve hz Peygamberimizin mürşid-mürid ilişkisine
dair bir delildir.. bize hakikati öğretiş metodu için bir tezahürdür.. mim de
her harfe bağlanır ve daima şeklini muhafazada tutar..bazen hemze görünür, bazen
de sükun olur susarJ……
ELİF: harf değeri 1… tekamülünü tamamlamış nefs tir..bir şeffaf ışık prizmasından ışığın yansıması
misali 7 renk tayfından da kendisini her
renkte gösterebilmesidir.. ama aslında gözüken kaç tane ve kaç surette ve kaç
renkte olursa olsun; özü, hakikatteki iç imzası 1 dir….J…..ALLAH’ın ahlakı ile ahlaklanıp-marifet
sahibi olup; her varlığa kendi seviyesinde gözüküp, hitap edebilme derecesinde
ki mutlak kamil insandır.. ER REŞİD-İ MÜRŞİDDİR.. irşad olan bir müridin
ilanihayet varacağı yer bir ELİF OLMAKTAN başka bir şey değildir.. ASA dır..YOL
dur..YOLCUDUR.. lam ona bağlandığı için lam artık eliften gözükür misali..
FE..harf değeri 80…insan
fazıl-fazilet-irfan- feyiz sahibidir..
ve aslında her şey ilahi bir cereyan olan bu feyizlerle olur..incelikler bu
ilhamlarladır.. peygamberlere gelene vahiy denir..ama peygamberlik
bittiğinden edeben buna ilham demişlermiş.. ve Allah, arıya bile vahyettiğini-
bir karınca ile muhabbet ettiğini kitabı keriminde, bizlere örnek olarak
veriyorsa, biz insanlara neden vahyedip- ilham etmesin diye tefekkür etmekte
yarar var değil mi?.. aslında vahyi ilhamat-ı feyizler, hikmeti şuunatı
varidatlar ,icatlar, oluşlar hiç kesintisiz her an, elan devam edip
durmaktadır.. her an, kainat, her nefes alış veriş misalindeki gibi toplanıp
dağılmakta, sur borusu her an yeniden kıyameti üfürüp durmaktadır.. varlığın
çalışma sistemi vahyi ilahi kelamdır.. fişleri
prize takmak ve fazlı ceryanı AKIMIN
farkına varmak dileği ile …J
nur cihan
1.nisan.2012
nuralem7@hotmail.com