4 Temmuz 2012 Çarşamba

HAYBABAM İÇİN… TEŞEKKÜR EDİYORUM…


HAYBABAM  İÇİN…
TEŞEKKÜR EDİYORUM…
Bu kitap, masal diyene masaldır; fakat bu kitapta halini gören, bu kitap vasıtasıyla kendini tanıyan, anlayan da er kişidir.
Mesnevî, Nil ırmağının suyudur; kıptiye kan görünür, ama Musa kavmine sudur..Hz. Mevlâna (k.s.)

Haybabam Usta Şevket Demirci için.........


SEN'İN YÜZÜNDE AYET VARDI AYET

Senin yüzünde ayet vardı biliyor musun ayet 
" Ey Habibim, Sen yeter diyene dek vereceğim" in anlamıydı.. 
  Senin yüzünde ayetin güzel ışığı vardı

 
"ahhhh..evettt.. tamammm..artık yeter" diyordu tebessümün..
tüm yüzüne yayılan bu gülüş kocamandı ..anlamı daha da kocamandı...
tıpkı Senin cüssen gibi, tıpkı engin gönlün gibi..

Sen hep bir Padişah gibi yaşadın ve giderken aynı saltanatı bize de yaşattın gittin.. 
Senin yüzünde ayet vardı..ayet..
ben O AYeti SENin tebessümünDEN GÖRDÜm.. 

işte ben o ayeti Seninle yaşadım.. Senin yüzünde ayet vardı ayet.........
*****

GÖRDÜĞÜN NEYDİ BİLMİYORUZ
AMA SEN ÇOK HUZURLU VE MUTLUYDUN
ANLADIK Kİ SEVGİLİ'Yİ GÖRMÜŞTÜN
VE GÖRDÜĞÜN O SEVGİLİ'DEN GERİ DÖNEMEZDİN
GERİ DÖNDÜRÜLEMEZDİN
İŞTE ŞİMDİ SEN'DE ÇOK GÜZELDİN
HEMDE AYRILINAMAYACAK KADAR GÜZEL
SENİ SEVİYORUZ................
***
BİR ÇOCUK NE İSTER? SADECE BABASININ KİM OLDUĞUNU BİLMEK İSTER..
hem döl hem yol babama tüm kalbimle……..
Çocuk: ne kadar vakit var?
Haybabam: An-ı Daim……
Ben çok cahildim bilmiyordum, anlayamıyordum
Senin ve dostlarımın anlamını gördüm?!!
Ve senelerce anlayamadım, kaçtım durdum
korktum.. bilmekten korktum. .reddettim durdum..
biraz anladığımda ; Dostumun sayesinde, O’na sığındım
Seni yine reddettim.. anlamadım, anlayamadım biliyorsun..
Sen bile, “giderken tam anlayacaktın”.. Dostumuz öyle demişti, biliyorsun..
biraz daha anlayınca Seni kabullendim ama yine de kaçtım anlamından
Daha çok sığındım Dostuma, daha çok korktum
Biraz daha anlayınca Sana yöneldim
Korktum ama korkumun üstüne gittim
Seni tanımak istedim, Seni anlamak ve bilmek
Biliyordum ki bu imkansızdı??!!
…………………………………………
Seni kabul ettim Ahir Zaman’ımda yaşarken
ve Senle hasbihale başladık inceden, fark ettirmeden
Sen ortaya söylüyordun, ben manaları havada kapıyordum ve anlıyordum
Hiç çaktırmadan anlaşıyorduk ve ben yapmam gerekenleri yapmaya çalışıyordum
Umursamıyordum hiçbir şeyi
Sen yolumu gösteriyordun ve ben Aşk a koşuyordum
bu konuyu sadece içimden Sana anlatıyordum ve Senden hiç çekinmiyordum
çünkü beni benden iyi anlıyordun ve çok güven vericiydin, hiçç utanmıyordum hiççç..
Aşk a ar namus sığmaz, Sen çok iyi biliyordun……
…………………………….
Sana Aşk ı sormuştum bir gece
Sarhoş gibi sandalyede baygın haldeydin
En hazlı halinle: ”Ooooooooooo diyordun oooooooooo….”
“Ahh Leylaaa..ahh Leylaaa “demiştin hatırla.. ne güzel gülmüştük beraber
Ben Senin anlamından hep korkup kaçtım
Ve Sen, beni anladın.. hiç belli etmedin
Ben aslında kendimden korkup kaçıyordum
Ve Senin sadece Babam olmanı istiyordum
Öylece Babam olarak kal.. öylece, sadece Babam kal..
Ve öyle de oldu.. ne güzel…
Sen giderken; herkes gelsin demişlerdi
gelmek istemedim ,her şeyle oyalandım, bildiğim son gelmişti onun için
kaçış yoktu, arabada Sana doğru yaklaşıyorduk
Kalbimde bir çocuk çığlık çığlığa ,uzak çook uzaklara, upuuuzun bir sesle bağırıyordu
“Babaaaaaaaaaa….babaaaaaaaaaa…babaaaaaaa..babacığımmm”
Anladım gidiyordun
Yine aynı şeyler yaşanıyordu ve ben hiç kaçamıyordum…
birkaç dakika sonra haber geldi…Sen gitmiştin…ama aslında hep buradaydın
JJJ
Ben Senin anlamından hep korkup kaçtım
Sanma ki ,Seni tanıyıp bilemedim
bildim.. bildim
J..
ama ne bir başkasına nede kendime itiraf ettim..…
Özür dilerim.. çok özür dilerim..
Sadece Babamız olarak kal istedim..
TEŞEKKÜR EDİYORUM……

EY PADİŞAHIMIN BİLE PADİŞAHI OLAN
GÜLDÜĞÜN GÜL’E
GÜL
GÜLE GÜLE………
************
Biz neden seçilmedik,biz neden sevilmedik diyenler için……
NASIL SEVİLDİĞİNİN FARKINA VAR…..NE VAR ALEMDE O VAR ADEM DE HÜKMÜNCE….
HEPİMİZİN BABASI ADEM’DİR..ADEM İSE TOPRAKTANDIR..baltayı,en büyük put- tanrının eline tutuşturandan binler yıl sonra, aynı soydan gelen; baltayı ,en tepedeki tanrıya vuran, bu sırrı açığa çıkarttı…ve kimse, kendi putunu tek başına kıramaz gösterdi.. putunu ancak bir bilen,o mübarek omuzlara çıkartılmış, O’nun izinlisi kırabilir ve O’nu bulmakta önce niyetle olur… işte O kişi, kitaptan okutarak değil, bizzat yaşatarak öğretir..


Sen çok celaldin biliyorsun
yaklaşılamayandın..
son demlerinde cemale döndün
Oysa biz, bu sessizliğe alışık değildik
Seni harekete geçirmek için; sor derlerdi, hadi sor….
Çocuk: beni seviyor musun baba?
Haybabam :  neden sevecekmişim seni?
çocuk: sevmek zorundasın çünkü babamsın?.. söyle ,beni seviyor musun?
Haybabam: sen söyle?
çocuk: seviyorsun. .çünkü milyar spermin içinde en sevdiğin ve seçtiğin ben olduğum için ve diğer milyar sperm kardeşim işte bu yüzden ,kendisini benim için fena ettiğinden seviyorsun.. o yüzden, sevdiğinden eminim..seviyorsun..
……………………….
Haybabam: gönlüne iyi bak
çocuk: gönlüm sahibinin ellerinde ve O bize çok iyi bakıyor…
Sevilmediğini sanan, seçilmediğini sanan kimse bilmeli ki; Yaratan, onu sevmiş ve seçmiştir.. ve onun ismini anmıştır. .anmasa idi, seni zikretmese idi, nasıl var olabilirdin ki?..
İşte bunu anladığım için çok şükrediyor ve teşekkür ediyorum..
………………………

şimdiye dek tüm isyanlarım ve reddedişlerim için özür diliyorum..Sen’den, baştan sona razı olduğumu bilmeni istiyorum.. baştan sona razıyım. .inşallah, Sen’de, benden razı olursun diliyorum ve amin…sadece SENİ SEVEBİLMEME İZİN VERDİĞİN İÇİN teşekkür ederek şükrediyorum…
*********
Zaman: "bir dalga gider başka bir dalga gelir.. sakın dalgaya takılma.orada kalırsın.. gelen yeni dalgaya bak… öz-mana aynıdır.. ona bak.. surete takılma"...
..
BİR KEZ DAHA SANA YÖNELİYOR VE BİR KEZ DAHA BİAT EDİYORUM
HOŞGELDİN…..
Haybabamın gittiği gecenin sonunda:Gecenin seherinde odada çınlayan musiki Sen’i anlatıyor:
 BİR İSMİ MUHAMMED
MERHABA
HOŞ GELDİN
İLLA HUUUUU..
………………….
evet.. tekrar Merhaba ve Hoş geldin…
EY SEVDİĞİM HOŞ GELDİN…

HOŞ GELDİN EY VARİSİ NUR…
Bir Berat gecesi hayalinde, elinde "biz mevleviyiz" rulosu ile;
Haremeyn’in Fetih Kapısı’nı bekleyen; YÜCE FATİH HOŞGELDİN…..
küçük ve korkak ay bir kez daha Güneş’ini selamlıyor
Gölgesiz …TÜM KALBİYLE EĞİLİYOR……
ve  sağ avucundaki  18 numaralı anahtarı
Güneşin’in ayaklarının altına seriyor….
HOŞ GELDİN…          2009/07/07
********
HÜZÜN
….
KIRILDI AYNAM PARAMPARÇA!! HERBİRİ SEN-BEN-O
…….

ZITLARIN BİLEŞKESİYDİNİZ SİZ..

O’nun için Evvel Zamanım derdi ki daima:
“O kendisini bilse aklını yitirir, dağlara çıkar, mecnun olurdu. O manayı kaldıramayacağı için Allah bildirmiyor..”

İşte Sevgili Dostum, Sizlerin lutfu cömertliği ile, Sizle hayata başladığım; Sizde doğduğum, 2 Senelik ilim sütünüzü emdiğim sarf-ı zamanda, Siz bunu bana göstermeyi de lutfetmiştiniz..
Ama “okumak bilmek değilmiş, Sizle öğrendim”.. ”Görmek anlamak değilmiş, Sizle anladım”.. Ancak “yaşanarak öğrenilenmiş, bu ise lutuf”. Sizin Nefes-i Rahman’a gidişiniz çok anlamlıydı ve aradan geçen zamanla olaylar ancak kalbimde duruluyor.. Mana bizi susmaya mahkum ediyor.. Ama Babam için yazmak lazımdı, değil mi..?
Sizin daima söylediğiniz gibi "son zamanlarında açığa çıkacak bir Rahmani Nefes"i yazmalıydık değil mi?..

Takdiri ilahi bazen her şeyi serbest bırakıyor ve o kişiler açıkta bağırıp çağırıyorlar ama kimse anlamıyor ve görmüyor. Bazen de, kendisinden bile saklanıyor.. Kendisine şaka yapıyor sanki..

Babam, gönlü açık birinden öğrendiğim gibi; Sanki Nasreddin Hoca anlamındaydı ve tabii benim için Hopdedix kıvamındaydı.. ”Fırtınasından kaçılamayan ama fırtınasında herkesin savrulmak istediği cömert mangal bir gönül”.

Latif amcam bir keresinde, bir hayalim için şöyle demişti.. ”Öyle gönüller vardır ki tüm kainatı kaplayan umman gibidirler ve Kabe, O’nu Allah’ın emri ile tavafa gider”.
Hz. Rabia’nın cehennemi bir bardak su ile söndürmeye gitmesi gibi.. ”Bedenimi öyle genişlet ki, benden başka kimse yanmasın diyen gönüller gibi“ demişti.. Aslında O, kendisini de anlatmak istemişti. Edebinden başka gönüllere kendisini yansıtmıştı.. İnsan-ı Kamil olmak işte bu kadar ağırdı demek.. Ne mutlu o gönüllere.. İşte sizler yüce A’li ruhlar aynen öyleydiniz..

Canım dostum.. posta güvercinine döndüğüm şu bir kaç aydan beri, sizle yaşadığım kadar zor ikinci bir dönem yaşıyorum... Atalarımızın geri dönmüş olması. Nasrettin Hocamızın “Yeşil Destarlı Devasa Kavuğu “nu beklemeleri...

Biz hazır değiliz... Ama O hazır biliyorum.. İnsan dostlarından ayrılamaz ya hani, sevdiği ile doğar sevdiği ile gider, işte öyle birşey, anlatılamaz.. Sizin, Latif amcadan ayrılmayışınız ve verdiğiniz sözü tutuşunuz gibi, ERlik bu demek. ER olmak lazım..

Biz babamıza dokunamaz ve yaklaşamazdık ama bilirdik… O öyle cömertti ki Hz. İbrahim O’nda tecelli etmişti.. Bu öyle bir cömertlik ki sevgili BABALARIM; ikiniz de, aileleriniz ve dostlarınıza kendinizi KURB-AN etmiştiniz.. Bu nasıl bir erdem?. Bu nasıl babalık..? Kaç babayiğit bunu yapar?
Kendi muhteşem manalarının debdebesini yaşamayıp, ailelerinde ve dostlarında bunu yaşatmayı zevk edinmiş kaç kişi olabilir bu alemde?.
Siz sır küpleri, siz alemleri omuzlarında taşıyıp, hastalıklardan gözlerini açamayıp bir kere bile sızlanmayanlar, bize hakkınızı helal ediniz..
Nefes-i Rahman’ın tecellisi olmasaydı ben bunları anlayıp bilemezdim. Bir İnsan-ı Kamil’in ne demek olduğunu öğrenemezdim, bir İnsan-ı Kamilin aynasını kırıp kendisini bine bölmesini anlayamazdım..
 

EN BÜYÜK PUT MÜRŞİD-İ KAMİL’İN KENDİSİYMİŞ, SİZ PUTLARINIZI YIKIP ÖYLE GİDEN ER’LENDENSİNİZ.. KINAMAYAN VE KINAYANA ALDIRMAYAN ER’LER..
 Öyle cesur ve deli yürek.. 


Dedemizin lakabı AYKIRI idi bizim.. Babam lakabı aykırı olan bir adamın, en AYKIRI oğludur.. Babamdaki aykırılık, kural tanımaz, meşreb tutmaz yapı genetik olarak hepimize sanki sıçramıştır
JJJ… Ama tüm kuralları yıkan-bozan bu yapı; işin garibi, aynı zamanda tüm manaları CEM de edebiliyor. Her şey O’nun elinde kolayca BİRlenebiliyor ve bu aykırı insanda kimse bunu tuhaf bulmuyor.. Nasreddin Hocalık da bu olsa gerek.. Biz bu aykırı olan adamın nesli olmaktan kıvançlıyız.. O’ndan ve bize tanıştırdığı cömert dostlarından onurluyuz.. Hak etmediğimiz herşeyi, şefkatle önümüze serdiği içinde hüzünlüyüz.. Yazmanın sonu yok, az söz çok cömertlik olsun istiyoruz...KOCA BİR GÖNÜL UMMANI OLAN ARŞ-I RAHMAN’DA BİR VE BERABERİZ:)

* * *
BA-BA-MA(Annemi babamdan ayrı görmediğim için X ve Y OLana)

Senden oldum ama senden değildim
Ya da hep sendendim veya sendim
Senle doğdum ve senle büyüdüm
Hep birdik ama inanılmaz da ayrıydık
Sen yaklaşılamayandın
Bizler ise yaklaşamayanlardık
Biz senin neslindik

Senin üretkenliğin
Cömertlik denizinde besin deryasında boğulanlardık

Biz senin genetik sırrındık
Ve sırlarından bir sır da bendeydi
Yazacak çok şeyim var aslında

Ama otokontrol uyguluyorum elime
Çünkü her an her şey değişiyor biliyorsun
Sende çok değiştin ve silkelendin
Sen değişirken ve silkelenirken
Bizler de birer taşken

Ufalanıyor ve kum olmaya doğru yol alıyorduk
Sen bu alemde tüm kuralları yıktın
Ama bir de diğer alem var biliyorsun
Orada iyi bir haldesin
Ve bir rüyamdan müjde vereyim mi sana

Rıdvan Melek var ya, Rıdvan Melek
O bile sana hizmet etmekten mutlu
Sen bu alemde imtihandın
En zorlu sınavdın karşına çıkan herkese
Sivrilikleri yuvarlıyordun belki de
Bu esnada sende yuvarlanıyordun kendine
Biz senin sırlarından birer sırdık

Ve senin kutsallığından sana selam verdik
Şimdi dünyasal bir kaç kelam yazacağım
Sen 
BAbamdın
Ve daima 
BAbam OLacaksın
Elma TAM OLmalı değil mi?
Ve biz hep 
TAM ELma OLacağız değil mi?
Seni seviyorum
Sevgimi harflerle sınırlamayacağım
Gönlümden sana YOLlayacağım
 Hem bel- hem neseb evladın..

Nur Cihan
25 eylül 2008

*((çocuk bu şiiri yazar yazmaz; tektaşta, Haybabama  yüksek sesle okudu..ve hediyesi henüz tek satırını bile ne yazık ki açıp okumadığı  prf. Seyyid Kutub'un FÎZILÂL-İL-KUR'AN adlı 16 ciltlik bir kitab dizini oldu:) ve sonra da hayalinde verdiği" masonlar ve dervişler" kitabı ile devamı geldi..