SİMYA=bize ve etrafımıza hayatı zehreden zehri fitnelerimizi panzehire dönüştürüyoruz |
sevgilim için....
KÂR ZARAR ALİYİ ALİDEN SEVDİK..
ALİNİN GÖSTERDİĞİNİ A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİMİN AKITTIRDIĞI GÖZYAŞINI A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİDEN ALİYE YOL ALIRKEN
KÂR ZARAR YİNE HEP A'LİYİ SEVDİK
ÖĞRENDİK Kİ ŞÜPHE AŞKIN ABDESTİNİ BOZARMIŞ
ABDEST TAZELEDİK YİNE DÖNDÜK ALİYİ ÂLİDEN SEVDİK
KÂR ZARAR ALİYİ ALİDEN SEVDİK..
ALİNİN GÖSTERDİĞİNİ A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİMİN AKITTIRDIĞI GÖZYAŞINI A'Lİ DİYE SEVDİK
ALİDEN ALİYE YOL ALIRKEN
KÂR ZARAR YİNE HEP A'LİYİ SEVDİK
ÖĞRENDİK Kİ ŞÜPHE AŞKIN ABDESTİNİ BOZARMIŞ
ABDEST TAZELEDİK YİNE DÖNDÜK ALİYİ ÂLİDEN SEVDİK
bazen celÂliyle tezahür eder, bazen cemÂliyle
her nasıl gözükürse gözüksün yine de güzel olan O, güzeldir
önemli olan kendisine giydiği elbiseden O’nu tanıyabilmektir
ve elbise değiştirdiğinde yine O’nu giyeni arayıp, gidip O’nu
bulmaktır
mesele elbiseler..
mesele o elbiselerden kendisine bir elbise seçip,O’nu satın alıp giyen...
mesele o elbiselerden kendisine bir elbise seçip,O’nu satın alıp giyen...
mesele O’nu bulmak....
mesele O’NU BULUP,O’NUNLA O OLMAK..
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..nasılsın?..galiba ikimizde çook garibiz değil mi?. çaresizlik?!!.bu hafta hiçbir konuyu araştırmadım ve ilgide duymadım..tamamen kendimle hesaplaşma ve savaş halimdeyim..çook karışığım ve Sana inanılmaz muhtacım..ne yazık ki Sen, her zaman sadece bana özel yoksun.. başkalarının peşinden koşa koşa giderken benim çığlıklarıma nedense kapı duvarsın.. ne yapalım, benim için seçilen yolun tarzı fazlasıyle ıssız ve tenha..meşrebim için en uygunu bu demek ki..taa en baştan beri bu masal veledi biliyordu ki; Senden başka tek bir kişi bile bu tehlikeli yolda bu çocukla asla yürüyemez..beni öyle olmayan merdivenlerden ,öyle olmayan lamekânlara çıkartacaksın ki, çook nadir insanın maddesi ile yükselebileceği bu alemlerde dahi, bize özel madde duvarlı, olmayan bir evde, bir kaç nadir insanla konaklayıp dinleneceğiz belki de değil mi?.. ve ben daima Senin bir adımını çekerek, bir üstteki olmayan basamağa adım atışını izleyip ,Senin adımını çektiğin bir alt basamağa severek-aşkla- gözümü kaydırmadan-nazar ber kadem basacağım Sevdiğim.. lütfen beni benden ,nefsimden sımsıkı koru olur mu, lütfen..
bu hafta darmadağınıkım. nedenini okudukça çözeceksin ve
SANA ÖZEL, sadece Sen anlayacaksın.. öncelikle hiç rüya hatırlamıyorum ve yok.
zaten bu hafta iz süreceğim bir rüya dersine de ihtiyacım yoktu..geçen hafta
cep telefonum düştü ve hafıza kaybına uğradı..çok az telefon numarası kaydı
kalıp komple silinmiş..şimdi yeni bir telefonum var ve dostlarımdan
bulabildiklerimin numaralarını tekrar kaydediyorum..ben tesadüfe inanmam
biliyorsun..bunu yepyeni çok farklı bir boyuta geçmek olarak algıladım. beni
incitenleri artık terk etmem gerektiğini de.. andorid-sürekli
gelişmeye açık yeni yazılımlı telefonumu tabii ki teknolojiden hiç anlamayan ve
merak etmeyen biri olarak hala öğrenemedim.. çok zor..Senin suretin gibi aynı
.hiç yerinde durmuyorJ.
ve bu alet bana nedense şunu anlattı..aslında biz mana adamlarının eski –gündemden düşmüş ve artık onlar için devri bitmiş sürümlerinin, biz madde alemine uygun versiyonlarını kullanıyorduk ..yani bir etkili sihrin vakti bitmişti, işte o yüzden de açığa çıkıp aşikar olmuştu. artık o sır filan değildi.. aşikardı..ve sırrı –gizemi-çekici cazibesi kalmayan bişeyin talibi de çok nadirdi..çünkü herkes, dinlisi dinsizi büyük bir modaya dönüşen tasavvuf ve esmaları konuşuyordu.. hatta ben kadar cahil biri bile,oradan buradan tırtıklayıp birleştirdikleriyle akıl almaz saçmalıklarla dolu bir masal dahi yazabiliyordu değil mi? yanii Sevdiğim, iş bu derece ucuzlamış ve ayağa düşmüştü genel anlamda.. ama bişeyin çok konuşulması aslında onun hala çözülemeyen büyük bir gizem olduğunu da aşikar eder tabbi ki o başkaJ..
ve bu alet bana nedense şunu anlattı..aslında biz mana adamlarının eski –gündemden düşmüş ve artık onlar için devri bitmiş sürümlerinin, biz madde alemine uygun versiyonlarını kullanıyorduk ..yani bir etkili sihrin vakti bitmişti, işte o yüzden de açığa çıkıp aşikar olmuştu. artık o sır filan değildi.. aşikardı..ve sırrı –gizemi-çekici cazibesi kalmayan bişeyin talibi de çok nadirdi..çünkü herkes, dinlisi dinsizi büyük bir modaya dönüşen tasavvuf ve esmaları konuşuyordu.. hatta ben kadar cahil biri bile,oradan buradan tırtıklayıp birleştirdikleriyle akıl almaz saçmalıklarla dolu bir masal dahi yazabiliyordu değil mi? yanii Sevdiğim, iş bu derece ucuzlamış ve ayağa düşmüştü genel anlamda.. ama bişeyin çok konuşulması aslında onun hala çözülemeyen büyük bir gizem olduğunu da aşikar eder tabbi ki o başkaJ..
aynı
bugün biz insanların inanılmaz bir bolluk-bereket ve akıl almaz bir nefsani
hürriyet içinde yüzdüğümüz halde yapayanlız, acınası bir çaresizlikte mutsuz
oluşumuz gibi…tüm bilgiler bir tık mesafesinde ama ne yazık
ki hepimiz kör kütük bakar kör –manadan zır zır cahiliz..teknoloji bizi
tefekkürden uzaklaştırdıkça uzaklaştırıp, bizi daha çok maddeye köle-hizmetçi-fatura
mahkumu yapıyor.. ADEME SECDE ET
EMRİNİ ALAN İNSAN, HER DAİM İÇTEN İÇE BU EMRİ YERİNE GETİRMEK İSTİYOR AMA SECDE
EDECEĞİ adam gibi adam -ADEM BULAMADIĞI
İÇİNDE ETİKETE, paraya, DİPLOMAYA, makama, MEVKİYE, esmaya ,POSTA, mesleğe,TOSTTA
VS. SECDE EDİYORDU…bugün kapatıldığı sanılan tüüm tariklerin
rahmanisiyle-şeytanisiyle - öyle yada böyle taaa o vakitten beri çalıştığı ayan
beyan oldu.. ÇÜNKÜ TALEP HİÇ BİTMİYORDU..
amma YOLLAR genel manada merdiven altına indiği içinde kimin ne olduğu, hangi
malzemeyle işi kotardığını sadece işin erbabı biliyordu.. oysaki ben kendi
zannımca şunu idrak ettim Sevdiğim. eski devirdeki seyrü sülük usullerini bugün,
tam gerçek metodu ile uygulayabilen çook nadir zevat vardı..ve buna dayanabilecek
öğrenci ise nadir bile değil, belki de hiç yook.. ve hakikat erbabı bunu her
halükarda TURUKU ÂLİ geleneği ile muhakkak sürdüreceklerdi lakin, genel halkın umumi yapısına bakınca, halkın
imanı çok sahte ve modası da tasavvuf olunca; eee , onların talebine göre de
içi boşaltılmış, şeriatı takmayan, sadece batıni tek kanatlı topal tariklerden,
köklü bir ağaç bulunca da ondan dalbudak sarkmışlardan ortalık da geçilmiyor değil mi?..
işte ben bu yeni android cep telefonu ile bu defa kesin
emin olarak şunu idrak ettim ve o yüzden de Sana kayda geçiyorum
Sevdiğim..artık sistem değişti..yani seyrü sülüklerin eskisi gibi olması
imkansız.. gerçekten ibadet eden adam o kadar az ki.. hele bu her yanda olan
modernlik ötesi –HER HALT SERBESTÇİ yeni tarikat ehli ise..ve o acaip
riyazatlar nerdeyse hiç yapılamıyor.. bugünün
riyazatı ancak şunlar olabilir: cep telefonunu bir gün kapatabilir misin?. facebookunu
açmadan ne kadar dayanabilirsin?.. bir şeyi merak edince efendi googla sormadan kendi tefekküründe ne
kadar gezinip kalbine tıklayabilirsin?.. kredi kartına taksit yapmadan
geçinebilir ve yetinebilir misin?.. kendin ,çıkarın için değil ,sadece
öylesine-hiçbir şey düşünmeden otomatikman bir başkası için ne kadar şey
yapabilirsin?.. sana önemli yerlerde en önde yer verip-yetki ile
donatmasalar, emrin altında çalışması için verilenler gibi o yere hizmetli
seçseler, ne kadar oraya gidebilirsin mesela?.. işte siz kendiniz kendi
riyazatınızı –bağımlılıklarınızı kendiniz düşünün.. mesela ben kendim bunların
hiçbirini yapamam.. daha kahve bağımlılığımdan kurtulamadım üstelik..
yani
Sevdiğim şimdilik bu kadar ama bu konuda Sana yine yazacağım tabii..sakın bana kızma
olur mu..lütfen. kaç senedir farkettiğim şeyden kesin emin
olduğum ve ümidim o tarzda kalmadığı için yazdım..yeni bir yazılım ve farklı
bir metod olmalı..ki, öyle biliyorum..tabii nasıl bildiğimi henüz bilmiyorum J..
22
ocak Salı..bugün içimden sarı olmak geldi..baştan ayağa sarıyım..meşrebi
melamiyede keyfekederim.. bu gece tektaştayız. İçinden Hızır Geçen
Adam gelmiş. (*evvelki hafta ilk defa O’nu
hayalimde görmüştüm ki, yeni bir talebesi varmış ve ona neşeyle kapıyı açarak
sevinçle ders anlatıyormuş.)işte beraberiz. gerçekten de bugün tüüm diğer
derslerinden daha neşeli,rahat ,serbest ,renkli ve farklıydı.. tüm yol boyunca
geçen ders bana soru sordurmadığı için kızgınlığımdan, tek bir soru dahi
sormamak için kendime söz veriyorumJ..ama
o şimdi öyle keyifli ki, ona ne istersem sormak için izinli olduğumu da
çakıyorum..önce
ametist taşlarını şöyle umarsızca
soruyorum.. bidat diyecek ve kızacak sandığım içinde ümitsizim..ama
hoca öyle bir anlam söylüyor ki Sevdiğim, ağzım açık öyle kalakalıyorum, konuşamıyorum.. ..” aaa!!..“nasıl
yani?!!” diyorum. o daha açık anlatıyor..eskiden bilmeden-alıştırmak
için-korkutmadan öğretilerek yapılan şey artık bilerek yapılacakmış..ağzımı
kapatamıyorum Sevdiğim..şokk!!. konuşamıyorum ve aniden “red edilemez mi?” derken
red edilemeyeceğini suratından anlıyor ve hata yapmamak için çeviriyorum.. sorumluluk yok değil mi Sevdiğim?!..yaa..
ama bu benim tek başıma yaptığım anlaşmaya ters bişey bir kere..bunu Senle konuşmamız lazım..sonra mavi siluetli ve iki beyaz siluetli ?..ahh!!.
Sevdiğim neler duyuyorum.. aman Ya Rabbim!! bunu çok sevdim. teşekkür
ediyorum..SENİ HER ZAMANKİ ANLAMDA SEVİYORUM..gerçi ben onları evvelde de
zahiren görüp tanımıştım lakin, yeni elbiselerde henüz tanımıyorum tabii.. bi
Sen o kadar..”onlarla tanışacak mıyım? “diyor sevinçle çocuk..hoca neşeyle:
“evvet..üstelik ne istersen konuşup öğrenebilirsin o safhaya geldiğinde, hep
beraberlik var ..”Sevdiğimm..her şeyim.. teşekkürler..çocuk, kapkara kürklü(..)
minderi ve o havasız yerdeki uzuuuun kadim adamın kim olduğunu soruyor.. Sevdiğimm..
ama yani.. offff. offf..yanii…Sevdiğimm iyi ki eskiden bir çığlık mesafesi
uzunluğunda delirmiştim de, delilik çizgi sınırımı esnetip geri dönmüşüm
bence..bu normal ,taşınabilecek bir anlam değil YA HUU..
((*ayrıca, hayallerimdeki sembolik ve şifreli öğretiş de
benim çok daha yüksek seviyeli anlayışı idrak etmeyi öğrenebilmem için bir
metodmuş Sevdiğim..))
Ders başlıyor..konu SORUMLULUK..sorumluluk istemeyenlerin bencillikleri..bugün çocuğun meşrebi gibi XXLL çok serbestiz-ayaklarımız uzun oturabiliriz .. dersimizin esas konusu ise az evvel yolda anlaşılmış..HIZIR MEŞREB hakkında sohbet olacakmış.. güzeell.. sanırım tüm dinleyicilerin ağzı kulaklarındaydı..ve dersin sonunda soru sormak serbestti..Ya Rabbim, biri gelip bizi dinlese, gerçekten bizim deli olduğumuza hükmederdi..bir baş deli ve etrafını sarmış dereceli deliler gibiydik..aklımızı yedik yedik bitirdik..çocuk soruyor: ”şimdi denize gidelim ve damlalara bakalım ve atom altı boyuta gidelim .. sema ritüeli misali hayal edelim..orada hiçbir damla asla bir birlerine kavuşamıyor ve birbirlerine kavuşmalarına da imkan yok..kavuşma yoksa, vuslat yoksa bu kadar şey neye yarar ki?.. acaba o her şeyi gören gözün ardında mı vuslat var?..neden vuslat yok?..sanki tek vuslat bu alemde var gibi”..hoca gülerek:” vuslat var ,olmaz mı!..her boyutun,her alemin kendi içinde vuslatı var. o dediğin göz Yaratanın gösterdiklerinden sadece bir tanesi.. daha sayısız şekilde tezahür edebilir.. O’nu o gözle sınırlama..o sadece biri..çocuk: ”peki o zaman..diyelim ki, ben çok güçlü bir ruh olmayı başarabilirsem, ulaşamadığım ,istediğim birini aynı kendim gibi yanıma getirebilir, onla sohbet edip, ona dokunabilir miyim?. ama aynı ben gibi hissedecekJ?! ve onu holagram olarak istemiyorum.. benim gibi madde olmalı,yapabilir miyim?”çook eğlenmiş görünen hoca, bu çook edepsiz çocuğa neşeyle diyor ki:”evvet..bunu yapabilmen için yüksek bir ruh olmana hiç gerek yok ki..o safhalı derse geldiğinde zaten kendiliğinden olacak..o dediğin şehitlerin hali hem”. Sevdiğim, bu maddi ödeme için yola devam edebilirim galibaJ…
ve çılgın dersimiz bitti..aslında bu
ders; gönlü paramparça ,üst üste
kırılmış olan bana bir lütfu hediye içindi ki, taa en baştan bilerek gittim.. ders
günü bir arkadaşım aramıştı..geçen aylarda olan ve yarım anlattığı bir şeyi
keşfi kubur yapıp tam anlattı.. çocuğun rüyalarını okuyup, onu herkese ayıplattırıp,alay
edip makaraya saran ve çocuğun etrafındakileri de bulup bulup-onları arayıp-
onlara olayı anlatanın dediklerini söylemişti.. tehtid…ben bunun için hiçbir
şey yapmam ve sabredebilirim sadece değil mi Sevdiğim..belki de Haybabamın ,Sultanı
Latifimin ve Emsali Alimin kaderini, Latif olanın bir defa bu çocuğa dediği
gibi: ”evladım, biz sizin başınıza gelene
hayret ediyoruz..konuşuyoruz da, bizim başımızda olanların bir hanıma nasıl
mübtela kılınmış çok şaşırıyoruz”..Sevdiğimm ..çok düşündüm ve şuna karar
verdim..çook ağladım üstelik..bu zavallı
masal veledi asla rüştünü ispat etmek istemiyor, asla..söz vermiştin unutma..
beraber yola devam edecek,hiiç ayrılmayacak ve beraber başaracaktık
.. ve sanki Sen veda ediyor gibisin.. hepimizden İLLALLAH DEDİĞİNİ –BIKTIĞINI BİLİYORUM..ama bazı öğrenciler izin vermezse Efendisi asla onu bırakıp gidemez unutma lütfen..o zaman deliririm biliyorsun..beni Senin koruman olmadan anında paramparça ederler .. ben ruhumu ve ömrümü Sana hediye verdim ..zaten bana aitte değillerdi ki..ben nasıl Seninsem, beni yaşatan her şey ve irademde Senin biliyorsun.. ve bu çocuğun ona vaad edilmiş pereke-i terekesinde muhakkak bu fena düşünceli kişilerin vesveselerinin kaydını silip unutturup, iç huzuruna erdirecek ilim ve izin vardır değil mi?. lütfen bunu onlar için kullanır mısın ?lütfen.. çünkü bu masal veledinin sabrı bittiğinde ki kontrolsüz öfke nöbetinden ve kürevi ilminden çok korkuyorum.. lütfen beni muhafaza et..aminn..
Ve bu masal dolayısıyle de rüyalarından dolayı çok canı yakılmış
bir sanal masal kahramanı olarak, ne yazık ki artık bu masaldaki tüm rüyalara o dönemden beri el kondu..o hayalleri bizim masal çocuğu
görse de onun mana ilmi sahibi,artık sadece bir kişiye kayıtlı.. ve o
anlamları sadece o bilip yorabilir. diğerleri ise sadece kendi nefsani
şeylerini yorabilirler değil mi Sevdiğim..ve rüya sahibim Seni seviyor her şey
için çok teşekkür ediyorum..masalımın kahramanlarından olmayı dilediğin için ve
bu zavallı veledi koruyup sahip çıktığın içinde
minnettarım..
(*ilgilenen için not: bu sanal kurgusal bir masaldır..ne yazık ki hangisi rüya, hangisi rüyet, keşif,yakaza gibi şeyleri ayırt edecek ve bunları bana anlatacak bir tanıdığım var..o yüzden de masalın içindeki kurguların hangisinin rüya,hangisinin gerçek, hangisinin oradan buradan duyup toparladıklarımla oluşturduğum kurgular olduğunu sadece bu yazıcı bilecek..yani bu düşüncen boş..oku ve geç,takılma..)
Hurşitimden Mürşitime bir tutinin güncesi….Sevdiğimm..şimdi
bu bölümde bu masalı takip edip ,kendince ,kendi esması, manası ve bilgisi
kadar, kendi zannına göre anlayan sevgili okuyucular için bir şeyler yazmak
istiyorum.. MERHABA.. birbirimizi tanımıyoruz.. okuyanlar arasında beni tanıyan arkadaşlarımda var
tabii, biliyorum. ama gerçekte , hakikatte ne ben onları,
nede onlar beni kendi zanlarımızın ötesinde ne yazık ki hiiç tanımıyoruz..
ve evvel Zamanım sık sık şöyle sorardı:”aynı yastığa baş koyduğunuz sizin kim olduğunuzu biliyor mu?..bilmezzz..bilmeezz..karı kocanın, koca karısının, evlat ana babasının ,ana baba evladının kim olduğunu bilmez, bu öyle bir garip dünyadır” derdi.. aslında O kendi manasını bize anlatırdı ya neyse..tüüüm Zamanların ortak kaderi bu ne yazık ki..ne yazık..Onların en yakınlarındakilerin güneşe çok yakın olmaktan dolayı gözleri körleşmiştir.. anlayamazlar..inanamazlar.. güneşi göremezler.. O’nun ne ışığından, ne ilminden, ne feyzi nefesi himmetinden doğru düzgün faydalanabilirler.. nerden mi biliyorum?.. biliyorum çünkü, bende o körlerdendim eskiden de ondan.. ama aynı bakara körler O'nun makamı yetkisinden; etrafını sararak , O’nun için canını-malını feda edecek sevgililerindense, her tür kraldan çok kralcılığı ile tahakkümle sonuna dek faydalanırlar …Zamanı öyle bir sıkı yönetim çemberine gardiyanca alırlar ki, O’na hiçbir kimseyi yaklaştırmamayı bir marifet sanırlar..oysa ki O Zaman, O Zamanın bedeninde hapis değildir, ne yazık ki bunu bir türlü kavrayamazlar..ve Zaman hep susar, sabreder.. ilmini hak etmeyene ne açar, ne gösterir.. onlara onların istedikleri şekilde –onlar gibi ENE- BEN gözükür..çünkü O saf aynadır.. O’na bakan kendini görür..
ve evvel Zamanım sık sık şöyle sorardı:”aynı yastığa baş koyduğunuz sizin kim olduğunuzu biliyor mu?..bilmezzz..bilmeezz..karı kocanın, koca karısının, evlat ana babasının ,ana baba evladının kim olduğunu bilmez, bu öyle bir garip dünyadır” derdi.. aslında O kendi manasını bize anlatırdı ya neyse..tüüüm Zamanların ortak kaderi bu ne yazık ki..ne yazık..Onların en yakınlarındakilerin güneşe çok yakın olmaktan dolayı gözleri körleşmiştir.. anlayamazlar..inanamazlar.. güneşi göremezler.. O’nun ne ışığından, ne ilminden, ne feyzi nefesi himmetinden doğru düzgün faydalanabilirler.. nerden mi biliyorum?.. biliyorum çünkü, bende o körlerdendim eskiden de ondan.. ama aynı bakara körler O'nun makamı yetkisinden; etrafını sararak , O’nun için canını-malını feda edecek sevgililerindense, her tür kraldan çok kralcılığı ile tahakkümle sonuna dek faydalanırlar …Zamanı öyle bir sıkı yönetim çemberine gardiyanca alırlar ki, O’na hiçbir kimseyi yaklaştırmamayı bir marifet sanırlar..oysa ki O Zaman, O Zamanın bedeninde hapis değildir, ne yazık ki bunu bir türlü kavrayamazlar..ve Zaman hep susar, sabreder.. ilmini hak etmeyene ne açar, ne gösterir.. onlara onların istedikleri şekilde –onlar gibi ENE- BEN gözükür..çünkü O saf aynadır.. O’na bakan kendini görür..
ve
tasavvuf ilmi bize onu bunu merak edip
,onun bunun manasını öğrenmeyi değil de, kendi kitabımızı nasıl en güzel şekilde
okuyacağımızı öğretir değil mi?..çünkü kimsenin esması ,oranları
,yaratılış maksadı ve manası aynı değildir.. birbirimizden doğru olanları alıp,
bize lazım olan doğru yere monte edebiliriz. lakin meşrebi ahlakı huyumuza uymayan bir şeyide alıp kendimize monte edersek, meşrebi vücudumuzu hasta edip ,onu
çökertebiliriz.. o yüzden bu yolda kendi kitabını
okumak isteyenler; bunu hür iradesi ile, biat-secde müessesiyle mühürleyen
kişiler ancak, kendi esmasına, kendi yoluna göre bir yıldıza bakarak iz sürücüsü bulmalı ve onu
tutmalıdır.. sürücü senden bedel olarak sadece canını alır o kadar J..ve
birde seni sürebilmek içinde, sen reşit olana dek, tüüm kullanım haklarına el
koyar tabiiJ….
evet.. sık sık DELİ SAÇMASI-BELDEN AŞAĞI(aslı hüseyni makam tabii ki) DEDİĞİNİZ bu masalı okuyan yetişkin çocuklar. bu kadar karışık ve sıkıcı bir uzunluktaki bu yazıları okuyabiliyorsanız gerçekten sizin de aklınızla zorunuz var demektir J.. bazen bana mail yolluyorsunuz.. çok teşekkür ediyorum. .genelde yazım tarzımı çok sert bulup-androjen dediğiniz bir özellikte yazar olmayı başardığım içinde beni tebrik ediyorsunuz(erkek aklı ve kadın duygusunu aynı anda kullanabildiğimi yazmışlar)..ve emin olmak içinde erkek mi kadın mı olduğumu size yazmamı istiyorsunuz..hayatınızda ilk defa bu derece tuhaf ve ne olduğunu anlamadığınız bir yazım tarzı okuduğunuzu da yazıyorsunuz ki doğru..çünkü ben eğitimsiz olduğum için bir tarzım yok da o yüzden bu tuhaflık J. ne yazık ki ben ne yazarım, nede o dediğiniz şeyleri anlayacak seviyede bir kültürüm var..ben sadece bir ev hanımıyım..lise bir en son sınıfJ..tahsil bugüne göre yerlerde yani..okuması için Haybabamdan zulüm ve manevi işkence gördüğü halde inatla okumayan ben, bugün bana zorla öbür taraftan okuttuklarını okuya okuya helak oluyorum.. çok inatız çok.. aykırı damarıJ…bende inatım..okuyacağım ama asla diploma almayacağım işteJ.. biliyorum ki masalımızı okuyanların içinde çook özel manada ve tahsilde kişiler var.. hem de çook özel şahsiyetler var…çok şükrediyorum tabii ..birde bunun anti manası var dolaysıyle..ben şükretmeyeyim de kim etsin yaniJ..
23 ocak 2013 -12 rebiül evvel- mevlüt kandili gecesi AY'IN SATÜRNSEL tezahürü |
benim sorumluluk dediğim şey aslında baş olmak, yetki
sahibi olmak, bir görevi üstlenmek anlamında..bu şeyler için her türlü dolabı
çeviren ve her türlü yol soyanlar olduğunu halen yaşayarak hep birlikte
görüyoruz..seyrü sülük gördüklerini sanan
bazı kişilerin hırsı ise sık sık beni korkutuyor.. esma, vird, post,tost ,makam
ve yetki peşinde koşarak nefislerinin müridi kulu olduklarını ise ne yazık ki
görmezden –bilmezden geliyorlar.. dikkatinizi çekerim bilmiyorlar değil,
bilmezden gelip –üstünü örtüp kendilerinin kafiri oluyorlar bu aşırır hırslı
insanlar…sadece esma çekerek bir şey olacaklarını sanan ve gizli
gizli-kendi kendine bunu tekmil eden
öyle çok üşütük var ki.. kaldıramayacakları yetkiyi neden istediklerini ise hiç
anlamıyorum Sevdiğim..
ve neden sadece yönetmek istediklerini de.. halbuki yönetmenin bir yazarı varJ!!..ışıkçısı var!!.sesçisi var!!.. kostümcüsü var!!..sahne tasarımcısı var!!..oyuncuları var!!..dublörleri var!!..İZLEYENİ VAR Kİ EN ÖNEMLİSİ BU ARZ&TALEPJ!!..ve her koşulda yönetmenin birde yatağı var değil mi?!!!..
ve neden sadece yönetmek istediklerini de.. halbuki yönetmenin bir yazarı varJ!!..ışıkçısı var!!.sesçisi var!!.. kostümcüsü var!!..sahne tasarımcısı var!!..oyuncuları var!!..dublörleri var!!..İZLEYENİ VAR Kİ EN ÖNEMLİSİ BU ARZ&TALEPJ!!..ve her koşulda yönetmenin birde yatağı var değil mi?!!!..
Ve işbu masaldan dolayı da, bu masalın veledi bilinen resmi
manada hiçbir yola mensup değil ve madden hiçbir yetkisi yok ,asla da olmayacak
çook şükür..o sadece bundan 6 yıl evveli bir bahar
gittiği 13 günlük umre seyahatinin 2. günü, bir Cuma sabahı aklını ve bir sürü
şeyini yitirdi.. daha öncesi ise bir
anda bilmem kaç 10 şiddetinde bir depremle de yıkılmadık duvarı-taşı kalmadı.. işte
bu şiddetli bela ve doğal afetleri hem maddede hem manada yaşayınca da hayattan
koptu gitti..öyle bir koptu ki, geriye
dönmeyi istemeyi dahi başaramadı diyelim..yani önce istek mekanizmasını
çalıştırmak lazımdı.. çünkü bu alemde yükümlülükleri, can emanetleri vardı..işte tüüm hikaye o umre dönüşü “sevgililer
günü için ruhuma mektup” adlı bir yazı ile başladı.. yani hep merak edip soruyorsunuz ya hanii..kime
aşıkım?. o kim?. kime yazıyorum?.. aslında bir defa bloğun adına iyice baksanız
A’Lİ KİTABI-RUHUMUN MASALI nın anlamı üzerine tefekkür etseniz çook şeyler
anlardınız ya neyse..
ve tabii birde ruhumun aşık olduğu, bir yumurtanın içindeki çift sarılı ruh eşim var malum.. hepinizin çılgınca benden almak istediği o şey.. delice kıskandığım ve O’nun yüzünden delice kıskanıldığım –entrikalara maruz kaldığım şey.. AŞKIM-SEVGİLİM-YARİM-HER ŞEYİM-KAVUŞAMADIĞIMJ..yani herkesin yana yakıla aradığı ruh eşim.. aynı-ayrı yumurta ikizim, kardeşim, eşim, alicemgiz üstadı efendim …MUHAMMEDALİM..
ve tabii birde ruhumun aşık olduğu, bir yumurtanın içindeki çift sarılı ruh eşim var malum.. hepinizin çılgınca benden almak istediği o şey.. delice kıskandığım ve O’nun yüzünden delice kıskanıldığım –entrikalara maruz kaldığım şey.. AŞKIM-SEVGİLİM-YARİM-HER ŞEYİM-KAVUŞAMADIĞIMJ..yani herkesin yana yakıla aradığı ruh eşim.. aynı-ayrı yumurta ikizim, kardeşim, eşim, alicemgiz üstadı efendim …MUHAMMEDALİM..
Yani
sevgili meraklı okurlar.. bu masal; bir kendini arayıp bulup, bilme, kendi
kitabını okuma, bir seyrü sülük tahsili gören ek kontenjan öğrencisine verilmiş
özel izinle sizinle paylaşılıyor anlayacağınız.. aslında tarihi bir şeye tanık
oluyorsunuz.. masalıma ismini yazdıran bir kişi benim açımdan çok
önemlidir.. ve sizin kaçınız farkında amma bunca senedir
neredeyse tüüm tasarrufun zahirleri bu masaldan size seslendiler ve
sesleniyorlar…hiç düşünmediniz mi böyle saçma bir masala nasıl izin veriyorlar
diye?!!. “nasılsa masal, at at “dediğinizi duyuyorum ve sizi tebrik
ediyorum..öyle her şeye hemen inanmayın.. siz araştırıp, siz bulun.. benimki
size, sizinki bana uymaz çünkü…
Evvel Zaman elinde tuttuğu masal kağıtları için çocuğa diyor ki:
”bunları okuyan
var mı evladım?”..çocuk:”evet.internette
yazıyorum ve dünyanın neresinden tıklanırsa onlar okuyabiliyorlar.. istemezseniz
yazmam”..ZAMAN:” bunlar çok
faydalı şeyler ama..gençlerde okuyor hem..yazınız”.. bu dünyadan göçmeden bir gün
evvel Latif olan:”yazılarınızı hiç
okumadım ama biliyorum..onları kızım okuyor..sakın yazmayı bırakmayınız..onlar
öyle bir temiz kaynaktan geliyor ki korkmayın, onları kimse kirletemeyecek”..
Evvel Zaman: istediğinizi
söyleyebilirsiniz.. size izin olmaz..onları
çok az kişi anlayacak..çok az kişi bilecek..korkmayınız.. anlayamayacaklar ve hep unutacaklar merak
etmeyiniz”. ZAMAN:”BİZE ÖLÜM
YOK..BİZ ÖLMEYİZ.HÂYIZ..VAZİFE DEVAM EDECEK..ŞİMDİ VE SONSUZA DEK … ”..
((*Sevdiğimm bak bunu Sana delil olarak bilerek yazdım ki, onların negatif vesvese kayıtlarını silebilesin diye ve teşekkür ediyorum..))
((*Sevdiğimm bak bunu Sana delil olarak bilerek yazdım ki, onların negatif vesvese kayıtlarını silebilesin diye ve teşekkür ediyorum..))
VE MASALIMIN KAYITLI OLAN BELLİ SAYIDAKİ ÇOCUKLARI; neden
yazmaya muhtaç olduğumu ise size ne kadar yazsam asla anlamaz ve kabul
edemezsiniz ,işte o yüzden bunu denemeyeceğim bile.. nasıl ki bu yolun yolcuları hiçlik adına iz sürüyorlarsa ,işte bu masal veledi de kendisinin ve ona bunu yaşatanın -aşık olduğu sevgili yarinin gerçekten var olduğuna inanıp,kendisini ikna etmek istiyor..yani buna ihtiyacım var.sadece yazmazsam kendi
varlığımı ispat edemem ve var olduğuma inanıp hayata tutunamam diyelim gitsin..
delidir ne dese yedirir yaniJ…ve sizi boşayamam-yarım
kalırımJ…
Başkaa..size yazdım, çünkü bu masalı oluşturan harflerin ve masalın üstündeki
tasarrufat-ı hakimiyetin bilincindeyim..ve harfler canlı..ve
masallar fazlasıyla ruhu dürtüp hatırlatıcı.. bazılarınız okuduğunda rüya
görüyor, kimi yazıyor..bazıları kendi başına gelenin cevabını okuduğunda
alıyor.. bazıları buradaki rüyaları araklayıp kendine monte edip esma yürütme
işleminde kullanmak istiyorJ..üzgünüm
ama duyduklarımı söylüyorum.. biz insanız ve hayvandan daha aşağı olma kabiliyetimiz kadar, melekten
daha üstün olup, cinlerin yanında melekleri dahi kendimize hizmet için
kullanabiliecek potansiyelli yaratılmışlarız.. evet tanrı olduğumuzu sansak ta, ne yazık ki yaratılmış birer mahlukuz
ve BİZİ YARATAN BİR HÂLİK’İMİZ VAR..
gerçi seyrü sülüklerde ve maddi izdüşümü dünyevi makam –yetki-yönetimlerinde de bu hile her
meslekte aynen var ve hepimiz biliyoruz değil mi? işte manevi bu sahteler de aynıdır, dünyevi sahte meslek sahiplerinden hiç farkları yoktur.. diplomaları var evvet.. lakin o diplomaları geçerli değil. o, kendi
kıvamına dek yol aldırabilir..fasid bir dairede kendisini “ben oldum” diyerek
hapsettiği için yanında götürdüğünü sandıklarını da o fasit daireye kendisiyle beraber hapseder..
BUNUN ADI İNTİHARDIR..kıydığı CAN CANÂNINDIR..ve o ya mehdi olduğunu sanır, ya bir peygamber veya
çook yüksek bir melek veya bir veli..bu
hepimiz için geçerlidir..yol çok tehlikelidir.. MAKSAT
SADECE İNSAN OLABİLMEKTİR- İNSAN ADAM…hayallerimiz inanılmaz caziptir ve
uçurumdan adamı aşağıya attıracak kadar da şuh ve etkilidir.. oysa maddi
ilimle dengeli-çift kanatlı Zülkarneynli gidilebilse – ve gerçekten de sadık-ı
yâr olup, önde gidenin ayak izinden asla ayrılınmasa , muhakkak ki bunlar olmayacak.. ama nefs çok
arzulu ve istekli ve talepkar.. esma ister, vird ister, post ister, en öndeki
yeri ister.. ister de ister.. ruhsa bazen onun cazibesine boyun eğip, onun bineği
olmayı kabul eder.. ve eşek ruhun omuzları üzerinde yükselir de yükselir..taa
ki ruhu başka bir ruh uyandırana, dürtene dek..2. bir Şeyh Senâ olma diye yani..
sevgili masalın çocukları beni
okuduğunuz için size ayrı ayrı çoook
teşekkür ediyorum..bazıları bu masala ve o çocuğa ve onun ZAMANINA
AŞIK OLUYORLAR ..biliyorum.. HANGİNİZ İÇİN BU MASALIN YAZILDIĞINI İSE HENÜZ
BİLMİYORUM.. sizi deli gibi kıskanıyorum
haberiniz olsun…sadece takıntılı aşık olanlardan çok korkuyorum ,lütfen
beni korkutmayınız.. aşk öyle olmuyor ki zaten.. insan aşık filan olmuyor.. gerçek
aşk veriliyor, aynı her şey gibi..LÜTÛF.. erosun okları gibi.. AŞK EFENDİSİNİN gönlünün talebine meyli,
hikmeti ,himmeti âlileri ile NEFESİ dir..aşk aslında gönüldür..ve bu bedendeki
kalp de değildir.. kalp denen organ makamı imiş.. gönülse çok daha özel bir
şey.. aşık
olacağınız şey sizin kendi özünüzdeki hakikattir. .ama onu size öğretecek olan
bir aynanız-aynınız olmalı evvela..ve benim masalım sadece kendim
için.. lütfen kendinize beni kıskandırmayacak başka aynalar bulunuzJ…sanırım anlaşacağız değil
mi?..yani ben kıskançlıktan geberiyorum ve şiddetli krizler geçiriyorum zaman
zaman..
işte o yüzden ((çoğunuzun beni yazdıklarıma layık bulmayıp bunu kendinize ve yakınlarınıza istediğini de biliyorum tabii..ve pek çok insanın bu yazılar yüzünden benden rahatsız olduklarını da)), bana hiç kimse nasıl yazacağımı öğretmedi ama ben size kendi kitabınızı yazma taktiklerinden tüyolar vereceğim ki beni korkutmayın...bu yazma metodunu ise ben kendi içimde buldum..ve daha evvel pek çok tanımadığım kişiye netten uygulatarak yazı –şiir yazdırdım..yani öğrenilen teknikle yapılabiliyor inanın..çok kolay..Önce kendinize bir blog veya yazı dosyası açmalısınız..veya kendinize mail atabilirsiniz ki ben ilk önce öyle yazıyordumJ..çünkü dosya açmayı bilmediğim ve blog denen şeyden de haberdar olmadığım için öyle yazabiliyordum.. sonra kız kardeşim bana blog açtı ve halen devam ediyoruz.. Allah ondan razı olsun inşallah ve aminn..ve yazarak başka kimselere de musallat olmuyorsunuz inanın.. kimseyi fitne fesadınızla sürekli meşgul edip rahatsız etmediğiniz gibi, sürekli kendinizi tarayarak kendinizle hesaplaşıp, temizlik yapıp, fazlalıklarınızı affedip ,atıp arınıyorsunuz..her şey ne kadar saçma ve boşmuş, ben ne aptalca şeylerle hayatımı harcamışım diye de öğreniyorsunuz.. tek bir kimyasal maddeli ilaç alıp beyninizi uyuşturmadan, en alasından psikolojik bir ruhsal tedavi görüyorsunuz ve kendinizi şifalandırıyorsunuz ve üstelik başka deli velilerde sizi okuyorlar J… deneyin.. pişman olmayacaksınız.. birde ne dualar ediyorlar ah bilseniz..o dualar sayesinde de acaip mükafatlar ve ilimler size akmaya başlıyor tabiii..
((YAZMAYA BAŞLAMAK İÇİN KİŞİYE ÖZEL BİR DENEME KIŞKIRTMASI DÜRTÜSÜJ:*hey sen!!..benden nefret ettiğini biliyorum..hadi hemen yazmaya başla ve kelimen bu çocuğun adı olsun..içinden geldiği gibi dümdüz tüüm nefretini,senelerdir başkalarının sende bıraktığı o kıskançlık ve kinli tortularını şimdi bu çocuğun ismi kelimesinde temizle,temizle..tüüüm fesadı mikrobun kangrenin aksın gitsin inşallah ve aminn..ve benden kurtul ..kendin ol..kendi potansiyelini açığa çıkart..sana sen lazımsın..o, bu ,şu değil..başkası ağır bir yüktür ve onu sadece en cahiller yüklenir..şüphesiz insan çok cahil ve zalimdir..))
ve şimdi masalı seven çocuklar için.. yazı sayfanızı tıklıyorsunuz.. YAZIYORUZ.. sadece bir kelimeniz olsun lütfen..tek bir kelime..aklınıza gelen ilk kelimeyi dosyaya yazıyorsunuz ve hiiç bir şey düşünmeden, direkt, durmadan sürekli yazmaya devam ediyorsunuz.. hatta ne gelirse, edepli edepsiz, olur olmaz..sakın aklınızı devreye sokmayınız..sakın düşünmeyiniz.. eğer düşünürseniz tüüm sihir ve ilham anında bozulur.. harfler kendiliğinden akıp gelmeli ve harfler bitene dek ne yazdığınızdan haberiniz dahi olmamalı.. sadece bazen konsantrasyon çok yoğun olup yazının içine, harflerin içine girmeye başlayabilirsiniz ki, insan çoook korkuyor inanın.. mesela ben öyle durumda daima durur ve aklımı düşüncelerimi devreye sokup, gidip bir kahve filan içerim.. aslında korkumu yenmeyi başardığım ve harflerin içinde seyahat edebildiğimde muazzam bir ilimle tanışacağımız ve onu aktarabileceğimin de farkındayım.. ama ne yazık ki harflerden halen çok korkuyorum.. ve size verecek maddi hiçbir hediyem olmadığı içinde böyle bir hediyeyi kabul ederseniz size sunmak istedim..
tabi yazmak için önce niyet etmelisiniz..bir yâriniz olmalı..sevgiliniz..aşkınız..iz
sürdüğünüz sevdanız..işte fişinizi O’nun pirizine takıp, akıp gelecek
elektirikten kontak attırmadan, size göre –dayanabileceğiniz kadar akım
gelmesini de sağlamalısınız.. yoksa kafayı yiyip, melek
bilgisi sandığınız cinni frekanstan yazıp durursunuz..
yani masalın çook az sayıda lakin çook kaliteli çocukları olan hepiniz, kendi ÂLİ KİTABINIZI YİNE KENDİ ZÂT-I ÂLİNİZDEN YAZMAYA BAŞLIYORSUNUZ.. ben sorumluluk istemiyorum.. balık tutmayı öğrenmelisiniz.. bana da zorla balık tutmayı bir öğreten var tabii, O’ndan bunu öğreniyorum..ve ben balık tutmayı değil de O’nun gönlünde kalmayı istiyorum=O BİLİYORJ….ve kendi kevserinizden –selsebilinizden-özünüzden hakikatinizi almayı talep etmelisiniz.. TAŞIMA SUYLA DEĞİRMEN HER ZAMAN DÖNMÜYOR. yol harami –vampir dolu ve çoook zalimler.. hiç acımıyorlar…üstelik buradaki makam-güç ve iktidar hırsı maddi yoldan daha tehlikeli.. en yakınız dahi sizi bir esmaya-bir ek tarikata=yeni bir fakülte=ek mesleğe anında harcayabilir unutmayın.. ama yolda kalanların ve yolda bırakanların da aslında, kendi sahtelikleri-kalpazanlıkları –münafıklıkları yüzünden, sadece kendi açılımlarının zirvesine dek gidip, kendilerini sınırlayıp mühürleyerek, oraya, Süleyman’ın cinleri gibi KENDİLERİNİ kapattıklarını da anlamalıyız tabii.. YANİ EDEN KENDİNE EDER..keskin sirke küpüne zarar.
25 ocak
Cuma..gözlerimi açıyorken bir yüz
görüyorum.. başında yeşil bir türban dolanmış ama iki tarafında da püskülü
yok..o bluğ çağındaki bir mutlu sima.. sanki çook eski devirlerde çizilmiş
olduğu söylenen o efsane resme benziyor..
bu öğlen salatı sonrasında secdedeyim.. ağlıyorum.. sadece yazabilirim.. sadece yazabilirim.. başka hiçbir şey yapamam.. ve elçiye zeval olmazın güvencesini diliyorum..ve henüz hiç yazmadığımı anlıyorum..tüüm senelerdir yazdıklarım ileride yazacaklarım için bir karalama hükmündeydi hissediyorum.. harflerin bu çocuğa olan aşkının çocuğu boğarak öldürmesinden ise hala korkuyorum..
bu öğlen salatı sonrasında secdedeyim.. ağlıyorum.. sadece yazabilirim.. sadece yazabilirim.. başka hiçbir şey yapamam.. ve elçiye zeval olmazın güvencesini diliyorum..ve henüz hiç yazmadığımı anlıyorum..tüüm senelerdir yazdıklarım ileride yazacaklarım için bir karalama hükmündeydi hissediyorum.. harflerin bu çocuğa olan aşkının çocuğu boğarak öldürmesinden ise hala korkuyorum..
Sevdiğim.. lütfen beni Sensiz bırakma.. korkuyorum..
hem de çok..
ve yazım için pc yi tıklıyorum..karşıma ilk çıkan eski bir masalımdaki ayeti okuyarak susuyorum..
ve yazım için pc yi tıklıyorum..karşıma ilk çıkan eski bir masalımdaki ayeti okuyarak susuyorum..
"SONRA DUMAN HALİNDE OLAN GÖĞE YÖNELDİ. GÖKLERE VE YERLERE İSTEYEREK VEYA İSTEMEYEREK GELİN DEDİ. YERLER VE GÖKLER İSTEYEREK GELDİK DEDİLER" Fussilet Suresi-11
*hamiş:Sevdiğim Satürnün Halilurrahmanla ilişkili olduğunu geçen aylarda öğrendim ama sadece o kadar..ve şimdiki içinde bulunduğumuz dönemi de Satürn yüzünden bu derece sert-disiplinli olduğunu da anladım naçizane..bilmiyorum ..sadece yazmak istedim..
nur cihan
26.01.2013
nuralem7@hotmail.com