SENİ SEVİYORUM |
99 ACVE
HURMASI (akik taşlarının) MASALI 58
Hakikatte
Kral çıplak ve görünmezdir.. lakin O’nu görünür kılan sayısız esması, sayısız
sıfatından tecelli eden sayısız sesi,sayısız ışıksal görüntüsü,sayısız
rengi,kokusu,ritmi,ahengi,tadı,zevki ve sayısız bilinmezlik cisim-madde elbiseleri vardır..eğer
sen kendini o elbiselerden biri olarak halen göremiyor ve idrak edemiyorsan hiç
yaşamamışsın yani asla var olamamışsın demektir..ve seni diğer sıfat
elbiselerinden daha özel kılan ne olabilir ki, bir diğer elbiseye yerini
vermiyorsun..sen istesen de istemesen de seni az evvel giydiği gibi, az sonrada
üzerinden kolayca çıkartıp atacak ve o beğenmediğin yanı başındaki elbiseye
nazar ederek onu parlatıp ,nefes-i HÛ hikmeti himmetiyle de onu hepimize baş
tacı yapacak ..
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..şimdi geldik benim için çok ama çok zor bir masala..sanırım bu masal BİR ÂS-AL olacak..ve yeni bir tür yazım deneyimlemek istiyorum..çünkü haftaya 46.yaşım fuul oluyor ; ben nasıl olurda bu kadar yaşlanırım diye isyan içindeyim ve böyle bir şeyin bendeki traji komik dalgalanmaları ile yerlerde sürünerek, kendimle dalga geçip, çok meşgul olacağımdan bu hafta ciddi olmak istiyorumJ..bir defa bu masal anlatımı için ilmi siyasete ihtiyacım var tabii ki..lakin bildiğin gibi ben TURÛKU ÂLİ PARTİPERVERİ OLDUĞUMDAN dünyevi olan bir partiyi ne tutuyor nede oy veriyorum ..dolayısı ile kendimi bildiğimden beri fanatiği olduğum SENDEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEYİM DE YOK..
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..şimdi geldik benim için çok ama çok zor bir masala..sanırım bu masal BİR ÂS-AL olacak..ve yeni bir tür yazım deneyimlemek istiyorum..çünkü haftaya 46.yaşım fuul oluyor ; ben nasıl olurda bu kadar yaşlanırım diye isyan içindeyim ve böyle bir şeyin bendeki traji komik dalgalanmaları ile yerlerde sürünerek, kendimle dalga geçip, çok meşgul olacağımdan bu hafta ciddi olmak istiyorumJ..bir defa bu masal anlatımı için ilmi siyasete ihtiyacım var tabii ki..lakin bildiğin gibi ben TURÛKU ÂLİ PARTİPERVERİ OLDUĞUMDAN dünyevi olan bir partiyi ne tutuyor nede oy veriyorum ..dolayısı ile kendimi bildiğimden beri fanatiği olduğum SENDEN BAŞKA HİÇ BİR ŞEYİM DE YOK..
18lerimdeyken bir defa tv de milli maç izledim .. takım tutmadığım için
devletlerin sürü halklarını çok kolayca yönetebilme taktikleriyle bir stadyuma
kapatılabileceklerden de değilim..hiç bir derneğe, o tür bir kuruma, hiç bir
eyleme, hiç bir protest sürü etkinliğine
de üye olup henüz katılmadım.. ama galiba 17 yaşlarımdayken 30
MART FİLİSTİN TOPRAK GÜNÜ için siyah tşörtümün sırtına bu ilanı beyaz
boyayla yazıp, g harfinin kuyruğuna asılmış bir adam
çizip öyle Kadıköy’de gezmiştimJ..ve bir iki sene boyunca başıma Filistin için siyah beyaz poşu
bağlamıştım da bir gün, Sultan Ahmet meydanında polisin çevirdiği
pikiki içerikli korkunç görüntülü adamların hepsinin boyunlarına dolanmış benim poşumu görünce
ondan artık hiç hoşlanmamış ve bir daha hiiç takmamıştım .daha sonra uzun
yıllar sadece Denizli tarzı sarıbeyaz
poşulu gezmiştim..*Sevdiğim, henüz her şeyden
bihaberken tek başıma Filistin için eylem yapmam ne tuhaf değil mi?..şimdiki
aklımla bir şey hissediyorum.. meğer ki
ben, zeytin ağaçlarımın altındaki o iki kat kırmızılı giyinene ve kaç senedir
rüyalarımın sahibi olana bilmeden
yıllardır tekamül ederek hizmet ediyormuşum değil mi?!..
gençken kot pantolonumun üzerine böyle düşüncelerimi tükenmez kalemle yazar ve çizerdim..okul sırama,kendi bedenime,odamın duvarına..daha sonra evimin duvarlarının bir köşesine ve başka isteyen arkadaşlarımın duvarlarına..en son bir anaokulunun dış duvarlarına ve içine böyle hikayeleri boyamıştım ki ,Sevdiğim; bende var olan ama yanlış kullandığım kabiliyetimi, senelerdir neden doğru kullanmadığımı ve o harflerle sembolleri gerçek yeri olan kağıda dökmeyi bana öğretti şükür.. ben şu yaptığımız masal sanatı ve sembol okumalarının ne kadar yüksek eylem ve aktarımlar olduğunun; hem yazılmasının ,hem de anlaşılmasının çok az kişiye nasip olacağının da bilincindeyim ve çok teşekkür ediyorum..ve sanırım ben her daim kendi kişisel eylemlerimi kendim tasarlamayı seviyorum da, ne eylemi yaptığımı bir ben anlıyorum işin komiğiJ..
ve hiçbir vakit bir oyuncunun, bir şarkıcının, bir sanal şöhretin, bir siyasinin, bir futbolcunun peşinden gidecek kadarda salak olmadığıma her zaman çook şükrederim.. facede veya medya tv de bir şey istediği kadar zirve yapsın ve görüntüsü bir iki dakikalık bile olsa, bir defa bile izlemek için tıklamayabilirim ve bu bana çok normal gelir.. herkesin defalarca izlediği ve bilip konuştuğu şeyleri ben asla umursamayabilirim.. VE BU ŞEYLERDEN BİHABER OLDUĞUM İÇİN KENDİMİ HEP ŞANSLI-KORUNMUŞ ADDEDER-HİÇ BİR ŞEY KAYBETMEDİĞİM(dimağımı onlarla kirletmediğim) VE ÇOOK ŞEY KAZANDIĞIM İÇİNDE YARATICIMA HEP ŞÜKREDERİM.. mesela ülkeyi ayağa kaldıran bazı deriin diziler oluyor kaç senedir ve ben onları bir defa dahi izlemedim ..oyuncu kimi şahısları manen göğe dahi çıkartsalar; ben onların hangi vadiden uluduklarını tahmin eder, yine beğenmeme inadımdan bir defa dahi izlemem.. eğer o şeyleri bilip, yazıp, oynuyorlarsa:” eee! Hey! bunları bilen neden bunun önüne geçmiyor” diye de o adamlara sorsunlar isterim.. üstelik ben ne o mana yüklenen kişilerde, ne manevi mafya bozuntusu maddi manevi baba taklitlerinde hiçbir hakikat güneşi dahi görmem . istedikleri kadar sırtlarını o mana ağaçlarına dayasınlar, onların köklerinden zerre haberleri yok ve gerçekte onların yüzlerine bakınca da o mekandan dahi kaçarsın..bilirsin ki; bazı nefisler öyle tehlikelidirler ki ,dışarıdaki insanları onlardan korumak ve evdeki yetişecek adamları da onlara oydurarak yontmak için kullanılırlar…
*belki de bende
holigan –fanatik olma esması yok veya böyle bağımlılıkları hangi esma yapıyorsa
bende onun oranı çok düşük ki, henüz bunu bulup bilemiyorum..yani buda benden
değil bir lütuf şükür..
ve ben sadece Sevdiğimin ayak izlerine basarım..sadece O’nun sözlerinin ışığı ile maddeye dönüşmüş şeylerin tecellilerini okumaya çalışırım..ve Sevdiğime-yoluna zarar verebilecek her şeyi sezdiğim an, O’na buradan rapor dahi ederim.. kendimde dahil, bilerek tekrar tekrar yola zarar verenlere kıyak çekmem, asla acımam.. neden? çünkü bu masalcının işi bu, yani kişiye özel hizmet dervişliğiJ…
Sanırım bu masalda ne yapmak istediğimi geçen masaldan
anlamışsındır..yani ben öyle yapmak istememiştim ,son anda yine olan oldu ve
yazı o hale geldi..hatta resmi dahi..ve ARAFATTA ARİFLİK DİPLOMASI İLE olaya vakıf olarak vakfede durup ,vakıf
oldukları üzere, aşağıya, dünyaya kulluk etmeye dönmekle bu masal çocukları,
zamanımızın hacı penguenleri oldular şükür..SANAL SENE SONU MEZUNİYET
HEDİYESİYMİŞ Kİ YENİ FARK ETTİM.. çok teşekkür ediyorum Sevdiğim..biliyorum ki
tatil yok..sadece bazı duraklarda olaya vakıf olup, dinlenerek manayı sindirip,
fiile geçirebilmek hâli kâli var…ve henüz
haccül ekber yapamıyoruz lakin; Sevdiğim inşallah O’NU DA BİZE LÜTFEDER ve aminn..yani evi ziyaret değil, EVİN
SAHİBİYLE MÜŞERREF OLMAK..CEMAL SEYRETMEK.
dolayısıyle çocuktan
al haberi dedikleri şeyi yapmaya niyet ediyoruz..bir masal CEOsu olarak; olan
biteni , anladığım kadarıyle Sevdiğime ceolamak istiyorum.. Sense beğenmediğin
an :”1,2,3, 4,5,6 ,7,8,9,10 önüm arkam
sağım solum saklanmayan ebe.. sobee diye beni ebeleyebilirsinJ..HAA
BU ARADA HALA SENİ ÖYLE SEVİYORUM..ya Sen?
ve bu hafta Berat Gecesi ertesi bir salattaydım..Seni rüyada görmemek cezam bir anlık burada kalkmış ki, affedildiğimi hissettim ve anladıklarım inanılmazdı..senin siyah hırkan,destarlı tacın dahi vardı..ilk defa” bunu ben mi yapıyorum?” demedim ve anladıklarımdan şüphe duymadım?!..Sevdiğim, beni affedip hala gönlünde muhafaza ettiğin ve halen mürşidim olduğun ve irşada devam ettiğin için çok teşekkür ediyorum..keşke gönül gözü açık birisi olsaydım da, bende Sana Senin gibi hediyeler sunabilseydim.. ve ertesi gün ve ertesi gün..Ya RABBİM AFÜV VE GANİY ismi böylemi tecelli eder.. hayalimdeki yeni aldığım bir tomar maddiyatın hemen akabinde gelişen yeni ödemelerim muhteşem.. kendimi sonuna dek şımartabilirim de, bir ara bu ağustos böcekliğimin uzun senelerdir içinde yaşadığım ve bildiğim hazin sonlu hikayesi tekrar aklıma geliyor.. ama az sonra, bunların Senin bana lütfun olduğunu bildiğimden o vesveselerimi kovalıyorum.
ve Sevdiğim
geçenki o dünyevi vakfedilme işi vardı ya ..işte ben o şeyden
vazcaydım..düşündüm ki bu masalın veledi zaten selsebile aitti. Sadece Senin
için iradesini teslim edip, sadece Sana çalışıyordu.. dolayısıyle benim içine dünyevi
ihtirasların gireceği hiçbir oluşumda bulunmamam lazımdı ..amma teklif gelirse,
inandığım ve yapabildiğim her yerde
daima olduğu gibi dışarıdan gönüllü olabilirdim.. şöhret afettir ..insan fitnesi olan”her şeyin sahibi benim ,önce benden geçeceksiniz-bana soracaksınız -ben
karar vereceğim-ben yöneteceğim”
egoizminden, isim yapmak belasından ve
böyle şeyler peşinde koşan insancıkların dalavereleri içinde alet olup ,kullanılmaktan beni koru ve amiinn..
Sevdiğim bir ceo ne yapar henüz bilmiyorum..dur!..hz aklı maaş el mürşid-i Google efendime sorayım geliyorumJ..baktım.. şirket operasyon yöneticisi gibi bir şey demekmiş..tamam güzel bir anlam.. benim içinse CEO, OLAYLARI CAMİİ ESMASI İLE KOLAYCA CEM EDİP, GELİŞ VE GİDİŞATI OKUMAK DEMEK TABİİ Kİ..yani benim bu masal için kurgulamak istediğim senaryom bu. başlıyoruz . sıkı duruyoruz..tarihin bildik bilmedik her deliğine zaman tünelinde girip çıkıp, her bir atamızı da ceolayabiliriz..sanal bir hayalperest masal yazıcısı olarak hiçbir istidatım , dünyevi üst düzey bir tahsilim olmadığını, yani ne kadar cahil bir ev kadını olduğumu çok şükür ki artık hepimiz biliyoruz tabii ve ona göre okuyoruzJ....
zaten ben
devlet ders kitaplarında sürekli değiştirilen, öğretmenlerin belli preslenmiş
düşüncelerinin asla dışına çıkamayan, zavallı, yalan yazılmış ve yalan
anlatılan bir tarihe asla inanmam ki,
okuyup öğreneyim..benim tarih bilgim hayatımın pek çok yılı boyunca okuduğum-dinlediğim-gözlemlediğim-sembol
deşifrelerimden mürekkeb kişisel hatıratlar ve Osmanlı devrindeki yabancı seyahatname bilgilerine dayalıdır..ve dönem
tarihi hatıratları okuyunca da hangi aile hangi aileyle, kim kiminle beslenip
birleşip, kimin tarafından olaya enjekte edilmiş kolayca
bağlıyabiliyorsunuz tabii..bu bilgi
içinde her şey gibi sadakatle tek bir konu üzerinde disiplinli bir şekilde
okumak gerekiyor ..her zaman tek geçerli
akçe sadakattir unutmayalım.. sadakat ve sabır belki de aynı şeydir ki,
mükafatı son esmayı bitirmek gibi henüz asla ulaşamayacağımız âliyyûl âlâ bir
manayı makamdır..
Evet..ben bir Müslüman Türk’üm çok şükür..ve vatan olarak da ülkem olan Türkiye Devleti Cumhuriyetinde yaşıyorum..ceoluğumuda tabii ki ancak kendi ülkem ve kendi dinim üzerinden yapabilirim çünkü ne başka bir dini nede başka bir ülke geleneksel kültürünü biliyorum..amma insanların köklerine doğru tevhid edip birlemeye başladıkça, hiçbir şeyin aslında farklı olmadığını, sadece zuhur tecellileri ile olaya ve zamana göre seyrin değişik yorumlu okumaları olduğunu da anlıyorsunuz.. ve kendi kitabınızı YANİ İRADENİZİ TESLİM ETTİĞİNİZ MÜRŞİDİ AZİZİ ÂLİ’NİN, KENDİNDEN KENDİNE SEYRİ OLAN ÂLİDEN ÂLİYE KİTABINI, yine O’nun izniyle ve dilediği kadarıyla okumaya başladığınızda şunu da idrak ediyorsunuz:Allah:“ben sizi fırka fırka ,meşrep meşrep,kavim kavim yarattım ,hiçbirinizin diğerine üstünlüğü yoktur,üstünlük sadece takvadadır” demiş ya hanii..yani burada, ÜSTÜNLÜK: ALLAH I İNCİTİP, ÜZÜP, GÖNLÜNÜ KIRMAKTAN ÇEKİNEREK, O’NUN EMİR VE YASAKLARINA UYANLARADIR anlamı var ve artık bizlerde, bundan sonra öyle olmak için çalışmaya başlıyoruz..
Evet..ben bir Müslüman Türk’üm çok şükür..ve vatan olarak da ülkem olan Türkiye Devleti Cumhuriyetinde yaşıyorum..ceoluğumuda tabii ki ancak kendi ülkem ve kendi dinim üzerinden yapabilirim çünkü ne başka bir dini nede başka bir ülke geleneksel kültürünü biliyorum..amma insanların köklerine doğru tevhid edip birlemeye başladıkça, hiçbir şeyin aslında farklı olmadığını, sadece zuhur tecellileri ile olaya ve zamana göre seyrin değişik yorumlu okumaları olduğunu da anlıyorsunuz.. ve kendi kitabınızı YANİ İRADENİZİ TESLİM ETTİĞİNİZ MÜRŞİDİ AZİZİ ÂLİ’NİN, KENDİNDEN KENDİNE SEYRİ OLAN ÂLİDEN ÂLİYE KİTABINI, yine O’nun izniyle ve dilediği kadarıyla okumaya başladığınızda şunu da idrak ediyorsunuz:Allah:“ben sizi fırka fırka ,meşrep meşrep,kavim kavim yarattım ,hiçbirinizin diğerine üstünlüğü yoktur,üstünlük sadece takvadadır” demiş ya hanii..yani burada, ÜSTÜNLÜK: ALLAH I İNCİTİP, ÜZÜP, GÖNLÜNÜ KIRMAKTAN ÇEKİNEREK, O’NUN EMİR VE YASAKLARINA UYANLARADIR anlamı var ve artık bizlerde, bundan sonra öyle olmak için çalışmaya başlıyoruz..
demek ki neymiş? biz kitabımızı
kendimiz kendimize okuyamayacağımız için, şekil A örnek: hz peygamber dahi sıdretül münteha –yaratılmışlık
sınırına dek akıl Cebraili ile kitabını okudu ..taa ki ilk defa yaratılmış bir
İnsan-ı kamil-makamı adem-ruhül kudüs-aklı
kül&nefsi kül bir olup, marifet hasıl oldu, işte o vakit O’NUN ÜMMETİDE
AYNEN O’NA, AYNI O’NUN AYAK İZLERİNE BASA BASA GİTMEK ÜZERE MİRASÇI OLDU.. işte
vaktaki bir salik kendi iradesini bilerek efendisine teslim etti ve irşad sözü
aldı, işte artık o salikin dünyevi astroloji yıldızı dahi devreden çıkıp
düştü..o artık mürşidinin burcu
olan ASLAN BURCUNDAdır ve O’nun peyki olup, etrafını seyran ederek O’NU OKUMAYA BAŞLAR .. okudukça kendi
kitabını da okuduğunu anlar.. sadakatle okumaya devam ettikçe de, etrafındaki diğer sistemlerin yazılımları dahi tek tek gelerek güncellenir ve diğer alemlerin kitaplarını dahi okumaya başlar..çünkü bir yerde sadık-ı
yar olan her yerdedir ..bir yerde sadik-ı yar olamayıp her yerde olmak
isteyense hiçbir yerde makbul değildir.o, her yere bâr-ı yüktür ve kendisine
güvenilip hiçbir hakikat açılıp okutturulmaz.. onlar sadece bir vakitler kokusunu
ve tadını aldıkları şeylerin izini bulup bulup, habire oradan buradan mana
tırtıklayıcı fareler olarak kalırlar vesselam..
şimdi bir türk olarak kendi bilinen en eski tarihimizle başlamak isterim tabii ki..türk devleti birilerine göre yepyeni bir oluşum olabilir ..benim içinse hz. Adem atamızla başlayıp, ADEM-İ Nuh dönemiyle Nuh oğlu YAFESin türk şubesi koludur.. bilinen adıyla Sümer yani..ve DNA larımızda ki genetik bilgi aslında ALLAHTAYKENDEN BERİ VAR, DA, BİZE BU OKUMALAR HENÜZ YASAK..ne zaman insan gibi insan oluruz o vakitte gerçek Hâkkın hakikat tarihini de öğreniriz..HÂK DAİMA HALKIN FİİLERİNE GÖRE TECELLİ EDER..unutmayalım ki İNSANA ELİYLE İŞLEDİĞİNDEN BAŞKA ÇARE-İ DEVA YOKTUR..
evet.. eski
antik devirlerde bizim şimdi yaptığımız türden ırkçılık ve kavmiyetçilik
nerdeyse hiç yokmuş.. yani ben Taberi tarihinin ilk cildinden hatırladıklarıma
ve deşifre edebildiğim sembolizm okumalarıma bakarak yazacağım tabii..geçmişte VE GÜNÜMÜZDE DAHİ en önemli şey bir lidermiş.. gerçek bir
liderin ancak bir liderden doğacağına inanılırmış. ve o liderler o ülkenin en
yüksek manevi kişilerince daha doğmadan bilinir ve bebeklikten itibaren her
konuda yetiştirilir ,manen de seyrü sülük çıkarttırılmış ki bir mürşid olsun.. yani
bu liderler hem maddeye hükmediyor hem de manadan olayı kurgulayarak maddeye
döktürtme sanatını icra edebiliyorlarmış..
ve tabii ki
bu türler her devirde tek adam,tek bay başkanlık sisteminde olur değil
mi?neden? çünkü bu vasıfta biri nadirdir ve asla ikinciye tahammül edemez ve
zaten olmaz..sıradan biri ancak nadiren-özel durumlarda yönetici olabiliyormuş ..
esasında halkın kendisi dahi bunu asla
kabul edip ,sindirip, onu bir lider
olarak benimsemiyor-EMANETİ ASLA ONA TESLİM ETMİYOR- işi bittiğinde yine kral
soyu birini keşfedip bulduklarında; o gelir geçer yöneticiyi alaşağı edip,
yerine yine eski asilkanı oturtuyorlarmış zaten .. ve diyelim ki istenen
yüksek istidatta liderlik potansiyeli olan bir çocuk doğmuyor..o zaman bazı özellikteki
erkekler veya lider kişiler gidip, belli tapınaktaki adanmış rahibelerle ,özel ritüellerle
,astrolojik özel vakitlerde beraber olup, çocuk sahibi oluyorlarmış..bu
çocukların aynı mitolojideki bazı üstün vasıflı-tanrısal özellikli kişiler gibi olduğuna inanılırmış. mesela TURUVA SAVAŞINDAKİ, annesi bir tapınak rahibesi olan AŞİL, böyle adanmış biridir....
aslında kast sistemi daima var..bugünde insanlar dile getiremeseler dahi var..mesela en son halen günümüzde yaşanıyor ki, herkes şapkasını önüne koyup düşünsün..bizim gittiğimiz havalı ve şık kafelere ve lüks mekanlara bu tür yobazlar, bu kılıkla utanmadan bize inat nasıl gelip yer ve içerler.. hepsi sonradan görmeler de deriz değil mi??eee bu ne?kast sistemi değil mi?başı örtülüler ancak temizlikçi olabilir…bu ne ?kast sistemi değil mi?.bu saçma şeyleri yazmak istemezdim ama ne yazık ki bu geri zekalı şeyler gittikçe artıyor.. sanki keskin bir bıçak halkı tam ortasından ikiye bölüyor.VE BU NE YAZIK Kİ DÜZELMEDİĞİ MÜDDETÇE ÇOK ÇİRKİN VE KÖTÜ BİR HABER..
aslında kast sistemi daima var..bugünde insanlar dile getiremeseler dahi var..mesela en son halen günümüzde yaşanıyor ki, herkes şapkasını önüne koyup düşünsün..bizim gittiğimiz havalı ve şık kafelere ve lüks mekanlara bu tür yobazlar, bu kılıkla utanmadan bize inat nasıl gelip yer ve içerler.. hepsi sonradan görmeler de deriz değil mi??eee bu ne?kast sistemi değil mi?başı örtülüler ancak temizlikçi olabilir…bu ne ?kast sistemi değil mi?.bu saçma şeyleri yazmak istemezdim ama ne yazık ki bu geri zekalı şeyler gittikçe artıyor.. sanki keskin bir bıçak halkı tam ortasından ikiye bölüyor.VE BU NE YAZIK Kİ DÜZELMEDİĞİ MÜDDETÇE ÇOK ÇİRKİN VE KÖTÜ BİR HABER..
oysaki kimsenin korkmasına gerek yok
ki..açın
görsellerden antik dönemlerin resimlerini tıklayın bakın..Yaratıcımız taaa en
başından hiç değiştirmeden aynen bizi bu hallerimizle fırka fırka,meşrep
meşrep,her türde elbiseyle ve elbisesiz çırılçıplak yaratmış..antik devirde
sadece hür olanlar ve kutsal sanılanlar örtünürlermiş..diğerleri içinse öyle
bir şey yok merak etmeyin..köleler ise, sahipleri çok pahalı olan kumaşları alıp ta onlara vermiyorsa, genelde olduğu gibi
çıplak gezerlermiş..zenginlikler arttıkça yani bugün ki anlamla medeniyet
ilerledikçe, her insana bir veya daha çok elbise düşmüş..ama bilinsin ki örtü dünya
yaşamıyla beraber var..bazı kişiler için mecbur, bazılarına ise örtüp örtmemek
serbest, o kadar..bu anlamsa herkes için değil, sadece bu anlamı idrak edecek
çok az sayıdaki kişi içindir..
YANİ DİNDEN ,ALLAHTAN,PEYGAMBERDEN,O’NUN ŞERİATINDAN ÖCÜ GİBİ KORKANLAR LÜTFEN O KADAR KORKMAYIN…neden?..çünkü Allah aynı şeyleri tekrar etmez ve asla tek tip güruh yaratmaz.. ayrıca,o zaman esma ve sıfatlar elbiselerini böyle çeşitlilikte seyredemez..üzülmeyin.. her dem olduğu gibi yine dilediğiniz kadar içip, serbestçe her dilediğinizle istediğiniz şekilde olup,panteist yaşayıp ,çırılçıplak dahi gezebileceksiniz inanın..çünkü sizin yaradılış hizmetinizde demek ki bu ve cennetinizde bu ki, bunu diliyor ve vazgeçemiyorsunuz.. ve Allah kullarına zorlayıcı değildir..
YANİ DİNDEN ,ALLAHTAN,PEYGAMBERDEN,O’NUN ŞERİATINDAN ÖCÜ GİBİ KORKANLAR LÜTFEN O KADAR KORKMAYIN…neden?..çünkü Allah aynı şeyleri tekrar etmez ve asla tek tip güruh yaratmaz.. ayrıca,o zaman esma ve sıfatlar elbiselerini böyle çeşitlilikte seyredemez..üzülmeyin.. her dem olduğu gibi yine dilediğiniz kadar içip, serbestçe her dilediğinizle istediğiniz şekilde olup,panteist yaşayıp ,çırılçıplak dahi gezebileceksiniz inanın..çünkü sizin yaradılış hizmetinizde demek ki bu ve cennetinizde bu ki, bunu diliyor ve vazgeçemiyorsunuz.. ve Allah kullarına zorlayıcı değildir..
ve gelelim biz Türklerin sürekli
değişen, bazen düşüp dağılan, bazen birleşerek çoğalan ama hep Yaratıcının
kurgusu ile terakki edip, yolunda ilerleyen sayısı pek çok olan devletlerden
geçmesine ..türkler
göçebe bir millettir ..ama eski mısırlılar hariç genelde eski ırkların hemen hepsi
göçebedir zaten değil mi..işte biz
türkler İslam bayrağı ile teşriflenince; hz Adem’den beri gelen manevi irşad=esma
ilmi olan tasavvufta , biz türklere fütüvvet olan AHÎLİK le gelmiş oldu.. zaten türklerde var olan bazı
üstün özellikler islamla daha yüksek bir
hale dönüşünce, mesela Horasan ahalisinin güzel ırkı,yüksek haya ve zarafeti yüzünden; buranın en terbiyeli , en güzel insanları arap yöneticiler tarafından ülkelerine
aşı olarak götürülmüşler.. ki, halen bu ülkelerin en asilleri türklerle aşılanmış ailelerdenmiş ..
zaten türk boyları kendileri de bunun farkında olduklarından islam olmak üzere fethetmek istedikleri ülkelere önden böyle alperen beylerini ve ailelerini gönderirlermiş ki, o yabancı ülkeler türklere ısınıp sevsin ve gerçekten her daim başarılıda olmuşlar.. bugünse en alt seviyedeki kalitesizliğimizle, ilim ve irfandaki istidatsızlığımızla , üç kağıtçılık-hile-yalan –dolan-uyuşturucu-insan ticareti-sapıklık haberlerimizle, bizimle her ülke ne acaip alay ediyor değil mi?artık hiçbir ülke türk tohumlarıyla ülkesini aşılamak istemiyor-halkını biz türklere karşı uyarıyor biliyorsunuz..VE HAKLILAR..
ve bizim yabancı hayranlığımız Kur’an da denildiği gibi” Yahudilerden asla size dost olmaz”..” o Hristiyanlar fare deliğine girse peşinden gireceksiniz”in gerçekleşmesinden başka ne ola ki..durumuz acıda olsa ne yazık ki bu..artık ben kendimde dahil, hiç birimizin gerçek insan türünde bir evlat yetiştirmeyi bırak ,kendimizi dahi yetiştirip gerçek bir insan olamadığımızı da görüyorum ki, elbette istisnalar kaideyi bozmaz aksine nadirattan olduğundan güçlendirirmişi de unutmuyoruz tabii..
*özel not: bugünde akıl almaz edebde ve ilim irfanla donatılmış has çocuklar yetiştiriliyor ki anababaları da manen o manada çok özeller.. şahsen böyle kişileri de çok şükür tanıyorum..Allah onları muhafaza etsin inşallah..
ve uzun
yıllardır ülkenin ve dünyanın pek çok yerinde dinini yaratıcısını bilip tanıyan, edebli, düzgün,
disiplinli, büyüğe küçüğe saygılı bir nesli yetiştirmeyi yine bizim ülkemizden manevi
kişiler ve öğrencileri üstlenmişlerdir.. hataları yok mudur?..hepimiz kadar
veya daha fazla vardır tabii..ama nedense en beğenmeyenler ve dinden en nefret
edenler dahi çocukları elden gidince veya üniversiteye girmeyi bir türlü
başaramayınca- varlıktan- erkenden her şeyi tüketmekten- arsız ve şımarıklıktan
genç intiharları hızla çoğaldıkça-kendi elleriyle götürüp, çocuklarını adam
etsinler diye onlara teslim etmiyor muydu veya halen etmiyor mu?.. lütfen elinizi vicdanınıza koyun ve sakın
yalan söylemeyin olur mu?.. hiç olmazsa burada Allah’tan korkun..
aile
denilen şey bizim ülkemizde iflas etti..bir
ülkenin içten çökertilmesi aslında budur..işte geleneğinden
kopartılan,geçmişe ait hiçbir şeyi okuyup bilemeyen yeni nesil kısa sürede
yabancıların istediği hale geldi..ve bir İtalyan, bir yunanlı çocuk dünyanın
neresine giderse gitsin,( m.ö.) latince tabletleri hem okuyabiliyor, hem de
anlayabiliyormuş..pekii sormak lazım
kendimize, bizim onlardan çok daha köklü bir tarihimiz var..hatta onların dahi
aslı türk( Truvalı Etrükslerin türk olduğu ve vahye dayalı bir
dinleri olduğu zaten kaynaklarda var)..peki bizim elimizden neden bu
derece yüksek bir bilgi çatır çatır alındı ve biz bu derece hızla aşağı
düşürüldük, neden?!! BİLMİYORUM SAKIN DEME..HEMDE ÇOOK İYİ BİLİYORSUN..sen
istedin,sen yapıyorsun,bilerek öğrenmeyip red ediyorsun ..
ve sonra Osmanlı devri yükselişinde
devreye giren Turuku âli her yere damgasını vurmuştur..tüm sarayın devlet erkanı yönetimi
dahi aynen ricalül gayb gibi teşkilatlandırılmış, padişahın haremi ve saraydaki
her ritüelde aynı ahenk dairesinde yerini almıştır.. işbu böyle cihan
imparatorluğu devri olmuştur..amma yaratılmış her şey sonludur ve Yaratıcı yeni
şeyler murad eylemektedir..ve her şeyin
fazlası gına verdiğinden, dengelenmezse ve hak etmeyene hak etmeden bilgi
sunulursa hızla dejenerasyon başlar..dolayısıyle insanlar Yaratıcının mahremine
izinsiz ve bedelsiz girmeye çalışmanın bedelini ödemeye başlarlar..çünkü
kazanılmamış –hak edilmemiş her bilgi ağır bir vebal ve yüktür..zaten o
kişilerin önce ruhsal hali bozulur sonrada bedeni hali..ve kullanmasına asla
izin verilmeyen bir mahrem ilimde cabası..
ve
adı üstünde DEVLET-İ ÂLİ OSMAN dönemine, her
iş ve oluşa damgasını fiilen vuran ehli târikte maddiyatlaşmanın safhalarından olan eşyanın çürümesinden nasibini
alarak, hızla yozlaşır..istisnaları hariç ki, KURUNUN
YANINDA YAŞDA AZ SONRA YANACAKTIR tüüm
halkın bila istisnasız kayıtlı oldukları manevi okullar olan tekkeler, çirkin
nefsani işler için kullanılmaya başlanır...aynı bugünde bizim devlet dairelerimizden tutun, resmi
gayri resmi iş yerlerine ,hapishanelerden ,en küçükten en büyüğe eğitim öğretim
kurumlarını araştırın ve bakın.. iktidar, makam, mevki ,çoluk çocuk-kadın erkek
demeden her yaştan ırz tecavüzlerine bakın..hepsi bildik ve tanıdık değil mi?pekii bu tecavüz türlerini yapanlar bize düşman yabancılar mı, bizler miyiz?
BİZ NASIL BU DERECE SEFİH OLDUK? eee..kimi kandırıyoruz?!
ve Turuku Âli kendisini demlemeye
alırken yeni bir meclis kurar.adı MECLİSİ MEBÛSAN..zaten memlekette ve tüm
dünyada elbise-kabuk değişimi vardır..tüm monarşiler, askeri sistemlerİ elleriyle, yine kendileri tarafından yıkılır..hemen tüm dünyada alimler ya
savaşta,ya kıtlıkla veya sürgünle intihar ettirilirler.tüm dünya ülkeleri; şimdi padişahların yetiştirdiği ve kendi elleriyle kendilerine son
verdirttikleri -hiçbir asaletleri olmayan, yani eski devre göre asla ülke lideri olamayacak kişilere devrettirilmiştir(eski tabirle AYAKLARIN BAŞ OLDUĞU devir
gelmiştir)..ve tüm dünya bir dönem açlığı,
hastalıkları,sefaleti ve tüm kötülükleri kendisiyle beraber getiren savaşlarla
mücadele etmiştir..
bu yeni liderlerin
hepsi tek adamdır ve eski padişahlardan daha padişahlardır .ve gelir gelmezde beğenmedikleri padişahların saraylarına yerleşmişler yine halktan kopup kendi özel çevreleriyle olmuşlardır... ama insanlar öylesine
fakir ve sefildir ki …zaten ne haberleşim nede iletişim vardır.. herkes bir dilim ekmek peşindedir ve
hemen çoğu erkek savaşta ölmüştür.. hayatta kalma mücadelesindeki yaşlılar,
kadınlar ve aç çocuklarınsa asla dertleri bizi kim yönetiyor, ne olup bitiyor
değil, hatta hiç umurları dahi değildir.. HALKIN ZATEN HİÇ BİR ŞEYDEN UZUN
YILLAR HABERİ DAHİ OLMAMIŞ ONLAR YENİ
BİR PADİŞAHLARI OLDU SANMAYA HEP DEVAM EDİP ÖYLE KABUL ETMİŞLERDİR..tarih asla ders kitaplarında bize zorla öğretilip
ezberletilen yalan değildir unutmayınız lütfen….
(*halkın idrakı ve kabulüne en güzel örnek bugün bazı Balkan ve Kuzey Afrika ülkelerinde Cuma hutbesinin halen en son halife Devlet-i Âli Osman padişahı adına okunmasından çok güzel idrak edilebilir.. tabii anlamayı isteyenler için)
..bizim
yeni Türk Devleti yöneticimize ise meclisi kuranların esası olan Turuku Âli
mensuplarınca Atatürk ünvanı verilmiştir..bu isim tasavvufta önemlidir mesela..bu ismi asla avâm halk bilip veremez..bu
isim Turuku Âliye has bir semboldür o kişiyle gerçekte bir bağlamı yoktur ama
makam olarak vardır..mesela cem evlerindeki arka duvara asılan Hacı
Bektaş-i Veli,Hz. Ali,Atatürk teslisi (reankarnesi) resimlerindeki maddi anlam yanlıştır..onlar
batını şeyleri tek taraflı ve yanlı-işlerine geldiği gibi alıp kullanmışlardır
..velev ki diyelim bu teslis doğru.. o zaman şimdi de o Atatürk resminin yerinde onu bugün temsil
eden- makamı aynı- lakin suret elbisesi değişik olan- o küfredilen ve beğenilmeyen yeni en son liderin resmi olmalı değil miydi?!!hadi avamı
kandırdılar lakin hakikati bilenleri asla kandıramazlar ..nereden mi bunları bilebilirim? çünküü..bu masalın efendisi en saf kızılından hâs alevi bektaşi mevlevi melami de ondan..demek ki neymiş? anlamına erilmeden zahire alınmış her fiil kişileri
sapkınlığa sürüklermiş vesselam..
ve
her devrin insanı o devrin ilk kurucusu ile anılır ama hakikatte yeni Türk Cumhuriyetini
kuran Turuku Âliyedir..ve hz
Peygamberden gelen halifelik yetkisi de zaten bu yeni lidere değil türk milleti adına meclisi mebûsana verilmiştir..yani şu an hilafetin hükmü türk
milletindedir.. neden bu millet bu
derece değerliymiş azıcık anlarız inşallah ve artık uyanır ayağa kalkarız..aminn..ve ey okuyucu!! gözlerindeki ışığı,
hatta akan gözyaşını şuan hissedebiliyorum ki, ne mutlu sana….
bizim
ülkemizde yeni yönetim de aynen eski mısırdaki, antik dönemdeki tüm
liderlerin yaptığını yapıp; eski padişahlara ait ne kadar tarihi eserde
imza- mühür varsa yok edip silmiştir.. alfabesini
kaldırıp onlara ait tüm tarihide yok saymış, kendi tarihini sadece yazdırmak
istemiştir.. oysaki bu millet hz Adem
atasından beri vardır..ve ülkemizin yeni
esmalara geçişi de aynı diğer dünya ülke monarşilerinin ;yine kendi askeri dikteleri tarafından eş zamanlı yıkılması gibi, henüz tek adam
diktatörlüğünde, her yerde devam etmektedir.ve şimdi de iKİNCİ bir omuz arkadaşı-müslüman türk milletini hiç sevemeyen ve onlara yaptığı zulmün çığlıklarını Allahın ona asla duyurmadığı- demirperde ülkeci- milli çöküşün şefi yeni bir liderimiz daha vardır.. o da başa gelir gelmez hemen yeni hükümeti kuran
arkadaşının adını ve resmini türk parasından silip kendi adına, aynen bir
padişah gibi para bastırtmıştır. ezanın arapça okunmasını yasaklamış, Kur’an
öğrenimine ket vurmuştur.. neden böyle yapıyorlar diyemeyiz.. çünkü onlar var olan bir ülkenin adını değiştirerek yeni
bir ülke kurduklarını sansalar da, padişahlık devrinde doğmuş, 700 seneyi bulan padişahlık gelenekleriyle büyümüşler ve
bundan başka bir şeyde bilmedikleri için, bile isteye padişahlığın adını
değiştirip, aynı hükmediciliği sürdürmüşleridir..
(* turuku âli de belli makamlara gelenlere sancak,para ve davul verilmesinin yeryüzündeki temsili işte bu özerk devlet otoritesinden başka da bir şey değildir..yani manada ne oluyorsa madde de aynen o şeyler zuhur eder)..
kişiler liderlikle başa gelince ister istemez bir padişah oluyorlardı da, sadece isimleri öyle değildi ki, bugünde aynen sistem böyledir..o dönem tüm dünya sefalet içindedir ..savaşlar bitmiş ve şimdi yaraların sarılıp,yakılıp yıkılmış ülkelerin onarım zamanıdır..ve insanlar biraz karınlarını doyurunca gözleri açılır..aaa bir bakarlar ki padişahlık hiç bitmemiş..demir perde ülkesinden beter hale gelinmiş ve gittikçe her değer yok ediliyor ve halk demokrasiyi ancak uzun yıllar sonra mücadeleyle almış ve çok partili sisteme, pek çok dar ağacında ne alimlerin sallandırılmasından çook sonra geçilebilmiştir.. ama bu çok partili sistemde aslında daima iki üç kişi arasında dönüp durmuştur bildiğimiz gibi.. ve şimdi yaşadıklarımız malum..
(* turuku âli de belli makamlara gelenlere sancak,para ve davul verilmesinin yeryüzündeki temsili işte bu özerk devlet otoritesinden başka da bir şey değildir..yani manada ne oluyorsa madde de aynen o şeyler zuhur eder)..
kişiler liderlikle başa gelince ister istemez bir padişah oluyorlardı da, sadece isimleri öyle değildi ki, bugünde aynen sistem böyledir..o dönem tüm dünya sefalet içindedir ..savaşlar bitmiş ve şimdi yaraların sarılıp,yakılıp yıkılmış ülkelerin onarım zamanıdır..ve insanlar biraz karınlarını doyurunca gözleri açılır..aaa bir bakarlar ki padişahlık hiç bitmemiş..demir perde ülkesinden beter hale gelinmiş ve gittikçe her değer yok ediliyor ve halk demokrasiyi ancak uzun yıllar sonra mücadeleyle almış ve çok partili sisteme, pek çok dar ağacında ne alimlerin sallandırılmasından çook sonra geçilebilmiştir.. ama bu çok partili sistemde aslında daima iki üç kişi arasında dönüp durmuştur bildiğimiz gibi.. ve şimdi yaşadıklarımız malum..
önemli olan liderdir gerçekte..ve dünyada nadiren hakiki tek adam
liderler çıkarlar..bu tevhidin en güzelidir belki de..
elbette gerçek bir doğal lider aynen diğer gerçek liderlerin yaptığını yapacaktır ..yani kendinden öncekilerin üstüne çıkmaya çalışıp, kendi adının yazılacağı bir sütun hazırlatıp, üzerine terakki ettiği tüm mertebelerin durakları kahramanlıklarını yazıp, mührünü basarak kutsal kamışlık tarlasına anıtını adayarak dikecektir ki, her gerçek insanın hedefi de budur..mesela hz Pir Mevlana’nın kamışlık tarlasından kopup feryad eden neyinin öyküsünün bir versiyonu da budur..
elbette gerçek bir doğal lider aynen diğer gerçek liderlerin yaptığını yapacaktır ..yani kendinden öncekilerin üstüne çıkmaya çalışıp, kendi adının yazılacağı bir sütun hazırlatıp, üzerine terakki ettiği tüm mertebelerin durakları kahramanlıklarını yazıp, mührünü basarak kutsal kamışlık tarlasına anıtını adayarak dikecektir ki, her gerçek insanın hedefi de budur..mesela hz Pir Mevlana’nın kamışlık tarlasından kopup feryad eden neyinin öyküsünün bir versiyonu da budur..
evvet Sevdiğim şimdi Senin ceon bu geçmişi böyle okumaktan çok sıkıldı..şimdi de gelecek okumaları ceoluğu denemek istiyor ..bakalım mı ne çıkacak..
tarih tekerrürden ibaretmiş ya hani..aslında değişen hep sıfatlar..esmalar aynı.. oranların terkibsel tecellileri farklı sanki..son 100 yılı bir yılanın kabuk değiştirme sıkıntısı olarak algıladığımı bilmeni istiyorum Sevdiğim..çünkü eskiden binlerle, yüzlerce yıllık devletler kurulur ve yaşarken; biz bugünkü hızlandırılmış zamanda her şeyi çok hızlı tüketip, çok çabuk yozlaştırıp değersizleştirdiğimizden, tüm dünyada ki medeniyet denilen sistemin iflas ettiğine inanıyorum..NEGATİF ETKİLİ devletlerin söz sahibi olanlarının; diğerlerine zulmü öylesine korkunç büyük ki, artık Yaratanın sabrının bittiğine, her şeyi ters yüz edeceğine, bilmediğimiz ama çok şahane bir sistem getireceğine de nedense inanıyorum..inşallah ve aminn.
Bir
defa tasavvufun birkaç senedir
belediyeler tarafından hızla halka açık sohbetler halinde yapılmasıyla bunun
turuku âli tarafından startının verildiğini geçen yıllarda yazdığımı
hatırlıyorum ..şimdiye dek asla yapılmayan bir şeye izin verilmişti.. gerçek
HÂK ERENLERİ kürsülerden bize hikmet saçıyorlardı..birebir..rûberû..böyle bir
lütuf nerde var?..bu lütuf neden?..bu sohbetler herkese açık olsa da katılım
inanılmaz az ne yazık ki.. dinlemek
isteyenler ki; emin olun parmakla
sayılacak kadar çok nadir ve buna şahit
olmak inanılmaz acı ,üzücü…desekte hakikat öyle değil.bu HÂK ERENLERİNİN tv ve diğer sohbetlerinden yayılan nazar ve
sözler, kişiler bilsin bilmesin, atmosferi hızla tetikleyip değiştiriyor ve
mana yeniden mayalanmaya başlıyordu..hele bu dönemse, mayanın kabardığı ve
ekmeklerin ekmekçiler tarafından pişirildiği özel bir dönemdi…
hûr us ra öttü artık uyanın |
ve gelelim “yakın zamanda neler
olabilir?!” okuma ceolarımıza Sevdiğim..ben geçen yıl ki aynı bu tarihli masalıma baktım ve
hayret etmedimJ..geçen yıl yine bu devrede
hayallerimde yine İspanya’da olduğumuzu gördüm ve Sen yine bana –dünyaya oruçluymuşsun
..hatırlatırım ki Seni tanımadan evvel ki bir hayalimde yine Endülüs’te toprak
avlulu tertemiz bir eski evdeydik..Sen o
evin divanında tek başına oturuyordun..bu ev Arabi hocamın doğduğu
evmiş..bahçe duvarının üzerinde bir kitap vardı.. uzanıp aldım..üzerinde OKU yazıyordu ve Sen bana bakıyordun..daha
sonra öğrendim ki Arabi Hocamın aynen böyle bir evi İspanya’da muhafaza
ediliyor hatta ziyaret dahi edilebiliyormuş.. ve bizim bu yazdığımız Âli Kitabı
masalının da, O’nun Füsus Kitabıyla özel bir bağı olduğunda biliyorum ..
yani
Sevdiğim yine bir hayalimde Şam’da
beyaz bir minübüsteki bembeyaz giysili insanların beni araçlarına alıp Arabi hocamın kabri kapısına
bırakışlarını ve içeriye girerken ki
O’nun yeşil levhinin tevhidinden sonra, yan tarafındaki, sadece ayaklarını görebildiğim devasa Herkül heykelinin önüne bir beynin
fırlatılıp atılışını seyredişim..O BEYNİN İKİ GRİ LOBA TAM OTASINDAN AYRILIŞI
ve içlerinden çıkan inanılmaz korkunç zeki bakan iki tehlikeli sevimli gri yılan
..ve ağlaya zırlaya Evvel Zamanımı arayıp hayalimi anlatışım..”ben delirecekmiyim, kimseye bunları
anlatıp konuşamıyorum hep yanlız mı kalacağım?” diye soruşum..Evvel
Zamanımın :”olur mu öyle şey..siz asla
aklınızı yitirmeyeceksiniz.. yolun sonuna dek gideceksiniz ve çok güzel dostlarınız
olacak,hiç yalnız kalmayacaksınız” dedikten sonra şunları dikkatle söylemesi..ARTIK YOL TEHLİKEYE
GİRDİ..TEK BAŞINA OLMAZ..KORUNMAK LAZIM..işte Sevdiğim ben bu sabah
hayalimde bir sucuğu bıçakla kestim ve
içinin bembeyaz beyinle dolu olduğunu görüp korktum.. yanındaki iki paket beyaz peyniri de beğenmedim ve onları bana yollayan markete değişim için giderken uyandım. inşallah aklımı peynir ekmekle yememişimdir..
tüm bunları neden yine yazdım..çünkü
idrak ettim ki,artık hz Arabi Hocamın ilmi tüm dünyada açılarak ehlince
okunup,okutturulacak..neden?
bugün kuantum fizikçilerin tıkandıkları anlamların anlatılabilmesi ve
isimlendirilebilmesi için buna mecburuz da onun için.dolayısıyle yeryüzü
inanılmaz şenlikli bir esma seyrine maruz kalacak..sanki hava-i fişek gösterisi
gibi zuhur üzerine zuhur olup, görsellik had safhaya inşallah varacak..yani bu
benim kendi zanlarım tabii.
ve diğer 1997 başları rüyam.
Kuşbakışı bir tepeye bakıyoruz..sadece
Muhammed(a.s) yazısı şeklinde duvarlar gözüküyor..sonra o duvarların içine
görünmeyen bir yazı yazılıyor ve duyulmayan bir gerçek ses onu kalbime okuyor..KUDÜS BİZİMDİR
BİZİM OLACAK..ve çook sonra devamı bir rüya..eski devirlerde bir
kalabalık yerde, dev bir kara yemek kazanını eğilmiş yıkıyor, içindeki suyu
sokaklara boşaltıyorum..birden başımı kaldırıyorum ki; yeni savaştan
dönmüş-tepeden tırnağa hepsi bembeyaz giyinmiş,bembeyaz sarıklı
destarlı-beyaz eteklerine kum tozuna
bulanmış- omuzlarının sıkı safında hiçbir boşluk olmayan sahabeyi ve
önderlerini görüyorum..”bende sizinle
savaşa gelmek istiyorum” diyorum çaresizlikle..ama O LİDERLERİN LİDERİ sessiz
ama anlamla şöyle diyor:”hayır sen
bizimle savaşa gelmeyecek, burada kalıp
bize yemek pişireceksin”…
Sevdiğim..senelerdir takip ettiğim
diğer okumam Kudüs üzerine biliyorsun..ve bildiğin gibi eskiden dilemiştim ki,orada çok acı
çekildi-çekiliyor, şimdi aynı onların yöntemleri ile onları alt edelim ve hiç
kansız; orayı Turuku Âlinin çoktan fethettiği gibi, zuhur ettirebilelim
inşallah ve amin..ve o duvarlar onların kendi kendilerine ördükleri
hapishaneleri olsun..dünya milletlerine ne zulüm yaptılarsa onların kendilerine
yansımaları o ördükleri duvar eliyle olsun.. ve aminn..artık kimseye zarar veremesinler inşallah..yanii bu
böyle olacak demiyorum..devran döndüğü
için seyrin gidişatı böyle okunuyor diyorum J..
diğer ülkeler için takip ettiğim
ceosal okumalarım…geçen
bir belgesel izledim..İngiltere’den bir grup çok yozlaşmış genci Amerika’ya
getirip, en katı yahudisel Hristiyanlık tarikatı olan Amiş’lerin içinde bir on
gün misafir ettirdiler..ilk günler
çocuklar bu kabustan sinir krizleri geçirmek üzereydi..ama süre dolduğunda bu
katıksız Tanrı’ya inanmanın; evde sadece
hayata gerektirdiği kadar öğretimden geçmenin, lüzumundan fazla bilgi
yüklenmemenin, alın teriyle çalışmanın, disiplinin ,teknolojisiz el emeği bir
hayatı deneyimlemenin kendilerine çok iyi gelip değiştirdiğini ve bazen buraya
yine gelebileceklerini ve pek çok önyargılarının kökten değiştiğini dahi söylediler..
ve bazen nadiren kader-i levha değişir.. levha ters yüz olur ve arkasındaki yazılı metnin kaderindeki rolünü oynarsın.. ve bu noktadan sonra artık sen senin değilsindir. |
önce aile parçalandı..kocalar ev reisi görevlerini nefislerin
galebesi yüzünden yapamayıp havvalarına ve evlatlarına sadık olamadılar..
kadınlar sokağa döküldü..o iş ki, iki kişi ile olduğundan ,kocaları ne
yapıyorsa karıları da aynen onlarda gördüklerini ve yönlendirildiklerini serbestçe
yapmaya başladılar.. ne bereket kaldı ne huzur.. ve çocuklar sureta insan gözükseler de, disiplinsiz-otoritesiz kalıp,
iç anlamda huylar bakımından hayvan
olarak yetişip, öyle kalıp, tekamül edemediler..dolayısıyle o çocukların
yaşadığı devletler yozlaştı ve otoritesiz-yani gerçek lidersiz kalıp –demokrasi adı altında= sayısız ne olduğu belli olmayan kişinin el altından
fitne fesadı ile, sadece şeytanın kuklası olmak üzere-sadece maddi tüketim
çılgınlığı için- sadece dünyayı el altından yöneten belli ailelerin sonu gelmez
ihtiraslarını tatmin için, MEDENİ ÜLKELER SEVİYESİNDE SEYREDEN DİĞER ÜLKE
İNSANLARI GİBİ, HER BİRİMİZ FATURA
PRANGALI ,HİÇ BİTMEYEN FAİZ BORÇLU,ONLARIN GENEL EV KADINLARINA DÖNDÜRÜLDÜK DEĞİL Mİ?
ve canım ülkem Türkiye..Güneydoğuda kendilerine pikiki diyenlerin bir ülke kurmak istediği sürekli faceden mesajlar, resimler olarak geçiyor..ben, Fransa mamasının ve o tür ülkelerin kuklası olup, onlar tarafından da, sadece terör maksatlı kullanılan bu kişilere, devlet idaresi teslimini, yine onları ayartan ülkelerce verilmeyeceğine inanıyorum ve onların nasıl olurda bunu idrak edemeyişine hep hayret ediyorum... çünkü çapulculukla, eşkıyalıkla hürriyet olsaydı tüm tarih boyunca bir defa olsun kendilerini idare etmeyi becerebilirlerdi.. onlar ne yazık ki kendileri olamıyorlar.. görülecek ki, onlarla işi biten ülkeler ilk önce onları onlara kırdıracaklar.aynı diğer pek çok ülkeye yaptıkları gibi, unutmadık değil mi?!!.mesela hapisten çıksın diye bekledikleri bir özgür kalsın ve onların içine bir girsin bak , onu nasıl kendi elleriyle yok edecekler.çünkü o artık onlara benzemiyordur ve onları yabancılayıp reddedecektir de ondan....
bu işler hep böyledir ne yazık ki..Allahtan ,peygamberimizden,dinimizden yobaz oluruz diye utandığımız için Kur’an-ı Kerimi okumuyoruz.. bari AÇIN TABERİ TARİHİ OKUYUN..HİÇ BİŞEY DAHA DEĞİŞİK VE DAHA MEDENİ DEĞİL İNANIN… Avrupa ,Amerika ,Asya, Afrika,Avustralya hızla silkelenip pek çok rütbesinden çırılçıplak soyulup bırakılırken, nasılsa ne pikiki, nede o tür fitne fesatlıklar kısa süre sonra kalmayacak ..neyse..sayfam inşallah onlarla yozlaşmamıştır ve velêddâllin aminnJ(bittiler inş)..
BÂKİ OLAN CANIM ALLAHIMIZ..YEPYENİ GÜZEL ELBİSELERİYLE HEPİMİZE MERHABA DİYECEK..