99 ACVE HURMASI (akik
taşlarının) MASALI 55
“Rahmân’ın kulları, yeryüzünde vakar ve
tevazu ile yürüyen kimselerdir. Cahiller onlara laf attıkları zaman, “selâm!”
der (geçer)ler. (FURKÂN – 63)
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba.. işte uzun zamandır beklediğim 55 rakamlı masalımızdayız ...yani OO süper bişey..en son sistemli yazılım.. bu rakama gelmeyi başardığımız için kendimizi tebrik ediyorum..şimdi ikimizde mutlak yokluktayız ve çıkışımız nasıl olacak çok merak ediyorumJ.
nasılsın?.bizi soracak olursan ehh işte. sanki her şey bizim GAB KAZI gezimizi bekliyormuşçasına ne acaip bir şekilde dizildi değil mi?.ve gerçekten de biz, o kılıç hediyesiyle & zırh içine giyilen o gömleğin çıkmasıyla beraber, sanki miraç etmişçesine, gap kazı misali önden bir çığırdık.. yani aslında çığırtıldık.. Allahtan ki siyah sancak çıkmadı da ucuz kurtulduk ..şükür.. Sevdiğim.. biz Senle Evvel Zamanımın:”korkma ,dilediğini söyle. “…”.onlar anlamayacaklar..çok azı bilecek “dediği gibi, meğer olağanüstü, çift taraflı bir tarihi kaydediyor muşuz ki, bu yüksek lütfu henüz idrak edebildim.. ileride, bu manevi ve maddi târiksel tarih kaydını miras alacaklar ne bahtlı değil mi ?!.ve kıymeti ancak o vakit bilinecek ..bizim devrimizde ise asla bilinemeyecek, her zamanki gibiJ..ve sütunların ilmini tahsil içinde; bu görkemli seyirli yöntem, muhteşem bir tedrisat-i âliydi. teşekkür ediyorum..
*gelelim masalımın gömleğinin çıktığı 29 mayıs Çarşamba gecesi itibariyle , ani bir hızla patlak veren olayların gidişatı hayriyesinin bir haftaya yayılmış halinin, bende biriktirdiği tefekkürleri Sana deşifre etmeye..
*29 mayıs ilk evvela İstanbul’un fethi idi..ve bugünkü kutlamayla taçlandırılmak istenilerek temelleri atılan 3. İstanbul Köprüsü içinse seçilmiş isim hz. Yavuz Sultan Selim Han idi.. yaniii bazı kavimlerin en nefret ettikleri,en düşman oldukları isim ki ,bugünden sonra hızla fişeklenecek fitnenin baş aktörü de bence bu şeydi.ve Fatih ismi ile Yavuz celalli ismi böyle aynı anda yan yana gelince de seyreyle celalli zuhura çıkışa oldu.. yani İSİMLERİN TECELLİSİ..
ve her ne kadar güneş takvimine göre mayıs ayı içinde olsak da, ay takvimine göre RECEB-İ ŞERİF AYIndaydık ki , Recep ayı ALLAH ‘IN AYI İDİ VE SAVAŞMASI YASAK OLAN HARAM AYLARDANDI (ve ülke liderimizin kaderi ilahi zuhur adı da Recep idi).. işte bu ayın ismi ve bu yasak aya yapılan hürmetsizlik dahi havadaki cereyanı bozup, hava tatbikatını sürekli kasvetli, gök gürültülü, basık, yağmur dolu bir hüzne gark eyledi…ve ben dahi bu kasvetli havada bu masala başladım..
ve gelelim o günden sonra hızla tırmanan olayların gidişatı seyrine Sevdiğim...yanlız bunu okuyanların bilmesi gerekir ki; ben senelerdir hiç TV de haber izlemedim.. yani henüz izleyemiyorum nedense ve gazete- dergide hiç alıp okumuyorum..net gazeteden ise ilgimi çeken şeylerin başlıklarını sadece okurum ve çok daha nadirinin de kısa yazısı varsa takip ederim.. ben hatıratlı canlı tarihe inandığım için, haberlerimi facebook gazete tv sinden ve ÇEVREMDEN naklen, dakika dakika takip ederek bu masalın tefekkürlerine sahip oldum..mesela bir mesaj geliyordu ve o mesajlı fitneyi alan bu tür kişiler hızla bu mesajı yayıyorlardı..böylece en yakınlarınızın dahi içi dışına çıkmış fitne fesatlıklarına, bu akıl almaz bolluk ve nimetin içinde boğazlarına dek batmış boğulurken ki çirkin kadir bilmezliklerine hayret üstüne hayret ediyordunuz.. bir millet bu kadar mı dinine, Yaratıcısına, peygamberine, ibadetlerine, Allah’ın hükümlerine düşman olur şaşarsınız.. yani herkes şaşmaz tabii bazılarımız J..ağaç bahane fitne şahane kumpanyasına hoş bulduk….
VE BİR ARA TÜRK OLMAKTAN HALA ÖYLE GURUR DUYMADIĞIMI DÜŞÜNDÜM… BUNLAR TÜRKSE BEN ASLA TÜRK DEĞİLDİM…BEN AYRI BİR TÜR TÜRKÜM BENCEJ..
1 haziran cumartesi ikindi vakti servisle pazardan dönüyordum.. 5 kişi
filandık..o hanımlar aniden hükümetin reisi ve islam hakkında bağrışmaya
başladılar.. öyle iğrençleştiler ki, benim gibi böyle durumlarda laf atmadan
duramayan yontulmamış odunları dahi korkuttular..ve korkuyla onların vahşetine
bakarken sustum ..sadece onların ışığı kalmamış yüzlerine baktım. ve birden
yönetici için şöyle sırayla bağırmaya başladılar: “şeytan!.. yobaz!.. dönme!..hain!..deccal!
”..inanamıyordum.. ve ağaçları kesme
bahanesi ile, hükümeti düşürme protestosu için, apartman ve yazlık sitelerine kurtarıcı
büstü dikeceklermiş.. bu hanımlar az sonra, akşama, yürüyüşe katılacakları
sözleşmesini yapmış halde, bu bölgenin en lüks binalarının önünde servisten indiler ..vay be, bu
çirkef insanların o lüx evlerine şöyle bir dokunsanız nasıl ortalığı ayağa
kaldırırlar, kimse söyleyemiyor tabii..ve bizim site şehrimizde çok yakın
zamanda ve halen ve geçmişte ne çevre katliamları olmuştu:oluyor; lakin şimdiye
dek tek bir kişi dahi çıkıp” siz ne yapıyorsunuz ,hava akımını kesip, şehrin nefes
almasına engel oluyorsunuz, iç içe - pencere pencereye bizi çok
haysiyetsiz-insan onuruna yakışmayan bir mahremiyetsizliğe neden mahkum
ediyorsunuz, bizim parkımızı-yeşil alanımızı neden lüks konutlar-alışveriş merkezleri haline getiriyorsunuz "diyede nedense dememişti..
ve hükümtet-i idare; belli
şirket ailelerin aç gözlülüğüne, onlara uyan belediyecilerin doymak
bilmez gözlerine ve hırslarını toprağın dahi doyuramayıp göğe tırmandırdığı
müteahitlik firmalarının karınlarına daha çok iştah sağlamak için ne yazık ki orta direk
ailelerini yok etti.. yani aradaki geçiş sınıfını yok etti.. böylecede tam bir
alt üst sınıf farkı halen çığ gibi büyüdü..büyüyor..
hepimiz çok yakında ülkemizi, daha ileride dünyayı yöneten belli başlı birkaç ailenin işçi köleleri olmak üzere programlanmaya başladık.. ülkenin her yerinde şapşal, koskoca grubet gibi duran AVM ler var..hep aynı markalar ve hep aynı moda.. korkunç ,iğrenç bir beton tarlası dikilerek bir site şehir yapılıyor ..içinde temiz hava akımının dönemediği boğucu nefesssizliğin az sonra o site şehrinin üstüne kasvetli bir bulut halinde oturduğunu da görürsünüz.. iç içe. pencere pencereye ..mahremiyete saygısız, her sesin son frekansına dek duyulduğu ,aç gözlü ve birbirlerini gözetlemeci çirkin binalar.. sonrada yanına devasa bir AVM..sabah evden işe, sonrada asla gökyüzünü göremeden AVM ye.. robotlaşmak için ,kimlikleri yok etmek için en ideal yöntem.. ve biz göçebelik sever türkler bu yaşamı nasılda sevdik hayret!!..
artık küçük esnaf hemen hiç yok.. onların yüzüne kimse bakmıyor tabii ki..ve bir adam elinin emeği mesleği ile geçinmek ve özgürce ailesiyle yaşamak için eskiden olduğu gibi, kendi işinin patronu ne yazık ki olamıyor.. böyle bir dükkanın giderlerini ödeyemeyeceği içinde bir başkasının mahkumu olup, elinin sanatını yüreğinin özgürlüğünü prangalıyor.. ve tabii ki dolayısıyle AHİlik kültürü, ÇIRAK-KALFA-USTAlıkta tarih oluyor desek te; bu manadan maddeye bir zamanlar yansımış devran halen devamla yaşıyorJ..bitti sananlara pışıkkk!!!
*Allah tan dilerim ki ,belediyelerin
son derece güzel bir hizmeti olan meslek edindirme; çıraklık, kalfalık ve ustalık
kurslarından mezunlarına kendi işlerinin
patronu olabilecekleri küçük dükkanlar açma kampanyası da başlasın ve aminn..
az sonra evime geldim..bir saat kadar sonra etraftan korkunç protesto sesleri,kornalar gelmeye başladı..bir anda bu örgütlenme olamazdı da nasıl olmuştu?!!ve facebooku açınca çorap söküğü gibi kimin kimden mesajı alıp, diğerlerini kışkırtarak naklen yayınını izlemeye başladım. Sahte sanatçı provakotörlerin twett mesajları fotoğraflanıp yayılıyordu… herkesin münafıklıklarının içi dışına kusmuştu.. yıllardır içlerinde biriktirdiklerini hep beraber kusuyorlardı da, kusma sona erince bu pislikleri kim temizleyecek-kim kimin yüzüne nasıl bakacaktı pekii?!..en çokta tasavvufla alakalı olanların din düşmanlıklarına incindim..
Yaratan bize: “siz benim verdiğim nimetlerin hiç birinin şükrünü bilip onun hakkını vermediniz ve hepsini katlettiniz-neden?!” diye hesap sorduğunda biz ne diyecektik peki?!!ortalık yıkılıyordu ve aynı anda ülkenin her yanını kaos sardı..ama hiç kimse olayın hakikati üzerine ne tefekkür ediyor nede bu çirkin yoz barbarlığı durdurmak için bir şey yapıyordu..
evet hümanistce ve tertemiz düşüncelerle ağaçlar kesiliyor diye protesto edenlerde vardı belki ama az sonra gelen resimler korkunçtu..pkk oradaydı..devrimciler oradaydı..ellerinde bira şişeleri her yerleri dövmeli korkunç görüntülü serseriler oradaydı..Suriyeli kışkırtıcı muhalifler oradaydı..ve dünya medyası dahi naklen yayınla oradaydı..haydaa!!
DÜĞÜN DEĞİL BAYRAM DEĞİL, BİZDEN ÖLESİYE NEFRET EDEN BU ÜLKELER, HENÜZ HİÇ BİR ŞEY DAHİ BELLİ DEĞİLKEN, HER ŞEYİ BİLİRCESİNE, NEDEN HEMEN BİZİ ÖPÜYORLARDI Kİ!!?.. daha hükümet bile düşmemişken!! üstelik tüm Avrupa – Amerika- Rusya bize ağaçları katletmiyelim diye destek veriyor, sürekli bizi eyleme devam etmemiz için uyarıp kışkırtıyorlardı..
* ve esas dünya liderlerini en heyecanlandıran, böyle çılgınca olaya aktive edip, naklen bağlatan sebepleri şunlardı..tüm sanal alem onların elindeydi ve onlar yönetiyorlardı..hepimizin her şeyinin kaydı kuytuda onlardaydı. ilk defa böyle sanal bir örgütlemeyle; mankurtlaştırdıkları bizleri nereye dek, sanal robotları olarak kullanabileceklerini gösterdiler..hemde hiç yorulmadan,bilgisayarda savaş oyunu oynar gibi, en son ve EN ETKİLİ SİLAH OLAN TEKNOLOJİK FİTNE SOSYAL MEDYASI İLE bize neler yaptırabileceklerinin ilk ön provasını da hep beraber, sevinçle yaptılar.VE BAŞARDILAR DA.. bu masal çocuğu gibi hayalperest çomak sokucuların olayı sezmeleri ve her mesaja anında müdahele etmeleri, en azından kendi etraflarında inanılmaz etkili oldu kanatindeyim..çünkü en büyük güruh sürü olanlardır. .sonra o sürüyü güdenler gelir ve en sonrada o sürüyü güdenleri o sürüye göre güdenler gelir vesselam….
yani ordu yerine halka yaptırtmaya çalıştıkları darbe koskoca bir fiyaskoydu Sevdiğim..
masonların isis rolü ile;
dünya insanlığını, gençliğinin ahlakını bozmak ve iğdiş etmek için
kullandıkları bir medya kuklası şarkıcı kadın dahi üstünde siyah bir tşört, bir
eli yumruk halinde havada, bizi desteklediğini söyleyen bir bildiri
yayınlamış..haydaa!! yahu bu
pislik kadın değil miydi daha bu sene bizim ülkeye gelip konser veren ve bize
göğüslerini gösterdikten sonra elindeki taramalı tüfekle kendisine dünyanın
parasını ödemiş salak entel-sosyetik seyircisini tarayan.. kabalist olan birinin
her yaptığı sembolün bir sihri ,bir anlamı var, hiç mi akıl edemiyorlar peki?!! pekii bizim salak medya ertesi gün ne yazdı:gözünüz show görsün..muhteşemdi?!! bu kadın, kendi ülkesine isis heykelini yaparak hediye eden laik Fransa da konser verdiğinde,
bu defada onlara poposunu açarak göstermişti..ve o ülke hristiyanları onu yuhalayıp, protesto edip
kovmuşlardı ..neden kimse hatırlamıyor anlamıyorum..
“”Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır. (RA'D – 25)””
“”Allah’a verdikleri sözü, pekiştirilmesinden sonra bozanlar, Allah’ın korunmasını emrettiği şeyleri (akrabalık bağlarını) koparanlar ve yeryüzünde fesat çıkaranlar var ya; işte lânet onlara, yurdun kötüsü (cehennem) de onlaradır. (RA'D – 25)””
*TAKSİM= ŞEHRE SULARIN TAKSİM EDİLEREK DAĞITILDIĞI ANA SU ŞEBEKESİ HATTI..şimdi de, ülkemize fitnenin dağıtım merkezi taximcilik rolü nasıl oynandı ona bir bakıyoruz?!!
Rusya yönetimi 2. Bir
Osmanlı istemiyoruz derken, tarihten nasıl korktuklarını da mı kimse
anlamıyor?.. Taksime dikilecek askeri kışla onlara gözdağı vermek aynı zamanda
kimse çakmıyor.. tabii birde meşruitiyetle gelen iki ithal askeri paşanın ki biri TOPÇU-
masonluğu bu ülkede nasıl yaydığını ve
Galata Mevlevihanesiyle olan sıkı bağını(geçen ki o
eşek semerli mevlevili hayalimde bir bölümü anlatmamıştım Sevdiğim..
işte oradaki sır buyduJ) ve halen orada hamuşanda yattıklarını …ilk bankerlerin padişaha ve
devlete borç verip ülkeyi çökerttiklerini ve bu banker ailenin tek bir ferdi dahi kalmayan hazin sonunu da öğrenmek lazım belki de. İsrail’in Filistin’de
yaptıklarını ,tüm Ortadoğunun kanını içe içe doymamasını ve bizim
ülkemizi ele geçirince de bizi duvarlar arasına hapsetmeyeceğini mi sanıyoruz
ki, bu provekelere böyle şapşalca atlıyoruz ?!!!
ve neden kimse “yakında
Makedonya ‘da olan soykırımda nato ve diğer ülkeler neredeydi” demiyor? Afganistanı ,Afrikayı ,Asyayı kana
bulamalar halen devam ederken bu medya nerede demiyor?!! Burma’daki
et yemez hümanist Budistler diri diri Müslümanları kamplarında vahşice
öldürürken neden hala tek bir ülke oraya medyasından bir kişiyi gönderip “hey
orada ne oluyor?!” diye parmağını sallamıyor?!! Ve Çin ilk defa turizmini bizim ülkemize açmışken
ve akın akın Çinli gelmeye başlamışken, böyle bir şeyin turizm sezonun en
başında yapılmış olması da çok ilginç değil mi? Keşke bizim ahlakımızı bozacak
hiçbir turist ülkemize adım atamasa ve ülkemizi fitneye sokamasa ve aminn..
kötü niyetli olanların hepsi pislikleriyle kendi ülkelerinde boğulsunlar..
iyilereyse daima kapımız ve gönlümüz her daim açık….
Sevdiğim ben kendimce, face sayfamda bu tür nifakçı herkese, olayı fitfitleyenlerin mesajlarının altına yazdım durdum..çoğu benim yazdıklarımı sildi..kimisi beni sayfasından ve dostluğundan?!! sildi ki, çok sevindim ..elhamdülillah..en çok ağrıma gidense tasavvuf ehli sandıklarımızın ,hatta sahte efendicilik oynayanların ve negatif frekanslı yayından beslenen hümanist spritüalist enerjistlerin nifakçı halleriydi..hani tasavvuf ehli tevhid ehliydi?..hani birleme?? Bu ayrılık kime ait peki? ve dininden bu derece utanan ,onun sadece batıni yönünü sevenler islam mı peki?!!hayır asla değil!! sadece batıni yönüne sarılmak işin en kolay ve en ucuz yolu bence..ohh!! uç!..kaç!! öyle sanal,sahte,hologram yazılımlar.virüs programlar..
Sözde bu eylemler, çevre
bilinci- Taksim’deki ağaç katliamı- AVM yapılmasına karşı bir tepkiydi..ama öyle çok yıkım,kıyım,talan
olup, öyle kan aktı ki ,artık onlar dahi mesajlarında bunun bir ağaç eylemi
olmadığını, sakın durulmamasını, az daha dişlerini sıkarlarsa 3 gün sonra
hükmen hükümeti AB nin düşüreceği mesajını hızla yaymaya başladılar.."sakın
durmayın..eyleme devam" diyorlardı ."bir gün dahi dayansanız, AB hükümetin düşmesi
için dilekçe verebilecek "diye en son mesaj yayılmaya başladı... ama bu zavallı
cahil?!! çocuk gibi fitneyi fark eden ,susmayan((* olaya seyirci kalıp” bana
dokunmayan yılan bin yaşasın-ben her ortama uyum sağlarım” diyen gizli
münafıkların haricinde))-PARTİCİLİK ADINA DEĞİL, sadece SAVAŞA
GİRMEYELİM İÇİN, çok az -bir iki üç kişi bizde yazmaya
başladık..
PAZARTESİ günü, İKİ SEMTTE, KÜÇÜK OKUL ÇOCUKLARININ siyah giydirilip sloganla yürütüldüğünü gördüğüm an faceme yazdım ki, bu çocukları pis oyunlarına alet eden öğretmen ve sözde anababaları 147 nolu telefona şikayet etsinler.çünkü maksatları çocukla polisi karşılaştırmak ve işin içinden çıkamayacağımız uçuruma sürüklemekti ve çok aşağılık bir tuzaktı...bu haberden sonra benim face sayfalarımda akan fitnelerde büyük bir suskunluk ve “bizi tuzağa düşürecekler sakın hiç bir şey yapmayın” mesajı yayılmaya başladı…
* aslında ben hiç bir kimse için mücadele etmiyordum..ülkemizi iç savaşa sokup,sonrada aynı Suriye'ye ve diğer güçsüz ülkelere yaptıkları gibi bizi parçalayıp yok edeceklerini bildiğim için kendimce çabalıyordum...ve anladım ki savaş benim en korktuğum şeymiş..ve anladım ki, bir savaş olsa, ilk evvela ölenlerden olacağım inşallah ..çünkü böyle münafık bir toplumla yaşamak zorunda olmak savaşmaktan daha korkunç bence..
bu fitne, bizi Suriye gibi iç savaşa düşürüp, bizi bize kırdırtıp, bizi başta İsrail ve türevleri olan diğer ülkelere yem yapmak için bir provakosyandan başka hiçbir şey değildi..uyandık!! ayağa kalktık!! diye sloganlar atıyorsunuz amma esasında sizi ayakta uyutuyorlar da zerre haberiniz yok..İsrail için helal lokma –koşer olan Mezopotamya=vaad edilmiş toprakların yarısı Suriye yarısı da biz Türkiye’de.. ve esasında, suyun ana kaynağı, musluk vanası da tabii ki biz Türkiye’de.. ülkemiz vanayı bir kapattığında tüm Ortadoğu susuzluktan kırılır..ve tevrata göre altında altın madenleri olan vaad edilen cennet ırmakları Dicle ile Fırat’ta bizden oraya & oradan bize akıp durmuyor mu?!..neden biz bu derece akıl almaz fitne fesat, üç kağıtçı bir zekaya sahipken, aklı selimle tefekkür edemeyen bir milletiz hiç anlamıyorum..
ALLAH’IN KATLİAM YAPMASINA SEBEP OLAN GERÇEK BİR AĞAÇ HİKAYESİ SEMBOLÜNÜ BERABERCE OKUYALIM LÜTFEN..
AĞAÇ aslında insan-ı kamille sembollenen ADEM MAKAMINDAKİ İNSANDIR..her insan ADEM değildir..Kur’an-ı Kerimde böyle bir ağaç bulduğumuzda O’NUN GÖLGESİNDE OTURMAMIZ VE ONUN MEYVELERİNDEN YEMEMİZ ÖĞÜTLENİR ..
yani gerçek bir HOR-US RA(4 unsuruna da sahip,4 yönüne hükmedebilen)-İNSAN-I KAMİL ADEM
makamında bir ZÂT KİŞİ bulduğumuzda; hemen O’nun himayesi EMİNLİĞİNE-MAHFUZLUĞUNA SIĞINMALIYIZ ki bu ZÂT CENNETİDİR..
ve O’nun bize söylediği sözleri=HİKMETİ DİNLEMELİYİZ..olaki o canlı kelamlardan birisi dahi, bizim birimizin kulağından içeri girerek, o söz tohumu, o kişinin gönlünde döllenir ve KALP ÇOCUĞU –HORUSRA DOĞAR ve yol evlatlığı ile yol =tarik devam eder..ve O zât’ın BESLENDİĞİ ANA KAYNAĞA ,SELSEBİLE BİZDE AĞZIMIZI DAYAR, ARTIK O ANA KAYNAKTAN BESLENİRİZ.. onun bunun bize nifak sokacağı mesajıyla değil ,artık kendi gönlümüzden, hiç kesintisiz kaynar olacak Kevser ırmağımızdan bilgimizi almaya başlarız..
ve Allahımızın mahremine
girmiş bir ağacı katledenlere verdiği cezaya bir örnek..
İsrail kralı hirodes üvey kızı salomoneye göz koymuştu..ama o hükümleri peygamberlerden almak zorundaydı.. kızıyla evlenmek için hz Yahya ‘dan izin istedi ve bu izni alamadı..kızıda onunla olmak için annesinin fitnesiyle hz Yahya ‘nın başını istedi..kral buna üzülse de nefsi galip geldi ve emir verdi..hz Yahya bir ağaç kovuğuna girdi..ve İsrailliler o ağacı testereyle kestiler..hz Yahya’nın başını altın bir tepside krala sundular.. kız babası huzurunda sevinçten dans edip sonra onunla oldu..
ve hz ALLAH MAHREMİNİN BEDELİ OLARAK GÜNLERCE O BÖLGENİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRİP 100.OOO BAŞLIK BEDEL ALDI..
İsrail kralı hirodes üvey kızı salomoneye göz koymuştu..ama o hükümleri peygamberlerden almak zorundaydı.. kızıyla evlenmek için hz Yahya ‘dan izin istedi ve bu izni alamadı..kızıda onunla olmak için annesinin fitnesiyle hz Yahya ‘nın başını istedi..kral buna üzülse de nefsi galip geldi ve emir verdi..hz Yahya bir ağaç kovuğuna girdi..ve İsrailliler o ağacı testereyle kestiler..hz Yahya’nın başını altın bir tepside krala sundular.. kız babası huzurunda sevinçten dans edip sonra onunla oldu..
ve hz ALLAH MAHREMİNİN BEDELİ OLARAK GÜNLERCE O BÖLGENİN ALTINI ÜSTÜNE GETİRİP 100.OOO BAŞLIK BEDEL ALDI..
*işte ağaç sembolüyle anlatılan budur
ve böyle bir ağacı kesmenin bizzat Yaratıcı tarafından verilen cezası da
kitapla sabittir.. umulur ki, bundan sonra GERÇEK AĞAÇ HÜKMÜNDE OLANLARA daha
dikkatle bakarız inşallah ve aminn…ve hiçbir zaman unutmayız ki İsrailliler, tüm
peygamberlerini( gerçek ağaçları) katlederek
öldüren tek kavimdir..
bu ani fitnenin bendeki esas batıni ve zahiri seyrini de şimdi sana sunuyorum Sevdiğim..sıkı dur..çünkü biliyorum ki beni sadece gerçekte Senden başka hiçbir kişi anlayamayacak.. ve anlamasını da istemiyorum..mayısın 2. Haftasında Evvel Zamanımın hatuncuğunu aramıştım ve o bana geçen hafta gördüğü bir hayali anlatmıştı ki bak kısaca özü şöyle: kapı çalıyor..açıyor..karşısında Evvel Zamanım ve ardında bu ülkeyi yöneten ..selamsız, çok sert bir şekilde salona gidip kütüphanedeki kitaplara bakıyorlar.. zahiri yönetici: ”bu kitaplar sineklenmiş” diyor mutsuzca.. Devlet-i ÂLİ :”insan yok ki” ve ikisi de peş peşe aynı sertlikle diğer odaları kontrol ediyorlar..TV li oturma odasından çıkarken aniden odanın kapısı yıkılarak koridora düşüyor..camları tuzla buz oluyor ve o iki idareci ,peşlerinde hatunu ,kapının ve cam kırıklarının üstüne basarak dış kapıya yürüyorlar..iki idareci geldikleri gibi yine selamsız sabahsız çıkıp gidiyorlar..işte Sevdiğim ben bu hayali dinlediğim o hafta ülkemizde çok vahim bir şeyler olacağını sezmiştim de olmasın diye Sana yazmadım ve hiç kimseye bahsetmedim..ama olan oldu ve o hayali daha iyi çözmeye çalıştım ki, bak şöyle anladım..iç odalardan birinin kapısının kırılması, olayın içeride halledilip asla dışarıya sızdırılmayıp büyütülmeyeceğini ve dış kapı olan bab-ı hükümeti haydar-ı âliye zeval getirilmeyeceğini dahi anladım...
bugün Evvel Zamanımın hatununu kandil tebriği için arıyorum..yeni bir hayal görmüş..Büyük Efendi de geçen hafta rüyasında aynı diğerleri gibi kapıyı çalıp içeri girmiş..doğru salona kütüphaneye gidip, o kitaplara uzun uzun bakmış..üzerinde siyah hırka ve başında da siyah tacı varmış..ve o aynı anda orada yok olmuş. Gören bu hayalden çok korkmuş.. çocuk:” ben onlarla tanıştım.. geçen hafta onların mekanına gömleği ziyarete gitmiştim..odasını görmek istedim..yukarıya odasına gittik..onun kütüphanesinde bir kitabı da çekerek baktık. O’da size iade-i ziyaret yapmış” diyor..
ve çocuk ekliyor:” aslında o kütüphanedeki kitaplar bizleriz. yani her birimiz. kendi adımızla başlığımız olan ,onların okudukları birer kitabız..okudukları tüm kitapları kütüphanelerine diziyorlar ama şimdi gelip bakmışlar ve o okudukları o kitaplardan hiç memnun değiller..ve bize çok güzel bir şeyler yapacaklar”..
anne: “seni çok seviyorum yavrum.. ne güzel anlattın..kalbimi ferahlattın..biliyorsun ben başka, fena anlamıştım” diyor ve vedalaşıyoruz..
şerbetlik i selsebil |
o vakit
içinden hızır geçen adam bu hayalime ,çok güzel
ve çok yakında gerçekleşecek bir haber bu.. o dört mürşid..4 temel:
doğudan, batıdan, kuzey ve güneyden sorumlu 4 evtad -direk gerçek tasarruf ehli
mürşidlerdir..4 unsur..bunlar 300 lerden seçilmiş 4 temel vedetlerdir..normal
veli değildir bunlar demişti..
2 haziran pazar..ümitsiz bir haldeyken bir mesaj geldi ömürlendirilmiş olan gençten..tıkladım ve gerçekleştirilmiş turnalar hayalimi seyrettim..SEVDİĞİM SENİ HALA ÖYLE AYNI ÖYLE SEVİYORUM..VE TEŞEKKÜR EDİYORUM...VE DAVETİM BİLDİM Kİ SENDENDİ..
2 haziran pazar..ümitsiz bir haldeyken bir mesaj geldi ömürlendirilmiş olan gençten..tıkladım ve gerçekleştirilmiş turnalar hayalimi seyrettim..SEVDİĞİM SENİ HALA ÖYLE AYNI ÖYLE SEVİYORUM..VE TEŞEKKÜR EDİYORUM...VE DAVETİM BİLDİM Kİ SENDENDİ..
ve aslında Sevdiğim,ben bu çarşamba günü,Antakya da kaldığımız otelin tam karşısında olan bir ipek dokumacı dükkanından aldığım beyaz el dokuması çarşafları yatağıma İLK DEFA BUGÜN sermiş ve gecemi bu ilginç vakayı düşünerek başımın altına yastık dahi almadan –ellerim kollarım sımsıkı o bembeyaz çarşafa değmiş halde uyuyakalacaktım.. ve gerçekten de o dükkan sahibi karıkoca orta yaşın az üstünde gençtiler ..hanım ayrıca ipek kumaşlarını da orada eşiyle boyuyordu.. ve dokumaları da onlar yapıyorlarmış.. SEVDİĞİMM NELER OLUYOR?!!
ve tabii ki olaylara şimdi birde hükümettekilerin, biz aşağıdaki halkta bıraktığı izlenimlerini takip ederek bakıyoruz ..çünkü horusralık= rüzgar güllüğü -4 yönden de olaya vakıf -tarafsız bakabilmektir.. .Sevdiğim..ben senelerdir hiç oy vermedim ve partide tutmuyorum biliyorsun..kendimi partiler üstü görüyorum ve oyumu hak edecek kimseyi de henüz bilmiyorum.. neden? çünkü ben Turûku Âli Partisindenim..öyle bir partinin varlığını bilen biri bence, dünyadaki bugün var yarın yok hiçbir partiye BEL BAĞLAMAZ..ama olayların gidişatına göre her iş ve oluşu takip eder ve kulluk için hizmet adına ne gerekliyse onu da yapar vesselamJ…
Faceden takip ettiğim yorumlardan şunları öğrendim..halkımız bugünkü liderimizin aşırı sert konuşmasını, padişahvari tavrını hiç sevmiyordu…onun halkını sürekli azarlarca konuşmasından ise nefret ediyorlardı..onun ve ailesinin dini kimliğinden ,sahip oldukları her kuruştan da hesap soruyorlardı .
evet hepimiz islamdık.. aynı Allah’a, aynı peygambere inanıyorduk amma asla bize dini vazifelerin dikte edilmesini istemiyorduk..
kimse hiçbir dini mecburiyete manevi tacizle tabi tutulmamalıydı..kimsenin giyimine, içkisine, kumarına,serbest ilişkisine asla karışılmamalıydı..eğer böyle bir tutum sezerlerse, onlarda ,kuma site şehirleri tek tek naklen yayınlayabiliyorlardıJ..çünkü bir taraf fuhşu alenen gayet normal bir ilişki:” seviyeli birliktelikti, ne yazık ki tenlerimiz uyuşmadı, bir geceden sonra bitti” olarak anlarken, diğer taraf bunu:” bu ateş ikimizin de bedeninde var ve bunu söndürmemiz lazım.. işte o yüzden de şimdi biz senle iman gömleğini üzerimizden çıkartıp bu ateşi söndürelim.. sonra iman gömleğimizi yine üzerimize giyeriz ve ben gider camide, türbede sana dua ederim ve seni cennetin en tepelerine çıkartmadan söz ,bırakmam..biz eriştiğimiz hal olarak fiillerimizden sorumlu değiliz ama siz aşağıdakiler fiilerinizden mesulsünüz ve ben senin günahların için söz tövbe edeceğim “diyebiliyorduk ki ,bunları yapanlarda, bize hikmet sandığımız şeyleri tv ve kendi okullarından sürekli yapan sahte ehli tarik, vel cemadat-ı, vel nebata-ı ,vel hayvanatı insanlardı....
yanii herkes kendince haklı be Sevdiğim.. İNSAN DENEN BİZDE BU CİNSELLİK DÜRTÜSÜ OLDUĞU MÜDDETÇE BU OLAYLAR HİÇ BİR ZAMAN KESİLMEZ.. ÇÜNKÜ YARATILIŞIN İLK İMTİHANI VE TAA BAŞTAN KAYBEDİLENİ DE BUJ..ben dahi ve herkes dahii..mesele uçkur olunca, bu konuda hiç kimsenin kendisini aklıyabileceğine bizim masalın veledi, kendisi de dahil nedense inanamıyor Sevdiğim..
ve islami giysi ise en büyük problem..şimdilerde çoğu
kadın türevi kişi öyle komik giyiniyor ki, başı sımsıkı kapalı ama boğazından
aşağısı tam bir teşhir alanı..hatta utanmasam ben bile” lütfen başınızı açın.bu halinizle islama herkesten çok daha fazla
zararı siz veriyorsunuz “diyeceğim de, diyemiyorum.. çünkü benim tarzımda bir başkası için çok
çirkin biliyorum.. yani bu durumda kimse kimseyi memnun edemez ve yine biliyorum
J. yeni serbest yetişmiş nesil.. içindeki
hiç de öyle olmadığı halde, öyle gösteren, sahte sanal sexi kesimli giysiler ve
inanılmaz rahatlıklı cinselliklerini teşhirle öylesine gözümüze gözümüze
sokuluyorlar ki, yani bu dönemde” ben
masum ve namuslu kalacağım” demek dahi bir insanın nefsine yapabileceği en
büyük zulüm belki de.. ve bir tık mesafesinde tüm günahlar hepimiz için
hazır ve nazır bekliyorken üstelik..ve düşünüyorum Sevdiğim..tüüm bilgilerin
bize ardına dek açılıp saçıldığı böyle
yüksek bir devirde günaha girmeden kim dayanabilir ki? Kaldı ki hiç birimiz
birer ismet peygamberi de değiliz…
ve milletimizin 4. Murat Han tarzı bir lidere asla tahammülü yok… birde bunu anladım.. sigara belli bir yere kadar amma iş içkiye gelince tarih tekerrürden ibarettir..aynı Amerika da ki kaçak içki misali..demek ki bazı halklar ancak içerek bu hayata dayanabiliyorlar değil mi Sevdiğim..o zaman lütfen onların beyinlerini uyuşturmalarına, hakikati görüp bilmek istemeyişlerine saygılı olalım..demek ki onlar açık ve net bir idrakle dünyaya bakmayı ve birbirlerine tahammül edebilmeyi beceremiyorlar.. bence de haklılar..hele kimliğimizin münafıklığı bu derece ayyuka çıkmışken.. ben dahi ,artık bazı kimselere kendimi uyuşturup tahammül edebileceğimJ..tabii onlarda banaJ..
ve milletimizin 4. Murat Han tarzı bir lidere asla tahammülü yok… birde bunu anladım.. sigara belli bir yere kadar amma iş içkiye gelince tarih tekerrürden ibarettir..aynı Amerika da ki kaçak içki misali..demek ki bazı halklar ancak içerek bu hayata dayanabiliyorlar değil mi Sevdiğim..o zaman lütfen onların beyinlerini uyuşturmalarına, hakikati görüp bilmek istemeyişlerine saygılı olalım..demek ki onlar açık ve net bir idrakle dünyaya bakmayı ve birbirlerine tahammül edebilmeyi beceremiyorlar.. bence de haklılar..hele kimliğimizin münafıklığı bu derece ayyuka çıkmışken.. ben dahi ,artık bazı kimselere kendimi uyuşturup tahammül edebileceğimJ..tabii onlarda banaJ..
ve bende diğer milletim gibi yeni bir Osmanlı padişahlığı, cumhuriyetin ilk kuruluşu gibi askeri tek adam diktatörlüğü istemiyorum. Vaktiyle Devlet-i Âlinin son verdirttiği hiçbir şeyin aynen tekrar geri getirilmeyeceğini da zaten çok iyi biliyorum.. çünkü Allah bir yarattığını bir daha yaratmaz ve İKİ GÜNÜ AYNI OLAN ZARARDADIRJ….ve daha sonra başımızdan gelip geçen o liderler gibide kimseyi istemiyorum.. ben ileriyi gören, manada ve madde de onaylanıp kabul edilmiş ZÜLKARNEYN misali bir lider istiyorum.. aynı Fatihle Yavuz vizyonuna sahip bir sahib-i kıranJ gayet iyi olurJ..tabii biz halk olarak öyle birine nasıl dayanırız bilemiyorum be Sevdiğim..Sen ne dersin?!!.. halkıyla halk-hâkkıyla da hâk olabilsin ki, zaten bu tür bir kişide ancak öyle olmak zorundadır..ben, aile yakınları-akraba saltanatından nefret ediyorum..bu sadece maddi liderler için değil, her yerde ve her konudaki kişilerin ailelerinin ,akrabalarının ,yakın çevresinin etrafa nasıl zarar verdiklerini bilmemden dolayıdır..sanıyorlar ki o kişinin sahip olduğu her şeye onlarda ortak ve herkes onlara da o yüzden kul olmalı..oysaki öyle değil..peygamber eşlerinin bazılarına ve evlatlarının bazılarına ayetle sabit neler dendiği..
ve liderimizin ve ailesinin ismini; kapı mandalı dahi olmadan, her yerde , tüm işlerini bedavadan havalı şekilde gördürtmek için kullanan sözde hamili kart yakınları var..işte bunlar gerçekten de habis bir ur misali hükümetin gerçek vampirleridir..tepedekilerin bunların karıştırdığı haltlardan zerre haberi yok..olsa da napacan?? akraba işte çekecen!! de var tabii ..bu kişiler insanları yönetimden nefret ettiren en büyük unsurlar bence..hem de öyle bir nefret ettiriyorlar ki, bindikleri dalı kendileri kesiyorlar da haberleri bile yok..ama ben onlara artık hiç acımıyorum bilmeni istiyorum Sevdiğim.. hem de hiç..çünkü onlar bu milletin sırtındaki en büyük münafıklık yüküdürler..
beni okuyunca lütfen gülümse ve yine güldüm de:) |
HÂK ASLINDA HÂLKın yansımasıymış ya hani Sevdiğim..bizim içimizden de bize en uygun yöneticilerin seçildiğini ben çooktan öğrendim, biliyorum..ve 46 yıllık hayatımda gördüğüm en düzgün tek yönetiminde bu olduğunu çok şükür ki biliyor ve her daim teşekkür ediyorum.. ben yöneticilerimizin (en tepedekilerin tabii)manevi görevli olduklarına da kalben inanıyorum ki, daha evvel de yazmıştım.. ve Allahımızın bize neden yardım ettiğini de az çok seziyorum.. ve neler yapılmak istendiğini de..şükür ki tüm dünyada şu sıralar hızla yapılan eleme işlemi:” SEN İÇİMİZDE OLDUĞUN MÜDDETÇE BİZE KORKU VE HÜZÜN YOK “eminliğiyle bizleri de mahfuzluyor.. VE MÜHÜR BU ŞEHİRDE..MÜHÜRDAR BU ŞEHİRDE.. yani kim korkar hain kurttan vesselam..
Evvel Zamanım hep şöyle derdi"ahh ..ahhh..insan evladının tahtını yapar ama bahtını yapamaz evladım. kadeerr..kadeerr".. ama ben artık anlıyorum ki O ikisini de yapmış.
pây-ı tahtı bahtımı SELAMLIYORUM..SELAM SELAM…
nur cihan
06.06.2013