25 Ocak 2011 Salı

ŞEY’lerin GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI-3


ŞEY’lerin GÖRECELİ TEKAMÜLLERİ MASALI-3

YUMURTANIN İÇİNDE ÇİFT SARI VAR
 
(AliCemGİZ oyunu  bilen Efendim için 1. dönem ödevi J…….

Merhaba Sevdiğim ve Merhaba….
bu hafta çook  iyiyim.ve çook heyecanlıyım.. bir keşif yaptığımı zannediyorum..neden dersen;şimdiye dek bu mevzua dair ne bir ipucu okudum, nede dinledim..ve  bunun hz Adem’le  başlayan tasavvuf ilmi ile, o yolda iz süren herkesçe bilindiğine de inanıyorum..belki yazılısı da vardır.. henüz görüp okumadım..ama yeni bir şey keşfetmediğimin farkındayım.. sadece benim için yeni bir mana-i arkeolojik tefekkür buluntusu tabii..çünkü  ben, ancak  var olan şeylerin öğrenilebildiğini  yaşayarak öğrendim..o yüzden bu masalı yazıyorum belki de..yani nasıl öğrendiğimiziJ…daha sonra bu bölüme= öğrenme tekamüllerine  gelirim sanırım..önce  bir dürtülüş ve uyarı şimşekleri çakılır,sonra tahayyünden tasarımlar..varsa dünyada sembolen anlatan şey; onunla  ifade yoksa ,daha özel bir şeyse, zamana yayılmış vakti gelince size anlatılacak denir .. çünkü  Zat’a ait i bekleyiş…”40+1….her şey bununla olur”..Sevdiğim bu da Senin için bir dürtüJ……..


keşfime; madde ilmine tapanlar isyan edip saç baş yolacaklardır :)oysa  ben buna öyle iman ediyorum ki ,kalbimin eminliğini onların mantık  tanrısına tapınmaları bozamaz..bazı şeyler ilimle, fenle, bedenle bilinen hiç bişeyle anlaşılamaz çünkü..sadece aynı mana ilmini idrak edip kalplerinde bunu anlayanlar birbirlerini anlayabilirler..mesela onlar beyinin bildiğinin ve kalbin anlayışı arasındaki farkı da bilemezler..bende bilemem ama anlarım.. ret etmem
J..çünkü bu öğrenilen değil, yaşayan bir hal-i ilimdir değil mi? ve artık gönül rahatlığı ile söyleyebilirim ki benim, okurken hayatımı değiştiren canlı kitaplar gibi canlı bir masalım var..ve bu masal Seni anlattığı içinde hep kalacak..bizden sonra bu yazıları çözümlemek için çalışacaklar belki de..hep öyle olur ya, ondan..ben gerçekten buna inanıyorum biliyor musun..çünkü bu masal bir padişah için yazılıyor..

gelelim Sevdiğim yeni keşfime..gerçekte kibrim yok:)!? biliyorsun. sadece kendimle eğlenip dalga geçmeyi fena halde sevdiğim için böyle yapıyorum…. zaten ya ağlıyorum, ya bağırıyorum, yada gülüyorum.. kendime ait hiçbir şeyim olmadığını biliyorum..bu yazdıklarımın da bana ait olmadığını..üstelik hiç kimseye ait bişey olmadığını da..kabiliyetlerimizle Allah’ın bizi süslediğini; her birimizi bir kabiliyet sahibi yaparak birbirimize muhtaç ve bağlı hale nasıl getirdiğini de..mesela evlerimizdeki eşyayı= yiyip içip giydiklerimizi, tv-tel-pc mizi açıp seyrettiklerimizi düşünsek, yaratılıştan beri hepimizin bir birimiz için çalışıp-kendimize hizmet ettiğimizi- birbirimizin kulları olduğunu da anlayabiliriz..çünkü yüce Yaratıcımızın bizim ne ilmimize, ne kulluğumuza, ne ibadetlerimize ihtiyacı vardır..bizim ise kendimizi tanımak için bu şeylere fazlasıyla ihtiyacımız vardır…


Sevdiğim keşfimi noktanın seyr-ü süluğu üzerine yapmış bulunmuşumJ..ben yaptım desem kimse inanmaz zaten, çünkü geçen masalımda rüyası var.. bilseydim böyle bir şey anlayacağımı rüyamı yazmazdım.. ben bildim, ben buldum, ilk ben söyledim diye tefekkürümü sahiplenebilirdim. ne yazık ki iş işten geçmişş.. yanlız bu henüz 2 günlük bir idrak ..o yüzden istediğim şekilde anlatamayacağımı biliyorum..ama Sen benim hatalarımı düzelttiğin için başlıyorum tamam mı?...

NOKTA’NIN SEYRÜ SÜLUĞU MASALI -1(bunun süregideceğine inandığım için 1.)
JIJIJIJIJIJ IJ
Sevdiğim burada renk sıkalasını ancak böyle çizebildim..çünkü bu makineden anlamıyorum..ve o renkleri de hatırlamıyorum..ayrıca  o renkleri bu yazıda nereye oturtacağımı da bilmiyorum..belki 7 ana esma-7 nefs mertebe renkleri -yada rengarenk noktalarla biten son olabilir..renk için çok şey yazılabilir.. neyse şimdi bu böyle dursun, bakalım ne olacak.. ..( ve şapkalı A yapmayı  da öğrenmiyorum.. çünkü baştan sona tüm yazdıklarımı değiştirmem gerekir o zaman ..ve Sen beni tüm hatalarımla sevip kabul ettin ya o bakımdanJ)

Sevdiğim ben idrak ettim ki, atom çekirdeğinin  içinde  hep çizilen o dairevi  tek hareketi yok..belki biliniyordur.. çünkü ben atom hakkında da hiç bişey bilmiyorum.. sadece ortalıkta dolaşan dedikoduları bilebilirimJ..yani yapacağım hatalar için kimseden özür dileyemem.. çünkü Sen düzelteceksin ya o yüzden..tüm ilimler Seni öğrenmek için Sendense; kimse göreceli bişeye “bu kesinlikle tek doğru” diyemez..çünkü görecelilikte yanlışlar kadar doğrularda çoktur=nokta tek doğrudur fakat, zuhuru görüntüsü sayısızdır..ama hepsi de o noktadan çıkar misali..


…..ve işte o yüzden bende, olasılıklar ilminden bir sarı noktayım şu anda..Sende beyaz ol.. ışık aslında beyazdır.. içten çıkar.. ama saf ışık sarı gözükebilirJ(çok fena söz dinlemiş bir copy pasteci yazıyor tabii ..gül bence Sevdiğim:)… kokumuz:bunu  aktif masal katılımcıları şöyle deneyebilir.. yüzümüze portakal kabuğu suyunu foşş diye sıkacağız:) .. deneyelim lütfen.. ewet.. başka.. esması lazım değil mi ?..galiba buda HU esmasıydı, öyle hatırlıyorum.. ama şimdi derviş çeyizi kitabına baktım.. HAKK  esması  sarıdır diyor..şems miş..bunları bilmiyorum biliyorsun..neden?çünkü ben  kayıtlı değil, kayıt dışı- zevk işi ek kontenjan talebesiyim..diğer yolcular gibi belirlenmiş bir disiplinden yol almıyorum.. değişik meşreplerde  renkler ve esmaların sıralamasının değiştiğini de öğrendiğim  için, bu işi kurcalamıyorum. . kendi türümün kelime-i tevhid üzere gittiğini öğrendim  ve onu da ben yapmıyorum..sadece izdüşümünü yazıyorum:)

 müziğimiz: “huu huuu huuu la ilahe illa huuu” olsun..huucu olacağız çünkü.. yani irtica-i gerici.. tarikatsever.. çağdışı ,örümcek kafalı ,yobaz..bakalım mı Sevdiğim biz bugün  ilim olarak neredeymişiz ? bizi nasıl yobazlaştırıp örümcek ağı ile beyinlerimizi örmüşler.. ya hz Adem’den beri ehl-i turuku aliye neredeymiş?..biz insanlar mı gelişmişiz, yoksa sadece elektronik aletler mi? bizim, insan-i değer olarak atalarımızın irfan-ı ilmi üzerine ne  koyabildiğimize gelmek istemem.. çünkü  ben bile utandım, düşün:)..nasıl onları anlamaktan bu kadar uzak-cahil-unutturulmuş bırakıldık ?..neden böyle bir cezaya çarptırıldık peki?


Sevdiğim tüm insanların ortak dili sembolizm biliyorsun..hiç bir lisan bilmesek de bazı sembollerden hayatımızı kolayca devam ettirebiliriz..tabii ortak beden dili ifade-i sima-göz-DUYGU  DİLİ de var..işte bana en kolay gelen şey; ilgi duyup sevdiğim konu, eski topluluklar ve insanlık tarihi belgeselleri   olduğundan, ben ancak bu anlatımlardan faydalanabilirim..mesela matematik yeteneği olan rakamlarla, ressam resimle,yazar kitaplarıyla, öğretmen yetiştirdiği insan eserleriyle, müzisyen müziği ile,çiftçi en saf ürünleriyle ,çöpçü ve tamirci  de meslekleriyle Allah’a yakınlaşıp O’nu tanıyabilirler..çünkü Yaratan, o verdiği kabiliyeti ile, o kişiden öyle bilinmekliğini murad ediyor.ve bu şu demek..her kişi eşsiz ve benzersiz bir hazinedir..ve o hazinenin  anahtarı kendindedir..tabii anahtarı çevirmeyi bilen anahtarcı lazım:)Sevdiğim ya huu bak.. yine kendiliğinden geldik kilit anahtar-10-KalemNun a-50=O..O=gözlük
J


ATOM RESİMLERİ

Sevdiğim bak bunlar atom resimleriymiş..yani noktanın seferlerinden bilinenler herhalde..başka resim yoktu..zaten çok da bakmadım..çünkü tam da aradığım buydu.. bu 3 resim, dünyanın en eski mağara duvarlarında  pek çok yerde var..yani cd daireler..yıldız..ve sarmal sprial..işte sevdiğim ben 2 gün evveli bu resimleri görür görmez,aniden anladım ki, eski tarikat zikir  ritüelleri  atom ve atomun içini yani NEFES=NOKTA İLMİ ni anlatıyorlardı.. tabii artık tekkeler olmadığı için bu ilmi çook az kişi biliyormuş..uygulayabilen ise herhalde nadirin de nadiridir değil mi?

 İslam’ın soyut bir ilmi; bu derece zarif bir ritüelle sembolleyip ayin halinde sunmasına=YARATILIŞ ın  ASLI  DOĞASINA EN SADIK HALİNDE,  BATINİ  hakiki ibadeti uygulayabilmesine- insan sadece hayran olur- devran olur -sema eder
J.


yani dervişler madde beden haline gelmeden ki  ilk durumlarını = NEFES-İ İLAH’i HU  yu-nefha-i ilahi zerreleri hallerindeki zikri icra ediyorlardı.. bilmiyorum bunu tüm dervişler biliyorlar mıydı ama ben 2 gündür öğrendim şükür..bilsen 2 gündür ne çook şükredip seviniyorum..ben buna layık mıyım diye tepinmiyorum artık,korkup kaçmıyorum da ..çok heyecan verici ,olağanüstü bir sevincim var ..tabii  anlatamıyorum..VE…

1..
resme bakıp DEVRAN zikrini görebiliyorum..
2.resimde  YILDIZ=GÜL gibi açılıp kapanan gülşeni zikr-i devranını hayal edebiliyorum..bu ritüeli eskiden dinlemiştim çünkü..rengi gülkurusu sanırım:)

 

3. Resimde RÜZGAR GÜLÜ(başı,iki kolu ve iki bacağı ile İNSAN) =galaksi sistemleri gibi sarmal yapılan ama adını bilmediğim zikri görebiliyorum..buna başka resim örnekleri de vermek isterim ki;  ilki ,bilinen en eski sembolik resim gamalı haç ve istavroz-u haç..galaktik kozmik atalarımız Mu’lular dan kaldığı söyleniyorJ..ama bu zikrin sembolü =anasırrı erbaa ila nefha-i ilahi, eşyaya- şeylere hayat üfürüyor..







Sevdiğim anlayamadığım bir zikir var.. mesela iki deniz gibi açılıp- karşılıklı birbirlerini selamlamalı  kıyam zikri var ya.. onu bu atom resimlerinde bulamadım:)..”o nasıl oluyor?” derken aklıma ilm-i yumurta geldi Sevdiğim Jhani alicemgiz oyunun..yumurtanın içindeki çift  sarı..ve ben öğrendim ki Sevdiğim aslında güneşimizin bir ikizi varmış(BİZ SİZİ ÇİFT ÇİFT YARATTIK)..yanlız çoook uzaktan-KOCAMANN bir elipsle  devrediyormuş..işte 26 .000 yıllık döngüyle güneşe yaklaşınca foton kuşağı denen şey- iklim -yer değişiklikleri oluyormuş..kıyamet dedikleri şey yani..ama birde geçen belgeselde öğrendim ki tek güneşli sistemler gibi çift- ikili güneş sistemleri,  hatta üçlü ve daha çok güneş sistemleri varmış..bu bana; tek çocuk,ikiz,üçüz ,dördüzleri – üçleri, beşleri,yedileri ve diğer rical-i de anlatıyor..hiçbirini ayıramam.. anlatmayı henüz beceremesem de benim için hepsi aynı şey..tabii bunu batın ve zahir hak ile batıl denizi diye de tefekkür edebilirim..yani celal ve cemal..hayal ve zuhuru..imtihan edip rendeden geçirenler ve tekamüllerini tamamlayanların birbirlerine kulluklarının karşılıklı selamlanması gibi gibi vb...



ve tabii başka anladıklarımda var,ikiz yumurta sarısı için ama henüz erken.. diğeri de Sevdiğim; tüm zikir ayinlerinin sema tarzına bakıp atom hareketlerini öğrenebileceğimizi de anladım..tabii bugün bilen varsa…hatta şimdi aklıma geldi namazın hareketlerinin içinde noktanın tekamülü sırrı var bence …ve  dahi ADEM harflerinde bile…J=beni tebrik etmelisin.. gülümsesen yeter yani..

ve ayrıca bunu, geçen hayalimdeki  göksel kızıl ırmakla nedense bağlıyorum Sevdiğim..çünkü o  DEM-i Kızıl Irmak ZUMlandığında gördüm ki; kan damarlarındaki al yuvarlar gibi akan yıldızlar, hem akıp ilerliyorlar, hem de karıncaların yaptığı gibi giderken kendi etraflarında ve grup  galaksileri etrafında  dönerek cd tarzı seyir ediyorlardı..Ya Rabbim ya Huu..bence çook karışık oldu..ama biliyorum ki Sen anladın..yani duruyor gibi görünseler de onlar dağlar gibi akıyorlardı değil mi?..yeryüzünü tutan bu kamiller- demir kazıklar gibi yer ile göğün garantisiydiler..işte Sevdiğim keşfimin  görsel sunumu da  bu..



bir de  manevi ilmi delil sunmak istiyorum.. 3 tane terk gülüm var ya..işte delilimde onlar..bu güller hakkında  derviş çeyizi kitabından okuduklarımı sadece biliyorum..ama orada sanırım Gülşeni Gülü’nün hikayesi vardı..o yıldız –gül çizimlerinin manada öğretildiği  gibi çizildiği yazıyordu..işte benden de anladı ki bu yıldızlar; yıldız hükmüne sahip Kamil Zat’ların ETKİLİ TEPKİSEL  anlamlarıydı..güneş hallerindeyken, etki alanlarına giren diğer şeylerin sembolüydü..(her yıldız hükmüne sahip kişi kendisine bağlı olanları bayrağı altında toplayacak ve sonra hz Peygamberimizin  liva ül hamd sancağı altında birleşeceklere bir misal sadece=KOCAMAN dairenin içindeki noktalar misali J) derviş çeyizinde, bir kısım terklerin sayılarına verilmiş manaları var..inanıyorum ki bu işi gerçekten bilenler tarafından incelenip yazılacaktır..hatta klibi bile yapılacak inşallah ve amiin.

böylece insanlık anlayacak ki ; İslam İrfanı Tasavvufunun nasıl zamanlar aşan -tüm zamanları kuşatan geleneksel İlahi bir ilim olduğunu..VE HZ EFENDİMİZİN GÜNDE 70 DEFA TEVBE EDİŞİNDEKİ SIRRI..O’nun nasıl zamanlar ötesi bir idrak sahibi olduğunu..neden ALEMLERE RAHMET olarak gönderildiğini…

Sevdiğim güllerimden birinde yıldız  zemininde, bal peteği gibi sarı işleme var.. ve feza  denizinde yüzen, dünyalı uzay  yaratıklardan biri  olarak şunları anladım
……….

bu gün ilim diyor ki: tüm uzay görünmeyen ağ gibi iplerle  örülü.. yıldızlar, gezegenler vs ,bu ağın üzerinde kütlelerine göre de gömülü  ve orada hareket ediyorlar..işte Sevdiğim ben BALPETEKLİ GÜLün bunu da  anlattığını anladım.. buna bağlı olarak ta gerçek kıyamette ;ancak bu örümcek ağı gibi uzayı saran iplerin koparılması ile yıldızların düşürüleceğini.uzay zamanın- Sur’a geri nefesle dürüleceğini de…çünkü ip olarak bilinen en sağlam ip olmasına rağmen Yaratıcı derki “örümcek evi evlerin en çürüğüdür”..
*********************************
Sevdiğim  üç yıl evvelinden düşlerimden buraya uygun düşen bir şiir…….

Düşünüyorum Öyleyse Var mıyım?
Bugün kendime eğildim
ve kendimi düşündüm;
Kimim ben ve neyim?
İşin içinden çıkamadım,
kendimi evirip çevirdim
ve karşıma geçip baktım,
kimim ben ya huuu kim?..
Anlayamadım ne, neden, niçin?
Uzandım göğe sereserpe yattım
ve döndürdüm bir topaç gibi kendimi,
her boyuttan baktım,
bu kim ya huuuu kim?
Ve fırlatıp attım uzaya, sonra da yerin dibine soktum;
bak her zerrem yine ben ya huuuuu..
Kendimden korkuyorum,
kendimin gücünden korkuyorum,
kendimden kaçmak istiyorum..
Peki ben kimim ya huu?
Aradığım ne benim?
Ya da düşündüğüm nedir?
Madem ki ben varım….
Düşünerek bulduğum;
neden “hiçbir şey” olduğum?
Eğer hiçbir şeysem nasıl düşünürüm?
Düşünüyorsam ben var mıyım be ya huu?
Ya da bulduğum hiç var olmadığımsa,
bunu düşünen kim be ya huuu?
İçimdeki bu muazzam güç,
beni korkutup duran,
kullanılmayı bekleyen,
kapısı mühürlü olan
o güç, peki kim be ya huuu?
yumurtanın içi dolu tavuk,
ah o yumurta canlı ve yamuk,
karanlığın içinde ışık ve umut,
benim yediğim de yumurta ve umut..
Söyle, hala yumurtanın içindeyim..
Ben mi yumurtayım yumurta mı ben, be ya huuu?
Yumurta tek, damlalar sonsuz nokta,
her biri sağa ve sola dönmekte..
Söyle hangi yöne dönen kazanır be ya huu?
Ya da söyleme, biliyorum ki işe yaramaz..
Onların haberi yok ki varlıktan be ya huu,
sadece döner aşk ile onlar, sadece sema ederler noktalar..
Uzanıp dokunamazsın kendine,
kendine neden bu kadar uzaksın be ya huuuu?
Sen her şeysin her şey sende,
peki neden başkasına bakıyorum hala ben ya huu?
İçime dönüyorum,
ne çok ses var içimde,
hepsi bir telden benim, ben diyor be ya huu..
Sessizliğimde ses veren kim, o sessiz ses kim be ya huu?
Dokunmak istediğim ama dokunamadığım,
ruhum aşkım nerdesin be ya huuuuu?
Kendimden kaçıyorum,
kendimden korkuyorum….
Gidecek başka bir yerim mi var be ya huuuu?
Sığınıyorum yine sana,
geldiğim yere dönüyorum..
En sevdiğim yer
semadaki derya imiş,
her şeylerden kaçtığım da
titreyen ve ürperen hislerle -gözyaşlarıyla döndüğüm
sıla-i rahim, yuvam dairem-hiçliğimmiş..
Ne belliyim orada ne de kimse bilir beni..
Ahh ahhhhh dön, dön, dönnn
aşk ile dönn, ne huzur dönn, dönnn dur.
Zerrelerin arasına dal ve sadece dönnn..
………
Sen perdesin yırtmak istediğin perde kim be ya huu?
Kapat perdeleri seyr olsun,
yırttığında perdeni sema mı kalır be ya huuu?
****************************
işte Sevdiğim şimdilik bunları toparlayabildim..umarım beğenirsin..şimdi daha hoş bir bölüme geçiyorum..bu kadar ilim bana yeter de artar bile…

Hurşidimden Mürşidime bir tutinin güncesi..Sevdiğim ,Cuma tektaştaydık.. bir film vardı perdede  adı ZAMAN..seyrettik tabii.. filmin üzerimdeki etkilerini yazmak istiyorum…
ETKİ=İTME
bazen durmak ve beklemek gerekir...
DİNLEmek için..
Din-lenmek ,DİNLENilmek için..
tüm hücrelerin göz kulak kesilir o zaman..
Sevgilinin tepkisini anlamak lazım..
Sinirlendi mi yoksa eğleniyor mu..
bakarsın..
çıkarsa keyfi onca eziyetin, nazlanırsın..
ya da oyulursun yontulmak lazım gelen yeni cıfırlarını:)
sen Sevgiliyi dinlerken O da seni dinlemiştir..
bin bir yeni oyunuyla yeni yeni kaderler yazmıştır..
ve derki sonra
hadi  sahne senin:)

*”her şey görmek ve işitmekle- onlardan alınan hazla alakalı belki de..neyse ..Sen anladın sanırım.. bana da anlatırsın değil mi?:)”.. geçen hafta böyle demişim..ya bu hafta..

TEPKİ=ÇEKME*
yakut-i bir perdede seyir varmış..
Işık içinde bir cemal –i  güzel..
sanki tek perdelik gibi latifmiş
nefes alırsa görüntü dağılıp kaybolacak gibi olmuş bir an
ve çocuk ve çocuk…güneşine bakmış ağlamış-gülmüş ..
bazen mıknatısı onu çekmiş ,bazen bırakmış..
çocuk:SEVDİĞİM SEN BENİM AMENTÜMSÜN demiş…….

*****
insana iyi gelen şeylerde var..sadece bak seyret bile yeter..ama bu defa korktum  Sevdiğim..görüntü öylesine inceldi ki bazen..sanki o perdeye ışıkla yansıtılmış gibi.. korktum..gitme dedim gitme.. beni bırakma..ve Sevdiğim neden bazı isimler-kelimeler cümleler benim hücrelerimi galeyana getirip bedenimi yaptıkları baskı ile içten dışa patlayacak hale getiriyor..neden o sözleri duyduğumda ellerimle kulaklarıma baskı yapıp öyle ağlıyorum, neden?bunları çözemiyorum..ve bundan da şunu idrak ettim.. ben ancak noktalar olmadan evvele ,yani atomun bittiği yere :KAF ile NUN un sessiz İrade-i Murad-i dilemesine vardığımda huzur bulabileceğim….başka türlü asla………


Sevdiğim bu masal için hamd etmem lazım belki de.. oysa hamd Sana özgü bir şey..ve çook şükretmesi gerekenlerdendim ya hani..ben hayatımda ilk defa daha bilinçli şükrettim bu hafta..olağanüstü bişey bu..benim gibi kara cahil birine neler yazdırıyorsun ve anlatıyorsun..ama işin tuhafı bunları benim yazmamı hala inanılmaz eğlenceli komik buluyorum.. hiçbir matematiksel işlemi beceremeyen, sadece  2 tel no sunu ancak ezberleyebilmiş ve sıfır ezber hafıza biriyle olan muhteşem bir ironi-kara mizah var..o yüzden Seni bu bağlamda da seviyorum…bazen kendimi hiciv ustası eski zaman dervişlerinden birine benzetiyorum ..O dil-i  Murad  beLA sına uğramış=ben ise Senin Murad-i  Gönül  SarayınaJ..teşekkür ediyorum..Sana yazdıklarımı seslide okuyorum.. lakin henüz  ses dosyalarını buraya koymayı becerecek biri bizim haneye düşmediği için bunu gerçekleştiremiyorum:)Sen, benim cırlak-boğuk çatallı sesimden mahrum kalma diye başka bir yöntem de bulabilirim aslında ve buldum bile.. kabusun bile ben olmalıyım benceJSeni öyle böyle değil, bilmediğim ve bilmeyi dilemediğim bir şekilde seviyorum…


DipnotJ O Şey’in ışıkları yanınca ben İ hayal etmen lazım, başka bir şey İ değil ..

ve galiba ben Seni kıskanmayı bile sevmeye başladım…….


nur cihan
25 ocak 2011
nuralem7@hotmail.com