99 ACVE HURMASI (akik
taşlarının) MASALI 35
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba.. nasılsın demiyorum çünkü çok güzel olduğunu,yepyeni aşklar içinde mutlulukla yoğrulduğunu da öğrendim… kendime:” asıl sen nasılsın ?”demem lazım geldiğini ise biliyorum..ve kendim kendime şöyle cevap veriyor:” iyiyim çocuk iyiyim..bazen ruhunu acıtan şey; bunu en güzel yüzü ile de yapabilir ki, sakın üzülme.. çünkü dışarıdaki suretle işin yok senin..yavaş yavaş o suretten kopmayı başardığında ise, gerçek güzelliğin kendi içinde olduğunu keşfedeceksin vesselam..”diyorum.. ve bu hafta çok ağır-kasvetli, basık, kabzolunmuş bir hafta ki Muharremden dolayı tabii..
18 kasım Pazar..“ve o hüznümün gecesi.. masal gecem.. uyumak için gözlerimi
karanlığa açıyorken,alnımın tam ortasından beyaz bir ışık parlayarak içeri girdi.. andan bile daha kısa anda, bir bembeyaz güvercin kuşu
sanki fırlatılıp atıldı veya çok hızla gelirken yorgun düşerek yere vurdu.. hemen ardından
bir bembeyaz güvercin daha aynı şekilde onun üzerine doğru,onu korumak için ,üstüne bir örtü gibi düştü. ikisinin arasında ise kırmızılık vardı.. ”Sevdiğim bu
nedir?.benim yüzümden hiçbir canlıya bir şey olmasın lütfen,lütfen…
ve sonra
incecik havai fişek ışıkları gibi şeyler karanlığın içinden gözüküyor,
muhteşemdi tabii..Sen, bir mekanda, TA HA
SURESİni bir kürsüden anlatıyorsun.. içerisi dinleyici dolu. bir tek en ön
sıra baştan başa bomboş.. bense içeride başka bir odadayım.. içeriye gelmemek
için direnirken birden derse giriyorum. üstüm baştan aşağı rüyalarımın sahibi
efendisi-bir dağ tepesinde, bir zeytin ağacının altında oturan gibi
kıpkırmızıya bulanmış.. ve elimde iki büyük kağıttan poşetim var ki, içleri
sanki boş ((sene-i devriye
zamanımız gelmiş ya Sevdiğim.. Sen yine o zamanki gibi beni aşkla kömür tozu
haline getirip, hikmetle doldur diyedir belki amma KOSKOCA BİR HÜSRAN YAŞADIM
TABİİJ..olsun. ben Senle düşüp düşüp kalkıp,
üstümü başımı silkeleyip yola devam etmeye alışıkım nasılsa.her zaman hikmet
verecek değilsin ya..bu seferde hüsran verdin belki de..))..ve içeriye giriyorum. sadece en ön
sıra boş olduğundan gelip tam karşına oturuyorum ki, Sen o esnada mecnunluğun ne değerli bir şey olduğunu
anlatıyorsun.. ve ders bitti. Senin kız öğrencilerin; TA HA SURESİNİN HİLYE MİSALİ
tablosunu alıp, kapıdan çıkıp, tam karşısında olan SULTAN AHMED CAMİİne götürüp, aldıkları yere asıyorlar.(ve
Sevdiğim yine anladım ki, biz aslında AYASOFYA= HİKMET EVİndeydik değil mi? yani hayallerimizdeki yuvamız olan GÖNÜLdeydik..
bilmiyorum tabii ,neden hep bu sembolleri görüp duruyorum..belki hak ettiğimde
ve kaldırabilecek hale geldiğimde, Sen bana bunları da açıklarsın).
kuyruklu yıldız spermİNSAN |
.. evvela
araştırıp bulduklarıma bakalım mı? sonra da yazdıklarımı okurum ve Sana benim
tüm bunlardan ne anlayıp, kendime ne pay çıkardığımı da yazarım tamam mı? anlaştık
ve başlıyoruz…
önce TAHA yı TORAH(tohum)-TÖRE-ŞERİAT=YOL ve HAKİKAT-i MARİFETİN =her şeyi en doğru şekilde uygulamak fiili VUSLATI İZDİVACI OLARAK ilişkilendirelim
olur mu lütfen..
"Ta-Ha-EY İNSAN" suresin adı da diğer birçok surede
olduğu gibi sadece mukatta-semboliktir.Bazı
kaynaklarda "Sûretü'l-kelim" ve "Sûretü
Musa" şeklinde de anılır.Nazil
olduğu zaman Meryem Suresi ile aynı döneme rastlar. Sure ,Meryem-Şuara veya Meryem-Vakıa arasına yerleştirilir.
1.Ta-Ha (Ey İnsan)
2. Biz bu Kur’an'ı sana sıkıntı çekip mutsuz olasın diye indirmedik.
3. Yalnızca Allah'a derin saygısı olan herkese bir uyarı olsun diye (indirdik).
4. Bu, yeri ve yüksek gökleri Yaratan'ın
katından peyderpey indirilmiştir.
5. O, rahmet kaynağıdır ki, hükümranlık tahtına sadece O kurulmuştur. Veya: Hükümranlık tahtına kurulan O rahmetin kaynağıdır.
6. Göklerde, yerde, ikisinin arasında ve
toprağın altında ne varsa hepsi O'na aittir.
7. Fikrini yüksek sesle söylesen de (gizlesen de fark etmez); çünkü O, gizliyi de, gizlinin gizlisini de bilir. (("O sadece insanın dile getirilmeyen bilinçli düşüncelerini değil, bilinçaltında olup bitenleri de bilmektedir" ..Tasavvufçular insanın manevî varlığını derinliğe doğru "kalp, sır, ruh, hafi, ahfa" şeklinde sıralarken bu kelimelerin geçtiği ayetlere dayanmışlardır..))
8. Allah, kendisinden başka hiçbir ilâh bulunmayandır; en güzel isimler O'nundur.
En güzel isimler ifadesi, bu Ayet de dâhil olmak üzere
Kur’ân'da dört yerde geçmektedir. Diğerleri A'râf Suresi’nin 180; İsrâ
Suresi’nin 110 ve Haşr Suresi’nin 24. Ayetleridir.
9. Musa’nın yaşadıklarından haberin var mı?
9. Musa’nın yaşadıklarından haberin var mı?
Musa: İbranice iki kelimeden
meydana gelmiş bir bileşik isimdir. Su
manasına gelen "mu" ve ağaç
anlamına gelen "sâ" kelimesinin
birleşmesinden oluşmuştur..
10. Hani o, bir ateş görmüştü de ailesine: “Siz burada bekleyin; benim gözüme bir ateş ilişti, belki oradan size bir tutam kor getiririm yahut ateşin yanında bir yol gösterici bulurum.” demişti.( mürşid bir rehber bulmak ve O'ndan HAKİKAT İLMİNİ ALARAK yola çıkmak.)
20. Bunun üzerine Musa onu hemen yere attı. Bir de ne görsün; o, hızla kıvrılıp kayan bir yılan olmuş! ..
Hayye: Bu kelime, Musa kıssasının anlatıldığı diğer surelerde “cân” ve “su'bân” lafızlarıyla anılır. “Hayye” kelimesi tür adı olup küçük büyük, erkek dişi, bütün yılanlar için kullanılır. “Su'bân” ve “cân” kelimeleri arasında ise farklar vardır. “Su'bân” yılanların büyüğü; “cân” da incesi ve küçüğüdür. Şu halde Musa’nın asası yılan haline gelirken ince bir yılan biçiminde değişmeye başlamış, sonra irileşip cüssesi büyümüş ve su'bân haline dönüşmüştür. Bu yüzden cân kelimesi ile asanın yılana dönüşmüş ilk hali, su'bân ile de son hali kastedilmiştir. Demek ki bu yılan su'bân görüntüsünde ve cân süratinde idi.
111. O gün bütün yüzler,
Her şeyi ayakta tutan Mutlak Dirinin huzurunda saygıyla eğilir ve zaten zulüm
yüklenen kimse ise hüsrana uğramıştır……(ALINTIDIR)
((Sevdiğim bak ne buldum J..İNANILMAZ BİR ANLAM VE ÇOOK
TEŞEKKÜR EDİYORUM.bazen yıllar evvel bir salatta izlediğiniz şeyin anlamını
çözebilmek için senelerce beklemeniz ve bu anlamı hak edebilmek içinde binbir
çile doldurmanız gerekmektedir değil mi?..ve bulduğunda ise, artık o eskisi gibi
seni heyecanlandırıp takıntılandırmıyordur da artık..belki şimdi yazarken ki gibi
gözyaşı da dökebilir insan..Allahım ben bunlara hiç layık olmadım ki. neden ben, neden
bana isabet etti diyebilirsin.. gözümden şuan akan gözyaşı bence dünkü ruh
incinmemin yansımasıdır Sevdiğim, henüz bilmiyorum.ama işte bunları
ağlayarak yazıyorum.. aslında bu ayetin ruhuma anlattığı çok şey var, bir onu
biliyorum.. yıllardır,bana dünyanızdan 3 şey sevdirildi deki o, 2 müennes ve 1 müzekker sima-i veçhi
anlamaya çalışıyorum biliyorsun..bir semahane-i hamuşan ki, ruhlar dahi
hamuşan-ı suküt olmuştu..tüm damlalar durduğu için her şeyde bitmişti.işte o
denizin üzerinde bir toprak adem heykeli yıkılıp kum olup savrulmuştu..ve
sonrada o 3 vech..Sevdiğim ben iyi
değilim bence..şimdi yazmaya ara veriyorum..sonra devam edeceğim..görüşürüz…))
kuyruklu yıldız İNSAN |
((veya kendimde bir vakitler ki; aniden şimdi yazarken hatırladım üstelik, böyle devasa bir göktaşının ateşleri peşinden sürükleyerek yeryüzüne düşünü seyretmiştim. galiba 1997 (8 )yıllarında . öyle olağanüstü ve dehşetengizdi ki dilim tutulmuştu. anlatıp işaret etmeyi çook istememe rağmen dahi, yanımdakinin başını kaldırıp bu olağanüstü şeyi izlemesini sağlayamamış, dilimi döndürüp sesimi çıkartamamıştım.. ve başka zamanda onla böyle şeyleri sık sık yaşamıştım.. ona bu şeyler yasaktı kim bilebilirdi ki?.. neden?!))
ve nedense Sevdiğim kuyruklu yıldızı ve telek ilmini aynı şey gibi de şuan anlıyorum.. lakin henüz resmedebilecek bir kelime haznem olmadığı içinde şimdilik bunu es geçiyorum.. ayrıca TAHA SURESİ VE HİLYE-İ ŞERİFin özel bir bağı olduğunu nedense o rüyamla beraber ve daha evvel O’na yaptığım duamdan dolayı da şiddetle düşünmekteyim..
ve TAHA suresini, evlenmek isteyip de bir türlü
evlenemeyenlerin okuduklarında süratle
evlendiklerini de araştırmalarım esnasında öğrendimJ..ayrıca bendenizde bu masal veledi
için, bu hafta zarfında, böyle bir karar vermiştim Sevdiğim.. böyle yaz babam yaz
,olmaz ki yani.. artık hayattan da bir lezzet alabilmesi için, yakın bir
gelecekte izninle onu başgöz etmeye dahi kesin karar vermiştim. üstelik bunu
hiç kimseye duyurmaya da gerek yok bence (tabbi
evvela onun gibi asabiyet bozucu-geçimsiz-nankör birine tahammül edebilecek
sabırlı ve cömert birini razı etmemiz lazımJ).. ömür
beklemekle geçiyor ve gelecek henüz yok.. tamtakır kuru bakır bir hayat.. işte
tam bu esnada TAHA SURESİ olaya izin verdi sanırım ki, henüz bilmiyorum.. önce
halletmemiz gereken bazı izinler var tabiiJ..
birde Sevdiğim TAHA suresi
ile bir yerlerde mehdi bağlantısı buldum..sanırım içindeki bir ayetten
dolayı..benim için sorun yok..çünkü benim mehdim Sensin..eğer olay kişinin
kendi içindeki mehdinin inmesi ise oda SENSİNJ..Sana ak minaremden
indiğinde beyaz bir at sunamam ama nefsim varJ..Sana hak ile batılı
ayırman için bir kılıç sunamam ama Kelime-i Tevhidim var…SENİ SEVİYORUM…..ve
teşekkür ediyorum..
şaman direği |
ve TAHA kelimesi ile alakalı internette bulup alıntıladıklarıma, kendi
idealarımı da ekleyerek masalımıza devam
ediyoruz. tarihte T ve D harfi bir olarak
yol sürmüşlerdir.. T harfi + , x (4
unsur-haç) sembolünün de aslıdır. T ; TANRI
–İLAH kelimesinin bir sembolüdür ve
ayağa kalmış kollarını açmış bir insan T şeklindedir.ve isterse o insan kollarını iki yana açmamış olsun, o
vakitte t harfi şeklindedir değil
mi?..İlginçtir, Çincede “ding”
olarak okunan piktogram T şeklinde.
Farklı anlamlara geliyor: Adam, tekrar etmek, kuyruk, tırnak gibi.
Eski Mısır dilinde Ta, yeryüzü, dünya, toprak, ilksel yeryüzü tanrısı,
gökyüzü tanrıçasının kocası, zaman, an, kaya, tapınaklarda altardaki tablo gibi
anlamlarada kullanılırmış. Eski Mısır'da Ha: (bazen çoğulu haw): Jat (belkemiği-MERDOK)olarak da yazılır. Kişinin fiziksel beden (etten) kısmıdır. Daha ziyade memelilerin vücudu için kullanılan bir terimdir..
Maya dilinde Ta ülke, yıldızlar demekmiş. (TU kelimesi aynı zamanda Eski Mısır’da firavun-kral anlamındadır. Tutankamon v.s)Uzak Doğuda Gökyüzü T’ien, Yeryüzü Ti dir..Sümer de Ti hayat ..Sami dilinde Bet/Beth ev ..Tİ’bet..T’ien Shan dağları da (Shan Çince’de dağ demek) kutsal-semavi dağlar anlamına geliyor, Uygurlar da Tanrı Dağları (Tengri Tagh) … Arapça’da “tur” hem dağ, hem de Kâbe’yi tavaf etmek anlamına geliyor.(turna kuşlarının semahı veya SEMA AYİNİ ŞERİFİ) Eski İbranicede de dağa “tvr, tuwr”deniyor.
Maya dilinde Ta ülke, yıldızlar demekmiş. (TU kelimesi aynı zamanda Eski Mısır’da firavun-kral anlamındadır. Tutankamon v.s)Uzak Doğuda Gökyüzü T’ien, Yeryüzü Ti dir..Sümer de Ti hayat ..Sami dilinde Bet/Beth ev ..Tİ’bet..T’ien Shan dağları da (Shan Çince’de dağ demek) kutsal-semavi dağlar anlamına geliyor, Uygurlar da Tanrı Dağları (Tengri Tagh) … Arapça’da “tur” hem dağ, hem de Kâbe’yi tavaf etmek anlamına geliyor.(turna kuşlarının semahı veya SEMA AYİNİ ŞERİFİ) Eski İbranicede de dağa “tvr, tuwr”deniyor.
tarihte Tanrı Damgaları |
Kel Aynak, ibis ,Turna kuşu sembolü, aslında sadece tek bir kişiyi tarih boyunca anlatır ki; O’da 4. kat semada makamı olan ve o dönemin güneşi olarak ilişkilendirilen ( unutmamak lazımdır ki,J üzerinde 3 özel uluhiyet katı (3 DEFA ULULANMIŞLIK) daha vardır J) HZ.İDRİS a.s dır ve tarihte şu adları almıştır: Ningşzidda (Sümer)- Thoth(Eski Mısır)-Hermes(Eski Yunan)- Zerdüşt (Pers)- Enok(Hristiyan)-Tor( elinde t şeklinde bir çekiçi dahi var..pagan Hristiyan Avrupa)…hz İDRİS yazıyı buluyor ve ilk ders tedirisatı tasavvuf okullarını da O kuruyor.. maddi terziliği yanında da kişilere ESMA=MANA=HÂL elbiselerinden hülle biçip ,dikip ,giydiriyor...
((*Sevdiğimmm.bak buradan ne anladım biliyor musun?! 4.makam mutmainne makamı
ya hanii..yani cennet..işte Kelime-i Tevhidin ilk bölümü RAHMANın herkes için
kapsayıcılığı bu demek değil mi? onun için ki, tüm dünya insanları buraya kadar
hep aynı izde üç aşağı beş yukarıJ doğru iz sürüyorlardı yani.. kendimi
çoook ama çook tebrik ediyorum.. bugün hem Muharremin 10 u,hem de 24 kasım öğretenler-MÜRŞİTLER GÜNÜ ya hanii. işte
bende bu YENİ İDRAKİMİ Senin Mürşidi
Azizim olarak, müridi bendene bir
hediyen olarak aldım kabul ettim ve çook teşekkür ediyorum.. ve bir şey için
daha teşekkür etmek isterim Sevdiğim ..bugün yine bir defa daha anladım ki
yazmak gerçekten bana çok iyi gelen en iyi ilaç galiba.. böylece kendimi tedavi
edip,yaralarımı sarabiliyorum değil mi?ve eksik olan yanlarımı da Sen bulup tamamlıyorsun
elhamdülillah ve aminn..))
Göbeklitepe |
ve konumuza
devam ediyoruz..T harfi yanında bazı
değişik harflerle dizilerek her zaman tüüm uygarlıklarda GÖK TANRI-RÜZGAR VE
HAYAT İLE İLİŞKİLENDİRİLMİŞTİR…mesela
Urfa Göbeklitepe’de şuan için dünyanın en eskisi, iç içe dairelerden mürekkep
bir tapınak var..işte o dairelerin her tarafı T şeklindeki yüksek taşlardan
oluşuyor.. Sümerlerde TUR
bir kaç farklı anlam için: Sihirli, kutsal taş kase ve prens, kral, büyük olan Turan / Duran ‘efendi’ anlamında kullanılmış.. birde eski Sümerde gök tanrıya Dingir (gökde parlayan yıldız) -Dingiri-
Dingirenek diyorlarmış ..
((* ve Sevdiğim bizim köyde eskiden, dedemin demirci ustası olan bir akrabası vardı.. kağnıların tekerleklerini ve at nallarını yapıyormuş.. lakabı Tıngır Salim’diJ..ve unutmayalım ki eski türkler ve Kızılderililerde
evin ata direğinin tepesinde bir tekerlek asıldır değil mi, yani 4 unsurla
diğer yönlerden mürekkep 40 lı sistem))tabii birde eski
uygarlıklarda aynı kaseden; elden ele, kaseyi döndüre döndüre içmekte var
biliyorsun Sevdiğim.. ve Sevdiğinin dudağının değdiği yerden kaseye uzanmak
ta var tabii..
Sümer.Tanrı Dingiri |
Turna-turn-dönmek,
yükselerek sarmak ,dikey yükseliş ve inişlerle seyir halinde yol almak..
ve Sevdiğim şimdilik burası kalsın olur mu? şimdide Sultan Ahmed Hanı anmaya çalışacağım izninle..
1. Ahmed HAN |
1. AHMET’ İN TÜRBESİ: Türbede büyüklü küçüklü 36 sanduka bulunmaktadır. Diğer sandukalar : oğlu IV. Murat Han. (( bugünkü Kabe’yi baştan yapıp yeniden inşa eden.)), II. Osman, I. Ahmet’in annesi Kösem Valide Sultan, I. Ahmet’ in çocukları : Şehzade Selim, Beyazıt, Mehmet, Orhan, diğer Mehmet, Hasan, Osman / Ayşe Sultan, Cevherhan Sultan, Zahide Sultan, Übeyde Sultan, Zeynep Sultan, Hatice Sultan, Esma Sultan, II. Osman’ ın çocukları :Şehzade Mustafa, Zeynep Sultan, IV. Murat’ ın çocukları: Şehzade Ahmet, Abdülhamid, Selim, Orhan, Numan, Mahmut, Hasan, Osman / Rabia Sultan, Fatma Sultan, Safiye Sultan, Sultan İbrahim’in çocukları: Şahzade Ahmet, Mehmet, Ahmet, Süleyman / Safiye Sultan’ a aittir.
(*ve bizim masalımıza teşrif ettikleri için de, bunu okuyan herkesten onların ruhlarına bir Fatiha rica ediyoruz tabii .. aminn)…
**
Yakut Türklerinde Ata Direği |
ben aslında okuduklarımdan pek bir şey bulup öğrenmiyorum biliyorsun.. önce hayallerim gelir öğreticilikte.. ve teyidi gerçeği ise Senin işaret ettiğin;( sadece benim bana özel olanları anlayıp, içlerinden çekip aldığım anlamlarla, )hangi izi takip etmem gerektiğini bana anlatırsın.. o yüzden alıntılayıp yazdıklarım, kendime kendimin teyidi için, sadece bir teferruat aslında.. Sana çook tuhaf bişey söyliyeyim mi Sevdiğim..biz Senle senelerdir; kendi kendine hiçbir eğitim- öğretim- lisana sahip olmadan ve öyle şeyler için bir kitap dahi okumadan, bu işte çook uzmanlaşmış kişilerle aynı şeyleri ve bazen çook daha ötesini yazıp çizip söylüyoruz biliyor musun ?!!bu eskiden beni çok korkutuyordu.. sonra sık sık hayretten hayrete düşüyordum ve şimdilerde ise gidecek hiçbir yerimiz kalmamasından dolayı galiba yine korkuyorum.. yani yine başa döndüm..
filamingo |
ve madde de konuya inersek eğer: manada AHMED olan, aşağıda da Sultan Ahmed olup AYASOFYA=HİKMETİN EVİ=GÖNÜL ün tam karşısına kendi mabedini dikebilecektir.. burası öyle bir alandır ki aslında ikisi iç içedir.. Rahman ve Rahim tamamlanmış Bismillahirrahmanirrahim olmuştur.. kilit oradaydı ,lakin anahtarı da işte tam şimdi içindeydi..
TA-HA kuyruklu yıldızı aslında eril ve dişil iki prensibin ŞERİAT VE HAKİKATİN evliliği-vuslatıdır.. bu tür mukatta –sembol harflerle ilk başlayan sure Kalem Suresiymiş ki NÛN HARFİ ile başlarmış.. ve bu tür harfle başlayan 2. Sure ise TA-HA imiş.. bence burada özel bir şey var.. sadece NUN (NÖTR-O) harfinde tüm hikaye var biliyorsun.. suya yazılmış bir hikayedir bu.. buutlu, ebruli ve seramonik aynaların dönerek birbirlerine yansımasının öyküsüdür bu..bir gönlün aşk hikayesidir bu..o öyle bir gönüldür ki, bugünkü makamı İstanbul’dur..adı AYASOFYA’dır..onu idrak edense; o makama ayak basmış, lakin edebinden kademi şerifi taç halinde yapıp, başına sorguç olarak takmış 1.Ahmed Han’dır.. bazı nasipli insanlar hem dünyada, hem de ahirette Han olabilirler değil mi?..(vee..eski Bizans döneminde de imparatorluk tahtının hipodromdaki yeri, şu anki Sultan Ahmed Cami mekanıymış ki, buda çok önemli bence..)
iki denizin birleştiği yer |
ruhumuz ilmini, bizim ilim seviyemize ve idrakimize göre sembollerle yine bize verir.. her insan ne inançta ve nelerle meşgulse ona gelen sembolleri de o türde olur..ve bazen ipuçları birleşerek muhteşem bir masala dönüşebilirler.. aslında bu o kişinin değil, ruhunun kendi içsel başarısıdır..eğer nefs ruha tabii olup, ruh eşine secde edip, onun idaresini kabul ederse ve direnmezse, o vakit ruh tüüm gizli hazinelerini açarak nefse kendisini okutmaya başlar…
“Men arefe nefsehû fakad arefe Rabbehû” gerçekleşir.
Sevdiğim bilmiyorum anlatmak istediklerimi anlatabildim mi?. belki çok karışık oldu değil mi? ama aslında hiç de öyle değil tabii.. hiç bir şey NÛN ve TA HA harflerinin zengin birikiminin içeriğini verip karşılayamaz biliyorum.. bir Rahmanı ,bir Rahimi ve Gönlü kim anlatabilir ki zaten değil mi?.. ve AllaHÛ Teala iyi ki biz insanlara hislerinden bir his de vermiş.. eğer duygularımız olmasaydı bu dünyada zerre güzellikte olamazdı.. hayat çekilmez makinemsi bir alem olurdu.. hislerimiz aslında her şeyimiz.. onların kontrolü çok zor Sevdiğim.. sevmek ve özellikle AŞK asla dizginlenemeyen bir şey biliyorsun.. hele hele bu normal bir insan için değilse.. ve kontrolü kişinin bedeninde değil de ruhundaysa.. gel denilince gidiyor, şimdi de geri dön denilince dönülüyorsa ve HÛR bir RÛH unda varsa eğer Sevdiğim…işte o HÛR Seni tüüüüm gönül hikayesi ile selamlar…
bu defa bedeni asla incinmemiş ama ruhu incinmiş olan …………..
nur cihan
24.11.2012
nuralem7@hotmail.com
nuralem7@hotmail.com