Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş 96 /Alâk suresi 19.ayet (anahtar kilit formülü =10) |
99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI 88
RAHMAN’IMIZIN YAĞMURU BOL OL’SUN .amin.
Baba, Oğul, Kutsal Ruh…Ruh=Beden=İsim..
NOKTA,DAİRE,HAREKET
E = mc2,( E= Enerji (joule) kalori ..m= Cismin hareketsiz halindeyken kütlesi (kilogram)..c= Işık hızı 299792458 metre/saniye.)
Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..uzun zamandır beklediğim 88.hurma masalıma nihayet geldik..ne hissediyorum? çok karışığım.memleket ve dünya da çok karışık. Sevgili Kabem, elbisesine Satürn Efendimin makamını maddeleştirirken her şeyi de çok daha keskin bir şekilde terbiyeye başladı. Kabe’yi saran ve onu görünmez kılan bu halakayı hiç sevemedim. etekleri belinde, masal çocuğunu koşturan O EV SAHİBESİ BAKİRE ama kız çocuğu var, çook asabiydi.. belki benim de haksızlıklar karşısındaki aşırı asabiyetim O’ndandır. bilmiyorum..Satürn-ZUHAL etkisi tüm dünyada halen çok sarsıcı gidiyor.. fakat getireceği yüksek kalitedeki tekamülünse eşi benzeri olmayacak inşallah ve amin..
KAOS
=AMA’nın içinde dahi düzen var demişlerJ?!. İşte bizim galaksimizdeki GÜNEŞ KUTBU’na tabii olan AY
üssü DÜNYAmız da da akıl almaz bir kaos var..neyse ki yakında okuduğum,beni
dibe vurduran ALİ GÖRÜNDÜ GÖZÜME kitabı kalbi çalkantılarım bu hafta sakinleyip
duruldu.artık esma kutup nokta-i daireleri üzerinde daha sağlıklı ve
tarafsız yorum yapabilecek hale geldim
inşallah.. geçen haftaki hava siklon daireleri
hayalimi maddi şemaya döküp, bakınca şunu anladım..
RasulAllah Efendimiz birebir yetiştirdiği ashabının alimleri için”onlar Ben-i İsrail’in nebileri gibidir.hangisine
tutunursanız kurtulursunuz “demiş.sahabinin Efendimize dek gelip
geçmiş nebilerin adeti kadar olduğu söylenir. bunu şöyle anlayabiliriz. 124.000
adet esma kutup dairesi hava siklonu –hükümeti rabbani karar ve yönetim-meclisi
ŞÛA’RA mekanizması vardır.ve bunların her biride kendi esma potansiyeline
tam mazhar oldukları için, aynı astrolojik yıldızların etkileri gibi, bu
vazifelerini her ne olursa olsun tam potansiyel çıkarmak zorundadırlar. bu
Allahımızın şaşmaz sünnetullahı ve şeriatıdır ki, kimse bu imtihan düzeneğini
değiştiremez..
her zaman uyumlu esma kombinleri devreye girmiyordu.mesela RASULLULAH EFENDİMİZİN HEMEN AKABİNDE,kendisinin bizzat yetiştirdiklerinin, birbirlerine tamamen zıt
esmaları tam kapasite açığa çıkarak, pek
çok olayın cereyanı tohumu atılmıştır. bugün bu olayları(KERBELA’YA HAZIRLAYAN VE
OLUŞTURAN ALT ANA ZEMİNİ)aklımız ve gönlümüz red ettiği için, tarihte yokmuş
gibi numara yapıp, güya imanımızı kurtarma oyunları da yaparız.. bilir kişiler, burada daima bilerek olayı çevirir,belki
iyi niyetle yalan söyler ve genelde unutturma eylemlerine gidilir.. oysa
taa o vakit olan; diyelim ki bu 124.000 tam kapasite izinli esma(ilahi
isimler panteonu-ricali gayb) maddeleşmiş insanın; birbirlerine tamamen zıt
düşüncelerin, inancımızı paramparça edip,daha ilk elden sayısız yola ve
meşrebe bölüşü ve bunu da fıkıh ilmi ile lime lime edişi de gerçek ve
sahihdirJ!!!?
işte TANRI GENİMİZİN yani TURÛKU ÂLİ NİN akaşik
kayıtlarına girip, bu affı ve tevbeyi gerçekleştirip ,o düğümü çözüp, rahmaniyet olan yükseliş- kopmayan ip olan
İLİYYİN’E SIMSIKI BAĞLANMAYI da becerebilmeliyiz..
Basit,çok güzel, sapsade olan islamın,
bugün dünyanın en karışık ve en nefret edilen dini haline getirilişinin
temelinde bu yanlış ve zorlaştırılmış aktarımlar yatar.. .olayların
sebep sonuç ilişkisinin vebalini halen hep beraber ödemekteyiz..bunu her
büyük peygamberin devrinde görebiliriz.
çünkü Yaratıcı kendisine tam mazhar bir elçi ortaya
çıkartıyordu ve esmayı tetikleyip O’nu tam kapasite çalıştıracak ,O’nu tavaf
edip hareketi ivmeyi yaratacak ,olayları maddeleştirip, yeni duruma göre
yaratımlar üretebilecek Süleyman’ın cinlerine de daima ihtiyaç vardı(*YANİ
YARATILAN HER BEŞER ,HAKİKATTE VAR OLAN-OLACAK OL’AN O İNSAN
DEĞİLDİ).. işte bu ilmi sırrı keşfeden geçmişin ozanları, mitoloji
denen, esma-ilahi isimler panteonu hikayelerini bize aktarmış=tanrı,yarı tanrı mitler sembolleyip, aslında
hakikati birazda kendilerine mal edip tanrılaşma arzularını ifşa
etmişlerdir..ne yazık ki bu hakikat ilmini çok az kişi sapıtmadan idrak edebiliyor .
eğer, zıt kutup esmaya sahip rical devrinde dünyada yaşıyorsak; şunu bilmeliyiz
ki, bir devir bitti ve o devriyeye geçiyor. yani bir çağ kapanıyor, yepyeni
farklı esmaların kombini- yepyeni karakterli bir zamana yükseliniliyor. bu cemalle olacak iş olmadığından, tam potansiyel celalle maddeleşip, surete bürünme
fiilleri ile tetikleniyordu..zira Yaratıcı hiçbir şeyi aynı ve tepede-zirvede fazla
tutmazdı.yükselip tekamülünü çıkartabildiğince çıkartan ve verilen sürede
işini halledemeyen her ülke,her devlet adamı,her insan ve her eşya varlığı yine
devre girmek zorundaydı.. mesela İstanbul’un fethinde Ayosofya’da
yatıp kalkan YA VEDÜD Sultan zamanın kutbu imiş ve Bizanslıları muhafaza
edip”dokumayın benim gavurcuklarıma “diyerek Şehri düşürtmüyormuş.. İslam ricali
olayı öğrenip, çektikleri esma zikri ile onun ölümünü gerçekleştirip, şehri
almışlar ve kendisine Eyüp Sultan semtinde bir türbe yapmışlardır..
kadim insanlar bu ilmi çözdüklerinden, titanlara isyan edip,titanların savaşını mitolojik hikayeye dökebilmişlerdir. günümüz ateistleri de olayı bir nebze anladıkları lakin, ilmen son derece cahil ve avamdan dahi aşağı seviyede olduklarından dolayı, daima kıskanç ve kan emici bir Tanrı ve o TANRIYLA aynı mizaca sahip peygamberler gönderdiğini ve tüm dünyadaki savaşların, kötülüğün,fitnenin dinler yüzünden olduğunu söylerler değil mi?..
kadim insanlar bu ilmi çözdüklerinden, titanlara isyan edip,titanların savaşını mitolojik hikayeye dökebilmişlerdir. günümüz ateistleri de olayı bir nebze anladıkları lakin, ilmen son derece cahil ve avamdan dahi aşağı seviyede olduklarından dolayı, daima kıskanç ve kan emici bir Tanrı ve o TANRIYLA aynı mizaca sahip peygamberler gönderdiğini ve tüm dünyadaki savaşların, kötülüğün,fitnenin dinler yüzünden olduğunu söylerler değil mi?..
bugün
İslam aleminin en büyük eksikliği bilmediği için korkup, her şeyi utanıp
saklamasıdır.YÜKSEK SESLE, İSLAMA ve PEYGAMBERE AİT HİÇ BİR ELEŞTİYİ
KONUŞAMAMASI ise CEHALETİDİR. oysa ezoterikler, ateistler facede ,nette ,her
yerde her şeyi sapına dek didikleyip şemalaştırıp hazır rapor halinde sana
sunuyorlar. neden onca tasavvuf adamı, onların hazırladığı bu şemaları kolayca
alıp; bunları islam ,tasavvuf ilmine göre halkın anlayacağı ve seviyesini
yükselteceği biçimde anlatmıyor=dönüştürmüyor ve islam alemini düşürdükleri bu
çukurdan artık çıkartmıyor !!neden?!
neden bu kadar öfkeliyim?çünkü face de geçen gün Kur'an'in Eleştirisi adında
bir sayfaya girdim Sevdiğim..oo.. ne göreyim, 37.ooo üyeli tam potansiyel kafir
ateist sayfası..sürekli Yaratıcıya, peygamberlere, kitaplara, velilere alay, hakaret ve küfür ediyorlar.bu yüksek tahsilli hayvandan daha aşağı beşerler, aklın
almayacağı kadar kapkara cahildiler ve çok eğlendim. Onlara ”sevgili kafir=henüz hakikat ilmi kendilerinde
açılmayan salak ve kara cahil arkadaşlarım; bu sembol ,bu ayet aslında şöyle
demek istiyor” diye yorum yazıyordum. nedense ben olaya girince her şey
susuyor ve ortalığı buz kaplayıp duruyor ya,yine öyle oldu..((* o sayfadan da atılacağımı bildiğimden, bazı arkadaşlarımı mücadelemizeJ devam etsinler diye en baştan o sayfaya davet etmiştim şükür..))
neyse birazdan İsis-Horus ve Meryem (as) –İsa (as) ikiz tablosu
yayınlandı..ahh!!en uzman olduğum yegane konu.o salaklara bunun
başlangıçtan beri olan şaşmaz mana yolundaki, aynı
rüyayı görmek sembolü gibi olduğunu, gerçek İNSAN doğumunu ve yetişmesinin
,o yetişeninse hakikatte İNSAN= astrolojik zaman çarkı olduğunu
çook sade yazdım..tabiii beni harcadılarJ.artık yorum yapamayacak,sadece tüm
yorumları ,hakaret ve küfürleri okuyabilecek, öfkeden kudurup sayfa
duvarlarını tekmeleyecektim.. neyse..*Sevdiğime onları rapor ettimJ...
ve onların çok çalışıp hazırlayacakları tablolarını alıp, onu tevhid
adına burada işleyeceğim inşallah.. çünkü nede olsa bende 8. senedir yazdığım
tüm sembolik anlamın çoğunu dinsizlerin araştırmaları ve dindarlarla kavga
ederken verdikleri sembol bilgileri ile bu hale gelmiştim.hiç bir Müslüman ne
yazık ki onlar kadar Allah, peygamber ve din için çalışmıyor..
Sevdiğim ben çok acaip şeyler yazıyorum biliyor musun? İyi ki yakında 99 hurmam bitecek ve bu konuda kapanacak şükür.çünkü artık aklımı kontrol edemiyorum, inanılmaz şeyler düşünüyor ve bu şeyleri nerden çıkarıp durduğuma hep hayret ediyor,gittikçe herkesten çoook uzaklara çekiliyorum,bazı arkadaşlarım benim dinden çıkmış,korkunç fikirlerim olduğuna dahi inanıyor ki, onların tahsilleri ve konumları bile benden madden bayağı yukarıdaJ..normal aslında da… neyse ..vazifeye devam..
evvela 88 sayısını didiklemek istiyorum.çünkü bu acaip sexi sexensexiz rakamla bir şeyler yaşamak istiyoruz sanırım(açılmıyor bahtımın
kilidi?!..açıl susam açılJ)..
-Kur’an-ı Kerim de 88 .sure ĞAŞİYE imiş.. anlamlarından bugüne uyan bir manası da her taraftan kuşatmış bela demekmiş..
- 28 Kasas suresi(Kıssalar, Gerçek Olaylar, İbretli Olaylar)88 ayettir…
- 38. Sâd süreside 88 ayettir..
-Kur’an-ı Kerim de 88 .sure ĞAŞİYE imiş.. anlamlarından bugüne uyan bir manası da her taraftan kuşatmış bela demekmiş..
- 28 Kasas suresi(Kıssalar, Gerçek Olaylar, İbretli Olaylar)88 ayettir…
- 38. Sâd süreside 88 ayettir..
-Kur’an-ı Kerimde Melekler 88 ve Şeytan’da 88 defa zikredilmiştir..
-ayrıca 9. Osmanlı padişahı, 88. İslam halifesi ve ilk Osmanlı halifesi olan Yavuz Sultan Selim Han’dır.
-Ezoterik-batıni Gnostikler de "İsa" ismini (Jesus) olarak "Iesous" formuna sokmuşlar. çünkü sihirli ve şifreli olduğuna inandıkları 888 sayısını veriyormuş(Yunan alfabesindeki 24 harfin kendisiyle ilişkili bütün sayıları toplandığında 888 ediyormuş) .böylece Pitagor’cu, matematiksel şifreli isim verdikleri bir yaratıcıyla, Dionysos-Osiris mitlerini yeniden yazmaya başlamışlar.İsa mitini oluşturmaya başlayan Gnostiklere göre İsa, "Daemon" adı verilen ölümsüz yüksek "benlik"i simgeliyordu. anlatılmak istenen gizli bilgi ise” Logos - yüksek Tanrı benliği herkesin içinde”ydi.. dolayısıyle tüm insanlar Tanrı benliğine sahipti. ve o tek bilincin, öz’ün , bir’ in, Tanrı'nın parçalarıydılar".. (*bir türlü anlaşılamayan esma tanrıları panteizmi yani, parça esmaların birliği olan vahdeti vücûdçuluk tanımı en kolay böyle yapılabiliyor sanırım..)
-Ayrıca tarihte yine en karanlık kaos dönemi
çarkçıbaşısı olanlardan biride Hitlerdir..ezoterikçiler onun Tibetli kadim brahmanlardan insiye olduğunu söylerler ve O’nun döneminde de 88 rakamı: Nazi diktatörü Hitler’i, “Heil Hitler-Yaşasın Hitler” şeklindeki
selamlamayı sembolize ediyormuş..
-Birde medyada çok önemli bir haber olduğunda 8 sütuna manşet deyimi kullanılırmış
ki, anlamını bilen tabii ki yok.hele provokatör
medyacılar mana ilminden zır cahil olduklarından asla bunu bilemezler.Sevdiğim, bu deyimin 8 akıl -ruh sütunundan bilgi almayı başaran
birinden miras kaldığına inanıyorumJ..benimse
3 veya 2 sütunum vardı değil mi,unuttum bak!!
19=ANAHTAR KİLİT 10 |
Ikra’ b'ismi rabbikellezî halak(halaka).
Yaratan Rabbinin adıyla oku! O, insanı “alak”dan yarattı.(96/Alâk suresi 1-2 ayeti.alak cenin,embriyo,insan hücresi de demektir.alaka ve bağ anlamı da vardır.. Alâk suresi besmele sırrı ile “OKU EMRİ” VERDİĞİNDEN KÛN EMRİNİN B’İSMİ SIRRINDA MAHFUZ OLDUĞUNU KULLARINA MÜJDELER))
*Hayır! Sakın sen ona uyma; secde et ve Rabbine yaklaş 96 /Alâk suresi 19.ayet (anahtar kilit formülü =10)
ve Sevdiğim muhteşem bir bağlantım aniden
oluştu.mürşidim azizim en has aklı maaş Google efendime bir yandan
soruyor,bir yandan buraya copy pasted yapıyordum ki; şahane bir manaya doğru
çekildim (çekilmesem de, ne bulursam istediğim
manaya bu masal sayesinde zaten kolayca getirebilirim şükürJ).bu
süper bişi. bakalım nasıl bir şey çıkacak..
HİÇ=MADDE
arapça HA ح harfinin ebced değeri 8 miş..ve bize lazım gelen hüviyet harfi olan bezgin He- o, ise 5(O) ebced değerine sahipmiş..birde bu HE harfinin dünyayı temsil eden madde kısmı var ki ona CİM ج deniyor muş ve ebced değeri 3 imiş..hıım.yani rakamlarla ve harflerle oynaşırsam aslında bana tek lazım olan bezgin HE harfidir.. çünkü O’nun hem şekli sureti, hem de rakamsal değeri 5 yani O şeklindedir..iki O- HE dairesi üst üste konduğunda latin rakamlarından 8 rakamını semboller.
HER İNSAN ;KÛN =İKRA=B'İSMİRABBİKE EMRİ İLE SİCCİN veya İLİYYİN KİTABINI OKUR ve okumak zorundadır.. |
şu halde şimdi arapça sekiz ٨
rakamına bakalımJ..bu ters üçgen RAHMAN’IN ŞEMSİYESİ VE KORUYUCU
KUŞATICILIĞINI –KAPSAYAN EVİ MAHREMİYETİNİ BİZE ANLATIR..
ve 8 ٨ rakamının tam tersi- yeryüzüne
yansıması ise 7 ٧ şeklinde olur. İşte KÛN=OL
emrinin İnsancası olan 19 Harften oluşan Besmele imgesi ki, bu Süleyman’ın mührü imiş…(* Sevdiğim son masal sonrası rüyama gelip
10.ooo$ lık yatırımından bahsettin.ve ertesi gün bişekilde bu 19 ‘u anahtar
kilit haline getirmem gerektiğini çaktımJ..bak şimdi
her zamanki güncel bilgisayar yazılım
formuna yine geliyoruz..1+9=10J..böylece
ERİL VE DİŞİL PRENSİP yine yerlerini buldu ve İŞLEM TAMAM OLDU)..
kapsayıp ,kuşatan, rızık
veren göksel çadır Rahman esması ile, O’nun mahremi olan yeryüzü gelinin, kapsanan,korunan ve rızıklandırılan evi- Rahim esması sistemi
işleyişi de böylece anlaşılır. iş
ve oluşlar her ne kadar göksel idare
mekanizması ile olsa da, cereyan eden hareketsel devinim alemi dünyadır.. ve Rahim daima Rahman tarafından döllendiği için, o pasif bir alıcıdır..
etken olan eril Rahman(göksel suları –hayatiyet PO tohumlarını
yağdıran) esmasıdır. Rahim V ise
kutsal DİŞiL KASE’dir. devam eden 7’ lerin-SEB’A MESANİ sembolüdür. yaratım işi dünyada Rahiym’ledir. ve okuyucular için:“birazda siz
araştırıp konuyu zenginleştirin lütfen”J..
(*Her
dişinin neye gebe olduğunu Allah bilir. Ve rahimler ne eksiltir, ne arttırır,
onu da bilir. O'nun katında her şeyin bir ölçüsü vardır.( 13-RA'D Suresi 8.ayet)
Sevdiğim
hani denir ya “HİÇ OLURSAN HEP OLMAYI BAŞARIRSIN” .hiç
olamayan gelecekte kendini var edemez..işte HİÇ
kelimesi HA ve CİM harfleri ile
yazılıyor. ilk defa birkaç dakika evvel fark ettim ki bu iki harf
aslında var olan bir şeyi tarif ediyordu..
*Hacim: Bir cismin uzayda kapladığı yer. Geometri ve diğer bilimlerde hacim “V “ile gösterilirJ ..Uzunluk tek boyuttur. Yüzey veya alan iki boyutlu, hacim ise üç boyutludur. Dolayısıyle cisimler de üç boyutludur: Uzunluk genişlik ve yükseklik. Maddenin üç hali; katı, sıvı ve gazdır. Katıların sabit ve belirli bir hacmi vardır. Sıvılar ise bulundukları kabın şekline uyarak yine sabit bir hacime sahiptirler. Gazlar, daima bulundukları kapalı kabın tamamını doldururlar ve kabın hacmi kadar yer işgal ederler. (alıntıdır)
Maddenin 4 hali: RUH,BEDEN,GÖLGE=İNSAN
Mananın 4 hali: İsim+ sıfat+ fiil=ZÂT
Bu mevzuya nasıl geldik dersen Sevdiğim:mevzumuz, maddi ve manevi ŞİFAyı beraberce, bu 8 de 8-dönüşüm masalımızda deneyimlemektir. eğer madde= enerji ise, bu durumda ruh=beden oluyordu ki, tam sağlık açısından akıl,ruh,beden sağlığı üç sacayak üzerine oturmadığında, bugün olduğu gibi, hemen çoğumuzun imanı ve dolayısı ile tüm işleride arızalıydı.bereketsizdi. gittikçede madden ve manen çöken bir çukura dönüşüyorduk.. istiyorum ki ağaçlara su yürüme vaktine gelen bu devrede EŞ ŞAFİ ismi bize eşlik etsin inşallah ve aminn..
Şimdi gelelim haftamızın seyrine: Sevdiğim geçen masalımın gecesi
olağanüstüydü.. meğer o, III sütunlu
T’alak la boşanılmamış ,aynen geriye
alınmış..teşekkürler efendim(* ileride
karanlık maddeyi yazabilir miyim lütfenJ)?!..ve
pazartesi arkadaşlarımla buluştuk. yeni bir kuantum vuruşlu şifayı deneyimlemiş
arkadaşımın tavsiyesi ile üçümüz yarına randevu aldık!!kızmaa!!çünkü geldiğim
şifa bahsi için bu lazım.ve mü kardeşimde hz
İSA’NIN 114 HADİSİ(Ahmed Yüksel Özemre)kitabını
okumam için verdi. yeni okuyorum..yani olaylar kendiliğinden birbirlerini
tamamlıyor.sanıyorum ruh şifasına geliyoruz ve mucizelere hazır olmak lazımJ..Seni
ruhumla seviyoruz…
25
şubat Salı..bu bey bioenerji uzmanıymış. ama muzrak mı
nedir bir dua içinde tam 5 meşrepden izinliymiş. diyor ki: “esas olan bu
duadır. şifa bundadır .diğer o yaptığım bioenerji, kuantum vuruş ve
vereceğim bitki reçetesinde şifa aslında yoktur.onlar delil ve sebeb
içindir..şimdi bu dua ile şifa oldun oldun,yoksa diğerleri hiç bir işe yaramaz.çünkü şifa Allah’tandır “..seyrü
sülük görmüş olduğu anlaşılıyor. iki icazeti Suriye’den. daha sonra da Rusya’da
kozmik bir üniversiteden Kuantum vuruşlu şifa diploması almış..o aynı Aidin
Salih misali İbni Sina hayranı ve O’nun bitkisel formülleriyle şifa veriyor.. O,Mesnevide
okuduğumuz padişah cariye kıssasındaki hekim(el hakem esması sahibi-ehli hikmet)gibi
insanın sadece sağ elini tutarak ,işaret parmak ve orta parmak üstündeki ara
noktada bulunan tüm organların noktalarına bakarak hastalık teşhisi de yapıyor..benim elimden teşhis
koymadı ,çünkü anlattım.tüm omurumu saran kas romatizmam olduğunu da böylece
öğrendim..tabii maddi tıp ilmi bunu ne teşhis, nede tedavi edemiyor.. şimdi incir çekirdekli(TİNJ) bir macunu yiyorumJ..
auramın rengi ve kendisi sırtıma kaçmışmış.. enerji
verdi artık auramın kırmızıya döndüğünü söyledi..ve sırtımdaki omurlarıma dokundu..ısındığında o hasta noktalara sertçe
vuruşlar yaptı.. mesela bu şifa bana olabilir geldi..çünkü ben bir tane, bu görünen bedenden ibaret olmadığımı
deneyimlemiştim.. insanın, aynı maddenin 4 hali
gibi ;katı, sıvı, gaz, enerji ve
daha adlandırılmamış pek çok sayısız boyutlardaki hali-bedeni
vardır.. işte topraki elementlerden oluşan bu beden kılıfım; kademe
kademe- en üst seviyeden aşağıya doğru hastalandığı için,maddi bedenimde bu
hale gelip, arıza veriyordu. çünkü yıllar evvelde nasıl hastalandırıldığıma
şahitlik etmiştim.. senelerdir beni bu hale getirenlerin gelip tekrar beni
düzeltmelerini bekliyorum ama bir türlü ceza faslı-tekamülüm bitmediğinden,
gelip işlerini tamamlamıyorlar.. nasıl şifayap olduğumu da hala kaydedemiyorum
sayın latife doktorlarım.J bilginize ve
ilginize duyurulur?!!
ve sonra Sevdiğim
bu alternatif şifacı bize sol yanımızdaki rahatsızlıkların işlediğimiz
günahlara kefaret ve ceza olarak geldiğini,sağ yanımızdaki hastalıkların ise
piran tarafından, ya tekamül için yüksek hediyeler olarak veya kalplerini
kırdığımız için verildiğini ve bunu neden yaptıklarına kimsenin asla
karışamayacağını söyledi.. ben hemen o latif doktorların, uyuyan bedenim üzerinde havada yatan, latif
bedenimin sağ yanını nasıl eğip büktüklerini gözümün önüne getirdim..her ne ne kadar
şımarma iznim olsa da, vebalini ödemek zorunda kalıyordum değil mi
Sevdiğim?..ve nedenn!!
Şimdi Üsküdar’da
ortağı olan aktardayız.bu bey
ilahiyat mezunuymuş ve 7 hafta İbni Sina reçeteleri eğitimini bu konudaki en yetkin
kişiden almış. reçeteleri besmele ve ayetler okuyarak hazırlıyor.. bu doktora giderken ve döndüğüm gece, diğerlerindeki o negatifliği deneyimlemedim şükür..yani asayiş berkemal ..
birkaç gündür de Ukraynalı Aidin Salih’in Gerçek Tıp kitabının en sona kalmış,beni her şeyden çok ilgilendiren kısmını büyük bir zevkle okudum.. ben aç kalamadığım ve disiplin sahibi olmadığımdan zahmetli hiçbir şeyi yapmaya uygun biri değilim..bu kitaptaki bazı basit reçeteleri uygulayacağım..çünkü çok basit biriyim. karmaşık şeyler bana göre değilJ!.
Ve şimdi Sevdiğim sıkı dur..birazdan seyrü sülük gören dervişleri maddi- ultra kuantum bilimle tesbit etme icadıma şahit olacaksın.patent almayı düşünmüyorumJ, çünkü mürşitlerin bu ilmi bildiğini biliyorum..
birkaç gündür de Ukraynalı Aidin Salih’in Gerçek Tıp kitabının en sona kalmış,beni her şeyden çok ilgilendiren kısmını büyük bir zevkle okudum.. ben aç kalamadığım ve disiplin sahibi olmadığımdan zahmetli hiçbir şeyi yapmaya uygun biri değilim..bu kitaptaki bazı basit reçeteleri uygulayacağım..çünkü çok basit biriyim. karmaşık şeyler bana göre değilJ!.
Ve şimdi Sevdiğim sıkı dur..birazdan seyrü sülük gören dervişleri maddi- ultra kuantum bilimle tesbit etme icadıma şahit olacaksın.patent almayı düşünmüyorumJ, çünkü mürşitlerin bu ilmi bildiğini biliyorum..
kitabın son kısmı bende eski çağımı
kapatıp, yepyeni bir çağımı açtı.aynı bugün tüm dünyanın istese de istemese de,
Allah’ın kainatımızda uyguladığı esma değişim hükmünü-yeni Adem’e secde etmemizi hep beraber deneyimliyor, lakin
perçemlerimizden tutularak secde
ettirilişimizi ne yazık ki idrak edemiyorduk.
DÜNYAMIZ ELBİSE=ESMA GARDROBUNU YENİLİYORDU VE BU KOMBİN İÇİN ZAMANA İHTİYACI VARDI. yani dünyamız eski ,modası geçmiş tüüm elbiselerini yılanın kabuk değiştirmesi misali soyunup atıyor, terzisi Hz İDRİS O'na, yepyeni esma hülleleri elbiselerini atölyesi güneşte dikerek hazırlıyordu(astrolojik olaylar seyri takvimi)..
DÜNYAMIZ ELBİSE=ESMA GARDROBUNU YENİLİYORDU VE BU KOMBİN İÇİN ZAMANA İHTİYACI VARDI. yani dünyamız eski ,modası geçmiş tüüm elbiselerini yılanın kabuk değiştirmesi misali soyunup atıyor, terzisi Hz İDRİS O'na, yepyeni esma hülleleri elbiselerini atölyesi güneşte dikerek hazırlıyordu(astrolojik olaylar seyri takvimi)..
kutuplarda kayma oldu ve mevsimler
değişti..peki esma daireleri hava
siklonu Ricali Gayb RABbani hükümet değişmedi mi?. değişmiştir muhakkak.. değiştiyse,
eski esmaların seyri, yerini yeni esmaların seyrine istese de, istemese de
bırakmak ve yeni esma kutup dairelerinin zevki sefa meşrebi yönetimine kulluk
etmek zorundaydılar..bu imtihan düzeneği
bakımdan hem rahmani, hem de şeytani olarak birlikte çark edip, cevalan edecektir tabii.. yani
bu esma ilminin rahmanisi olduğu gibi, aynı bilgi ve aynı ilimle şeytani işler
içinde başlangıçtan beri sanal oyunlar
olagelmiş ve olagidecektir =MATRİX
(*zira bu ilim Yaratıcımızın yere indirdiği HARUT VE MARUT ADLI İKİ MELEK( 2 sarmallı 7 HA-MİM -DEVAM EDEN 7'LER=DNA) TARAFINDAN İNSANA ÖĞRETTİRİLMİŞTİR. böylece ilk defa Babil kuyusundan çıkan fitne ve kaos ile hava lodosa dönmüş,7 rüzgar-yel karışarak, insanın omiriliği suyu olan ASÂ SUYUNA KARIŞMIŞTIR ve insan, ilk defa, iklimsel ağrıları kemik iliklerinde cehennemi şekilde yaşar kılınmıştır ve kainatı deneyimleyip bir olabilmesi içinde Kevser Havzı haline getirilmiştir..…ve insanlar rüzgar dindiğinde, geçmişe ait tüm bilgilerini-hafızalarını kaybetmişler, sayısız değişik lisanla konuşmaya başlamışlar ve yeryüzünün her yanına dağılmaya da ilk defa böylece başlamışlardır..)
çünkü kimse hayatında bir tek çeşit yemek yemek,bir
tane renk ve bir biçimde tek giysi
giymez.hayatı boyuna hiç
kimse “nokta… nokta..” diye konuşmaz.illa
o nokta pek çok nokta ile birleşecek ve harfler,şekiller ve biçimler
oluşturulacak ve sonra onlar renklendirilecek ,müziklendirilip
,kokulandırılıcaktır, vs..
işte tek ve aynı durağanlıkta hiçbir şey ve zevk olmadığından, her şey her an ve sürekli bir icadla yaratılmaktadır. bu yaratatılış ta tabiii ki esmaları böyle sarhoş ediyor ve icad edilen yeni esmalarda
bir bedene sahip olduklarında, aynı diğer ataları gibi : “bizde insan tanrıyız
ve yaratan biziz “ diyebiliyorlardı. .ama esmaların bilmediği
şey, Yaratıcının sonsuz sınırsız
esmasını sürekli yaratıp, hiçbir esmayı zirvede bırakmadığıydı.. her zirveye
çıkan aşağıya inmek zorundaydı. zira
Yaratıcı, hem aşık- hem maşuk -hemde râkib idi..
iş bu ilim, O’nun esma panteonu mitolojisi olduğundan, Tanrı esmaları ile aşk yaşayacak olan biz
dişil cariyelerin eline çeyiz - yaratılma mehri olarak verilense PandoRA’nın esma kutusu=sanal yaratım simya ilmi idi..
gelelim konumuza.. yıllardır
kaç defa kömür –pil tozuna çözülüp, havada askıya alınmaktan ve atomların zerrelere
ayrışmasından demleniyoruz ya..işte şimdi kuantum
teknoloji ile birleşen kimyasal ve lazer
silahlarının bu işlem için kullanılmaya başladıklarını bu kitapta okuyunca
olayın vehametini anladım ve tüm dünyada göz konulan topraklar üstünde bu işi yapabilecek ilme tek sahip olan kabalacı-masonik derviş-
simyagerlerlerin izlerini sürmeye karar verdim..zaten nedense bu esma ilmi, tüm dünyanın şu devrelerinde, onu şeytaniye kullanan bu yönetiminin elinde..RAHMANİler sanki yüzlerce
yıldır çok pasifize.. bunu kınıyor ve onları da iş başına davet etmek istiyorum.
zira, tüm dünyada, insanların Yaratıcıya, yasası olan
dinlere ve o yasaları koyucu yönetici peygamberlere zerre inançları ve
saygıları kalmamak üzere.. hakikatte tüm bu yazdıklarımın yüksek esma panteonu tarafından kurgulanıp
sahnelendiğini de anlayabiliyorum..çünkü hiçbir şey kimsenin elinde değil. zaten bilimsel olarakda insanın
vardığı yer, insanların mankurt- biorobotlar-köleler (SÜMER’KOZMİK TOHUM) olduğudur.. sanırım eski devirlerde
olan titanların savaşını şuan birebir yaşıyoruz..
Sevdiğim..yukarıda tevhid olmazsa biz aşağıdakiler nasıl tevhid
olabiliriz.. savaşma seviş ya vedud esması neden devreye girmiyor
peki?!Amak-ı Hayal’de, daima olduğu gibi, yine şeytani kutuplar rahmani
kutupları yendiğinde, sahneye AŞK gelmiyor muydu ? ve şeytani kutup dahi AŞK’IN
HUZURUNDA SİLAHINI BIRAKIP, DİZ ÇÖKMÜYOR MUYDU?..O HALDE YA VEDÜD !!LÜTFEN HUZURA!
insanlık ölüyor! BİZİ KURTAR!!
nerde kalmıştık Sevdiğim..hıım hatırladım..yeni gelişen teknoloji ile; bizim
sayısız bedenlerimizden olan kas, iskelet,aura,
ışınsal ,ısısal, atomik,ses,koku vs bedenlerimizi görüp kaydedecek cihazlara şuan sahip olan şeytani güçteki dünya
liderleri var.. anlaşılan o ki,bu silahlarla,
kişilerin haberi dahi olmadan, onların atomik yapılarını değiştirilip, ısı aura
fotolarından duygusal halleri –korkuları okunup, ışık bedenlerine yeni kayıtlar
yükleyecek hale hızla geliyorlardı.. veya belirledikleri kişinin atom altı çözünmüş
haline odaklanıp; ona yepyeni bir form ve akıl
vererek, onu farklı bir yaratık, hayvan, eşya olarak da kullanacakları nano-bio ruh sahibi robot yapacakları
da çok yakındır.. unutmayın ve uyanın
artık lütfen…..
ve onlara; kullandığımız her teknolojik aletle, ayaklı
sensörler gibi anında Kiramen Katibin melekeleri misali raporumuzu biz kendimiz
veriyoruz..şu
halde hakikatte insanın manası çözülmüş, atom çoktan parçalanmış ve
tanrı parçası masonik kabalacı ilim
adamlarınca bulunmuş ve sevki idaresi
şeytani güçlerin eline geçmiştir..işte
Aidin Salih kitabında; bu şeytani güçlü bilim adamlarının yetkili yerlere
ulaştırdıkları “tek
mankurtlaştıramadıkları kişilerin inançlı kişiler olduğu” raporlarından da bahsetmiş ki, inanınız bu
doğru..
mesela siz başı, yüreği, eli sevdiği Yaratıcısı ve O’nun
emirlerine bağlı ,tam sadık biriyseniz; bu kozmik
okullarda veya herhangi yüksek sihir ilmine sahip birisi sizi asla etkisi
altına alıp, hipnoz edemez. beyin kontrolü de yapamaz..çünkü siz Rahimiyet
esması ile özel korunursunuz.. Kur’an dinleyen bir bedenin ses dalga boyuna,
şeytani bir dalganın bozuk –parazitli yayını yaklaşamaz…bizzat şeytan dahi ,aşk esmasının mazharı olan rahiymiyete asla nüfus
edemez.zira orası hz Efendimize has yerdir.. ALLAHÜMME SALLİ ALA SEYYİDİNA MUHAMMED…
Böyle basit bir alt yapıdan sonra, şimdi gelelim insanın, insan bedeni olmadan evvelki dalga boylarında gezinmeye, ne dersiniz? şimdi Aidin Salih’in gerçek tıp kitabının en son bölümünden, SES DALGALARINI ALIP, onları kendi idrakime göre yukarıda yorumladığım gibi anlatmaya çalışacağım. burada asıl benim anladığım ve Sevdiğime anlatmak istediğim şey, insanın ilk yaratım KÜN EMRİNİ aldığında, dalga dalga frekans yayını alış ve yaratış tekamülüdür..
birde nefs mertebelerini bu dalga boyunda icadıdır ki,
bu eminim tüm dünyada ilk defa şimdi anlaşılıp kaydediliyor.. bu ilmi yüksek
mürşidler biliyor tabii ,zira renklerin
–nurların dalga boyuna göre müridlerine esma veriyor ve yolu takip ediyorlar. ama
benim öyle esma dersim olmadığından, geldiğim noktanın çok zor ve anlaşılır
olmadığını da biliyorum..
ses dalgaları-KÛN FEYEKÛN |
BETA:
13-20(30)Hz.bu dalga boyunda gözler maddi dünyaya
açıktır .görür ve işitir.. normal bilinç halidir.beyin çift lobunda işlem yapıp
duruma göre en doğru kararı verir..EMMARE
NEFS(emredici-çıkarcı )
ALFA:8-13 Hz..gözler kapalı ve dinlenme modudur..sufilik, meditasyon, içe dönüp olayları süzme dingin-sakin haldir. LEVVAME NEFS(kınayan)
TETA:4-8
Hz..uykuya
geçiş..yakaza misali..bu dalga ve genler üzerinden DNA daki saklı bilgileri hz
ADEM ATAMIZA DEK GİDİP öğrenebilme-hatıra ve kayıtları okuma
frekansıdır..yüksek trans ve odaklanma halidir.buna lucid rüya denir.tasavvufta ise yakaza denir..2 sarmallı olan DNA ipçiklerini 12 ye dek açabilmek
de denebilir.MÜLHİME NEFS (insanların
çoğunun bu dalga boyunda ayağı kayar. en büyük hemzemin geçit olan mülhime de, vahyi
ilham mazhariyeti şeytani veya rahmani
olarak çalışmaya başlar)
DELTA:0-1
Hz…rüyasız
derin uyku devridir.büyüme ve şifa hormonu bu yüksek dinlenmede sağlanır.mutlak
huzur.mutmain olup güvenle kendisini teslim etmiş bir beden ve geldiği yere, huzura gitmiş bir ruh vardır.. kişiler bu dalga boyunca rahmani veya şeytani
ricali meclise katılabilir veya katıldığını zannedebilirmiş..kişiler bu dalga
boyuna uyanıkken erişebilirse suda yürüyebilir, kainatı cem edebilir ve şifa
verebilirmiş.. MUTMAİNNE NEFS (* 27. Ey huzura kavuşmuş insan! 28. Sen O'ndan hoşnut, O da senden hoşnut
olarak Rabbine dön. 29. (Seçkin) kullarım arasına katıl, 30. Ve cennetime gir. 89-el-FECR
SURESİ)
Şimdide Kelime-i Tevhid’in ikinci cümlesi olan MUhammedürresulALLAH bölümü yani Rahimiyet
özel has esmasının dalga frekans boylarına geçiyoruz Sevdiğim. Buraya da
bioenerjide 3. Göz –duyugörü-beynin 5. Boyutu olduğu söylenen GAMMA
DALGALARI deniyormuş (*Gayın harfi ebced değeri en çok olan- en zengin EL GANİYY
esması mazharıdır.sayı değeri anahtar kilit olan 1000’dirJ)..Gamma ışınları X röntgen ışınları gibi
duvarı geçen ışınlarmış ve psişik özelliklere sahip kişilerde bu rahmani ve
şeytani olarak kullanılırmış.. mesela bu konumda gerçek peygamber olduğu gibi, sahte mesihler ve
deccal da sanal olarak buraya çıktığını sanabilirmiş..ee tabii burasıda nefsi SAFİYE-NEFSİ KAMİLE olan hz
İNSAN MAKAMIDIR ..
nur cihan
nur cihan
nuralem7@hotmail.com
01.03.2014
01.03.2014