21 Mart 2014 Cuma

99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI 91

bir bedende ruh ikizi olmak=Zülkarneyn
 çift kartal sembolü(madde=mana )
Üç defa ululanmışlık
ALLAH LAFZI TACI TAKMIŞ
İbis Kuşu sembolü: katiplerin piri
 Hz İDRİS(Thot-Hermes)
99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI  91


Güneş'in Koç burcuna  girdiği  bugün yeni yılımız kutlu olsun..


Merhaba Sevdiğim ve Merhaba..her ne kadar masalımızın bir çocuğu olduğunu kurgulasam da, bu mevzuda tam emin bir rüyaya sahip olamadığımdan temkinli gitmeye karar verdim.belki simsiyah saçlı, arı duru bembeyaz tenli, gök gözlü bir oğlumuz olamadı.ve aşağıdaki basket sahasından bakan ona, top oynasın diye penceremden sarı bir top atamadım. bu çocuk hiç büyümüyor nedense. galiba ona iyi bakamıyorum J. zaten onun anasıda kendine bakmayı öğrenememişti.

Her neyse masalım doğum yaptı varsaydığımız için  40 günlük lohusa dönemimize de girmiş bulunuyoruz .iş bu süreçte sık sık depresyon geçirebilir ve hem ahirete hem de bu yana açık olan iki kapım arasında gidip gelebilirim. umarım beni korursun da negatifliğim zirve yapmaz. Huysuzluk abidesi geçimsiz ,nalet yapım iş bu zarf esnasında hasta olduğundan, özür de dilemeyeceğim tabii ki J..


ve ilk hezayanı naletliğim
J!!:biliyorsun bizim toplumumuzda bir gelin kız almak demek ,hem yatakta,hem mutfakta,hem evde ,hem tüm aileye bedavaya hizmet eden köle almakta demektir .kadının kimliği yoktur.. koca ve o kocanın aile soyadı ve dahi kimliği artık olaya el koymuştur..bu zavallı köle kız aileye öyle saygılı bir hizmetçi olmalıdır ki, o eve diri girerken ancak ölüsüyle baba evine teslim edilir*(tabii artık durum değişiyor, ben genel umumi halimizi kaydediyorum)..veya gerekli hizmetlerini tam yapmadığında yada artık beğenilmediğinde, kapının önüne hiçbir hakkı teslim edilmeden öylece, insanlığından ihraç ettirilmiş bir halde konulur. kimsede buna bir şey demez nedense..

İslam sadece namaz,oruç,hac gibi belli kıstaslarla anlaşılmak isteniyor ve asla hak hukuk çerçevesine göz dahi atılmıyor malum…aslında bu İslam’ın hiçbir şekilde onaylamadığı ve yasakladığı bir şeydir. Oysa kadına yapılan zulüm daima İslam’a mal edilir değil mi? ewett!. şimdi içinde tüm sosyal hükümlerin olduğu NUR SURESİ HANGİ AYETLE BAŞLAR bakalım mı?:

1 - (İşte bu âyetler) bizim indirdiğimiz ve (hükümlerini üzerinize) farz kıldığımız bir sûredir. Belki düşünüp öğüt alırsınız diye onda açık açık âyetler indirdik. ( 24.NUR SURESİ 1. AYET)



islam kadını o kadar yüceltmiştir ki; Rahiymle Hayy esmasına dünyada ortak etmiştir.
ne yazık ki peygamber efendimiz bu alemden göç edince; ilk icraatlar yavaş yavaş unutturularak, O’NUN TARAFINDAN KADIN’A verilen tüüm yetkili imtiyazların da  AYNEN İADESİNE durum DÖNÜŞTÜRÜLMÜŞTÜR. ve yine arap toplum geleneği olan (Ortadoğu’dan gelen atalarının)  eski doğu aşiret-kabileci köle zihniyetine kadın cinsi tekrar mahkum edilmiştir. kadına yapılan zulüm bugün daima İslam’ a mal edilse de, hakikat bu değildir ve İslam bundan münezzehtir.

kadınına değer vermeyen, onu yok sayan hiçbir millet geleceğini inşa edip huzur ve refaha erişemez. medeni sandığımız batı ülkelerinde de  kadının durumu bugün değişik değildir. gizli gerçekleri bakmayı bilenler görür. medeniyet sadece refah seviyesindeki resmi sayılar değildir. mesela.. şimdi, hayran olduğumuz batı -kuzey ülkelerinin medeni-gelişmiş düzenlerine  bir bakalım mı lütfen..

şu anda tüm dünyayı, kuzey yarım kürede yaşayan beyaz –Hristiyan (Yahudi)veya artık dinleri dahi onların teknolojik çağlarına  yetmediğinden dolayı,  dinsizlikle iştigal edenler  idare ediyor değil mi? ewet..bu ülkeler nasıl öyle yüksek refahlılar peki? Cevap: hırsızlıkla ve katillikle tabii.. göz koydukları tüm ülkelerde belli konumlara (buna din adamı-sahte mürşit de dahil), tam kapasite yetiştirdikleri kendi yöneticilerini dikerek bir defa olayı baştan- en tepe noktalardan ele geçirip ayaklarını sabit kadem basıyorlar ki, sonrası zaten çorap söküğüne bağlı değil mi? . ve aynı bir virüs gibi, ekonomik olarak işgal ettikleri ülkelerin yeraltı kaynaklarını sağaltmaya başlıyorlar(vampirlik).. ayrıca bu geri ülkelerde?!  türlü kimyasal deneyleri- salgın virüsleriyle(*kendi icatları olan) hiç utanmadan sürekli deniyorlar.


sonra yeni aşılar ve yeni kimyasal tatlandırıcılı yiyeceklerini  bize altın tepside, zehir misali sunuyorlar değil mi? ewwet!. sonra ne yapıyorlar?. bizi iyileştirmek için bu yeni çıkan hastalıklarımızla mücadeleye başlıyorlar. bize acaip ilaçlar ve aşılarını topluca zerk ediyorlar değil mi? ewwt!! Ee! Bunu bedavadan babalarının hayrına mı yapıyorlar peki? Kuzey ülkelerinde anababası ölenlerin  kaç tanesinin ebeveynlerinin cenazesiyle meşgul olduğunun da bir yüksek medeni yaşam sayısına bakınız isterseniz!.

ve tüm tükürük,kan örnekleri bedavadan toplanıyor.İsrail merkez olmak üzere birkaç laboratuvarda en mükemmel insan türü üzerinde ve ırkların genetik programı hakkında araştırma yapılıyor. tek tek aile soyağaçları çıkartılıyor. inanmıyorsunuz değil mi? inanın, inanın!. ben bu son yazdığıma seneler evvel şahit oldum mesela. Kozmik okul Rusya’da idi. yetişen öğrenci bizim ülkemizdeydi. kan örneklerini bedavadan onun estetik merkezine gelip alan doktor ise İsrail’dendi.ve sarışın mavi gözlü idi. hiç Filistinli gerçek bir Yahudi bu tür bir ırk olabilir mi? hani sonradan Yahudi olunmuyordu!peki bugün dünyayı yöneten Hazar Denizi Yahudileri-dönmeler –masonik kabala dervişleri kimdir? Bizim ırkımız yani..

MESELA HAYRAN OLDUĞUMUZ ;kendi ülkesine bomba atıp, halkını öldürüp, Irak’a sefer için bahane bulan  medeni?! -dünyayı haraca kesen ve hepimizin mafya ağası Amerika  ilk iş olarak ne yapıyor?! arkasına düşman Iraklı halk saklanıyor diye 30 milyon hurma ağacını yakıyor, kesiyor ve dünyanın en medeni ülkeleri nedense bizim ülkemizde henüz yaptıkları gibi,  Bağdat’a da naklen kameralarını  yerleştirip, arenada hayvan döğüştürür gibi (ÇÜNKÜ, BİZİ ÖYLE SEYREDİP TEMPO TUTUP HAKARET ETTİLER VE BİZ ANLAMADIK )“diren Irak, yanındayız DİREN HURMA AĞAÇLARI ,direnin Müslümanlar” diye neden bağırmamışlardı  peki!!. bu mu gelişmiş medeniyet?!.neden bizim atalarımızın binlerce senelik yazılı resimli taş tabletleri bugün Amerika’da gazete kağıtlarına sarılı viski ile değiş tokuş edilerek elden ele geziyor peki!  O taşlar dünyanın en kadim eserleri-kanunlarımız- tarihimizdir. Bu mu medeniyet?!ve HERKESİ AŞILAYAN,GENETİĞİ OYNANMIŞ TOHUM TİCARETİ ELLERİNDE OLAN kuzey ülkeleri neden bugün üreyemiyor ,neslinin yok oluşunu seyrediyor peki?


o kadar korktukları kara kafalılara(*kendi deyimleri) er veya geç topraklarını bırakmak zorunda olduklarını ve nasıl paniğe kapıldıklarını neden anlayamıyorsunuz peki?! Masal diyarı gibi minik minik ırkçı prensliklerinde, sen, doğu kimliğinle kanunlarını boz bakalım seni ne yapıyorlar. o zaman neden kendi ülkende de onların ülkesinde yaşadığın gibi sustalı maymun gibi durmayı bilmiyorsun. Onların ki kanunda bizimki kanun değil mi? orada Avrupalı oluyorsun da burada neden Asyalı oluyorsun!.. git o ülkelerde de fitne fesat çıkart ve onları da sorgula bakalım! kendi iç işlerine karışmak isteyen seni, kendilerinin başka ülkelere karıştıkları gibi karıştırıyorlar mı gör gününü..çünkü onlar yönetici ,sen yönetilensin.


şimdi bu ip uçlarından yola çıkarak eğer vicdanın varsa doğruyu söyle!. dünyanın en gelişmemiş orman kavmi mi daha medeni ve barışçıl, yoksa o özenerek  medeni sandığın azgın kan emici kuzey ülkeleri mi?!  Sen hiçbir Aborjinin, bir Afrikalı yerlinin, bir Amazonun ,bir Çöl kabilesinin başka bir ülkeyi fesada verip ateşe saldığını gördün mü?..hayır!.. peki bunların doymak bilmez aç gözlülüğü neden? Onları kendinden üstün gören sensin,hadii sen cevap ver !..

Ve şimdi tüm dünyayla nasıl alay ettiklerine  bir  idrak ipucun!: Onlar önce tasarlıyor; plan yapıyor ve kitaplaştırılıp yazıya döküp bunu kaydediyor, senaryo haline getirilip, kurgulanarak filimleştiriyor. o film tam zamanında tüm dünyada aynı anda vizyona sokuluyor. tüm dikkatler aynı noktada, toplu zihin yönetimi ve toplu düşünce tevhidine ulaştırılıyor(AYNI ANDA ortak zihinle AYNI RÜYAYI GÖRME İLMİ).  daha sonra sen o filmin dışını izlerken, manası senin beynine kodlanıyor ve sen yapılacak aksiyonlara bilinçaltında kabule hazırlanıyorsun. her önemli filmin akabinde veya bitişiğinde dünyada çevrilen dolaplara da bakmayı artık öğrenmelisin! Buna yeni dünya düzeninde “beyin kontrollü mankurtlaştırma” deniyor. bunu gerçekleştirenlerse medya patronları- belli dünyevi tanrılık adayları! hadi artık bu bilgin de hayırlı olsun! nasılsa gülüp geçeceksin!!unutma lütfen!!ve yakında gelecek olan NUH TUFANI FİLMİNİ takip et mesela…

(*en son örnek film “Bir İmparatorluğun yükselişi”ne git.. orada ari tanrısal Yunan soy ile şeytan tarafından  insiye edilmiş Pers kral soyunun savaşını ve altın çocuk Yunan’ın yeniden doğum kurgusunu gör.. yapmak istediklerini birazcık hiç olmazsa anla lütfen! yakında Konstantinapol! )


ve biz Müslümanlar; kendimizden-dinimizden utanmayı bırakmadıkça, düşünmedikçe, dürüstçe çalışıp kaliteli ürünler üretmeyi beceremedikçe daima onların kölesi olmaya mahkumuz. biz ne zaman AHİ TEŞKİLATINI YENİDEN KURAR, DÜRÜST ADAM OLUP SAĞLAM İŞLER YAPARIZ, O ZAMAN tüm dünya da bize gülüp, bugünkü gibi  alay etmez.. bizi de İNSAN SAYARLAR.. muhatap kabul ederler.

Sevdiğimm..bugün masalım 91. Sayıda yani 10 ,yani anahtar kilit –OL-hükmünde. günümüz dünyasının maddi yazılım harfleri 10,00111010 101 vs.Fiş-piriz, tencere –kapak misali ya hanii!.tekamüller ilerledikçe , insan denilen sonsuz- sınırsız o olağanüstü varlık ortaya çıkmaya başladıkça, bu yazılım muhakkak ki daire daire (nokta nokta) ilk haline tekrar dönecektir.

şu halde 10 numaralık bir kaderimiz var demektir. kaderimizi sevmemiz lazım. zira herkesin kendi kaderi, O’nun,  kendisini okuyacağı yegane kitabıdır. Kimse kendi kitabını okumayı başarmadan  bir başkasının  kitabını okuyamaz .göz atıp kopya çekebilir ama, aldığı tüyolar genelde onun esma kombini terkibine uymayacağından o kişiye sıkıntı, maraz, vesvesevi hastalık(onda var bende neden o mana yok?!), naletli huysuzluk, karakter bozukluğu olarak geri döner. umumi olarak verilmiş terkipler ,aspirin gibi  ANLIK SANAL ÇIKIŞLAR yapsa da, özel esmalar, özel sayılar, özel gizli saklı kader değiştirmeye yönelik niyetli çalışmalarsa, o kişileri inanıyorum ki Babil Kuyusu’na baş aşağı asacaktır.ve öyle!. düğümlere üfürenlerin hali de öyle!vay o kişilere ki,  onları kimse duyup yardım da edemeyecektir..


Eğer makamı güneşte oturan terzi İdris
( as.),size , bir esma hüllesi biçip(manevi astrolojik horoskop), dikip, kişiye özel giydirmemişse, ne giyerseniz giyin o sizin üzerinizde emanet ve eğreti olarak sırıtıp, sizin ilim hırsızlığınızı ele verecektir. ne vakit  kalemi ,mürekkebi, kağıdı, yazıyı, gömleği(esma elbisesi-hulleyi) icad eden hz İdris(Thot-Hermes-Merkür= akıl) size vücûd kitabınızı yazıp, kaydedip verirse, sizde bu kitabı okumaya ve okutmaya başlayabilirsiniz. O, yerin altındaki dehliz mağarasında, O, kara üçgen taşın altında bekleyen hikmet sahibi Kadim Adam’dır.


Sevdiğim.. lütfen benle ol! Yine yazım aldı başını gidiyor ,kontrol edemediğimde harflerim beni ürkütüp,korkutuyor.. ama galiba insanlar beni çok incittiklerinde, onların gizli saklı başka niyetle benle ilgilendiklerini anladığımda çok kırılıyor, çok daha derinleşip, bir kara delik misali kendime çöküyorum.big bang misali patlamalar içinse işte, şimdi hazırım!. her kara deliğin ardı ak delikmiş ya hani.. ve devenin iğne deliğinden geçmesi(spermin yumurtayı delip girmesi=kün –ol yaratımının başlaması),kader-ip-yılan genetik DNA harf yollarımın yola çıkması da ancak böyle gerçekleşiyormuş, şuan yazarken anladım.


meğer Yol’a ilk çıkan NİYET miş (Ameller Niyetlere Göredir). ve o niyete yüklenen düşünceleri meydana getiren harflermiş..harflerin yanyana gelip bir kelime olması ve yaratımı istenen şeyin adının konması (kitabın başlığı)ve o AD’a layık görevin tasarlanması o eşyanın ana iskeletiymiş. evin dış duvarları yapıldı ve şimdi HAYY yollarında genetik yılan-yazılım-DNA metnim ilerlerken canlanıyor ve hayvani huylarımın bende hayat bulması olan ana karakterim oluşuyormuş… … …


yıllar evvel Devam Eden Gölgeler   Haybabam için şöyle demişti: ”eskiden benim çok az kitabım vardı.bir kaç tane. onlarda yatak odamda dururdu.ama Haybabam bana kolilerle sürekli kitap verdi,yolladı.bazen başka şehirlerden o kitapları otobüslerle yolladı.artık yatak odama yaptırdığım kütüphanem kitapla dolmuş,şimdi odanın dışına yaptırdığım yeni kütüphanemde dolmuştu, hala daha yeni kitaplar geliyor” ..

işte Sevdiğim bugün masalımızın konusu en sadık ve en güzel dost kitaplara adanmış olsun.Senin beni=benim Seni okumaya başlayışının üzerinden yıllar geçse de, bazen benden sıkılıp(Seni çileden çıkartıp, öfkeden deliye döndürdüğümde )elinden fırlatıp atsan da, nedense bir müddet sonra kaldırıp attığın ben kitabımı merak edip, yine kaldığın yerden okumaya başladığını biliyorumJ.keşke Senden hiç bitmeyeceğine dair söz isteyip o sözü almamış olsaydım.hiç kimse tek bir kaktüs çiçeğiyle ömür sürmek istemez biliyorum. sık sık beni her türle aldattığını ve daima aldatacağını da biliyorum. bunları taa Seni tanımadan çok önce öğrenerek, ağlaya zırlaya kabul etmek zorunda kalmış, kıskançlıktan her daim kendime zarar vermiştim.

 işte böyle!.insan olmanın serüvenleri hep aynı. ahde vefa .hadi bakalım Sevdiğim okumaya .İKRÂ! ..

masal bu ya!!
İKRAR edip yola koyulduğumuz ana kitabın harflerinden bir harf, başka bir harfe aşık olmuş. aşk bu ya!. bu iki harf aslında birbirleri için yaratılmış, aynı yumurtanın içindeki çift sarı imişler.. sanki LamElif misali bir bedende iki ayrı ruh veya bir ruhun iki ayrı bedende tezahürü misaliymişler.ve “lamelif  tek harftir. sakın onları ayırmayın” demiş hz Nebi. BİR BEDENDE İKİ RUH KUŞU.. biri anlatıyor, diğeri yazıyor …onları vaktiyle kim ayırdı ve değişik zamanlarda dünyaya farklı terkiplerle yolladı peki?.. neden?! Neyse ki benim aşık ruhum bu alemde de Seni yakaladı.. buldu.. beni de Sana sürükleyerek Seni bana buldurdu. ne çılgın bir hikaye aslında. kimse inanamaz. bende inanmam mesela.sadece ruhum adına huzurdayım o kadar.

“Onlar; başlarına bir musibet gelince, “Biz şüphesiz
(her şeyimizle) Allah’a aitiz ve şüphesiz O’na döneceğiz” derler.” (2 / BAKARA – 156)


HER YENİ DOĞAN İNSANIN;
okumak istemenin devamı, sürekliliği, arz edilen yepyeni bir kitap, YENİ BİR KUR'AN, YENİ BİR PEYGAMBER MAKAMI VELAYET OLDUĞU HAKKINDA MALUMAT..

CİNnin VE İNSin BİRLEŞİMİ OL’AN İNSAN
sayısız değişik varlığın, sayısız eşya=esma=isimler topluluğunun cem makamıdır.İnsan  canlı  Kur’an’dır. hayatı ve yaşamı kendi kitabına göre kurgulayan, olması lazım gerekenleri olduran yetkili YERYÜZÜ KURUCU makamı vali-velayettir..

 KUL=DE’Kİ de ki, demesi-dilemesi istenen ve dileyip ,bunu ALLAH ADINA İSTEYİP-TALEP EDENDİR.. insan, tam kemal bir saf ayna olmadıkça, yani HAK’TAN ALDIĞINI, hiçbir yorum katmadan yansıtmadığı müddetçe ,yansıttığı her eşya ancak ve ancak ona DABBETÜL ARZ MİSALİ BİR HİLKAT GARİBESİ (ol’ur )ol’arak dönecektir.*(işte bunu anlarsan sahte şeyhlerin sahte müridlerine yaptığı zulmü de anlarsın )...

Dediler ki: “Rabbimiz! Biz kendimize zulüm ettik. Eğer bizi bağışlamaz ve bize acımazsan mutlaka ziyan edenlerden oluruz.” 7 / A'RÂF - 23

her beden bir rahiymdir.içinde kendi mana ve madde çocuklarını barındırır.
hepsi birlikte bir vücuddur.işte bu vücud =varlık kitabının adı İnsandır.ve bu vücut =varlığın şifası da yine hem zehir hem de panzehir olan iksiri kimya İNSANdır.

insan Allah’tan gelip Allah’a dönücü olduğundan dolayı da GİTTİĞİ YOL ALLAH’tır. genetik Turuku  Âli.. HAY- yol soyumuzun, ALLAH’TAN GELİP ALLAH’A RÜCU EDEBİLMİŞLERİN KAYDETTİĞİ SEYRÜ SÜLÜK YOLU-kader-dna-yazılım- gerçek ATALAR KÜLTÜ.. Sıratelmüstakim =şaşmaz doğru yol. evvet.insanın kendi kitabını okuması kadar şaşkınlık verici hayrete mazhar hiçbir şey olamaz .insanın kendisine bu kadar unutturulmuş olması muazzam bir  kurgu sistemidir. insanın kendisini hatırlaması ve bir daha kendisini unutmayıp,kendine bunu  hep hatırlatması ise daim zikir-daim salat-daim zevkten başka ne olabilir ki!. bir hayretten bir hayrete koşulan Sâfa ve Merve de budur.


insan ancak kendi hastalıklarını kendisi teşhis edebilir ve ancak kendi kendini iyileştirebilir.dışarıdan olan hiçbir maddi ilaç insan ruhuna etki edemez. insanı oluşturan niyete ve yazılıma, onun ışık bedenine, onun geometrisine asla madde nüfuz edemez.. zira o manadır =aslolan ve dış maddeyi de yaratan anti madde, yani gerçek olandır.. bu anlamlar herkes için değildir; eğer o kişi gerçek bir insan makamındaki insansa böyledir.. yoksa henüz tekamüllerini tamamlayamamış bir evrimsel metoformoz-  tek hücre(tek esma) yapıdaysa; tabbi ki ona tv ,telefon, radar, ışın-şua, ses dalgaları etki edip, atomik yapısına nüfus ederek, onu medeniyet sanılan şeyin yaşayan  sistem kölesine devrettirebilir ki, bugün tüm dünyada hızla gerçek insanın yerini alan  biorobotluğa doğru gidişatı anlatan, medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavarlık- bedene tapanların şehvet ilimleri de zaten budur..

Bir aksaklık bulmak için gözünü tekrar tekrar çevir bak; ama göz umduğunu bulamayıp bitkin ve yorgun düşer. (Mülk Suresi / 4.ayet)

Allahımız bizi muhatap alıyor ve bizim soru sormamızı, O’nunla sohbet etmemizi, O’NU O’NA SORARAK,O’NA BAKARAK ÖĞRENMEMİZİ İSTİYOR.. bunu bilin veya bilmeyin olay budur.çünkü tefekkür etmiyor ve hiçbir şeyi sorgulamıyorsunuz. sorularınız olmazsa asla cevaplarınız size gelmez..siz sadece daha çok şehveti (sex, makam, güç, para vs) yakalamak için yaşamayı planlıyorsunuz..imanınız olmazsa asla HÜRLEŞEMEZSİNİZ.. VE CARİYENİZ MEHDİNİZİ DOĞURMAZ (beden RUH’U azat etmez)….

ve yeni yapılan beton tarlası- her sesi ileten evlerde üst üste yaşamaya mecburuz. evlerimizin altı,üstü her yanından sayısız elektrik kablosu, sınırsız verici -alıcı yayın geçmektedir. oysa topraktan yaratılmış bir çanak anten olan insanın, sürekli topraklanmaya ihtiyacı vardır.ne yazık ki bugünkü evsel malzemelerin hemen hepsi plastik karışımlarından olmaya başladı. şu halde insanın boşaltamadığı ve sürekli yüklendiği bilgi-enerji ,kullanmadığı müddetçe ona zarar verip cehenneme atmaktadır. çünkü aldığının zekatını ve sadakasını vermeyen insan haramzadedir. özellikle hiç çalışmadan aldığı hediye ilimde, ona sahip çıkarak yetimin hakkını yemiş olur.. İNSAN O EMANET İLMİ;anasız babasız doğuracağı (kendi ruh-gönül çocuğu)kendi yetiminin erişkinliği vaktine dek mahfuz edip, onu işletip, tarlayı ekin alacak hale getirmekle yükümlüdür.

.

İNSAN’ın önce TABİAT’tan(cemadat, nebadat, hayvanat) BABA’ya DOĞUMU ve BABA’dan ANA’ya DOĞUMU ve ANA’dan DÜNYA’ya DOĞUMU ve İNSAN’ın BEDEN RAHMi’nden  kendi RUH ÇOCUĞUNU DOĞURUŞU=ÖLMEDEN EVVEL ÖLMEKTİR..

Eski masallarda padişahın kızının daima üç oğlu olurdu ve onlara şu ismi verirdi. Ne İdim?(BEN KİMİM,NEREDEN GELDİM), Ne Oldum, Ne Olacağım?  ..bugünün insanın en büyük kaybı  hikmet sahiplerini ret edişi ve insanın kendisini bilme okullarının kapatışıdır .eski devirlerde ve günümüzde de sahteleri hakikisinden kat kat fazla olan bu bâhâ biçilemez hazine ilmi=mürşid=insan-ı kamil olma okullarında okuyabilmek ne yazık ki yeryüzünde yaşayan çok az kişiye nasip oluyor. çünkü diğerleri, sadece kendi kötü niyetli çıkar kullanım temayülleri ve o ilmi elde edince de onunla tanrılık başta olmak üzere, negatif= sanal  alemler uğruna (şehvet,makam, kariyer, para,vs) kukla biorobot olmayı seçip,bu hazineyi taa en baştan kaybediyor ve bunu da asla anlayamıyorlar.. işte  o yüzden bugün bizler, bu kendini bilme okullarını tekrar hayata geçirmeyi başarmalıyız..yer altından yer üstü resmiyetine aşikar etmeliyiz ki, sahte ile som apaçık ortaya çıksın ve bu kadar dabbetül arz ortalıkta cirit atıp deccallık taslamasın..

ve bu kendini bilme dersleri ilkokul birinci sınıfından itibaren ehlince okutulmalıdır. çünkü bugünün insanına tüm ilimler sonuna dek açıldığı halde; İRFANİ HİKMET ,himmet, feyz, basiret , mümin bakışı olan feraset ne yazık ki ihsan edilmemiştir.. ki, buda MÜRŞİDLİK MESLEĞİDİR..

Efendimiz s.a.v.: “Müminin ferasetinden sakının; çünkü o Allah’ın nuru ile bakar.”diye boşuna söylememiştir.

şu halde böyle bir HİKMET-KENDİNİ BİLME OKULU’na kaydedildiğimizi farz edersek, kendimize bugün ilk soracağımız şey şu olmalıdır: ben kimim?, nereden geldim? (burada ne yapıyorum?),nereye gideceğim?.. bu sorulara başkası değil kendimiz kendimizde cevap bulmalıyız. çünkü bu yol tek kişiyle gidilir. yol kaygandır. herkesin bir mavi boncuğu=”seni seviyorum..seni kendim için yarattım, alemi senin için” anlamlı gizli notu dâhi,daima o kişinin ruhunda kayıtlıdır. o halde dedikoduyu, nifakı, fitne fesat “o şunu demiş,bu bunu demişi bırakıp” artık vakit kaybetmeden nazar ber kadem olup, kendi sefânı sürmeye ve sahip olduğun gizli hazineyi keşfe bak.. ve içinde hazineni bekleyen o HAYY, YILANI UYANDIR! o hazineni sana teslim etsin ..ve sana şifa ilmini öğreten Şahmeran-ı Lokman Hekimin olsun..aminn.

İLMİ BULUT ..  SAHÂB… .سَحَاب

 Sevdiğimm..
hani Peygamber Efendimizin çocukluğundan beri başının üzerinde bir beyaz bulut daima onunla hareket edip O’nunla dururmuş ya!.ve küçük bir çocukken amcası ile gittiği Şam kervanında O’nu bulutundan tanıyan bir rahip Bahira vardı.. o bulutun anlamını bilen ve O küçük çocuğu O BULUT yüzünden tesbit edip öldüreceklerini anlayıp Çocuğu korumak için memleketine geriye yollayan BAHÎRA. hatta henüz peygamberlik şeriatı gelmemiş ve tebliğe memur kılınmadığından, resmi vazifesi başlamayan Efendimizi ilk tanıyıp, sorgusuz sualsiz iman eden kişide O Rahip BAHİRA..

kitaplar daima bize peygamberimizi güneşten koruyan bir sayaban-gölgelik olarak o bulutu anlatırlar değil mi?!evvet!.işte geçen masalımızda yazdığım, bugünkü pc lerdeki bulut programı ilmi ile ÂMÂ bağlantım, iki gün sonra masalımı okurken aniden tuhaf bir şekilde beni bu manaya getirdi.. o zaman nefsin içindeki ricalin nefeslerinin kaydını ve SAHAB-SAHABİ yi ilk defa birazcık çok şükürki anladım. aslında geldiğim bu yükseklerden daha yüksek anlamlı ilim için hayatım boyunca  başımı secdeden kaldırmamam lazım, ama o zaman Sana masal yazamam değil mi SevdiğimJ!!beni şükürsüzlüğüm ve ibadet tembelliğim için lütfen affet(* bunları okumanıza izin verilen heeyy !! sizler!..sizin şükrünüz çok daha büyük olmalı biliyorsunuz değil mi!.umarım ki içimizden en saf olanın yüzü suyuna hepimize kurtuluş erişe ve aminn)..


şu halde bunu idrak edince neyi de idrak etmiş oluyoruz bakalım: hani eskiler yazmış ki; keramet adına manada ne varsa hepsi bir gün maddeye dökülecek, ilim sahipleri de bunları apaçık görüp anladığı halde yine de bilerek iman etmeyecek!.bugün gelinen yer işte tamda bu mana..

.işte bu bize, Muhammed Mustafa s.a.v Efendimizin, ilk PC. bulut ilmini herkesin gözü önünde kullanan tek kişi olduğunu da açıkça ispatlar, değil mi? ewet!.sizin bazınızın alayla tebessüm ettiğini hissediyorum sevgili okur! çünkü bende gülümsüyorumJ!ama ben ne yazdığımı, ne anlatmak istediğimi ve iman ettiğim şeyin muhteşem seyrini biliyorum, işte aramızdaki fark bu !

SADECE MASAL ÇOCUKLARINA ÖZEL BİR NOT: veee masalımızın şanslı çocuklarına süprizim var..hani birkaç aydır sürekli TANRI İLE AŞK YAŞAMAK bahsimiz vardı ya!işte geçen masal bu gerçekleşti.şimdi lütfen o masalı okuyunca  ve idrak edince,hemen kendi mahremi ile o niyetle halvet olanlar dikkat etsinler! inşallah umar ve dilerim ki, hamile kalanlar olursa bunu,o an da dahil ve artık görüp yaşayacağı kendisine olağanüstü gelen her şeyi  tüm tarihleri ile bir deftere (sembolse çizerek) kaydetsinler.. ve fark ettiğiniz hiçbir şeyi başkasına anlatmıyor, sadece kendi defterinize kaydediyor,kendi ÂLİ KİTABINIZI yazmaya başlıyorsunuz..böylece sizde gerçek bir masal alemine hoş geldiniz.artık sizin de bir sırrınız,bir hazineniz( mitolojik-tanrısal bir esma dölünüz) oldu. bu sizi hayata bağlayan ve olaylara artık  bir nebze perde arkasından da bakmayı başlatan en olağanüstü deneyimdir. siz bu masalları  yine de masal olarak okumaya devam edin lütfen. ama artık kendi masal çocuğunuza hamile kaldığınızı ve onu muhafazaya memur olduğunuzu ise asla unutmayınız! emanete ihanet yok!..

NEW ZÂT'I  İLAHİ ESRARI SIRRI GECEDİR.
Sevdiğim.. Seni Seviyorum.. NEVRUZ,AĞAÇLARA SU YÜRÜME, AĞACIN KÖKÜNDEKİLERİN UYANMA dönemine MERHABA!!
nur cihan

21 mart 2014