kürevi dünyanın merkezi neresi?J |
99 ACVE HURMASI (akik taşlarının) MASALI 37
Âli’ler erdir,
Âli’ler
ışıktır,
Onlar
yıldızdır,
Her biri,
bir harfin içindeki
Ölçü
noktasıdır.
Âli’ler
yıldızlardan ayet yazarlar.
Âlidir Âliler
Hepsi
farklı gözükse de
Aslında
tek’tir ÂLİLER. (22-1-2008 )
Merhaba Sevdiğim ve
Merhaba.. biraz dertleşelim mi ne
olur..işte gerçek hayatın memat bölümü olan bu maddi dünya çok ağır bir şey
değil mi?!.insanların birbirlerini üzüp incitmeden ,birbirlerine zarar vermeden
yaşaması ise namümkün..üstelik artık bu alemde hiçbir kimseye kan bağı dahil, hiç bir şekilde bir sıhhıyeti
olmadığını görerek öğrenip, idrak etmiş
kişiler için.. kulluk vazifesi icabı rollere devam etmek.. nedense manevi
şeylere meraklı kişilerin, genelde en yakınlarıyla sert ve haşin imtihanı ise çok
zor oluyor be Sevdiğim.. insanın canını en çok kendi kanından, kendi sütünden
,kendi etinden ,kendi nefesinden hayat bulanlar acıtabilir değil mi ve öylede
zaten.. dışardaki daima dış kapının mandalı aslında.. onlardan kurtulmak kolay
amma onların dışarıdan fitnesi ile fişeklenenlerin, seni içeriden, sürekli
darmaduman etmesi ise katlanabilir bir
şeyde değil.. ne yapalım bu ezeli bir kanun..hepimiz çevremizle aynı
çemberin içindeyiz.. Adem babamız evlatları olan büyük ağabeylerimiz ve
ablalalarımızla bu imtihan başlayıp, diğer peygamberlerin eşleri ve evlatları ile daima süregelmiştir.. bugünde
etrafımızda tanıdığımız genel manada(istisnalar kaideyi güçlendirir)insan-ı kamillerin eşlerine ,evlatlarına,
etraflarını saran Taifli taifelerine bir baksak durumu hemen kavrayabiliriz (ve zaten
hepimiz aslında kendimizin ne halt olduğunu yaşadıklarımızla da ayan beyan
biliriz de, kendi kendimize bile itiraf edemeyiz değil mi?)…
neyse.. bu yazım içimdeki zehri acıyı biraz alır inşallah ve aminn..bunu neden
yazdım Sevdiğim. çünkü yine dibe vurup, kendimden öyle utandım ki inan ve yine her şeyden vazgeçtim tabii.. ben
daha kendi ilk dairemde zerre başarılı olamamıştım. kaldı ki, diğer erişilmez
mevzulara ulaşmaya çalışıyor, üstelik birde onları hiçbir şey bilmeden
yazıyorum ya hani.. kendimi kınayarak, çok ayıplıyorum bilmiş ol..amma velakin; Perşembe gecesi öyle çok incinmiş
ve hüzünle erkenden uyuyan ben, cuma sabahı üç defa aynı anlamla uyandım. Sana
bunları birazdan yazacağım tabii..yani yine yazarak yola devam ediyoruz Sevdiğim..
kaderimden kaçamam biliyorum. ama asilikte huyum biliyorsun. fıtratım belki de ..ve
Sen değişemeyen beni, böyle, olduğum gibi kabul etmiştin. hatırla lütfenJ.. teşekkür ediyorum. Seni hala öyle bildiğin anlamda
seviyorum… bakalım mı, bu haftamızda neler idrak etmişiz..
İ.O.Anar’ın yedinci gün kitabını bitirdim.. bildiğin gibi bu kitaptan HİKMET HAKKINDA çok şey beklemiştim.. lakin,istediğim küre-i ideaların, istediğim anlamını onda bulamadığım için hayal kırıklığına da uğradım ki ;kitabın bittiği gecenin sabahı, işte, aşağıda yazacağım kümesel küreler rüyası ile uyandımJ.. bu kitabın yazdıklarından daha çok, yazanı aslında beni ilgilendiriyordu tabiki..çünkü nedense henüz 2. kitabını okuduğum bu kişi ile bizim tarzımızda benzeyen şeyler vardı (uzuuun ve karışık cümlelerin haricindeJ) ve onu çözemiyordum.. bu yazarın idealarında nereye dek çıkabildiğini anlamak istemiştim..
onun kahramanları, olayları hep kutsal kitaplardan, peygamberlerden, tasavvuftan birer semboldü ve kendisi asıl merkezdi tabii..yani İnsan-ı Kamil İdris İhsan=Als İkh KanJ oydu...hepimizin kendi içimizde hissettiğini, o, yazıyor-çiziyor, bundan para kazanıyordu . oysa, benim beklediğim anlamdaki hikmet küreciklerinden bu kitapta zerre yoktu.. varsa da ben anlayamamış olabilirim.. çünkü o bir felsefeci.. hikmetten başka ne yazabilir ki zaten?!..vahy misali ilhamla yazılmasını umduğum bu yazılı metin, son derece lügat kaosuna sahip ve yorucu idi..yani bir gecede kendisini okutacak gibi sürükleyici ,cezbedici, ilhamsal da değildi..sadece ilk sahifelerdeki bir lodos rüzgarı tanımı vardı ki muazzamdı.. ve harflerin yerlerinden sökülüp savruluşunu dahi izlemiştim acizaneJ..sayfalar ilerledikçe ise, toplama- çalışma ilimlerinde olan o sıkıcı hal vardı ( bunu da en iyi, kendimin, oradan buradan toplayıp, derleyip, yazdıklarımın üzerimdeki baskısından biliyorum tabiiJ).. her ne kadar bu kitabı eleştirecekler için en son sahifede kötü bir eleştiri varsa da, o şeyleri dahi üstüme alınarak, bilerek bunları yazdım- kabul ettim ..eyvallah HUU J..
**
Dürr-i Yekta
İ.O.Anar’ın yedinci gün kitabını bitirdim.. bildiğin gibi bu kitaptan HİKMET HAKKINDA çok şey beklemiştim.. lakin,istediğim küre-i ideaların, istediğim anlamını onda bulamadığım için hayal kırıklığına da uğradım ki ;kitabın bittiği gecenin sabahı, işte, aşağıda yazacağım kümesel küreler rüyası ile uyandımJ.. bu kitabın yazdıklarından daha çok, yazanı aslında beni ilgilendiriyordu tabiki..çünkü nedense henüz 2. kitabını okuduğum bu kişi ile bizim tarzımızda benzeyen şeyler vardı (uzuuun ve karışık cümlelerin haricindeJ) ve onu çözemiyordum.. bu yazarın idealarında nereye dek çıkabildiğini anlamak istemiştim..
onun kahramanları, olayları hep kutsal kitaplardan, peygamberlerden, tasavvuftan birer semboldü ve kendisi asıl merkezdi tabii..yani İnsan-ı Kamil İdris İhsan=Als İkh KanJ oydu...hepimizin kendi içimizde hissettiğini, o, yazıyor-çiziyor, bundan para kazanıyordu . oysa, benim beklediğim anlamdaki hikmet küreciklerinden bu kitapta zerre yoktu.. varsa da ben anlayamamış olabilirim.. çünkü o bir felsefeci.. hikmetten başka ne yazabilir ki zaten?!..vahy misali ilhamla yazılmasını umduğum bu yazılı metin, son derece lügat kaosuna sahip ve yorucu idi..yani bir gecede kendisini okutacak gibi sürükleyici ,cezbedici, ilhamsal da değildi..sadece ilk sahifelerdeki bir lodos rüzgarı tanımı vardı ki muazzamdı.. ve harflerin yerlerinden sökülüp savruluşunu dahi izlemiştim acizaneJ..sayfalar ilerledikçe ise, toplama- çalışma ilimlerinde olan o sıkıcı hal vardı ( bunu da en iyi, kendimin, oradan buradan toplayıp, derleyip, yazdıklarımın üzerimdeki baskısından biliyorum tabiiJ).. her ne kadar bu kitabı eleştirecekler için en son sahifede kötü bir eleştiri varsa da, o şeyleri dahi üstüme alınarak, bilerek bunları yazdım- kabul ettim ..eyvallah HUU J..
**
Dürr-i Yekta
arı duru
bir su ve içinde derin mavi bir alem
görünmeyen
kudretin eli döndürdükçe döndürüyor
herkes
gözünü dikmiş Seni arıyor..
Seni
keşfeden göz bunu herkesten saklıyor
derin
maviliğin içinde pırıltılı ışığı var
hem dışı
hem içi aynı.. mana Sen…
… ..
içindeki ışık dışarı sızan.(17 aralık 2009..şeb-i arus..1 muharrem )
**
5 aralık çarşamba.. hayalimde Cihan’a bir şey soruyorum. O’da, arkası karanlık ve buğulu bir camın üzerine parmağı ile çizerek bana anlatıyor..önce bir yamuk daire çizip içine bir şeyler yazıyor.. sonra o küme daireden bir ok çıkartıp çiziyor ve okun bağlandığı yeni bir 2.yamuk daire çiziyor.. onun içine de bir şey yazıp, oradan da bir ok çıkartarak, 3.bir yamuk daire çiziyor..ve uyanıyorum Sevdiğim.. O ->O ->O
henüz ne anlamam gerektiğini bilmiyorum ama aklıma geçen yıllarda yazdığım kahve yapma konum geliyor tabii..yanii, sabah uyandım .henüz aklım bomboş ve ne yapacağımı bilmiyorum..BİR İDEA BALONCUĞU OLUŞTURUYORUM=düşünüyorum.. vee..İDEA BALONCUĞUMUN İÇİNE DÜŞÜNCEMİ YAZIYORUM=”aa.. kahve içmem lazım değil mi?” ben kahve içeyim diye, dünyanın bilmem kaç ülkesinden, bilmem kaç yüzlerce kişi kahve çekirdekleri ekip büyüterek ağaç yapmışlar , kaç hasat mevsimi ihtiyarlamışlardı üstelik.. ve kahve bizim ülkemize geldiğinde; onu içebilmem için gerekli fincanım içinde kim bilir kaç kişi ve kaç türlü malzeme ne zahmetlerle, uğraşılarla, kaç senede tekamül ederek oluşmuştu.. şekerim, suyum ,diğer tüm alet edevatımda aynı seyr-ü sülükten geçmişti ve halende geçiyorduk J…..
kahve çekirdeği 01 |
Sevdiğim,bu düşüncelerim
benim için yetersiz olduğundan ve bunları kaç senedir kaç defa tekrar tekrar
işlediğimizden, başka bir anlamı olmalı diye Cihan’a telefon açtım.. rüyamı
anlatmadım.. küreler hakkında bir şey biliyor mu diye sordum. ”bilmiyorum” dedi..dakka bir gollJ..cep telime Demirli Hocadan mesaj geldi..”küre tamlık demektir” yazmış
saolsun..Ya Rabbim çok sevindim.hemen aradım ..ikisi birliktelermiş yineJ.. hoca:”
sen neden bunlarla meşgulsün?!..senin şeyhin böyle şeylerle ilgileniyor mu hiç?!..sen
O’nun ilgilenmediği bir şeyle nasıl ilgilenirsin?!” diyor.. çocuk: ”ilgileniyordur bence. O ilgilenmezse ben
böyle şeylere hiç ilgi duyabilir miyim ki?!” ..hoca: olmaz öyle şey..ilgilenmiyordur ..senin böyle şeylerle ilgilendiğini
bilse çok kızar.. hem ben küreler hakkında bir şey bilmiyorum. sen Ömer’i ara
.o küreler hakkında senle konuşabilir” diyor.(aslında Ömer’in sabır
tekamülü için beni ona musallat ettiler biliyorum.. yani, O’nu Sana getirdim SevdiğimJ)..hoca O’nun telefonunu verdi..
aradım.. kürelerimi ve Bektaşilikte siyah postun yanında birde küre olduğunu ve
hikmetini sordum ..hoca:”ben rüya tabir
edemem. iznim yok..dur bir sorayımJ,
ararım” dedi.. çocuk: ”hayır ..ben rüya anlatmayacağım ki, yorum
istemiyorum. Sadece hikmet ve küreler hakkında bildiklerinizi öğrenmek
istiyorum” dedi.. Sevdiğimm, bir İslam Felsefecisi olan Türker, şu not etmeye çalıştıklarımı kısaca telefonda
anlattı.. bak şimdi:
”alem küresel bir şekle sahiptir.. cisimler alemi küresel şekilde iç içe geçmiş kürelerden oluşur..en dıştada hepsini içine alan kuşatıcı bir küre vardır....birbirlerine devinimle- hareketsel- küresel- sürekli bir hareket oluştururlar.. küre maddenin bir halidir.. her kürenin bir ruhu vardır.. kürenin hareketi sayesinde o ruh kemale eriyor.. tam mutlak kemal için bu küreler elzemdir.. ve bir ruh ne kadar kemal sahibi olursa olsun; bu yüksek ruhlar yine de bağlı oldukları kürelerinden kurtulamazlar...çocuk:”neden küre?”.. hoca:”çünkü küre basit ve yalındır ve bozulmaz tek şekildir.. ruhu bağlar.. beden bozulur.. çünkü beden, küresel değil bileşiktir.. eskiden bu bozulmaz-yalın ve değişmezi GÜNEŞle ilişkilendirmişlerdir.. oysa insan ruhu potansiyel olarak güneşten daha yüksektir..ama aktif olarak değildir.. manevidir..
Tanrı’nın yaratımında ilk olarak AKIL ortaya çıkar.. bu akıldan bir RUH ortaya çıkar. Ve sonrada bir KÜRE ortaya çıkar.. 1. olan AKIL aslında manevi varlıktır.. o
cevher.. her şeyin bir ruhu
vardır ama o ruhların yükselebilme kabiliyeti yoktur.. bir tek insanın ruhu
maddeden kurtulma kabiliyetine sahiptir..” çocuk: ”masonluk ve kabala-yahudi tasavvufu da sadece sefirot
–kürelerle ilgileniyor. yani neredeyse her şeyimiz neden aynı peki?” hoca: “çünkü onlar bu ilmi İslam tasavvufundan
aldılar da ondan aynı “diyor..
İşte Sevdiğim.. şimdi bir misafiri olan hoca, bana bunun hakkında, yine vakti olduğunda konuşabileceğimizi söyledi.. ne şanslıyım değil mi? ben çook cahil olduğum için, hep akademisyenler tedrisatı Aliyemiz için devreye girmek zorunda kalıyorlarJ..EL MECBURLAR yani.. çünkü olan biten işi bilmiyorlar tabii. Veee..şimdi ben, bu kürelerle ilgili, Sana kendim ne düşündüm yazmak zorundayım değil mi?.. amma işte buraya gelince tıkanıp kaldım.. yani ben bu konu hakkında hiçbir şey bilmiyordum ki nasıl yazayım. üstelik birde bunu, resimsel bir film gibi Sana nasıl aktarayım?! ..Sevdiğim amma ne anladım biliyor musun ..hani usta film oyuncuları işlerinde ilerlediklerinde; kimselerin beğenmeyeceği, hor göreceği, zor ve çirkin ve kötü karakterleri oynamak isterler ya hanii..işte sanki bizde bazı konularda ustalaştıkça, yazması ve anlatımı çok zor şeylere doğru kendiliğimizden çekiliyorduk değil mi?.bilmiyorum.
işin hülasası Sevdiğim: ben bu KÜRELER İLMİNİN, felsefe denilen
derslerle okullarda okutulduğunu öğrenince çok incinip, kendimden utandım
biliyor musun..yanii herkesin okuyarak bilebileceği şeylerden ben senelerdir
hiç haberdar değildim.. ve onca cehaletimle ne ucubeler döktürüp Sana ukalaca,
bilmiş bilmiş yazıp duruyordum.. nerdeyse utancımdan yerin dibine geçecektim..
sonra öğlen salatına durdum.. ve kuuddayken bir şeyi tekrar yaşadım..
kendi kendime:” bir bilinen ,DANIŞIP KONUŞABİLECEĞİM maddi
şeyhim olsaydı gerçekten; bana bu şey için kızacağını amma Seninse henüz bana
bu şeyler için kızmadığını, hatta aklımda ilk defa bu işin, hayalimde MASONLAR
VE DERVİŞLER KİTABI nı veren Haybabamla
nasıl yürürlüğe girdiğini hatırladım”.. ve sonra öyle hüzünlüyken
birden bir şey oldu…hani benim inci tesbihim- Tûrûku Âliye rehberleri
dizinimim vardı ya.. işte o sahne birden yine aynı gülümsemeleriyle belirdi..ve
işte ancak o vakit; KÜRELERİMİN EN GERÇEK MANASI OLAN HİKMETİ ÂLİYEyi gördüğümü, senelerce sonra, bir salatta
anlamış oldum..
ağladım tabii.. kim ağlamazdı ki değil mi?. ben buna layık değilim desem, şimdi bu halde, onlara hakaret etmiş olacaktım biliyorum ve susuyorum..ama bu ilim çok zor be Sevdiğim.. Sevdiğim..bencede ben gerçekten çooook amma çook şükretmesi gerekenlerden biriyim değil mi?.ama neden benim kadar cahil birine denk geldi Sence?.. neden?..ben onca Turûkû Âli Sultanı Piranıyla ne yapabilirim ki?.. HER BİRİ AYRI BİR GAVVAS OLUP KENDİ İNCİSİNİ ÇIKARTIP ,O İNCİYE RUH VERMİŞ OLAN BUNCA ZAT-I ÂLİ REHBERE ben NE VEREBİLİRİM Kİ?..hiiiiçç..hiiiçç..hiç bir şey bilmiyorum.sadece Seni Sevecektim.. hiç bir şey yapmayacaktım. . unutma sakın olur mu Sevdiğim.. beni koru ..lütfen..
ağladım tabii.. kim ağlamazdı ki değil mi?. ben buna layık değilim desem, şimdi bu halde, onlara hakaret etmiş olacaktım biliyorum ve susuyorum..ama bu ilim çok zor be Sevdiğim.. Sevdiğim..bencede ben gerçekten çooook amma çook şükretmesi gerekenlerden biriyim değil mi?.ama neden benim kadar cahil birine denk geldi Sence?.. neden?..ben onca Turûkû Âli Sultanı Piranıyla ne yapabilirim ki?.. HER BİRİ AYRI BİR GAVVAS OLUP KENDİ İNCİSİNİ ÇIKARTIP ,O İNCİYE RUH VERMİŞ OLAN BUNCA ZAT-I ÂLİ REHBERE ben NE VEREBİLİRİM Kİ?..hiiiiçç..hiiiçç..hiç bir şey bilmiyorum.sadece Seni Sevecektim.. hiç bir şey yapmayacaktım. . unutma sakın olur mu Sevdiğim.. beni koru ..lütfen..
hiyeroglif alfabesinden |
7 aralık Cuma..bir
uzun dikdörtgen tarihi mekandayız ki burası çok dar bir yerJ..bir sürü sütun var.. Sen
tacı şerifin, siyah hırkanla ve az sayıdaki dervişinlesin.bir şeyler
anlatıyorsun.. sanki gizli bir toplantı bu ve her nasılsa bende haberdar olup
gelmiş, en arkaya, tamda karşına oturmuşum.. Sen bence, bende orada olduğum ve
olacakları seyredeceğim için çok sinirlisin.. birazdan sağ yanımızdan içeriye
opera sanatçıları gibi giyinmiş 4-5 süslü ve çok makyajlı güzel kadın giriyor..süslü
kostümlerinin etekleri çook uzun..çünkü onlar eski sırık cambazları gibi ayaklarının
altına çook uzun birer tahta bacak takmışlar- çook yüksekteler … Sana, Senin sevdiğin eski zaman şarkılarını
hep bir ağızdan söylüyorlar. onların en güzeli anlıyorum ki Sana aşık ve Sen
mest bir haldesin..amma ya Sen yada ben orayı aniden terk ediyoruz Sevdiğim.. kim
bilir, ikimizde aynı anda kalkmışızdır.. hatırlamıyorum.. sonra hem o vakit, hem daha sonra, iki defa
daha şu anlamla uyandım bak ..kapkara bir mekan..hiç bir şey yok..düşüncemde
şunları söyleyerek uyanıyorum..
gökyüzünde
yıldızlar varmış ve ben tam ortadaki, en büyük, en parlak olanına elimi uzatıp, o yıldızı
alıyordum Sevdiğim ..ve O YILDIZ SENMİŞSİN...
bu anlamı rüya olarak görmediğim için, ilk iki defasında da reddettiğimi hatırlıyorum.. ama sabah yine bu anlamı ,düşüncemde, aynı kelimelerle, tane tane tekrar ederek uyanınca, masalıma kaydetmeye karar verdim..çünkü bu manayı bir yere nedense koyamadım..yanii, kendime yalan söyleyip, kendimi kandırıp kandırmadığımı bilemediğimden, akıl oyunlarım üzerinde kendimi yormamaya da karar verdim.. yani ben Senin sayısız sevgilin olduğunu zaten biliyor, üstelik kimilerini de takip ederek yaşıyorumJ… … … ..
bu anlamı rüya olarak görmediğim için, ilk iki defasında da reddettiğimi hatırlıyorum.. ama sabah yine bu anlamı ,düşüncemde, aynı kelimelerle, tane tane tekrar ederek uyanınca, masalıma kaydetmeye karar verdim..çünkü bu manayı bir yere nedense koyamadım..yanii, kendime yalan söyleyip, kendimi kandırıp kandırmadığımı bilemediğimden, akıl oyunlarım üzerinde kendimi yormamaya da karar verdim.. yani ben Senin sayısız sevgilin olduğunu zaten biliyor, üstelik kimilerini de takip ederek yaşıyorumJ… … … ..
dünyanın en güzel resmi insan hücresi |
şimdide Sana facebook dan
Mustafa Tatcı Hocanın yayınladığı bir mektubu aşağıda alıntılıyorum..ben Osmanlıca
bilmediğim için çok az yerini okuyup anlayabildim tabii..peki neden
kopyalıyorum? çünkü maddi hikmetin bildiğimiz sembolü BUĞDAY ya hanii..”NEFES
mi BUĞDAY mı” diye sorulanların belki de ilk seçtikleri şey..yani MADDİ
ALEM.. beraber bir defa daha okuyalım istersen, belki o vakit anlarız
inşallah ve aminn….alemde tesadüfe yer yok biliyorsun SevdiğimJ..ve teşekkür ediyorum…
nur cihan
08.12.2012
nuralem7@hotmail.com
08.12.2012
nuralem7@hotmail.com
Ahıskalı Bektaşi Şeyhi Gamizi Ali Baba'nın 10 senedir yayınlayamadığımız mektuplarından...okunmayan yerler malesef okunamadı...MUSTAFA TATCI
Mekremetlü Oğlum Efendi,
Cümle-i cemâl-i hakîkatden bî-nişân
olan ehl-i kemâl bürhânıdır. Hemân vücûdu şekl-i Âdemî olmakla âyine-i dîdâr-ı
Semedânî olmağın bu sûretçe kün emri emr-i ma’lûme-i nâtıkü’l-ahvâlden bir
sûret ile beyân edelim.