25 Eylül 2008 Perşembe

HÜZÜN

Ey Sevgili, Ey Dost Merhaba..
Haberlerinizi alıyoruz Komutanım, daimi askerleriniz “Selam Selam” diyorlar sizlere..Çocuk buluğa erdi ve yüzük için teşekkürler böyle muhteşem bir zerafet dünyaya ait olamaz değil mi? Aslan için minnettarım Kalbimin Efendisi minnettarım.. TÜM KALBİMLE..

Bu yıl hüzün yılına döndü dostum.. Artık olgunlaşmanın zamanı gelmiş demek.. Sırtlarımızı yasladığımız çınarlar, devr’ini devr'ediyorlar.. Elbiseler değişiliyor ve susmak zamanı geliyor. Anlıyorum..
Yazılarımı nasıl ihtimamla koruduğunuzu gördüm ve A’il-e kayıtlarımız için yenisini eklemem gerektiğini anlıyorum..
Son aylarda yazmak çok ağır geliyor... Ellerim ve yüreğim yazmak istemiyor..Yazdıklarım, yazgımız OLuyor... Ne yapacağımı bilemiyorum.. Bu benden değil biliyorum ve bundan kaçamıyorum.. Ama ne yapılırsa yapılsın herşey aynı manaya geliyor.
Tüm kitapları yakıp yeni bir şeyler söylemek lazım dense de, yeni söylenen de hep O oluyor değil mi ve daima da O olacak..


KIRILDI AYNAM PARAMPARÇA!! HERBİRİ SEN-BEN-O

Bugün farklı anlammış gözükse de, daima aynı şeyi anlatan, farklı bir bakışla yazacağım..Mana Babam(ALİ ÖZTAYLAN) ile- Madde Babamı(ŞEVKET DEMİRCİ) elimden geldiğince BİRleyeceğim..

Babam aynı zamanda ben gibi “Sizin mana evladınız“ olduğu için, O aynı vakitte “mana kardeşim de OLuyor..”CemAli iç yapısı çok fazla olduğundan, dışına tavan yapmış şeker ve CelAli ile yansıyan bir AYNa.. Öyle bir şekerli celalli ki, estiğinde rüzgarından kırılmadık nesne bırakmamak istiyor sanki.. Sizin, arabacı İsmail efendiye: ”Ahengi bozma” deyişinizi aynen yaşadığınız kişi, mana oğlunuz hem de..

ZITLARIN BİLEŞKESİYDİNİZ SİZ..
O’nun için derdiniz ki daima:
“O kendisini bilse aklını yitirir, dağlara çıkar, mecnun olurdu. O manayı kaldıramayacağı için Allah bildirmiyor..”

İşte sevgili dostum, sizlerin lutfu cömertliği ile, sizle hayata başladığım; sizde doğduğum, 2 senelik ilim sütünüzü emdiğim sarf-ı zamanda, siz bunu bana göstermeyi de lutfetmiştiniz..
Ama “okumak bilmek değilmiş, sizle öğrendim”.. ”Görmek anlamak değilmiş, sizle anladım”.. Ancak “yaşanarak öğrenilenmiş, bu ise lutuf”. Sizin Nefes-i Rahman’a gidişiniz çok anlamlıydı ve aradan geçen zamanla olaylar ancak kalbimde duruluyor.. Mana bizi susmaya mahkum ediyor.. Ama babam için yazmak lazımdı, değil mi..?
Sizin daima söylediğiniz gibi "son zamanlarında açığa çıkacak bir Rahmani Nefes"i yazmalıydık değil mi?..

Takdiri ilahi bazen herşeyi serbest bırakıyor ve o kişiler açıkta bağırıp çağırıyorlar ama kimse anlamıyor ve görmüyor. Bazen de, kendisinden bile saklanıyor.. Kendisine şaka yapıyor sanki..
Babam, gönlü açık birinden öğrendiğim gibi; Sanki Nasreddin Hoca anlamındaydı ve tabii benim için Hopdedix kıvamındaydı.. ”Fırtınasından kaçılamayan ama fırtınasında herkesin savrulmak istediği cömert mangal bir gönül”.

Latif amcam bir keresinde, bir hayalim için şöyle demişti.. ”Öyle gönüller vardır ki tüm kainatı kaplayan umman gibidirler ve Kabe, O’nu Allah’ın emri ile tavafa gider”.
Hz. Rabia’nın cehennemi bir bardak su ile söndürmeye gitmesi gibi.. ”Bedenimi öyle genişlet ki, benden başka kimse yanmasın diyen gönüller gibi“ demişti..Aslında O, kendisini de anlatmak istemişti. Edebinden başka gönüllere kendisini yansıtmıştı.. İnsan-ı Kamil olmak işte bu kadar ağırdı demek.. Ne mutlu o gönüllere.. İşte sizler yüce A’li ruhlar aynen öyleydiniz..

Canım dostum posta güvercinine döndüğüm şu bir kaç aydan beri, sizle yaşadığım kadar zor ikinci bir dönem yaşıyorum... Atalarımızın geri dönmüş olması. Nasrettin Hocamızın “Yeşil Destarlı Devasa Kavuğu “nu beklemeleri...

Biz hazır değiliz... Ama O hazır biliyorum..İnsan dostlarından ayrılamaz ya hani, sevdiği ile doğar sevdiği ile gider, işte öyle birşey, anlatılamaz.. Sizin, Latif amcadan ayrılmayışınız ve verdiğiniz sözü tutuşunuz gibi, ERlik bu demek. ER olmak lazım..


Biz babamıza dokunamaz ve yaklaşamazdık ama bilirdik. O öyle cömertti ki Hz. İbrahim O’nda tecelli etmişti.. Bu öyle bir cömertlik ki sevgili BABALARIM; ikiniz de, aileleriniz ve dostlarınıza kendinizi KURB-AN etmiştiniz..Bu nasıl bir erdem?. Bu nasıl babalık..? Kaç babayiğit bunu yapar?
Kendi muhteşem manalarının debdebesini yaşamayıp, ailelerinde ve dostlarında bunu yaşatmayı zevk edinmiş kaç kişi olabilir bu alemde?.
Siz sır küpleri, siz alemleri omuzlarında taşıyıp, hastalıklardan gözlerini açamayıp bir kere bile sızlanmayanlar, bize hakkınızı helal ediniz..
Nefes-i Rahman’ın tecellisi olmasaydı ben bunları anlayıp bilemezdim. Bir İnsan-ı Kamil’in ne demek olduğunu öğrenemezdim, bir İnsan-ı Kamilin aynasını kırıp kendisini bine bölmesini anlayamazdım..


EN BÜYÜK PUT MÜRŞİD-İ KAMİL’İN KENDİSİYMİŞ, SİZ PUTLARINIZI YIKIP ÖYLE GİDEN ER’LENDENSİNİZ.. KINAMAYAN VE KINAYANA ALDIRMAYAN ER’LER..

Öyle cesur ve deli yürek.. Herkesin yazacağı şeyleri yazmak istemiyorum.. Neler yazacaklarını hepimiz çok iyi biliyoruz...

Dedemizin lakabı AYKIRI idi bizim.. Babam lakabı aykırı olan bir adamın, en AYKIRI oğludur.. Babamdaki aykırılık, kural tanımaz, meşreb tutmaz yapı genetik olarak hepimize sanki sıçramıştır.. Ama bu tüm kuralları yıkan-bozan bir yapı; işin garibi, aynı zamanda tüm manaları CEM de edebiliyor. Her şey O’nun elinde kolayca BİRlenebiliyor ve bu aykırı insanda kimse bunu tuhaf bulmuyor.. Nasreddin Hocalık da bu olsa gerek.. Biz bu aykırı olan adamın nesli olmaktan kıvançlıyız.. O’ndan ve bize tanıştırdığı cömert dostlarından onurluyuz.. Hak etmediğimiz herşeyi, şefkatle önümüze serdiği içinde hüzünlüyüz..Yazmanın sonu yok, az söz çok cömertlik olsun istiyoruz...KOCA BİR GÖNÜL UMMANI OLAN ARŞ-I RAHMAN’DA BİR VE BERABERİZ:)

* * *
BA-BA-MA(Annemi babamdan ayrı görmediğim için X ve y OLana)

Senden oldum ama senden değildim
Ya da hep sendendim veya sendim
Senle doğdum ve senle büyüdüm
Hep birdik ama inanılmaz da ayrıydık
Sen yaklaşılamayandın
Bizler ise yaklaşamayanlardık
Biz senin neslindik

Senin üretkenliğin
Cömertlik denizinde besin deryasında boğulanlardık

Biz senin genetik sırrındı
Ve sırlarından bir sır da bendeydi
Yazacak çok şeyim var aslında

Ama otokontrol uyguluyorum elime
Çünkü her an herşey değişiyor biliyorsun
Sende çok değiştin ve silkelendin
Sen değişirken ve silkelenirken
Bizler de birer taşken

Ufalanıyor ve kum olmaya doğru yol alıyorduk
Sen bu alemde tüm kuralları yıktın
Ama bir de diğer alem var biliyorsun
Orada iyi bir haldesin
Ve bir rüyamdan müjde vereyim mi sana

Rıdvan Melek var ya, Rıdvan Melek
O bile sana hizmet etmekten mutlu
Sen bu alemde imtihandın
En zorlu sınavdın karşına çıkan herkese
Sivrilikleri yuvarlıyordun belki de
Bu esnada sende yuvarlanıyordun kendine
Biz senin sırlarından birer sırdık

Ve senin kutsallığından sana selam verdik
Şimdi dünyasal bir kaç kelam yazacağım
Sen BAbamdın
Ve daima BAbam OLacaksın

Elma TAM OLmalı değil mi?
Ve biz hep TAM ELma OLacağız değil mi?

Seni seviyorum
Sevgimi harflerle sınırlamayacağım
Gönlümden sana YOLlayacağım

Hem bel- hem neseb evladın..

Nur Cihan